İYİ Kİ VARSIN

By ecdice

144K 8.7K 6.5K

Yavuz & Bahar - 1 Yıl Sonrasının Hikayesi ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Bize bir şans veremez misin?" ... More

Tanıtım ve Ön Okuma
1.Bölüm ~ Onca Zaman Sonra
2.Bölüm ~ Sanki Hiç Gitmemiş Gibi
3.Bölüm ~ Bir Uykusuz Gün Daha
4.Bölüm ~ Bir Kız İsteme Meselesi
5.Bölüm ~ Akıllarda Bir Sürü Soru
6.Bölüm ~ Küçük 'Mesajlaşma' Olayı
7.Bölüm ~ İki Çay Söylemiştik,Biri Açık
8.Bölüm ~ Yanlış Zaman Doğru İnsan
9.Bölüm ~ Yeni Bir Ev ve Eski Bir Arkadaş
10.Bölüm ~ Seni Kaybetmenin Korkuları
11.Bölüm ~ İyi Günde, Kötü Günde
12.Bölüm ~ Kalbi Kırık Küçük Bir Çocuktum
13.Bölüm ~ Yanlış Anlaşılma
14.Bölüm ~ Kalp Konuşunca Akıl Susarmış
15.Bölüm ~ Kıskandırma Operasyonu
16.Bölüm ~ Ve Adam Kırılmıştı, Kadın Paramparçayken..
17.Bölüm ~ Kızgınlığım Elbet Geçerdi De; Kırgınlığım..
18.Bölüm ~ Bir Tek Karabayır Değişmemişti..
19. Bölüm ~ Nefes Alma Sebebim, Nefesim...
21. Bölüm ~ Tek Çıkışımız O Kapı
22.Bölüm ~ Acı Geçiyor, Acı Çekmiş Olmak Geçmiyor
23. Bölüm ~ Bir Doktor, Bir Ajan ve Bir Müzisyen
24. Bölüm ~ Korkunun Ecele Faydası Yok
25. Bölüm ~ Burası Benim Evim
26. Bölüm ~ Yavuz'un Bahar'ı
27. Bölüm ~ 'Canım...' ve Sevdiklerimle Güzel Bir Gün
28.Bölüm ~ Üvercinka
29. Bölüm ~ "Cap ou pas cap?"
30. Bölüm ~ Dünyanın En Büyük Suçu
31. Bölüm ~ Kimdi Bu Adam?
32. Bölüm ~ Öğrendi Kalbim, Kırıldığı Hâlde Atabilmeyi...
33. Bölüm ~ Ben Sana Mecburum Bilemezsin
34. Bölüm ~ "Doktor Sana Emanet"
35. Bölüm ~ "Mi Casa Tu Casa"
36. Bölüm ~ Bir "Abi", Bir "Baba", Bir "Anne"
37. Bölüm ~ "Yaşıyoruz Çok Şükür!"
38. Bölüm ~ Yoksa.. Evlenme Teklifi mi?..
39. Bölüm ~ "Gökyüzüm, Yıldızım, Evim"
40.Bölüm ~ Sağdan İtalyan Soldan Karadeniz!
41. Bölüm ~ Seni Hiç Bırakmayacağım!..
42. Bölüm ~ Hamit Karasu
43. Bölüm ~ Ufak Bir Sürpriz
44. Bölüm ~ Bir Tuzlu Kahve Meselesi
45. Bölüm ~ Rüya Olmalıydı, Benim Rüyam..
46. Bölüm ~ Coup de Foudre
47. Bölüm ~ Sonsuz Acı
48. Bölüm ~ Ağladığım Gece Yarısı
1 Yıl Önce Bugün
FİNAL ~ İYİ Kİ VARSIN

20. Bölüm ~ Mutsuzluğa Da Var Mısın?

3K 199 198
By ecdice

29.04.2018 / 04.45

Madem bir gece ansızın gelişlerim sevildi bundan sonra hep böyle mi gelsem acaba?.. 🙈😄😄

O zaman gecenin hatrına size bir soru, bence tam YavBahlık satırlar yine Cemal Süreya'dan gelmekte;
Kim istemez ki mutlu olmayı?
Ama mutsuzluğa da var mısın?
Var mısınız??
Merak etmeyin ayırmıcam ilk günden, ay böyle yazınca çok şey oldu sanki 😂😂
Yok yok valla, merak etmeyin yeni kavuştular 😍
Kendi istekleriyle ayrılmazlar öyle kolay kolay 😉
Bölümün başlığı diye şey ettim ben ondan sordum yani 🙈😄


