Zehra'dan
Insan büyüdükçe mi artıyor dertleri?
Yoksa büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?
Sonunda Istanbul'da ve kendime ait bir işim vardı.
Mutlulukla kafamı kocaman şirkete çevirdim burda ilk adımımı atıcaktım.
Daha sonra kendi başıma ve kendi sağlam adımlarımla yürüycektim.
Hafif esen rüzgarla titredim. Yavaş adımlarla içeri doğru adım attım karşıma çıkan herkese selam verdim.
Sonunda Mirza beyin kapısının önüne geldiğimde karşıma çıkan asistana kısa bir selam verip "mirza bey müsait mi?" diye sordum.
Asistanda aynı şekilde selam verip "şuanda bir misafiri var." deyince hayalkırıklığıyla bana ayrılan odaya gittim.
Odada benim gibi 4 kişi daha vardı hepsine selam verip masama oturdum.
Iş yerinin önceden yaptıkları dekorasyonlara göz gezdirdim. Hepsi birbirine benziyordu ama benim amacım farklı tasarımlardı. Bir evin içini insanın kişiliğine göre düzenlemek bence her şeyden daha iyiydi.
2 saatin sonunda sıkılıp kafeteryaya indim.
Kendime sıcak bir kahve aldıktan sonra bahçeye çıktım. Bahar gelmişti heryerde taze çiçekler açmıştı. Derin nefes alıp boş bir banka oturdum.
Telefonumla oynarken abim aradı gülümseyip açtım.
"Güzelim." Dedi Asaf abim, onları özlemiştim. "Abicim." diyerek aynı şekilde karşılık verdim. "Napıyosun?" deyince etrafa göz gezdirdim. "Hiç çalışıyordum kısa bir mola verdim. Sen napıyosun?"
Abim karşıdan oflayıp "işlerle bende uğraşıyorum." çalısmaktan asla vazgeçmeyen cenk asaf gülümsedim."evdekiler iyi mi? Abim 1-2 dakika konuşmadı daha sonra "senin haberin yokmu?" diye sorunca içimi bir panik sardı. Nolmuştu ki acaba evdekileremi bir şey olmuştu. "Nolduki?" Dedim korkuyla, abim "biz Zeynep'le 2 aylığına istanbul'a geldik." Derin nefes aldım çok şükür kimseye bir şey olmamıştı.
"Madem istanbuldasınız neden beni görmeye gelmediniz? Neden önceden haber vermediniz ya?" Abim karşıdan kahkaha atıp "güzelim sakin ol bizde yeni geldik 2 gün oldu daha hem sanada unuttum haber vermeyi." Ağzım kocaman açıldı "keşke yüzüme karşı söylemeseydin ya sağol. Neyse nerde kalıyorsunuz." Abim tekrar oflayıp "benim evde şuanlık Zeynep için komple bir tadilata soktum 3 gune hazırlanır. Şimdilik otelde kalıyoruz." dedi.
Sinirle "hem aklına gelmiyorum anladımda benim burda evim var oraya gelmekte mi aklına gelmedi?" dedim. Abim hızla "sakin ol. Benim otelde görüşmem vardı o yüzden kaldım burda yoksa gelirdim biliyorsun sonuçta bana hizmet etmen için elime bir fırsat geçmiş olurdu." Gülümsedim "gelin işte kızda hamile sen işe gidince sıkılır yazık ben bakarım yengeme." Abim oflayıp peki zehra bugün geliriz." Gülümseyip "bekliyorum." dedim. "Neyse görüşürüz kendine iyi bak prenses." dedi abim. "Sende abicim." deyip telefonu kapattık.
Biten kahvemi yanımdaki çöp kovasına attım. Ayağa kalkıp şirket kapısına doğru giderken gördüğüm kişiyle az daha kücük dilimi yutucaktım. Genemi beni bulmustu.
Zeynep'ten
Sabah gözümü açtığımda hafif gerindim. Hala kendimi yorgun hissediyordum.
Derin nefes alıp etrafa baktım Asaf yoktu. Oflayıp ayağa kalktım. Banyoya girip kısa bir dusa girdim. Üzerimi giyip
Yatağı topladım. Makyaj masasını üzerinden telefonumu alıp yatağa oturdum tekrardan
Karşıma ilk çıkan Asaf'ın numarasını tuşladım. Karşidaki sekreterin "aradığınız numara şuan baskasıyla görüşüyor" lafıyla telefonu kapattım.
