Kuzey Esintisi

By Defnevans

7.7K 502 54

İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bu... More

Ayakkabılar Sorunsalı
Kız Görme Timi
Hain Planlar
Ava Giderken Avlanmak
Hepimiz Medet'iz
Öpücük
Kaçan Kovalanır
Kuzey Meselesi
İzmir Yolculuğu
Aşkın En Saf Hali
Söyleyemedim
Defne'ye Ait
Doktor Sorunsalı
Ne Yaptın Süleyman
Hep Destek Tam Destek
Ulusoy Çıkartması
Özlem
Kuzey'den
Kuzey'li Bir Gün
Seninle Evlenebilir Miyim?
Kuzey Gelemeyecek
İsteme
Ayrılık
Diren Defne
Klasik Bir İş Günü?
Lina
Al Beni Hatun
Kuzenler
Yüzüklerin Efendisi
Bir Defo'nun Dramı
Kaynanatör Dürdane
Dövme
Sürün Kuzey
Dostum Münü
Stalkerlık Davası
Gelinlik Mi?
Sıçrayan Yılanlar
Toplantı Basmak
Bulutların Üzerinde
Nikah

Sherlock Defne

87 8 4
By Defnevans


/Defne'nin düşmanlarına karşı olan hayat mottosu yukarıdadır./

Güvenlik kulübesine yaklaştığımda geçen gece ki görevlilerin var olduğunu gördüm. Resmen kutsanmışım be.

Hıı ondan bu saçmalık geldi başına. Sus Defne!

"Merhabalar. Beni hatırladınız mı acaba? Kuzey Bey'e gelmiştim."

"Tabi ki Defne Hanım buyrun geçin. Kuzey Bey sizin ardınızdan çıkarken bilgilendirdi bizi. Bir saniye beklerseniz anahtarınızı da getireyim." Ne yani Kuzey ben bir daha gelirsem diye anahtar mı bırakmış? Hayır ağlamayacağım. Şimdi değil.

Güvenlikten anahtarı aldığımda içeri girdik. Hırsızlık yeteneklerimi de başka gün deneriz artık. Hâlbuki bu uğurda üç beş kartımı heba etmeyi göze almıştım.

"Nisan istersen eve gidebilirsin."

"Defne Hanım istemeden kulak misafiri oldum yaşananlara. Eğer isterseniz sizinle gelirim ne yapacaksanız işiniz daha çabuk biter. Kimse gelmeden hallederiz." Ben size diyorum zehir bunlar zehir.

Nisan'la eve girdiğimizde kendimi ağlamamak için baya bir sıkmam gerekti. O kadınla bu evde neler yaşadılar kim bilir...

"Nisan, içinde Lina ismi geçen her türlü belgeyi arıyoruz. Küçük bir garanti kağıdı bile olsa atlama. Kuzey'in her hangi bir kadınla birlikte resmini görürsen onu da ayır. Sen oturma odasına bak bende yatak odasına bakacağım."

Kaç saattir aramadığımız oda bakmadığımız delik kalmadı. Bir halt geçmedi elime. Giyinme odasında kendi eşyalarımı görünce dayanamayıp ağladım en sonunda. O kızın da eşyaları vardı orda zamanında.

Elimiz boş bir şekilde evden çıktığımızda moralim yerlerdeydi. Güvenliğin yanında durup anahtarı geri verdim onlara.

"Kuzey'e bugün geldiğimi haber vermeseniz olur mu? Ben bugün hiç gelmedim bu anahtarı hiç almadım. Şey içerde ona bir sürpriz hazırladım da anca bir kaç güne fark eder. Sürprizi bozmayalım şimdi." Güvenlik anahtarı alırken zor tuttum kendimi.

"Peki Defne Hanım."

"Ah unuttum. Birde size numaramı versem Kuzey'in yanına Lina Hanım gelince bana haber verir misiniz?"

"Tabi Defne Hanım." Numaramı bıraktığım zaman hızla ayrıldık ordan.

