Açelya'dan
Gözlerim önündeki değişik görüntü bir türlü gitmiyordu.
"Açelya sakın pes etme."
"Yapabilirsin"
"Herşeyin bir sebebi var."
"Neden sorusunun cevabı."
"Ben senden çok daha büyüğüm aslında."
"Yoongi ölecek."
"Koruyamadın."
Beynimin içinde yankılanan sözler durmadan tekrar ediyordu. Ellerimi kafama götürdüğümde etrafın kararmasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. Biraz sonra kendimi bomboş bir yolun ortasında bulduğumda kaşlarım çatılmıştı. Etraf karanlıktı. Sadece yol görünüyordu.
Arkamdan bana hızla gelen arabayı farkettiğimde hemen yana doğru çekilmiştim. Ama arkamda büyük fren ve çarpma sesi birbirine karıştığında ne olduğunu anlamamıştım. Hızla arkamı döndüğümde yerde cansız bir şekilde yatan Suga'yı görmüştüm. Sonunda ise o sözler.
"Koruyamadın."
"O öldü."
"Neden yaptın bunu ona?"
~~~~~~~~~~~~
Hızla gözlerimi açıp yatakta doğrulduğumda kendimi Suga'nın yatağında bulmuştum. Etrafa baktığımda kimseyi görmememle hemen yataktan kalkıp odadan çıktım.
Ben
"Yoongi!! Yoongi nerdesin!!!? Yoongi!!!"
Evin içinde yüksek sesle bağırırken bir yandan da gözlerimden yaşlar hızla dökülüyordu.
Suga
"Açelya! Açelya iyi misin?"
Ben
"S-sen ö-ölmüştün."
Suga
"Kabus görmüşsün. Bak ben burdayım. Senin yanındayım."
Bana sarılıp kafamı omzuna yasladığında derin bir nefes almıştım. Kokusu anında burnuma dolarken gülümsemiştim.
Suga
"Daha iyi misin?"
Onaylayıp ondan ayrıldığımda gülümsemişti. Onu koruyacaktım. Ona birşey olmasına izin veremezdim.
Suga
"Hadi şimdi kalk ve elini yüzünü yıka. Sonrada beraber kahvaltı yaparız."
Onaylayıp banyoya gittim ve yüzüme birkaç kez su çarptım.
Yüzümü kurulayıp banyodan çıktım ve mutfağa gittim. Suga birşeyler yapmaya çalışıyordu ama pek başarılı olduğu söylenemezdi.
Ben
"Bence ikimizin de iyiliği için kahvaltıyı ben hazırlayım."
Suga
"Bencede."
Kahvaltıyı hazırlarken Suga'da bana yardım ediyordu.
Ben
"Sen onları doğra, ben krepi pişiririm."
Onaylayıp doğramaya başladığında bende tavadaki krepi çevirmekle meşguldüm. Kreplerle ilgilenirken Suga'nın acı inlemesiyle ona döndüm. Parmağından akan kanı gördüğümde, hemen kolundan tutup yanıma çektim ve suyu açıp kesik olan yere su tutmaya başladım.
Suga'nın bakışlarını üzerimde hissetmemle ona dönmüştüm. Gözlerini dikmiş bana bakarken aklıma tavadaki krep gelince hemen kendimden uzaklaştırıp, yanmak üzere olan krepi tabağa aldım.
Ben
"İyi misin?"
Suga
"E-evet."
Ben
"Bekle yara bandı getiricem."
Banyoya gidip dolaptan bir tane yara bandı, birde kolonya alıp mutfağa geri döndüm. Kesik olan yere tuttuğu peçeteyi alıp çöpe attım.
Yeniden bir peçete alıp biraz kolonyadan döktüm. Yavaşça kesiğe bastırdığımda yüzünü buruşturmuştu.
Ben
"Biraz dayan. Sürmezsek mikrop kapar."
Ardından elimdeki peçeteyi çöpe atıp kesik olan yere üflemeye başladım. Daha sonra da yara bandını yapıştırıp geri çekildim.
Son krepleride pişirdiğimde Suga'da masayı hazırlamıştı.
Masaya oturduğumda kaç gündür eve gitmediğim geldi aklıma. Valla bir uyuyakalıyorum ertesi gün Suga'dayım.
Kahvaltımızı bitirince etrafı topladık. Ardından ben çantamı alıp Suga'nın yanına gittim.
Ben
"Ben artık eve gitsem iyi olucak."
Suga
"Sonra gelir misin?"
Ben
"Bilmem. Ama yüksek olasılık gelemem. O yüzden yarın görüşürüz."
Yüzü asıldığında saçlarını karıştırdım.
Ben
"Yarın erkenden gelicem tamam mı? Kendine dikkat et. Eğer yarın geldiğimde etrafta içki veya sigara paketi görürsem hepsini sana yediririm. Anlaştık?"
Gülüp onayladığında bende gülüp ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım.
Arabama binmeden önce son kez arkamı döndüğümde Suga'nın bana baktığını gördüm. Gülümseyip el salladığımda o da aynı şekilde bana sallamıştı.
Sonunda arabaya binip eve doğru sürmeye başladım.
~~~~~~~~~~~~~~
Eve geldiğimde kapının önünde Binwoo'yu görünce şaşırmıştım. Niye geldi acaba?
Arabayı park edip aşağı indim ve hızla eve girdim.
Binwoo
"Açelya'da geldiğine göre size önemli birşey söyleyeceğim."
Ben
"Neyle alakalı?"
Binwoo
"Üyeler ve sizle alakalı."
Yaren
"Dinliyoruz."
