BUM MOMMY

By pupilaf

327K 20.2K 7.5K

Sabıkalı Sokak serserisi Oh Sehun,KWAN Entertainment CEO'su Kim Jongin'den hamile kalınca işler karışık bir h... More

TANITIM
Bölüm 1-Tesadüfler
Bölüm 2-İnlemeler (M)
Bölüm 3-Test
Bölüm 4-Vicdan
Bölüm 5-Ürperti
Bölüm 6-Şiddet
Bölüm 7-Deneyim
Bölüm 8-Eğreti
Bölüm 9-Tanışma
Bölüm 10-Habersiz
Bölüm 11-Şans
Bölüm 12-Hediye
Bölüm 13-Yağmur
Bölüm 14-Bebeğimiz
Bölüm 15-Vurgun
Bölüm 16-Açgözlü (M)
Bölüm 17-Teklif
Bölüm 18-Yenilik
Bölüm 19-İyi
Bölüm 20-Kıskançlık
Bölüm 21-İncelik
Bölüm 22-Kriz
Bölüm 23-Doğum
Bölüm 24-Koku
Bölüm 25-Öğrenci
Bölüm 26-Yemin
Bölüm 27-Trip
Bölüm 28-Sorumsuz
Bölüm 29-Vahşi (M)
Bölüm 30-Okul
Bölüm 31-Kar
Bölüm 32-Diploma
Bölüm 33-Sevinç
Bölüm 34-Mezun
Bölüm 35-Sancılar (The End)

Special Show-Yuvadan Kaçış

7.9K 423 230
By pupilaf

Kim Jongin muhteşem bir adamdı.Gwanggalli'de serin bir yaz akşamı kahve yudumlarken onu seyrediyordum.Seneler onunla yaşadığım her güzel an için beni ödüllendiriyordu ve şükürler olsun ki Kim Jongin benim asla derdim tasam olmamıştı.Noah ve Yuil'in kasabayı böyle çok sevmeleri benden kaynaklıydı belli ki lakin Jongin'in de benden aşağı kalır yanı yoktu.Sahile,balıklıçılığa,orman havasına mest oluyordu.Bundandır son zamanlarda kasabaya sıkça uğrar olmuştuk.

Çocuklarım çiçekleri sıra sıra bahçe kapısının dibine ekerken,Jongin yanıma oturup beni kollarının arasına aldı.Çenesi başımdaydı,kokusu burnumda.Varlığı uğruna bir ömür feda ederdim.

"Buradan sahiden de memnunlar." dedi çocuklara bakarak. "Sana çekmişler,hiç taş-beton sevmiyorlar."

Omzumu silkerek, "Evlatlarım zevklidir." dedim. "Onları biz yetiştirdik.İlmek ilmek işledim."

Jongin gülerek bana baktı.Sağ eli yanağımı okşarken kalbim çarptı.Benim yarım asırlık delikanlım,dudaklarıyla beni ödüllendirdi.

"Canının sıkkın olduğu nasıl da belli." diye konuştum. "Gözlerin dalıp gidiyor."

Jongin içine derin bir nefes çekerek,"Heun'u bırakmak çok zor." dedi. "Sehun,başka bir adam gelip onu bizden alacak.Buna hazır olduğumu sanmıyorum.Sanırım katil olacağım."

Kaşlarımı çatarak,"Hatırlatma." dedim. "S*keyim Jongin konu açılınca bile tüylerim diken diken oluyor.Ben bu kıza dedim ki,erkek milletinden uzak dur.O bana nasıl karşılık verdi biliyor musun?Sizin gibi bir aşk istiyorum dedi bana.Jongin biz iyi örnek olalım derken,kötüye mi ittik bu kızı anlamadım ki."

Güzel kocam başını iki yana sallayarak,"Son zamanlarda kıllanmıştım zaten." diye konuştu. "Ona okul çıkışı almaya geleyim seni dedim geçen zaman,istemem dedi.Şimdi elin adamını tanıştırmaya getiriyor.Acayip gerginim,çocuğu yamultmasam bari."

Yerimde doğrulup ona baktım.Ellerimde yanaklarını okşarken,"Senin ağzın iyice bana benzedi." dedim. "Yakışmıyor benim elit kocama."

