F
Hee Ran ve Yukhei ile yemekhaneden tepsilerimizi aldığımızda boş masa bulmak için etrafa göz gezdiriyorduk. Yukhei, senin ve Taeyong'un en köşedeki masada oturduğunu gördüğünü ve yanınıza oturabileceğimizi söylediğinde kabul ettik.
Zaten hep beraber olan bir gruptuk.
Masaya geldiğimizde Hee Ran Taeyong'un yanına, Yukhei ise senin yanına geçti. Yer kalmadığını düşündüğümde oturduğun yere baktım ve ciddi anlamda inanamadım. İki kişilik yere yayılmıştın ve benim ayakta kaldığımı bile bile kılını bile kıpırdatmıyordun.
Sana, belki de son birkaç gündeki garip tavırlarını sorgulamaya çalışıyormuşçasına bakmaya başladığımda Yukhei seni çekiştirdi ve yayıldığın yeri açarak oturabileceğimi söyledi.
Böyle bir kibarlığı senden zaten beklemiyordum, bu yüzden dert etmemeye karar verdim.
Yavaşça oturduğumda yakınlığımızı umursamadan yemeğimle ilgilenmeye başladım. Gerçi bugün sevmediğim şeyler çıktığı için koca tepside bir kase pilav ve biraz salatadan başka bir şey yoktu.
İlerleyen dakikalarda biraz sıkışmış gibiydik ya da sen özellikle bana o duyguyu yaşatmaya çalışıyordun. Kafamı iki yana salladığımda dizlerimiz ısrarla birbirine değiyordu, sana fark ettirmemeye çalışarak dışa doğru kayacağım sırada konuştun.
❝Yemek seçiyorsun,❞
Dedin.
❝Böyle giderse her gün aç kalırsın.❞
°
her defasında iyi bir şey
söylemek istiyorsun ama
aslında ne söylemek istediğini
biliyorum.