KARA KARTAL / KARA SERİSİ II...

By EdSah11

488K 37.7K 6.9K

Adamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenin... More

TANITIM
❤️GİRİŞ❤️
1.BÖLÜM - KARA KARTAL ÇOK YAŞA
2.BÖLÜM - NERELERE GELDİM BEN?
3.BÖLÜM - BAŞ BELASI
4.BÖLÜM - GÜVEN
5.BÖLÜM - EYVAH ABLAM!
ARA BÖLÜM - KARA PRENSES - DEĞİŞİM 1
6.BÖLÜM - ÖZGÜRLÜĞÜM AVUÇLARINDA
7.BÖLÜM - GÜZEL BİR KAHVALTI
8.BÖLÜM - SEÇİMLERİNİZ SİZİN DEĞERİNİZİ BELİRLER
9.BÖLÜM - DÖNDÜ DEVRAN
10.BÖLÜM - BENİMLE BENİ ALDATIYOR BU! 🤤
11.BÖLÜM - BAYRAK KARAHAN'DA
11/2.BÖLÜM - SEN BENİMSİN
12.BÖLÜM - HADİ BAKALIM KOLAY GELSİN
13.BÖLÜM - VAY HALİME
14.BÖLÜM - KIZ İSTENMEZ ALINIR...
15.BÖLÜM - HAYDİ BU DA GİDİYOR
16.BÖLÜM - EVLİLİK
17.BÖLÜM - KARA DÜĞÜN
18.BÖLÜM - SERT VE UZUN KILLARA SON!
19.BÖLÜM - SEVMEK SAVAŞMAKTIR
20.BÖLÜM - KOR ALEVLER İÇİNDEYİM BİLMESEN DE...
22.BÖLÜM - GÜN GELİR DEVRAN DÖNER, SENİN DE KIZIN BÖYLE GİDER - FİNAL
ALINTI I
ALINTI II
ALINTI III
SON ALINTI
ALINTI - KARAHAN'IN DAMAT SEVGİSİ (!) 🤔
YB HAKKINDA
ANNELER GÜNÜ

21.BÖLÜM - KALBİMİN HIRSIZI

13.9K 1.2K 127
By EdSah11



“Ne yapıyorsun bebeğim?”
“Yatakta uzandım.” Saçları ile oynamaya başladı.
Kartal derin bir nefes aldı. “Üzerinde ne var?”
“En sevdiğin tulum geceliğim.”
“Imm, şimdi yukarı çıkınca seni görüntülü arayacağım.”
“Neden?”

“Belki biraz yaramazlık yaparız, istemez misin?”
“İsterim.”
“Of Karaca of... Çok özledim.”
“Ben de...” diye fısıldadı.
“Alara ne yapıyor?”
“O da çoktan uyudu.”

“Tamam birtanem süpermiş, ben lobideyim. Odaya çıkınca seni arayım. Olur mu?”
“Olur hayatım.”
Karaca telefonu kapatır kapatmaz aşağı su içmek için indi. Dolaptan kendine soğuk su doldururken, kızına da yanına ılık bir su aldı. Kız bazen geceleri uyanıp, su isteyebiliyordu.

Kapıdan gelen zorlama sesi ile donup kaldı. Biri mi eve girmeye çalışıyordu?
Suları tezgaha bırakıp, kapıya doğru gitti. Tıkırtı bu sefer net duyuluyordu.

Mutfağa geri dönüp, etrafa bakındı. Büyük bıçaklara gözü takılsa da başını sağa sola salladı. “Bıçak olmaz!” diye mırıldandı. Dolapları açınca, tavaları görüp, eline bir tava aldı ve tekrar kapıya gitti. Neyseki iyi dövüşüyordu ama işini de şansa bırakamazdı. Karşısındaki adamın nasıl biri olduğunu bilmiyordu, kaç kişi olduklarını da bilmiyordu ve yukarıda kızı vardı. Allah kahretsin ki telefonu da yukarıda kalmıştı. O kadar da zamanı yoktu.

