Ring 🥊 Tony Stark

By CikolataliUykum

260K 22.7K 16.5K

𝐖𝐚𝐭𝐭𝐲 𝐎̈𝐝𝐮̈𝐥𝐥𝐞𝐫𝐢 𝟐𝟎𝟐𝟎 𝐇𝐚𝐲𝐫𝐚𝐧 𝐊𝐮𝐫𝐠𝐮 𝐊𝐚𝐳𝐚𝐧𝐚𝐧𝐢👑✨ "Siz sadece..." Bellatrix... More

Cast - 0 🥊
1 🖤🥊
2 🖤🥊
3 🖤🥊
4 🖤🥊
5 🖤🥊
6 🖤🥊
7 🖤🥊
8 🖤🥊
9 🖤🥊
10 🖤🥊
11 🖤🥊
12 🖤🥊
13 🖤🥊
14 🖤🥊
15 🖤🥊
16 🖤🥊
17 🖤🥊
18 🖤🥊
19 🖤🥊
20 🖤🥊
21 🖤🥊
22 🖤🥊
23 🖤🥊
24 🖤🥊
25 🖤🥊
26 🖤🥊
27 🖤🥊
28 🖤🥊
29 🖤🥊
30 🖤🥊
31 🖤🥊
32 🖤🥊
33 🖤🥊
34 🖤🥊
35 🖤🥊
36 🖤🥊
37 ❤️🥊 FİNAL
38 - Özel Bölüm IW 🥊
39 - Özel Bölüm EG 🥊
40 - Özel Bölüm SON🥊

Benjamin & Jenski 🥊

3.1K 267 403
By CikolataliUykum

Hâlâ burada olanlar için, Ring'in 1.yılına özel sürpriz bir bölüm.
Ayrıca 50K olduk❤️
Eee o zaman seneye 100K görmeyi bekliyorum kdkcksjdj

🥊

Büyük sahnenin önündeki seyirciler heyecanla iki genci izliyordu. Kumral saçlı çocuk şarkının sözlerini söylemeye devam ederken, genç kız piyanonun başında tuşlarla dans ediyordu adeta.

''Düşünüyorum dünyanın neye benzeyebileceğini. Dünyanın bir imgesi. Bir milyon hayal bunun için gereken tek şey. Bir milyon hayal; yaratmak istediğimiz dünya için.''

Ardından sarışın kız şarkıya girerken gözlerini kapattı, ''Büyük de olsa küçük de olsa izin ver de bir parçası olayım bunun. Paylaş benimle hayallerini. Haklı olabilirsin, haksız olabilirsin. Ama beni de yanında götüreceğini söyle. Gördüğün dünyaya, görmek için gözlerimi kapattığım dünyaya... görmek için gözlerimi kapattım bile.''

Göz kapaklarını araladığında babasıyla göz göze geldi ve gülümsedi.

Luke isimli çocuk, Jenski'ye doğru döndü. ''Çünkü her gece yatağa yattığımda, en parlak renkler dolduruyor kafamın içini.''

''Bir milyon hayal uyanık tutuyor beni.'' Jenski'de ona doğru baktı. Bir yandan piyanoda notaları çalmaya devam ediyordu. Ve beraber son dizeleri söylediler;

''Düşünüyorum dünyanın neye benzeyebileceğini. Dünyanın bir imgesi. Bir milyon hayal bunun için gereken tek şey. Bir milyon hayal; yaratmak istediğimiz dünya için.''

Şarkı bittiğinde herkes ayağa kalkıp alkışlamaya başladılar. Ama özellikle Tony Stark herkesten daha çok alkışlıyordu. Hem de gururla.

Luke ve Jenski el ele tutuşup selam verdiler ve sahneden indiler. Arka tarafa geçtiklerinde hızlıca birbirlerine sarıldılar. Jenski, onu uzun bir süredir tanıyordu ve ilk defa sarılıyorlardı.

''Çok iyiydin!'' dedi Luke sarılmaya devam ederken. Genç kızın kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, çocuğun hissetmesinden bile korktu.

''Sen de öyleydin!" diye konuştu heyecanla.

Arkalarından gelen bir öksürük sesi ile iki gençte birbirlerinden ayrıldı. Bellatrix Stark, Benjamin'in sahte öksürüğüne karşı bir şey diyemedi.

''Baba!'' Jenski, Tony'nin kollarının arasına girerken kızının saçlarını öptü.

''Harikaydın balkabağım!''

''Baba...'' diye uyardı Jenski. ''...balkabağım demesene.''

Luke yüzündeki sırıtışı gizlemeye çalıştı.