Bu bölümümüz
"KOMİKLİ ve SÜRPRİZ SONLU"
bir bölüm oldu bence ve çok da güzel oldu 💛

MUTLAKA YORUM BEKLİYORUM 🙏 ÖZELLİKLE SATIR ARALARINA 😍

OY VERMEYİ de UNUTMAYIN tabi 😉

Herkese İyi Okumalar 🙏

BAHAR

İnanamıyordum. Bu yaşadıklarıma inanamıyordum. Duyduklarım gerçek miydi? Yaşananlar... Şimdi Yavuzla ben... Biz.. Biz, biz olmuştuk... O kadar heyecanlanmıştım ki ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyordum.

Onca badire atlatmıştık beraber. Acı, gözyaşı, yas... Mutlu günlerimiz de olmuştu elbet. Arkadaşlarımızla beraber bir sürü anımız. Umut, sevinç, gurur.. O kadar uzun zamandır birbirimizin hayatındaydık ki.. Uzun zamandır dilimizin ucundaydı bazı sözler.

Gel gör ki; o kadar olaya rağmen inadımızı, gururumuzu, dilimizi kıran göz göre kaybetme korkusu olmuştu. Yanlış anlaşılmalar, doğru düzgün konuşulmayanlar, düşüncelerde kalanlar, kalbimizde yatanlar...

Sanırım en büyük teşekkür İrem ve Yağız'a gitmeliydi. Farkında olmadan büyük bir iyilik yapmışlardı. İkisinin de aynı zamanlarda hayatımıza girmesi güzel bir tesadüftü. Hatta inananlar kader diyebildi belki de.. Kader önce bizi ayırmış -ayırmak zorunda kalmış belki de- ve sonra yollarımızın tekrar kesişmesi için elinden geleni yapmıştı.

Hiçbirinin önemi yoktu artık. Yavuz'a cesaret veren neydi bilmiyorum ama bizimkilerin parmağı olduğuna emindim. Özellikle İrem'in.. Bakışlarında farklı bir şey vardı. Bir insanı bilmeden tanımak mümkün müydü? Her kim her ne dediyse de hepsine bir teşekkür borçluydum. Bir de özür.. Onlar da bizim gibi çok çekmişti bu süreçte. Bizim mutluluğumuz arkadaşlarımızın mutluluğu demekti. Nasıl onların mutluluğu bizimkiyse...

Bir süredir birbirimizin gözlerine bakıp gülümseyerek birbirimizi izliyorduk. Anın gerçekçiliği ikimize de daha vurmamıştı sanırım. Sanki bir hayalin içindeydik. Bir baloncuğun.. Ve patlamasından ne kadar korksam da bu sefer daha cesaretliydim. Yavuz'dan aldığım güç vardı artık. Onun hislerinden emin olmanın verdiği güç. Her ne olacaksa olsun bu yolda yürümekte istekliydim. Yolun sonunu görmekte..

Dudaklarının mutluluktan kıvrılışı kalbimi hızlandırıyordu. Şu an burada değildim, uyanıkken bir hayalin içindeydim. Bir deniz kenarında el eleydik sanki.. İkimizden başkası yoktu etrafta. Gözleri denizden daha derin bakıyordu, daha mavi. Onda kayboluyordum. Boğuluyordum sevgisiyle.

O kadar güzel bakıyordu ki... Hayatımın sonuna kadar mavilerinde yaşayabilirmişim gibi geliyordu. Ömrümün sonuna kadar hep ve sadece, öylece bana baksın istiyordum. Tek isteğim buydu. Heyecanıma yenik düşerek tutamadım dilimi ve döküldü kelimeler.

"Ne güzel bakıyorsun be adam
Öpesim geliyor göz kapaklarından
Sevesim geliyor
Kirpiklerinin dibine kadar"



Yavuz sol elini yanağıma koydu ve gözlerinin içi gülerek baktı. O da aşina olduğum dizelerle cevap verdi bana. "Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın?"

