Sarpişkom || Texting

由 terayaziyore

2.5M 148K 52.3K

-Tamamlandı- Bilinmeyen numara: Şşş Bilinmeyen numara: Aloğ Bilinmeyen numara: Sarpişkom Bilinmeyen numara: B... 更多

B İ R
İ K İ
Ü Ç
D Ö R T
B E Ş
A L T I
Y E D İ
S E K İ Z
D O K U Z
O N
O N B İ R
O N İ K İ
O N Ü Ç
O N D Ö R T
O N B E Ş
O N A L T I
O N Y E D İ
O N S E K İ Z
O N D O K U Z
Y İ R M İ
Y İ R M İ B İ R
Y İ R M İ İ K İ
Y İ R M İ Ü Ç
Y İ R M İ D Ö R T
Y İ R M İ B E Ş
Y İ R M İ A L T I
Y İ R M İ Y E D İ
Y İM R M İ S E K İ Z
Y İ R M İ D O K U Z
O T U Z
O T U Z B İ R
O T U Z İ K İ
O T U Z Ü Ç
O T U Z D Ö R T
O T U Z B E Ş
O T U Z A L T I
O T U Z Y E D İ
O T U Z S E K İ Z
O T U Z D O K U Z
K I R K
K I R K İ K İ
K I R K Ü Ç
K I R K D Ö R T
K I R K B E Ş
K I R K A L T I
K I R K Y E D İ
K I R K S E K İ Z
K I R K D O K U Z
E L L İ
E L L İ B İ R
E L L İ İ K İ
E L L İ Ü Ç
E L L İ D Ö R T
E L L İ B E Ş
E L L İ A L T I
e l l i y e d i
E l l i s e k i z
E l l i d o k u z
A l t m ı ş
Final
Özel Bölüm

K I R K B İ R

42.8K 2.2K 567
由 terayaziyore


Arabanın durduğunu gördüğümde camda ki bakışlarım anlık olarak ayrılıp Sarp'a döndü. Sarp el frenini çekerken ben bakışlarımı ondan ayırıp tekrar cama çevirdim. Nerede olduğumuza bakarken Sarp arabanın kapısını açınca bende hareketlenmiştim. Emniyet kemerini çıkarıp arabanın kapısını açtım. Kucağımda ki çantamı alıp arabadan indim. Sarp yanıma gelmiş inmemi bekliyordu. O arabayı kilitlerken ben geldiğimiz avm'yi gözetliyordum.

Kalabalığı sevmezdim ama şu anda geldiğimiz yer insan doluydu. İlerlemeye başladığımız da ona bakıp "ne yapacağız?" Diye sordum. Bana dönüp "öncelikle, Burger'de yemek yiyeceğiz" demişti. Burger King'in patateslerine bayılırdım ama şu an aklımda olan tek şey Sarp'ın karşısında rahat bir şekilde yiyip yiyemeyeceğimdi. "Özellikle Burger'de yiyeceğiz hatta" dediğinde ona dönüp güldüm "neden" diye sordum. Bana baktığında yüzünde ki güzel gülümsemesini izlemenin verdiği huzurla onu dinlemeye başladım.

"Çünkü bu gün sen bana bilinmeyen olarak yazdığın dönemlerde benim sensiz yapıp sana anlattığım her şeyi yapacağız"

Ona inanamaz bir bakış attım. Gerçekten, nasıl bu kadar ince fikirli olabiliyordu? "Ciddi misin?" Sesim 'seni yemek istiyorum' dercesine çıkmıştı. En azından düşüncelerim o yöndeydi. Kafasını sallarken "o gün Eren'le bu avm'ye gelmiştik" dedi. Gülümsemem yüzümde daha büyük bir alan kaplarken "sonra ne yapacağız?" Diye sordum. Avm'den içe girerken "yemek yedikten sonra dediğimi yapmaya ara verip 'restore' ettiğimiz tiyatro odası için bir şeyler bakarız diye düşündüm. Yani küçük tiyatro için aksesuarlar falan" dediğinde daha da minnettar bir gülümseme oluşmuştu yüzümde. Orayı ve tiyatroyu çok sevdiğimi biliyordu. Ona söylemiştim.

