İki bölümü birleştirdim, uzun okuyun diye😌
🥊
Tony Stark, hastane odasının tekli koltuğunda uyukluyordu. Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve tüm gün, buradan 1 saniye bile ayrılmamıştı. Happy, Bella'nın motorunu bir süre önce alıp götürmüştü ve ondan hala haber gelmemişti. Tony'nin de artık canı sıkılıyor ve gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu.
Bellatrix, göz kapaklarını hafifçe araladı. Odadaki loş ışık ilk başta bulanık geldi. Birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve nerede olduğunu anlamaya çalıştı. En son üsse gidiyordu. Motoruyla.
Ve sonra.. frenleri tutmamıştı.
Bellatrix olan her şeyi birden hatırladı. Yattığı yerden hızlıca doğruldu ve korkuyla etrafına bakındı. Tony Stark, hissettiği hareketlenme ile gözlerini açtı ve Bella'nın uyanmış olduğunu gördü. Yayıldığı koltukta hızlıca kendini düzeltti ve ona doğru yaklaştı.
"Bellatrix. Sakin ol, iyisin."
Tony, onun elinden tuttu ve sakinleşmesini sağladı. Bella, kendine gelerek sakin bir şekilde kafasını yastığa geri koydu. Ama Tony'nin elini bırakmadı.
"Ben.. ben kaza yaptım."
"Evet. Ama iyisin. Kaskın ve ceketin seni korumuş. Hiçbir şeyin yok." dedi Tony. Bellatrix, gözlerinin dolmasına engel olamadı.
"Ben... ben düştüm. Gökyüzüne bakıyordum. Her şey... dönüyordu."
Tony, diğer elini Bella'nın yanağına koydu.
"Çok hızlı düştüğün için başın döndü ve bayıldın. Artık iyisin. Ben buradayım." dedi Tony. "Şimdi dinlen. Her şey güzel olacak."
Bellatrix yavaşça gözlerini kapattı ve Tony'nin elini daha sıkı tuttu. Kendini artık güvende hissediyordu.
Ertesi gün, taburcu işlemleri tamamlandıktan sonra Happy ve Tony, Bella'yı evine götürmek için yola çıktılar. Ona üsse gelmesini teklif etti ama arkadaşı Angela'yı arayıp onda kalmasını istemişti bile.
Bellatrix sabah uyandığından beri Tony Stark'da bir tuhaflık seziyordu. Konuşurlarken yüzüne bakmıyor, kısa cevaplar veriyor ve soğuk davranıyordu. Nedenini bulmaya çalışıyordu ama kendi kendine sürekli cevapsız kalıyordu.
Evinin önüne geldiklerinde ikisi de arabadan indi.
"İçeri gelmek ister misiniz?" diye sordu Bella.
"Sağ ol, ama gitsem iyi olacak. Ancak.. gitmeden önce.. seninle bir şey konuşmalıyım." dedi Tony.
"Tabii, sorun ne?" dedi Bellatrix. Söyleyeceği şeyin davranışlarıyla bir ilgisi olmasını umdu.
"Tüm şirket işlerimi daha önceden Pepper'a bırakmıştım. Her şeyle o ilgileniyordu. Ama şimdi... şirkete geri dönme kararı aldım ve..."
"Ve?"
"... artık kendimi şirket işlerine vereceğim. Bu yüzden artık.. dövüş eğitimine vaktim kalmayacak." Bellatrix'in aklı karışmıştı. Tony'nin tam olarak ne dediğini anlayamıyordu.
"Artık bir eğitmene ihtiyacım yok."
Bella'nın dudakları yavaşça aralanırken kendini geriye doğru çekti. İşte şimdi, tam olarak ne demek istediğini anlamıştı.
"Ah.. şey.." Bella kafasını kaşıdı ".. sizi anlıyorum." dedi.
Birkaç saniye sessizce birbirlerine baktılar. Bellatrix sürekli ne yapması gerektiğini düşünüp durdu.
"O zaman.. şey..." yavaşça elini ona uzattı "..sizinle çalışmak güzeldi, Bay Stark." dedi.
Tony birkaç saniye onun uzattığı eline baktı ve ardından sıktı.
"Sizinle de öyle, Bayan Jones."
Bellatrix elini geri çekti ve zoraki bir şekilde gülümseyerek arkasını döndü. Evinin kapısına doğru ilerledi ve titreyen eliyle anahtarını çıkarıp açtı. Tony'e bir saniye bile bakmadan içeri girdi ve kapattı. Hızlıca sırtını kapıya yasladı az önce olan şeylerin gerçek olup olmadığını düşündü.