Yavuz'un sözleriyle gülümsedim. Aklıma gelen anıyla başımı dikleştirip kocaman bir sırıtışla konuştum. "Cemal Süreya'yı tanımıyorum sanma"

Yavuz'un da sırıtışı büyüdü benim gibi. Göz kırptı. "Yakalandım" Zaten birkaç milimetre olan mesafeyi kapatıp tekrar öpmek için yaklaşınca utançla geri çekildim. Yavuz ise bu hareketime karşı kaşını soru sorarcasına kaldırdı. Utanmıştım.

"Şey.. Yavuz hastanenin önündeyiz farkında mısın?"

"Teknik olarak arkasındayız"

"Yavuzzz" Şakacıktan vurur gibi yaptım koluna.

"Daha demin bir şikayetiniz yoktu Doktor Hanım"

Şu an kıpkırmızı olduğuma emindim. Utançtan ne diyeceğimi bilemedim. Yavuz'un yüzüne bakamıyordum. Başımı öne eğdim. Adam haklıydı. Daha demin ben de anın büyüsünde kaybolmamış mıydım?.. Ben de nerede olduğumuzu tamamen unutmuştum. Dünkü gibi uzaklaşmamıştık da bu sefer. Hastanenin dibindeydik. Herkes görebilirdi, görmüş olabilirdi bizi.

"Oo komutanım hayırlı işler"

Tam bu sırada düşüncelerimi duymuş gibi biri seslendi. Resmen kurtarıcım olmuştu. Yavuz da benim gibi şaşkınlıkla başını kaldırdı sesin geldiği yöne doğru. Keşanlı'yı görmemizle bütün arkadaşlarımızı pencerenin önünde dizilmiş bizi izlerken bulduk. Çaylak'ın 2. kattaki odasının tam üstümüzde olduğunu fark etmemiştik.

Tüm tim ve tüm kızlar yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle bize bakıyordu. Çaylak bile yaralı haliyle kalkmış pencerenin önüne dizilmişti. Yavuz'la birbirimize baktık. İkimizin de yüzünde utangaç bir gülümseyiş vardı. Tamam, arkadaşlarımıza tabiki anlatacaktık fakat özel denen de bir şey vardı sonuçta. Her şeyi duymalarına gerek yoktu. Her şeyi görmelerine... Daha fazla kızarabileceğimi zannetmesem de yanaklarımın yanmaya başladığını hissediyordum.

"Dayıoğlu, teyzekızı, maşallah maşallah.."

Yavuz ensesini kaşıyıp utançla yukarıya baktı. "Siz bizi mi dinliyorsunuz? Ne zamandır ordasınız?"

Eylem'in kocaman sırıtışla bana baktığını fark ettim. "En başından beri"

Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde bakarken Nazlı atladı lafa bu sefer. "Vallahi ben yapmayalım dedim Yavuz Abi. Beni dinlemediler"

Bunun üzerine herkes güldü. Çünkü bu fikrin asıl Nazlı'dan çıktığını duymamıza gerek olmadan Yavuz'la ben bile tahmin edebiliyorduk. Gülerek Nazlı'ya baktım, o da şirinlik pozları kesiyordu. "Eminim canım. Hiç senlik bir şey mi bu Nazlı.. Kesin senin fikrin değildir"

Resmen dalga konusu olmuştuk. Rezil olmuştuk. Olsun.. Mutluydum. Yüzündeki gülümsemeye bakılırsa Yavuz da en az benim kadar mutluydu. Sonunda kavuşabilmiştik. Bu sözleri Yavuz'dan duyacağımı hiç düşünmezdim. Hayallerimin bile ötesiydi bu yaşadığımız.

Bir yandan uzun zamandır Yavuz'dan beklediğimi itirafı almanın mutluluğunu yaşarken bir yandan da herkesin her ana her kelimeye şahit olmasının utancını yaşıyordum. İşin komik yanı Yavuz da en az benim kadar utanmıştı. Bu aşık yönünü diğerlerinin önünde göstermediğini emindim.

Hiç inandırıcı olmayan bir şekilde yukarıdakileri azarladığında hepsi odanın içine girdiler. Tam girmeden önce kızlar bana "Bekle geliyoruz aşağı. İfadeni alacağız" diyerekten buraya doğru yola çıktılar.

