Koruyucu Melekler¹ || Min Yoo...

بواسطة Kimalvina

38.1K 2.8K 647

|Tamamlandı| Ölüme adım adım yaklaşan bir grup. Kimi sigara, kimi içki bağımlısı. Kimise hayatında yaşadıklar... المزيد

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm Sezon Finali

7. Bölüm

739 66 2
بواسطة Kimalvina

Hastaneye gelmemle içeri girip, Suga'nın odasının olduğu kata çıktım. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğim de sıkılmış yüz ifadesiyle bir Suga görmüştüm.

Ben
"Üzgünüm, birkaç işim vardı da."

Suga
"Sorun değil."

Bilmiyordu ki işimin onunla alakası olduğunu. Neyse.

Ben
"Sana kıyafet getirdim."

Suga
"Nerden?"

Mantıklı soru.

Ben
"Sabah evine uğrayıp aldım."

Suga
"Evime uğradın? Anahtar?"

Ben
"Dün gizlice aldım desem?"

Suga
"İyide neden?"

Ben
"Sürpriz. Hadi şimdi banyoya git ve üzerini değiştir."

Beni oynaylayıp ayağı kalktı ve elimden poşeti alıp, banyoya gitti. Tepkisini çok merak ediyordum.

Banyodan çıkıp yanıma geldiğinde, beraber önce odadan, sonra hastaneden çıktık.

