Multi YENİ Çağrı gençler djjsskls
Unutanlar için;
Gencler Kumsal'ın dogum gunundeyiz hkshks Çağrı'nın kardesi Eylul le Kuzey arasi olaylar karışık. Çağrı ve Kuzey in arasi da en son kavga etmislerdi işte. Ve Çağrı'nın Kumsal dan gizledigi olaylar da oluyor kendi hayatinda, babasi kim bilmiyor. Kumsal'in da babasi annesini aldatmisti tatil dönüşü soyluycekler. Can zaten yavrunuz neyse okuyun djkdjk
Sabah üzerimdeki ağırlıkla homurdanarak gözlerimi açtığımda tek kişilik yatakta dört kişi uyuduğumuzu farkettim.
Çağrı solumda cam kenarında uyurken beni kendine hapsetmişti. Hemen sağımda Gülsüm tam bir panda stiliyle uyuyordu ve Can da kafasını onun karnına koymuştu. Bu yüzden bacakları hepimizin üstünden uzanıyordu.
Sabahları çok salaklaşıyordum. İlk birkaç dakikamı hayal meyal hatırlardım ve o anlardan birindeydim. Bir keresinde saçımı taramak için mutfağa (!) gitmiştim ve kepçeyle saçımı tararken annem beni durdurmuştu.
Fotoğraf çekmek için elimi şortuma attım ve telefonum belki cebimdedir diye elimi cebimden aşağı doğru kaydırdım.
Elime değen şeyle kaşlarımı çattığım sırada Çağrı derin bir nefes alarak uyandı ve seslice söverek bileğimi yakaladı.
" Amacın ne senin ? Ne yaptığından haberin var mı ? "
Sessizce beni azarladığında anlamayarak cevap verdim.
" Telefonum cebimde mi diye bakmak da suç oldu. "
Elimi cebimden çıkardığımda inanamayarak gözlerini büyüttü.
" Elin benim eşofmanımın cebinde Kumsal. "
" Ne ? Ne demek benim cebim ? "
" Evet. "
NE?NE?NE?NE?NE?NE?NE?NE?NE?NE?
Gülsüm kıpırdanınca Can'ı kontrol ettim. Gülsüm hayatta uyanmazdı ama Can uykusunda bile bizi dinliyor olabilirdi.
Ellerimle yüzümü kapattıktan sonra yatakta doğrulmaya çalıştım.
" Ya ben.. Cidden farkında değildim. "
Çağrı beni bırakmayıp muzipçe sırıttı.
" Şş tamam bir şey yok. "
Neticede ben kafa atmış sonra da telaş yapıp Ne abim mi hamile ? demiş bir insanım. Sadece sakin ol Kumsal.
Koşarak banyoya girdim.
Resmen her yerim utançtan ateş içinde kalmıştı. Yüzüme su çarpmaya başladım.
Banyo kapısını açtıgımda Can ışık hızıyla yanıma geldi.
" UÇARAK GELDİM BEYBİSİ " dedikten sonra aynı hızla beni ittirip banyoya girdi.
" İçerde daha fazla dursaydın hiç iyi şeyler olmayacaktı. Yapacağı şeyden dolayı yatağı karantinaya alabilirlerdi. "
Çağrı'ya küçük bir tebessüm gönderip Can'ın yattığı yere yani Gülsüm'ün yanına kıvrıldım.
" Gülsüm, yavrum hadi uyan." deyip yanağını öptüğümde Çağrı ayağa kalktı.
" Beni ancak yüzüme bip bup bap yaparak uyandırırsın, şu kızı uyandırışına bak. "
" Bağırmasana kız uyanıcak. "
İkimiz de kendimizi tutamayıp kahkaha atmaya başladığımızda Gülsüm gözlerini açmadan boğuk bir sesle mırıldandı.
" Can odaya karga mı girmiş ? "
Hala uykusunda olduğunu bildiğim için güldüğümde Çağrı sinirlenip Gülsüm'ü uyandırmak için yatağa atlamaya kalkıştı.
" Çağrı abartma uyuyor kız. Bana demiştir karga diye. "
" Tabi sana diyecek. Ben bir Mmm desem bunu duyan sülalen bile bayılır. "
Ayılın der Çağrı Duman. Ayılın ve line indirin. Siz de Mmmm'layın.
Gözlerimi devirdim.
" Neyse hadi uyandıralım. "
Banyo kapısı açıldı.
" Dokunma woman'ıma. "
Çağrı benim yerime cevap verdi.
" Kes Can. Geceliğin olmadan rahat uyuyabildin mi bari ? "
AdamımMmmmMmm
Tövbe bismillah Yarabbim.