YAVUZ

Herkes içeri girdikten sonra; yaklaşık 5 dakikadır Baharla birbirlerimize bakıyorduk ama hiçbir şey söylemiyorduk. İkimizin de yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Rezil olduk"

Bir an anlamayarak kaşlarımı çattım. "Sevgilimle konuştuğum için neden rezil olayım ki"

Bahar ise şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Sen.. Yavuz sen ne-e dedin?"

Bir müddet ne dediğimi düşündüm. Sonra Bahar'ın neye takıldığını anlayınca yüzümde çarpık bir gülümseme ile sordum. "Ne demişim?"

"Sevgilim dedin"

"Değil misin?"

"Öyleyim sanırım.."

"Sanırım ne kızım? Öyle flört mlört asker adamı bozar. Ya Benimsin-"

"Ya kara toprağın.." Bahar sözümü kesince kalakaldım. Kendi yaptığı soğuk espriye gülmeye başladı. Onun bu hali beni de mutlu ediyordu. Ne kadar ben de gülmek istesem de tuttum kendimi ve bozulmuş gibi yaptım.

"O ne kızım öyle.. Arabesk miyim ben?"

Bahar ise utanmıştı. "Ya çok özür dilerim. Öyle birden aklıma geldi işte"

"Keşanlı'ya sorsan erkek adamın sevgilisi olmaz, erkek adamın hanımı olur der" Bahar'ın daha da utandığını görünce üstüne gitmeye karar verdim şakadan. "O da olur belki bir gün.."

Bahar ise yaptığım şakaya değil belki dediğime bozulmuştu. İstemese de belliydi suratından. "Yalnız bizde flört olmaz Sarı Komutan. Evlenmeyeceksen baştan söyle de bilelim.."

Bahar'ın suratı beş karış olmuştu. Kollarını önüne kavuşturup yana döndü. Şu an resmen bana trip atıyordu. Geçen seneyi hatırladım. Balodan sonra da böyle trip atmıştı bir süre. Güldüm. O kadar tatlı gözüküyordu ki çok özlemiştim bu hallerini. Ben bir şey söyleyemeden kızlar geldi. Nerde kaldılar diye merak etmiştim gerçekten!..

Eylem bir yandan 'sizi gidi' der gibi bakarken bir yandan sordu. "Bölmüyoruz değil mi gençler?"

Boğazımı temizledim ve hafif kızgınmış gibi söylendim. "Zaten böldünüz, böleceğiniz kadar.."

"Ee Yavuz abi sen de durdun durdun, herkesin içinde patlattın bombayı"

Küçük kardeşine yakalanan abi gibi hissettim bir an. "Öyle oldu galiba.."

"Sanırım ben bir şeyleri yanlış anlamışım.." Su hafif çekingen bir şekilde konuşunca ona döndük. Başımı salladım devam etmesi için. "Zaten sizin birlikte olduğunuzu sanıyordum. Bunca zamandır.."

Biz Baharla utanırken Nazlı ile Eylem kıs kıs gülüyordu. Eylem'in Bahar'a göz kırpıp Su'ya döndüğünü gördüm. "Yok canım yanlış anlamamışsın öylelerdi de yeni akılları başlarına geldi bizim safların.."

"Yavuz Abiciğim hiç kusura bakma efsane dedikodu var, Bahar'ı alıp gidiyoruz"

Şaşkınlıkla kızlara baktım. "Nereye?"

Eylem cevap verdi. "Valla alıp eve götürüyoruz Yavuz. İlk günden sizi ayırmak istemezdik ama bir kızlar gecesi yapacağız"

"Ama biz-"

"Ama Yavuz.."

Baharla aynı anda konuşup birbirimize baktık. Utançla bakışlarımızı kaçırınca Eylem gülerek devam etti.

"Ooo ateş bacayı sarmış belli. Biz bunları koparamayacağız"

"Vallahi hiç kusura bakma Yavuz Abi. Ben 1 yıldır bu günün gelmesini bekliyorum. Ne emek verdim sizin için"

"Sanki biz beklemiyorduk.." Bunu fısıltıyla söylediğim için duymadılar. Nazlı Bahar'ın kolundan tuttuğu gibi kendine çekerken refleks olarak Bahar'ın diğer kolunu tutup kendine çektim. Bu hareketime herkes şaşırmıştı.

"Yavuz ne yapıyorsun?"

