KARA KARTAL / KARA SERİSİ II...

By EdaHakverdi

488K 37.7K 6.9K

Adamın mavi serin gözleri önce değdi kızın bakışlarına... Kızın asi siyah saçları savruldu sonra adamın tenin... More

TANITIM
❤️GİRİŞ❤️
1.BÖLÜM - KARA KARTAL ÇOK YAŞA
2.BÖLÜM - NERELERE GELDİM BEN?
3.BÖLÜM - BAŞ BELASI
4.BÖLÜM - GÜVEN
5.BÖLÜM - EYVAH ABLAM!
ARA BÖLÜM - KARA PRENSES - DEĞİŞİM 1
6.BÖLÜM - ÖZGÜRLÜĞÜM AVUÇLARINDA
7.BÖLÜM - GÜZEL BİR KAHVALTI
8.BÖLÜM - SEÇİMLERİNİZ SİZİN DEĞERİNİZİ BELİRLER
9.BÖLÜM - DÖNDÜ DEVRAN
10.BÖLÜM - BENİMLE BENİ ALDATIYOR BU! 🤤
11.BÖLÜM - BAYRAK KARAHAN'DA
11/2.BÖLÜM - SEN BENİMSİN
12.BÖLÜM - HADİ BAKALIM KOLAY GELSİN
13.BÖLÜM - VAY HALİME
14.BÖLÜM - KIZ İSTENMEZ ALINIR...
15.BÖLÜM - HAYDİ BU DA GİDİYOR
17.BÖLÜM - KARA DÜĞÜN
18.BÖLÜM - SERT VE UZUN KILLARA SON!
19.BÖLÜM - SEVMEK SAVAŞMAKTIR
20.BÖLÜM - KOR ALEVLER İÇİNDEYİM BİLMESEN DE...
21.BÖLÜM - KALBİMİN HIRSIZI
22.BÖLÜM - GÜN GELİR DEVRAN DÖNER, SENİN DE KIZIN BÖYLE GİDER - FİNAL
ALINTI I
ALINTI II
ALINTI III
SON ALINTI
ALINTI - KARAHAN'IN DAMAT SEVGİSİ (!) 🤔
YB HAKKINDA
ANNELER GÜNÜ

16.BÖLÜM - EVLİLİK

14.8K 1.3K 162
By EdaHakverdi

Düğün zamanı...

----------***---------

“Karaca gözünü seveyim bebeğim, bak nikah memuru bizi içeride bekliyor, hadi kıyalım şu nikahı.”
Karaca ellerini göğsünde bağlamış, adama bakmıyordu bile.
Kartal elini ensesine koyup, ofladı. “Bebeğim, lütfen!”

“Hayır dedim Kartal. Bu şartlar altında seninle ev-len-mem!”
Kartal öfkeyle soludu. “Lan ne Beşiktaş’mış arkadaş!” dişlerinin arasından tıslamıştı.
Karaca adama dönüp, gözlerini kıstı. “Anlamıyorsun değil mi? Benim tek hayalimdi bu!”

“Hayatım, bak elli yıl sonra nikah tazeleriz. O zaman sana getiririm bir Beşiktaşlı oyuncu, nikah şahidin olur, söz. Hadi bebeğim, şimdi gir de evlenelim. Bak uçak da kaçacak.”

Karaca surat asa asa içeri girdi. Üzerinde beyaz mini bir gelinlik vardı, altında da beyaz, tüllü bir krampon giymişti.
Kartal kızın sandalyesini çekip, oturmasına yardımcı olduktan sonra, o yerine yerleşti.

Nikah memuru ilk Karaca’ya soruyu sorduğunda, Karaca adama surat asarak baktı. “Valla işin gerçeği memur bey, ben Beşiktaş oyuncusu bir şahit istemiştim. Ama şehir dışındaymışlar da neymiş. Bulamamış. İşin gerçeği de, sen bu adam için evden kaç, ananı babanı sat -çok affedersin-, buralara kadar gel, ama adam sana bir şahit bulamasın. Bir şahidi çok görsün.”