Jongin kıkırdayarak başını eğdi.Alnını alnıma yasladı.Parmakları bacaklarımda dolaşırken,"İsterim ki her şeyim sana benzesin." diye söylendi. "Bundan öte güzel şey mi var?"

Dudaklarımı omzuna yaslayarak ensesini okşadım.Jongin nefes alıyordu,ben yaşıyordum.Ardından beyaz bir top sertçe bacağıma çarptı ve Jongin hızla yerinde doğruldu.

"Noah!Topu nereye attığına bir bak!"

"Üzgünüm baba,canınız acıdı mı?"

Oğlum tam bir beyefendiydi.Nasıl olmuştu da Jongin'e böyle çok benzemişti bilmiyordum.O benim de oğlumdu,bu ne adaletsiz bir dağılımdı.

"Bir topu tutamıyorsun.Sehun!Noah'ı kaleye koysam da bir şey beceremiyor.Bunca boyu neye yarıyor ki?"

"Yuil." diye uyardı onu Jongin. "Kardeşinle güzel konuş.Sehun geç kaleye.Karşılıklı maç yapacağız.Noah gel yanıma."

Bunu sıkça yapardık.Her defasında Noah ve Jongin galip gelirdi lakin Yuil prenseslik yetkisini öyle güzel değerlendiriyordu ki ona kıyamıyorduk.

O günün akşamı Jongin ve çocuklarım bir koltukta oturmuş bana bakarken bir kez daha soluklandım.

Halam,"Yahu,kuduracağım sinirimden." diye söylendi. "Bana neden yükseliyorsunuz.Kız tanıştıracağım diyor işte."

Jongin sinirle kollarını Yuil'e dolarken,"İzin vermiyorum.O çocuğu evime almayacağım." diye konuştu.İstediği vakit ne de güzel kabalaşıyordu.

Heun'u canımızdan çok seviyorduk.Ben ve Jongin onu evlatlarımızla birlikte,verebildiğimiz en iyi şartlarda büyütmüştük ve o öyle muhteşem bir kız olmuştu ki,onu altın bir kafeste saklamak istiyorduk.Nitekim şimdi de onu bir el oğluna vermek öyle zorumuza gidiyordu ki kabullenmek istemiyorduk.

"Ben karşıma alamam o çocuğu." dedi Jongin. "Ben tanışmam.Üzgünüm Bayan Oh.Yarın akşam yemeğinde ben olmayacağım.Mazur görün."

Jongin derin bir nefes aldıktan sonra üst kata çıkarken onu izledim.Kim Jongin sevdiği insanları öyle güzel sahipleniyordu ki,paylaşma kültürü hiç yoktu.Çocuklarını pay etmek istemiyordu.

Gece vakti herkes odasına çekildiği vakit Jongin'in yanına ilerlerken elimde bir bardak su taşıyordum.Telefonum cebimde titredi ve Heun güzel sesiyle beni gülümsetti.

"Kraliçem."

"Sehun,seni özledim.Ne yapıyorsunuz?"

Merdivenlerin ortasına oturarak başımı duvara yasladım.Heun bu gece kütüphanede sabahlayacaktı ve ona bu tür şeyler için izin vermekte sıkıntılar çekiyordum.Onu şehirde bırakıp kasabaya gelmek hoşuma gitmiyordu.

"Noah'la maç izliyorduk.Jongin ve Yuil uyuyorlar."

Heun,"Jongin nasıl?" diye sorunca,"Barut gibi." dedim. "Bir plan yaptık.Şu çocuğu önce ben sonra da Jongin bir güzel benzeteceğiz."

Heun kıkırdayarak,"Sehun." diye sitem etti.
"Sevgilim sahiden harika biri.2 yılı devirdik Sehun.Üstelik hiç görmemiş de değilsin.Sizden saklamak istemiyorum.Benim için özelsiniz."

"S*keyim sevgilim ne ya?Kelimelerin canımı sıkıyor Heun."

Heun gülerek,"Çocuğun pozisyonu bu." dedi.Kısa bir sessizliğin ardından, "Sadece bana destek olun istiyorum." diye konuştu. "Sizsiz ne yaparım ben?Lütfen Jongin huzurlu olsun.Ben çok mutluyum Sehun."