Binwoo
"Üyelerle aranıza mesafe koyun."
Rüya
"Nasıl yani?"
Binwoo
"Şöyleki, eğer olurda onlar size aşık olursa, ikinizde ölürsünüz."
Hepimiz
"Ne?"
Binwoo
"Duydunuz. Koruyucu Melekler'in aşık olma şansları yoktur. Aynı şekilde koruduğunuz kişilerde size aşık olursa, onlarda ölür."
Ben
"İyide ne alaka?"
Binwoo
"Ben sadece işimi sağlamlaştırmak istedim. Hiçbiriniz de bu kuraldan haberi yoktu nasıl olsa."
Ben
"Tamam başka birşey yoksa gidebilirsiniz."
Binwoo
"İyi günler."
Evden çıktığında derin bir nefes aldım.
Yaren
"Böyle birşeyi ilk defa duyuyorum."
Dolunay
"Bende. Ama demekki öyle birşey varmış."
Duru
"Belkide bugüne kadar hiç araştırmadığımız için bilmiyorduk."
Esra
"Olabilir ama yinede tuhaf."
Yaren
"Onlarla aramıza mesafe koysak daha iyi olucak sanırım."
Hiçbir şey diyemiyordum. Çünkü cidden tuhaftı. Daha önce böyle birşey duymamıştım. Veya görmemiştim. Sanırım gerçekten öyle bir kural vardı. O zaman bizede araya mesafe koymak kalıyordu. Yapacak birşey yoktu.
Ben
"Herneyse, ben odamdayım."
Beni onayladıklarında odama çıkıp kendimi yatağıma attım. Kendimi çok yorgun hissediyordum.
Yatağımdan kalktım ve banyoya gidip kısa bir duş aldım. Ardından üzerime rahat birşeyler giyip yatağıma girdim.
Yorganı üzerime çekip kendimi uykunun kollarına bırakmaya çalıştım.
Yaren'den
Nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi değişik hissediyordum. Onunla arama mesafe koyabilirdim, ama bu onu daha da yıpratmaz mıydı? Düşünsenize, sevdiğiniz bir arkadaşınız sizinle mesafeli davranıyor. Üstelik nedenini bilmiyorsunuz.
Ama sanırım buna zorunluydum.
Dolunay'dan
Mesafe. Pekâlâ nedenini biliyordum. Ama o bilmiyordu. Peki ya sorarsa ne diyecektim?
Ya da aramıza mesafe koyduktan sonra ya daha fazla içmeye başlarsa? Şuan onun benden başka kimsesi yoktu.
Eğer onunla arama mesafe koyarsam daha da kötü olmaz mıydı? İşin garip kısmı ise bunu bize neden daha önce söylemediğiydi.
Manyak herif. Madem böyle birşey var daha önce söylesene. En başından mesafeli olurduk.
Duru'dan
Hayır yani birde gelmiş "Üyelerle aranıza mesafe koyun." diyor. Neden başından söylemez ki? Şimdi daha da üzüleceklerdi. Özellikle Jhope. Kesin erkenden farkına varırdı. Zaten arkadaşları gittiği için çok üzgün. Şimdide diğer bir arkadaşı ona mesafeli davranacaktı.
Şuan o Binwoo denen adama ne kadar kızgın olsamda buna zorunluydum. Burda patron oydu. O yüzden, üzgünüm Hoseok.
Esra'dan
Üzgünüm Jimin. Ama bunu yapmak zorundayım.
Onun sözünden dışarı çıkamazdım. Eğer aramıza mesafe koymam gerekiyorsa koyardım. Umarım çok üzülmezsin.
Ama birşeyi söylemem gerekiyor ki, kesinlikle bu görev bittiğinden o Binwoo'nun gözlerini kendi ışığımla kör edecektim. Evet bunu yapıcaktım. Pislik herif.
Aslı'dan
Ciddi anlamda üzülmüştüm. Kendim için değil Tae için. Daha dün omzumda arkadaşları gittiği için ağlamıştı. Şimdi de ben gidecektim. Bu.....bu haksızlıktı. Biz onların acılarını hafifletmek için uğraşırken o pislik aramıza mesafe koymamızı istiyordu. Benim için sorun değildi. Bu benim görevimdi sonuçta. Ama onun üzülmesini istemiyordum.
Ah! Sanırım buna zorunluydum.
Rüya'dan
Ona bunu nasıl yapıcaktım? Tamam mutlaka zamanı geldiğinde onları sonsuza dek bırakacaktık ama, şuan yalnızlardı. Jungkook hastanede yalnız. Beraber bahçede gezebileceği bir arkadaşı yok. O yalnızdı. Şimdi onunla arama mesafe koyarsam herşey berbat olucaktı. Daha fazla çökecekti.
Bu adamın amacı neydi bilmiyorum ama, sonu çok kötü olacaktı.
Açelya'dan
Olmuyordu. Uyuyamıyordum. Şimdi herşey daha da kötü olacakmış gibi geliyordu.
Babamla o adam hakkında çok konuşmamıştım. Kim olduğu veya neci olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim babamın yakın arkadaşı olduğuydu.
Ama artık başka birşeyden daha emindim. Bu adam bizim veya babamın sandığı kadar iyi biri değildi.
•
••
•••
••••
Vallaha bir boklar dönüyor ama anlamadım. Neyse.
Bu arada medyada Suga yerine Açelya'yı düşünün. Sadece o boş yolda olan ve araba kısmını düşünün.
Bunu da hallettiğimize göre hoşçakalın.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Sizleri seviyorum💜💜💜💜