“Kızım ben sana derdini sormadım, cevap ya evet ya hayır olacak.”
“Normal şartlarda olsak tabi ki de ‘hayır’ derdim. Ama şimdi o kadar mektup yazdım, evden kaçtım, maceralara girdim, babam eve sokmaz beni. Kaldı ki ben ‘Karaca geri döndü’ dedirtmem. Bir de hayalimdeki stadyumu göreceğim o da var yani. O yüzden evet.”

“Çok şükür,” dedi memur, sonra Kartal’a sordu.
Kartal gülümseyerek kıza baktı. “Evet,” dedi gözlerine dalarak. “Her şeye rağmen evet...”
İmzaları attıklarında, Karaca masanın altına baktı. “Uzat ayağını da basayım.”

“Allah Allah, sen uzat ben basayım.”
“Banane, adet gelinin basmasıdır Kartal.”
“Maşallah her yerimizden örf adet fışkırıyordu, bu eksikti. Basma ayağıma falan.”

Ayağa kalktıklarında, adam evlilik cüzdanını uzattı ikisine, “Gelini öpebilirsiniz,” dediği an Karaca gözlerini kıstı.
“Hele bir o dudakların değsin bana, bak ben ne yapıyorum.”
Kartal dehşetle baktı kıza, “O demek o?”

“Ben ayağına basmazsam, sen de beni öpemezsin.”
“Karaca Şanova! İstersen artık kocan olduğumu unutma!”
Kız adama yaklaştı. “Soyadım bir şeyi değiştirmiyor kocacım. Sen de benim hala adımın Karaca olduğumu unutma!”

“İnan bir an bile aklımdan çıkmıyor,” deyip, göz kırptı ve kızı belinden tutup, kendine çekti. Burun buruna geldiklerinde “Hayatıma hoşgeldin Karaca Şanova,” dedi, sözünü bitirdiği an da kızın dudaklarına yapıştı.
Aynı anda da Karaca adamın ayağına bastı. Adamın acı inlemesi kızın dudaklarında kayboldu.

***

Karaca otel beklerken, tek katlı, komple cam olan, etrafı ağaçlarla kaplı bir eve geldiler.
“Burası neresi?”
Kartal arabayı durdurdu ve kıza yaklaştı. “Kızları gizlice attığım ev,” dedi kısık sesle.
Karaca onu yumrukladı. “Seni öldürürüm ha.”

“Ne korktum.”
Kız gözlerini kısıp ona baktı. Adam kızın asi saçlarını kenara çekip, yüzünü avuçlarının arasına aldı ve kızın gözlerine baktı.
“Seni tek bir gün mutsuz edersem canıma oku küçüğüm. Canımı al, ne istersen yap. Ama mutlu ettiğim her anda bana böyle aşkla, sevgiyle bak olur mu? Çünkü ben seni çok seviyorum.”

Karaca gözlerini kırpıştırdı. “Çok şey oldu,” dedi.
“Ne oldu?”
Karaca adama yaklaştı. “Bana göre fazla romantik,” deyip, kıkırdadı.
Kartal başını sağa sola sallayıp, arabadan.
Eve girdiklerinde adam onu omzuna aldı. “Nereye?”

“Teke tek maç yapmaya ve bu sefer tüm goller benim,” dediği an kahkahayı bastı.
“O topik aletine başlatma Kartal. Kale mi lan benim kıymetlim?”
Kızın poposuna şaplak attı. “Sus bakalım, edepsiz hatun.”
“Sensin edepsiz. İndir beni. Ben stadyum görmeye geldim buraya. “

“Hiç ortak noktamız yok karıcım. Ben başka şeyler görmeye geldim.”
Odaya geçirdiğinde kızı yatağa attı. “Bak güzel karıcım,” ceketini çıkardı, “Haftasonu ablanın düğünü var,” kravatını çıkarıp, fırlattı. “Eğer o düğünde bulunmak istiyorsan,” gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığında Karaca yutkundu. "Uslu bir eş ve," gömleğini de yana atıp, kemerine ellerini götürdü. “Benim ol...”