Omuzlarımı silkerek,"Madem öyle.." diye konuştum. "Madem öyle,senin mutluluğundan daha önemli hiçbir şey yok kraliçem.Şu çocuğu bir görelim önce.Ben Jongin'i hallederim."

Keyfinin yerine geldiğini hissettim.Heun yarın akşam kasabada olacaklarını söyleyip telefonu kapatınca bir iç çekerek yerimden kalktım.Odamız sessizdi.Jongin kapının açıldığını hissedince yatakta doğruldu.Sağ elini bana doğru uzatıp,"Sarıl bana." dedi.Yanına yaklaşıp kollarının arasına kuruldum.Burnunu saçlarıma sürterek beni defalarca öptü.Senelerin ondan götürdüğü nadir şeylerin aksine,sevgisi gün geçtikçe günüme gün katıyordu.Beni bir defa daha ne pişman etmişti ne de üzmüştü.Hatalıysam da orta yolu bulan hep o olurdu.Jongin'e bir ömür borcum vardı.

"Heun'la konuştum." dedim. "Kütüphanedeymiş.Yarın akşam vakitleri kasabada olacaklar."

Jongin bir iç çekerek benimle birlikte sağa sola yavaş yavaş sallanmaya başladı.

"Abarttım mı ben Sehun?Kızlarımı paylaşamıyorum,sence çok mu büyük tepki gösteriyorum?"

Sesi yumuşacıktı.Yavaş ve tane tane konuşuyordu.Sırtını okşayarak,gerdanına bir öpücük kondurdum.

"Hakkın var." diye mırıldandım. "Eski tanıdıklardan birini kiralayıp çocuğu vurdurasım var ama Jongin,Heun onu seviyor.2 yıldır birlikteler ve biz de biraz büyüklük mü göstersek?Bir gelsin çocuk,baktık olmuyor,ambargo koyarız.Ne dersin?"

Jongin beni biraz uzaklaştırarak yüzüme baktı.Elleri yüzümü okşadı,parmakları saçlarımı.Dudakları alnıma değince gülerek,"Ne güzel konuştun." dedi. "Bunca yıl önüme ne sıkıntı çıktıysa beni kurtardın Sehun.Elimi tuttun,bana yol gösterdin.Sensiz ne yapardım ki?"

Ona sıkıca sarıldım.Bacaklarım ince belini,kollarım omuzlarını sardı.Bir süre saçlarını usul usul okşarken,"Biz birimize yaslandık."diye konuştum. "Senden öncem yok Jongin.Elini hiç bırakır mıyım?"

"Benim Sehun'um.."

"Büyük bir aile istiyorduk Jongin." dedim başımı omzuna bırakırken. "Ve bak,ailemiz büyümeye devam ediyor.Gel bir şans verelim,kraliçemiz pek mutlu."

Jongin boynumu öptü.Benimle birlikte yatağa uzanırken,"Tamam." dedi. "Ne yapalım,bir takım elbise de kraliçemiz için giyeriz."

Gülerek,"Süslenmem." diye itiraz ettim. "Çocuğu bir restoranda falan mı ağırlasak?Belki açık alan diye tutarım kendimi,atlamam üstüne."

Jongin beni boynuna bastırarak,"Bana sakin ol diyene bak." diye söylendi.Benim başkan eşim,tüm gizlimin saklımın sahibi,oydu.Tanrı bana bayılıyor olmalıydı.

Ertesi akşam Jongin koyu kahverengi takım elbisesinin içinde bana bakarken sırıtıyordu.

"Bir saniye," dedi omuzlarımı kavrarken. "Acayip çekici görünüyorsun.Benimle yatak odasına gelsene bir."

Noah,ellerini iki yana sallayarak,"Yapmayın." diye bağırınca Yuil'de ona eşlik etti.

"Ayrı eve çıkmak istiyoruz.Cilveleşmeyin!"

Jongin beni kollarının arasına alıp onlara dil çıkarınca,şaşırarak ona baktım.

"Başkan Kim,ne yapıyorsunuz?"

"Eşime yuva oluyorum,ona gözüm gibi bakıyorum ve onu deliler gibi seviyorum."

Bir zaman ona baktım kaldım.Gülümseyerek başımı eğince Jongin kıkırdadı.

