MASK | min yoongi

By vaenostica

395K 26.8K 30.6K

" Böyle yapacaksın ve gideceksin. Sadece oynuyorsun. Eğleniyor musun? Ben eğlenmiyorum. Kırılmak istemiyorum." More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
Final
Yazardan Özlü Sözler

1.3

8.9K 633 705
By vaenostica

Erken bölüm yayınladımm.
Bir oyunuzu alırım♡

" Yoon, kapının arkasından çık."

Duyduğum cümle karşısında şok olmuşçasına yerimde dona kaldım. Nasıl, nasıl, nasıl?! Nasıl fark etmişlerdi?!

İki adım geriye gittim. Ne yapacaktım? İçeri mi girmeliydim, yoksa kaçmalı mı? Kaçmak mı? Nereye kadar?

Bir adım daha geriye gittim ve apartmanda yankılanan ayak sesime sessiz bir küfür savurdum. Burada olduğumdan emin degildiyseler bile artık emin olmalıydılar? Ama nasıl?

Bakışlarımı kapıya resmen odaklamışken, kapının açılmasıyla Yoongi ile göz göze geldik. Nefesimi tuttum. Resmen suç üstü yakalandım. Tabi kapı dinlemek suç sayılıyorsa.

" Ne yaptığını sanıyorsun sen?" dedi Yoongi tüm ciddiyeti ile.

" B-Ben, telefonumu almak için gelmiştim sadece."

Lanet olsun, sesim titremisti ve çok belli olan bir yalan söylemiştim. Hah, kim inanırdı ki benim buraya sadece telefonumu anlamaya geldiğime.

Yoongi bu söyledigime hafifce gülerken kapıda Taehyung belirdi. Su ana kadar gördüğüm en ciddi ifadesi ile bana bakıyordu. Ürkmüştüm açıkçası.

Eliyle Yoongi'yi kenera iterek bana doğru iki büyük adım attı ve tam dibime girdi. Kafamı kaldırarak yüzüne bakmıştım ki elleriyle kolumu kavradığını fark ettim.

Yutkundum. Taehyung'u ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. İlk defa kolumu -bu kadar sıkı- tutuyordu ve ilk defa bu kadar sinirliydi.

" Ne kadarını duydun?!" diye bağırdığında gözlerimi kapatmama engel olamamıştım. Korkmuştum.

" F-Fazla bir sey duymadım. Gerçekten duymadım."

Gözlerimi açarak gözlerine, öfkeyle alevlenen gözlerine baktım.

Kolumdaki tutuşu sıkılaştığında bir anda beni kendine doğru çekti. Onun cekisine karsılık geriye doğru hamle yapmak istedim ama kuvveti karşısında benimki sıfır bile kalamıyordu.

" Yürü.." diyerek kulağıma fısıldadığında aklıma önce Yoongi, sonra ayağım ve en sonda telefonum gelmişti ama daha hiçbirini söyleyemeden beni sürükleyen Taehyung ile merdivenlerden aşşağıya inmeye başlamıştım.

Aynı şey olup duruyordu işte. Hep birileri kolumdan tutuyor, beni istediği gibi yönlendiriyordu. Ama, istemiyorum. Birilerinin, Yoongi ve Taehyung'un pesinden sürüklenmek istemiyordum. Onların beni yönlendirmesini istemiyordum.

" Taehyung dur!" diye bağırdım her zaman olduğu gibi. Ve evet, her zaman olduğu gibi de sürükleyen kişi beni umursamadı.

Ayağımın üzerindeki acı artmaya başlarken dudaklarımı birbirine bastırdım ve Taehyung'un peşinden sürüklenmeye devam ettim.

Zemin kata kısa sürede vardığımızda hızla apartman kapısını açtı ve beni dışarı çıkardı.

Yüzüme vuran kısık güneş ve şiddetli rüzgâr gözlerimi kısmama neden olurken Taehyung elini arka cebine atarak önümüzde duran spor arabayı çoktan açmıştı bile.

Ben daha ne olduğunu bile anlamadan beni sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa koymuş -evet koymuş- ve emniyet kemerimi takmıştı.

Arabanın önünden dolanarak sürücü koltuğuna doğru gelen sinirli Taehyung'u fark ettigimde elim anında emniyet kemerime gitmişti ama düğüm olmuşçasına açamıyorum resmen.

Zorladım. Kırabilirdim ama umursamadan zorlamaya devam ettim ki sürücü koltuğunun kapısı açıldı.

" Düzgün dur!"

" İndir beni Taehyung!"

Arabanın kapısını kapatarak kendini koltuga attı ve anahtarı taktı. Beni duymamış gibi davranmaya devam ederek gaza bastığında, ani hızdan dolayı sırtım koltuga yapışmıştı.

