Infinity War Özel Bölüm
🥊
Güneşli bir günde, keyifle yürüyüş yaparlar iken, Bellatrix ile Tony rüyalar hakkında konuşuyorlardı. Tony'nin ona anlatacağı heyecanlı bir şeyler vardı ve bunu bekliyordu. Ama sürekli garip garip konuşuyordu ve bu sinir bozucu olmaya başlamıştı.
"Sakin ol, anlatacağım." dedi Tony.
"Saçmalıyorsun gittikçe." dedi Bellatrix, bıkkınlıkla.
"Hiçde değil. Hani rüya görürken çişin gelir ya." dedi Tony. Bella kafasını salladı. "Ve şöyle dersin, Aman Tanrım, tuvalet yok. Ne yapacağım şimdi? Ya altıma yaparsam.."
Bellatrix, Tony'nin sözünü kesti.
"Ve sonra uyanıp gerçek hayatta da işemen gerekir." dedi.
"Evet, doğru." diye onayladı Tony.
"Bu herkese olabilir." dedi Bellatrix, omuz silkerek.
"Evet bende onu anlatmaya çalışıyordum. Şey.. yeri gelmişken, dün gece rüyamda çocuğumuz oluyordu. Çok gerçekti. Adını L koymamız gerektiğini söyleyip duruyordun. O kısmı korkunçtu tabii." dedi Tony, sonda yüzünü buruşturarak.
Bella gözlerini devirmemek için zor durdu ve;
"Sende uyanıp sandın ki... biz bebek sahibi oluyoruz." dedi.
"Evet." dedi Tony. Bellatrix hafifçe kafasını salladı.
"Evet mi?" diye sordu Stark, yürümeyi keserken.
Bellatrix onun suratına baktı ve,
"Hayır." dedi.
"Rüyamda gördüm. Çok gerçekti." dedi Tony, hayal kırıklığı ile.
"Üzgünüm şampiyon, rüyalar her zaman gerçekleşemez." dedi Bellatrix ve kollarını onun boynuna doladı.
"Belki de gerçekleştirmeliyiz.." dedi Tony, ona yaklaşarak.
"Ha, öyle mi?" dedi Bellatrix, alayla.
"Öyle." dedi Tony ve onun dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.
"Tony Stark."
Yabancı bir ses ile aniden o tarafa döndüler. Karşılarında, kırmızı pelerin giyen tuhaf bir adam duruyordu. Arkasında ise portal gibi bir şey vardı. Tony, Bellatrix'in önüne geçti.
"Ben Doktor Stephen Strange. Benimle gelmeni istiyorum. Evrenin kaderi tehlikede."
🥊
"Adı ne dedin?" diye sordu Tony.
"Thanos." dedi Bruce. "Gezegenleri istila ediyor, istediğini alıyor. Nüfusların yarısını yok ediyor."
Bellatrix, Tony'nin elini sıktı. İkisi yan yana oturarak anlatılanları dinliyordu. Tony'nin ona uzaylılar hakkında daha önceden bir şeyler anlattığını hatırlıyordu ama hiç bu kadar korkutucu gelmemişti.
Taşlar hakkında olan her şeyi Strange ve Wong anlattığında Tony sıkıntıyla bir nefes verdi.
"Zihin taşı Vision'da. Onu nasıl bulacağız?" diye sordu Bruce. Tony, istemeye istemeye Bella'nın elini bıraktı ve ayağa kalktı.
"Muhtemelen Steve Rogers nerede olduğunu biliyordur." dedi.
"Tamam, ara onu." dedi Bruce, ona yaklaşarak.
"Dağıldık, büyük kavga ettik. Arayamam." dedi Tony. Bellatrix hafifçe öksürdü. Ardından ayağa kalkarak onlara yaklaştı.
"Artık şu kinini bir kenara bırak koca adam. Düğünde ona sarılıyordun." dedi. "Bana bile o kadar sıkı sarılmamıştın.."