" Biz seninle bir iddiaya girelim de. O zaman göstereceğim ben sana Çağrı. "
" Ooo elinden geleni ardına koyma Yavrum- yani Can. Siktir ya dilim sürştü."
Ağzım açık kalınca çenemi düzelttim. Can'sa dramatik bir biçimde Çağrı'ya yaklaştı ve fısıldadı.
" Bu daha başlangıç bebeğim. Kork benden. BÖÖÖÖ "
Ben kıkırdarken Çağrı elini onun yüzüne bastırıp geriye itti.
" Günaydınn yine ne kaçırdım? " dedi Gülsüm.
Hepimiz gözlerimizi devirdikten sonra toparlanmaya başladık.
***** TABİ Kİ BÖLÜM BITMEDI SACMALAMAYIN SSIJFHJS
Gülsüm ve Canla yolda biraz sohbet ettikten sonra her zamanki gibi önden önden yürüyen Çağrı'ya yetişip koluna asılınca Çağrı'nın kolu dile gelip "Ya neden asılıyorsun bana ? " dedi.
Peki ben neden böyleyim sizce gençler ?
"Bugün ne yapacağııız ? "
" Tahmin edemeyeceğin şeyler. " diye fısıldayınca suratımı astım.
Meraklı olmamı bana karşı kullanıyordu. Sinirlenerek hepsinden önde yürümeye başladım ve sahil etkinliklerinin yapıldığı kısma girdim.
Girmemle birlikte kafamdan aşağı yoğun ıslak bir şey dökülünce çığlık attım.
" Happy birthdaay !! "
Gözlerimi açıp, çevrede avaz avaz şarkı söyleyip boya savaşı yapan insanlara baktıktan sonra mavi boyayla kaplı olduğumu farkettim ve bizimkilere döndüm.
"Tipe bak uzaylıya benzedi. Ben bi Mustafa Topaloğlu kankimi ariyim. " dedi Can.
" Hayır lan bence file benzedi puahahaja " diye devam etti Gülsüm.
Uyumların çifti diyorsunuz..
Çağrı ilk defa bir öküzlük yapmadan sakince yanıma yaklaşıp herkes bize bakarken kulağıma eğildi.
" Tıpkı ruhun gibi mavi göründüğünün farkında mısın ? "
Herkes boyalarla savaş yaparken biz geride duruyorduk. Boğuk sesiyle bana böyle şeyler söylerken bayılmam an meselesiydi.
Üstümdeki boyanın birazından alıp burnuna çentik attım.
" Peki burnumu boyamandaki amaç neydi gerizekalım ? "
Sırıtarak cevap veriyordum ki gözüm Çağrı'nın arkasındaki birine takıldı. Kuzey bizi izliyordu. Geri çekilip yanına gidecektim ki Çağrı onu farkedip beni durdurdu.
" Onunla anlaştık Kumsal. Bugün doğum günün."
" Bugün fazla iyisin. " dedikten sonra sarılmak için hamle yaptım ama Çağrı beni ittirince irkildim.
" Bu tişört kaç para ve kıyafetlerin boyayla kaplı. Sarılmak dışında her şeye açığım. "
Gözlerimi kıstım. " Her şeye ? "
Kafasını sallayınca savaşlan yere doğru ilerleyip içi boya dolu bir balonu Çağrı'ya fırlattım.
Tam yüzünün ortasında patlayınca üst düzey bir haykırma yerleştirdim.
Ama arkamdan aşağı taraflarda hissettiğim acıyla Gülsüm'ün de bana balon fırlatmış olduğunu gördüm. Yüzü siyah boyayla kaplanmış Çağrı bana öldürecek gibi bakarken yumruk tokuşturdular.
Tam ilerleyecektim ki bu sefer karnımın üstünde bir bolan daha patladı ve Can'ın " Zaa" diye bağırışını duydum.
" Neydi şimdi bu ? Hayır yani sen güldün mü ? " bakışımı attıktan sonra x-ray ışınlı gözlerimle en yakındaki balonları almaya koştum, pardon YARDIRDIM.
Ama koluma yapışan parmaklar beni denize sürüklemeye başladı.
" Çağrı böyle denize mi girilir ? Bıraksana ! "
" Sadece ödeşeceğiz. Çabuk kimse görmeden. " dedikten sonra kahkaha attı.
Beni denize attıktan sonra kendi de atladı. Suyun içinde mavi ve siyah birbirine karışıyordu. Bunu incelediğimi gören Çağrı gülümsedi.
