Kuzey Esintisi

By Defnevans

8.1K 547 57

İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bu... More

Ayakkabılar Sorunsalı
Kız Görme Timi
Hain Planlar
Ava Giderken Avlanmak
Hepimiz Medet'iz
Öpücük
Kaçan Kovalanır
Kuzey Meselesi
Aşkın En Saf Hali
Söyleyemedim
Defne'ye Ait
Doktor Sorunsalı
Ne Yaptın Süleyman
Hep Destek Tam Destek
Ulusoy Çıkartması
Özlem
Kuzey'den
Kuzey'li Bir Gün
Seninle Evlenebilir Miyim?
Kuzey Gelemeyecek
İsteme
Ayrılık
Diren Defne
Klasik Bir İş Günü?
Lina
Sherlock Defne
Al Beni Hatun
Kuzenler
Yüzüklerin Efendisi
Bir Defo'nun Dramı
Kaynanatör Dürdane
Dövme
Sürün Kuzey
Dostum Münü
Stalkerlık Davası
Gelinlik Mi?
Sıçrayan Yılanlar
Toplantı Basmak
Bulutların Üzerinde
Nikah
Ara Bozan Şıllık

İzmir Yolculuğu

263 18 1
By Defnevans

"Ayakkabılar burda, çantalar burda, kıyafetler tamam. Ah makyaj malzemelerimi unuttuğuma inanamıyorum!!" Bir koşu gidip odamdan makyaj çantamı aldım ve büyük kol çantama attım. Odadan çıkmadan aynada kendime son kez baktım ve tamamım. Yani umarım. Eğer bir şey unuttuysam büyük sıkıntı çıkartırım.

"Defne yeter artık! Yarım saattir senin bir şey unutup unutmadığından emin olmaya çalışıyoruz. Bak insanlar benzincide bizi bekliyor. Çıkıyoruz dediğimizin üstüne yarım saat geçti. KİME DİYORUM BEN...!" Abimin bağarmalarını umursamadan sanki bir şey olmamış gibi yanına gidip valizleri arabaya koymasına yardım ettim. Hala ufaktan söylenmeye devam ediyordu.

Arabaya bindiğimiz gibi Pera'nın 'mutlu ol' albümünü son ses açtım. Arabayı o kullanabilir ama müzik seçimi daimi bendedir.

"Dinleme demiyorum. Sadece biraz kıs." Müziğime müdahale ettiğinde ona ters ters bakmakla yetindim. Ev ahalisine el sallayarak garajdan ve site sınırları içinden çıktık. Abim telefonunu arabaya bağlayarak müzik ziyafetime kan doğradı ve birini aramaya başladı. O sırada ona pis bakışlar atmakla meşgul olduğum için aradığı kişinin Kuzey olduğunu anca telefon açılınca fark ettim.

"Artık yola çıktığınızı umabilir miyiz?" Abim o sırada bana al işte bakışlarıyla karşılık verdi. Tabi o sıra onu takamıyordum. Düşünecek daha önemli işlerim vardı.

Bir adamın sesini özlemek nedir yahu..

"Çok şükür evden çıkmayı başardık. Defne Hanım anca hazırlandı da. Evden çıkmadan önce de son bir resim çekilmek istemiş kendisi bir 5 dakika da ona oyalandık." Ne pislik bir abi!! İnsan kardeşinin sırlarını ele verir mi hiç?! Ama iyi ki söylemiş. Kuzey'in o tatlı kahkahası kulaklarıma ulaştığı zaman istemsizce gülümsedim. Ona söylemedim ama bende onu çok özlemiştim.

"Şey acaba dedikodumu yapmadan önce hala burada olup olmadığıma bir baksa mıydınız?" Tabi ki beni sallamadılar.

"15 dakikayı bulur muhtemelen oraya gelmemiz. Tabi trafik yoksa." Abimin lafı üzerine basit bir görüşürüz deyip kapattılar telefonu.

Ve pera yeniden sahnelerde..

Eh madem bende boş duracağıma evden çıkmadan önce Seda'ya çektirdiğim resmi paylaşayım. Sevmesem de arada işe yarıyor bizim gelin.