"Sonra kahve içeceğiz, ardından avmden ayrılacağız" demişti. Söylediklerine kafa sallarken "sonra ne yapacağız?" Diye sorduğumda "senle konuşurken sürekli spor salonunda olduğumu falan söylüyordum. Spor salonuna gideceğiz. Ama spor yapmayacağız korkma" deyip güldüğünde kaş çattım. "Niye ben spor yapamaz mıyım?" Dedim. İçimden gülmek gelsede ona kızmak ve onu kızdırmak beni daha mutlu ediyordu nedense. Kızınca çok tatlı oluyordu.

"Tabi ki de yapabilirsin, hatta fiziğine bakacak olursak yapıyorsunda bence" deyip beni boydan boya süzünce içimde beliren ufak bir utanma hissiyle önüme döndüm. Sarp sözlerini "ama ben bu günün daha güzel geçmesini istiyorum. Daha sonra da spor yapabiliriz" deyince ilerlediğimiz yere doğru bakıp sırttım. Yerim olum yav.

Kafe tarzındaki mekanların olduğu kata geldiğimizde Sarp beni direkt olarak Burger'e yöneltilmişti. Mekana girdiğimizde o menüleri almaya gitmiş ve beni teras kısımda bir yere oturtmuştu. Kısa süre sonra Sarp elinde ki tepsilerle gelince acıkmış olan karnım şimdiden bayram etmeye başlamıştı. Fark ettim de bu açlıkla değil Sarp'ın karşısında dünyanın en yakışıklı erkeğinin önünde bile iştahla yemek yiyebilirdim.

Düşündüğüm şeyle kendime güldüm. Zaten az sonra dünyanın en yakışıklısıyla yemek yiyecektim.

Masaya oturup tepsileri yerleştirdiğinde yaptığım ilk şey pipeti kağıdından çıkarıp kolama batırmaktı. Susamıştım ve kola şu an bana çok iyi gelecekti. Sarp direkt olarak hamburgerine yumulurken ben ilkte patateslerimi yemeye başladım. Her zaman ilk önce patatesi yerdim. Çünkü ben hamburgeri yiyene kadar patatesler soğurdu.

Yemeye devam ederken Sarp'ın konuşmayacağını anlayıp ağzımı araladım. "Spor salonuna gidip ne yapacağız?" Diye sordum. Ki mantıklı bir soruydu. Spor salonuna spor için değil de başka ne için gidilirdi ki? "Hiç sadece orayı görmeni istiyorum" diyince şüpheyle ona baktım. Bildiğim kadarıyla Sarp'ın annesi Diana Morelli bir spor antrenörüydü. Bunu yoğun stalk araştırmalarım sonucu bulmuştum.

Aslında sadece annesi toplantıya geldiğinde bir şekilde adını öğrenmiş ve İnstagram'da aratarak bulmuştum. Ve şöyle demeliyim ki Sarp'ın annesinin takipçi sayısı benden fazlaydı. Ancak babası hakkında hiç bir bilgiye sahip değildim. Annesinden konu açarak ailesi hakkında bir şeyler öğrenebilirdim.

"Spor salonu annenindi değil mi?" Diyerek cevabını bildiğim bir soru sordum. Sarp kafasını sallayıp "evet" derken "annenin sporcu olması güzel bir şey olmalı" dedim. Bana inanamıyormuş gibi baktı. "Sen deli misin? Annem şu anda burger yediğimi öğrense bile beni gebertir. Sürekli spor yapmam için beni zorluyor. Tamam bunun banada yararı var ama bazen çok yorgun olduğum zamanlarda bile ondan kurtulamıyorum. Kendi evimden çok spor salonumuzdayım ve annemin artık derslerden caydığını ve dersleri bana kaktığını düşünüyorum" diyerek ofladı. Gülüp ona baktığımda "yemin ederim bıktım ya" dedi.

