Selim bunu hiç düşünmemişti. Filmlerden seyrettiği kadarıyla direksiyonun altındaki paneli açıp oradaki kabloları birbirine değdirerek düz kontak yaptırınca araba çalışıyordu. Ama bu işi becerebileceğini pek sanmıyordu. Hele bir de o sırada zombiler etraflarını sararsa kapana kısılıp ölmeleri işten bile değildi. Bunları düşünürken camdan dışarı bakıyordu ve aklına bir fikir gelmişti.
- Ne o Selim daldın gittin, nereye bakıyorsun?
- Aklıma bir fikir geldi. Gel bak, şuradaki üzeri örtülü arabayı görüyor musun?
- Görüyorum, ne olmuş o arabaya?
- İşte o araba bizim buradan kaçış biletimiz. Arabanın sahibi en üst katta oturan Cenap Bey’dir. Cenap Bey ve karısı Haziran ayında Urla’daki yazlıklarına gider ve Eylül ayının sonlarında dönerler, Cenap Bey arabasının anahtarını da belki lazım olur diye beşinci katta oturan Cemal abiye bırakır.
- Cemal abi dediğin, şu mafyöz adam mı?
- Nereden bu intibaya kapıldın bilmiyorum ama Cemal abi mafya değildir. Eski bir kabadayı olduğu doğru ama bu işlerden elini eteğini çekeli çok olmuş. Çok baba adamdır Cemal abi lakabı da Arnavut Cemal’dir. Sen istiyorsan burada bekle ben anahtarı alıp geliyorum.
Selim yukarı çıkmadan önce her ihtimale karşı yanına kendini koruyacak bir şey almak istemişti. Aklına odasındaki boken denilen tahtadan yapılma samuray kılıcı gelmişti. Arada bir Eminönü’ne dolaşmaya çıkar, kalabalığın hiçbir zaman eksik olmadığı bu sokaklarda ve envai çeşit ürünün bulunduğu pasajlarda her zaman ilgisini çeken değişik bir ürün bulurdu. İki sene önce de bu kılıcı bulmuş ve çok hoşuna giderek hemen almıştı. Hatta evde bir süre kendi kendine de çalışmıştı ama daha sonra aldığı pek çok şey gibi samuray kılıcını da bir köşeye kaldırmıştı. Şimdi bu kılıcı koltuğundan kalkmadan ışığı açıp kapatmak ve bunun gibi işlerde kullanıyordu. Hatta evine on beş günde bir temizlik yapmaya gelen Cennet Hanım bu kılıcın yardımıyla halıların tozunu silkeliyordu. Selim işte bu pek çok çeşitli işte kullanılmış olan kılıcı şimdi zombilerin kafasını dağıtmak için kullanmayı düşünüyordu.
- Ben yukarı çıkıyorum Filiz, sen de ortalığı iyice karıştır işimize yarayabilecek şeyler bulmaya çalış.
- Ne gibi şeyler?
- Ne bileyim işte, fener olabilir, ip olabilir, silah vazifesi görebilecek şeyler olabilir. Benim ev ıvır zıvır doludur. Sen araştırmaya başla çıkan şeyleri gördükçe işimize yarayacak olanları ayırırsın.
- Peki anladım. Sen de dikkatli ol ama, ya Cemal Bey’de o aşıdan yaptırmışsa?
Selim Cemal abisinin bu aşıyı yaptıracağını hiç sanmıyordu. Bir keresinde epey bir hastalanmıştı da doktora gitmeyi kabul etmediğinden zorla da olsa Selim’in bir bakmasını kabul etmişti. Selim o kadar ağır hastayken bile doktora gitmeyen adamın önlem olarak aşı yaptırmış olabileceğini hiç zannetmiyordu. Şansını deneyecekti.
- Artık şansımızı deneyeceğiz, her geçen dakika aleyhimize, bir an evvel güvenli bir yere ulaşmamız lazım.