İ

lk beğeni Kuzey'den gelmişti. Ve dm kutusunda bir mesaj işareti belirdi. Yüzümdeki büyük sırıtışla birlikte hemen mesaja girdim.

"Bu kadar güzel gülümsemek zorunda mıydın gerçekten..."

"Ağlayayım mı??"

"Asla.. Sen hep böyle gül."

Bu satırlar iyice sırıtmama neden olurken başımı sağ tarafa doğru çevirdim. Görecek şimdi nemrutkam sonra uğraş dur.

"Daha ne kadar var sarı?"

"Defne'cim yola daha yeni çıktık farkında mısın abicim?"

"Farkındayım. Pislik olsun diye soruyorum zaten." Sabır çekerek gaza daha da yüklendi canım sarım.

Benzinliğe geldiğimiz gibi arabadan indik. Abim arabasının deposunu doldururken bende karşı da boş boş oturan iki Ulusoy'un yanına gittim. Garibimler nasıl sıkıldılarsa artık farkımıza bile varamadılar.

"Çok mu sıkıldınız ya? Tabi benim olmadığım ortamda keyif olmaz sizde haklısınız." Sena nihayet diyen gözleriyle kalkıp bana sarılırken ona karşılık verdim. Gözümse güzel bakan abisindeydi.. Ama böyle olmuyor ki! Bakışına da düşüyorum gülüşüne de...

"Çok haklısın... seni tanımadan önce nasıl yaşadığımı düşünüyordum bende." Sırıtarak cevap veren Kuzey sayesinde sesim ve özgüvenim içime kaçtı.

"Pera dinler misiniz Cantürk'ler?" Sena'nın sorusuyla yanımıza gelen abim bir irkildi. Bütün yol boyunca dinleyeceği tek şey olmasa da büyük bir kısmı Pera olacaktı.

"Bayılırım." Atladım tabi ki soruya. Pera candır, aşktır, ailedir..

"Alparslan sen? Lütfen sevmiyorum de lütfen." Sena abimin ellerine yapışmışken abimin gözü Kuzey'deydi. Kendisi de abi olunca ilk olarak karşısındaki abiyi düşünüyordu tabi. Kuzey'inse böyle ince bir düşüncesinin hiç olmadığını çok yakından deneyimledim.

"Pek sevdiğim söylenemez. Defne'nin zoruyla yol boyunca dinlerim ama. Belki de zorla dinlettiği için sevmiyorumdur."

"Yanacaksın.." Bunu diyen tabiki bendim.

"Araba değiştirelim lütfen. Bu işkenceye katlanmak için İzmir çok uzun bir yol." Sahi İzmir kaç saatlik yoldu. 7? 8? 6? Biz niye uçakla gitmiyoruz ki sanki.. Ömer abimle gidersek 5 saat bile sürebilirdi de Alparslan abimle bu yol 8 saati bulurdu...

"Sena sana öyle bir işkence ederim ki feleğin şaşar. Pera gibi grubu bulmuşsun da konuşuyorsun. Sen git saçma sapan yabancı şarkılar dinle."

"Bir kere onlar saçma sapan değil. Ayrıca Pera'dan daha güzeller." Sena'cın ailemize gelin gelince ben senin müzik zevkini değiştiririm merak etme sen. Şimdi konuşacak daha mühim bir mevzu var.

"Kuzey sen Pera mı seviyorsun? Ben doğru mu anladım?" Gözlüklerimi burnuma kadar indirip Kuzey'e üstünden baktım. Şu an Sena'yı taktığım pek söylenemezdi.

"Evet, tamamen doğru anlamışsın." Ne kadar da ruh eşim bir adam..

"Benim için arabada Pera çaldığı sürece hangisine bindiğim fark etmez." Omuz silkerek abime baktım. Son karar sende deyiş tarzım buydu. Hani Sena'yla gidilecek bilmem kaç saatlik bir yol.. Aklı varsa kabul etmesi lazım.