Tony Stark, yavaş adımlarla arabaya geri bindiğinde aynadan Happy ile göz göze geldi.
"Bundan emin misiniz?" diye sordu Happy.
"Motorunun frenlerinin biri tarafından bozulduğunu ona söyleyemem. Gloria ailesi Bellatrix'e kafayı takmış durumda. Benimleyken onu koruyamam Happy. Bir süre benden uzak kalması gerek. Onun iyiliği için." dedi Tony. "O ancak benden uzaktayken güvende olur."
"Ona gerçekten değer veriyorsunuz, değil mi?" dedi Happy, gülümserken.
"Nesin sen? Askerlik arkadaşım mı? Arabayı çalıştır." dedi Tony ve güneş gözlüklerini takarak kafasını ondan başka tarafa çevirdi.
Happy, gülerek anahtarı çevirdi ve yola çıktılar.
Tony Stark, Bellatrix Jones'ın haberi olmasa bile, onu korumaya devam ediyordu.
🥊 1 Hafta Sonra 🥊
Bellatrix, karşısındaki Charlie isimli adamın gözlerinin içine bakarak hamle yapmasını bekliyordu. Kazadan beri 1 hafta geçmişti. Arkadaşı Angela bu süre içerisinde onun dövüşmesini yasaklamıştı. Ama kendini iyi hissediyordu ve bugün Yaşlı L'nin yerine gelerek onunla dövüşecek birini bulmuştu bile.
Bella, Charlie'ye doğru bir yumruk attığında adam hızlıca eğilerek bundan kurtuldu. Ardından Bellatrix'in karnına doğru vurdu ve kadın geriye doğru gitti. Bella hızlıca kendini topladı ve ona doğru sert bir yumruk daha salladı. Ama Charlie yan tarafa doğru kaçarak bundan kurtuldu ve Bellatrix'in yumruğu boşluğa doğru gitti. Sinirle bir nefes verdi.
"Paslanmış gibisin Jones." dedi Charlie.
Bella, eldivenli ellerini dizlerine yaslayarak soluklandı.
"Galiba öyle." diye kabul etti.
"Sadece dalga geçiyordum. Bu kadar karamsar olma." dedi Charlie ve şakasına omzuna doğru vurdu. "Bugünlük bence yeter. Gidip dinlen."
Bellatrix kafasını sallayarak onu onayladı ve ringden indi. Eldivenlerini bir kenara bırakıp su şişesini çıkardı. Neredeyse yarısını içerek kendine gelmeye çalıştı.
Tam 1 haftadır Tony Stark'ı görmemişti. Ve hayatının kalanında da bu böyle devam edecekti. İçinde nedensizce bir boşluk yaratmıştı. En son böyle bir his yaşadığında babasının özlemini çektiğini hatırlıyordu.
Ne yani, Tony Stark'ı mı özlüyordu?
Hızlıca eldivenlerini ve şişesini çantasına koydu. Charlie ile vedalaşıp oradan çıktı. Yaşlı L'nin masasına doğru yürüdü.
"Jones, konuşmalıyız." dedi L, onu fark ederek.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu Bella, masanın önüne geldiğinde.
"Dün gece buraya bir arkadaşın geldi."
"Kim?"
"Tony Stark."
Bella'nın kaşları havaya kalkarken duyduğu isimle kalbinin teklediğini hissetti.
"Neden gelmiş?" diye sordu Bellatrix, umursamaz görünmeye çalışarak.
"Clarissa Gloria bozuntusu hala peşimde. Tony Stark ondan kurtulmam için bana yardım edeceğini söyledi. Buranın senetlerini ve tapusunu ona verirsem Gloria'nın vazgeçeceğini düşünüyor." dedi Yaşlı L.
Bellatrix, Tony'nin burayı Clarissa'nın almasına izin vermeyeceğini söylediğini hatırlıyordu. Bu işin peşini bırakmaması hoşuna gitmişti.
"Sen Bay Stark'a ne dedin peki?" diye sordu Bella.
"Onu kovdum." dedi L, omuz silkerek.
Bellatrix ona güldü.
"L, Bay Stark güvenilir biri. Ondan yardım isteyebilirsin. Gloria ile küçük bir düşmanlığı var. Sana yardım edecektir." dedi Bella.
"Bundan emin misin?" diye sordu L.
"Adım gibi eminim. Stark'a güvenmiyorsan bile bana güven." dedi Bellatrix.
"Clarissa Gloria'yı bir daha görmemek için Stark'ın yardımını kabul edeceğim. Ama o hippi sakallı her hangi bir şey yaparsa..."
Bella, masaya doğru eğildi ve fısıldayarak konuştu;
"Emin ol, senden önce ben kıçını tekmelerim."
