Bildirimler hala gitmiyor. Bir önceki bölümü okumadıysanız geri dönün.
🥊
Tony, Bellatrix'e sarılarak uyuya kaldığında güneş doğana kadar Bella'nın gözüne uyku girmemişti. Sürekli onun tekrar kabus görüp görmeyeceğini bekleyip durmuştu. Neyse ki, bir daha hiç uyanmamıştı. Tony'nin seni seviyorum deyişi kulaklarında yankılanıyordu hep.
Saat öğlene yaklaşınca, Tony kendi kendine uyanıp Bella'nın onu izlediğini görmüştü. Yatakta oturur pozisyona geçtiğinde,
"Daha iyi misin?" diye sordu Bellatrix.
Tony birkaç saniye eliyle yüzünü kapatıp kafasını toplamaya çalıştı. Gece olanları tam olarak hatırladığında Bella'ya baktı.
"Seni vurdum ben." dedi aniden.
"Ne?"
"Rüyamda. Seni vuruyordum." dedi Tony.
"Kendin söylüyorsun, rüyaydı." dedi Bellatrix ve kollarını ona sardı. "Bunun için mi ağladın sen?"
"Çok gerçekti."
"Ama geçti." dedi Bella ve yüzünü tutup ona bakmasını sağladı. "Bak, buradayım ve iyiyim. Benim için ağladığına inanamıyorum. Senin gözyaşlarına sahip olduğunu sanmıyordum." diye alayla konuştu. Tony ona hafifçe güldü.
"Pek duygusuz herifin teki değilmişim, dimi?"
"Sen duygularının olduğunu bana çoktan kanıtladın Stark. Ben de seni se—"
Bellatrix'in konuşmasını kesen Friday ile, Tony gözlerini devirdi.
"Bay Stark, Bayan Potts geldi ve sizi arıyor efendim."
"Kahvaltıya geliyor olduğumuzu söyle. Beklesin." dedi Tony.
"Tamam patron."
🥊
Bellatrix ve Tony, masaya oturduklarında Pepper kahvesinden büyük bir yudum aldı. Bella'nın üstündeki patronunun tişörtünü gördüğünde gülümsemesini engellemeye çalıştı. Başından beri ikisinin ne kadar yakıştığına dair düşünüp duruyordu. Mutluluğunu gizlemeye çalıştı.
"İmzalaman gereken birkaç şey getirdim. Ayrıca... umarım bu geceyi unutmamışsındır." dedi Pepper.
"Ah.. aklımdan tamamen çıkmış olmalı." dedi Tony. Bellatrix ne olduğunu anlamaya çalışırken bakışları ikisinde gidip geliyordu.
"Bir bağış gecesi var. Orada bulunmamız gerekiyor." dedi Pepper, açıklayarak. Bella anladığına dair kafasını salladı.
"Sen de gelmelisin." dedi Tony.
"Akşam.. Yaşlı L'nin yerinde birkaç kişiye eğitim vereceğim. Gelemem, üzgünüm." dedi Bellatrix. Tony anlayışla kafasını salladığında Pepper'ın önüne koyduğu dosyaya bakışlarını çevirdi.
Üçü birlikte kahvaltı ettikten sonra, Bella gitmek için kalktı. Evine gidip duş almalı ve temizlenmeliydi. Tony, ona garaja kadar eşlik edip motorsikleti gördüğünde şaşırdı.
"Motorunla geldiğini bilmiyordum." dedi.
"Artık.. barışmamız gerektiğini düşündüm." dedi Bellatrix, kaskını takarken.
"Dikkatli ol."
"Olurum. Sen de bu akşam.. eğlenmeye çalış." dedi Bella.
"Sensiz bu imkansız." dedi Tony. Bellatrix gülümsedi ve motoruna bindi.
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Bella çıkıp giderken, Tony gözden kaybolana dek arkasından baktı. O olmayınca içinde büyük bir boşluk oluşuyordu. Ve bu hissi hiç sevmiyordu. Ama en azından birbirlerinin hayatlarına girmişlerdi artık. Yalnız değillerdi.
Bellatrix Jones, evine vardığında bir duş alıp üstünü değiştirdi. Yatağının üzerine bıraktığı Tony'nin tişörtü ile bakışmaya başladığında, giydiği kendi bluzunu çıkartıp onu üstüne geri geçirdi. Kokusunu duymak hoşuna gidiyordu.
