TURAN-I VERA

By sevvaleki

161K 6.6K 901

"Sen gözlerimi kapattığımda,karşımda belirmeye devam eden tek kişisin. Sen huzursun ve ben bu huzuru göğsümde... More

1 -Baskın-
2 -İlk sohbet-
3 -Sevkiyat-
4 -Suriye-
5 -Kabus Gibi Bir Sabah-
6 -Yemek-
7 -Etkileniş-
8 -FETÖ-
9 -Sahil-
10 -Samimiyet-
11 -Vera Reis-
12 -Bebek-
13 -Alev-
14 -Yiğitler-
15 -Tehlike-
16 -Kayınvalide-
17 -Tatil-
18 -Tehdit-
19 -Bahar hanım-
21 -Kötü Haber-
22.Bölüm -Abi-
23 -Kamp-
24 -Tarık-
25 -Yalan-
26 -Tartışma-
27-Bitti-
28 -Çekim-
29- Kıskançlık-
30 -Türk Askeri-
31 -Kaçamak-
32 -Ayrılık-
33 -Çiçek-
34 -İgor-
35 -Vera-
36 -Kavuşma-
37 -Teklif-
38 -Tuana-
39- Hamile-

20 -Acı-

3.3K 170 22
By sevvaleki

"Dikkat edin,el bombası!" Hemen hemen her operasyonda duyduğum o cümleyi tekrar duyduğumda koşabildiğim kadar geriye koşup yere yattım ve kulaklarımı kapattım.

Şehirde yaşadığımız en aksiyon dolu operasyon bu olmalıydı. İstanbul'un en sessiz semtinde şu an kıyamet kopmak üzereydi. Ama şu herifleri bir toplayalım asıl kıyameti o zaman ben kopartacaktım.

"Turan!" Hızlıca Komutan'ıma dönüp ayağa kalktım. "Sen Tahir'i de al evin arkasına dolaş ve adamları öldürmemeye özen göster. Hepsi ama hepsi bize canlı lazım,onları bana getirin hadi!"

"Emredersiniz!" Tahir ile aynı anda konuşup evin arkasına doğru koşmaya başladık.

Yaklaşık beş tane piç kurusu kendi çapında çete kurmuş ve genç kızları kaçırıp önce tecavüz ediyorlar sonra da örgüte yolluyorlar. Bu işi İstanbul'da hiç korkmadan yapabiliyorlar. Neyseki aldığımız istihbarat sayesinde bu işe son verip kızları kurtarabilecektik. İnsanın kanı donuyor değil mi? Ama bunlar hep gerçek işte. Benim de bir kızım olacak ve böyle şeyleri duydukça daha çok sinirlenip daha çok hepsini yakalamak istiyorum.

"Abi,ben sol taraftan dolanıyorum." Dedi Tahir sessizce. Başımı sallayıp ben de sağ tarafa doğru ilerledim.

Tahta kapıyı sessizce açtım ve temkinli adımlarla ilerlemeye devam ettim. Her yer karanlıktı,eğer tüfeğin ışığını kullanırsam beni görürlerdi. Eğer birkaç adım daha atarsam ileride sorun kalmayacaktı çünkü sokak lambası yalnızca o tarafı aydınlatıyordu. Zaten oraya kadar geldim mi de şerefsizleri ellerimle koymuş gibi geri alabilecektim.

Dikkatli adımlarım sonrası varmak istediğim yere vardım ve yere çömelmiş bizimlerin olduğu yere ateş eden adamların ikisine de tekme attım. Ellerindeki silah düştüğünde ayaklanmışlardı. Ben de tüfeğimi kenara koyup bana doğru gelmelerini fırsat bilerek karınlarına bir tekme daha geçirdim. Böyle üç tane olsa yine döverim çünkü bunlar kendilerini bir şey sanan ama asla bir bok olamayan cahil sürüsünden başka bir şey değildi.

