Can We Start With KISSING?

By LuLike

383K 25.6K 14.1K

Doktor : Oh Sehun Hasta : Park Luhan Tanı : Afefobi (birinin size dokunmasından ürkmek veya iğrenmek) Tedavi:... More

Hazır Mısınız?
Bölüm 1 "Merhaba yakışıklı şey..."
Bölüm 2 "Seni Seviyorum."
Bölüm 3 "Tabiki de seviyorum"
Bölüm 4 "Kötüye birşey olmaz."
Bölüm 5 "İşte şimdi sıçtım."
Bölüm 6 "Erkeğim mi? "
Bölüm 7 "Gel buraya öpüjem şeni."
Bölüm 8 "Hey rahat ol. Çok sevimli görünüyorsun"
Bölüm 9 "TECAVÜZ EDİYORLAAAR!"
Bölüm 10 "Ben... Sehun'u istiyordum."
Bölüm 12 "Öpüşmeye nedersin!"
Bölüm 13 " Hayır böyle olmamalıydı. "
Bölüm 14 "Neden gitti?"
Bölüm 15 " Merhaba Luhan."
Bölüm 16 "Gökkuşağı sıçıyorum."
Bölüm 17 "Göt kafalı!"
Bölüm 18 "Oh Palyaço Sehun!"
Bölüm 19 " Ve küçük soytarı, prensin kalbini çalar."
Bölüm 20 "Görecek şimdi dur! "
Bölüm 21 "Soyun ve dokun."
Bölüm 22 "Siktir ama ya!"
Bölüm 23 "Hey, Sevgilim!"
Bölüm 24 "Vat di faking iş guink on? "
Bölüm 25 " Herşey bir öpücükle başladı"
BÜYÜK GÜN GELDİ!

Bölüm 11 " Başlayalım mı Luhan?"

13.6K 966 357
By LuLike

Gözlerimi açtığım da hala bir belirsizlik içindeydim. Başım ağrıyordu ve vücudumdaki tüm kaslar bana ihanet edermişcesine geriliyorlardı.  Sonunda bazı şeyler patlak vermişti. Abimi korkutmuştum bunu biliyordum ancak daha fazla tutamazdım.

Dün neler yaptığımı hatırlıyordum elbette. Beni aptal mı sandınız ! Heyt be ben ki- neyse kalkmalıyım.

Gözlerim sanki tutkalla yapıştırılmış gibi açılmıyordu. Biraz daha zorladım ve Çapaklı gözlerim göz kapaklarımdan ayrılarak açılmıştı. Gözlerimi ellerimle ovuşturduğumda farklı hissetmiştim.

Benim elim değilmiş gibi,

Bana ait değilmiş gibi,

Bu... Bu...

Aaaaa! Bu ne lan?

Bu kimin eli?

Ne olmuş buna!

Bu ne oğlum mumya gibi bişi bu? 

Abiiii!!!!

Korkuyla o beyaz şeyi diğer elimle kaldırırken abim kıçından düşen pijamayı toplayarak odama girdi.

Harbiden girdi lan. Kapıya nasıl kafa atmaktır o! Acımış olmalı.

"Ne oldu Luhan? İyi misin ha? Birşey mi oldu?"

Abim öyle endişeli haldeydi ki o korkunç şeyi unutmuştum bile. Bana yaklaşırken kaçmadım.

"Abi bu ne. Kimin bu! Al bunu götür!"

Abim kahkaha atarak bana bakarken ben anlamadan onu izliyordum.

"O-o s-senin Ahahahaah" abim kahkahaları yüzünden zorlukla konuşuyordu ve ben hiç birşey anlamamıştım.

"O senin kolun salak kardeşim."

Ha!

Bu mu?

Böyle mumya gibi sarılmış şey benimdi yani.!

WTF!

Şaşkınca elime bakarken hareket ettirebilmiştim.
Vaay canına demek ki bu benimdi. 

Şu küçükken çok istediğim şeyi yapabilmiştim.

Yaşasın!

Yani bilirsiniz her çocuk küçükken kolunu,  bacağını parmağını,kafasını kısacası olası bir yerini kırmak ister. Kafası olmasada ...
Nasıl bir sadisttik emin değilim ancak şuan hayalimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyordum.

"Ve o kırık değil.Hadi kahvaltı hazırlayalım. Sehun'a çok ayıp oldu." kırık olmamasını umursamayarak ilgimi çeken şey dikkatimi çekti.

"Sehun burada mı ki?"
"Evet, hatırlamıyor musun? Hatta elini o bandajladı."

Merdivenlerden inerken Sehun'un yaptığı esere -yani elime- bakıyordum. Demek ki neymiş, hatırlamadığım birşeyler olabiliyormuş.