Angela ile bir telefon konuşması yapıp kahve içtikten sonra, akşama doğru çantasını hazırlayıp evden çıktı.
Tony Stark üstündeki takım elbisesinin kravatını düzelterek aynadan kendine baktı. İyi görünüyordu.
Her zaman olduğu gibi.
Arabada onu bekleyen Pepper ve Happy'i daha fazla bekletip kızdırmamak için odasından çıktı ve garaja ilerledi.
Bellatrix, eğitim vereceği kişilere duruş ve pozisyon hakkında bilgi veriyor, ve uygulamalı olarak gösteriyordu. İkisi kız ve ikisi erkek olan kişiler onu pür dikkat dinliyor ve dediklerini harfi harfine uyguluyordu. Bella iyi bir öğretmendi ve kendini sevdiriyordu.
Tony, şaşırtıcı bir şekilde bağış gecesinde sıkılmamıştı. Toplanan paraların insanlara yardım olarak gidecek olması zaten onu mutlu ediyordu. Bu yüzden sıkılmaması normaldi. İnsanlarla da bir sorun çıkmadan sohbet edip zamanı geçirmişti. Masadaki bir iş adamının, ona buradan sonra bir partiye geçeceklerini ve onun da gelmesi gerektiğini söylediğinde Tony ikilemde kalmıştı. Ama Bellatrix'de ona bu gece eğlenmesi gerektiğini söylemişti, değil mi?
Bu yüzden, teklifi birkaç saniye düşündükten sonra kabul etti. Pepper gidip dinlenmesi gerektiğini ve yorgun olduğunu söyleyerek onlara katılmamıştı. Bir eğlence mekanına geçtiklerinde, çok zaman geçmeden Tony ve diğerleri sarhoş olmuştu bile.
Bellatrix, bu akşamlık yettiğini ve öğrettiği şeyleri sürekli tekrar etmeleri gerektiğini söyleyerek öğrencilerini tembihlemişti. Dördüde ona teşekkür edip iyi geceler dileyerek çantalarını alıp çıkmıştı.
Bella'da kendi çantasını alıp suyunu içerken telefonunu kontrol etti. Hiçbir arama ve mesaj gelmemişti. Belki Tony onu aramıştır diye düşünmüştü ama yanılmıştı. Ring salonundan çıkarak Yaşlı L'ye görüşürüz deyip kapıya ilerledi. Motoruyla gelmemişti ve bir taksi bulması gerekiyordu. Bu yüzden caddede yürümeye başladı.
Bir süre sonra, karanlık yolda arkasına bakma gereği duydu. Önüne dönüp yoluna devam ederken, sanki arkasından birinin onu takip ettiğini hissediyor gibiydi. Sakin ve yavaş ilerleyen adım sesleri kulaklarına dolduğunda, kendi yürüyüşünü hızlandırdı. Arkasındaki ayak sesleri de onunla birlikte hızlandı. Ardından tekrar yavaşladı. Şimdi arkasında bir değil, birden fazla ayak sesi duyuyordu. Arkasına dönüp bir yumruk atabilirdi ama sayıca fazlalardı ve bu korkmasını sağlamıştı bile. İki, belki üç kişiyle bile uğraşabilirdi ama arkasında ki kişi sayısı bunlardan çok fazlaydı.
Telefonunu önünde, arkasındaki insanların fark etmemesini sağlayarak tuttu ve Tony'e bir sürü mesaj atmaya başladı.
Ancak, Tony Stark yüksek müzik sesinden ve sarhoşluğun etkisinden, hiçbir şekilde cebindeki telefonun sesini duymuyor ve anlamıyordu.
Bellatrix, bir sokağa saptığı an boynunda bir acı hissetti. Sivri ve uzun bir şey tenine batarken sendeledi ve eliyle onu tutarak çekti. Gözleri anında bulanıklaşırken, şırıngaya doğru baktı. Titreyen elinden düşen iğne yeri boylarken, Bella vücudunu taşıyamadı ve dizlerinin üstüne düştü. Kalkmaya çalıştı, ama yapamadı. Bedenine hükmedemiyordu artık. Başı yere düşerken ve gözleri kapanmadan hemen önce, tam önünde duran topuklu ayakkabıları görmüştü.
🥊
Artık feels geçirdiğimiz bölümlere ara verme zamanı geldi...