" Siyah ve mavinin içinde.. hazır mısın ? "
Cevabımı bozan, bir kadının Çağrı diye bağırışlarıydı. Kafamı kıyıya doğru çevirdim. Bizi görünce denize doğru ilerlemeye başladı. Can ve Gülsüm ise onu durdurmaya çalışıyordu.
" Çağrı.. oğlum konuşmamız gerek. Buraya kadar geldim. Önemli. "
Belimde duran elini istemsizce sıktığında ne yapacağımı bilemeyerek yüzüne baktım. Çevredekiler bize bakarken Çağrı toparlanıp beni kendine çevirdi.
" Doğum günün kutlu olsun. Muhtemelen beni otelden çıkaracaktır. Ama gitmeliyim. "
" Bütün gün burda olmayacak mısın? Bana anlatmadığın neler oluyordu Çağrı? "
Gülümsedi ve dudağımın kenarına kısa bir öpücük bırakıp denizden çıktı. Bense denizde birbirine karışan siyah ve maviye doğru donup kalmıştım.
Otel odasına dönüp yıkanmadan önce abimle konuşmuştum ama her şeyi Çağrı'nın anlattığını söyledi. En önemlisi benim onun kardeşi olduğumu ve doğru olan şekilde davranacağımı bildiğini söyleyip sarıldı.
Gerçekten çok garip bir konuşmaydı.
Cafe 'de Canlarla selfie çekilirken birden telefon titredi.
KİMDEN : Yaz Öküzü
" Şimdi kocaman gülümse gerizekalı. "
Gülümseyerek kafamı kaldırınca Gülsüm resmi çekti ve İnstagrama koyacağını söyledi. 5 dakika sonra telefon yeniden titredi.
KİMDEN : Yaz Öküzüm
" Öküz gibi değil lan. O bana özel bir hareket.. "
Tekrar gülümsediğimde hala bana bir şeyleri anlatmadığı için kızgındım. Bu yüzden cevap vermedim.
Bu sırada Can sahneye atlayıp mikrafonu eline aldı. Ama gerizekalı olduğu için ters tutmuştu. Herkes güldükten sonra düzeltti.
" Sevgili yavrum olanlar ve diğerleri... " dedikten sonra devam etti.
" Bugün sorunlu olmasını sevdiğim kardeşimin doğum günü. Kısaca doğum gününü kutlar ve saygılarımı arz ederim. Hadi eyv."
Can seke seke yanımıza gelince saçlarını karıştırdım.
Gülsüm heyecanla konuştu.
" Günün sürprizi şu ki.. akşama doğum gününe özel parti düzenlemesi için Kerem'i ikna ettiiim. "
" Koromo okno ottoom. Nasıl etmişsin ikna ? " dedi Can..
Onlar tartışırken Çağrı'nın olamayacağı aklıma geldi ve oturduğum pufa sindim. Oteldeki son iki günümüzdü ve güzel geçmeliydi.
Akşama doğru odama geçip hazırlanmaya basladım. Siyah belden aşağısı uçuşan askılı bir elbiseyi üzerime geçirdikten sonra hafif bir eyeliner çekip rimel sürdüm. Saçlarımı düzleştirirken odanın kapısı tıklatıldı.
"Hohohoh seksi Noel baba ve noel metresi doğum günü kızını almaya geldi."
"Can Antalya'dayız ve hava 3545 der- İnanmıyorum cidden Noel baba kostümü mü giydin ? "
Biz konuşurak yürürken otel görevlisi Kerem'in (Çağrı'nın deyişiyle sikerem ay hala gülüyorum hgshakfj) elinde bir kutuyla bize doğru geldiğini gördüm.
Sırıttıktan sonra konuştu.
"Bu hediye çok değer verdiğin biri tarafından gönderilmiş.Ama parti alanına gittiğimizde açmanı istedi. "
"Kim ?"
"Açınca görürsün. "
Sanki açınca içinden insan fırtlıycak. Tövbe tövbe.
...
Çağrı hala gelmemişti. Pastayı en sevdiğim insanlarla birlikte üflerken gözlerimi kapayıp dilek tuttum.
Can yani kendi deyişiyle seksi noel baba Dj' liğiyle herkesi coşturuyordu.
Kuzey ise bana üstünde Kumsalak yazan bir kolye almıştı.
En sona o kutuyu bırakmıştım. Yavaşça ne yavaşı lan yırtarak kutuyu açtığımda Büyük cam bir kavanozla bakışmaya başladık. İçine sıkıştırılmış bir sürü renkli ve küçük kağıtlar vardı. Üzerine ise bir kağıt yapıştırılmıştı.