"Yardım lazım mı?" Tahir yakaladığı herifleri bağlarken ben de karşımdakilerle dövüşmeye devam ediyordum.

"Gerek yok Tahir'im,sen kaçan pezevengi de al yeterli." Dedim ve ikisininde son kez ağzına yumruk geçirip yere tamamen yapışmalarını sağladım. "Ne oldu beyler ? Çabuk pes ettiniz." Sırıttığımda ikiside korkarak bana bakıyordu.

Hemen ellerini bağlayıp kaldırdım ve tüfeğimi tekrar elime aldıktan sonra ikisinide bizimkilerin yanına sürükledim. Ozan koşarak bana doğru geldiğinde kollarından tuttuğum herifleri ona ittirdim. Bana kalsa öldüresiye döverdim de ne yazık ki hepsi canlı lazım. İşte en sevmediğim kısım buydu benimde;şerefsizleri canlı yakalamak ve adalete teslim etmek. Onlara uygulanacak en güzel adalet ölümdü ama devlete karışılmaz tabi ki.

"Bir operasyon daha bitti." Dedi Komutanımız herifleri araca bindirirken. Bu adamdaki sabra da ayrı hayrandım,garip birisiydi.

"Komutanım en zevksiz operasyondu değil mi?" Halit söylene söylene arabaya binince güldüm. Bizim timde aksiyon seviliyordu arkadaş,gerisi cidden can sıkıcı geliyor bizlere.

"Siz nasıl adamlarsınız..İlle ölümle burun buruna mı gelmeniz gerekiyor operasyondan zevk almanız için?"

"Evet." Hepimiz Komutan'a aynı anda cevap verip güldük. Bakmayın siz o da pek hoşlanmaz kısa ve aksiyonsuz operasyonlardan ama şimdi Komutan ya ağır abi olması gerekiyor.

**

Operasyon sonrası sıcak bir duş vazgeçilmezimdi ama şu an duş alamayacak kadar sinirli ve öfkeliydim. Az önce aldığım bilgilere göre Tarık denen şerefsiz herifin cezası indirilecekmiş.Hatta daha fazla işbirliği içine girerse hemen bile serbest kalması mümkünmüş.Her ne kadar işbirliği olursa olsun bir daha ihanet edilip edilmeyeceği bilinemez ve bu kadar ihmallikte Türk Ceza Kanunu'na yakışmaz. O kadar şerefsizi serbest bırakırlarken içleri acımadı mı merak ediyorum.Yine bir şerefsiz daha serbest kalacak,olan da masumlara olacak.

Vera bunu öğrendiğinde öfkeden deliye dönecekti ve ben bu iğrenç haberi ona nasıl vereceğim bilmiyorum.O herif bebeği almak için de uğraşırdı,Vera'yı geri kazanmak için de..Ama çıktığında karşılaşacağı bir Turan olduğundan ne yazık ki habersiz. Ne Vera'yı ne de Asena'yı ona vermeyeceğimden de habersiz.O benim kızım,ben bunu böyle kabullendim ve o herif zerre o masum bebeği hak etmiyor. Bu yüzden çok yakında bir savaş çıkacak,hissedebiliyorum.

''Abi!'' Tahir'in sesini duyunca odama girmekten vazgeçip koridorda bana doğru koşan Tahir'e baktım. ''Abi..'' Nefes nefese kalmışken dibimde durunca kaşlarımı çatıp omuzuna dokundum ve yüzüne bakmaya başladım.

''Ne oldu oğlum?Nefes nefese kalacak kadar önemli ne oldu?''

''Vera yenge..Hastaneye kaldırmışlar,merdivenlerden yuvarlanmış. Annen aramış burayı bizim Kadirl-''

''Ne ? Koş,koş Tahir!'' Birlikte çıkışa koşarken bankoya bıraktığım arabamın anahtarını da hızlıca kapmıştım.

