Koruyucu Melekler¹ || Min Yoo...

By Kimalvina

38.2K 2.8K 647

|Tamamlandı| Ölüme adım adım yaklaşan bir grup. Kimi sigara, kimi içki bağımlısı. Kimise hayatında yaşadıklar... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm Sezon Finali

12. Bölüm

669 55 0
By Kimalvina

Sabah erkenden kalkıp eve gittim ve üzerimi değiştirip yanıma gitarımı aldım. Ardından tekrar Suga'nın evine geldim.

Suga'ya bir göz attığımda hala uyuduğunu gördüm.
Dün içkiliydi. Bu yüzden kesin bir öğlene kadar uyurdu.

Bende piyano odasına geçip piyanonun yanına gittim ve yere oturdum. Yani tam kapının karşısıydı.

Gözüm piyanonun üstündeki kağıtlara takıldığında uzanıp elime aldım. Bunlar Suga'nın Jungkook'la bestemiş olduğu Begin şarkısının notalarıydı. Gitarımı çantamdan çıkarıp rahat bir pozisyon aldım. Normalde Suga'nın çaldığına göre biraz daha slow bir şarkıydı. Ama gitarla hızlandırabilirdim. Ayrıca o zaman şarkının ritmi daha da belirgin olacaktır.

Notaları biraz daha hızlandırarak çalmaya başladım. Arada kendim ritim eklemeyi de unutmuyordum. Gitarın tahta kısmın da parmaklarımla belirli bir vuruş yaparken kapının hızla açılmasıyla gülümseyerek bakışlarımı oraya çevirdim. Karşımda terden sırılsıklam olan Suga'yı gördüğümde gülümsemem anında solmuştu. Neden bu haldeydi? Birşey mi oldu acaba?

Gitarımı yere bırakıp yanına gittim.

Ben
"Sen iyi misin?"

Biryandan da elimle alnını kontrol ediyordum. Ateşi vardı. Fazlasıyla.

Ben
"Sen yanıyorsun. Çabuk git ve soğuk bir duş al. Ben sana bir çorba yapıp gelicem."

Hemen banyoya götürüp içeri ittim. Acaba kıyafet hazırlasam mı? Ama yok ya kendisi alır zaten. Ya alamazsa? Alır alır. Sen çorbanı yap Açelya.

Mutfağa gidip çorba malzemelerini tezgaha koydum. Tavuk suyu çorbası yapacaktım.

