Beyaz Ölüm

Por LilithCrescent

187K 13K 2.2K

#Vampir1numara Skylar, insanlara korku salmasına neden olan gözleriyle güzel bir yarı ölümlü... Gözlerine bak... Más

Öncesi
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
VEDA
Merhaba

Bölüm 29

813 63 0
Por LilithCrescent

İşkence gibi geçen iki saatin sonunda Skylar'ın rengi yerine gelmiş ve kalp atışları düzene girmişti. Rox şükreder gibi, derin bir nefes aldı ve Skylar'ın başını yastığa koyduktan sonra yataktan kalktı. Yüzünde ki, rimel ve göz kalemiyle karışmış gözyaşlarını sildikten sonra "Çok geçmeden uyanır. Biz çıkalım bence. Eh malum, vampir kanının etkilerini biliyoruz hepimiz" dedi ve Zero'nun koluna girip kızı neredeyse sürükleyerek odadan çıkardı. Diğerleri kafalarını salladılar ve Skylar'a son bir bakış attıktan sonra dışarı çıktılar. Rox'a teşekkür etmeyi aklımın bir köşesine not ettim. Benimkinin ruhunu teslim ettiğini anlayıp, kendini aklım olarak atamıştı.

Yatağın kenarına oturdum ve dirseklerimi dizlerime dayayıp, başımı ellerimin arasına aldım. Skylar'ın gelmemesini bu yüzden istemiştim. O kadar karmaşa içinde yitip gideceğinden korkmuştum. Dinlememişti. Tabii ki dinlememişti! Kafa tutmasa, bir kereliğine de olsa itiraz etmese canı çıkardı. 

Beni ona çeken bu inadıydı belki de. Boyuna ya da gücüne bakmadan her şeye kafa tutması, deli cesareti, bitmek bilmez enerjisi ve içindeki iblis uyandırılmadığı sürece var olan masumluğu yüzünden mıknatıs gibi çekilmiştim ona. İnsanı hayrete düşüren saflığı da cabasıydı. Güzelliğini de unutmamak gerek. Yeni yağmış kar renginde ki saçları, narin beyaz teni ve gözleri. İçinde acıyla harmanlanmış bir hayatın izlerini taşıyordu gözleri. Yaraları bedenine değil gözlerinin içine ve güzel gülümsemesinin ardına kazınmıştı. Sadece dikkatli bakanlar tarafından görülebilir, onu tanıma şerefine erişenler tarafından bilinebilirdi. 

Yavaş yavaş değil de tren çarpması gibi hızlı ve bir anda girivermişti kalbime. Neye uğradığımı şaşırmış, halinden gayet memnun bir enkaza dönüvermiştim. Elinde nasıl bir güç bulundurduğunu, onu mutlu etmek için neler yapabileceğimi bilmiyordu. Asla sevilmeyeceğine dair güçlü inancını nasıl yıkacağımı, hislerimin gerçek olduğuna onu nasıl inandıracağımı bilmiyordum. Büyük ihtimalle inanmayacak ve dalga geçtiğimi zannedecekti. 

Duymaya asla doyamayacağım sesin "Blake?" Dediğini duyunca döndüm. Skylar sanki hayalet görmüş gibi gözlerini kocaman açtıktan sonra boynuma atıldı ve "Yaşıyorsun! Bir tür rüya falan görmüyorum değil mi? Gerçekten yaşıyorsun" dedikten sonra nefes alıp "İyisin değil mi?" Diye sordu. Güldüm ve "Kanının dörtte üçü çekilmiş olan sensin ve bana 'iyi misin?' diye mi soruyorsun?" Dedim. Onu öldürmeye çok yaklaşmıştım.

Skylar geri çekilince istemeye istemeye onu bıraktım. Beyaz Ölüm'üm, kolundaki serum iğnelerini çıkardıktan sonra "Bu kokuyu tanıyorum: senin kanının kokusu bu. Başka kokularda var, kan kokuları. Parfüm, makyaj malzemesi ve ayırt edemediğim kokuları hesaba katmıyorum bile. Bana kanınızı mı verdiniz? O yüzden mi böyle tazı köpeği gibi koku almaya başladım" Dedi. Bir yandan da odayı inceliyordu. Soru retorik olduğu için cevaplamaya gerek duymadım ve yeni edindiği duyularının keyfini çıkarmasına izin verdim. Yakın bir zamanda bu ekstra duyuların hepsi kaybolacak, yeniden eskisi gibi görmeye ve duymaya başlayacaktı. 

