Sınavlarınız nasıl geçti bakalım?
🥊
Aradan geçen birkaç günün ardından, Tony bir daha aynı hatayı yapmamak için sürekli kendini uyarıyordu. Bellatrix'e bir daha zorla bir şey yaptırmayacaktı. Gerçi yaptıramamıştı da. En azından denemeyecekti bile.
Şimdi ise Bella ile odada film izliyorlardı. Romantik komedi tarzında olan filmin sonuna gelmişlerdi ve kız ile çocuk kavuşmuşlardı. Bellatrix önünde ki peçeteyi alıp gözlerini sildi.
"Ben sana gülmen için açmıştım. Ağlaman için değil." dedi Tony, ekranda yazılar akmaya başladığında.
"Ama.. çok güzel bitti.." dedi Bella ve ona doğru döndü. Tony televizyonu kapattı ve yaslandığı yastığını düzeltti.
"Keşke korku izleseydik o zaman." dedi Tony.
"Seni bilmem ama korku filmleri beni korkutmuyor." dedi Bellatrix. İkisi yan yana, yüzleri birbirine dönük bir şekilde yatıyordu.
"Ne? İlla ki korktuğun bir film vardır." dedi Tony, ona inanamayarak.
"Zaten pek izlemeyi sevmiyorum. Bir amaçları olduğunu düşünmüyorum. Az önce izlediğimiz aşktan bir ders çıkarabiliriz. Ama korku filmlerinden bunu yapamayız." dedi Bellatrix. Tony sessiz bir şekilde, ona gülümseyerek bakmaya başladı.
"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu Bella.
"Bana.. yaşamak; doğmak ve ölmekle değil, sevgi ve sevilmekle başlar demiştin. Gerçekten artık yaşadığımı hissediyorum. Bunu sana her baktığımda anlıyorum." dedi Tony.
Bellatrix gülümsedi ve elini Tony'nin yanağına koyarak onu öptü. Yakışıklı adam, onun öpüşüne karşılık verirken belinden tutup kendine doğru çekti. Öpüşmeleri derinleşirken, Tony ağırlığını vermeden Bella'nın üstüne çıktı. Kısa sürede ikisinin de kıyafetleri yere düştüğünde, Tony Bellatrix'in neredeyse geçmiş olan yaralarını defalarca öptü. İkisi de şu an anın büyüsüne kapılmıştı.
Bu iki yaralı kalp, bedenlerini değil, ruhlarını tatmin etmişlerdi.
🥊
Tony, hırslı bir şekilde Bellatrix ile girdikleri bir iddayı kazanmaya çalışıyordu. Tony ona yemek yapmanın aslında çok basit olduğunu ama herkesin büyüttüğünü söylemişti. Şimdi ise bir kek yapmaya çalışıyordu. Bellatrix'de tezgaha oturmuş onu izliyordu. Sürekli yaptığı şeylere mana bulup, onu sinirlendiriyordu. Eğlendiği her halinden belliydi.
"Bence az un koydun." dedi Bella.
Tony kafasını kaldırıp kızgınlıkla ona bakmaya başladı.
"Öyle mi düşünüyorsun?" diye sordu. Bella hafifçe kafasını sallayarak onu onayladı. Ve aniden, Tony onun suratına un fırlattı.
"Tony!"
Bellatrix eliyle yüzündeki unları silmeye çalışırken tezgahtan indi. Ama Tony bir avuç un daha alıp onun saçlarına döktü. Bella ondan kaçmaya başladığında Tony'de arkasından koştu. Ortada ki büyük kare tezgahın etrafında ikisi koşarken Bellatrix eline bir yumurta alarak durdu.
"Sakın yaklaşma! Yoksa olacaklardan sorumlu değilim!" dedi.
"Elinde ki bir yumurta. Bomba değil." dedi Tony, alayla.
Bellatrix gülümsedi ve yumurtayı ona fırlattı. Kafasına isabet ederek kırılan yumurta sıvısı yüzüne doğru akarken Bella kahkaha attı. Ardından un dolu poşeti alarak yumurta bulaşmış saçlarına doğru döktü.
Tony onun kollarından yakaladı ve tezgahla arasına sıkıştırdı. Bella'nın gülümseyen yüzüne keyifle baktı.