"Tony.. eşini senden daha çok sevdim." dedi Bruce. Bella ona samimi bir şekilde gülümsedi.
Tony onlara somurtarak bakmaya devam ederken birkaç adım uzaklaştı. Elini, cebindeki telefona doğru götürdü. Tam o anda, bir şey hissetti. Hafif bir sarsıntı. İnsanların uzaktan gelen bağırışlarıyla, içeride bir rüzgar esti.
"Ne oluyor?" diye sordu Bellatrix. Kapıya doğru ilerledi ve açarak dışarıya baktı. İnsanların korkuyla kaçıştıklarını gördü.
Hepsi, caddede yürümeye başladıklarında yaralanan insanlara yardım etmeye çalıştılar.
"Tony. Bu da ne?" dedi Bellatrix, onun kolundan tutarken. Gökyüzünden, yere doğru devasa bir şey iniyordu.
Tony, koruma içgüdüsüyle Bella'yı arkasına doğru aldı. Devasa uzay gemisinden süzülen mavi ışığın ardından iki tane uzaylı gözüktü. Biri ince uzun boylu, diğeri ise dev gibi bir şeydi.
"Thanos'un çocuklarının ellerinde ölmek üzeresiniz. Şükredin ki..."
Tony, uzaylının sözünü bağırarak kesti.
"Kusura bakmayın, dünya bugün kapalı! Buradan defolup gitseniz iyi olur."
"Taş koruyucu.." uzaylı Strange'e doğru döndü "...bu geveze mahluk senin adına mı konuşuyor?" diye sordu çirkin uzaylı.
"Bu squidward kendini ne sanıyor?" Bellatrix sinirle konuşarak hareket ettiğinde Tony onu durdurdu.
"Ben kendi adıma konuşabilirim. Bu gezegene ve şehre izinsiz girdiniz." dedi Strange ve elleriyle o tuhaf şeyleri yaptı.
"Ah.. iyice sıkıldım. Saldır." diye emretti uzaylı.
Büyük dev, onlara doğru yürümeye başladığında Tony konuştu;
"Bruce.. artık aramıza katılabilirsin."
"Evet, haklısın. Tamam." dedi Bruce ve boynu yeşillenmeye başladı. Kendini zorluyor, ama Hulk ortaya çıkmıyordu.
Bellatrix, Tony'nin kulağına doğru yaklaştı.
"Neden.. yapamıyor?" diye sordu fısıltıyla.
"Karımı ve beni büyücülere rezil ediyorsun." dedi Tony, Bruce'a.
"Olmuyor.. yapamıyorum.. aramız bozuk gibi." dedi Bruce.
"Tamam.. gönder onları Doktor." dedi Tony, Strange'e bakarak.
"Ne?" dedi Bellatrix. Tony, cebindeki telefonu çıkararak onun eline tutuşturdu.
"Burada durmana izin verecek halim yok. Bruce, gidin." dedi Tony, sert bir sesle. Ardından ark reaktörüne birkaç kez dokunarak zırhını giymeye başladı.
Bruce, Bellatrix'i kolundan tutarak kenara çekti. Doktor Strange, portal açarak ikisini başka bir caddeye yolladı.
"Ne yapacağız?!" diye bağırdı Bellatrix. "Yeşilin çıkmasını sağla!"
"Deniyorum! Olmuyor!" diye bağırdı Bruce. Tony'nin zırhıyla şehirde uçtuğu gözüküyordu.
Tam o anda, Bellatrix üstüne doğru fırlatılan bir araba gördü. Korkuyla gözünü kapatmışken, hiçbir şey olmadı. Yavaşça gözlerini geri açtığında, Örümcek Adam kostümüyle Peter'ı gördü. Onu kurtarmıştı.
"Selam! Naber Bellatrix?"
"Sen nereden çıktın Peter?" diye sordu korkuyla Bellatrix.
"Modern sanat müzesi gezisinden!" diye bağırdı Peter, ağ atarak gitmeden önce.
O anda, yanlarına Tony indi.