"Ya kusura bakma refleks.."

"Ne tatlısınız ama siz.." Bir Su eksikti gerçekten.. Her geçen saniye daha da rezil oluyordum.

"Bence biz daha fazla ağızlarına laf vermeden ben gideyim"

Ne kadar yanımdan -bir nevi benden- gitmesini istemesem de başımla onayladım. Bahar tam arkasını dönmüştü ki kolundan tutup kendime çevirdim. Yaklaştım iyice. Bahar artık ne yapacağımı sandıysa gözleri sonuna kadar açılmıştı şaşkınlıkla. Kızlar ise kıs kıs gülüyordu. Nazlı boğazını temizler gibi yaptı. "Öhöm öhöm.."

"Yavuz ne yapıyorsun?" Bahar'ın gözlerinin dudaklarıma kaymasıyla diğerlerine göz geçirdim. Eylem 'İşte benim çocuklarım' dercesine bakıyordu. Su utanmış kafasını çevirmişti. Nazlı'nın suratında ise kocaman bir sırıtış vardı. Hepsinin bu haline gülerek Bahar'a döndüm tekrar.

"Hoşçakal öpücüğü vereceğim sevgilim"

"Yavuz! Kızlar yanımızda farkında mısın?"

Bir ona bir kızlara bakarak "Yanağından öpeceğim sevgilim. Ne var ki bunda?" dememle herkes gülmeye başladı. Bahar ise çok utanmıştı, diğer türlü düşündüğü için. Yüzüme çapkın bir gülüş kondurdum. "Siz de ne fesat çıktınız.." Bunu hepsine bakarak söyledim. Sonunda ilk defa Baharla ben değil onlar utanmıştı. Bahar'ı kendime daha da çekip yanağından öptüm ve kulağına eğilerek fısıldadım. "Çok yakında görüşürüz sevgilim"

Bahar gözlerinin içi gülerek bana baktı. "Görüşürüz sevgilim.."

"Ay bir ayrılamadınız çifte kumrular.. Biz bile Ateşle bu kadar mıç mıç değiliz." Hepsimiz dönüp Nazlı'ya baktık. Bakışlarımızdan anlayan Nazlı gözlerini devirdi. "Tamam tamam belki daha beter olabiliriz.."

"Tamam Nazlı tamam.. Patlama geldim. Bir rahat bırakmadınız zaten"

"Bak bak.. Nazlı görüyor musun, şimdi bizi beğenmez oldu.. Yavuz'a kavuştu ya.. Daha düne kadar bize anlatıyordun aşkını Baharcım, şimdi ne oldu?"

Bahar bakışlarını kaçırırken gülerek sordum. "Öyle mi? Ne anlatıyormuş bakayım.."

"Ne anlatacağım canım.. Sen sizin çocuklara ne anlatıyorsan onu anlatıyorum"

Utandım. Ne diyebilirdim ki şimdi... "Ben ne anlatacağım çocuklara.."

"Anlatma Sarı Komutan, sen hiçbir şey anlatma"

Bahar'ın kızdığını fark edince hemen tatlı bir gülümseme kondurdum suratıma ve biraz daha yakınlaştım Bahar'a. "Benim iki lafımdan biri 'Bahar' olmuş. Daha ne anlatayım çocuklara?"

Bahar'ın gülümsemesi gitgide büyüdü. Gözlerimi ondan -dudaklarından- alamıyordum fakat kızlar hâlâ buradaydı, bizi daha doğrusu Bahar'ı bekliyorlardı.

Nazlı'nın "Peki artık gidebilir miyiz?" demesiyle Baharla aynı anda gözlerimizi devirdik. Kızlar bize biraz özel alan vermek için birkaç adım uzak duruyorlardı. Elleriyle 'Hadi' işareti yapıp yürümeye başladılar.

"Tamam, geldim"

Bahar arkasını döndü ve kızlara doğru birkaç adım attı. Ne olduysa birden tekrar arkasını döndü ve bana doğru koştu. Boynuma sarılıp yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu. Kızlar bu halimize gülümserken ben de vakit kaybetmeden belinden sarıldım Bahar'a.

"Yalnız böyle yaparsan, seni hiç bırakmam Doktor Hanım!"

"Beni hiç bırakma!"

