Kuzey Esintisi

By Defnevans

8.1K 547 57

İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bu... More

Ayakkabılar Sorunsalı
Kız Görme Timi
Hain Planlar
Ava Giderken Avlanmak
Hepimiz Medet'iz
Öpücük
Kaçan Kovalanır
Kuzey Meselesi
İzmir Yolculuğu
Aşkın En Saf Hali
Söyleyemedim
Defne'ye Ait
Doktor Sorunsalı
Ne Yaptın Süleyman
Hep Destek Tam Destek
Ulusoy Çıkartması
Özlem
Kuzey'den
Kuzey'li Bir Gün
Seninle Evlenebilir Miyim?
Kuzey Gelemeyecek
İsteme
Diren Defne
Klasik Bir İş Günü?
Lina
Sherlock Defne
Al Beni Hatun
Kuzenler
Yüzüklerin Efendisi
Bir Defo'nun Dramı
Kaynanatör Dürdane
Dövme
Sürün Kuzey
Dostum Münü
Stalkerlık Davası
Gelinlik Mi?
Sıçrayan Yılanlar
Toplantı Basmak
Bulutların Üzerinde
Nikah
Ara Bozan Şıllık

Ayrılık

154 11 1
By Defnevans

"Damla Hanım haber vermemi istedi finans toplantısı yapacakmışsınız Defne Hanım." Yüzüğümle bakışırken daldığım hayal dünyamdan çıkıp Elif'e baktım.

Aramızda kalsın ama torunlarıma kadar gittim bir ara!

"Af buyur? Ne finansı be?"

"Valla bende anlamadım. Damla Hanım aynen böyle söyledi." Söylene söylene kalktım masadan. 3 katlı şirketimizin en alt katı bizim sunum merkezimizdi. Odalarımızdan çıktığımız anda merdivenlere ya da asansöre giden o koridoru geçerken en alt katı görebiliyorduk.

Damla aşağıda henüz hazırlanmamış yeni gelen masaların yanında anlayamadığım bir şeylerle uğraşıyordu.

"Damla?" Seslenmemle bana dönmeden konuştu.

"Odama gir geliyorum ben şimdi." Tam ben odasına yönelmişken Merve çıktı karşıma.

"Yine ne oluyor Allah aşkına? Bir dünya işimiz varken ne bu finans toplantısı? Biz kaç kere finans toplantısı yaptık ki şimdi yapalım?" Ve ben bir sürü işimiz varken hayaller dünyasında fink atıyordum. Sevgilimi özledim.

"Gel Mevo'cum gel. Bizim ponçik deliye gelmişler yine belli." Kendimizi masanın etrafındaki sandalyelere atmamızın ardından 5 dakika geçmişti ki Damla Hanım teşrif ettiler.

"Okan abi dök bütün belgeleri masaya. Bundan sonra sürekli finans toplantısı yapılacak bu şirkette. Bu ne ya şirketimiz var ama biz anca çiçekle böcekle uğraşalım."

"E bizim işimiz çiçek böcek.. ya neyle uğraşacaktık?"

"Dolar yükseldi yine ya hadi onu kanuşalım. Okan abi ne diyorsun bu duruma." Zavallı Okan abi bizim muhasebe müdürümüz. Eminim adam şu an nerden düştüm bu delilerin arasına diyordur.

"Damla.. o işler öyle olmuyor be. Sizin finans olarak bir sıkıntınız yok. Baya iyi para kaldırıyoruz yaptığımız işlerden. Sanane dolardan onu borsada olanlar, büyük şirket sahipleri düşünsün."

"Yav bee şirketimizde yılan beslemişiz. Okan abim sen bizi küçümsedin baya ya hatta direk gömdün." Okan abi yardım istercesine bize çevirdi bakışlarını.

"Küçüğüz çünkü?" Damla'nın ateş saçan bakışları bana döndü. Cehenneme VIP bilet kazandım yey!

"Ne demek küçüğüz be! Tüm sosyetenin organizasyonlarını biz yapıyoruz, ünlüler bizden sıra alınca hava atıyor be. Ne küçüğü?"

"Bebeğim organizatörlükte küçük değiliz. Ama yani bu finans işleri de bizlik değil. Gel biz bunları Okan abi ve ekibine bırakıp inelim aşağıyı düzenleyelim. Bak yeni oyuncaklarımız da geldi hem müthişli yeni fikirlerim var onları size anlatmam lazım." Hayal kurarken çocuk doğurdum, onları evlendirdim, torunlarım oldu. Yani hayal kurarken boş durmadım ve bir yandan da yeni tasarımlar yaptım. Yine mükemmelsin Defne.