"Friday. Bellatrix ve Bruce'u eve yolla." diye emir verdi.
"Ne?! Hayır!" dedi Bellatrix.
"Kısa sürede döneceğim. İşler sarpa sararsa, ara onu." dedi Tony.
Saniyeler içerisinde gelen iki zırh, tüm bedenlerini sardı ve kontrolü onlara bırakmadan uçarak eve götürdü. Bellatrix bunun kontrolünü Friday'den almaya çalışmıştı ama yapamıyordu. İzin vermiyordu.
Dakikalar sonra garaja indikleri an zırhın içinden çıktılar.
"Friday! Tony'i ara!"
"Bağlantı kuruluyor."
"Hayatım.. sanırım akşam yemeğine gelemeyeceğim." dedi Tony.
"Neredesin?! Çabuk Peter'ı alıp buraya gel!" diye bağırdı Bellatrix. Onlar için endişeleniyordu.
"Bayan Stark, bağlantı zayıf."
"Sakın bana o gemide olduğunu söyleme!" dedi Bella korkuyla.
"Özür dilerim. Yakında eve döneceğim." dedi Tony, üzgün bir sesle. "Seni seviy—"
"Bağlantı kesildi."
"Tony! Tony! Aman Tanrım.." Bellatrix tek elini saçlarına daldırdı. Şu an kafayı yiyecek gibi hissediyordu.
"Bellatrix." dedi Bruce. Bella ona doğru döndü. "Bir arama yapmanın zamanı geldi."
Bellatrix, diğer eliyle tuttuğu telefona baktı.
🥊
"Vision'dan haber yok mu?" diye sordu Bakan, masanın etrafında dolaşırken.
"Uydular onu Edinburgh civarında kaybetti." dedi Rhodey.
"Dünyanın en çok aranan dört suçlusu ile bir Quinjet'te. Ve siz Bayan Stark... onları telefonla aradığınızı söylüyorsunuz. Yardım için." dedi Bakan'ın hologramı, Bella'ya dönerek.
"Beni de mi suçlu ilan edeceksiniz? O zaman bunu hemen yapmalısınız. Çünkü aldığım en doğru karar oydu." dedi Bellatrix, kollarını göğsünde birleştirerek. Kocası uzayda bir yerdeydi ve Bakan bile gözünü korkutamazdı.
Bakan, Bellatrix'in tam önünde durdu. Ağzını açıp bir şey diyecekken, koridorda duyulan ayak sesleriyle o tarafa döndüler.
"Sayın Bakan." dedi Steve Rogers, diğerleriyle onlara doğru yürürken. Bakan, kaşlarını çattı.
"Dünya yıkılıyor. Her şey affedildi mi sanıyorsunuz?" diye sordu Bakan, nefretle.
"Affedilmeyi beklemiyorum. Ve izin istemeyi çoktan bıraktım." dedi Steve Rogers. Bu sırada bakışları Bellatrix Stark'a kaydı.
"Dünya en iyi koruyucusunu kaybetti." dedi. "Ve bizde savaşmaya geldik."
Ardından tekrar Bakan'a döndü. "Yolumuzdan çekilmezseniz, sizinle de savaşırız." dedi.
Bakan, Rhodey'e doğru döndü.
"Tutuklayın bunları." diye emretti.
"Tabii ki." dedi Rhodey ve hologramları kapattı. "Kesinlikle bunun için hapse gireceğim."
"Senin için temiz çamaşır getiririm." dedi Bellatrix, en az alaycı şekilde. Bu sırada Natasha Romanoff ile göz göze geldi.
"Tekrar karşılaşacağımızı söylemiştim." dedi Natasha, ona yürürken.
"Ama yine güzel bir şekilde olmadı." dedi Bellatrix. İki sarışın kadın birbirlerine sarıldı. Ardından Bella tekrar konuştu,
"Şimdi ne yapacağız?"