Ben hasta olduğumda annem hep ondan yapardı. Ertesi güne hemen iyileşirdim.

~~~~~~~~~~~~~~

Çorbayı pişirdiğimde Suga'da banyodan çıkmıştı. Odasına gittiğinde bende elime telefonumu alıp şarja taktım.

Suga
"Açelya!!!"

Suga'nın seslenişini duyduğumda hemen odasına gittim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde karşımda yatakta yarı çıplak uzanmış bir Suga görmeyi beklemiyordum.

Suga
"B-benim h-hiç gücüm yok. Kolumu kaldıramıyorum. Yardım et bana."

Bitkince söylediği şey üzerine yutkunmuştum. Pekala bunu yapabilirsin.

Suga'dan

Bunu yapmasını Açelya'dan her ne kadar istemesem de ciddi anlamda yorulmuştum. Pilim bitmiş gibiydi.

Ben
"Açelya!!!"

Odaya geldiğinde beni yatakta görmesiyle şaşkınlığı yüzüne vurmuştu. Bu haline gülmek istesem de şuan ona bile gücüm yoktu.

Ben
"B-benim h-hiç gücüm yok. Kolumu kaldıramıyorum. Yardım et bana."

Sonunda kendimi zorlayarak söylediğim şeyle biraz bekleyip yanıma geldi. Elleri çıplak bedenimi bulduğunda içim bir garip olmuştu.

Omuzlarımdan tutup beni yavaşça kaldırdığında kendisi de beni kaldırdığı yere oturmuştu. Vücudum benden izinsiz bir şekilde ona yaslanırken bunu ondan istediğim için kendime birkez daha lanet etmiştim.

Tişörtü yavaşça kafamdan geçirip ardından önce sağ ve sol kolumu geçirdikten sonra beni yavaşça ayağı kaldırıp açık olan yorganı biraz daha açtı ve beni yatağa oturttu.

Açelya
"Sen burda bekle ben sana çorbanı getiriyim."

Bana bunları söylerken aynı zamanda yorganı karnıma kadar çekmişti.

Ardından odadan çıktığında aklıma dün akşam yaptıklarım geldi. Ne kadar alkolik olsamda sokakta ona yaptıklarımı hatırlıyordum. En son yatağıma getirip yatırdığını biliyordum. Ondan sonra birşeyler demişti ama tam hatırlamıyordum. O sırada odaya elinde tepsiyle Açelya girince düşüncelerimi bir kenara bıraktım.

Yatağın kenarına oturup tepsiyi kendi kucağına koydu. O mu yedirecekti?

Ben
"Sen mi yedireceksin?"

Açelya
"Daha demin tişörtünü giyemeyince kendin yiyemezsin diye düşünmüştüm. O yüzden şey ettim ben."

Suga
"Sanırım haklısın. Sen yedir."

Bana biraz şaşkınlıkla baktıktan sonra eline kaşığı alıp biraz çorbadan aldı ve üfleyip ağzıma yaklaştırdı. Kaşıkta  ki çorbayı aldığımda ağzımda oluşan güzel tatla gülümsedim.

Açelya
"Nasıl? Güzel mi?"

Ben
"Güzel. Teşekkür ederim."

Çorbayı yemeye devam ederken biranda durmasıyla meraklanmıştım.

Açelya
"Dün akşamı......hatırlıyor musun?"

Ben
"Sadece beni eve getirip yatağıma yatırmana kadar hatırlıyorum. Gerisi yok."

Açelya
"Anladım."

Şimdi soru sırası bendeydi.

Ben
"Peki sen neden bana böyle davranıyorsun? Hadi ama dün nerdeyse benim yüzümden zarar görüyordun. Şimdi nasıl böyle olabiliyorsun?"

Açelya
"İçkiliyken ne kadar çekilmez biri olduğunu seni ilk gördüğümde anlamıştım. Dün neden biranda öyle oldun bilmiyorum ama sana bir söz verdim. Arkadaşlarını bulacağına dair. Ve ben sözümü tutarım."

Ben
"Teşekkür ederim."

Açelya
"Ah önemli değil boşver."

Tekrar çorbadan bir kaşık aldığımda bu sefer en çok merak ettiğim soruyu sordum.

Ben
"Peki dün arkadaşınla ne yaptınız? Eğlenceli vakitler geçirdiniz mi?"

Açelya
"Aslında arkadaşımla eğlenmek için buluşmamıştık. Tamam senden başka arkadaşlarım olabilir ama hiçbiriyle takılmak seninle takılmak kadar eğlenceli olmuyor. Dün arkadaşımla gittiğimiz yer hastaneydi. Annesi hastaydı. O yüzden."

Şuan tam anlamıyla kendimden tiksinmiştim. Sanki bir bok biliyormuş gibi birde ona kötü davranmıştım. Oysaki onun suçu yoktu bile. Ah benim aptal kafam.

Ben
"Üzgünüm bilmiyordum."

Çorbayı son yudumuna kadar içtikten sonra Açelya tepsiyi bırakmak için odadan çıkmıştı.

Aklıma piyano odasına çaldığı Begin gelince istemsizce kalbimde bir kasılma olmuştu. Gitarla çok daha güzel olmuştu. Ayrıca çokta güzel çalıyordu. Taa ki ben odaya bodoslama dalana kadar.

Biraz sonra elinde ilaçlarla odaya Açelya geldiğinde hafif gülümsemiştim. İlacı elinden alıp içtiğimde elimden bardağı alıp yandaki komidinin üzerine koydu. Ardından yanıma gelip yatmamı istedi. Yatıp bakışlarımı ona çevirdim. Üzerimi güzelce örtüp saçlarımı karıştırdı. Tam gidecekken bileğinden tutmuştum.

Açelya
"Efendim?"

Ben
"Bunu senden istemem ne kadar doğru bilmiyorum ama saçlarımı okşar mısın?"

Açelya'dan

Saçlar? Okşamak? Pekâlâ bunu beklemiyordum.

Biraz tereddüt etsemde sonunda yatağın yanına yere oturdum. Kolumu yatağa yaslayıp kafamı üzerine koydum. Sağ elimi yavaş yavaş saçlarına daldırdığım da gözleri kapanmıştı.

Suga
"Teşekkür ederim."

Fısıltı halinde söylediği şeyi duymuştum.
Sadece gülümsemekle yetindim. Saçlarını yavaş yavaş okşarken yüzünü inceliyordum. Sarı saçları uzun ve kirpiğine kadar geliyordu. Küçük gözleri kalemle çizilmiş bir çizgi gibiydi. Minik bir burnu vardı. Ve burnuna eş değer ince dudakları vardı. Birde bembeyaz olan pürüzsüz teni. Daha önce onu bu kadar incelememiştim. Bütün kızların aşık olabileceği bir erkekti. Yakışıklıydı. Ama o hikayelerde olan duygu bende hiç olmamıştı.
Daha önce ona yaklaştığımda kalbim deli gibi atmadı. Veya biraz önce yüzünü incelerken de aynı şekilde. Sanırım bundan memnundum.

Benim görevim onu iyileştirip belli bir yere kadar korumaktı. En önemlisi de aşık olursam öleceğimizdi. Kızlarda aynı şeyi söylemişti. Bunu daha önce duymamıştık veya görmemiştik.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Suga'nın saçındaki elim çoktan durmuştu. En sonunda daha fazla dayanamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