"YAZÖKÜZÜ'NDEN "
Kapağını açacakken üstündeki yazı dikatimi çekti. "Dikkat? Az sonra okuyacaklarınız ultra öküzlük içermektedir. "
"Fakat öküzlüğümü rafa kaldırdığım birkaç kağıt da bulunmaktadır. "
Sırıtıp en büyük kağıdı elime aldım.
-Düşüncelerimden ufak kesitlere hazır mısın ? Tarihlere bakmayı unutma ;)
Kağıdı masanın üzerine bıraktıktan sonra gözlerimi kapayıp rastgele bir kağıdı aldım.
-Köprücük kemiklerime mi bakıyor o ?
Gerçekten harika bir başlangıç oldu...
Bir tane daha seçtim.
- Gerçekten o kadar güzel ki bugün az daha suratına çok güzelsin diyecekken son anda "çok gün geçti" diye toparladık çok şükür.
-Bugün bir kediyi severken onu izledim. Keşke o kedi ben olsaydım diye düşündüm. Sonra da beni o kedi gibi okşadığını düşündüm. Mmm.. Fena fikir değilmiş yani.
- Her şey hakkında o kadar güzel düşünceleri vardı ki ona her gün hayran olmamak imkansızdı.
- Keşke şu an küs olmasaydık da sabaha kadar onun bana bir şeyler anlatmasını dinlemek istediğimi bilseydi.
-Keşke sabahları uyandığında ne kadar sevimli olduğunu ve bu halini sadece kendime saklamak istediğimi bilseydi.
-Evet Kumsal bugün de üstüme düştü..
Aynı nottan 10 tane daha olduğunu söylemek bile istemiyorum.
-Ben öküzlerin kralıyım aga.
-Suyun kaldırma kuvvetinden ilk defa nefret ettim.
-Mmmmmmmmmmmmm
-Tam bir pisliğim. Hemde en seksisinden.
-Bence hep öpüşmeliyiz.
.. Böyle cümlelerden oluşan en az 40 kağıdın hepsini okuyup hayvansal tepkiler verdikten sonra dipte kalan son kağıdı elime alıp yerinden fırlayacak gibi atan kalbimle birlikte açtım.
- Dünyaya ve bana umutla bakan gözlerin, hem bana hem yaşama sıkıca sarılan kolların ve hayatında olan herkesin yolunu aydınlatan o bayıldığım gülüşün... İyi ki var. İyi ki varsın be güzelim.
Mutluluktan parlayan gözlerimle verilebilecek en saçma tepkiyi verip kendime tokat attım.
Toparlandıktan sonra ise "Yerim." sözcüğünün ağzımdan kaçmasıyla iki kol belime dolandı.
"Tabi ki yiyebilirsin. Ama unutma. Kim kimi yer bilinmez."
Tam bu sırada Can peşine taktığı insanlarla "What does the fox say ? Dijngigndigindindin" diye bağırarak önümüzden geçti.
Gülerek kafamı Çağrı'ya çevirip sarılacakken gülümsemem yüzümde dondu. Başı kanıyordu.
"Ç-Çağrı başına noldu senin ? "
"Aslında şuan burda olmamam gerek sanırım." dedikten sonra eliyle gözünü ovuşturdu.
"Başına ne oldu diyorum ?"
"Kumsal galiba şu an bir çeşit kriz geçiriyorum ve annemi sepetler sepetlemez neden buraya geldim bilmiyorum."
Başka bir şey söylemeden kapıya doğru yürümeye başlayınca onu takip ettim. Bayılacak gibi gözlerini açık tutmaya çalışıyordu. Yolda birkaç kere sendelese de yardım etmeme izin vermedi. Odanın kapısını açıp içeri geçti. Kapı yüzüme kapanacağı sırada tuttum.
"Git Kumsal."
"Saçmalama sen bu haldeyken eğlenecek miyim ?"
Yere oturup kafasını duvara yaslamıştı. Çığlık denilebilecek bir şekilde bağırıp kafasını duvara çarptı.
"Napıyorsun ?!"
"Ağrısını dindiriyorum."
"Saçmalama ." Ben konuşurken tişörtünü fırlattı ve elini boğazına götürdü.
"Kumsal git. Senin yanında sinir krizi geçirmek istemiyorum."
"Sakin ol. Ne olduysa geçti ve şu an burdasın."
Yanına oturdum ve yüzünü kendime çevirdim. "Burdasın işte."
"Git. "diye soluduğunda bayılacağından korktum.
"Burdasın Çağrı işte ya ." dedikten sonra ellerini belime sardırdım.
"Kums-"
Dudaklarımı sertçe onunkilere bastırırken aklımdaki tek şey doğum günü dileklerinin her zaman kabul olmayışıydı.
*****
FİNAL Mİ OLSA ?