Adam en sonunda kapıyı açtığında “Ya Allah!” diye bağırıp, adamın kafasına tavayı indirdi. Sonra üstüne atlayıp bir kaç kere daha vurdu.
Adam birden sersemleyip, yüz üstü  yere düşünce Karaca dışarı baktı. “Gerizekalı tek mi geldin bir de? Hem de benim evime! Yedirir miyim lan ben sana? Hırsız, arsız seni! İşte böyle pert olursun, domuz!”

Gidip telefonunu aldı ve hemen Serkan’ı aradı.
“Aç şu telefonu can kurtaran ya!”
Beşinci çalışta açılmıştı telefon.
“Efendim,” diye yorgun bir ses duydu.
“Kalkamadın ablamın üstünden ha! Eve hırsız girdi, çabuk gelin.” Araba seslerini duydu, “Dışarda mısın sen?”

Serkan kaşlarını çattı. “Ne hırsızı lan?”
“Hırsız işte. Ama merak etme, nakavt ettim ben onu! He hey be!”
“Kızım şimdi Kartal’ı aldım ben havaalanından, eve bıraktım.”
Karaca dondu kaldı, “Kar-Kartal’ı mı?”
Serkan “Siktir!” diye bağırıp, direksiyonu sağa kırıp, geri döndü. “Geliyorum ben!”

“Kartal!” diye bağırıp, telefonu diğer tarafa attı. Ayağa kalkıp ışığı yaktı. Adamı kendine çevirdi. Elini ağzına koyup, “Hi!” diye bağırdı. “Ay gitti adam!”
İşaret parmağı ile orta parmağını boynuna koyup, gözlerini kapattı ve nabzına baktı. “Ah şükür olsun yaşıyor.” Gözlerini tekrar açıp, adama sarıldı. “Kocacım, kocam benim, ne hallere getirdim seni! Ay gitti dağ gibi adam bok yoluna görüyor musun?”

Hemen telefonu alıp, ambulansı aradı. O sırada Serkan gelmişti.
“Ne yaptın lan sen?” diye bağırdı.
“Ne bileyim, hırsız sandım.”
Karaca o an gözyaşlarını fark edip, sildi. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Serkan adamın yanına çöküp, nabzını ve nefeslerini kontrol ettim.

“Yaşayacak mı Serkan?”
“Lan doktor muyum ben ne bileyim? Allah’ım sen bu kadınlara akıl fikir ver. Sonra da ‘neden bana sürpriz yapmıyorsun kocacım, oluruz adam sürpriz yapacam diye ölüyordu lan az daha, ölüyordu!”
“Serkan bağırıp durma! Ne bileyim ben sürpriz yapacağını?” hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.

“Adamı döv döv döv. Sonra ‘Serkan ölmesin ya’ diye zırvala. Bir de nakavt ettim, diyor ya! Bekçi var sitede bekçi, kim girebilir bu siteye?”
“Aman canım bilerek mi vurdum sanki? İnsan kendi evine hırsız gibi girer mi ya? Akıl var mantık var.”

“Hakket doğru söylüyorsun, akıl var mantık var. İnsan hiç ön kapıdan anahtarla girmeye çalışır mı evine? Pencereden girmesi gerekiyordu. Yaw bu Kartal’da da akıl sıfır hani. Bilmem kaç dövüş öğrenmiş kızla evlenilir mi lan?”

Karaca’nın bakışları değişince, Serkan kaşlarını çattı. “Ne?” dedi.
“Dövmedim.”
“Ya ne?”
Başıyla tavayı gösterdi. Serkan köşede tavayı görünce gözleri açıldı. “Lan bir de tavayla mı vurdun?”

Karaca başını aşağı yukarı salladı. Eliyle dört rakamını gösterdi.
“Bir de dört kere?”
“Evet.”
“Kaldır şunu benimle hadi.”
“Ambulansı aradım.”

