Loki, Asgard'a geri döner dönmez odasına gitti. Eşini orada bulacağını biliyordu. Odaya girdiğinde kızı kara kara düşünürken gördü ve usulca yanına oturup elini saçında gezdirdi. Kız o kadar dalmış gitmişti ki ancak kafasında bir el hissedince Loki'nin geldiğini anladı. İrkilerek ona döndü ve "Aa sendin demek." diyerek sakin bir şekilde nefes verdi.
Loki "Kimi bekliyordun?" diyerek gülmüştü.
"Kimseyi. Sadece olanları düşünüyordum. Her şey o kadar hızlı gelişti ki ve sanki ölümüm yakın gibi hissediyorum Loki." kız bunu der demez Loki kızın elini tuttu ve kaşları çatık bir şekilde yanıtladı.
"O ne biçim söz öyle? Ölmeyeceksin. Buna izin veremem." kızı neşelendirmek için ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu bu yüzden belli bir süre sadece onun umutsuz gözlerine baktı.
"Senin izninle olsaydı..." kız başka bir şey demeden Loki'ye sarıldı. Bunu beklemeyen tanrı önce şaşırdı sonra da kızı kolları arasına alarak "Bugün teskin edeceğim ikinci kadın olacaksın ama pekala." diyerek kıkırdadı.
Kız aceleyle geri çekilerek "Ne? Nasıl yani? Kimi teskin ettin sen? Annendir herhalde?" sorgulayıcı bir ses tonuyla Loki'ye doladığı kollarını gevşetip ondan uzaklaştı ama elleri hala Loki'nin üzerinde duruyordu.
"Hayır annem değil." daha da güldü ve en sonunda gülüşü bir kahkahaya dönüştü.
"Komik mi bu? Akşamı başka birinin yanında geçirmek istiyorsan git o halde!" hem kızgın hem üzgün bir şekilde kollarını kendine çekti ve yatakta Loki'den uzağa doğru kaydı.
"Hemen sinirlenmesene, Hel'den bahsediyordum." dedi muzip gülüşünü takınarak.
"Hel mi? Ne alaka peki? Neden onu teskin edesin?" kız daha sakin ama hala endişeliydi.
"Sanırım ben iyi bir baba olma konusunda o kadar da iyi değilmişim. Bugün ondan bir istekte bulunmak için yanına gittiğimde... İlk defa ağladığını ve güldüğünü gördüm. Bir şeyleri yanlış yapmışım. Çocuklarıma iyi bir-"
Kız işaret parmağını Loki'nin ağzına koydu. "Hayır eminim ki bunu isteyerek yapmamışsındır. Bundan sonra onlarla daha fazla ilgilenerek bunu telafi edebilirsin. Evet, belki geçmişte yeterince ilgili değildin ama bundan sonra da öyle olmak zorunda değil Loki. Kendini suçlama." dedi kız. Olayın bundan ibaret olduğunu anladığında kendine fazlasıyla kızmıştı.
"İşte ben de Hel'e aynı buna benzer bir şey söyledim ama nedense hep onun benim kadar kötülük dolu olduğunu düşünürdüm. Bu zayıf yönünün hiç farkına varamamışım." Loki gözlerini zemine kilitleyerek konuşmasına odaklanmıştı.
"Belki de sen ve Hel tahmin ettiğin kadar kötü değilsinizdir." dedi kız şirin bir ifade takınıp Loki'ye sokularak.
"Ne? Elbette hayır. Biz kötüyüz. Yani en son öyleydik." bu cümlesiyle beraber düşüncelere dalan Loki, kızın onu yanağından öpmesiyle ona bakıp "Ne yapıyorsun sen?" dedi.
"Kocamı öpüyorum? Yasak mı?" diye masumca sorunca düşüncelerinden uzaklaşarak "Hayır. Hayır, değil." diyerek gülümsedi ve "O halde bir de buradan öp." diyerek parmağıyla dudağını işaret etti.
Kız utanarak "Ahlaksız tekliflerin diz boyu bakıyorum da!" dedi ve güldü.
"Öyledir."
*****
Loki o gece planını kıza da anlatmıştı.
"Yani diyorsun ki büyükbaban Thanos'u yenebilir."
"Aslında bundan pek emin değilim."
"Ne? Ne demek emin değilim!"
"Eğer Sonsuzluk Taşları'nın birçoğunu ya da en azından iki tanesini bile toplarsa bu kötü olur. O taşlar cidden güçlü. Ama eğer bir tane var veya hiç yoksa o zaman büyükbabam onu fena benzetir!"
diyerek baş parmaklarını olumlu anlamda kaldırdı.
"Peki bundan nasıl emin olacağız Bay Süperzeka?"
"Bak, yapabileceğimiz en iyi plan bu tamam mı? Daha iyisini düşünüyorsan yap o halde!" diye çıkıştı.