Ve Sehun elime dokunmuştu. Aman tanrım! O.BANA.DOKUNDU. Kya~~~ Bi daha bu elimi suya bile sokmayacağım. Sağ elimi sol elime tutup yüzüme dokundurdum. Sehuuun ^^

Sehun ve abime büyük bir teşekkür ve özür borçluyum.

Mutfağa doğru ilerlerken yabancı tıkırtılar kulaklarımızı dolduruyordu.

Abim buradaydı.
Ee bende burada olduğuma göre.

Aman tanrım hırkız!

O şeyi diyemiyorum tamam mı?

Hırlız.
Hısrız.
Hırkız.
Suskız.

Olmuyor işte!

Abim önden atılıp içeri girdiğinde korkuyla arkasından ilerledim. Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum.

Hayatımda hiç bu kadar yakışıklı hırkız görmedim ben.
Beyaz gömleği ve siyah pantolonu üzerine takmış olduğu mavi önlüğümle o kadar harika görünüyordu ki utanmasam üzerine atlardım.

Benim Önlüğüm. Ohaa!

"Ah! Sehun-ah! Ben yapacaktım neden zahmet ettin ki?"

Abim hızla Sehun'un yanına giderken bende öyle dikilmiş izliyordum. Sehun ocaktan aldığı tavayı hemen ortaya koyarken bakışları benimle buluşmuştu.

"İyi misin?"

Kafa sallamakla yetindim. Bana yaklaşmadı ya da başka birşey demedi. Hep birlikte sofraya yerleşirken küçük küçük lokmalar alıp yiyordum.

"Anlaşılan dünkü kadar aç değilsin?" Sehun'un iğneleyici sesi kulaklarımın pasını silip cila atarken gözlerimi gülümseyen dudaklarına diktim. Aklınca dünkü öğle yemeğine diss atıyordu.

"Evet." kısa ve sert sesimle *benburalarınkralıyım* bakışı attım ve yemeğime devam ettim.

Yemekten sonra sofrayı toparlayıp salona geçtik. Tüm gözlerin üzerimde olduğu gayet açıktı.

Yani evde 3 kişiydik ve 2si karşımda oturuyordu ee kendime bakmayacağıma göre ve TV de açık olmadığına göre ve- tamam.

"Luhan." abimin bana seslenişi üzerine kafamı yerden kaldırıp bakışlarımı onda sabitledim.
"Efendim."
"Seni dinliyoruz."

Önce sesli bir yutkunma,
Ardından derin nefes alıp-verme,
Parmaklarımla oynama ve
Dudaklarımı yalama.

Gerginliği üzerimden atma ritüelini gerçekleştirdikten sonra derin nefes verip konuşmaya başladım.

"İşten atıldım." evet bu kadardı. Ne yani herşeyi anlatmamı bekliyorsunuz? Emin olun herşeyi anlattığım anda abim o kadını dosyaların arasında inlete inlete döver.
Abim becermek gibi çocuksu şeylerde bulunmaz. O erkeksi olma taraftarıdır.

Ve Bende erkeksiyim hatta abimden bile erkeksi hah! 

Bakışlarımı tekrar yerle buluştururken abim hızla ayağa kalkmış ve başımda dikilmişti.

"Bu mu yani? Tüm bu olanlar siktiğimin işini kaybettiğin için mi? Tanrı aşkına Luhan!"

Elleriyle saçlarını karıştırırken öfkeyle homurdanıyordu.
Gözlerimi sımsıkı kapatıp geçmesini beklerken abimin 'neden' sorusuyla karşılamamıştım. Muhtemelen şu dokunma şeyinden  çıkartıldığı mı düşünüyordur.

Haklıydı.

"Tamam Chanyeol. Madem işin yok Luhan, o halde bugün 2. Seansımızı gerçekleştirebiliriz."

Harika.

Hadi bakalım Luhan çık işin içinden.

-----------------

İşten atıldığını söyleyerek gözlerini sımsıkı kapadığında tek sorunun bu olmadığını anlamıştım. Chanyeol, ona kızarken içimdeki koruma içgüdüsü ve merak açığa çıkarak dudaklarımdan anlık bir cümle fırlamıştı.

"Tamam Chanyeol. Madem artık işin yok Luhan, o zaman 2.seansımızı gerçekleştirebiliriz."

Şaşkınlıkla açılan sulu gözleri benim ufak gözlerim ile buluştuğunda dudaklarım keyifle yukarı kıvrılmıştı. Bu hali oldukça sevimliydi ve ben arsızca çatalımı ona batırıp yemek istiyordum.

Chanyeol durakladı ve bakışlarını aramızda gezdirdi.

"Ne haliniz varsa görün! Ben işe gidiyorum! Lanet olsun!"

Homurdanarak ve bir kez daha saçlarını sinirle karıştırarak odasına çıktı. Gözlerimi Luhan'a çevirirken ,  o parmaklarını kemiriyordu.