Karaca derin nefes aldı. “Yemin ederim adam götürecek beni, çok kararlı.”
Kartal kahkaha atıp, kızı ayaklarından tuttu ve yatağın ucuna kadar çekti. Kızın çıkardığı her kıyafetinden sonra çıplak kalan yerlerini öptü. Kartal’ın gözleri karardıkça, Karaca kızarıyordu.

“Şöyle bakmasana!” diye çemkirince, Kartal kahkahasını tutamadı.
Yatağa çıkıp, kızı tekrar yastıkların oraya çekerken, Karaca çarşafla üstünü kapatmaya çalışıyordu.
“Nasıl bakıyorum?”
Karaca gözlerini kısarak konuştu. “’Birazdan seni şey yapacağım,’ der gibi bakıyorsun.”

Kartal tek hamleyle kızı altına alıp, ellerini başının üstüne getirdi. Bacakları ile kızın bacaklarını hapsedince, Karaca tamamen hareketsiz kaldı.
“Zaten öyle yapmayacak mıyım?”
Karaca’nın gözleri büyürken Kartal gerçek anlamda eğleniyordu. “Dur bakayım, sen ne demiştin bana...” düşünür gibi yaptı, “Hah, dişine göre biriydim öyle mi Karıcığım? Hani nerede o gücün?”

Karaca hala altında tepiniyordu. “Döverdim de, ilk günden kocasını dövdü demesinler diye duruyorum inan ki.”
“İnandım canım inandım...” derken kızın dudaklarına yaklaştı. “Şu üzerindeki son parçaları da çıkaralım mı?”

“Yok! Allah korusun bi kazaya kurban gitmeyelim,” diye mırıldandı.
Adam yandaki komodinin üzerine koyduğu pantolonunun cebinden çıkardığı paketi kıza doğru salladı. “Her türlü kazaya karşı tedbirliğim, merak etme. Ayrıca biz evlendik Karaca. Sadece bir süre korunurum, haberin olsun.”

“O ne hava yastığımı?”
“Yok, kazada çıkacak sıvıları boşaltma kabı,” deyip, kızın dudaklarını öpmeye başladı. Bir süre dudaklarından dudaklarını çekmedi. Uzun bir öpüşmenin ardından kızın kızaran yanaklarına çevirdi dudaklarını. “Karaca seni çok seviyorum, hem de kendi canımdan vazgeçecek kadar çok.”

Karaca yutkunup, sessiz kalınca. Adam kızın saçlarını okşadı. “İyi misin meleğim? Böyle sessiz ve hareketsiz kalma, lütfen. Bazı şeyleri duymaya, hissetmeye ihtiyacım var...” derin bir nefes aldı. “Karaca, Karaca’m dokun bana.”
Karaca elini kaldırıp, adamın yanağına koyup, usulca okşadı. “Sadece biraz korkuyorum,” diye fısıldadı.

Adam kızın dokunuşları ile, gözlerini yumdu. “Korkma... Söz veriyorum hiç olmadığı kadar nazik olacağım.”
“Bundan şüphem yok.”
Kartal’ın dudakları yeniden onun dudaklarını bulduğunda, Karaca için sonsuz mutluluk yolculuğu başladı.

Kartal’ın her dokunuşu ile gökyüzüne tırmanıyor ve bulutlara değiyordu. Karaca’nın inlemeleri, verdiği karşılıklar ise adamı dünyanın en mutlu erkeği yapıyordu.

***

“Ne oldu Karahan bir şey öğrenebildin mi?” dedi Sevda kapıdan içeri giren adama bakarak.
Karahan gözlerini yumup, kanepeye oturdu. Eli ile yüzünü kapatıp, dirseklerini dizlerine koydu.
Arda yandaki duvara tekme atınca, “Biriniz ne olduğunu söyleyecek misiniz artık?” diye çemkirdi Öykü.

Arda karısına baktı. “Evlenmişler,” diye mırıldandı.
“Ne?” diye bağırdı Sevda. “Ne demek evlenmişler? Bu nasıl bir sorumsuzluk? Ailelerini hiçe sayarak evlenmek ne demek?”
Arya Behram’a bakıyordu, sanki ‘şaka’ demesini bekliyor gibiydi. Behram ise başını aşağı yukarı sallayıp, Arda’yı onayladı.

