Yaren'in evine geldiğimde benden sonra kızlarda gelmişti.
Onlara herşeyi anlatmıştım ve benimle beraber Kore'ye dönmeyi kabul etmişlerdi.
Canım arkadaşlarım benim.
Yaren
"O zaman ben valizlerimi hazırlamaya gidiyorum. Siz takılın. Veya sizde evinize gidip valizlerinizi hazırlayın."
Aslı
"Ben birazdan çıkarım."
Esra
"Bende."
Ben
"Ben geç olmadan gidiyorum. Size iyi geceler."
Hepsi
"İyi geceler."
Onlara gülümseyip evden çıktım ve bir taksiye binip evin adresini verdim.
~~~~~~~~~~~~~~~
Eve geldiğimde ücreti ödeyip arabadan indim. Bizim evin bahçesine girip daha sonra ise anahtarımla eve girdim.
Annem
"Açelya kızım? Sen misin?"
Ben
"Evet anne benim."
Bıkkın bir nefes verip yanına salona gittim. Eniştem ve babam yoktu. Ama teyzem ve Deniz hala burdaydı.
Annem koltukta otururken Ayaz tekli koltuğa oturmuştu. Teyzem ve Deniz'de karşı koltukta oturuyordu.
Deniz
"İyi misin kuzen?"
Ben
"İyiyim kuzen."
Annemin oturduğu koltuğa oturdum ve başımı yine annemin dizlerine koydum. Anında saçlarımı okşamaya başladığında hafif gülümsedim.
Teyzem
"Daha iyi misin canım?"
Ben
"İyiyim teyze sorun yok."
Annem
"Nedense inanmadım."
Onun bu haline gülmüştüm. Herşeyi anlardı. Ondan asla birşey saklayamazdım.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.
Ben
"Benden nefret ediyor."
Ayaz
"Kim?"
Sertçe yutkundum.
Ben
"Yoongi. Kesinlikle benden nefret ediyor."
Annem
"Böyle söyleme."
Ben
"Bayan Darbus'la konuştum. Kızlarla bir bağlantımız olduğunu düşünüyorlar."
Annem
"Düşünüyorlar? Başka kim var?"
Ben
"Koruyacağımız kişilerin hepsi geçmişte çok iyi arkadaşmış. Böyle kardeş gibi. Ama bazı sorunları yüzünden dağılmışlar. Tabi birde içki ve sigara bağımlıları var. Bizim görevimiz ise onları iyileştirip birbiri ile buluşturmaktı."
Gözlerimi açıp bakışlarımı anneme çevirdim.
Ben
"Ben onun kardeşlerinin yerini biliyordum anne. Gözümün önünde gece uyumadan kardeşlerini aradı. Şimdi benden nefret ediyor."
Teyzem
"Ah böyle düşünme Açelya. Hem o senin Koruyucu Melek olduğunu bilmiyor ki. Eğer bilseydi böyle davranmazdı."
Annem
"Teyzen haklı canım."
Ayaz
"Abla?"
Ben
"Efendim Ayaz."
Yerimde oturur pozisyona gelip Ayaz'a baktım.
Ayaz
"Acaba sen bu çocuğa aşık mı oldun?"
Salonda bütün gözleri bana dönerken yutkundum.
Ben
"H-hayır. Ne alaka ya? N-niye öyle bakıyorsunuz?"
Annem
"Ah kızımın aşık olduğu günleride gördüm. Birde çocuğu göster bakıyım."
Ben
"Ya anne yok öyle birşey."
Annem
"O zaman çocuğun fotoğrafını göster."
Derin bir nefes aldım.
Fotoğrafı var mıydı?
Vardı.
Ceketimin cebinden telefonumu alıp kilidini açtım ve galeriye girdim.
Bir tane fotoğrafını açıp anneme gösterdim.
Annem
"Yakışıklıymış."
Teyzem de, hatta Deniz'le Ayaz bile gelip bakmıştı.
Ayaz
"Yani evet. Benim kadar olmasada."
