Parlak Yıldızlar

By beyzaanrr

256K 10.5K 1.7K

"Gökyüzü gibi uçsuz bucaksız, yıldızlar gibi sonsuz bir aşk olsun. Kalbime hoş geldin..." --- Rutin hayatının... More

Parlak Yıldızlar
1. Bölüm⭐İstek
3. Bölüm⭐Mantı
4. Bölüm⭐Güven
5. Bölüm⭐Dans
6. Bölüm⭐Etkilenmek
7. Bölüm⭐Mesaj
8. Bölüm⭐Sabırsız
9. Bölüm⭐Kurtarıcı
10. Bölüm⭐Matruşka
11. Bölüm⭐Elma
12. Bölüm⭐Koku
13. Bölüm⭐Çürük Yumurta
14. Bölüm⭐Çığ
15. Bölüm⭐Aşka Düşmek
16. Bölüm⭐Şirin Baba
17. Bölüm⭐Yağmur
18. Bölüm⭐Hasta
19. Bölüm⭐Çıplak
20. Bölüm⭐Güneş ve Gece
21. Bölüm⭐Kalp Krizi
22. Bölüm⭐Korkak
23. Bölüm⭐Koray
24. Bölüm⭐"Çok aşığım sana..."
25. Bölüm⭐Kıskanç
26. Bölüm⭐"Öpersen uyanırım."
27. Bölüm⭐Çiçek
28. Bölüm⭐"Boğulduğumu hissediyorum."
29. Bölüm⭐Mezar
30. Bölüm⭐Arkadaş
31. Bölüm⭐Melek
32. Bölüm⭐Kaybetme Korkusu
33. Bölüm⭐"En değerlim..."
34. Bölüm⭐Harabe
35. Bölüm⭐Hastane
36. Bölüm⭐"Özledim..."
37. Bölüm⭐Yemek Öğütücü Koray
38. Bölüm⭐Cacık Tayfa
39. Bölüm⭐Ödül Yemeği
40. Bölüm⭐Geçmiş
41. Bölüm⭐"Ben asla uslu bir çocuk olmadım."
42. Bölüm⭐Kumsal

2. Bölüm⭐Menekşe

6.5K 352 31
By beyzaanrr

Medyada ufak bir tanıtım videomuz var.

Sanki tüm yaşadıklarım bir rüyadan ibaretmiş de gözlerimi açtığımda gerçek hayatıma geri dönecekmişim gibi hissediyordum. Daha doğrusu, bunu istiyordum. Tüm bu yaşadıklarımın bir rüya olmasını ve uyandığımda her şeyin normale dönmesini istiyordum. Çünkü şu an olanlar beni korkutmaya başlamıştı. Bu kadar heyecanlı ve istekli olmam beni korkutuyordu. Daha da önemlisi kendime engel olamıyordum. Kontrolü kaybetmek bana göre değildi ama şimdi yaptığım tam olarak da buydu. Zayıf hissetmeme neden oluyordu. İşin tuhaf yanı ise bütün bunların farkında olmama rağmen hala Uzay'ın yanında yürümeye devam etmemdi.

"İşte..." derken kaldırımın kenarındaki bir motorun önünde durduk ve o hızlıca binerek benim de binmem için elini uzattı. Kaşlarım havalandı ve şaşkınca duraksadım. Bir motoru vardı. Pekala bunda sorun olan hiçbir şey yoktu. Ama benim de binmemi istiyordu ve işte bu büyük bir sorundu.

"Şey..." diyerek çekingence yüzüne baktığımda gözleri yüzümü tararcasına birkaç saniye boyunca gezindi. Sonunda ise sorunu çözmüş gibi gülümsedi ve "Korkuyor musun?" diye sordu.

"Yani..." Aslında korkak bir kız gibi görünmek istemiyordum. Ama bu şeye de binemezdim ki ben! Arabaların suyu mu çıkmıştı canım neydi bu motor sevdası!

Ben konuşmaya devam etmeyince gülümsemesi daha da genişledi. Anlayışlı bir tavrı vardı. Ondan o halde hadi taksiyle gidelim gibi bir cümle bekledim ama o "Peki daha önce hiç bindin mi?" diye bir soru yöneltti bu kez.

Başımı iki yana sallayarak gözlerine baktım. Güzel... Gülerken parlıyorlar gibi... "Hayır, binmedim."

"Böyle bir deneyimi hiç yaşamadıysan bundan korktuğunu nereden biliyorsun?"

Böyle bir şey beklemediğimden olsa gerek öylece kalakaldım. Gözlerim de şaşkın balık gibi açılmıştı. Sorduğu soru beni düşündürdü. Farklı bir açıdan bakıyordu. "Korkmak için bu deneyimi yaşamama gerek yok ki." dedim ve şaşkın halimden kurtularak bilmiş bilmiş gülümsedim. "Bazen insan yaşamadığı şeyleri yaşamaya korkar."