Arya da kendini koltuğa bıraktı. “Bu kız neden böyle bir şey yaptı ki?”
Sevda kocasına öfkeyle baktı. “Çünkü her şeyi bildiğini sanan babası evlenme teklifi alan kızını azarladığı için, eve hapsettiği için!” diye var gücüyle bağırdı.

Arda kuzeninin omzundan tuttu. “Sevda, tamam. Bak o da çok kötü. Haberi aldığından beri pişmanlıktan ölecek.”
“Ama onun pişman olması benim kızımın gizlice kaçıp evlenmiş olması gerçeğini değiştirmiyor.” Kocasına baktı. “Azıcık ya, azıcık anlayışlı olsaydın ne olurdu?”

Karahan hiç konuşmadan odasına çıktı.
Kapı çalınınca Sevda gözyaşlarını sildiği gibi hızla kapıya koştu. “Karaca!” diye açsa da kapıyı, abisi görünce omuzları düştü ve ona sıkıca sarılıp, ağlamaya başladı.

Burak kız kardeşini sararken, arkadakilere baktı. “Doğru mu gördüklerim?”
“Ne gördün ki?” dedi Arda kaşlarını çatarak.
“Elmas bize Karaca’nın sosyal medyadaki fotoğraflarını gösterdi, şok olduk.”

Sevda birden başını kaldırdı ve “Ne?” diye bağırdı. “Allah’ım bu kız beni öldürecek!” cebinden telefonu çıkardı. Kızın sayfasını açıp, fotoğraflara tek tek baktığı an yere çöktü.
“Kızımın o anını göremedim...” diye fısıldadı.
Burak omuzlarından tutup, kaldırırken Arda’ya baktı. “Karahan nerede?”

“Yukarıya çıktı. O da kötü.”
Burak başını salladı ve kardeşine baktı. “Sevda, güzelim. Bak şimdi Karaca’yı arayalım ve çağıralım. Başvuruda bulunur, hemen nikahı iptal ederiz. Oldu mu?”

Arda Burak’a bakarken başını sağa sola salladı. “Kuzey Kore’ye gitmişler, balayına.”
“Nasıl?” derken kafasını kaşıdı Burak.
“Basbayağı abi. Uçağa binip gitmişler.”
“Bu kız ne yaptığını sanıyor? Haftasonu ablasının düğünü var.” Diye tısladıktan sonra, hepsi sessizleşti.
Ertesi gün ise haberlerde çıkan yazı ile herkes ayrı bir şok yaşadı.

“Ünlü cerrah Kartal Şanova’nın aniden evlilik kararı vermesi medya gündemine bomba günü düştü. Meslektaşı olan Karahan Ertunç’un kızı Karaca Ertunç’la evlenen Kartal Şanova’nın bu ani evliliği bir bebeğin müjdesi mi diye herkesi düşündürdü. Kartal Şanova üç yıl önce yurt dışında aşk yaşadığı Olgar Loweski ile yine aniden evlenmiş ve evlilikleri sadece yedi ay sürmüştü. Şimdi ise Kartal Şanova’nın eski eşinin bu evliliğe ne yorum yapacağı merak konusu.”

***

Nevra gelinliğiyle aynaya bakarken, kendini yarım hissediyordu. Elini duvağında gezdirirken, kapının yavaşça açıldığını duydu. Arkasına baktığında kız kardeşini görmesi ile gözleri sevinçle parladı.
“Karaca’m!” diye inleyerek kardeşini kollarına aldı ve sabahtan beri gözünün bebeğinde duran yaşlar kız kardeşinin omzuna akmaya başladı.

“Ablam!”
“Seni öldüreceğim, yemin ederim seni öldüreceğim.”
“Biliyorum.”
“Asla affetmeyeceğim.”
“Kıyamazsın.”