Gözlerimi devirdiğim zaman herkes yerlerine geçmişti. Ama telefonum hala annemdeydi.
Annem
"Kızım bu fotoğraf ne?"
Ben
"Ne? Ne fotoğrafı?"
Annemin bana gösterdiği fotoğrafa baktığımda yanaklarımın kızardığını hissetmiştim. Yoongi'nin uyurkenki fotoğrafı vardı.
Annem
"Kızım sen çocuğu niye uyurken çektin?"
Teyzem
"Birde diyordu ki aşık değilim."
Deniz
"Biz seni anladık kuzi."
Annem
"Ama çocuk yakışıklı şimdi. Sevimli de. Eğer yakışıklı ve sevimli olmasıydı kesinlikle damadım olarak istemezdim Ama neyse artık."
Ben
"Ya anne saçmalama. Öylesine çektim işte."
Ayaz
"Tabi canım. Bende sevgilimi öylesine çekiyordum zaten. Bende önceden sevgilimi çekiyordum abla. Ama bak şimdi sevgiliyiz yani."
Arkamdaki yastığı alıp hızla yüzüne fırlattığım da tam alnının ortasına gelmişti.
Ben
"Kes sesini be. Çok biliyon sen zaten. Veled."
Ayaz
"Of abla."
Annem
"Oflama ablaya."
Ben
"Ayrıca...Yoongi'nin ne kadar tatlı ve yakışıklı olduğunu bende biliyorum. Söylemenize gerek yok."
Saçlarımı geriye doğru savurup ayağı kalktım.
Ben
"Benim gibi bir Koruyucu Meleği var sonuçta. Ne sandınız?"
Deniz
"Ha sevdiğini kabul ettin yani."
Ben
"Hayır sevdiğimi kabul etmedim. Sadece ne kadar yakışıklı ve sevimli olduğunu kabul ettim."
Ayaz
"Abla bunu derken bile "Ben deli gibi aşığım" diye haykırıyorsun."
Ben
"Şunu kafasına atacak sert birşey yok mu? Şöyle atsamda alnını bir yarsam?"
Kalktığım yere oturup Ayaz'a döndüm.
Ben
"Senin sevgilin mi var? Kim?"
Ayaz
"Dünyanın en güzel kızı-"
Ben
"Tamam neyse boşver."
Ayaz
"Ne oldu ya?"
Ben
"Sen şimdi kızı 2018 güzeli gibi översin. Hiç kaldıramam şuan."
Herkes benim cevabına gülerken Ayaz göz deviriyordu.
Bende gülüp önüme döndüm.
Teyzem
"Açelya?"
Ben
"Efendim teyze."
Teyzem
"Yarın Kore'ye gidiyor musunuz?"
Annemin ve Ayaz'ın bakışları bana dönmüştü.
Ben
"Kızlarla konuştum. Onlarında birşeyden haberi yokmuş. Ama sonunda kabul ettiler. Yani evet. Yarın gidiyoruz."
Annem
"Doğru olanı da bu zaten. Hem o çocuğu almadan gelme."
Ben
"Anne!"
Annem
"Tamam tamam sustum."
Teyzem
"Ben diyorum ki Deniz'de sizinle gelsin."
Bakışlarım Deniz'e döndüğünde başıyla teyzemi onaylamıştı.
Ben
"Bilemedim ki. Nerde kalacak ki?"
Teyzem
"Ben eniştenle konuşur ona bir ev ayarlamasını söylerim."
Deniz
"Ama Açelya yarın gidiyor. O zaman şöyle yapalım. Açelya gitsin ama ben gitmeyim. Babam evi ayarladığın da ise ben giderim."
Ben
"O zaman ben eşyalarımı hazırlamaya çıkıyorum. Ondan sonrada yatarım. İyi geceler."
Hepsi
"İyi geceler."
Sanırım yarın yarım bıraktığım birşeyi bitirecektim. Gerçekte ne olduğunu bilmediğim görevimi bitirmek için gidecektim yarın.
Şuansa bilinmeyen tek şey Koruyucu Melekler'in asıl görevi neydi?