''Merhaba Luke.'' dedi Bellatrix ona sarılırken. ''Sahnede harikaydınız.''

''Teşekkürler Bayan Stark.''

''Baba... sen Luke ile hiç tanışmamıştın.'' dedi Jenski. Bellatrix birkaç provalarına geldiği için onu tanıyordu. Benjamin'de aynı okulda oldukları için biliyordu ama Tony tanımıyordu.

''Merhaba efendim. Sizinle tanışmak büyük bir onur.'' dedi Luke elini ona uzatırken. Tony, genç çocuğun elini gereğinden fazla sıkarken gülümsemeye çalıştı.

''Seninle de öyle Lupe.'' dedi.

Benjamin gülmemek için kendini tuttuğunda boğazından garip sesler çıktı. Bellatrix, elini oğlunun omzuna koydu ve susması için sıktı.

Jenski ise utançla kafasını eğdi ve, ''Luke.'' diye düzeltti.

''Ah, Luke. Doğru.'' dedi Tony kafasını sallayarak.

Bellatrix kocasına ve oğluna sizinle sonra görüşeceğiz bakışları atarken aklına gelen sinsi fikirle gülümsedi.

"Luke... neden yarın akşam bize yemeğe gelmiyorsun? Bunu kutlayalım."

Tony ve Benjamin'in aynı anda bakışları Bella'ya döndü. Gözleriyle resmen bunu yapma diyorlardı.

"Evet, lütfen gel!" dedi Jenski fazla heyecanlı görünmemeye çalışarak.

"Ah... şey... tabii, olur." dedi Luke nazikçe.

"Harika! Jenski sana adresi mesaj atar." dedi Bellatrix ve Tony'nin koluna girdi. "Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz efendim." dedi Luke. "Bay Stark." genç çocuk kafasıyla selam verdi.

"Görüşürüz... Lupe." dedi Tony ve karısıyla yürümeye başladı.

Jenski, Luke'a özür dileyen bakışlar atarken elini salladı. "Görüşürüz. Sana... mesaj atarım."

"Bekliyor olacağım."

Stark ailesi, kulisten Jenski'nin eşyalarını da aldıktan sonra okulun müdürüyle kısa bir sohbet ettiler. Ardından, otoparktaki arabalarına doğru ilerlediler.

Dördü de son model arabaya bindiklerinde Benjamin hemen konuşmaya başladı.
"Luke'u yemeğe davet etmene inanamıyorum anne!"

"Niyeymiş o?" Bellatrix kaşlarını çattı. "Gayet tatlı çocuk."

"Hayır, sinir bozucu herifin teki." dedi Benjamin.

"Hiçte bile!" diye araya girdi Jenski. Çünkü Luke gerçekten de tatlı ve nazik bir çocuktu. Bunu inkar edemezdi.

Benjamin patavatsızlığıyla, "Hem de Jenski'ye asılıyor." diyiverdi.

"Ne?!" diye bağırdı Tony.

Bellatrix ve Jenski'de aynı anda bağırdılar; "Benjamin! Sus!"

"O veledin evime gelmesini istemiyorum." dedi Tony, Bella'ya bakarak.

"Velet mi?" Bellatrix yüzünü buruşturdu. "O zaman senin çocukların da öyle." dedi Bellatrix.

"Onlar senin de çocukların!" dedi Tony, arka koltukta oturan ikiliyi işaret ederek.

Benjamin pis pis sırıtırken Jenski somurtuyordu. Bir yandan anne ve babaları tartışmaya devam ediyordu.

"Çocuklarımız 17 yaşında Tony. Artık çocuk bile değiller, büyüdüler. Elbette Jenski'nin erkek arkadaşları olacak." dedi Bellatrix, uygun bir şekilde açıklamaya çalışırken.

"Çoğul eki mi duydum? Erkek arkadaşları mı dedin sen? O çocuğun kızımla görüşmesini istemiyorum." dedi Tony, kulaklarına inanamazken.

"Sanki senin geçmişin çok parlak." dedi Bellatrix iğneleyici şekilde. "Zampara Stark."

Benjamin kıkırdarken Jenski'nin çok sinirleri bozulmuştu. İkisi atışmaya devam ederken evlerinin önünde durmuşlardı.

Jenski herkesten önce inerken koşarak eve girmiş ve odasına çıkmıştı. Luke ile verdikleri güzel konser onu çok mutlu etmişti ama Benjamin ve babası sayesinde bu mutluluğu uzun sürmemişti. Biri dokunsa ağlayacakmış gibi hissediyordu.

Yorganının altına girdiğinde gözlerinden akan yaşa engel olamadı. Birkaç dakika içinde de kapısı tıklatılmıştı.