Siren seslerini duyunca Serkan bahçenin kapısına koşup, onlara yolu gösterdi. Doktor ambulanstan inip, Serkan’a baktı, “Durum ne?”
“Şey evin sahibi, eşini uyandırmamak için sessizce eve girmeye çalışmış. Eşi de hırsız sanıp, tavayla adamı bayıltmış. Ama görünürde ciddi bir şey yok, nefes alış verişleri de normal.”
“Hemen bakalım.”

Karaca Serkan’a ters ters baktı. “Yok canım, iki dakika önce telefonda konuşuyorduk-“ Serkan onu köşeye çekti.
“Bırakalım da doktorlar işini yapsın, değil mi baldız?”
“Ama şeyden değil-“
“Karaca tamam.”

Doktor muayene ettikten sonra diğerleri sedyeye koydular adamı. “Dediğiniz gibi görünür de ciddi bir şey yok. Yine de bir kaç tetkik yapmamız gerekiyor.”
“Tamam biz de arkanızdan geliyoruz.”
“Serkan, Alara?”

Serkan saçlarını çekiştirdi. “Tamam sen arabaya geç, arkaya otur. Ben Alara’yı alıp geliyorum. Nevra’yı da ara haber ver. Annenlere falan ulaşsın.”

***

“Ay dövdü sonunda oğlumu Nazmi bey, kafasına kafasına tavayla vurmuş.”
Karaca Alara kucağında ağlayacaktı neredeyse.
“Ama rica ediyorum anneciğim, öyle bilerek yapmışım gibi konuşmayın. Hırsız sandım. Nefsi müdafaaya giriyor Burak dayım dedi, duydun.”

Kadın sinirle döndü kadına, “Nesi nefsi müdafaa? Ay bu oğlumu döver, sonra da haneye tecavüzden attırır içeriye! Nazmi bey ben oğlum hapislerde yaşlansın diye mi büyüttüm?”
Nazmi bey Karaca’ya ‘idare et’ bakışı atsa da Karaca pek tınmadı.
“Niye attırıyorum ben ya kocamı hapse? Deli miyim ben?”

“Yok, çok akıllısın maşallah.”
“Ama dünürcüm rica ediyorum, kızım bilerek yapmış gibi konuşmasanız. Sonuçta o da korkmuş, kızı varmış yukarıda.”
Doktor çıktığında Karaca ve diğerleri adamın yanına toplandı.
“Kocamın durumu ne doktor bey?”

“Bilinci yerinde, uyandı. Hayati bir tehlikesi yok taburcu olabilir. Fakat-“
“Fakat?”
“Sanırım şuan bir şey hatırlamıyor. Bu tarz vakalarda karşımıza çıkan bir durum. Korkmanıza gerek yok. Geçici bir durum.”
Hepsi donmuş adama bakıyordu. Karaca ise şaşkınlıktan delirecekti.
“Ay... beni de hatırlamaz bu şimdi. Gitti adamın aklı, görüyor musun?”

***

Kartal hastahaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Karaca’yı kızını hala hatırlamıyordu. Olayın nasıl olduğunu ise hiç bilmiyordu. Kimse de ona anlatmıyordu. Karaca özellikle tembihlemişti.
Hastahaneye yalnız evrak takibi için gidiyor, öğleden sonra eve geliyordu. Bugün de birlikte tatile Alaçatı’ya gideceklerdi.

Arabadan çıkıp, çantasına baktı. Arkada yoktu. Kaşlarını çattı ve bagaja gitti orada olabilir miydi?
Bagajı açtığında Karaca birden içinden fırladı.
“Bööö!”

Kartal kaşlarını çattı. “Karaca ne yapıyorsun?”
“Hatırlamadın mı?”
“Neyi?”
“Böyle tanıştık biz seninle.”
“Hayır hatırlamadım.”

Sabır, çekti ve çantasını alıp, eve doğru yürümeye başladı. Karaca ise dirseğini kenara koyup, dudaklarını büktü.
“Hatırlamıyor ya!”
Adam geri döndü ve kadına yaklaştı. “Kabul ama komikti.”