~~~~~~~~~~~~~~~

Burası neresiydi böyle? Görüş alanımda sadece zifiri karanlık vardı. Heryer karanlıktı. Etrafa sesleniyordum ama beni duyup gelen yoktu. Biranda gökten mavi bir ışık belirdi. Mavi ışık yavaş yavaş aşağı inerken oturduğum yerden ayağı kalktım.

Karşımdaki ışık en sonunda yere indiğinde heryer mavi ve beyaz ışıklarla aydınlanmıştı.
Işığın kaynağı olan benim yaşlarımda olan çocuğa baktım.

Ben
"Sende kimsin?"

Çocuk
"Ben oyum Açelya. Ben senin gücünün asıl sahibiyim."

Dedikleri bende garip bir etki yaparken yavaşça yanına gittim.

Ben
"Sen Oliks'sin?"

Çocuk
"Aynen öyle."

Ben
"Ama burda ne işin var?"

Oliks
"Buraya sana birşey hakkında bilgi vermeye geldim."

Ben
"Ne bilgisi?"

Oliks
"Aşk bilgisi Açelya. Koruyucu Melekler'in aşk efsanesi. Bu efsane sadece tek bir kitapta var. Özel Güçler Kurucuların'ın kitabı. Ordan asıl gerçeği öğren Açelya."

Ben
"O kitabı nerden bulucam peki?"

Oliks
"İşte bunu sen bilmelisin. Benim yardımım buraya kadar. Unutma. Bütün gerçekler her zaman o kitabın içindedir. Görüşmek üzere Açelya."

Hızla bir mavi ışık olup gözden kaybolduğunda aklım hala söylediklerindeydi.

"Koruyucu Melekler'in aşk efsanesi. Bu efsane sadece tek bir kitapta var. Özel Güçler Kurucuların'ın kitabı. Ordan asıl gerçeği öğren Açelya."

Continue Reading

You'll Also Like

9.5K 730 16
[TAMAMLANDI] Kanlı gözler,kanlı eller,kanlı ruhlar.Geride bırakılanlar.Acı,hüzün,nefret,özlem dolu günler avuçlayan kabuslar.Kalplerin kırıldığı an d...
296K 23.9K 47
Tamamlandı~ Hye su, uzun süredir abisinin arkadaşın Jeon Jungkook'a aşıktır. Bu aşkını gizli tutmaya devam ederken bir gün Jungkook kızın kendisine...
46.1K 4.2K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.