🥊
WAKANDA
Jetten inen grup, T'Challa ve adamlarına doğru yürüdü. Bellatrix şaşkınlıkla etrafı inceliyordu. Steve ona New York'da kalmasını söylese bile kabul etmemişti. Ve o artık bir Stark'dı, kimse onu durduramazdı.
"Önünde eğilmeli miyiz?" diye sordu Bruce.
"Evet, kral sonuçta." dedi Rhodey. Ardından Bellatrix'e sırıtarak kafasını sağa sola salladı.
Bruce, T'Challa'nın önünde eğildiğinde Rhodey güldü. Bella ise bu durumda gülmemek için dişlerini sıktı. Şu haldeyken bile Rhodey'in insanlarla uğraşması sinirlerini bozuyordu.
"Bellatrix Stark. Sonunda tanıştığımıza sevindim." dedi T'Challa.
"Bende öyle." dedi Bella. Bu sırada onlara doğru gelen Bucky Barnes ile, Steve Rogers ona sarıldı.
"Bucky.. bu Bellatrix. Tony'nin eşi." dedi Steve, tanıştırarak.
Bella, onun ismini duyduğunda kaşları otomatik olarak yukarı kalktı. Barnes tam karşısında duruyor, ve mahçup görünüyordu.
"Merhaba." dedi Bucky.
Bellatrix, ona gülümsedi. Ve bu kesinlikle sahte bir gülüş değildi, gerçekti.
"Merhaba." diye karşılık verdi.
🥊
Odada ki Shuri ve Bruce, Vision'da ki zihin taşı hakkında bilimsel konuşmalar yapıyor ve çoğu kişi neyden bahsettiklerini bile anlamıyordu.
Bellatrix'in tek istediği bunu çabuk çözmeleri ve Tony'nin geri dönmesiydi. Kocası dünyada bile değildi. Uzaydaydı. En kısa sürede geri dönmesini istiyordu. İçinde büyük bir huzursuzluk vardı. Ara sıra midesi bulanıyordu ve bunun yaşadığı korkudan dolayı olduğunu düşünüyordu.
"Atmosfere bir şey girdi."
Herkes, ne olduğunu anlamaya çalışırken etrafına bakınmaya başladı. Bellatrix, Steve ile göz göze geldi.
"Buraya gelmemeliydin." dedi, pişmanlıkla.
"O zaman git ve işini yap. Bizi koru." dedi Bellatrix.
🥊
Camdan, dışarıda olanları izleyen Bella ve Wanda bir yandan Shuri'nin işini bitirmesini bekliyorlardı. Vision'dan taşı çıkartmak kolay değildi.
Uzaylıların Wakanda'ya inmesi ve bariyerlerin açılmasıyla Bella hissettiği korkuyu yansıtmamaya çalıştı. Ama Wanda anlayabiliyordu.
Aşağıda büyük bir savaş başladığında, etrafta aniden şimşekler çakmaya başladı.
"Bu da ne?" dedi Bellatrix, cama iyice yaklaşarak.
"Thor." dedi Wanda.
O sırada, ağaçlar büyük bir gürültüyle yıkılmaya başladı. Yerin altından gelen uzaylıların koca silahları toprağın içinden çıktı.
Wanda, yardım etmesi gerektiğini düşündü. Burada öylece beklemek ona zor geliyordu. Arkasını dönüp yürümeye başladığında Bellatrix ona seslendi ama durmadı.
Wanda aşağıya indikten sonra, kapıda bekleyen korumalardan bağırışlar gelmeye başladı. Shuri, yaptığı işte hızlandı.
Bellatrix masadaki silahlardan birini eline aldı. Kapıya doğru nişan aldığında içeri giren uzaylı ile ateş etti. Ama uzaylı kendini korumuştu. Ona doğru hamle yaptığında Bella kendini sağa doğru attı ve tekrar ateş etti. Ama vücuduna çarpan bir şeyle yere düştü.
Uzaylı, Shuri ve Vision'a doğru yaklaştığında genç kızı hızlıca bir kenara fırlattı.
