Organize

By oguzgul

6.2K 613 46

Saçının teline kıyamadığınız evladınızın, gözünüzün önünde eriyip gittiğini gören bir cerrah olsaydınız? Onu... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5.Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm

26. Bölüm

32 5 0
By oguzgul


Toprak yolun kenarında çekili olan şeritler sert rüzgârda dalgalanıyor, sonbaharın bütün etkisini gözler önüne seriyordu. Hafif bir uçurumun aşağısına bakan birkaç kişiden maktulün aşağılarda bir yerde olduğu belli oluyordu. Şeritlerin hemen aşağısında beyaz naylon tarzı olay yeri inceleme elbisesi içindeki arıcılara benzeyen memurları fark etmek güç olmamıştı. Yeşilin her tonuna tezat oluştururcasına seçilebiliyorlardı. İşte Lucas da oradaydı. Elini çenesine koymuş, bir ağaca yaslanmış şekilde memurları izliyordu. Yüzündeki ifadede dalgın bir görüntü oluşmuştu. Yolun az ilerisinden dalgın bakışlarla geçen bir rakun dikkatini çekti Meg'in. Bu ormanda birçok vahşi hayvanın yaşadığını bilse de gördüğü rakun ona garip gelmişti. İlerlemeye devam etti. Arkasından duymadığı sorular sorulsa da o cinayet mahallinin havasına girmişti bile.

Uçurumun kenarına yaklaşarak aşağı göz gezdirdi. Lucas, geldiğini fark etmiş bakışlarını ona dikmişti. Şimdi iki saat tantana yapacak, canını sıkacak, diye düşünse de ifadelerine bunu yansıtmamaya kendi kendine söz verdi. Olay mahallini ona teslim edecek ve sadece izleyecekti.

Aşağıdaki hafif düzlük 3-5 metre kadar aşağıdaydı. Görüntünün hoş olmadığı o mesafeden bile belliydi. Bir cesetten daha çok bir kamp alanından kalmış kalıntıları andıran bir görüntü var gibiydi. Lucas, nihayet dercesine bir işaret yaptı. Düztabanlı ayaklarının kaymamasını dileyerek inmeye başladığı dik yokuşun aşağısında Lucas kollarını açarak onu durdurmayı başarmıştı.

"Pek bir şey kalmamış."

"Evet biraz geç kalmışız."

"Baya geç," diye mırıldandı Meg. Kuru kemiklerden başka bir şey görünmüyordu cesette. Üzerindeki dişlenmiş ve kemirilmiş görüntüsü barındıran izler neredeyse hemen seçilebiliyordu. Kollarının ve bacaklarının olmamasını çok da garipsememişti. Ziyafet yapmışlar, diye düşünerek biraz önceki rakunu hatırladı.

"Kim bulmuş cesedi?"

Lucas, az ilerideki bir kadın memurun teskin etmeye çalıştığı spor kıyafetler içindeki bir kadını göstererek konuştu.

"Koşu yapan iki kadın bulmuş. Birini hastaneye gönderdik, fenalık geçirdi."

"Diğeri de ondan aşağı kalır durumda değil hani," diyerek cümleyi tamamladı Meg.

"Burada su içmek için durmuşlar ve bunu fark etmişler. Bu yarısı yok olmuş ve etleri lime lime koparılmış cesedi."

Cesede bir kez daha dikkatle baktı Meg. Gerçekten fena bir görüntüsü vardı. Tıp fakültelerinde incelenen iskeletlerin kokuşmuş ve eksilmiş hali önünde uzanıyordu.

"Öldürülüp buraya sonradan atıldığı belli. Sanırım en az 2-3 aylık."

"Adli tıptan kimse geliyor mu," diye sordu Meg.

"Sanırım yoldadır. Bend kasabasının şerifi söyledi az önce."

Bend kelimesini duyan Meg, yine o günlere dönmüştü. Yalınayak yürüdüğü orman yollarında, yanık bileklerinin acısına aldırmadan saatlerce aç ve susuz yürümüştü.

"Daldın dedektif?"

"Yok bir şey," diyerek yerde yatan kalıntılara doğru eğilmişti. Kaburga kemiklerindeki çöküntülerin nedenini anlamaları için Adli Tıp raporunu beklemeleri gerekecekti. Gelen ambulansın sireni gergin bekleyişin süregeldiği olay mahallinde sessizliği bozuyordu. Meg, bir an ileride teskin etmeye çalıştıkları kadın için mi yoksa cesedi almaya gelen Adli Tıp aracı olduğunu mu kestirememişti. Hemen üst yolun kıyısında bekleyen akbaba ordusuna baktı. Haber yapabilmek için neredeyse birbirlerini aşağıya yuvarlayacak gibi duruyorlardı.