Savaş hazırlığı yapıldı. Hendek kazıldı. İçine düşmesi gereken sarı yılan bekleniyor...

....

"Şaka yapıyorsun? E madem sana neden anlatmamış gerizekalı?" Kızlarla Kuzey kritiğini sessiz sessiz bizim evde yapıyorduk. Ben dün sözde onlarda kaldığım için bugünde kalmama izin vermeyeceklerinden kızlar bize geldi.

Şu şartlar altında özgür olmaya çalışmak çok zor be.

"Gerizekalı çünkü! Ben ilkokul aşkım Gökberk'i anlatmadığım için suçluluk hissinden kafayı yiyecek duruma geleyim. Adam bana eski nişanlısını anlatmasın ya duruma bak."

"Kız yüzüğü atmasaydın keşke. Ya gelmezse peşinden?"

"Gitsin Lina'sının peşine o zaman. Eğer ben bu zamana kadar onun peşinden geleceği kadar değerli birisi olmadıysam gelmesin zaten."

"Damla ne yapıyorsun canım arkadaşım? Deliyi dellendirmesene!"

"Bizimkilere bir yalan uyduralım da ben şehir dışına çıkayım biraz. Onun peşinden dünyayı dolaşmış benim peşimden de gelsin madem."

"Saçmalama be! Onun düşük çaplı kopyası mı olacaksın?" İki yanımdan kafama kafama vurdular.

"Ay Damla ya bu aşk acısı çok pis bir şeymiş. Hadi benimki daha yeniydi birde seni düşünüyorum da şimdi. Ay ağlayacağım."

"Şey.. aslında ağlamana gerek yok ya."

"O ne demek be?" Yüzünde kıvranan bir ifade vardı.

"Süleyman bana evlenme teklifi etti." Çığlıklarla kutladık bunu. Tabi ben hemen ardından büyük bir çöküşle ağlamaya başladım.

Bütün gece de susmadım...

...

"Kızlar kalkın hadi kahvaltıya misafirimiz var." İsyan edip kalkmayınca annem itinayla hepimizin totosuna terlikle vurmak suretiyle kaldırdı bizi. Canım anam...

"Anne 26 yaşındayım ya. Gözünü seveyim sal artık beni."

"Gül annem bari bize elleşme ya. Yeni uyuduk sayılır."

"Kız kalkın çabuk misafir var diyorum. Hem siz demediniz mi sabah bizi erken kaldır diye? Hadi kalkın bak bir sonraki terlik kafalarınıza geliyor yoksa." Annem son tehditlerini savurup odadan çıktığında güç bela kalktık.

"Terlik yemeye hasret kalamıyoruz anan sağ olsun."

"Sus sus geçen annemle konuştum Gül sultana tam yetki vermiş ağzından kaçırdı." Kızlarla gülmeye çalışarak hazırlandık. (Medya)

Parmağımdaki o ağırlığa o kadar alışmışım ki yavrucuğumun yokluğu canımı yakıyor. Boynumdaki boşluk da aynı şekilde..

Nasıl verdim ben sizi. Resmen evlat acısı çekiyorum..

Annem misafiri için terasta hazırlamış kahvaltıyı. Vay be. Biz istesek yapmaz ama kalkın kendiniz hazırlayın der.

"Kuzey!" Karşımda babamla oturmuş bana bakan güzel adam Kuzey'di değil mi? Yoksa ben aşkımdan her yerde Kuzey'i görmeye mi başladım?

"Günaydın."

"Gel canım gel. Kuzey seni şikayete gelmiş. İşlerim var diye beni oyalıyor diyor Kuzey. Söz kızım bu bekletilmez adı konsun artık. Ne yapın edin bu hafta sonu yetiştirin şu işleri."

"Hay canına yandığımın! Sen ne zaman damatcı oldun da haberimiz yok? Daha iki gün önce vermem ben kızımı demiyor muydun? Bu ne acele şimdi?"