Arabama doğru ilerlerken o da arkamdan geliyordu.
Hemen geçip ön koltuğa oturdum, o da yan koltuğa oturunca, arabayı çalıştırıp evine sürmeye başladım.

~~~~~~~~~~~~

Eve geldiğimiz de anahtarı ona verdim ve önden gitmesini istedim. Dediğimi yapıp gittiğinde, bir süre arkasından tepkilerine baktım.

Suga
"Burayı sen yaptın, öyle değil mi?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp, başımla onayladım.

Suga
"Neden?"

Bu konuşmanın sonu kötüye gidiyordu. Şuan tek emin olduğum şey buydu sanırım.

Ben
"Şimdi anlamadım, iyi mi oldu? Kötü mü oldu?"

Suga
"Hayır sadece, evim seni ilgilendirmez Açelya. Burası benim çöplüğüm. O içki şişeleri, benim ölüm günümü belirliyordu."

Ben
"Ha bu mu yani? Hala mı bu düşünceden vazgeçmedin? İyi peki. İstiyorsan geber. Ama Min Yoongi, senin bu dünyada kalmak için bir sebebin varsa eğer, istiyorsan git bütün bir içki dükkanını satın al. İşine yaramicak. Bunu o kafana soksan iyi edersin."

Elimdeki poşeti hızla eline verip, evin bahçesinden çıktım. Arabama bindiğimde hiç beklemeden sertçe gaza basıp, eve sürmeye başladım.

Tamam sakin ol, sakin ol. Hallediceksin.
Ah! Hadi ama, ona yaklaşmama izin vermiyor bile, neyini iyileştiricem. Manyak herif. Aklına koymuş bir düşünceyi, başından beri onunla devam ediyor.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp, arabamı park ettim ve aşağı indim. Sözde eve gelecektim, ancak  sakinleşmek için bir kahve almayı tercih etmiştim. Alışveriş merkezine girip, kahve satan yere gidip, her zamanki kahvemden istedim.

O sırada alışveriş merkezinin alt katından birkaç bağırış sesinin gelmesiyle, adama kahveyi iptal etmesini söylemiştim. Hemen aşağı kata indiğimde, cidden bu alışveriş merkezinin lanetli olduğuna falan inanmıştım.
Birkaç genç kavga ediyordu. Ya da şöyle mi diyim? 5 kişi 1 kişiye dalıyordu. İyi ama bunlar hiç lise öğrencisi gibi değillerdi. En fazla 19-20 yaşlarındalardı.

Derin bir nefes alıp çantamı yere bıraktım ve ortadaki kalabalığa doğru yürüdüm.
Başlıyoruz...

Yoongi'den

Açelya sinirli bir şekilde gittiğinde, onu takip edip, alışveriş merkezine gelmiştim. İçeri girip kahve alacağı sırada, aşağı kattaki sesleri duymasıyla, adama birşeyler söyleyip, aşağı indi.
Sanırım siparişini iptal ettirmişti. Onun hemen arkasından bende aşağı inmiştim.

Kavga eden çocuklara biraz baktıktan sonra, çantasını yere koyup kalabalığa yaklaştı.
Bir çocuğun omzuna dokunup kendine döndürmesiyle suratına yumruğu geçirmişti. Ben olayın şaşkınlığıyla, ağzım bir karış açık ona bakarken, o gayet rahattı.

Bu kız neyin nesiydi böyle?

Açelya'dan

İlkine yumruk atmamla yere devrilmişti zaten. Diğerinin de bacağına tekme atıp, suratına yumruk attım.
Son 3 kişi kaldığında, birinin omuzlarından tutup karnına dizimi geçirip, diğerine de arkaya doğru tekme atmıştım. Son kişi hızla bana doğru gelirken, sadece yana doğru çekilip, çelme takmamla, yeri öpmesi bir olmuştu.

Ben
"Gidin."

Sakin sesle söyledim şeyden sonra, hemen gitmişlerdi. Bende eğilip yerdeki çocuğa baktığımda, biraz şaşırmıştım. Biryerden görmüş gibiydim. Ben çocuğa bakarken çocuk eğilip teşekkür etmişti. Daha sonrada arkasına bile bakmadan gitmişti. Değişik. Sanırım birine benzettim.

Yanımdan sahte bir öksürük sesi geldiğinde, bakışlarımı oraya çevirmiştim. Suga, elinde çantamla bana bakıyordu. Elinden çantamı alıp, tek omzuma astım.

Ben
"Teşekkür ederim."

Tam gidecekken kolumu tutmasıyla ona döndüm.

Suga
"Bana gidelim."

Ben
"Şimdide beni eve mi atmaya çalışıyorsun? Yazıklar olsun sana. Seni iyi biri zannedip yanına gelmiştim."

Şakayla karışık söylediğim şeyle sırıtıp arkamı döndüm ve çıkışa yürümeye başladım. Biraz sonra yanımda bittiğinde ona baktım.

Ben
"Pişmansın değil mi? Buldun benim gibi güzel bir kızı, bırakmayım dedin."

Suga
"Ne yalan söyleyim doğru söylüyorsun. Taş gibi hatunsun. Hazır böyle bir taş yanımdayken eve de atıyım dedim."