Gülüşüm daha da büyümüştü "peki ya sigara içtiğini biliyor mu?" Diye sordum. Sarp gözlerini büyütüp bana baktığında "öğrendiği gün beni son gördüğün gün olur, emin ol" dediğinde kahkaha atmıştım. Oda gülüşüme kısık kısık katılırken "madem bu kadar kızar neden içiyorsun?" Diye sordum. Sonuçta zararlıydı ve içmesini istemezdim.

"Tek tük içiyorum zaten arada vuruyor aklıma" dediğinde bir şey demedim. Artık asıl merak ettiğim kısma geçebilirdim. "Peki ya baban?" Diye sordum. Bana bakıp kısa bir süre konuşmadı. Ardından geveleyerek "onlar, yani annemle babam çok uzun süre önce boşandı" dediğinde gözlerimi büyüttüm. Bunu bilmiyordum. Sarp'a başka bir şey sormadığım halde o anlatmaya devam etti.

"Babam türk, annem italyandı ve babamın işi nedeniyle İtalya'ya gitmesiyle tanışıp evlendiler. Ben 10 yaşımdayken ve kardeşimin yeni doğduğu dönemlerde boşandılar. Ardından annem beni ve Emir'i alıp İtalya'ya geri döndü. Bir kaç yıl ardından ise tekrar Türkiye'ye döndük. Ben lise çağlarımdayken. Türkiye'ye dönerken annemle babamın barışacağını falan sanıp umutlanmıştım ama öyle olmadı. Babam şu an İzmir'de çalışıyor. Arada bir annemle konuşup bizi görmeye gelir. Sorunlu bir boşanma yaşadılar ama şu an iki medeni insan gibi takılıyorlar. Ben artık umursamıyorum, en azından babam var diyerek şükrediyorum ama Emir için o kadar kolay değildi" diyerek konuşmasına ara verince pür dikkat onu dinlemeye devam ediyorum.

"Babasız büyümek eksik hissettirdi ona hep annemde bunu fark ettiği için zaten babamla bizim için görüşmeyi kabul etti" dediğinde içimde dolan hüzünle masadaki eline uzandım ve kendi elimi onun elinin üzerine koydum. Bakışları bana dönünce "ben bilmiyordum Sarp, sorduğum için üzgünüm anlatmak zorunda değilsin" dedim. Eğer üzülecekse anlatmasındı. Gerek yoktu. Elimin altındaki eli hareketlendi. Bir anda avucunun içinde kaybolacak kadar küçük kalan elime baktım.

Tutuşu naifti. Bana bakıp gülümsedi "bunları rahatça anlatabildiğim tek kızsın bırakta anlatayım. Hem belki sende kendin hakkında bir şeyler anlatırsın çünkü benim bildiklerim seninkine oranla daha az" dediğinde güldüm. Yüzümde acı bir ifade oluşmasın diye kendimi tutuyordum.

"O yüzden Türkiye'ye dönmüşüz zaten. Daha sonra babam ilk başlarda sık sık gelmeye başladı. Ama Emir büyüdükçe babamın gelişleride azaldı. Şimdi ise arada bir geliyor. Kendime hep annem kadar güçlü bir kadınla olmalıyım derdim. Çünkü o gerçekten ayakları üzerinde durmayı en güzel içindenbaşarabilen kadınlardan biri. Parasızlık çektiğimiz dönemleri de hatırlıyorum. Ama şimdi bir dönüp bakıyorum. Annem sene de bir mutfağın stilini değişiyor. Kafasına estiğinde bir bakmışız salonumuz fransız stili döşenmiş yada odasını çin stili döşemiş. Yada bir bakıyorum arabasını değişmiş." Dediğinde içimde ki değişik hisle gülümsedim. O gerçekten güçlü bir kadınmış.