Kimle konuşuyordu bu? Oflayıp kendimi tekrardan yatağa attım. Elimi karnıma koyup "napalım bugün bebeğim. Sıkıntıdan patlayalım nasıl fikir?" Gülümseyip etrafa baktım hiç bir şey yoktu. Çalan kapıyla Asaf'ın geldiğini sanıp hızla kapıyı açtım.
Karşımdaki personel ve elindeki tabakla ofladım. Kahvaltımı alıp kapıyı kapattım.
Acıkmıştım gerçektende. Yemeğimi yerken telefonuma geken mesajla meyve suyumu bıraktım. Asaf yazmıştı. "Bugün Zehraya gidicez benim toplantım olduğu için arayamadım kahvaltını et güzelim." Göz devirip telefonu bıraktım.
Azat
Bu dünyada en zor şeylerden biride vanın kavurucu sıcağında koşmak.
"Asker sağa dön" komutunu verdikten sonra ben önde diğerleri arkada koşmaya başladım "15 tur atılacak." Tüm askerlerden isyan seslerini duyunca gülümsedim bu şeyi çok seviyordum. Daha bir tur olmamışken karşiıda gördüğüm grupla kaşlarımı çattım.
Herkes koşarken ben aralarından çıktım askerlerden biri "komutanım nereye?" diye sorunca onlara dönüp " birazda sizi uzaktan izlicem bakalım kimler kaytarıyo." Tekrar isyan seslerini duyunca kaşlarımı çatıp "asker uygun adım sağa dön." Hepsi dönünce yüksek sesle "25 adım tur başla" deyip düdüğümü çaldım. Arkamdan artık hangi küfürü ederler allah bilir.
Daha fazla durmayıp arkamı döndüğümde grubun ve onun hala orda sohpet ettiğini gördüm. Sakin ve yavaş adımlarla yanlarına doğru hareket ettim. Aralarında bölük komutanınıda görünce yutkundum.
Elimi anlıma koyup selam verdim. Bölük komutanı "ooo gel azat gel bende tam seni çağıracaktım." deyince kaşlarımı çattım önce gözlerimi grubun üstünde gezdirip sonra tekrar komutana baktım.
"Emredin komutanım." dedim.
"Bunlar mardinden gelen gönüllü doktorlarımız." Deyip gülümsedi ve bütün gruba bakıp gurula.
"Askerlerimize yardım ve destek için gönüllü olarak çalışacaklar."
Istifimi bozmadan komutanı dinlemeye devam ettim.
"Senden isteğim onlara her konuda yardımcı ol ve özlellikle arya'ya yardımcı olucaksın." Kaslarımı çatıp "iyide komutanım ben neden bu görevi üstleniyorum?" diye sordum.
Bölük komutanı kaşlarını çatıp "bu bir emirdir teğmen" deyip yanımızdan ayrılmadan önce guruba bakıp "şimdiden hoşgeldiniz." deyip ayrıldı.
Ellerimi belime koyup guruba baktım 4 kız 5 erkek vardı.
Yanımıza askerlerden biri gelip bana selam verdikten sonra "komutanım misafirler için lojmanlar hazır." deyince guruba bakıp "siz biraz istiraat edin sonra etrafı dolaşırsınız." deyip sustum.
Herkes askerin peşinden giderken çenemi sıvazlayıp "arya kimse kalsın." deyince o kiz kaldı.
Kaslarıni kaldırıp bana baktı "buyrun?" deyince baştan aşağı süzdüm.
Kısa zayıf bişeydi. Turuncu kıvırcık saçları ve çilleriyle portakala benziyordu. Düsünceme gülümseyip kızin gözlerine baktım merakla bana baktığını görünce hemen kendimi toparlayıp.
"Neden sana özellikle sana sahip cıkıcam? Diye sordum. Kız gözlerini kocaman açıp "gönüllü doktorların başında ben varım ve bildiğim kadarıyla hiç birşey bilmediğim."
Dediği şeyle kaşlarımı catıp "ne saçmalıyorsun?" dedim sinirle resmen alay ediyordu. Kız oflayıp "ben ne biliyim ya" deyip kafasını iyice kaldırıp bana baktı. Gülümseyip "boynun tutulmazsa iyidir." diye soyledim. Kız gözlerini kocaman açıp "devede de boy var ama maselesef önemli olan şey yok." deyip sinirle arkasını dönüp tam gidecekken kaşlarımı çatıp. " benle iyi geçin küçük yoksa hiç çekilmem." Deyip bende arkamı döndüm.
Oylayan ve yorumlayan herkese teşekkür ederim.
Sevildiğinizi unutmayın
Instagram hesabımız
zeyn.epgvn08