"Peki madem, değiştirelim." Sena derin bir nefes verip abime gülümsedi. Yalnız bunlar çaktırmadan çaktırmadan iyi ilerliyor be.

"Hadi yola çıkalım o zaman." Sena çantasını aldığı gibi Alparslan'ın koluna girerek arabasına yönlendirdi onu. Baş başa kaldık iyi mi? Değiştirmesemiydik arabaları.

Kuzey sol elini yanağıma koyup bir küçük okşadı. Ardından elimi tutup arabasına götürdü beni. Kalbim sakin olur musun? Bak sen böyle deli gibi attıkça bu yol bitmez yalnız.

"Audi r8 mi? Vay canına..." Kuzey'in açtığı arabanın kapısına bakıp bekletmeden bindim. Araba dediğim için özür dilerim canım. Sen uçaksın uçak. Bu ne güzellik böyle ya...

"Arabamı kıskanmak zorunda kalmam umarım..." Şoför kısmına oturunca söylediği şeyle yüzüm domatese döndü. Hay lanet! Niye saçlarını salmazsın ki Defne! Al işte yanaklar adamın tam görüş açısında rezillik...

"İstediğin bir parça var mı? Torpidoya bakabilirsin bütün cdler orda." Yanaklarımla dalga geçmediğin için teşekkür ederim canım.

Arabayı çalıştırmasıyla son çalan parça kaldığı yerden devam etti. Gökhan'ın sesi arabada yankılanırken, tamda bizi anlatıyordu aslında...

'O bende gizdi
Kimse bilmezdi
Bende ki onu
Kimse göremezdi

Sanki hayaldi
Ve yanımda yoktu
Ama yokluğu
Ne kadar da soğuktu

Gözleri öyle derindi
Ve bilmiyordu onda
Nasıl da kaybolduğumu

Belki değil hiç
Tanımıyordu beni
Kaybolup da kendimi
Onda bulduğumu bilmiyordu'

Giz... Bu şarkıyı Kuzey'le yan yanayken dinlemek bana çok farklı şeyler hissettirmişti. Gerçekten de o bende gizdi çünkü. Kimsenin bilmediği kimsenin görmediği. Ne ara bu kadar içime işledi, ne ara bu kadar benim oldu bilmiyorum.

Şunun şurasında biz görüşeli ne kadar olmuştu ki. Birbirimizi tanımıyorduk bile. Gerçi bazı konularda biraz fazla yakından tanışmıştık. Aramızda bazı şeyler olsa da ben onu nereye koymam gerektiğini bilemiyorum. Onda ki yerimi bilsem belki de bazı şeyleri daha net görebiliriz..

Ahh.. birde şimdi başıma doktor çıkmıştı. Ah be hala be. Her halta karışman gerçekten gerekli miydi?

.....

2 saatlik müzik dolu bir araba yolculuğunun ardından Sena'nın sürekli bizi arayıp acıktım diye söylenmeleriyle bir dinlenme tesisinde durmuştuk. Gün kaybetmemek için cuma akşamından yola çıkmak bizim için şu an biraz korkutucu olmuştu. Ya da benim için. Karanlıktan pek haz etmem de...

Sena abisi umrunda değilmiş gibi abimi çekiştirerek karanlıkta kaybolmalarını sağladı. Bizi düşünmeyin zaten.

"Gel buraya." Al işte yine elimi tuttu. Bari izin isteseydin be adam. Gerçi 'elini tutabilir miyim?' diye gelen vir soruya ne cevap verilir ya.. "Üşüdün mü? Ceketim arabada alayım mı?"

"Hayır, hava güzel." Aramızda başka bir konuşma olmamıştı. Bir restorana girip yemek sipariş ettik etrafıma bakındığımda abimi ve Sena'yı göremedim.

"Başka yere gitmişlerdir." İçimi okudu sanki..

Köşe kapmaca oynar gibiydi gözlerimiz. Bir ben ona bakıyorum, o bakınca kaçırıyorum. Aynı şekilde de o bakınca...

Ben korkmadan doya doya bakmak istiyorum güzel gözlerine ama bunu kendime yapamam. Belki de abime aramızda bir şey olduğunu söylesem...