"Baba!Gidiyoruz biz ya.Ebeveynlerimi kıskanıyorum bildiğin.Yokluğa bakın."

Saat akşam 8 sularında Jongin ve ben masanın bir tarafında yanyana oturuyorduk.Heun ve samuray kılıklı arkadaşı gergin gergin etrafa bakınırken halam yemekleri servis ediyordu.O da yerine oturunca boğazımı temizleyerek dikkat çektim.

"Başlayabilirsiniz.İyi doyurun karnınızı."

Her şey seyrinde ilerliyordu ki Jongin yerinde kıpırdandı.Bakışları karşısındaki toy genci delip geçerken,"Sofra adabına göre,kaşığı eline ilk alan büyükler olmalı." dedi. "Anlatabildim mi genç adam?"

Başımı iyice tabağa eğerken gülmemeye çalıştım.Jongin yıldırma politikası uyguluyordu.Nitekim işe de yaradı.Samuray kaşığı elinden yavaşça bırakarak Jongin'e baktı.

"Affedersiniz.Ben..Bay Oh başlayın deyince..sandım ki.."

"Neyse.Kaşıklar kirlendi bile.Af dilemek neye yarar ki.."

Masanın altından bacağımı ona sürterek dikkatini çektim.Jongin omzunu silkti.Vücudu ahşap sandalyede dimdik oturuyordu.Çenesi kalkıktı,gözlerini samuraydan ayırmıyordu.

Halam,"Ee Chisoo," diye lafa atladı. "Ailen burada mı?Yoksa yalnız mı yaşıyorsun?"

Çocuk,"2 ev arkadaşım var efendim." diye cevap verince Jongin,"Bekar hayatı tatlıdır tabi." dedi. "Özgürsün,fazla rahatsın falan.Sizin bilmediğiniz gece mekanı yoktur şimdi."

Masa iyice gerildi.Yemeğe henüz dahil olmuş evlatlarım başlarını eğip gülünce,Jongin onlara kaşlarını çatarak baktı.

Bir süre sonra Heun,"Chisoo son sınıf." diye söze başladı.Ortamı ısıtmak istediği belliydi.Çocuğun mühendislik okuduğundan bahsetti.Birkaç başarısından söz açtı.Halam ona destek olurken ben geri çekildim.Yemeğin sonunda,birer bardak kahve için bahçeye çıkarken Jongin,aralarında bir şeyler mırıldanıp gülüşen ikiliye gülümseyerek bakıyordu.

Yanına yaklaşıp,"Çocuğa neler sordun öyle?" dedim. "Çok fenasın Jongin.Benim aksime fiziksel gücünün yanında acayip cazgırsın."

Jongin elindeki fincandan bir yudum alarak bana baktı.Öyle yakışıklı görünüyordu ki,zor konuştum.

"Hiç vazgeçmedi." dedi. "Ona neler neler dedim Sehun.Üstelik bir ara sen de bana destek verince,masadan kalkar gider diye düşünmüştüm.Gitmedi.Heun'un elini tutmaya devam etti."

Kardeşimi paylaşmak biraz zoruma gitsede zorlukla gülümsedim.

"Sen Heun için kardeş oldun Jongin,baba oldun,dost oldun.Şimdi izin verelim mi onlara?Samuray bir yamuk yaparsa,işi ben devralırım."

Jongin başını sallayarak kahve bardağını yanındaki masaya bıraktı.

"Hadi gel." dedi. "Noah çocuğu sıkıştırıyor.Gidip ona eşlik edelim."

Gülerek ona uzandım.Jongin beni zarifçe kavrayıp terasa doğru sürükledi.Hafifçe esen kasaba havası bize ne iyi geliyordu.Jongin'in işi de olmasa,şehre dönmek istemiyordum.

Ertesi gün kasabanın sabah ayazında, bahçede otururken,Noah yanıma kuruldu.Boyu benim kadardı.Ona baktıkça ruhen olmasa da bedenen kendimi görüyordum.Kumral teni ve güzel burnuyla aynı bana benziyordu bu çocuk.

"Erken uyanmışsın."

"Uyku tutmadı." derken dizlerine uzandım.Noah,"Üşümüşsün." dedi.