"Neyse yeter bu kadar" deyip güldüğünde "şimdi sen anlat" diyerek tamamladı sözlerini. İkimizde normale dönerken ben arkama yaslanma bahanesiyle elimi avucunun ayırdım. Patateslerimden bir kaç tane ağzıma atarken kolamdan da bir yudum aldım. "Bende bir şey yok düz stabil bir aileye sahibim" dedim açıkcası anlattıklarının üstüne babam ve annemin mükemmel ilişkisinden bahsetmek istememiştim. Üzülür diye korkuyordum.

"Baban ne iş yapıyor mesela?" Diye sorup sanki inatla bu konuyu açmıştı. Bir kaç patates daha yiyip "o mühendis bir şirkette çalışıyor annem ev hanımı" diyerek konuyu biraz anneme çektim. "Anneni çok sevdim" dediğinde ise aklıma yaptığı gelince kaşlarım çatıldı.

"Ah! Bak yine aklıma geldi yine dellendim. Sen bu cesareti nereden buldun da kapıma dayandın ya Allah bilir annem ne sandı" dediğimde kahkaha atmıştı. "Ne sanabilir ki başka?" Dediğinde gülüşüne mi söylediğine mi takıldım bilmiyordum. Kullandığı kelimede ki başka kelimesi çok büyük anlamlar taşıyordu. Sarp'ı anlamıyordum. 'Sevgili miyiz değil miyiz söyle artık lan!' Diyesim geliyordu vallaha zor tutuyordum kendimi.

"Kardeşin var mı?" Diye sorduğunda düşüncelerimi dağıtıp ağzımda patates olduğu için yalnızca kafa salladım. Oda anladım dercesine kafasını salladığında patateslerimi bitirmeye yakın olduğum için hamburgerimi açtım. O sırada Sarp'ın tepsisine gözüm kayınca neredeyse bitirmek üzere olduğunu görmemle gözlerimi büyüttüm. Ne de çabuk yiyordu yav.

İkimizde yemeklerimizi bitirince Sarp vakit kaybetmeden beni kaldırmış ve mekandan çıkmıştık. Biraz ileride olan kafeye giderken hiç konuşmamıştık çünkü yemeklerin parasını zorla kendi ödemiş bu nedenle kasada ufak bir tartışma yaşamıştık. Kafenin önüne gelince beni kolumdan tutup içeri yönlendirmişti. Boş bir masaya yerleştiğimizde direk olarak iki filtre kahve söylemişti. Ancak sipariş verdikten sonra bana sormak aklına gelmişti.

"Ay Akşın ben böyle verdim sipariş ama umarım filtre kahve seviyorsundur" deyince göz devirdim. Bu bildiğin öküz çıktı ya la. "Şansın var ki filtre kahve seviyorum. Ya sevmeseydim? Sen böyle öküzlüklerine devam edersen benim çok çekeceğim var" dedim. Dedim ama ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu galiba. Söylediklerimin farkına ne yazık ki söyledikten sonra varınca gözlerimi büyüterek Sarp'a baktım.

Söylediklerime sadece gülmüş ve garsonun getirdiği kahveyi direk alıp yudumlamıştı. Garson benim kahvemi de önüme koyarken onun yapmadığını yapıp "teşekkürler" dedim. Garson kafasını sallayıp "rica ederim efendim, başka bir isteğiniz var mı?" Diye sorunca "hayır" dedim. Garson masadan ayrılırken hala Sarp'ın her hangi bir tepki vermemesine sinirleniyordum. Yani konuyu yanlışlıkla olsada açmama rağmen hala konuşmuyordu ya hala!

Kahvemden bir yudum aldığım sıra Sarp neredeyse kahvesini bitirecekti. Bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum. Kafamda onunla ilgili bildiklerim listesine bir madde daha eklerken o başını bana çevirince göz göze gelmiştik. Onu izlediğimi anlayınca gülümseyip bana bakmıştı. Bende ona gülümsemiştim.