Sahi bizim aramızda ne var? Aramızda büyük bir çekim var orası belli. Bulduğumuz fırsatta birbirimize yapışmamızdan.. Peki ya Kuzey'in kalbi. O ne diyor? Ya sırf.. ahhhh Defne düşünme. Bu tatili bir fırsat olarak gör. İyice analiz et Kuzey'i. Eğer kendine yakıştırıyorsan, seni üzmeyeceğine eminsen bas nikahı... Ben niye kendimle konuşup da nasihat veriyorum. Biri beni burdan alsın.

Yemeklerimizi sessizlik içinde yedik. İçimi kemiren tüm düşüncelerle ne yediğimi anlamasam da olsun.. eh be adam özledim diyorsun da neden bir atak yapmıyorsun?

Ben böyle kütük gibi durursam adam da bir şey yapamaz tabi. Ne yapsın daha fazla o zavallı ne yapsın?

"İyi misin Defne?"

"İyiyim. Ne oldu ki?" Uzanıp masanın üstünden elimi tuttu.

"Fazla düşüncelisin. Her an dalıp gidiyorsun. Yanlış bir şey mi yaptım?"

"Ne? Hayır hayır. Ben sadece... Sorun sen değilsin. Evle ilgili.. çıkmadan önce canımı sıkan bazı şeyler oldu. Her neyse.. bunun tatilimize gölge düşürmesine izin vermeyelim olur mu?" Yüzünde öyle güzel bir gülümseme oluştu ki.. gözlerimi alamadım ondan.

"Böyle söyleyince sanki evliymişiz de baş başa tatile çıkıyormuşuz gibi olmadı mı?" Ah ben senin düşünceleri bir bilsem seni ertesi gün nikah masasına oturturum da...

"Haklısın..." Ve tekrar sessizliğe gömüldük. Ama bu sefer büyük fark vardı. Elim elindeydi, gözüm gözünde... Biz cidden taze evli çiftler gibi duruyorduk şu an. Allah'ım sen konuyu biliyorsun amin.

"Canlarım hadi kalkıyor muyuz?" Sena'nın sesini duymamla elimi ve kendimi Kuzey'den uzaklaştırdım. Allah'a şükür sırtım kapıya dönüktü.

"Maviş gelsene bi." Abim elini omzuma koymuş bana bakarken kalktım. Kolunun altındaki yerimi alırken konuya girmesini bekledim ama dışarı çıkıp biraz uzaklaşana kadar konuşmadı. İnşallah az önce ki manzaraya tanık olmamıştır.

"Defne'm.. ya ben benzinlik de Sena'ya tamam dedim biz böyle geldik ama... Ya sen rahat mısın? Ben seni sattım gibi oldu. Gel biz yine birlikte devam edelim Pera dinlemeye razıyım ki ben. Kusturana kadar dinlet gık demem." Ben bu adama kütük diyorum diye beni boğazlamak isteyenler olabilir. Ama benim abim ceviz gibidir. İçi yumuşak, mükemmel, lezzetli.. ama dışı sert kırılmaz bir kabuk. Eh istemediği bir şey yaptığımda da cevizin içi değil kabuğuyla muhattap olduğum için...

"Ya seni yerim beeeen. Nasıl da vicdan yaparmış. Yalnız ben senin içindeki diğer düşünceleri de bildiğim için yoluma Kuzey'le devam edeceğim."

"Maviş bu Kuzey Bey ne zaman senin için Kuzey oldu." Geldiniz mi cevizin kabuğuna?

"Sarı.. ben sana demedim mi aramızda bir şey yok diye. Birisiyle aramda birşey olduğu zaman ne pahasına olursa olsun göze alıp sana söyleyeceğim demedim mi? Ayrıca ne yapsaydım pardon? Adamların evine gidiyoruz hemde tatile ben hala Kuzey Bey mi deseydim? Hem ben sizin için yoluma böyle devam edeceğim ki Sena iyiden iyiye yengem olsun." Evet ellerim belim de ve ben çemkirme modundayım.