Dudaklarını, onun dudaklarına doğru yaklaştırdığında Bellatrix öpeceğini düşündü. Ama Tony, kafasını eğerek un ve yumurta bulaşmış saçlarını onun yüzüne sürtmeye başladı.
Bellatrix çırpınarak ondan kaçmaya çalıştı ama Tony izin vermedi. İkisinin kahkahaları birbirine karışmışken, içeri Pepper girdi. Gözleri yerinden çıkacakmışçasına büyürken onlara baktı.
"Buranın hali ne böyle?"
"Her şey... Bellatrix'in suçu. Tutturdu yemek yapmak çok kolay diye. Aksini iddia edince hırslandı. Haklı olduğumu fark edince de mükemmelliğimi bozmak istedi." dedi Tony.
Bella'nın dudakları aralanırken ona ciddi misin bakışı attı.
"Bunun doğru olmadığını biliyorsun." derken Pepper'a döndü. "Yalan söylüyor. Her şeyi tam tersi olarak anlattı!"
Pepper gözlerini devirirken sakin olmak için derin bir nefes aldı.
"Tony.. şirkette ki toplantıya katılacağına dair söz vermiştin. Bir saat sonra başlayacak." dedi Pepper.
"Ben.. en iyisi gidip temizleneyim." dedi Bella ve ikisini orada yalnız bırakarak sıvıştı.
"Tamamen unutmuşum." dedi Tony. "Katılmam şart mı? Bellatrix'i yalnız bırakmak istemiyorum."
"Biraz sensiz nefes almasına izin vermelisin. Hem onunla ben kalırım. Yalnız olmamış olur. Biraz kız kıza konuşuruz." dedi Pepper. Tony, bunun güzel bir fikir olabileceğini düşündü. Bella ve Pepper iyi anlaşıyordu.
"Pekala.." dedi fazla ısrar etmeden. ".. eğer herhangi bir şey olursa bana haber vereceksin."
"Tamam.. gidip hemen bir duş al." dedi Pepper.
🥊
Tony çıkıp gittikten bir süre sonra Bellatrix saçlarını kurutarak temiz kıyafetler giydi. Pepper'ın ortak salonda onu beklediğini biliyordu. Daha fazla bekletmeden yanına gitti. İkisi bir şeyler yiyip sohbet ettiler. Bella içini kemirip bitiren bir konuyu ona anlatıp anlatmamak arasında kararsızdı. Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu. Ama birinden tavsiye almalıydı.
"Sana.. bir sır verebilir miyim?" diye sordu Bellatrix.
"Tabii ki."
"Tony'e söyleyeceğim ama... henüz buna cesaret edemedim. İlk önce başkasına anlatırsam.. daha rahat edebilirim diye düşünüyorum." dedi Bellatrix gergince.
"Beni korkutmaya başlıyorsun.."
"Kötü bir şey değil. Yani... bilmiyorum." Bellatrix bakışlarını parmaklarına çevirdi "Ben... beni oradan kurtaran kişilerin kim olduğunu... biliyorum."
Pepper'ın şaşkınlıkla dudakları aralandı.
"Ne? Kim? Neden bunu daha önce söylemedin?" diye sordu meraklı bir şekilde.
"Çünkü.. beni oradan kurtaran kişiler Steve Rogers ve diğerleriydi." dedi Bella ve ona baktı. Pepper'ın kaşları çatılırken ellerini başının iki yanına koydu. Duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu.
"Sen ciddisin." dedi bir süre sonra.
"Bunu kimseye söylemememi istediler. Herkesin iyiliği ve güvenliği için olduğunu söylediler. Ben.. zaten iyi değildim. Ne yapacağımı bilmiyordum." dedi Bellatrix. "Bunu Tony'e söylersem nasıl bir tepki vereceğini bilmiyorum."
"Yani.. bence bunu bilmek isteyecektir. Daha fazla zaman geçmeden bir şekilde ona anlatmalısın." dedi Pepper.
"Evet.. evet anlatmalıyım.." diye mırıldandı Bella. Ama bunu nasıl yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu.
İki kadın tüm bunları konuşurken, Friday'in üste olan biten her şeyi ses kaydına aldığını unutmuşlardı bile...
🥊