Gözleri parladı. Gerçekten buna yemin edebilirdim. Duyduğu şey onu çok memnun etmiş gibi görünüyordu. Genişçe gülümsedi ve başını yana doğru eğdi. "İnsan korkularının üstüne gitmeli." diyerek yeniden elini uzattı bana. "Söz veriyorum çok hızlı gitmeyeceğim. Hadi... Bakalım yaşadıktan sonra da hala korkacak mısın..."

Birkaç saniye kararsızca bekledim. Bakışlarım bana uzattığı eli ile yüzü arasında gidip geldi. Sonra, bir anda hızlıca vazgeçmekten korkarak elini tutup arkasına oturdum. "Hızlı gittiğimi düşünürsen beni uyar."

Bana bir kask uzattı. "Sen?" diye sorduğumda göz kırptı.

Sevgili evren, böyle bir hareketin kalbimi patlatabileceğini hiç söylememiştin...

"Merak etme, bir şey olmaz. Hem şu an öncelik seni korumak."

Yaptığı hareketin üstüne bir de böyle sözler sarf ettiğinde yeniden pamuk şeker haline bürünmek üzereydim. Göğsümde bir ağırlık oluşmaya başlamıştı. Adından başka hiçbir şey bilmediğim bu adama nasıl güveniyordum? Belki kötü biriydi? Belki bir katildi. Bana ne yapabileceğini bile bilmiyordum. Peki neden buna devam ediyordum o halde? Neden o motoru çalıştırırken kafama kaskı çoktan takmıştım? Beni gitmekten alıkoyan şey neydi?

"Hazır mısın?" diye sorarken başını hafifçe arkaya, bana doğru çevirmişti.

Kalbim korkuyla çarpmaya başladı. Avuçlarım terledi. Başımı sallayabildim yalnızca. "Belime sarıl." derken yeniden önüne dönmüştü.

Motor hareket eder etmez panikle kollarımı sıkıca beline doladım ve gözlerimi sıkıca kapatarak başımı sırtına yasladım. Ama bunu fazla sıkı yapmış olmalıyım ki sırtı kasıldı. Yine de bir şey söylemedi.

Dediği gibi fazla hızlı gitmiyordu. Önce yavaşça gözlerimi araladım ve ilerlediğimiz yola baktım. Korkacağımı düşünmüştüm. Öyle olmadı... Daha sonra ise Uzay'ı bırakmadan doğruldum ve yaşadığım anı hissettim. Bu... Hiç düşündüğüm gibi değildi. İnanılmazdı. Kendimi hiç bu kadar özgür hissetmemiştim.

"Uzay..." dedim beni duyması için biraz yüksek sesle.

"Ne oldu? Çok mu hızlı gidiyorum?" derken biraz yavaşladığını fark ettim. Gülümsedim ve o görmese de başımı salladım.

"Hayır. Çok yavaşsın, Hızlan!"

Kahkaha attığını duydum. Bu... Çok güzeldi. Bu gülüşü göremediğim için hayal kırıklığına uğrasam da hızlandığında her şey aklımdan uçup gitti ve gülerek anın tadını çıkarmaya başladım.

Haklıydı. Yaşamaktan korktuğumuz şeylerden kaçarsak onu yaşadığımızdaki hissi asla bilemezdik. Belki bize inanılmaz şeyler hissettirebilecek anlardan mahrum kalırdık.

Sevgili evren, Uzay'ın bana öğrettiği ilk şey buydu. Yaşamadığın hiçbir şeyden korkma...

Biraz sonra durduğumuzda merakla kaskı çıkarıp etrafıma bakındım. Gelmiş miydik? Çok hızlı olmuştu. Gördüğüm tabelayla kaşlarım havaya kalktı. "Çiçekçi mi?"

Motordan inerken sesli bir şekilde güldü. Gözlerim yine bundan mahrum kalmıştı. "Hayır," diyerek indi ve benim de inmem için elini uzattı yeniden. Elini tutup yere bastım ve diğer adımı da atacağım sırada sendeledim. Ama beni kollarımdan yakalamayı başardı. Ani hareketinden dolayı bir anda kendimizi burun buruna buluverdik. Birkaç saniye göz göze gelmemizin ardından hızlıca toparlanarak kendimi geri çektim. Bu utanma duygusu da nereden çıkmıştı böyle? Ve kalbim bu kadar hızlı atmayı hemen kesmeliydi!

O da çekinerek bir adım geri attı ve boğazını temizledi. "Burası değil... Gitmeden önce bir çiçek almak istedim sadece."