"Daha iyi bir planım yok çünkü maalesef lanet olası bir Midgardlıyım ve kraliçe olalı henüz çok az zaman geçti. Asgard, büyü, savaş vs gibi konularda eksiğim olduğu için çok üzgünüm(!)"
Loki iç çekti ve sonrasında tüm sinirini uzaklaştırmaya çalışır gibi gözlerini devirdi. "Sana plan yapmadığın için kızmıyorum. Yaptığım planı eleştirdiğin için kızıyorum. Eleştiriyorsan daha iyi bir fikrin olmalı, anlarsın ya?" diyerek kızın alnına hafif bir fiske attı ve yataktan kalkıp pencerenin önüne gitti.
Kız alnını ovuşturarak "Bu çok kabaydı!" dedi. Hafiften sesini yükseltmişti.
"Şu an kibar olamıyorum, affedersiniz kraliçem(!)" kinayeli bir cümle kurarak kıza bağırmıştı Loki. Saçlarını karıştırdığında sinir krizi geçirmesine ramak kalmıştı ki kız Loki'nin yanına gidip ona arkadan sarıldı.
"Özür dilerim. Bir daha yaptığın planları eleştirmemeye çalışacağım ama sen de planlarında açık kapı bırakma hayatım." dedi kısık sesle.
Loki kızdan uzaklaştı ve "Benim gitmem gerek. Sonra konuşuruz." der demez kapıdan çıkıp gitti.
Kız neden böyle yaptığını anlayamayarak orada öylece kalmıştı. Kızgın olduğu için kendini tutamadı ve büyük bir enerji patlamasıyla odayı birbirine kattı.
*****
Loki ne yapacağını bilmiyordu çünkü aklına gelen en iyi planın bile işe yaramama ihtimali ve Asgard'ın yok oluş senaryosu gözlerinin önünden geçti. Thanos'un acımasızlığının farkındaydı. Bir zamanlar "Sefil Midgardlıların yaşamı beni zerre kadar ilgilendirmiyor." diyen Kötülük Tanrısı şu an bir başkası için o "Midgardlı" konumundaydı ve yapabileceği en iyi şey Thanos ile anlaşma yapıp canının bağışlanmasını dilemek olamazdı. Eğer şu anki planı da işe yaramazsa yapılabilecek tek şey belki de Thor ve salak arkadaşlarıyla birleşmekti. Bu düşünceyi saçma bularak kafasını salladı ve "Yok daha neler, oldu olacak tayt giyip süper kahraman olayım." dedi ve güldü.
Belki de o geri gelene kadar Odin uyanırdı, kim bilir? Ama bir yandan da daha fazla taş toplayıp buraya geri döneceği senaryosunu düşündü. Eğer bu gerçek olursa Asgard'ın sonu gelirdi ve yapabileceği hiçbir şey olmazdı. Gidip Thanos'un kendi çöplüğünde savaşırlarsa hem onu daha erken ve güçsüzken bulur hem de savaşı Asgard'dan uzağa taşımış olurdu.
Bir anda aklına eşi geldi. İlk başta sadece kendi çıkarı için evlenmeyi isteyip de sonradan sevdiği, değer verdiği eşi... Onu burada savunmasız bir şekilde bırakamazdı ama onu yanına alması sevdiği kadını daha büyük bir tehlikeye sürüklemesi demekti.
"Lütfen, düşün Loki düşün!" diyerek elleriyle kafasına vurdu ve sinirlenerek kısa bir çığlık attı.
"Onu tehlikeye atamam. Ama burada da bırakamam..." ağzından bu sözcükler döküldü ve sonrasında Thor'un geldiğini görünce kendine çeki düzen verdi.
"Demek buradaydın! Ben de her yerde seni arıyordum Loki!" koşar adımlarla Loki'nin yanına giden Thor biraz soluklandıktan sonra devam etti.
"Bize yardım edecek bir büyücü tanıyorum kardeşim."
Loki tek kaşını kaldırıp "Marcelius falan deme çok gülerim." dedi.
"Hayır, hayır. Ondan çok daha güçlü birinden bahsediyorum."
"Yaa kimmiş bu büyücü? Belki tanıyorumdur?" diyerek kollarını göğsünde birleştirdi.
"Tanıdığını sanmam, kendisi bir Midgardlı."
"Midgard'ta büyücü mü var? İşte bunu ilk defa duyuyorum." dedi gülmesini tutamayarak.
"Doktor Stephen Strange. Bize çok yardımı dokunacaktır, emin olabilirsin."
"Thor lütfen ama, senin Midgardlı arkadaşlarının bize nasıl bir yardımı dokunabilir ki?"
Thor, Loki'nin kolunu kavradığında Loki huylanarak göğsünde birleştirdiği kollarını açtı ve "Ne- ne yapıyorsun?" dedi.
"HEIMDALL, BİZİ MIDGARD'A IŞINLA!"
"THOR SEN ÇILDIRDIN MI? THANOS HER AN GERİ GE-"
Ardından iki kardeş Midgard'a gitmişlerdi.