Nasıl oldu,ne oldu da düştü?Durumu iyi mi? Gerçekten tüm bunları üst üste yaşamak zorunda mıyız? Daha Tarık olayını sindiremeden şimdi bu olay çıktı.Eğer bu sefer bebeğe bir şey olursa ben de en az onun kadar mahvolurum.Sadece bebek değil ikisine bir şey olursa,bu işte parmağı geçen herkese bu dünyayı dar ederim. Gözümden sakındığım iki tane can söz konusu ve ben ne kadar soğukkanlı kalmaya çalışırım bilmiyorum.

Tahirle birlikte arabaya yerleşir yerleşmez kemerimi takıp gaza köklendim ve sinirle direksiyona vurdum. Korkum sinire dönüşüp öyle etkisini gösteriyordu bunu anlamam zor olmadı. İkisine de bir şey olacak diye korkuyorum ve içimdeki korku dolu duyguyu sinirimle bastırmaya çalışıyorum işte. O bebek benden değil belki ama her şeye rağmen bendenmiş gibi düşündüm,sevdiğim kadını bebeğiyle kabul ettim ve benim için biyolojik babası önem taşımadı. Şimdi ona,yani bebeğe bu kadar alışmışken eğer giderse gerçekten neler hissederim bilmiyorum. Baba olmak anne olmak gibi değildir ancak o duyguyu kendinize yüklediniz mi bir anne kadar benimsiyorsunuz bebeğinizi.

Ne kırmızı ışıkta durdum ne de EDS sistemini umursadım. Zaten böyle bir durumda kuralları düşünemezdim. Hem araba askeriyeye aitti,ceza falan gelmezdi. Yani kısacası bir saatlik yolu yarım saatte geldim ve var gücümle merdivenleri tırmanıyorum. Tahir'im de zavallı,bana ayak uydurmaya çalışıyordu ama benden çok daha gerideydi. Asansörü dahi beklemedim çünkü inanın şu an sadece Vera'yı görmek istiyorum,hemde acilen.

Nefes nefese kalmış sesimle koridorun sonuna bakındım. Annem bir odanın başındaki sandalyede öylece oturuyordu. Daha fazla uzaktan bakmamak adına hızlı adımlarla odaya doğru ilerledim. Vera'nın annemin yanında ne işi vardı bilmiyorum ama umarım bu işte annemin bir parmağı yoktur.

"Oğlum!" Yapmacık sesi kulaklarıma dolunca gözlerimi devirip ona doğru döndüm. Bana sarılmak için bir hamle yapmıştı ama geri çekilip buna izin vermedim.

"Nasıl oldu bu? Seninle ne işi vardı?" Öfkeyle bağırdığımda sertçe yutkundu ve önce yanımdaki Tahir'e sonra da kuşkuyla bana baktı.

"B-benden özür dilemeye gelmiş. İlk affetmedim ama çok ısrar edince özrünü kabul ettim,sonuçta senin sevgilin. Daha sonra kahve içmesi için ısrar ettim ama acele işlerim var dedi. Aşağı inerken de hızlı hareket ettiğinden olsa gerek bir anda düştü oğlum,yakalamaya çalıştım ama çok hızlı yu-"

"Tamam,tamam." Daha fazla dinlemek istemiyorum. "Tahir'im sen bekle tamam mı? Biraz ben yalnız konuşayım." Tahir'e döndüğümde başını sallamıştı.

Derin bir nefes alıp ellerimi yüzüme sürttüm ve odanın kapısını açıp içeri girdim. Duyduğum ağlama sesleri gözlerimin kapanmasına sebep oluyordu,içim yanıyordu çünkü. O her damla döktüğünde benim içim yanıyordu. Bu kadar içli ağladığına göre de kesin bebeğe bir şey olmuştu,yoksa bu kadar ağlayacağını zannetmiyordum.

"Vera hanım,bakın lütfen kendinize gelin..Sakinleştirici vermek istemiyoruz ama siz bö-"

"Ne sakini? Ne kendine gelmesi? Sen hiç..Hiç bebeğini kaybettin mi?" Son cümle kalbime otururken dolu gözlerimi kırpıp ellerimi gözlerime bastırdım. Acı çekmenin sırası değil,onunla ilgilenmelisin. İç sesim bu sefer tam tamına haklıydı,ben kötü olursam o da kötü olurdu. İyi gibi gözükmek zorundayım.

"Turan! Turan.." Beni gördüğünde ağlamasını şiddetlendirmişti. Hemşire odadan çıktığında yanına yaklaşıp yatağın ucuna oturdum ve ellerini avuçlayıp öpücüklerimi kondurdum. "Bu sefer kaybettim..Bu sefer gerçekten beni bıraktı." Acıyla yumduğum gözlerimi açtım ve başımı kaldırıp alnına da bir öpücük kondurdum.

"Her zaman her şey istenildiği gibi gitmez. En azından kokusuna alışmadan gitti,inan bana bu daha iyi senin için." Başını olumsuz anlamda sallayıp elinin tersiyle yanağına düşen yaşlarını sertçe sildi.

"Bu akşam müsaitsen seninle alışverişe çıkmayı hayal etmiştim." Kıpkırımızı gözler bana yönelince benimkilerde dolmaya başlamıştı. "Kıyafetlerini,bezini,banyo eşyalarını alacaktık birlikte. Hatta odasını birlikte yapacak-"

"Vera. Yapma bunu,yapma bebeğim." Boynundan tutup hafifçe onu göğsüme çektim. "Burda ağla,göğsümde ağla." Diye ekledikten sonra da burnumu saçlarına gömüp gözlerimi kapattım. Sonrasında ise belkide ağabeyimin ölmesinden sonra ilk kez yaş akıttığımı hissettim.

"İyiki varsın..İyiki varsın,seni çok seviyorum Turan. Eğer bir gün olsun benden gidersen işte o zaman ölürüm. Çünkü artık şu an sadece sen varsın,Asena gitti ve bir tek sen kaldın. Sen de gidersen dalsız bir ağaç gibi kalakalırım.." Gözlerimi sıkıca yumup onu daha çok kendime çektim ve saçlarına uzun uzun öpücüklerimi bıraktım.

Ondan gitmek..Daha önce tek bir saniye düşünüp ciğerimin yandığını hissettiğim o iğrenç düşünce...Onu bırakamam,bu saatten sonra onu asla bırakamam. Benim için de sadece o vardı,arkadaşlarım ve o. Bir ailem olmamıştı ama o benim ailemdi ve bu sefer öyle kolay kolay ailemi bırakmayacaktım. Bu kadar zor bulmuşken onu düşüncesizce bırakıp terk edemezdim.

"Gitmem,gidemem. Ben hep buradayım,seni asla yalnız bırakmayacağım." Kendini geri çekti ve yüzümü küçük avuçlarıyla kavradı.

"Sen çok güzel bir adamsın..Karnımda başkasının bebeğini taşırken beni kabul ettin,babası olmayı kabul ettin ve şimdi de onu kaybettin diye en az benim kadar üzgünsün. Sen beni bıraksan bile ben seni bırakmam." Yanağıma uzun bir öpücük kondurunca sertçe yutkunup tekrar onu göğsüme çektim. Bunu kabul etmek zor oldu ama onun sevgisine inanmasam başkasının bebeğini taşıyan bir kadını hayatıma almazdım.

"Şimdi bu yaşları dökmeyi bırakıyoruz ve toparlanıyoruz tamam mı avukat hanım?" Hafifçe gülümsedi ve başını salladı. Yanaklarına süzülen yaşları ellerimle silip dudaklarına bir buse kondurdum. O sırada odaya dolan kapı sesiyle ikimizin bakışları da kapıya doğru yönelmişti. Yatağın olduğu yerden kapı görünmüyordu,yarısı görünüyordu ama yine de refleks olarak bakışlar oraya yöneliyordu işte.

"Yenge?" Tahir tereddüt dolu bakışlarla bize yaklaşınca gülümsedim ve yataktan kalkıp Tahir'e yaklaştım. O da üzgün ve korkmuştu,bunu görmemem imkansız. "Geçmiş olsun..İyi misin?"

"İyiyim,biraz daha iyiyim yani. Genel olarak soruyorsan da berbatım." Dedi Vera baygın bakışlarıyla Tahir'e bakarken. Kolumu Tahir'in omuzuna atıp onu yanıma çektim. Canımdı o benim,canım. Kardeşimdi,sırdaşımdı,en güvendiğimdi. Samet ve Tahir gözümde eşitti işte. Tabi Samet biraz ağır abi olduğundan Tahir ile olan samimiyetim onunla yoktu.

"Olanda hayır vardır,annem hep öyle derdi." Vera bakışlarını ellerinden çekip Tahir'e yönlendirdiğinde ben de Tahir'e döndüm. "Yani acını dindirmez belki ama bizim hayır bildiklerimizde şer,şer bildiklerimizde hayır vardır. Bebeğin doğamadı bunu kötü bir şey olarak görüyoruz ama elbet iyi bir şeye vesile olacaktır. Hayat kendimizi yıpratmak için fazla kısa yenge,bu kadar yıpratma kendini." Hafif bir tebessüm yüzümde belirirken bir süre Tahir'e bakıp sonra da Vera'ya döndüm. O da gülümsüyordu,bu sefer gözleride gülümsüyordu hemde.

"Doğru söylüyorsun.. Teşekkür ederim Tahir." Dediğinde Tahir de hafifçe başını eğmişti.

Tekrar kapı tıklandığında yine o tarafa döndüm. Bu sefer gelen annemdi. Yüzümdeki gülümseme solarken tedirgince bir süre bana baktı sonrasında ise kapıyı kapatıp yanımıza doğru yürümeye başladı. Ondaki bu tedirgin ve korkak ifade nedendi bilmiyorum ama sanki bir şeyler gizliyormuş gibiydi. Sanki anlattığı şeyler eksik gibiydi.

Vera'ya döndüğümde sanki anneme değilde canavara bakıyormuş gibi bakması dikkatimden kaçmamıştı. İkisininde gizlediği bir şey vardı,bu şimdi belli oluyor. Dizide,filmde yaşamıyoruz. Bu bakışlar varsa ortada,pek de hayırlı şeyler döndüğü söylenemez.

"Gerçekten mi? Gerçekten bir de ziyaretime mi geldiniz?" Vera şaşkın ve öfkeli sesiyle bağırdığında Tahir ile birbirimize dönmüştük. Kolumu çektiğimde Vera hızlıca yataktan kalkmıştı. "Katilsin! Sen katilsin ve utanmadan eserini görmeye mi geldin?!" Vera'yı anneme saldırmak üzereyken yakaladım ama o inatla anneme ulaşmaya çalışmaya devam ediyordu. Şu an neler olduğunu idrak edemesem de aklıma gelen düşüncelerin gerçekleşmesinden korkuyordum.

"Vera,sakin olur musun? Neler oluyor?" Dedim onu tutmaya çalışırken. Hızlıca bana döndü ve daha yeni durdurduğu yaşlarını akıtmaya devam etti.

"Ben..Ben özür dilerim ama söylemek zorundayım. Senin annen itti beni,bebeğimiz düştü ve bunun sorumlusu da annen Turan." ....

Continue Reading

You'll Also Like

677K 45.3K 35
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
2.9M 102K 64
"Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiyorum anlamıy...
99.7K 10.4K 35
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
1.1M 44.2K 63
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...