Skylar saçından bir tutam alıp yüzünü buruşturarak baktıktan sonra "Odadan çıksan nasıl olur? Hiç iyi hissetmiyorumda" dedi. Boynundan başlayıp tüm yüzünü saran kırmızılık ve son sürat atan kalp atışlarının sesi, vampir kanının yan etkisini hissetmeye başladığının sinyalini veriyordu. Daha çok utanmasını önlemek için sırıtışımı bastırdım. Sırf daha da sevimli göründüğü için kıza işkence etmenin alemi yoktu. 

Uzaklaşmak yerine biraz daha yaklaştım ve "Sorularımı cevaplamadan şuradan şuraya kımıldamıyorum" dedikten sonra ekledim "Neden yaptın?" Bir an işi yokuşa sürmek için aptal ayağına yatacakmış gibi derin bir nefes aldıktan sonra vaz geçti ve aksiliği seçerek "Ne demek neden yaptım?! Ölmene izin mi verseydim!" Dedi. Parmaklarının arasında çevirdiği saçını bırakarak olduğu yerde kıpırdanmaya başladı. Sinirden üzerime saldırsa şaşırmazdım. Gerçi sonu iyi bitmezdi. Onun açısından yani, benlik bir sorun olmazdı. Sinirini almak için aklımda birkaç güzel fikir vardı. Bu ve diğer gecelerimizi güzelleştirmenin ilk adımını halletmiş olurduk.

Skylar'ın konuştuğunu duyunca düşüncelerimin (daha doğrusu libidomun) gittiği yönü farkedip frene bastım. Skylar gözlerini yırtık kot pantalonuna diktiğinden dolayı onu dinlemediğimi anlamadan konuşmasına devam etti. "...Hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Sen orada öylece yatarken hissettiğim korkuyu tarif edemem. Seni kaybedeceğim diye aklım çıkmıştı".

Kot pantalonuna düşen gözyaşı damlasının sesini duyunca "Gel buraya" diyerek onu kendime çektim ve öptüm. Şu anlık öyle görünmese de bir hata yaptığımı farkettim. Vampir kanının etkisinde olduğunu bir anlığına unutmuştum. Skylar bir saniyeliğine şaşkınlıktan kaskatı kesildikten sonra kollarını boynuma doladı ve karşılık vermeye başladı. Kendimi zorla ondan kopardım ve hareket etmemesi için onu zorla yatağa bastırdıktan sonra ondan çok kendime "Hayır!" Dedim.

Vampir kanının etkisiyle güçlenmiş olan kuvvetini kullanarak beni üzerinden atmaya çalışırken "Delinin tekisin! Neden izin vermiyorsun?" Diye bağırdı. Delilikten öteydi yaptığım şey. Bütün kaslarıma kasmış, kendime karşı koymaya çalışıyordum ve bu tüm irademe mal oluyordu. Skylar'da yardımcı olacağına daha beter karşı koyuyordu. Sanırım fazla vampir kanı vermiştik çünkü başarılı olmak üzereydi. Kollarını başının üstünde sabitleyip, bacaklarını bacaklarımla kıstırdıktan sonra "Vampir kanı en güçlü uyuşturucudan bile kat kat daha güçlüdür. Mantığını gölgelediği için böyle davranıyorsun ve inan bana eğer sana, ikimize izin verirsem sabah hissettiğin tek şey pişmanlık olacak" dedim. Kendime de hatırlatıyordum bu sözleri. Gerçi Skylar benden nefret etmez sadece kendini suçlardı. Sorunda buydu zaten: beni suçlamasını kaldırabilirdim ama kendini suçlaması...hayatta olmaz. 

Skylar nasıl yaptıysa kollarını kurtardı ve beni odanın ta karşı duvarına fırlattı. Duvara çarptığımda acıyla inlesem de sırtımdaki kırıklar iyileşir iyileşmez ayağa kalktım. Sağ kürek kemiğim fena kırılmıştı, en az üç yerinden. Üstümdeki tozları silkelerken çoktan ayağa kalkmış ve şaşkın bir halde bir bana bir duvara bakan Skylar'a ters bir bakış attım. "Çok özür dilerim" dedi Skylar "Olsa olsa yataktan düşersin sanıyordum." 

Kendine geldiğine dua ederek Skylar'ın yanına gittim. Gözlerinde arzudan çok öfke vardı ve bunu yansıtmak üzereydi. Skylar tam tahmin ettiğim gibi işaret parmağını bana uzattı ve "Hepsi senin suçun! Eğer sen beni öpmeseydin bunların hiçbiri gerçekleşmezdi" dedi. Öfkesinin muazzam olduğunu bildiğimden huyuna gittim "Seni suçladığım falan yok" dedim ve oturmak için yatağa yönelecekken kırık olduğunu görüp vaz geçtim. 