***

“Serkan inan aşkım, canım hiç yanmayacak, bana da bir şey olmayacak. Lütfen yapalım artık şu çocuğu!”
Serkan başını sağa sola salladı. “Hayır birtanem. Bak bir sürü yavrucuklar aldım sana, onlarla ilgilen işte.”

Nevra etrafına bakındı. Evde üç yavru kedi, bahçede de iki yavru köpek vardı.
“Ben hayvan barınağı mı istedim senden be adam?” Serkan’ın üzerine yürüdü, “Çocuk istiyorum çocuk! Unut artık şu hastahanedeki olayı.”
“Bebeğim korkuyorum. Görmedin mi o kadın nasıl bağırıyordu? Gözlerimizin önünde can verdi.”

Evet Nevra da etkilenmişti o olaydan. Kadını yolda bulmuşlardı. Hastahaneye yetiştirememişlerdi. Kadının çocuğunu kurtarmış, ama kendisini kurtaramamışlardı. Serkan koymuştu hastahanedeki görevliler minik oğlanın adını. Serkan o kadar uğraşsa da alamamıştı çocuğu, kimsesi de çıkmayınca çocuk esirgeme kurumuna vermişlerdi minik Serkan’ı. Önce Mersin’e gönderseler de, iki ay sonra geri İstanbul’daki esirgeme kurumuna aldırabilmişti. Şimdi sürekli onu ziyarete gidiyorlardı.

“Serkan, hayatım bak bende o olaydan çok etkilendim evet. Ama o kadın kimsesizdi. Sen benim yanımdasın. Serkan ben çocuğumuz olsun istiyorum.” Kadının sesi sonlara doğru ağlamaklı çıktı.
Serkan kadına yaklaştı ve onu yavaş yavaş öpmeye başladı. Arada dudaklarını yanaklarına ve boynuna götürüyordu.

“Çok korkuyorum Nevra, sana bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Öyle bir şey olursa ben de yaşayamam.”
“Şişş,” deyip o da boynunu, yanağını, kulağına yakın yerleri öpmeye başladı. “Var sayalım oldu. Senin bakman gereken bir bebeğimiz olacak. Onun için ayakta duracaksın. Her şeyin bir sebebi vardır Serkan. Belki o gece biz o kadını görmeseydik, Serkan bebek şimdi yaşamayacaktı.”

“Bu konuda haklı olabilirsin, ama aşkım o bebek doğduğunda yanımda olmazsan kendimi öldürür, öbür dünyaya yanına gelirim.”
“Bak sen!”
“Yani, seni oradaki yakışıklılara kaptırır mıyım?”
Kadını kucağına aldı ve yatak odasına götürdü onu, “Bugün uygun muydu?”
“Evet. Hadi.”

***

Kartal geldikleri yere ilk kez geliyorlarmış gibi baktı.
“Burası neresi?” dedi kadına bakıp.
Karaca kocasına gülümsedi. “Tanıştığımız yer bebeğim.”
Adam alayla güldü. “Ya ne güzelmiş. Hatırlamıyorum. Ne ilginç değil mi?” sonra tekrar karısına baktı. Böyle bir güzelliği nasıl unuturdu. Aklı almıyordu. Hoş şuan o aklı zaten yerinde değildi.

Kadın kocasının yanına gelip, karşısında durdu. “Hatırlayacaksın Kartal. Ben sana beni, bizi ve kızımızı hatırlatacağım. Yüreğindeki sevgiyi, aşkı ve daha nicesini hatırlatacağım.” Derin nefes aldı. “En önemlisi yeniden mutluluktan gülümsemeyi hatırlatacağım. Hadi girelim.” Elini uzattı adama.

Adam kadının eline baktı ve sıkıca tutup, eve girdiler.
İlk bir kaç gün yine aynıydı. Adam uzak, kadın çaresizdi. Ama Karaca inat etmişti hatırlatacaktı. Hala ayrı odalarda kalıyorlardı ve bu Karaca’yı çok üzüyordu. Uyku düşmanı olmuştu. Kızının derin uykuya daldığından emin olduğunda alnına bir öpücük kondurdu ve aşağı indi.

