Sıcaklık vücuduma dalga dalga yayılırken zihnimi açık tutmak için kendimi zorluyordum. Kalbime dolan hisleri tanımlamam veya bir şeyle karşılaştırmam imkansızdı. Daha önce hiç öpüşmemiştim ki. Ama öpüşmüş olsaydım bile bunu tanımlayabilir miydim bilmiyordum.
Tek bildiğim bu anın asla bitmesimi istemediğimdi. Çünkü bittiğinde ve çekilip birbirimize baktığımızda gerçek dünyaya dönecektik. Gerçek dünya ise acımasızdı. Gerçek dünya için bu an bir hataydı.
Sıcak dudaklarından ayrıldığımda gözlerimi açmaya korkuyordum. Ne olurdu burada bu anda kalsaydık?
"Erçin." dedi fısıltı halinde. Sesi boğuktu.
Gözlerimi açıp kahverenginin en koyu tonu gözlerine baktım. Hiç bir his seçemiyordum. Hiç bir şey okuyamıyordum.
"Batu." dedim ben de. Sesimin çıktığından bile emin değildim. Konuşursak neler çıkar ağzımdan bundan da emin değildim. Ellerimi üstünden çekip bir adım geriledim.
"Özür dilerim." derken yüzüne bile bakmamıştım. Girdiğimiz aralıktan çıkıp giderken hızlı adımlarım dengesizdi. Yüreğim sızlıyordu.
Artık düşünmek istemiyordum. Batu hayatıma girdiğinden bile kafam allak bullaktı. Kendime cevaplayamadığım sorular sorup durmuştum. Şimdi her şey ortadayken ise kabul etmek daha zordu.
Doğup büyüdüğüm yerin, beni yetiştiren ailenin değerlerine, tüm doğrularıma karşı gözlerimi kapatmıştım. Bir kez olsun görmemek istemiştim işte.
Ama şimdi ne yapacağımı bilemiyordum. Çünkü bu sefer görmemek yetmezdi.
Eve akşama doğru geldiğimde yemek bile yememiştim. Telefonu bir yere atmış masamın başında oturuyordum. Elimdeki kalemle uğraştığım sayıların hangi ara kelimere dönüştüğünü anlamamıştım. Sorunun altına yazdığıma baktım.
Ben ne yapacağım?
Onu kaybetmek istemiyorum.
Kendimi kaybetmek de istemiyorum.
Ben ne yapacağım?
Neden bu kadar çok düşünüyorum ki, dedim kendi kendime. Muhtemelen ben de uyanan hisler onda uyanmamıştı. Aşka sevgiye bile inanmayan bir adamdan bir öpücükten bir şeyler beklemesini bekleyemezdim değil mi? Onun benim gibi olmadığını biliyordum. Öyleyse normal devam etmemiz muhtemeldi. Telefonumu elime alıp mesaj kısmına girdim.
Hey kanka bugünkü şey bi anlıktı ya çokta şaapma
Sil, sil, sil
Selam, bir anda gittiğim için üzgünüm kanka kusura bakma.
Kanka demeyi kes Erçin.
Selam senden hoşlanıyorum sende ne var acaba? Zaten olamayız ama bir sorayım dedim.
Bunu da sil.
Ve hiç bir şey yazamadım. O da yazmadı. Uyuduğumda sabahın 5'i olmuştu.
...
Böyle hissiz bi bölüm olamaz sahiden ama oldu
Erçin'in hadi sew olq moduna gireceğini düşünmediniz inş