"Tamam bir şey demedim. Sakin ol ve o ellerini yerine koy. Neyse hadi gidelim bari bak geliyor onlar da."

Abime göz kırparak Sena'nın yanına gittim. Koluna girip hızla arabalara doğru çektim onu.

"Eee yolculuk nasıldı?"

"İyi, sizin?"

"İyi.."

"Detay ver." Aynı anda söylendik.

"Off Sena. Başlatma abinden söyle işte."

"Esas sen başlatma abinden öt çabuk."

"Bizde bir şey olmadı. Müzik dinledik sadece. He tabi arabadan inince elimi tutmuş olabilir. O değil de ben bun... Neyse ya. Zamanla anlarız. Şimdi sende sıra."

"Valla biz çok keyifliydik. Sürekli muhabbet ettik. Galiba abin benden hoşlanmaya başladı."

"Eee sen?" Kaşlarımı kaldırıp heyecanla mırıldandım. Ellerim çenemin altında birleşmiş beklerken abim gelip arabanın yanında durdu. Hemen yanında Kuzey belirdi. Duruşumu düzeltip Sena'nın cevabını bekledim.

"Ne bekliyorsunuz?" Dedi abim arabanın kilidini açarken.

"Defne.... Sanırım bende..." Demesiyle arabaya binmesi bir oldu Sena'nın. Ay resmen kaçtı.

Canlarım, çok yakında beni halay başı olarak görebilirsiniz.

Abim damat oluyor, sırada bana geliyor. Abim damat oluyor, sırada bana geliyor. Defne sakin. Abin şimdi seni sıra yapacak.

Pis bakışlar altında Sena'ya göstere göstere oynattığım omuzlarımı durdurdum. Abimle bir daha göz göze gelmeden Kuzey'in arabasına yürüdüm sessizce. Ardımdan kıkırdayarak gelen bir Kuzey'le.

Tüm salaklığımı da adamın önünde sergiledim az önce tabi.

"Hayırdır tüm neşen yerine gelmiş. Birde sıkıntı sende değil diyorsun." Arabaya biner binmez sorgu sual başladı tabi.

"Kuzey vazgeçtim sorun sendeymiş.."

Daha anca yola çıkıyorduk ki sert bir fren yaparak durdu Kuzey.

"NE DEMEK SORUN SENDE? BENİM GİBİ BİR ADAM DA NASIL SORUN OLUR? NEYMİŞ BENİM SORUNUM?" Bağırması yetmiyormuş gibi birde dibime girmişti.

"Şaka yapmıştım...." Sesim içime kaçtı. Böyle bir çıkışı o kadar beklemiyordum ki şoktan donmuştum resmen.

"Farkındayım. Zaten bende şaka yapmıştım." Sırıtarak söykerken ben öylece yüzüne bakmıştım. O ani fren ve o bağırışa kesinlikle inanmıştım. Çok hazırlıksız yakalanmıştım.

Kuzey sanki çok uzağımdaymış gibi biraz daha yaklaşıp alnını alnıma dayadı.

"Ah be Defne.." bir anda geri çekilip arabayı çalıştırdı. Aniden uzaklaşmasıyla öylece kalakaldım. Neden uzaklaşması beni bu derece etkiledi. Neredeyse ağlayacak duruma gelmiştim. Başımı hızla cama doğru çevirip sonuna kadar açtım. Otobanda son hızda olduğumuz için rüzgar yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Az da olsa kendime gelmemi sağlıyordu.

Hayır kötü bir şey de söylememişti ki. Neden bu kadar içerledim sanki. Sanırım ondan gelen tek bir ters davranışın bile canımı yakacağı kadar çok tutuldum ben Kuzey'e...

"Defne iyi misin?"

"İyiyim.."

Ve tüm İzmir yolu böyle sessizlik içinde devam etti...

Kuzey'in arabası.

Continue Reading

You'll Also Like

64.2K 505 16
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için s...
514K 37.7K 16
Çimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine...
4M 150K 85
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyo...
2.1M 102K 43
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki? ○●□■ Siz : Seni bir arkadaş bir dos...