Olduğum yerde durduğumda sırıtarak ilerlemeye devam etmişti.

Göz devirip hızla yanına gittim ve sırtına atladım. Elleri bacaklarımı kavradığında, tek elimi yana doğru açmıştım.

En sonunda arabaya geldiğimiz de, sırtından inip, şoför koltuğuna geçtim. O da yanımdaki yerini aldığında, arabayı çalıştırıp birkez daha evine sürdüm.

Yolda giderken Suga'nın bakışlarını üzerimde hissediyordum. O en son bana şaka yapmıştı değil mi? Yes.

Ben
"Çok bakma aşık olursun."

Göz devirdiğini gördüğümde kahkaha atmaya başlamıştım. O da benimle birlikte gülerken evine gelmiştik.

Suga
"Tam bir belasın biliyorsun değil mi?"

Ben
"Ah evet biliyorum. Herkes öyle der."

Arabadan inip yanına gittim. Uykum vardı. Esnediğimde gülmüştü.

Ben
"Ne gülüyon? İlk defa mı esneyen insan görüyon?"

Suga
"İlk defa görmedim de, senin gibi esneyeni ilk defa gördüm."

Ben
"Sonon gobo osnoyono olk dofo gordom. Ha ha ha. Neyse yürü."

Suga
"Tuhaf birisin. Ciddiyim."

Ben
"Biliyorum."

Evine girdiğimizde mutfağa yönelmiştim. Kahvaltı masasından küçük bir krep aldığımda gözleri açılmıştı.

Suga
"Hepsini sen mi hazırladın?"

Ben
"Sabah erkenden evine başka biri girmeyeceğine göre."

Suga
"Otursana niye ayaktasın."

Ben
"Haklısın."

Beraber yemek yedikten sonra, beraber piyano olan oturma odasına geçmiştik.

Ben
"Piyano çaldığını bilmiyordum."

Suga
"Eskiden edindiğim bir hobi. Şimdi pek çalmıyorum."

Ben
"Neden?"

Suga
"Sesi eskisi kadar huzur vermiyor."

Onaylayıp piyanonun başına geçtim. Ellerimi hafifçe tuşların üzerinde gezdirdiğimde, aklıma gelen müziği çalmadan edememiştim.

Ellerimi piyanodan çekip, şarkının yarısında yanıma gelip oturan Suga'ya baktım.

Suga
"Çalmayı......nerden öğrendin?"

Ben
"Küçükken babam öğretmişti."

Suga
"Anladım."

Ben
"Hadi sende birşeyler çal."

Suga
"Ben mi?"

Onayladığımda derin bir nefes almıştı.

Suga
"Aslında, bir arkadaşımla çaldığımız, daha doğrusu bestelediğimiz bir şarkı var. Ama daha sözleri yok. Sadece melodi. Bana hep onu hatırlatır. Hatta adı Begin'di. "

Ben
"Çalsana merak ettim."

Beni oynaylayıp, uzun, kemikli parmaklarını tuşlara gezdirdi.

Bitirip, ellerini tuşlardan çektiğinde, bana bakmıştı.

Ben
"

Çok güzel."


Gülümseyip önüne döndüğünde, bedenimi tamamen ona çevirmiştim.

Ben
"O arkadaşın.......kim? Yani eğer anlatmak istemezsen sorun değil."

Birkaç saniye bana baktıktan sonra, derin bir nefes almıştı.

Suga
"Çok yakın bir arkadaşımdı. Adı Jungkook. Jeon Jungkook. Onunla yapmıştık bu şarkıyı. Ama sonra birkaç şey oldu ve gitti. Ya da ben onu bıraktım. Bilmiyorum. Ama şuan nerde olduğunu hiç bilmiyorum.

Ben
"Yerini araştırdın mı?"

Suga
"Evet. Birkaç yere baktım ama yok. Kayıp."

Gözünden bir damla yaş düştüğünde, elimle silmiştim.

Ben
"Peki sana, onu bulmayı teklif etsem? Bana yardım eder misin?"

Suga
"Jungkook'u bulmana gerek yok. Zaten aylar geçti. Bundan sonra bulacağımızı pek sanmıyorum."

Ben
"Eğer hayatını, umutsuzlukların yönetmesine izin verirsen, sonun mezar."

Suga
"Üzgünüm, ama güçlü olacak gücü bile kendimde bulamıyorum."

Ben
"Demek öyle. O zaman sarıl. Bana sarılan insanlarda, büyük bir enerji patlaması olur. Sana da tavsiye ederim."

Suga
"Sen ciddi misin?"

Ben
"Evet."

Kollarımı iki yana açıp, beklediğimde gülerek sarılmıştı. Keşke sana kendi enerjimden biraz olsun verebilsem.

Biraz sonra ayrıldığımız da gülümsüyordu.

Suga
"İyi hissettirdi."

Gülümseyip onayladım. Mutlu olmaya hazır ol Min Yoongi.

واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

94.4K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
408K 37.4K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
5.4K 511 12
"dinlenmen için durakladığın virgülün olacağım." ©nosumix ─ sunwoo × girl [in seoul - lee harim karakterinden esinlenilmiştir.]
41.9K 3.6K 13
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !