LOVE NEVER FELT SO GOOD

By godricgryffin

92.8K 5.6K 9K

Maviler yeşillere bakarken sert bir sesle konuştu. "Ben senin sevgini hak etmiyorum." bunun üzerine yeşil eli... More

"Başlarken.."
"Kamp"
"Madde 2"
"Kibirli Alfa"
"Hançer Ve Gül"
"Mavi Ve Yeşil"
"Sello"
"Tek Sevdiğim"
"Yüzük"
"Huwelijk"
"Korku"
"Adeline & Aron"
"Sonsuz Mavi"
"En Kutsalım"
"İki Kalp"
"Büyük Hata"
"Sessiz Çığlık"
"Yeşil Gökyüzü"
"Siyah Gri Tonları"
"Issız Gece"
"Return"
"Last Time"

"Rüya"

2.1K 167 91
By godricgryffin

Adım sesleriyle derin bir nefes alırken hemen ardından omzundaki el ile kaşlarını çattı.

"Rahat bırak beni." Liam soğuk ses tonu ile irkilirken bakışlarını sedyede yatan bedenle buluşturdu.

Saçları beyaz çarşafları parlatmaya devam ederken belirginleşen damarların sardığı beyaz teni üç gün önceki geceden sonra daha da çökmüş gibiydi.

Gözlerinin önünde beliren küçük bedenle gülümsemesine engel olamazken mırıldandı.

"Çok güzeldi." alfa bedeninin titrediğini hissederken elleri arasındaki zarif ele küçük bir öpücük bıraktı.

"Odadan çık."

"Onu görmeyecek misin?"

"Odadan çık."

"Bebeğinin bir suçu yok. Üç gün oldu. Ve sen onu daha görme..."

"Çeneni kapatmazsan ben kapatırım ki bu hiç nazik olmaz." Liam başını olumsuzca sallarken sinirlenmeye başlamıştı.

"Kalk ve kendine gel artık." alfa elleri arasındaki eli nazikçe bırakıp ayağa kalktı.

Yüzünü çevreleyen sakalların arasından buz mavileri bakanı öldürecek etkideydi. Bununla birlikte yanları kazıtılmış kısa saçları ve güçlü bedeninin de verdiği etki karşısındaki insana daha da korku veriyordu.

"Sözlerimi bana tekrar ettirme."

"Kendine gelmen gerek. Aynaya baktın mı hiç? Yüzüne baktın mı? Gözlerine baktın mı?"

"Çık dışarı."

"Bebeğinizin bir suçu yok. Ama sen ona suçluymuş gibi davranıyorsun." kahverengileri sedyedeki bedeni buldu.

"Onu üzüyorsun." öfke damarlarını işgal etmeye başlarken kaşlarını çattı baş alfa.

"Ölmek mi istiyorsun?" kahverengi gözlü alfa ise geri adım atmamakta kararlıydı.

Baş alfanın kendine gelmesi gerekiyordu.

Yakalarından kavradığı bedeni sertçe duvara çarpıp gözlerini canlılığını kaybetmiş gözlerle buluşturdu.

"Kendini suçlamayı bırak artık. Senin bir suçun yok. Bunu anlamak bu kadar mı zor? Böyle davranarak ne yaptığını sanıyorsun?" sesi sakinliğine rağmen öfke kokuyordu.

Baş alfa öfkeyi göz ardı ederken çevik bir hareketle yerlerini değiştirip hırladı.

Liam duvara vurulan sırtıyla acıyla inlerken yumruk yaptığı elini alfanın yüzü ile buluşturmamak için kendi ile büyük bir savaş veriyordu. Eğer o yumruğu atarsa ikisinden biri ölü olabilirdi.

"Sana beni rahat bırakmanı söyledim. Beni onunla bırak. Defol git."

"Kendini kapattın lanet olası. Görmüyor musun bunu? Kendine ne yaptığının farkında değil misin? Bitmiş durumdasın!"

"Doğru. Bitmiş durumdayım." sakin çıkan ses ile afallarken gözlerini kırpıştırdı kahverengi gözlü alfa.

Ceketindeki eller gevşeyip düşerken bedenini duvardan ayırdı.