“Bir daha seni sarıp uyuyamayacağım.”
“Bak onda yanılıyorsun. Ayda bir kocalarımızı def edip, birlikte uyuyacağız,” deyip ablasının elini tuttu. Onu baştan aşağı süzerken, “Çok güzel bir gelin olmuşsun abla, ışık gibi parlıyorsun. Serkan olacak domuz çok şanslı bir piç kurusu,” dedi.

Nevra zar zor gülümsedi. “Sen de...” yutkundu, “Fotoğrafta gördüm tabi, çok güzel olmuştun.” İkisi tekrar ağlayarak birbirlerine sarıldılar. “Çok üzüldüm Karaca, çok üzdün. Deliliklerine alışmıştık ama bu çok farklı bir durum. Bu sefer çok ileri gittin.”
“Babam?” diye fısıldadı Karaca.

“Çok kızgın... Kızgın olması önemli değil belki bağırır geçer ama o da sana çok kırıldı. Üç gün boyunca senin odandan çıkmadı. Düşünebiliyor musun, annemden ayrı yattı. İlk kez.” Karaca’nın gözünden bir damla yaş aktı. Sevda ise devam etti. “Annemi söylemiyorum bile, perişan. Nasıl bu kadar düşüncesiz davranabildin aklım almıyor Karaca?”

“Beni eve kapattı. Bir barbar gibi davrandı. Sevdiğim adamla görüşmeme izin vermedi.”
“Bunun çözümü gidip evlenmek değil Karaca. Cezalandırmak ayrı; dönüşü, telafisi olmayan hatalar yapmak ayrı. Sen babamı cezalandırmadın. Sen hepimizi cezalandırdın. Bizi en mutlu gününde yanında olmaktan mahrum bıraktın.”

Karaca başını öne eğdi. “Ben o an bunları düşünemedim abla, özür dilerim.”
O sırada kapı açıldı. Karahan içeri tam girecekken Karaca’yı görmesi ile duraksadı.
Karaca babasını görünce gülümseyip, yanına gitti ama babası ona bakmıyordu.

“Baba-“
“Kızımın düğünü var. Onun hatırına sana bir şey demiyorum. Şimdi çıkar mısın?”
“Baba...” diye yeniden fısıldayınca, Karahan ona aldırmadan içeri geçip, kızı dışarda kalacak şekilde kapıyı kapattı.

Sevda ise kapının dışında kalan kızını görünce “Karaca!” diye bağırıp o tarafa hızla yürüdü ve kızına sarıldı. “Kızım, meleğim.”
“Anne,” diye inledi Karaca da annesine sarılarak. Arkasından yaklaşan adamı görünce Sevda’nın bedeni kasıldı.
Karaca annesinden ayrılıp, arkaya baktı. “Anne-“

“Onun ne işi var burada?”
“O benim kocam anne.”
O sırada Serkan da geldi. “Onları ben davet ettim. Onların eksikliği Nevra’yı üzerdi ve benim bugün en son isteyeceğim şey Nevra’nın üzgün olması.”
Sevda başını aşağı yukarı salladı.

Nikah kıyılıp, ilk dans edildiğinde herkesin gerginliği biraz geçmişti. Ama asıl tehlikenin yanı başlarında yavaş yavaş büyüdüğünün farkında değillerdi.

--------------------------------

umarım beğenmişsinizdir =) cuma günü yeni bölümde görüşmek dileği ile.

Continue Reading

You'll Also Like

105K 4.7K 41
Koroğlu soyunun biricik kızı Yasemin, bir marangozun oğluna sevdalanır. Yasemin ve Ahmet... Bu iki aşık ölmesin diye Ahmet'in reşit olmayan kardeşi...
2.7M 137K 59
Asmin annesinin gül kokulu emaneti . Doğarken annesi babasına emanet ediyor . Büyürken babası amcasına . Çocukluktan başlıyor emanet yüreği ... Ömrü...
225K 4K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
AVJİN By SivriTopuk

General Fiction

655K 27K 41
'Size bir can borcumuz var Ruken bacı,o borcu ödemeden bu dava bitmeyecek.' ** 'Dava törenin davasıysa barış da törenin barışıdır.Berdan,Birtan'l...