"Defol Benjamin!" diye bağırdı kapıya doğru.

"Ağlıyor musun sen?" dedi kapının dışındaki ses. Ama bu kardeşinin sesi değildi. Babasına aitti.

Jenski sessiz kalarak yorganına daha sıkı sarıldı. Kapısının açıldığını duyduğunda da gözlerini kapattı.

Tony Stark, kızının yatağına yaklaşarak kenarına oturdu. "Hadi, iki yetişkin gibi konuşalım."

"Ah," Jenski alayla konuştu; "...veletler nasıl yetişkin gibi konuşabilir ki?"

Tony kafasını iki yana sallarken yorganı onun üstünden çekti. Kızının kızarmış gözleriyle karşılaştığında kendine sinirlendi. Jenski'nin ağlamasına sebep olacak kişinin canına okuyabilirdi. Ama bu sefer o kişi kendisiydi.

"Seni üzmek istememiştim." dedi Tony. "Özür dilerim. Luke elbette bize yemeğe gelebilir.''

''Bu sadece Luke ile ilgili değil.'' dedi Jenski. ''Beni onun önünde rezil ettin, eminim yarın da aynısı olur. Benjamin'de sürekli bunu yapıyor. Beni hala korunmaya muhtaç küçük bir kız sanıyorsun. Ayrıca bugünün çok güzel olması gerekiyordu.''

''Ama sen benim her zaman küçük kızım olacaksın.'' dedi Tony ve onun elini tuttu. ''Ben senin babanım. Elbette senin kendini çok iyi koruyabileceğini biliyorum. Sonuçta bunu en iyisinden öğrendin.'' Jenski'nin yüzünde oluşan gülümseme ile Tony'de gülümsedi.

''Annemden mi bahsediyorsun?'' diye sordu teyit etmek için.

''Ah, tabii ki de hayır. Bucky'den bahsediyorum.'' dedi Tony dalga geçerek. Jenski kıkırdadı. Genç kız artık büyümeye başladığında Bucky'den ona biraz savunma öğretmesini istemişti. Bellatrix ise buna bozulmuştu. Ne zaman konusu açılsa Tony dalga geçip dururdu.

Jenski'nin bakışları, yatağının yanında duran komidinin üstündeki çerçeveye takıldı. Steve, Natasha ve kendisinin bir fotoğrafı vardı. Jenski orada daha çok küçüktü. Fotoğrafın çekildiği günü hayal meyal hatırlıyordu.

"Sen benim kızımsın. Kaç yaşına gelirsen gel, ben seni korumak için her zaman burada olacağım Jenski. Steve ve Natasha hepimizi korurken öldüler. Eğer seni korumadığımı bilseler bana çok kızarlardı." dedi Tony.

Jenski hızlıca ona baktı. Steve'den pek bahsetmezlerdi. Ama genç kızın zayıf noktalarından biri de oydu. Tony nereden vuracağını çok iyi biliyordu. Steve'i çok hatırlayamasa bile onun için masallardaki bir şövalye gibiydi hep.

Bu sırada, evlerinin mutfağında dolaplardan tabak çıkaran Bellatrix, Benjamin'i azarlayıp duruyordu.  "Kız kardeşinle uğraşma."

"O zaman Luke ile takılmasın." dedi Benjamin masaya otururken.

"Luke ile ne alıp veremediğin var?" diye sordu Bellatrix merakla. Oğlunu ilk defa birine bu kadar kafayı takmış görüyordu.

"Çünkü..." Ben durup birkaç saniye düşündü. "...çünkü o... Luke."

Bella ona dönerek ciddi misin bakışı attı. "Baban gibi gidip kardeşinden özür dilemelisin. Ayrıca yarın Luke geldiğinde de hiçbir şey yapmayacaksın."

"Söz veremem." Benjamin kollarını göğsünde birleştirdi.

"Benjamin Stark... eğer Jenski'yi ve Luke'u rahat bırakmazsan, babanın garajda sakladığı zırhları kurcalayan kişinin sen olduğunu söylerim." dedi Bellatrix son kozunu kullanarak.

Benjamin'in gözleri büyürken dudakları aralandı. "Ama... anne... sen nereden biliyorsun?"

Bellatrix gülümsedi ve ürkütücü görünmeye çalışarak, "Ben her şeyi bilirim." dedi.

Benjamin oturduğu sandalyeden kalktı. Babasının garajdaki zırhlar hakkında ne kadar hassas olduğunu biliyordu. Orası bir nevi yasaklı bölgeydi. Eğer öğrenirse sonsuza kadar cezalı kalırdı.