"Bırak bırak ne olur bırak Yavuz Abi. Çatladım burada"

Bahar'ın omzundan Nazlı'ya baktım ve bu çocuksu hallerine güldüm. Ne kadar istemesem de kollarımı açtım. Bahar kollarımın arasında ayrıldı usulca. Son bir bakış attı bana ve kızlarla beraber yürümeye başladılar. Bir müddet arkalarından baktıktan sonra tek başıma bahçede kaldığımı fark edip bizimkilerin yanına gittim. Odaya adım atmamla dalga geçmeye başladılar.

"Oo dayıoğlu kimler gelmiş bakın hele.."

"Beklemiyorduk komutanım, yenge nerde?"

"İlk andan kovdu mu sizi yoksa?"

Sırayla Karabatak, Çaylak ve Aşık'a baktım. "Gülün, gülün.. Size de eğlence çıktı"

"Yalnız komutanım sizden hiç beklemezdim. O sözler neydi öyle aga şiirler falan"

"Neden oğlum, odun muyum ben?"

"Yok komutanım öyle demek istemedim"

"Siz bakmayın bu sert hallerine, benim kuzenim romantik adamdır"

"İremmm"

"Ay tamam bir şey demedik. Odunsun hatta hödüksün oldu mu? Mutlu musun?"

"Ya sabır.."

"Komutanım siz Keşanlı'ya bakmayın ona kalsa erkek adamın sadece hanımı olur"

Fethi'ye döndüm. Aynısını Bahar'a söylediğim gelince aklıma güldüm. "Hiç sormayın zaten Keşanlı'dan örnek vereceğim derken başımıza iş aldık. Evlilik mevlilik dedik doğru düzgün anlatamadım da kız yanlış anladı"

"Oo komutanım düğün var yani"

"Ee ne yapalım evleneceğiz artık"

"Komutanıma bak sen aldı yürüdü"

"Komutanım çocuğunuz olursa adını da Mücahit koyarız"

"Dur oğlum ne yaptın.. O günler bir gelsin de.."

Herkes güldü. Ateş atladı bu sefer de lafa. "Yalnız nikah şahidiniz ben olurum komutanım, şimdiden anlaşalım. O kadar emek verdik"

Fethi gözlerini devirerek Ateş'e döndü. "Allah Allah sen nereden oluyorsun acaba.. Biz sanki emek vermedik"

"Oğlum saçma saçma konuşmayın. Başlıcam emeğinize şimdi. Durun daha.."

Bizimkiler nikahtı şahitti çocuktu diye beni şimdiden gererken kapı açıldı ve içeri kurtarıcım olarak Su girdi. En son kızların yanında olduğu için meraklandım. "Su? Sen kızlarla değil miydin?"

"Öyleydim Yavuz Abi ama Feyzullah'ı yalnız bırakmak istemedim. Kızlar da eve gittiler."

"Tamam abicim. O zaman biz de sizi yalnız bırakalım biraz. Hadi beyler-" İrem'in bana göz devirdiğini görünce ekledim. "Ve İrem.. Çıkalım biz de"

İREM

Su odaya dönünce Feyzullah ile onları yalnız bırakmak için çıktık. Hep beraber hastaneden de çıkıyorduk ki ileride otoparkta Yağız'ın arabasına doğru gittiğini fark ettim.

"Yavuz, hadi siz gidin. Ben kendim dönerim otele"

"Olur mu öyle İrem"

"Biz bırakırdık"

Yavuz ve Ateş'e bakıp göz devirdim. Kaç yaşına gelmiş mesleğini eline almış biri olarak bakıcıya ihtiyacım yoktu. "Saçmalamayın çocuk muyum ben?!" Güldüm. "Hem sizin yapacak dedikodunuz vardır. Ben varken rahatsız olmayın"

Fethi'nin "Biz mi?" diyen şaşkın suratına bakarak daha da güldüm.

"Tabi oğlum. Erkekler kadınlardan daha beter bu konuda, sanki bilmiyoruz.."

Bunun üzerine onlar da gülüp başlarını salladı. "Kız haklı aga. Yanımızda Karabatak varken kadına ne gerek var"

Ateş'in bozulmuş suratından yanlış anladığı belli oluyordu. "Ne demek istiyorsun lan"

"Ne dicem.. Allahtan istihbaratsın, ağzında bakla ıslanmıyor aga"

"Tamam oğlum, kesin, hadi yürüyün. Sen de dikkatli git, haber ver bana olur mu?"