"Yav ben kendimi iş kadını gibi hissetmek istiyorum. Bıktım dantellerden balonlardan!"

"Sülo'yla mı kavga etmiş sence?" Merve sessiz söylese de Damla duymuştu bunu ve kendini sandalyeye attı.

"Evet tamam mı evet. Salak kıvırcık delirtti beni. Uzatmalı sevgililiği geçtik biz artık. Uzatmalının da uzatmalısı olduk. Yeter artık bu böyle gitmez dedim. Oda..o.. gitmesin o zaman dedi." Biz şokla Merve'yle birbirimize bakarken Damla gözünden akan yaşları hırsla sildi. Okan abi özel durumu anlayıp hemen odadan çıkarken bizde Damla'nın yanındaki yerimizi aldık hemen.

"Yıllarımı verdim be ben ona. Zorlanıyorsan bırak dedi bana. Bana dedi bana Damla'sına! Sevmemiş demek ki... Ama ben seviyorum be çok seviyorum. Allah'ın sığırı! Ben terk edilecek kadın mıyım ya? Polis olacağım dedi bekledim. Şark hizmeti dedi bekledim. 2 seneydi 4 seneye çıktı dedi bekledim. BENİM HAYATIM BU APTAL MARULU BEKLEMEKLE GEÇTİ BE AMA O GELMİŞ BANA GİTMESİN DİYOR! ZORLANIYORSAN BIRAK BEN BUYUM DİYOR! ULAN SEN KİM KÖPEK LAN SEN KİM KÖPEK!" En sonunda dayamamayıp hıçkırıklarla ağlamaya başladı. İki yandan Damla'yı sarıp bizde onunla ağlamaya başladık. Birimizin acısı hepimizin acısı oluyordu.

"Defne Han...şey ben yanlış zamanda geldim sanırım özür dilerim." Elif geldiği gibi odadan geri çıkarken bizde ağlayışlarımıza bir son verdik.

"Merve.. Dergah'ı arasan mı bir baksa o öküze ne yapıyormuş diye. Belki pişman olmuştur.."

"Pişmansa ne olacak hemen affedecek misin? Valla sen affetsende ben süründürmeden bırakmam Damla kusura bakma!" Merve'ye katıldığımı belirttim.

"O köpek bizim kız kardeşimizi üzecek, sonra da hiç acı çekmeden hayatına devam edecek öyle mi? Yok öyle bir dünya. Var mısınız Sülo'ya hayatı dar edelim?"

"Ne yapacağız ki?" Gözlerindeki yaşlarla Damla tenis maçı izler gibi bir bana bir Merve'ye bakıyordu.

"Sen Dergah'ı ara bu salağın yanına gitsin. İntikam planımızın ilk ayağı instagram olacak. Bugün kız kıza eğlencenin dibine vuracağız. Eh tabi ajanımız Dergah bütün storyleri o salağa izletmekle görevli. Yarın da planımızın içine bir misafir davet edeceğiz..."

"Planın birinci adımı okeyde.. ikinci adımdaki misafir kim?"

"Defne böyle plan yapmayı nerden öğrendi?" Ciddi konuşmamıza limon sıkan Damla'ya sert bakış atmamızla dudaklarına fermuar çekti.

"Ulusoy'lardan büyük transfer yapacağım kızlar. Ali'yi oyuna dahil edeceğiz."

"Saçmalama kız yine içeri tıkar Ali'yi o salak."

"Ne sebeple? Ki Ali'yi göz altına alırsa köpek gibi pişman olmuş demektir zaten. En olmadı damarına basarız. Ali, Damla'ya evlenme teklifi ederse Sülo ne yapar?"

"Kız Ali'yi öldürür o manyak Adanalı!!"

"İşte bende o kıvama gelmesini istiyorum. O kıvama gelsin ki Damla'ya evlenme teklifi etsin. Damla'da ona orda içinden gelen cevabı verir. İster evet ister hayır. Bizim amacımız Sülo'yu delirtip evlenme teklifi ettirmek. Bu süreçte birde güzel süründürmek."

"Plan güzel. Ben varım." Merve'yle beşlik çaktık. İkimizin de bakışları Damla'daydı şimdi.

"Ali kabul eder mi ki?"