"Demek mimar olmak istiyorsun?" Diye sorunca şaşıran bakışlarım beni ele veriyordu. Her hareketine şaşırmamalıydım artık. Demek sabah annemin dediğini unutmamıştı. Kafamı salladım. Ben onun Besyo için hazırlandığını zaten biliyordum. "Hangi üniversiteyi istiyorsun?" Diye sordu. Bende kahvemden bir yudum daha alıp onu "vallaha benim için köklü bir üniversite olması yeterli aslında gönlümden Yıldız teknik veya İstanbul teknik falan geçiyordu oralar biraz çok zorlar. Yada 9 Eylül'de olabilir" diyerek cevapladım.

"Sen yaparsın ya, zekisin" deyip güldüğünde ona gülerek karşılık vermiştim. "Peki sen?" Diye sordum. "Yani benim için asıl zor olan yetenek sınavı puan olarak pek fazla bir şey istemiyorlar. İzmir veya İstanbul düşünüyorum. Belki Antalya'da olabilir bilmiyorum" dediğinde gülümsedim. O iyi bir sporcuydu. "Sende başaracaksın inanıyorum. İyi bir sporcusun" dedim. Beden eğitimi derslerinde falan az kesmemiştim onu.

..

Kahvelerimizi bitirdikten sonra kafeden ayrılmış ve bu kez kendi kahve paramı zorla ödemiştim. Ardından tiyatro odası için alış veriş yapmış ve çok güzel şeyler almıştık. Bu süreçte onunla çok eğlenmiştim. Şimdi ise arabaya binmiş ve spor salonuna doğru gidiyorduk. Hatta sanırım yaklaşmak üzereydik çünkü Sarp park edecek yer aramaya başlamıştı bile. Nihayetinde arabayı park edince ikimizde arabadan inmiştik. Yolda yürümeye başlayınca karşı tarafta olan kocaman spor salonunu görmüştüm. Kapıda kocaman harflerle GYM/M yazıyordu. Sanırım diğer 'M' Morelli'nin M'si idi.

"Ve karşınızda Morelli Spor salonu" diyip ellerini açıp havaya kaldırdığında gülerek ona eşlik etmiştim. Birlikte içeri girdiğimizde karşılaştığımız yer bir ofisi andırıyordu. Ancak cam bir kapının ardında spor salonun olduğunu görebiliyordum. Sarp cam kapının önüne doğru ilerlerken ben etrafı inceliyordum. Duyduğum Sarp'ın sesiyle ani bir şekilde arkamı dönmüştüm.

"Heh anne bende seni arıyordum"

Ani bir şekilde dönmem ile sarışın olan kadın spor taytı ve tişörtü ile oldukça güzel görünüyordu.  Ancak şu an da olan şey bam başkaydı. Sarp beni buraya annesiyle tanıştırmak için getirmişti!

"Seni tanıştırmak istediğim biri var" annesinin bakışları bana dönerken ben şaşkınca ikisini izliyordum. Sarp bana hınzırca sırıtıp annesini bana doğru yöneltti. Kendine bana doğru gelirken "Akşın bu annem, Diana" demişti. Annesi bana gülümserken imalı bakışları Sarp'a dönmüştü. Sarp'ta annesine baktı.

"Anne bu da Akşın, benim kız arkadaşım"

Söyledikleriyle gözlerim kocaman açılmıştı! O kız arkadaşım mı demiş ti?!

..

Vovovovoo

Sarp napıyon evladım?

Akşın şok

Akşın is dead

Mdmdkdkkkd

继续阅读

You'll Also Like

13.8K 1.1K 12
Nazlı sosyal medyada ilk kez 300 milyon okunmanın üstüne çıkıp 777 milyon okunması olan genç bir yazardır. Ancak kitabının yorumlarında en başından b...
2.9K 866 10
Siz: Sevgilim? Siz: Arkadaşlarıma "Sevgilim var" dediğim zaman bana acıyarak bakıyorlar. Siz: Ne kadar da haklılar değil mi? - Ölümüne özlemek, gerç...
150K 14.5K 14
[texting, tamamlandı] Almir: Özür dilerim, Delibal. (Gönderilemedi) 298 | v'
Peyda 由 Herkes Yalan

青少年小说

805K 55.3K 34
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...