"Tamam tamam. Hadi görüşürüz sonra"

Yavuzların gözden kaybolduğunu görünce hızlıca Yağız'ın arabasına doğru ilerledim. Şansıma Yağız hâlâ arabasını hareket ettirmemişti. Kapıyı açıp yanındaki koltuğa oturunca şaşkınlıkla bana baktı.

"İrem?"

"Yağız"

"Ne yapıyorsun?"

"Seninle bir şey konuşmam lazım." Bir şey söylemesine izin vermeden devam ettim. "Bahar'dan uzak dur Yağız. Aklından ne geçiyor bilmiyorum ama onlar Yavuzla birlikteler ve çok mutlular."

Yağız kaşları çatık şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. "Öyle mi bilmiyordum.. Gerçi bugün Bahar'ı yanımdan alıp götürüşünden belliydi bir şeyler hissettiği ama karşılıklı olduğunu, bir ilişkileri olduğunu bilmiyordum gerçekten"

"Tamam işte öğrendin. Hem de uzun süredir, bir yılı aşkın süredir"

"Nasıl yani? E o zaman Bahar neden bir şey söylemedi ki? Hiç birlikte gibi de değiller"

"Yani.. Bugün başladılar diyebiliriz ama uzun zamandır seviyorlar birbirlerini. Bunu bil yeter"

"Biz -yani Bahar da- sizi sevgili sanmıştık.. Oyun muydu hepsi yani? Bilerek mi yaptınız?"

Neden bilmiyorum ama Yağız'ın kötü biri olmadığını hissediyordum. Her zaman hislerine göre hareket eden biri olarak kendime güvendim ve Yağız'a her şeyi baştan sona kadar anlattım. Tabii ki Yavuz ve Bahar'ın özeline fazla girmeden, sadece genel olarak bilmesi gereken şeyleri söyledim. Bu süreç içinde aslında Yağızla birbirimize ne kadar benzediğimizi fark ettim. Ben anlatmayı bitirdiğimde Yağız tekrar konuştu.

"Ben Bahar'ı sadece arkadaş olarak görüyordum zaten, en başından beri de hep öyle gördüm. Farklı bir düşüncem yoktu"

"İyi o zaman bunu da çözdüğümüze göre ben artık gideyim" Kapıyı açtım. Arabadan çıkmadan önce Yağız'a bakıp "Görüşürüz" dedim.

"Görüşürüz İrem"

BAHAR

Kızların yanından ayrılıp odamdan eşyalarımı almaya gittim hızla. Yavuz bende akıl bırakmamışti ki.. Hâlâ inanamıyordum olanlara fakat kızların da ve timin de -malesef ki- şahit olması gerçek olduğuna inandırıyordu beni. Güldüm. Aklımı kaybetmeme ramak kalmıştı gerçekten.

Kızların yanına döndüğümde Su ile vedalaştık ve eve doğru yola çıktık. Su Çaylak'ın yanında kalmak istemişti. Ona kızlarla konuştuğumuzu daha sonra anlatacağıma söz vermiştim ama ne anlatacaktım ki, herkes her şeyi görmüştü zaten.. Yol boyunca kızlar bana bakarak gülüp durdular. Bu hallerine sinir olmuştum ama ben de gülümsememi durduramıyordum. Olmuştu, sonunda hayallerim gerçek olmuştu. Yavuz'la birlikteydik.

Evin önüne geldiğimizde Eylemle Nazlı'nın fısır fısır bir şeyler konuşup güldüğünü fark ettim. Kesinlikle benim hakkımda konuştuklarını biliyordum. Bu hallerine gözlerimi devirdim ve anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Belli ki Eylem'in kapıyı açacağı yoktu. Ceketimi ve çantamı asıp içeri girdim.

İçeri geçtiğimde kızların sesinin kesildiğini fark ettim. Kapıya doğru seslendim. "Kızlar ne yapıyorsunuz dışarıda? Hadi gelsenize"

Kızlardan ses gelmeyince meraklandım ve kapıya doğru yürüdüm. Kapı kapanmıştı ve kızlar hiçbir yerde gözükmüyordu. Elimi kapının koluna atıp kapıyı açtım. Kızlar dışarda mı diye bakacaktım ki nereden geldiğini bilmediğim bir şekilde başımın arkasına aldığım darbe ile bir anda kendimi yerde buldum. Son hatırladığım şey her yerin karardığıydı...