" Nereye gidiyoruz?!" diye bağırdım bakışlarımı ona çevirerek.

Beni tekrar duymazdan geldiginde tüm dikkati yolun üstünde arabayı sürmeye devam etti. İcimde hissettigim korku duygusu kalp atışlarımı yerinden çıkaracak seviyeye getirdiginde derin nefesler alıp vermeye çalıştım.

Tanrı aşkına, bu çocuk daha liseye giderken ne araba kullanmasından bahsediyorduk?!

" Taehyung, indir beni." dedim sesimin sakin çıkmasına dikkat ederek.

" Kes sesini!" diye bağırdığında sertce yutkundum ve tam anlamıyla sustum.

Korkuyor muyum? Tabiki evet! Hem de deli gibi! Yapacaklarından, yapabileceklerinden.. her seyden korkuyorum! Beni nereye götürdüğünü bile bilmiyorum!

Derince bir nefes alarak kafamı camdan tarafa çevirdim ve varacağımız yere kadar sinirinin geçmesini umdum.

  ***
Çok gecmeden büyük, hatta fazla büyük olduğunu kabul ettigim bir evin önüne geldiğimizde araba aniden durdu ve Taehyung hızla arabadan indi.

Etrafı gözlerimle süzmeye baslarken büyük bir bahce ve havuz dikkatimi çekmişti. Taehyung  ve ailesi burada mı yaşıyordu? Bu koca evde.

Ama neden buraya gelmiştik ki biz? Neden ev? Neden Taehyung'un evi ve neden hala sinirli?

Bir anda açılan kapım ve üzerime uzanarak emniyet kemerimi açan Taehyung'la gerildigimi çok rahat hissedebiliyordum ki bunu o bile fark etmis olmalıydı.

Derince bir nefes alıp verdiğimde Taehyung beni kolumdan tutarak arabadan çıkardı ve diger eliyle arabanın kapısını sertce kapattı. Kolumu tutmayı bırakmayarak beni eve doğru sürüklediginde içimdeki korku tekrardan alevlenmeye başlıyordu.

Hala sinirli olduğunu kolumu tutuşundan ve hızlı yürüyüşünden anlamak kolaydı. Ve bu beni daha da korkutuyordu.

Etrafı çimenlik olan kocaman bir bahçenin ortasındaki taşlı yolda yürürken çıkan taş seslerinden başka bir şey yoktu.

Adımlarını sanki daha da hızlı olabilirmis gibi hızlandırdı ve evin kapısının önüne geldigimizde kenardaki çıkıntıdan bir anahtar alarak kapıyı tek seferde açtı.

Bir anda beni de peşinden sürükleyerek evin icine girmesiyle ayağımın acısını bütün vücudumda hissettim. Ama sustum. Tek bir belirti bile göstermedim.

Kapının kapanma sesinin ardından sırtımın sert bir bicimde duvara çarpması ve tam dibimde hissettigim Taehyung ile nefesimi tuttum.

Gözlerim ne yaptığına anlam verememenin etkisiyle gittikce daha da büyürken kafamı yüzüne doğru kaldırmaktan ziyade yere doğru bakmaya devam ettim.

Ne yapıyordu böyle? Aklıma tamamen Yoongi gelmişti? Tıpatıp onun haraketleriydi bu.

Sertçe yutkundum ve tam dibimdeki silüetine baktım. Vücudu bütün görüş açımı kapatırken iki yanıma koyduğu elleriyle kendimi tam anlamıyla bir kafeste hissetmistim. Çıkışı olmayan bir kafes.

" N-Ne yapıyorsun?" dedim zar zor çıkan sesimle.

" Ne kadarını duydun?" dedi sanki konuşma orada kalmışçasına yumuşak bir ses tonuyla.

Kafamı kaldırırak tam yüzüne baktım.

" Taehyung, ben bir şeyler duydum ama cidden hiçbir sey anlamadım. Ben bilerek dinlemedim zaten. Cidden telefonumu almak için çıkmıştım. Konustugunuzu duydum ben sade-"

" Fazla konuşuyorsun."

Sertçe yutkunarak sustum.

" Bundan sonra Yoongi'den uzak duracaksın anladın mı?" dediğinde yüzüne anlamsızca baktım.

" Yoongi'den uzak durmak istemiyor gibi bir halim mi var? Sence ondan nereye kadar kacabilirim?"

" Yoon, bundan sonra sen benimsin anladın mı?"

İçimde bir şeylerin kıpırdandığını hissettim.

" S-Senin?" dedim tek kaşımı havaya kaldırarak.