Skylar baktığım yere bakıp yatağın durumunu görünce "Vampir olmak böyle bir şey mi?" Diye sordu. Kendi gücüne hala şaşırdığı belliydi. Omuzlarımı silktim ve "Hemen hemen. Şu an yeniyetme bir vampir gibisin diyelim" dedim. Sırıttı ve "Seni üzerimden attım ama" dedi. Sahte bir gücenmişlikle "Güçten düştüğümü mü ima ediyorsun? Boşluğuma denk geldi o kadar" dedim ödül olarak bir kahkaha kazandım. 

Işıl ışıl gülümsemesi gözlerine de yansımıştı. Dayanamadım ve onu kendime çekip bir kez daha öptüm. Tadının güneş ışığına benzediğini söyleyebilirdim; Sıcak ve saf. Ellerimi saçlarına daldırdım ve onu daha da yakınıma çektim. Ne kadar yakın olduğum fark etmiyordu. Ne kadar yakın olursam olayım yeterli gelmeyeceğinden emindim. 

Geri çekildim ve yüzümü Skylar'ın boynuna gömdüm. Ballı yasemin kokusu tüm duyularıma hakimdi şu an. Skylar bana sarıldı ve "Sanırım seni bir daha asla yanımdan ayırmayacağım, hep gözümün önünde olacaksın. Bu, iyi olup olmadığını merak ederek delirmekten iyidir" dedi fısıldayarak. Sesinde, kendi söylediklerine şaşırmış gibi bir ton vardı. Aşk sarhoşu olmuş kalbimin sesini dinledim ve aramızdaki inkar edilemez büyünün bozulmasından korkarcasına "Seni seviyorum. Hatta senin için deliriyorum. İlk gördüğüm günden beri" dedim.

Anında kendini geri çekti ve ardına kadar açılmış gözleriyle "Ne?!" Diyebildi sadece. Zaten hassas olan büyünün bozulmasına hayıflandım ve tam  konuşacakken çalan telefonun sesiyle irkildim. Telefonumu cebimden çıkardım ve zamanlamaya söverek açtım. Önemli bir şey olabilirdi. Jackson'ın "Hemen hoparlöre ver. O Beyaz Ölüm dediğin kaltakla konuşmak istiyorum" diyen sesini duyduğumda tüm bedenim öfkeden kaskatı kesildi. Skylar'ın alev saçan bakışları Jackson'ı gayet net duyduğunu ele veriyordu. 

Skylar telefonu elimden kaptı ve "Ne istiyorsun?! Ölen otuz vampirin için boş tehditler savuracaksan vaktim yok!" Diye tısladı. Vücudunun her zerresinden yayılan öfkeyi neredeyse görebiliyordum. Jackson boğuk bir sesle kıkırdadı ve "Ah tatlım inan tehdidim boş değil. Sana bir tavsiyem var; Git ve annenin durumuna bir bak, sana ihtiyacı var" dedikten sonra telefonu kapattı. Skylar telefonu elinden düşürdü ve "Maria!" dedi. Sesinde ki çaresizlik ve korku barizdi. 

Koluna yapıştım ve "Arabaya!" Diyerek onu yönlendirdim. Peşimden koşarak arabaya bindi ve yaş içinde ki gözlerini silip dua ediyormuş gibi kendi kendine mırıldanmaya başladı. Sürekli olarak "Lütfen" diyordu. Kucağında kenetlediği ellerini tuttum ve boş bir güven vermek için sıktım. Arabayı ne kadar hızlı sürersem süreyim çok geç olduğunu biliyordum. Jackson işini yarım bırakmazdı. Oraya zamanında varamayacağımızı, hatta Maria'nın çoktan ölmüş olabileceğini biliyordum.

1264 kelime. 

Seguir leyendo

También te gustarán

1.7K 221 36
Bir Kral Dağılmış haldeki tüm ırkları tek bir yumruk haline getirebilmek için zamanı olduğuna inanan. Bir Bilge Görülmeyeni gören zihinler için işare...
4K 337 34
İnsanları denek olan kullanan bilim adamı yanlış adamı esir almıştır. Kendi eliyle bir canavar yaratmıştır. Bir mafya bu canavarı esir alıp aşık olmu...
3.9K 518 21
Elf Diyarı serisinin ilk kitabıdır. Kapak tasarımı @kisibilinmez247 tarafından yapılmıştır🍀 Tamamlandı. Efsaneler Asla Ölmez...
254K 13.4K 24
Ben Ayda; Babamın ölümünün üstüne 7 yıl geçmişti.. Annem biri ile tanışmış ve bana evlenmek istediğini açıkladı.. -Nee!! evleneceğin kişinin 2 oğlu m...