"Ettiririz yavrum o da dert mi?"

"İşin içinde göz altına alınmak olsa bile mi?"

"Ya sen onu düşünme. Ali işi bende. Haydi kalkın eğlenmeye gidiyoruz!"

...

"Ya biz buraya geldik ama işi gücü ne zamandır sallıyoruz. Tarihler yaklaşıyor kızım yetişemeyeceğiz bak sonra." Hiç birimiz kahvaltı yapmadığımız için önce deniz kenarında bir mekana kurulduk kahvaltı yapmak için. Saldırılara yolda hareketli şarkılarla çektiğimiz videolarla başlamıştık. Damla'nın özellikle kahkaha atarak şarkı söylediği yerler vardı bazılarında.

"Merak etme ben Nisan'a bir program bıraktım. Bize ihtiyaç duydukça haberleşeceğiz."

"Sen olmasan batardık biliyorsun değil mi Mevo başkan." Yüzünde yan bir sırıtışla biliyorum demesi bizi de güldürmüştü. Damla'nın moralini de çaktırmadan düzeltiyorduk aslında.

Kız kıza geçirilen zaman tüm depresyonların ilacıdır..

Telefonumun çaldığını duyunca çantamda büyük bir arayışa girdim
Ne diye büyük çanta aldıysam bugün.

Kuzey Yıldızım

Ekranda Kuzey'in adını görmemle masadan kalkıp uzaklaştım. Kızın yarasına tuz basmayayım şimdi.

"Efendim sevgilim."

"Aramadın beni.. yoksa sürprizi mi beğenmedin?"

"Ne? Ne sürprizi?"

"Eline ulaştığını söylemişlerdi ama yaa. Kendi sürprimi kendi ellerimle batırdım sanırım."

"Kuzey.. söyler misin artık?"

"Çikolata canavarı sevgilime çikolata dolu koca bir sepet göndermiştim. Alınca beni ararsın, bende o cıvıltılı mutlu sesinle şarj olurum demiştim ama batırdım her şeyi."

"Yaa demek Elif o yüzden beni çağırdı. Ay benim düşünceli sevgilim. Sen iyi ki varsın.."

"Sende iyi ki varsın bir tanem. Şirkette değil misin?"

"Off hayır Kuzey yıldızım değilim. Damla'yla Süleyman ayrılmışlar bizde destek kuvvet ekibi moduna girdik."

"Hadi yaa üzüldüm. Neyse madem tutmayayım ben seni arkadaşınla ilgilen sen. Seni seviyorum güzelim."

"Ben daha çok seviyorum." Kuzey'in gülümseyen sesi kulaklarıma bayram ettirirken kapattım telefonu. Kızların yanına giderken yüzümdeki gülümsemeyi silip normal hale döndüm.

Masaya döndüğümde kahvaltılarımız çoktan gelmişti bile. Bende hemen oturup başladım. Merve'yle ikimiz sürekli Damla'ya yedirmeye çalışıp onu delirtiyorduk eh bu sırada aklı dağıldığı için istemsizce gülücükler saçıyordu.

Tabiki de o anları çekip intikam planı dahilinde instagrama koyuyorduk. İnsanları delirtmek konusunda üstüme olmadığı için çekim işleri Merve'deydi.

"Kızlar ajanımızdan mesaj var. 'Az yavaş olun. Kıskançlıktan öldüreceksiniz Adanalı'yı.' diyor."

"Aaa yavaş mı? Yoo bunlar daha iyi zamanları o Adanalı'nın. Daha çok kudurtacağız onu. Gebersin köpek!"

"Ay yapmasak mı artık? Bakın pişman olmuş demek ki." Alev saçan bakışlarımızı Damla'ya çevirdik. Bir kız grubu klasiğidir bu herkes bilir. Sevgilisinden ayrılan ya da kavga eden kız kardeşi, barışmak istese de durdurup itinayla enişteyi süründürmeden bırakmayız. Olur da bir şekilde mesaj atar da barışırsalar falan 'ay demek ki pişmanmış' gibi cümlelerle az önce süründürülmek istenen enişteden yan çıkarız. Biz kızlar tuhaf mıyız ne?

"Ben ağzımı açmadım, sizde bunu duymadınız.."

"Eee şimdi rota neresi? Alışveriş mi kuaför mü?" Merve'nin sorusu Damla'nın gözlerinde ki pırıtlıyı ortaya çıkarmıştı. Aşk dolu bir halde alışveriş seçeneğini seçti tabi.