"Ben kızımı vermiyorum dediğimde sende etrafa 'ne olur babamı ikna edin versin beni' bakışları atıyordun. Sen gitmeye heves ettiysen önünde mi durayım babacım?"

Şu adamın ilk defa medeni olası, doğru düşünesi tuttu. Onu da yanlış zamanda yanlış yerde yaptı!

Hiç bir şey demeden oturdum sofraya. Sinirle tıktım ağzıma annemin poğaçalarını.

Annem, babam ve Kuzey itinayla sözümüzden bahsederken ben kafamı çalıştırmak için tıkınıyorum. Aha!

"Ee Kuzey Lina'da gelecek mi sözümüze?" Tıkandı kaldı öyle. Deli gibi öksürürken koşup yanına gitmek istesem de büyük bir irade örneği gösterdim ve oturdum öylece. Annem Kuzey'e su verip sırtına vururken babamın zeki bakışları beni bulmuştu. Gerizekalı Defne. Laf sokacağım derken yanındaki zeki adamı unutursan böyle de tüm foyan meydana çıkar işte.

Kuzey'in öksürükleri kesildiğinde ortamda ölüm sessizliği vardı.

"Sizinle biraz özel konuşabilir miyiz baba?" Babama baba mı dedi o? Kalp krizi geçireceğim şimdi.

"Defne biliyor. Onun bildiğini üvey kızlarım da bilir. E benim bildiğimi de Gül Hanım bilir. Yani evlat özel konuşmaya gerek yok. Anlat burada."

"Lina benim eski nişanlım." Kuzey bombayı masaya bırakmıştı.

"Gençlik zamanlarımdı. Sanırım 24 yaşında falandım. Onunla nişanlandığımızda ben yurt dışında master yapıyordum. Yani öyle sürekli görüşemiyorduk. Hep yan yana değildik." Açıklamanın bu kısmı baya baya bana ithafendi.

"2 sene sonra okulu bitirip geldiğimde şirkette çalışmaya başladım. O sıralar biraz sıkıntılar vardı. Babalarımıza yardımcı olmak için gece gündüz demeden çalışıyorduk. Tabi bu arada onu baya ihmal ediyordum. Lina'da kendisine, onu ihmal etmeyecek birisini bulmuş. Tabi benim haberim yoktu. Yurt dışına tatile gitmişti. Bende 1 ay sonra yanına gittim. Onu boşladığım için özür dileyecektim. Ama bunu sadece onunla nişanlı olduğum için yapacaktım. Ondan iyice soğumaya başlamıştım. Zaten ailelerimiz istediği için nişanlanmıştık. O zamanlar onu sevdiğimi zannediyordum. Nişanlandığımız ilk dönemler yani. Ben gerçek sevgiyi Defne'yle yaşadım sizi temin ederim." Kuzey babama döndüğünde babam devam etmesini işaret etti.

"Kaldığı otele gittiğimde odaya çıkmaya bile gerek kalmadan yakaladım onu. Otelin havuzundan geliyorlardı sanırım. Yanındaki adam elini onun beline dolamıştı. Bundan daha samimi bir pozisyona geçtiklerinde durup bir an izledim öylece. İçimde hiç bir acı yoktu. Kalp kırıklığına dair hiç bir şey yoktu. O an yanlarına gidip sanki bir sözleşmeyi iptal eder gibi ayrıldım ondan. O otelden çıktığım da tek düşündüğüm kuş kadar hafif olduğumdu." Anlatırken gözlerini bir saniye bile ayırmadı gözlerimden.

"Ama dün Lina gelip yalan yanlış şeylerle benim canımın canını sıkmış. Defne'm sana yemin ederim anlattıkları yalan. Tamam doğru yerleri de var nişanlandım onunla. Annemin yüzüğünü taktı parmağına. Ama ben ailemden ayrı yaşayalı sadece 5 sene oluyor. O kız hayatımda bile değildi ben o evde oturmaya başlarken. Yada kendimi ona affettirmeye çalışmak için dünyayı dolaşmadım onun peşinden. Tam tersi o pişman olup gelip yalvardı ama sevmediğim bir insanı hayatımda istemediğimi söyledim ona."

"Defne'm ben seninle yaşlanmak istiyorum." Kimseden ses çıkmayınca Kuzey açtı bayramlık ağzını. Babamın yanında o kadar açık konuşmasaydın be canım!

Ne diyeceğimi bilemediğimden öylece Kuzey'in suratına bakarken Alparslan abim yanında Enver abiyle terasa girdi. Enver abi bir bana bir Kuzey'e baktı. Bir gecede bütün her şeyi öğrendin mi be adam?

"Enver hayırdır?"

"Defne'yle konuşmaya gelmiş baba Enver abi. Nedenini bende bilmiyorum. Belki Defne bize söyler." Bu 'konuş ya da öl' demekti. Konuşmaktansa ölmeyi, ölmektense de abimi öldürmeyi tercih ederim.

Ayağa kalkıp Enver abinin yanına geçtim.

"Dün söylediğim şey mi?"

"Çorabına varana kadar hemde." Enver abiyi kolundan tuttuğum gibi Alparslan'ın odasına soktum. Kapıya en yakın oda o çünkü.

Enver abi elindeki baya kalın olan dosyayı verdi önce. Sonra başlattı anlatmaya.

"Doğumlarından şimdiki hallerine kadar tüm bilgileri burada. Ama kısa özet istersen ailelerin isteği üzerine nişanlanıyorlar Kuzey Bey yurtdışında okurken. Aradan geçen 2 sene sonrasında nişanlısı Kuzey Bey'i aldatıyor. Sonra..."

"Teşekkürler Enver abi daha fazla dinlememe gerek yok. Yardımın için çok teşekkür ederim. Ne kadar önemli olduğunu anlatamam bile. Hele bu kadar kısa sürede halletmen..."

"Önemli değil kızım işine yaradıysa ne mutlu." Enver abiyle odadan çıktığımız da kalın dosyayı odama bırakıp onu kapıya kadar geçirdim.

Yeniden terasa çıktığımda herkes merakla beni bekliyordu.

"Bence ben bugün şirkete gelmeyeyim. Aslanlarım benim siz halledersiniz bugünü ya. Hı? Halledersiniz değil mi?" Oturdukları yerde kollarımı kızlara dolayıp kendime çektim.

"Sen ne yapacaksın? Kitle tabi tüm işi bize!"

"Benim daha büyük bir işim var. Söz alışverişine çıkacağız." Yüzümdeki yan sırıtışla Kuzey'e baktığımda derin bir nefes verdi. Rahatlamıştı belli ki. Ama o işler öyle kolay değil be canım. Bu Lina meselesi bir ömür yüzüne çarpılacak senin haberin yok.

"O zaman emanetleri sahibine geri vereyim." Kuzey yerinden kalkıp yanıma geldi. Yüzüğümü parmağıma kolyemi de boynuma taktığın da tamamlanmıştım sanki.

Annenize hoşgeldiniz yavrularım.

....

Büyük alışverişin yarısını tamamlamıştık bile devam etmeden önce bir yorgunluk kahvesi içmek için oturmuştuk. Yanlış anlaşılma olmasın yorulan biz gençlerdik. Anneler de tık yoktu. Hala kafa kafaya vermiş alınacakları konuşuyorlardı.

Nebahat annem Kuzey'den her şeyin düzeldiğine dair bir telefon alınca sevinçten havalara uçmuş. Cidden uçmuş. Sena'nın dediğine göre koca kadın telefonu kapatınca zıplamaya başlamış.

Beni görür görmez de sıkı sıkı sarılmıştı. Ona inanmayıp her şeyi bitirmediğim için teşekkür etmişti bana.

"O hatayı ben yaptım. Kuzey'i istemediği birisiyle ben evlendirmeye çalıştım. Benim yüzümden oğlumla aranız bozulacak diye çok korkmuştum. Bütün gece uyuyamadım." Demişti. Gözleri de uykusuzluğunu belli ediyordu zaten. Bütün günü güneş gözlüğüyle geçirecek kadar yorgundu gözleri.

"Sevgilim.. Güzelim.. Bir tanem benim." Burnunu saçlarıma dayamış her sözünden sonra öpücük kondurup saçlarımı kokluyordu. Tabi ben ne yapıyordum? Kahve içiyorum. Sizde için. Kahve iyidir.

"Fazla bir şey kalmamış aslında. Dinlendiyseniz devam edelim çocuklar hadi." Nebahat annem bu soruyu bize ayakta sorduğu için bizde mecbur ayaklandık. Aslında sorudan daha çok hadi kalkın tembeller dedi gibi bir şey oldu.

"Ay gecelik almayı unuttuk. Bohça geceliksiz olmaz. Çamaşırda almak lazım." Daha gecelik kısmını duyduğum an ardından gelecek şeyi bildiğim için Kuzey'in kulaklarını kapattım. Önünde olduğum için tam gözlerine bakma şansım var. Ama ben omzunun üzerinde arkaya bakıyorum.

"Avv utandı yaaa yerim seni. Ama bunlar hayatın gerçekleri Defne'cim."

"Biz gireceğiz içeri bu dışarda kalacak. Yoksa mağazaya girmem sizi de sokmam."

Tabi ki sonunda Kuzey dışarda kalırken biz mağazaya girdik. Sena ve Seda'nın yüzünden şu an Victoria Secret mağazasındayız. Neymiş artık moda buymuş. Ya size ne size ne? Onlar bana çamaşır, gecelik bakarken ben yerin dibine dibine girmeye çalışıyordum. Aklıma Kuzey'in odasındaki eşyalarım geldi şimdi. Onları oraya yerleştirmesi falan.

Alın beni burdan!

"Defne denesene şunları bi bakalım oluyor mu?" Sena ve Seda'nın ellerindekileri görmemle kan beynime yanaklarıma her bir yerime sıçradı. Hızla gidip ellerini aşağı indirdim.

"Canlarım siz ölmek için, bende katil olmak çok genciz... Beğendiğiniz ne varsa alın oluruna olmazına bakmayın beni delirtmeyin!" Bundan sona benimle uğraşmayı kestiler. Bende kendimi dışarıya attım. Hayatımda bundan daha utanç verici bir anım oldu sadece. Bu ikinci sırada.

"Çıktınız mı?"

"Çıkmadık yoldayız daha! Ben çıktım onlar hala geziyor." Sinirle kollarımı birleştirdim.

"Sen bana hala kızgınsın."

"A.aa nasıl da anladın sen onu canım? Aslında kızgından çok kırgınım. Ama pek de fark etmez." Önüme gelip bağladığım ellerimi çözdü.

"Hadi ama güzelim anlattım işte sana. Masumum ben."

"Sıkıntı senin suçlu ya da masum olman değil. Bende önce ilişkilerin olduğunu tahmin ediyordum zaten. Sıkıntı bu da değil. Sıkıntı senin bana o kızın karşıma geçebilme ihtimali olduğu halde yaşadıklarınızı anlatmaman. Beni o kızın önünde savunmasız bıraktın sen!"

"Savunma sistemi olarak ben geldim. Yetmez mi?" Ellerine vurup uzaklaştırdım kendimden.

"Şirinlik yapma bana!" Gülme Defne.

Kollarım göğsümde bağlanmış başım ondan başka tarafa çevrilmişken sarıldı bana. Kolları sıkı sıkıya sarmıştı vücudumu. Başımı omzuna yaslayıp kokusunu içime çekerek huzuru doyasıya yaşadım o kısacık anda.

Sonra ne mi oldu?