Yerimde dikleşip ona uzun uzun baktım.Benim güzel oğlum gülerek, "Ne?" diye konuşunca uzanıp onu kollarımın arasına aldım.

"Sehun?Duygusal bir dönemden mi geçiyorsun?"

"Noah." diye uyardım onun saçlarını okşarken. "Bana Sehun demekten vazgeç ulan benim aslan oğlum.Kıracağım bak kolunu bacağını."

"Ama Sehun,baba,yani benim güzel Sehun'um,ne istiyorsam onu dememe izin versen olmaz mı?"

Üstünü başını düzeltip geri çekildim.İyi bir hayat dersi vermeye hazırlanıyordum ki ardından Jongin göründü.Yuil onun koluna girmiş bir şeyler anlatıyordu.Jongin'in ilgisini çeken bir konu muydu bilmiyorum ama,her ne sebepten olursa olsun o çocuklarına dost gibi yaklaşır,onların dertlerine derman olurdu.

"Sehun Yuil diyor ki,yaz tatilinde bir yurtdışı seyahati için ona izin verebilir miymişiz?

"Baba!Sehun'a söylemeyecektin!"

Jongin omuzlarını silkerek,"Ondan saklayamazdım." dedi.Boşverdim.Bunca yıl sonra bile,bana asla baba demeyeceklerdi.

"İzin veriyorum.Al Noah'ı da git kızım.Yalnız kalalım biz.Yetti canıma be,yok cilveleşmeyin yok öpüşmeyin.Kocamı rahat rahat gömemiyorum bağrıma.Aç mı bırakayım sizi bunu mu istiyorsunuz?"

Bir sessizlik etrafımı sardı.Jongin elleri cebinde gözlerini kırpıştırırak bana bakıyordu.Yuil küçük adımlarla kardeşinin yanına yanaştı ve koluna girerek,"Zihinlerimizin sağlığı için buradan uzaklaşalım." dedi. "Sehun sonunda patladı."

Çocuklar uzaklaşırken Jongin yanağıma bir öpücük kondurdu.Elleri ceplerinden çıkıp beni sarınca,"Ne rezil insanım." diye söylendim. "Ağzımın hiç yayı yok."

Jongin dudaklarını alnıma sürterek,"Beni özledin sen." dedi. "İşler yoğun,seni aksattım mı ben?Hata ettim Sehun."

"Hayır." dedim yavaşça.Ellerimle yüzünü okşarken,"Seni özlediğim doğru ama beni aksattığın falan yok Jongin.Gece yarılarına kadar çalışsan da beklerim seni,her zaman,sensiz o yatağa girer miyim hiç?"

Jongin bana iyice yanaşıp sıkıca sarıldı.Beni havaya kaldırdığında,"Çocuklar!" diye bağırdı.

"Biz yazlığa gidiyoruz!Heun'u başınızda bırakacağım.Halanızı üzmeyin!"

"Jongin." diye dil dökerken burnumu boynuna gömdüm.Daha sıkı sardı beni,daha çok öptü,daha güzel baktı bana.Her gün,her sene bir tek kez canımı yakmadı.

"Seni seviyorum." dedi.Parlak saçlarında aklım kaldı.O beni sarmalamış ilerlerken,güzel yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

"Canını öpeyim,bende seni seviyorum be Başkan Kim."

Jongin benim ekmeğimdi,suyumdu.Çocuklarımın değerlisiydi.Yıllar geçse bile,böyle kalmaya devam edecekti.
































Continue Reading

You'll Also Like

57.3K 6.2K 30
Oh Sehun, yüz yıllardır WolfTeeth büyücülük bölümünde eğitim görüp büyücülük dünyasında ses getirmiş güç ve köklü bir ailenin yedinci nesil en küçük...
73K 5.1K 27
Ünlü bir rapper, nasıl baba olabilir? Kapısına bırakılan bir bebeğe ne kadar alışabilir? Evindeki yabancı bakıcıya ne kadar aşık olabililir? He...
411K 37.6K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
43.2K 3.4K 47
Şuanda bir odanın içinde bir sandalyeye bağlanmıştım. Gözlerim bağlı olduğu için hiçbir şey görmüyordum. Birazdan bir adam içeri girip kapıyı kapat...