"Ben en iyisi gidip Jenski'den özür dileyeyim." Benjamin hızlı adımlarla mutfaktan çıktığında Bellatrix gülerek kafasını sağa sola salladı.

Bir süre sonra Tony mutfağa girmişti. Keyfi geri gelmiş gibi gözüküyordu. Karısına arkadan sarılırken çenesini omzuna yasladı.

"Demek zamparalıkları mı hâlâ aklında tutuyorsun?"

Bella tekrar gülerken elindekileri bıraktı ve ona döndü. "Aslında doğrusu, sen aklıma getirtiyorsun."

"Ah, bu da mı benim suçum oldu yani?" diye sordu Tony. İkisi eğer gülmeseler bu dışarıdan ciddi bir tartışma gibi görünebilirdi. Ama onlar için kesinlikle değildi.

Bellatrix ellerini kocasının omuzlarına koyarken ona biraz daha yaklaştı. "Konuştun mu?" diye sordu konuyu değiştirerek.

"Evet. Tatlıya bağladık. Benjamin'de şimdi özür diliyordu." dedi Tony.

"Doğru olanı yaptığın için teşekkürler." dedi Bellatrix ve onu öptü. "Bu kadar kıskanç bir baba olma." Masayı hazırlamak için dönmeye çalıştı ama Tony engel oldu.

"Bellatrix."

Bella ona ne oldu dercesine bakarken Tony sessiz kaldı. Sadece sevdiği kadının gözlerine bakıyordu.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu Bella.

"Hayır, sadece... nasıl oluyor da, her gün seni daha fazla sevebiliyorum diye düşünüyorum." Dedi Tony.

Bellatrix yüzünde oluşan gülümseme ile kocasını tekrar öptü. ''Nerden çıktı bu birden bire?'' dedi şaşırarak.

''Üçümüzü o kadar iyi yönetebiliyorsun ki, sana ve kedi otlarına sahip olduğumuz için çok şanslıyız.''

Bellatrix, ellerini onun yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarının üstüne koyarken güldü.. ''Asıl ben size sahip olduğum için şanslıyım. Yani, kedi otlarım ve ben.''

İkisi gülerek birbirlerini öptüğünde, mutfak kapısında duran ikizlerden Benjamin kusma taklidi yaptı. Jenski ise onların bu romantik hallerine gülümsüyordu.

Bella kocasının kollarının arasından çıkarken, ''Yemeğe gelin kapı dinleyen ajanlar.''

Ailecek masaya oturduklarında, Benjamin basketbol antrenmanında aldığı müthiş sayıları anlatmaya başlamıştı. Okul takımında olan Ben, takım kaptanı olmayı son anda kaçırsa bile fazla umursamamıştı. Hiçbir zaman gözü yükseklerde olan bir çocuk olmamıştı. Okuldaki tüm kızlar da hep peşinde olurdu. Ama bunu bile pek umursamazdı.

Jenski ise yıllardır gittiği piyano kurslarını okuldaki müzik öğretmeni ile paylaştığında birden bire Luke ile tanışmıştı. Şimdi ise beraber çalıp söylüyorlardı.

Sık sık İntikamcılar üssüne giderek diğerlerini ziyaret ediyorlardı. Zaten herkes çoğu zaman da buraya geliyordu. İkizler hayatlarından gayet memnundu.

Bellatrix ve Tony, çocuklarının güvende ve mutlu olmaları için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Onlar, yıllar öncesi sağlam bir kalp olmayı başarmışlardı. Hatta o kadar sağlam bir kalp olmuştu ki, iki küçük kalbe yer bile açmışlardı.

Şimdi ise kocaman bir kalbe sahiptiler.


🥊

Continue Reading

You'll Also Like

1.8K 248 9
"Yine buradasın?!" Sessiz dalgaların dans ettiği sakin denizin karşısında oturmuş, zümrütlerini Dolunay'a sabitlediği sırada arkasından ince ve tan...
6.4K 415 11
Ben bir cadıyım... Biz bir canavarız... -_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_- Küçük yaşlarda ailesinden koparılan Wanda daha yeni erkek kardeşini bul...
7.6K 544 12
Galatasaray oyuncusu Barış Alper Yılmaz ve Galatasaray voleybol oyuncusu İlkin Aydın'ın birlikte olmaları hakkında yazılmış kurgusal bir kitaptır.
76.8K 5.8K 59
Bu hikaye büyücü dünyasına gelen sihirli kız ve Slytherin Varisi Tom riddle arasında geçmektedir. Olacakları bilen kızımız hiç vakit kaybetmeden hare...