"Carol'dan raporları aldın mı?"

"Evet aldım şef. Adam meskalin bağımlısıymış. Ve cinayeti işleyen kişi de bunu biliyormuş. Çünkü midesindeki kalıntılarda da bu maddeden çıkmış."

"Desene adam huzurlu ölmüş."

"Bilemiyorum ama tahminimce adamın düzgün bir hayatı da yokmuş."

"Nereden anladın?"

"Gardırobuna baktım."

"Neyse, çocuklar bu cesedi bekletmenin anlamı yok. Vahşi hayvanlar yeterince nasiplenmiş. Direk Carol'a gönderin. Ne çıkacak merak ediyorum," dedikten sonra Meg'e dönerek emir vermeye devam etti.

"Sen de Carol'dan elde edeceğin verilerle kayıp ilanlarını karşılaştır. Eminim müspet bir sonuç bulacaksındır."

"Tabi kayıp ilanı verildiyse," diye mırıldanarak tamamladı cümlesini Meg.

Yukarı doğru eğreti otlarına tutunarak tırmanan Lucas'ın peşi sıra o da yukarı doğru tırmanmaya başladı. Güneş sönükleşmiş ve rüzgâr sert esmeye başlamıştı. Yolun kenarına çekilen şeritler tutulamayacak kadar hızlı sallanıyordu. Muhabirlerden birisi, uçları ağaçlara tutturulmuş şeridi yakalayarak Lucas ve Meg'in geçmesi için kaldırmıştı. Elleri eldivenli iki kişi ambulansın arkasından çıkardıkları sarı ceset torbasını rüzgârda uçuşmaması için birbirlerine yakın bir vaziyette tutarak aşağı doğru inmeye başlamışlardı. Kameraların objektifleri, yukarı çıkar çıkmaz yine onlara doğru dönmüştü. Her kafadan bir ses çıkıyor ve kimin ne sorduğu anlaşılmıyordu. Muhabirler, sıklıkla Meg'e sorular yöneltiyor, eşinin ölümünden sonra basına çıkan resimleri ve hayat hikâyesi sayesinde daha tanıdık bir sima buldukları için onu avlamaya çalışıyorlardı. Meg, bu kadar soru karşısında kısa bir açıklama yapmak zorunda hissetmişti kendisini. Montunun kürklü yakasını biraz daha kapatarak onlara doğru dönerek bir açıklama yaptı.

"Arkadaşlar, sorduğunuz soruların hiçbirinin cevabı henüz elimizde yok. Adli Tıp'tan gelecek açıklama neticesinde size bilgi verilecektir. Lütfen daha fazla zorlamayın."

Hayal kırıklığına uğramış muhabirler, simasını yeni yeni gördükleri Lucas'a seslenmişler ama Lucas, sırtı onlara dönük halde pardösüsünü uçuşturan rüzgârdan korurcasına öne doğru çekiştirerek Kırmızı Honda'ya doğru yürümeye devam etmişti. Üşümüş ve bir o kadar da şaşırmış olan Meg, Lucas'ın neden kendi arabasına yöneldiğini anlayamamıştı. Aracın düğmesine basarken, arabaya sırtını dönmüş ve yandaki ağaçları inceleyen Lucas'ın neden kendisiyle geleceğini anlayamamıştı. Aracın çıkardığı sesten kapılarının açıldığını anlayarak sessizce arabaya binmiş ve ön koltuğa oturmuştu bile. Sorgulayan gözlerle koltuğa oturan ve kontağı çeviren Meg, bir açıklama beklercesine soru sormamış ve bir işaret vermemişti.

"Polis aracıyla geldim. Aracım burada değil, o yüzden senin aracına biniyorum."

"Anladım efendim."

"Araban güzelmiş."

"Teşekkürler."

"Civarlarda golf sahası hizmeti sunan yerleri araştırdın mı? Üyelerini incelemeni tavsiye ederim. Hoş birçok doktor kayıtlı çıkacaktır. Ama yine de gözüne bir şey çarpabilir. Özellikle operatör olanları incelemeye al. Bulgulara göre bu kesinlikle bir doktor, ya da eskiden doktordu."