Ayağa kalkan Bellatrix, koşarak uzaylının sırtına atladı ve birden cama çarparak aşağı düşmeye başladılar.
"Bir sorunumuz var." dedi Bucky, binadan yere düşmek üzere olan Bella'ya bakarak.
"Neden bütün Stark'lar baş belası olmak zorunda?!" diye konuştu Steve.
"Ben hallederim!" diye bağırdı Wanda.
"Tam arkandayım." dedi Natasha, onu takip ederken.
Tam o sırada, Wanda uçarak Bellatrix'i tuttu ve sağsalim yere inmesini sağladı.
"Yalnız öleceksin! Aynı eşin Tony'e yapacağım gibi!" diye bağırdı uzaylı.
"O yalnız değil." dedi Natasha Romanoff. Wanda ile yan yana duruyorlardı. Ve aynı anda uzaylıya saldırdılar.
Bellatrix, ayağa kalktı. Uzaylı, Natasha'yı bir kenara fırlattığında ona arkadan yaklaştı. Ama uzaylı aniden ona döndü ve tam vuracağı sırada, Bella onun yumruğunu tuttu. Hızlıca karnına bir tekme attı. Ardından bacaklarına vurarak diz çökmesini sağladı. Çenesine sert bir yumruk geçirdi ve yere düşürdü.
"Bu kocam içindi." dedi Bellatrix.
Natasha, istemsizce gülümsedi.
"Gitmeliyiz." dedi Wanda.
Natasha, Bella'nın kolundan tuttu ve ilerlediler. Steve Rogers ve diğerlerinin yanına vardıklarında, Thanos'un geldiğini gördüler. Vision'ı yakalamıştı.
Wanda bağırarak ona koştuğunda, Thanos tek el hareketiyle herkesi geri savurdu. Bellatrix bir ağaca çarptığında sertçe yere düştü.
Ve o anda, Thanos Vision'ı öldürdü.
Thor büyük bir gürültü ile oraya geldiğinde baltasını Thanos'un göğsüne fırlattı.
"Aptal Tanrı... kafama hedef almalıydın." dedi.
Ve o anda, parmağını şıklattı.
Thanos bir geçit açarak aniden ortadan kaybolduğunda herkes yavaşça ayağa kalktı. Az önce ne olmuştu öyle? Neden birden gitmişti?
"Nereye gitti?" diye sordu Steve, etrafına bakarak. "Neden gitti?"
Etraf büyük bir sessizliğe bürünmüştü. Sanki yapraklar bile kımıldamıyordu artık.
"Steve." Bucky'nin sesi ile o tarafa döndüler. Barnes, yavaş yavaş toz olarak kaybolduğunda Bellatrix'in şaşkınlıkla dudakları aralandı.
"Ona ne oldu öyle?" diye sordu.
Yavaş yavaş çoğu kişi toz olurken, Bellatrix korkuyla ellerine, ardından bedenine baktı. Ona hiçbir şey olmuyordu.
Ama kaybettikleri çok belliydi.
🥊
UZAY
Tony Stark'ın, kollarının arasında kaybolan Peter'ın o yüzündeki son ifade aklından çıkmıyordu. Öylece yere çöktü. Nebula arkasında bir şeyler söylüyordu ama dinlemiyordu.
Kaybetmişlerdi.
Peter'ı kaybetmişti.
Bellatrix'i kaybetmişti.
Ve kendini de kaybediyordu.
Evine, Bellatrix'e nasıl döneceğini bilmiyordu.
🥊
Infinity War Özel Bölüm Sonu
End Game bölümü çok güzel oldu onu okumanız için sabırsızlanıyorum❤️
End Game Özel Bölümünden Bir Kesit;
"Şunu unutma sakın; uzun bir uykuya dalarken yine her zamanki gibi olacak. Seni göreceğim. Hep seni gördüm zaten. Benim evim sensin. En sevdiğin şarkıda dünyaya eve geldiğimi söyle diye bir söz geçiyor. Umarım o şarkıdan nefret etmeyip dinlemeye devam edersin."