"Bitmiş durumdayım. Canım acıyor. Çok fazla acıyor." mavilerini sedyedeki bedenle buluşturdu.

"Kokusunu son kez içime çektiğim gerçeği ya da gözlerine son kez bakmış olduğum gerçeği çok yakın ve sen bunun nasıl bir yıkım olduğunu bilemezsin." dik duruşuna rağmen umutsuzca söylediği kelimelerle yıkılmış olduğunu dile getirmişti.

Louis birkaç adımda sedyeye yaklaşıp eğildi. Dudaklarını yumuşakça incisinin bileğine bastırırken fısıldadı.

"Rascal onu çok yordu." Liam ilk defa duyduğu isim ile sormasına engel olamamıştı.

"Rascal kim?" alfa cevap vermezken parmaklarını eşinin dağılmış saçlarına geçirip usulca sevmeye başlamıştı her bir bukleyi en baştan.

Liam ise önündeki sahneyi karmakarışık duygular ile izlerken sorusunun cevabını bulmuştu.

Rascal Tomlinson.

Aileye birkaç gün önce katılan küçük alfanın ismi demek buydu.

"Onu görmen gerek."

"Bugün saçlarını taramadım."

"Louis."

"Tarağını nereye koydum hatırlamıyorum. Onu bul."

"Louis."

"Gümüş bir tarak. Kenarları işlemeli." 

"Kendine gel lanet olası!" Liam'ın bağrışına karşılık mavi gözlü alfa tepki vermedi. Büyük bir dikkatle parmakları arasındaki ipek tutamları sevmekle meşguldü.

Liam yutkunamazken içini acıtan görüntüye daha fazla dayanamamış arkasını dönmüştü. Aylardır devam etmekte olan bu durumu kaldıramıyordu. Üzüntüyle son bir kez omzunun üzerinden bakıp kapıya doğru adımlamaya başladı.

Bu çok fazlaydı.

*

Adımları toprağı ezerken yavaş adımlarla bankta oturmuş gölü izleyen alfasına doğru ilerlemeye başladı.

Mavileri önündeki görüntüye kitlenmişken adamının yüzünü saran huzur ile gülümsedi.

Mavi gözlü alfa burnuna dolan tatlı koku ile daha da huzura boğulurken geriye doğru yaslandı. İnce dudakları yanına oturan beden ile gerilirken tatlı kokunun sahibine doğru döndü.

Çok sevdiği çikolata bukleleri topuz yapılmış parmaklarından saklanmıştı. Neyseki birkaç tane yaramaz bukle özgürlüğünü ilân etmiş ve rüzgâra kapılmıştı.

Beyaz tenini saran toz pembe gömleği ile tatlılıkla sınır tanımazken alfanın kalbine acı çektiriyordu.

Son nefesine kadar sürmesini istediği bir acı.

Birkaç dakika süren sessizlikten sonra yeşillerin sahibi yavaşça sordu. 

"Çok güzel değil mi?" yeşilin hüküm sürdüğü fakat göz bebeklerinin etrafını saran tılsımlı mavilik kendi gözlerinden saklanmış gölü seyredalmıştı.

Alfa iç çekişine engel olamazken mırıldandı.

"Çok." Harry tatlı bir kıkırtı armağan ederken eşine yüzüne düşen buklesini kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Bana bak." alfasının sesiyle yeşillerini grileşmeye başlamış olan irislerle buluşturdu. Kalbini ele geçirip hançerlerini batırmaya başlarken Harry dudaklarından dökülen titrek nefese engel olamadı.

"Seni seviyorum." iki kelime ve bütün dünya yeşillerin sahibinin olmuştu bile.

"Bende seni seviyorum alfam." Louis titreyişine engel olamazken sormak istediği soruyu sordu.

"Neden buradayız?"

"Çünkü seni özledim."

"Bu an şu an ne?"

"Sadece yaşa Lou. Sorgulama."

"Delirip delirmediğimi sorgulamalıyım bence."

"Delirmedin. Sadece seni özledim."

"Sadece beni özledin ve şu an buradayız öyle mi?" Louis yeşillerin sahibine bakarken derin bir nefes aldı.

"Pekâlâ. Öldüm mü?"