Etrafı karanlık bırakıp, sadece mutfağın kısık ledlerini yaktı. Kendine şarap doldurup, dışarı çıktı. Eğilip havuzun kenarına oturdu ve ayaklarını suya sarkıttı.
Hafif hafif sallamaya başladı. Şarabı bitirince arkada onu izleyen gözleri ve yaklaşan adımları fark etti. Bardağı kenara koyup, ayağa kalktı. Üzerindeki tulum geceliği aşağı indirip, yere düşmesini sağladı ve adama bakmadan konuştu.

“Sen de gelmelisin su harika...” cümlesi biter bitmez suya atladı.
Kartal sırıttı ve üzerini çıkarıp, o da suya atladı. Kadının olduğu tarafa yüzdü. Karaca su akan yerin altına girince Kartal da peşinden oraya girdi.
İkisi de saçlarındaki suyu elleri ile geriye itti. Arkalarından akan su onları gizliyordu.

Karaca adamın boynuna sarılıp, onu kendine çekti. “Hadi ben sensizim uyuyamıyorum diye uyandım gecenin bu saatinde. Sen neden uyandın?”
Kartal kadının gözlerinin içine baktı, “Bir kadın hatırladım. Bana ‘SİKTİR’ diyen. Bir kadın hatırladım bana gözleriyle ‘seni seviyorum’ diyen. Bir kadın hatırladım, beni Beşiktaş’tan bile çok seven ve ben o kadını nasıl unuttum bilmiyorum.” Dudağına bir öpücük kondurdu.

Karaca gülümsedi. “Hatırladın...”
“Hatırladım... Bölük pörçük aklım ama,” dudağına bir öpücük daha kondurdu, “Senin yüreğimdeki yerini hatırladım.”
“Seni çok seviyorum Kartal.”
“Ama nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Yani ne oldu da ben hafızamı kaybettim. O günü bir türlü toparlayamıyorum.”

Karaca dudağını ısırdı. “Şey oldu.”
“Ne oldu?”
“Ben elimde tava ile mutfaktan çıkmıştım, sen de gel, ayağın kay, o tavaya kafayı vur! İyi mi?”
Kartal kaşlarını kaldırdı. “Bak sen!” kadını kendine bastırdı. “Demek ben tavaya çarptım öyle mi?”

“Öyle.”
“Hatırlayacağım bir gün ama.”
“O güne kadar en azından tavayı bıraksak da fırındaki mercimeğe mi geçsek?”
Kartal kahkaha attı. “Bence önce tatlıdan başlayalım,” deyip göz kırptı ve suya daldı.

-----------------------------------------------
ve KARTAL'IN KARASI - SERKAN'IN NEVRA'sıyla güzel bir maceranın daha son bölümüne geldik, KARA SERİSİNİN SON HİKAYESİNİN FİNALİNDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...

Continue Reading

You'll Also Like

545K 37.3K 33
"BU HİKAYE WATTYS 2018 YARIŞMASININ UZUN LİSTENE GİRMEYE HAK KAZANMIŞTIR" Hayatı kararan bir genç kız, adı gibi Kara bir adama sığındı... Başını sokt...
572K 36.6K 37
Bir sonbahar klasiği... Bir Eylül senfonisi... Geçmişi silinen bir adam. Kendi geçmişini silen bir kadın. Rüzgar ve Beste... Aşkın her halini yaşay...
1.2M 52.1K 58
"Bak oğul, benim hiç karım olmadı, sevdim kavuşamadım, başkasını da istemedim. Karına kızmadan önce anlamaya çalış, onun yerine koy kendini. Sen ne...
1.5M 106K 72
Yeliz dik başlı ,açık sözlü ve neşeli bir kız kader kara kule dediği adamla yollarını kesiştirince neler olur dersiniz ? Emanet Sevda hikayesinden...