Böylece akşamın rotası da belli olmuştu. Alışveriş, kuaför ve sonra bar. Evet maalesef bar. Babamı arayıp Merve'lerde kalmak için izin istedim. Merve ve Damla birlikte yaşıyorlardı ve bizimle aynı site içerisindeydi evleri. Evler bu kadar yakınken bile kız kardeşlerimle aynı evi paylaşmama izin vermeyen aile bireylerim vardı. Ne kadar dil döksek yalvarsak da izin vermediler... Zaten evlerimiz yakınmış istediğim saate kadar oturup uyumaya evime gelsem ne olurmuş?

Dur yine sinirlendim!

Temelli olarak izin vermese de arada böyle kaçamaklar yapmamıza izin veriyordu şükür babam. Bugünde izin aldık yani. Ama olur da yakalanırsak falan.. ay sus sus düşünme öyle şeyleri Defne!

"Ay Defneeee bak bu mavi elbise tam senlik. Ay alsana akşam da giyersin."

"Ay yok ya şu sıralar çok alışve... Bu elbise benim olmalı." Tek kollu etek ucu asimetrik kesim belinde siyah kemeri olan saks mavisi düz bir elbiseydi. Ve tam benlikti. Bedenini hızla elime alıp denediğimde kızlardan onayları topladım. Hemen üstümü tekrar değiştirip kabinden çıktım.

Kaç mağaza gezdik bilmiyorum ama akşama doğru yorgunluktan bitap düşmüş ayaklarımızla kendimizi kuaföre attık. İşte bu yüzden Damla alışverişe çıkalım dediğinde hep bir bahane uyduruyoruz.

"Oo kızlar sonunda yolunuz düştü bakıyorum." Erdem triplenirken Damla gidip hepimizin yerine sarıldı ona. Bizi kazımaları gerekir bu sandalyelerden!

..

"Aah Erdem ah. Ayrıldık yani düşünebiliyor musun? Benim salak marul benden ayrıldı!" Saçlarımız yapılırken bir yandan da dedikodunun dibini sıyırıyorduk tabi.

"Kız bırak kendisi kaybetmiş. Seninle olmak isteyecek yüzlerce erkek var. Şu güzelliğe bak be. Bi Süleyman'a bak bi sana bak. Göz var izan var bebeğim."

"Ama seviyorum."

"Hay ben bu kızın sevgisine. Siz bununla nasıl baş ediyorsunuz böyle?"

"Artık alıştığımız için vücudumuz bunu otomatik pilota alınmış gibi kendisi hallediyor." Damla yan taraftan müdahale etmek istese de elinden kaçtım.

"Çok fenasınız."

İşlerimiz bitene kadar Damla kollarını bağlayıp oturmuş bize trip atmıştı. Bizde kahvelerimizi içerek akla gelebilecek tüm dedikoduları yaptık.

Kuaförde üzerimizi değiştirip yola koyulduk. Lakin 2 dakika sonra durup nereye gitsek diye tartışmaya başladık.

Kızlar Sortie diye tutturmuşken ben oraya gitmek istemiyordum. Yekta salağı kesin dibimizde bitecekti. Ama demokrasi dediler, Damla ayrıldı karar onun dediler ne yapılar ettiler beni Sortie'ye getirdiler. Kendimi kızların arkasına saklayacağım artık başka çaresi yok.

Kendimize bir loca bulup kurulduk hemen. Kızlar içki istersen ben sadece soda istemiştim. Birilerimizin ayık kalması gerekli tabi. Yoksa eve nasıl döneceğiz? Kanalizasyon yollarına düşer kalırız yoksa.

Merve, Damla'nın delicesine eğlenen hallerini çekip plana devam ediyordu. Hatta bir ara dans ederken adamın teki yanına gelip onunla dans etmeye kalktığında krizi fırsata çevirdik. Önce ikisini bir süre videoya çektik ardından güvenliklere müdahale ettirdik. Fazla uçan Damla'mız en sonunda yanımıza gelip oturdu. Kafası epey güzeldi. Bir gülüp bir ağlıyordu.

"Kızlar Süleyman'la Dergah değil mi onlar?" Yanımıza sinirlice gelen iki kişi gerçekten de onlardı.

"Merve ne bu hal? İyice zıvanadan çıkmışsınız siz toplanın gidiyoruz."

"Sannanee be? Ben kardeşlerimle kalcam işte."

"Hayatım, sevgilim bak sarhoş olmuşsunuz. Saçma sapan işler yapmayın gelin gidelim hadi." Merve bir anda dikleşip ellerini beline koydu.

"Ne var be ne? Hep siz mi eğleneceksiniz? Hep siz mi dağıtacaksınız? Biz bu gece Damla'mın özgürlüğünün kutlamasını yapıyoruz size ne kime ne bana ne?" Merve sarhoş haliyle sevdiceğine çemkirirken çocuğunun mezuniyetini görmüş anne edasıyla duygulanmıştım. Bu ekibin çemkiriği bendim bir zamanlar. Onlar da çekirge. Çekirgelerim büyümüş Allah'ım.. Artık onlarda birer çemkirikler.

"Özgürlük mü? He ayrılığımızı özgürlük olarak nitelendiriyorsun yani öyle mi Damla?"

"Sen öyle yapmıyor musun? Öyle yapmıyorduysan niye TERK ETTİN KIZI. Birde gelmiş burada ayrılığımız falan diyorsun. Hadi abi gidin siz şuradan ya. İçen kızlar ama sarhoş olan sizsiniz galiba.."

Dergah ve Süleyman az ilerimizde bir masaya geçip locamızı göz hapsine almışlardı. Onlar gider gitmez Merve nasıl da çemkirdim ama diye göbek atmaya kalkmıştı da zor zapt ettim. Damla diğer yanımdan içkisini fondip yapıp WE ARE THE CHAMPİONS diye bağırarak şarkıyı söylemeye başladığında çocukları geri çağırıp kulunuz köleniz olayım alın şunları başımdan demek istemiştim. Ama irade gösterip kendimi tuttum ve ikisiyle de savaştım.

"Merve'cim canım benim niye ağlıyorsun şimdi sen?" İtinayla 10 dakikadır omzumda ağlıyordu.

"Dergah'ı istiyorum ben."

"Bende Süleyman'ımı istiyorum." Diğer taraftan da Damla ağlayarak sarıldığında öylece kaldım. Ağzımı açmış ikisinide paylayacaktım ki tepemizde bir gölge fark ettim.

"Kuzey!!!"

"Kalk. Gidiyoruz." Elimi tuttuğu gibi beni kızların arasından kaldırdı. İki ağlak birbirine yapışmıştı şimdi. Şu tiplere bak sanki ben zorla ayırdım sevgililerinden.

"Kuzey saçmalama."

"Ne demek saçmalama! SENİN NE İŞİN VAR BURDA! YÜRÜ DELİRTME BENİ." O az önce bana bağırdı mı?

"Bırak elimi. Kızları burda bırakıp bir yere gitmem ben." Elimi kurtarmaya çalıştıkça daha da çok sıkıyordu.

"Burda olduğundan babanın haberi var mı? Yok. Ben neyim Defne senin hayatında? Bana haber veremez miydin?"

"Allah Allah oldu paşam. Birde senden izin mi alacaktım. Daha dün bir bugün iki Kuzey Bey anında değişime mi girdiniz?"

"Ben izin al demedim. Haber ver dedim. Ben sevgilim evinde zannederken instagramdan öğreniyorum ki barlarda geziyor! Bak sinirliyim kalbini kırmak istemiyorum kalk Defne.!" Haklıydı. Ama kuyruğu yere indirmek yok.

"Neyse ne! Kızları burada bırakıp bir yere gitmiyorum. Sen istediğin yere gidebilirsin." Eski yerime geçip oturduğumda Kuzey'in de bizim locaya oturup beni bekleyeceğini düşünmüştüm. Yanıldım. Feci yanıldım.

"Öyle olsun Defne Hanım." Yüzünde büyük bir hayal kırıklığıyla baktı bana. Arkasını döndü gitti sonrada. Ben mi?

Makyajımın akmasını umursamadan kızlarla kafa kafaya verip ağladım...

Continue Reading

You'll Also Like

537K 36.3K 34
Aşkın rüzgarı saçlarınıza karışacak, kalbinizi 1000 RR'dan daha hızlı attıracak. 🏍️💛
226K 10.2K 71
Tamamlandı Bir binbaşı en fazla ne kadar takıntılı ola bilir? Barlas binbaşı Efese ne kadar takık olabilirse...
184K 9.1K 36
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
2.1M 102K 43
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki? ○●□■ Siz : Seni bir arkadaş bir dos...