Bakışlarımı gözlerine odakladığımda, onun da benim gözlerime odaklanmış olduğunu fark ettim.

" Bundan sonra, be-nim-sin. Ve benden baska kimse sana dokunamaz veya yaklasamaz."

" Ben senin falan degilim."

Sesimi sakin tutmaya çalışıyordum ama içten içe çıldırmak üzereydim. Karşımdaki kişi kimdi de gelmiş benim ona ait olduğumdan bahsediyordu? Ona aitmisim!

Elimi göğüs kafesinin üstüne koydum ve az da olsa geriye ittim. Bu haraketime az da olsa gülerek tekrar eski haline geldi ve daha da yaklaştı.

Duvara daha da yapıştım sanki yapışabilecekmisim gibi.

" Ben, sizin Yoongi ile aranızda paylaşamadığınız oyuncağınız değilim. Sırf onu sevmediğin için burada gelip sen benimsin diyemezsin. Çünkü, ben senin falan değilim."

" Kendini bir bok sanan Yoongi'nin olmak istiyorsan, sen bilirsin."

Yoongi'nin?

" Kim Taehyung! Ben ne seninim, ne de o aptal Min Yoongi'nin!"

" Aish! Sen cidden fazla oluyorsun!"

Elimi sert bir yumruk haline getirerek göğüs kafesine vurdum. Ve vurmaya devam ettim. Tek eliyle elimi yakalayarak duvara yasladığında öbür elimi kullanacaktım ki onu da tek hamlede yakaladı.

" Hala anlamıyorsun değil mi seni korumaya çalıştığımı!" diye bağırdığında sertce yutkundum.

Beni bu şekilde mi koruyordu?!

" Eger, kimin olursan o sana istediği gibi davranabilir ve buna sen karar vereceksin! Yoongi'nin mi olmak istiyorsun?! Ha?! Sana neler yapabilecegini tahmin edebiliyor musun?!"

" Ne sikim saçmalıyorsun sen?! Ben kimsenin değilim!"

Derince bir nefes alıp verdi. Sakinlesmeye çalıştı benim anladığım kadarıyla. Tabi ne kadar başarılı olduğu tartışılır.

" Birinin olmak zorundasın."

" Neden birinin olmak zorundayım?! Neden?!"

" Çünkü o öyle istiyor!"

" Kim?!"

" Mesajları atan kişi!"

Durdum.

Benimle beraber beynim de durmuş olmalı ki, şok olmuşçasına kaldım yerimde öylece.

Mesajları atan kisi? Mesajları atan? Neden? Mesajlar? Gizli numara?

" N-Neden?" diyebildim ancak.

Hiçbir sey söylemedi. Yüzüme anlamazsızca bakmaya devam etti. Baktı, sadece baktı.

" Söylediğim her seyi unut."

" Ne?!"

" Sadece Yoongi'den uzak dur."

" Ne?! Kim Taehyung! Neden dedim sana! Neden istiyor bunları?!"

" Sana söylediklerimi unut dedim!"

Dudaklarımı birbirine bastırarak sustum.

Beynim burnumdan akıyormuş hissi veriyordu. Hiçbir şey anlamıyordum. Mesajları atan kisi, Yoongi, Taehyung ve ben? Neden? Neden olay bizim aramızda dönüyordu ve bu birine ait olma olayı ne?!

" Eve git."

Elimle göğüs kafesinden sertçe ittirdim ve onun da kendini serbest bırakmasıyla oluşan aralıktan kendimi atarak kurtuldum. Arkamı son kez bile dönüp bakmayarak evden hızla çıktım.

Taşlı yoldan kosarak geçerken etrafa sıçrayan taşlar ve hala acıyan ayağım her şeyi daha da zor kılıyordu. Ama umursamadım. Koşmaya devam ettim.

Sonunda bahce kapısına vardığımda açarak çıktım ve bayır aşşağı inmeye başladım.

Ev neredeydi peki? Ya da burası neresiydi? Nasıl gidecektim ben eve? 

Önüme gelen taşa ayağımla sert bir tekme attım ve yürümeye devam ettim. Belki de ileride biri karsıma çıkardı ve ona yolu sorardım. Ya da taxi çağırıp parayı eve varınca mı vermeliydim. Ama telefonum olmadan nasıl çağıracaktım?!

" Sikeyim böyle isi!" diye bağırdım tüm gücümle.

Gerizekalı, aptal Taehyung yüzünden daha önce bir kere bile gelmedigim bir yere gelmis, ve simdi de eve gitmeye çalışıyordum.

Nasıl gideceğim? Daha buraya taşınalı 1 ay zor oluyor, nasıl bulacağım?