Kaşlarım çatıldı. Çiçek mi almak istemişti? Kim için? Sevgilisi olabilir miydi? Belki onun için en önemli yer onun yanıydı ve hatta beni de onun yanına götürüyordu. Böyle bir şey olabilir miydi? Kaşlarım bu fikirle iyice kırıştı. Eğer durum böyleyse benimle niye... Durdum. Benimle ne? Uzay'ın bir şey yaptığı yoktu ki... Sadece dediği gibi bana teşekkür etmek istiyordu. Hem o tartıştığı kıza da sevgilisi olduğunu söylemişti değil mi? Bu yönden düşününce bu ihtimal oldukça olası görünüyordu.

Yüzüm düştü. Modumun bozulmasına anlam veremedim. Ne diye dert sayıyordum ki bunu? Birbirimize birer teşekkür borçluyduk ve hepsi bu. Sonra her şey bitecekti... Bu şekilde düşünmeme rağmen yine de dilimden dökülen sözcükleri engelleyememiştim. "Kim için?"

Geniş geniş gülümsedi. "Menekşe'm için..."

Duyduğum kelimeden sonra hayal kırıklığıyla başımı diğer tarafa çevirdim. Görüp yanlış anlamasını istemiyordum. Zaten ben de neye kırıldığımı bile bilmiyordum ya... Menekşe'm... Onu sahipleniyordu.

"Hadi..." diyerek içeri girdi. Peşinden ilerledim ve o bir süre çiçeklere bakarken sessizce yanında bekledim. Kafamdan aynı anda onlarca düşünce geçiyordu. Hissettiklerime ve içinde bulunduğum durumun saçmalığına anlam veremiyordum. Aptaldım!

"Başak..." diyerek beni iç dünyamdan çekip çıkardı. "Rica etsem sen seçer misin? Bir türlü karar veremiyorum."

Ne? Bir de sevgilisine götüreceği çiçekleri ben seçecektim öyle mi? İçimdeki öfkenin dışarı yansımaması için üstün bir çaba sarf ederek başımı salladım ve çiçeklere bir göz attım.

Renk renk çiçeklere bakarken bir an her şey silindi... Çok güzellerdi. Farkında olmadan elim beyaz papatyalardan birine uzandı ve koklamak için burnuma doğru götürdüm. "Harika! Bu papatyalardan bir buket alabilir miyiz?"

Çalışan gülümseyerek başını salladı ve hazırlamaya başlarken ben şaşkınca Uzay'a döndüm. Ama bu yetmedi. O beni daha da hayrete düşürerek elimdeki papatyayı alıp uzun sapını kısalttı ve kulağımın arkasına, saçlarımın arasına yerleştirdi. Ona nasıl baktığımı bilmiyorum ama bu onu gülümsetti. "Yakıştı..." diye kısık sesle konuştuğunda ben ne konuşabiliyor ne de hareket edebiliyordum. O ne yapmaya çalışıyordu?

Çiçekçi buketi uzattığında Uzay alıp ücretini ödedi ve ben hala bir kukla gibi hareket ederken dükkandan çıkıp motora bindik. Kaskı bana yeniden uzattı. "İyi misin?"

Titreyerek kendime geldim ve gülümsemeye çalışarak başımı salladım. "Evet... Kaskı takmayacağım. Rüzgarı hissetmek istiyorum."

Kaşları havalandı ama yüzü gülüyordu. "Tamam anladık çok sevdin. Ama bence takmalısın. Dikkatli kullanırım ama ne olur ne olmaz."

Başımı salladım. "Korkmuyorum."

İç çekti ve kararlı duruşumu kabullenerek önüne döndü. Motoru çalıştırdı ve ben onun beline sarılırken hareket ettik. Tahmin ettiğim gibi kasksız daha iyiydi. Çok daha iyi... Bu çok daha harika hissettiriyordu. Ayrıca rüzgardan burnuma dolan Uzay'ın kokusu anı daha da büyüleyici kılıyordu. Kendimi kokuyu içime çekmekten alıkoyamadım. Çok... Çok güzel kokuyordu. İnsanı sarhoş edebilecek kadar güzel. Burnumu ensesine gömme isteğimi öyle zor zaptediyordum ki...

Düşündüklerime kaşlarımı çattım. Kendine gel Başak! Adamın sevgilisi vardı be! Kafamdakileri savurmaya çalışarak gözlerimi kapattım ve rüzgara kendimi bıraktım. Biraz sonra motor yavaşladı ve durduk. "İşte geldik..."


İnip etrafıma bakındım ve önünde durduğumuz kafenin adını görünce gözlerim neredeyse yerinden fırladı. Bu en son düşündüğüm şey bile değildi. Menekşe?

Sevgili evren, beni her zaman şaşırtıyorsun...










Continue Reading

You'll Also Like

80.9K 4.3K 32
Size bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

738K 36.3K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
1.6M 94.2K 39
"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudakla...
126K 6K 18
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?