"Anladım efendim," dedi Meg toprak yoldan anayola çıkarken. "Peki bizi yanlış yönlendirmek istemiş olabilir mi?"

"Bu da mümkün, dedi Lucas, Sigarasını yakmaya hazırlanırken.

"Efendim aracımda sigara içilmesine izin vermiyorum. Küçük kızım var."

"Anladım," dedi sigarayı tabakaya geri koyarken. Stresli olduğum anlarda içerim. İçiyorum da sayılmaz, yakıp elimde tutuyorum aslında. Oğlumu kaybettiğimde başlamıştım. O günden beri de bırakamadım."

"Anlıyorum efendim, kaybınıza üzüldüm. Anlatmak ister misiniz," diye sordu Megan. Bu gizemli adamı çözeceği düşüncesi iştahını kabartmıştı. Bozuk para kutusu olarak kullandığı küllükteki paraları montunun cebine dökerek uzattı Lucas'a.

"Bir kerecikten bir şey olmaz lütfen yakın."

Lucas, uzatılan küllüğü alsa da sigarayı yakmamış uzaklara dalıp gitmişti. Düşüncelerinden sıyrılarak, radyoya uzandı. Meg hâlâ onu anlatmaya başlayacağına inanıyor olsa da kendisini hazır hissetmediğini anlamış olacak ki, dikkatini yola vermeye karar verdi. Bir haber kanalı bulan Lucas, haberleri dinliyordu. Az sonra Meg'in habercilere yaptığı açıklamanın cümleleri yankılandı radyoda. Muhabirler Meg'in yaptığı açıklamayı haberlere yetiştirmişlerdi bile. Meg, yüzünün yayınlara çıkmadığını umuyordu. Birden bir şey fark etti. Meg, birkaç kez aynalarını kontrol ettikten sonra, elindeki küllüğü yerine oturtmaya çalışan Lucas'a seslendi.

"Efendim sanırım takip ediliyoruz."

Lucas, oturduğu yerde duruşunu değiştirmeden aynadan arkadan gelen aracı kontrol etmeye çalıştı. Sonra binerken takmadığı emniyet kemerine uzanarak, "atlat şunu, olay yerindeki basın araçlarından birisi," demişti. Gaza yüklenen Meg, inatla peşinden ayrılmayan araçtan kurtulmayı başarmıştı. Ara yollardan polis merkezine doğru yol alıyorlardı. Sinirlenen Lucas, radyoyu kapatmış, yolu seyre dalmıştı. Çalan telefon sesi arabadaki sessizliği bozmuştu. İkisi de aracın ön panelindeki kitte takılı duran telefonun ekranına bakmıştı. Annem yazısını gören Meg, "hay aksi," diyerek telefonu kitinden çıkararak kulağına götürmüştü.

"Anne üzgünüm, servisi arayamadım." Bir süre annesinden yediği fırçalar yüzünden sadece dinlemede kalmasına rağmen, yüzünden hiç renk vermiyordu. Annesi, okuldan aradıklarını ve kızının okul kapısında öylece beklediğini söylemişti.

"Efendim, üzgünüm okula uğramamız lazım."

Lucas, sorun değil anlamında elini sallamıştı.

"Evli olduğunu bilmiyordum Memur Meg."

"Değilim efendim, eşimi kaybettim."

Eşinin intihar ettiğini söyleyip söylememe konusunda tereddüt etmişti. İntihar eden kendisi olmasa da bunun bir zayıflık belirtisi olduğu konusunda iç sesiyle hemfikirdi. Şimdi meleğini alacaklardı. Lucas'ın Meg'in ısrarcı hareketlerine rağmen sigarasını yakmadığı için memnundu. 

Continue Reading

You'll Also Like

766K 22.6K 24
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi. "Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın...
121K 2K 42
Bolca +18 sahne ve biraz şiddet olacak arkadaşlar ona göre okursanız sevinirim "Bana attığın o tokat'ın karşılığı olmayacak mı sandın hemde tüm sını...
59.7K 2.1K 17
"Ada abla biraz gezelim mi Babam sen ben üçümüz " dedi birden " Babacım belki Ada ablanın işler vardır rahatsiz etmeyelim biz onu " dedi Bora bey Aya...
Yürek Sızım By Elanur

Mystery / Thriller

44.3K 1.9K 9
... Güzelliğiyle Mardin'e nam salmış bir çok kişinin onun okyanuslarına yenilmesine rağmen 19 yaşına kadar kimseye gönlünü vermeyip eli eline değmemi...