"Ee, böyle mi geleceksin?"

Gözlerini kırpıştırırken oldukça tapılası görünüyordu.

"B-ben.. G-giyineyim." hızla küçük bedenini oturduğu koltuktan kaldırmış ve merdivenlerden koşarak çıkıyordu.

Kıkırdadım.

Önce Chanyeol'ün büyük cüssesi, daha sonra Luhan'ın cılız bedeni indi merdivenlerden.
3ümüzde arabama yürürken Chanyeol stres atmak istediğini söyleyip yanımızdan ayrıldı.

Haklıydı. Dün oldukça korkmuştu.

Hemen şoför koltuğuna yerleşirken Luhan orada öylece dikiliyordu. Arabanın camını indirip Luhan'a bakarken sol profilinin ne kadar harika göründüğünü yeni farkediyordum.

Vay canına.

Gözlerim kamaşırken hemen kendimi toparladım ve onu arabaya çağırdım. Ancak ne düşünüyordu bilmiyorum , beni -tabiri caizse- siklememişti bile.

Yerimden kalkıp tekrar dışarı çıktığımda Luhan gözle görülür şekilde titriyordu.

Omzuna hafifçe dokunduğumda  irkilerek bana döndü. Farkında olmadan burun buruna gelmiştik.
Karpuzlu şampuanımın kokusu burnuma dolarken, daha önce hiç bu kadar güzel koktuğunu farketmemiştim. Ve aynı şampuanı kullandığımızdan bile haberim yoktu.

O ise bu yakınlıktan rahatsız olarak bir adım gerileyip kendini arabaya attı.

Ne demeli?

Bende aynı şekilde araba bindim ve sürmeye başladım.

Oldukça sessiz ilerlerken telefonumun tanıdık melodisi arabamı sarmıştı.

Telefonumu açıp hopörlere verirken Luhan bundan rahatsız olmuş gibi kıpırdanmıştı.

"Sevgilim~"

Hye Mi'nin ince sesi gülümsememe sebep olurken aynı şekilde cevapladım.

"Efendim~~"
"Seni özledim."

İç çekerek söylediği cümlede dün yarım bıraktığımız işi kastettiği gayet açıktı.

"Bende seni tatlım."

Gözüm bir anlığına Luhan'a kayarken yumruklarını sıkmış olduğunu gördüm. Kaşlarım çatılırken açıkçası Hye Mi'nin dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum.

"Seni sonra ararım tatlım."
"Tamam Sehun-ah."

Kapattıktan sonra sessizlik hüküm sürmeye devam ediyordu.

"M-müzik açabilir miyim?" sesi titrerken ince parmaklarıyla işaret ediyordu. Kafamı salladım.

Cızırdamayan herhangi bir kanal ararken öyle harikaydı ki~
Tam buldum derken sevinçle kırışan göz kenarları,
Tekrar bozulduğunda sinirden dişlediği ince dudakları.

Mükemmel.

İş yerime geldiğimiz de arabayı durdurdum ve hemen çıktım. Luhan ardımdan çıkarken hızla asansöre bindik.
Kapıyı açtığında şaşkınlıkla bakan Baekhyun'u görmemiz bir olmuştu.

"L-Luhan."
"2 saat içindeki tüm hastalarımı iptal et."

Baek, itaatkar biçimde kafasını salladı ve dar koridorda ilerlemeye başladık.
Odaya girip tanıdık ve olması gereken yerlere oturduk.

15 dakika sessizlik içinde hızla geçerken adımı atması gereken ilk kişinin ben olduğumu düşünerek konuştum.

"Başlayalım mı Luhan?"

#Yine been Selam genjler. Malumunuz önümüz kurban benle danaya gircek olan var mığğğğ? ahah nys. Hapinizin Bayramı Şimdiden Çoook Çook kutlu olsun. Sevdiklerinizle umarım Güzel bi bayram geçirirsiniz. Bu arada şu merakla beklediğiniz bölüm çok yakında sinemalarda *biçsmile* :D 

Veeeee bu arada bi oneshot yayınladım görenleriniz olmuştur THE AZRAEL onu da okursanız çook sevinirim :D uğruna trailer bile yaptım dksjsdf nys. 

-Şeker gibi yazardan şekerden dahatatlı okuyucularına...

Continue Reading

You'll Also Like

22.3K 1.7K 16
tamamlandı. Tüm iradesini kullansa da Renjun'un, onların kendisi etrafında pervane olmasından daha büyük bir arzusu yoktu. -threesome . . . first: 26...
215K 20.3K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
146K 13.2K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
34.6K 2.2K 4
"evet, sarhoşsun." dedi kalçalarından kavrayan ellerin sahibi. "bu gece ayrı bir hoşsun."