Adımlarımı daha da hızlandırarak yürümeye devam edecektim ki birinin ismimle seslendigini duydum.

Bir dakika bu.. yerimde durarak arkamı döndüm.

" Namjoon?"

  ***
" Bıraktığın için cidden teşekkür ederim. Sen olmasaydın eve nasıl gelirdim bilmiyorum."

" Rica ederim ama bir dahakine daha dikkatli ol."

Ona gülümseyerek emniyet kemerimi açtım ve kapıya uzandım. Tam inecekken kolumdan tuttu.

" Sey, o gün Yoongi'yi durdurmadığım için üzgünüm. Biliyorsun, son sınıf olduğum için olaylara pek karışmamaya çalışıyorum. Böyle bir sey yapacağını beklemiyordum."

" Sorun değil."

Hafifce gülümsedikten sonra arabadan indim ve ona el sallayarak gitmesini bekledim. Araba yavasca uzaklaşırken ben de arkamı dönerek eve doğru ilerlemeye başladım.

Ciddi anlamda nasıl bir ailem var benim? Yoongi'nin sacma sözlerine inanarak beni hic mi merak etmezler?

Derince bir nefes alıp vererek kapıyı çaldım ve beklemeye başladım.

Kapı anında açıldığında ise annem karşılamıştı beni.

" Neredesin sen? Neden telefonun kapalı? Neden ders çalışmaya kaldın? Neden Yoongi ile? Neden bir araba seni bırak-"

" Önce içeri mi geçsem?"

Annem susarak kenera çekildiginde içeri gecerken, bir yandan da mantıklı bir yalan düşünüyordum.

Ayakkabılarımı çıkararak kenera koydum ve anneme baktım. O da hala bana bakıyordu. Aklıma gelenleri söylemeye başladım.

" Okulda sadece ben ve Yoongi yoktuk tabi ki. Bir grup ödeviydi. Hocalar kalmamızı isteyince kaldık. Telefonumun sarji bittiği için sana Yoongi haber verdi. Arabaya gelecek olursak ise, arkadaşım bıraktı."

" Kim o arkadasın?"

" Anne, sadece arkadaşım."

Bir süre yüzüme anlamsızca baktı. Sonrasında ise "Peki madem." diye mırıldandı ve salona doğru ilerlemeye başladı.

Derin bir nefes alıp verdim. Neyse ki annem bu tür konularda beni çok fazla sıkan biri degildi.

Ben de odama doğru ilerleyecektim ki annemin aniden durarak bana bakmasıyla durdum.

" Bu arada, bu konuyu sonra konuşacağız. Ama su an evde misafirlerimiz olduğu için pek üstüne gelmiyorum. Odana çık ve hazırlanıp gel."

Ne misafiri bu ya?!

" Peki.."

İçimden lanetler okuyarak odama doğru ilerlemeye başladım. Ayak bilegim hala acıyordu ama belli etmemeye çalışırak merdivenlerden çıktım ve odama girdim.

Bu aptal misafiler neden gelip duruyordu ki sanki?! Sanki biz gelin diyoruz?!

Üstümdeki tişörtü çıkartarak bir kenera attım. Dünden beri bu tişört üstüme yapışmıştı artık resmen.

Gardolabımın kapağını açtım ve üstüme giyecek bir seyler aramaya başladım. Malum, cok değerli misafirlerimiz geldiği için pijama yerine daha düzgün bir seyler giymem gerekiyordu.

Oflayarak kıyafetleri karıştırıyordum ki belimde hissetigim iki cift el ile sertce yutkundum. Bütün vucudumun titredigini hissettim.

Bir hızla arkamı döndüm ki Yoongi ile göz göze geldim.

" S-Sen.."

" Yeni oda arkadaşına merhaba desene."

Continue Reading

You'll Also Like

186K 7.6K 36
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
66.7K 4.3K 17
Zor olan gidişler değil,terk edişler^
1.3K 922 22
𝑨𝒔𝒌 𝑲𝒖𝒎𝒂𝒓 𝒎𝒂𝒔𝒂𝒔ı𝒏𝒅𝒂 𝒌𝒂𝒚𝒃𝒆𝒅𝒊𝒍𝒆𝒏 𝒃𝒊𝒓 𝒐𝒚𝒖𝒏𝒅𝒖 𝑲𝒂𝒚𝒃𝒆𝒕𝒎𝒆𝒚𝒆 𝒗𝒂𝒓 𝒎ı𝒔ı𝒏? Tüm haklar bana aittir.
114K 10.5K 16
Sıradan bir hayatı olan kızın kitaplara olan sevgisi ile başlayan aşk hikayesi..