20. Bölüm Sonu 😱

~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
21. Bölümden Kesitler;

Yavuz iç ses: Bu sefer farklı bir şey yapmak istedim. Şimdi aşağıya timdekilerin Yavuz'a söylediği birkaç replik var. Spoiler verecek yerleri .....ledim 🙈 Sizce hangisini kim söylemiştir? Hadi bakalım nerakla bekliyorum tutturabilecek misiniz?
Hadi size şıkları da vereyim: Karabatak / Avcı / Keşanlı / Aşık ama hangisi hangisi? 👇

1▪ "Aşk komutanıma yaradı yüzünde güller açıyor"

2▪ "Aşk bu ............. Böyle mecnun mecnun dolandırır işte adamı"

3▪ "............ Mecnun kimmiş Leyla kimmiş.. Bahar'la Yavuz aşkı yanında onların aşkının lafı mı olur?"

4▪ "Ooo komutanım şimdiden nikahı düşünüyor. Yakışır komutanıma"

Eylem iç ses: Tam Bahar'la konuşuyorduk ki kapının açılıp içeri adamların girmesiyle sustum. Kaçırılmamızdan sorumlu olan kişiyi görmemle sırtımı dikleştirdim ve duvara yaslandım. Ses çıkarmamaya dikkat ettim. Beni tanımamalıydı. Çünkü bu adam, benim Karabayır'a dönme sebebimdi.

Bahar iç ses: Bölümle ilgili fazla spoiler vermemek için burayı es geçiyorum 🙈

Eylem iç ses: Bir an bir korku kapladı içimi. Alışkın olmadığım bir duyguydu. Buradan çıkıp çıkamayacağımı düşündüm. Başımıza bir şey gelme ihtimalini, Fethi'ye onu sevdiğimi söylemeden öleceğimi düşündüm. Kendimi değil, onu düşünüyordum. Bunu bilmesi gerekiyordu. Arkamdan vicdan azabı çekmemesi gerekiyordu. Onu ne kadar sevdiğimi, ona söylemem gerekiyordu.
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~

Aman tanrım neler oluyordu? 😱
Bu bölümle ilgili
Bölüm sonuyla ilgili
ve
Gelecek bölümle ilgili
yorumları buraya alalım 🙈🙉🙊
Acaba yeni bölümde neler olacak?? 😇

Bu arada o yapmaya çalıştığım tim ve kızlar fotosuna aldırmayın efenim 😶
Photoshoptan zerre anlamam, bildiğin kes yapıştır yaptım 🙈😅😂😂

ÖNEMLİ!! HERKES BİR TOPLANIVERSİN BİR ŞEY SORMAM GEREKİYOR 🙈
ŞİMDİ BAZI ARKADAŞLAR BANA ÖZELDEN ULAŞTI, SANIRIM BAZILARINA YENİ BÖLÜM BİLDİRİSİ GİTMİYORMUŞ. BU YÜZDEN DE FARK EDEMİYORLARMIŞ YENİ BÖLÜM GELDİĞİNİ 😞
BU DURUMDA OLAN KİŞİLER BURAYA YORUM BIRAKARAK BANA ULAŞABİLİR.
MERAK EDİYORUM ACABA ÇOĞUNLUK ÖYLE Mİ? ONA GÖRE BİR ÇÖZÜM BULMAK GEREKİR BU DURUMA. BEN YİNE ARAŞTIRICAM ZATEN NEDEN BÖYLE OLDUĞUNU AMA SİZ DE BENİ HABERDAR EDERSENİZ SEVİNİRİM 🙏😊

İYİ Kİ VARSINIZ ❤

Continue Reading

You'll Also Like

173K 18K 31
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
2.1K 275 11
şeytan yasak elmayı havva'nın parmakları arasına bırakmıştı. mythology au!
46.4K 2.3K 14
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
13.3K 728 30
Saltanat mı galip gelecek sevda mı? Taht için tutuşan prensese kim derman olabilirdi ki? Bir başka ülkenin şehzadesi elinden tutsa hangisi galip geli...