Bizimkiler ellerinde poşetlerle çıktı. Sena'nın elinde 3 Seda'nın elinde 2 poşet vardı. Ve hepsi Victoria Secret poşetleriydi. İtinayla o poşetleri Kuzey'e taşıtmaya çalışan Sena elimde son anda kaçtı. Bugün yeterince rezil oldum bence.

....

"Saat epey geç oldu yemeğimizi de yiyelim öyle geçeriz evlere ne dersin Gül?"

"Güzel olurdu da evde 3 tane aç aslan var. Biz eve gidelim. Ama Defne kalsın sizinle Kuzey getirir onu daha geç." Defne kalsın kısmından beri dik dik anneme bakıyorum. Ne demek Defne kalsın? Bana sordun mu?

"Babam söylenmesin şimdi başka zaman şey ederiz."

"Söylenmez kızım niye söylensin. Kuzey yabancı mı?" Düşmana vurur gibi vuruyor mübarek.

"Ay bu Alp'den tırsıyor laf söyler diye anne bilmiyor musun? Sen git canım şimdi hatta akşamda git kızlarda kal yengen halleder. Hepsine göğüs gererim ben."

"Anne sen çaktırmadan Seda'ya yürek mi yedirdin acaba?"

"Kız evi naz evi işini abartma istersen Defne'cim gel işte ya bir yemek yiyeceğiz sonra abim bırakır seni." Bekle bırakır senin o abin beni. Yemek diye beni bile yiyebilir o!

"Ya ne nazı Sena'cım? Babamlar şey etmesin diye." Doğal ortamında çemkirmeyi kendisine hayat felsefesi edinmiş bir vahşi Defne'nin, kayınvalidesi yanında diye çemkiremeyip kıvranmalarını izlediniz.

"Hadi Seda biz gidelim." Annem Nebahat'cığıyla ve biricik damadıyla görüşüp beni görmezden gelerek arabaya bindi.

Kuzuyu kurda emanet etti ya. Bak sen şu bizim ana kraliçeye. Resmen sattı beni. Şokla giden arabanın arkasından bakarken Kuzey elini belime koyarak beni arabasına yönlendirdi. Ön koltuğa oturduğum da şoför koltuğuna oturan Kuzey'e baktım.

"Annem resmen sattı beni az önce fark ettin mi?"

"Yeni annen ve görümcen de sattı güzelim." Başıyla arka tarafı işaret ettiğinde hızla döndüm.

Yoklar..

Hainler!

"Onlar nerde?"

"Bizi yalnız bırakmaya çalışıyorlar güzelim."

"Belki ben seninle yalnız kalmak istemiyorum." Kuzey aramızdaki mesafeyi kapatıp elleriyle dudaklarımı kapattı.

Şey bu işlemi dudaklarınla yapsaydın daha çok işe yarardı ama sen bilirsin canım.

"Kocaya istemiyorum seni denmez."

"Henüz kocam olmadığın için diyebilirim o zaman!?" Yüzüme gülüp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.

....

"Neden eve geldik biz şimdi? Hani yemek yiyecektik?"

"Yiyeceğiz zaten güzelim. Sana ellerimle hazırlayacağım." Tam da hayallerimdeki adam.

Düştüm kaldırın....



/Merhaba arkadaşlar. Bu not unutmazsam daha sonra kendi kendisini imha edecek. Uzun zamandır bölüm gelmiyor. Ailemden büyük bir kayıp yaşadım. Haliyle bırakın bir şeyler yazmayı okumayı nefes almayı bile istemiyor insan. Ara ara deneme yapsam da ne yazabildim ne okuyabildim. Hala okumak istiyorsanız buyurun. Yani hala Kuzey Esintisi'ni hatırlayabiliyorsanız. Yazmaya devam etme niyetindeyim umarım devam edebilirim.

İyi okumalar./


Continue Reading

You'll Also Like

187K 10.2K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
803K 33.8K 50
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
741K 28.3K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
22.2M 902K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...