Yaşlı L, onun dediğine kahkaha attı.
"Ah, bu arada. Yarın akşam için bahisler açılıyor. Adını yazmamı ister misin?" diye sordu L.
"Evet, güzel olur. Şimdi gitmem gerek. Sonra görüşürüz." dedi Bella.
"Tamam. Görüşürüz Jones." dedi L.
Bellatrix oradan çıkarak yürümeye başladı. Birkaç gün önce motoru tamirden gelmişti ama garajdan çıkarmamıştı. Bir süreliğine kullanmamayı tercih ediyordu. Söylediklerine göre, fren kabloları eskidiği için bir şeyler olmuştu ve bu yüzden frenleri sıkamamıştı. Kazayı düşünmemeye çalışarak bir taksi çevirdi ve evine gitti. Tabii, onu sürekli gözetleyen Tony Stark'ın adamlarından habersizdi.
🥊
Yakışıklı adam, tişörtünün yakasını çekiştirerek biraz daha nefes alabileceğini düşündü. Elindeki içki bardağını kafasına dikti. Bir haftadır Bellatrix ile hiç görüşmemişlerdi. Ama sürekli onu gözetliyordu. Her saniye nerede olduğunu biliyordu. Bella'nın motorunun frenleriyle ne zaman oynandığına dair kamera kayıtlarını araştırmıştı. Gece yarısı, yarım saatliğine sokağın kayıtlarında kesinti olmuştu. Bunu araştırdığında genel bir arıza olduğuyla ilgili bilgiler bulmuştu ama tabii ki inanmamıştı.
Friday'in sesi çalışma odasında yankılanırken ona dikkat kesildi.
"Efendim, Clarissa Gloria hatta."
"Bağla."
Birkaç saat önce, Yaşlı L'den bir telefon almış ve yardımını kabul etmişti. Kesin öğrenmiş olmalıydı. Yoksa Clarissa asla onu aramazdı.
"Stark." Clarissa'nın sesi etrafta yankılanırken, Tony sandalyesine yaslandı.
"Gloria."
"Neden bunu yaptın?" diye sordu Clarissa.
"Ne hakkında konuşuyoruz şu an?" dedi Tony, rahat bir şekilde.
"Ne hakkında olduğunu çok iyi biliyorsun." dedi sinirle, Clarissa.
"İş yapıyorum. Aynı senin gibi." dedi Tony. Güzel kadın histerik bir kahkaha attı.
"Uzun zamandır orayı almak için çabalıyorum. Bunu senin eline bırakamam."
"Eh, çok geç. Orası artık bana ait." dedi Tony ve masaya doğru eğilip kendine bir içki daha doldurdu.
"Orayı bana vereceksin." diye emretti Clarissa.
"Çabanı takdir ediyorum." dedi Tony ve bardağından büyük bir yudum aldı. "Ama, hayır. Orayı daha almadan kaybettin."
"Ben daha hiçbir şey kaybetmedim Stark. Ama eğer bana orayı devretmezsen, sen bir şey kaybedeceksin." dedi Clarissa, tehditkar bir sesle.
"Neymiş o?" dedi Tony, alayla.
"Bellatrix Jones."
Tony, elindeki bardağı sıkıca tuttu. Clarissa Gloria ile saatlerce alaylı bir şekilde konuşabilir ve onu sinir edebilirdi. Ama Bella'yı kullanmasına izin veremezdi.
"Bellatrix'e zarar veremezsin."
"İnan bana, daha önceden denedim."
Tony, duyduğu şey ile bardağı o kadar çok sıktı ki, aniden kırıldı. Cam parçaları avucundan yerlere doğru düştü. Bella'nın başına gelenlerin Gloria ailesiyle ilgisi olduğunu hep tahmin ediyordu zaten. Ama onun ağzından duymak, Tony'i çok kızdırmıştı.
"Ama tekrar denemekten asla çekinmeyeceğim." dedi Clarissa.
"Buna izin vermeyeceğim." dedi Tony.
"O zaman, o spor salonunu bana vereceksin. Ben de ağabeyime yumruk atan Bellatrix Jones'ın peşini bırakacağım."
Tony bir süre sessiz kaldı. Elinden akan küçük küçük kan damlalarını izleyerek düşündü.
"Tamam." dedi, sonunda pes ederek. "Orayı sana vereceğim. Sen de Bellatrix'i rahat bırakacaksın."
"İşte duyduğum en iyi anlaşma." dedi Clarissa, neşeyle.
Tony Stark; sinirli bir şekilde, kesilmiş elini yumruk yaparak sıktı.
🥊