"Manyak mısın Louis?"

"Evet." Harry birkaç saniye mavilere şaşkınca bakıp ardından başını olumsuzca salladı.

Karşısındaki adam inanılır gibi değildi.

"Bu anda bile inanılmazsın."

"Öyleyim. Şimdi kucağıma gel ve bana sevgi dolu bir sarılma ver."

"Kucağına gelmeden de sana sevgi dolu bir sarılma verebilirim alfam."

"Ben öyle istemiyorum ama. Buraya gel küçük incim." Harry alfasının kucağına çıkıp yeşillerine sevgiyle bakan mavilere kocaman gülümsedi.

"Tamam mı alfam?" alfa küçük bir baş işaretinden sonra sordu.

"Bu bir rüya mı peki?" Harry parmaklarını kahverengi tutamlara geçirirken mırıldandı.

"Belki de."

"Gerçeksin değil mi?" alfasının kırık ses tonu içini acıtırken gözlerini kapattı. Beline sarılan ellerle yutkundu.

"Lou..."

"Ben... ben seni çok özledim." yavaşça gözlerini açtı.

"Buradayım Louis."

"Uyanmana ihtiyacım var." parmaklarını alfasının sakallarında gezdirmeye başlarken fısıltısına engel olamamıştı.

"Louis."

"Bana söz verdin. Sözünü tutmazsan eğer sözünü tutmaz..." dudaklarına kapanan parmaklarla yutkundu baş alfa.

"Buradayım. Seninleyim." z alıcı yeşiller mavilerini bulduğunda içinin titrediğini hissetti ki gerçekten de kalbinden yayılan o kıpırtıyı hissedebiliyordu.

İçini gıdıklayan o tatlı kıpırtıyı mavilerinin yeşillerle buluştuğu her an hissediyordu.

"Seni üzüyorum." bunu nasıl söyleyebilirdi? Alfa onunla birlikteyken mutluluktan deliriyor kalbi yerinde duramıyordu.

Bunu göremiyor muydu?

"Beni çok mutlu ediyorsun küçük incim."

"Mutlu değilsin." mavi gözler grileşmeye başlarken baş alfa alnını küçüğünün alnına yasladı.

"Seninle olduğum anlarda o kadar çok mutluyum ki kafayı yememe sebep olacaksın bir gün."

"L- Lou."

"Biliyordum. Aslında hep biliyordum. Gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu. Uzun süremeyeceğini. Hayatın böyle olmadığını, cömert davranmadığını biliyordum. Ama buna rağmen seni sevdim ve sana bağlandım." yeşillerin dolu dolu olmasıyla yumuşacık yanakları nazikçe kavradı.

Bayılıyordu buna.

İnce dudaklarında beliren gülümseme ile küçük incisinin boynuna yakıcı bir öpücük bırakıp alnını alnına yasladı.

Buna da bayılıyordu.

"Hatırlıyor musun?"

"Hangisini küçüğüm?"

"Doğum gününü." alfa zihninde canlanan anlar ile gülümsemeye başlarken aşk sarhoşu olmaya başlamıştı bile.

Hayatındaki en güzel üç doğum gününden biriydi.

"Saniyesine kadar."

"Bizi gerçekten seven insanlar..."

"Yanımızdan asla ayrılmazlar." küçük incisinin en sevdiği serilerden birindendi bu kelime dizisi.

Ona okutmaya çalıştığı anlarla gülümsemesi kıkırtıya dönerken burnuna değen burunla yeşillere baktı.

"Sevgin beni iyileştiriyor. İyileşiyorum alfam." fısıltısı rüzgâra karışırken Harry gözlerini kapattı. Mavi gözlü alfa ise huzuru kalbinin her köşesinde hissedebiliyordu.

Zamanı gelmişti.

Continue Reading

You'll Also Like

22.7K 2.7K 34
[Gay] 1493 senesi. Ticâret seferinden henüz dönmüş olan köle Süleyman, bir daha oraya adım atmayacağına yemin etmiş olsa da aldığı bir haberle birlik...
29.8K 2.1K 51
Böyle olsun istemezdim. bxb | Küfür içermektedir. 6.6.20
528K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
67.3K 5.6K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...