İYİ Kİ VARSIN

By ecdice

144K 8.7K 6.5K

Yavuz & Bahar - 1 Yıl Sonrasının Hikayesi ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Bize bir şans veremez misin?" ... More

Tanıtım ve Ön Okuma
1.Bölüm ~ Onca Zaman Sonra
2.Bölüm ~ Sanki Hiç Gitmemiş Gibi
3.Bölüm ~ Bir Uykusuz Gün Daha
4.Bölüm ~ Bir Kız İsteme Meselesi
5.Bölüm ~ Akıllarda Bir Sürü Soru
6.Bölüm ~ Küçük 'Mesajlaşma' Olayı
7.Bölüm ~ İki Çay Söylemiştik,Biri Açık
8.Bölüm ~ Yanlış Zaman Doğru İnsan
9.Bölüm ~ Yeni Bir Ev ve Eski Bir Arkadaş
10.Bölüm ~ Seni Kaybetmenin Korkuları
11.Bölüm ~ İyi Günde, Kötü Günde
12.Bölüm ~ Kalbi Kırık Küçük Bir Çocuktum
13.Bölüm ~ Yanlış Anlaşılma
15.Bölüm ~ Kıskandırma Operasyonu
16.Bölüm ~ Ve Adam Kırılmıştı, Kadın Paramparçayken..
17.Bölüm ~ Kızgınlığım Elbet Geçerdi De; Kırgınlığım..
18.Bölüm ~ Bir Tek Karabayır Değişmemişti..
19. Bölüm ~ Nefes Alma Sebebim, Nefesim...
20. Bölüm ~ Mutsuzluğa Da Var Mısın?
21. Bölüm ~ Tek Çıkışımız O Kapı
22.Bölüm ~ Acı Geçiyor, Acı Çekmiş Olmak Geçmiyor
23. Bölüm ~ Bir Doktor, Bir Ajan ve Bir Müzisyen
24. Bölüm ~ Korkunun Ecele Faydası Yok
25. Bölüm ~ Burası Benim Evim
26. Bölüm ~ Yavuz'un Bahar'ı
27. Bölüm ~ 'Canım...' ve Sevdiklerimle Güzel Bir Gün
28.Bölüm ~ Üvercinka
29. Bölüm ~ "Cap ou pas cap?"
30. Bölüm ~ Dünyanın En Büyük Suçu
31. Bölüm ~ Kimdi Bu Adam?
32. Bölüm ~ Öğrendi Kalbim, Kırıldığı Hâlde Atabilmeyi...
33. Bölüm ~ Ben Sana Mecburum Bilemezsin
34. Bölüm ~ "Doktor Sana Emanet"
35. Bölüm ~ "Mi Casa Tu Casa"
36. Bölüm ~ Bir "Abi", Bir "Baba", Bir "Anne"
37. Bölüm ~ "Yaşıyoruz Çok Şükür!"
38. Bölüm ~ Yoksa.. Evlenme Teklifi mi?..
39. Bölüm ~ "Gökyüzüm, Yıldızım, Evim"
40.Bölüm ~ Sağdan İtalyan Soldan Karadeniz!
41. Bölüm ~ Seni Hiç Bırakmayacağım!..
42. Bölüm ~ Hamit Karasu
43. Bölüm ~ Ufak Bir Sürpriz
44. Bölüm ~ Bir Tuzlu Kahve Meselesi
45. Bölüm ~ Rüya Olmalıydı, Benim Rüyam..
46. Bölüm ~ Coup de Foudre
47. Bölüm ~ Sonsuz Acı
48. Bölüm ~ Ağladığım Gece Yarısı
1 Yıl Önce Bugün
FİNAL ~ İYİ Kİ VARSIN

14.Bölüm ~ Kalp Konuşunca Akıl Susarmış

2.5K 196 159
By ecdice

30.03.2018 / 21.15

Geldim, geldim! Bu sefer çok konuşup kafanızı şişirmeyeceğim 😅 Bütün konuşmayı bölümün sonuna attım 🙈😅
Yeni bölüme hazır mıyız? 🎊🎉
O zaman hadi bakalım;
İYİ OKUMALAR 😀

OYLARINIZI
VE
YORUMLARINIZI
SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUM
🙏🙏😍😍


YAVUZ

"Komutanım ne diyorsunuz?"

"Yavuz Abi, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?"

"Söylesek daha iyi olmaz mı Yavuz? Neden saklıyoruz kuzenin olduğumu anlamadım?"

"Aga, ben iptal"

Hepsinin yüzüne baktım tek tek. Anlamıyorlardı. Anlamayacaklardı büyük ihtimalle. Ben burada onun için yanarken o hoşlanmadığımı bile bile o adamın arabasına binip gitmişti. Gözümün içine baka baka 'Sana sormuyorum Sarı Komutan' diyip gitmişti hem de.

"Bahar, tercihini yaptı. Dinlemedi ve o adamla çekip gitti. Ortada anlatılacak bir durum yok."

Ne olurdu sanki dinlese.. Biliyorum, anlıyorum, ona da hak veriyorum. Benim de hiç tanımadığım bir adam gelse sarıp sarmalasa Bahar'ı, hem de benim gözümün önünde! Ben de delirirdim, ben de kıskanırdım, öfkelenirdim elbet.. Fakat ne olursa olsun sorardım ya bir kez sorardım bu adam kim diye.. O da sormalıydı.. Ya da iki saniye sabretseydi ben zaten büyük bir mutlulukla tanıştıracaktım. Çocukluk arkadaşım, kuzenim, canım ile sevdiğim kadını, nefesimi, yaşama gayemi...

Hak etmiş miydim? Böyle canımın yanmasını, nefessiz kalmayı hak etmiş miydim? Hiç sanmıyorum. Kim ne düşünürse düşünsün. Bana böyle hissettirmeye hakkı yoktu. Beni böyle kırmaya.. Ben ona 'Kalbi kırık küçük bir çocuktum sen geldin iyileştirdin' demiştim halbuki.. Gel tekrar kır dememiştim, parçala dememiştim.

"Komutanım biraz abartmıyor musunuz? Ufak bir yanlış anlaşılma sadece. Herkesin başına gelir. Bence gidip tanıştırın İrem'i. Böylece kapansın bu konu da"

"Olmaz Fethi. Anlamıyorsunuz. Belki abartıyorum belki abartmıyorum konu o değil.. Konu İrem her kim olursa olsun Bahar'ın bana güvensizliği, beni dinlemeye bile tenezzül etmeyişi, bazen sevip bazen nefret ettiğim o inatçılığı, sırf canımı yakmak için o adamla gidişi, bile bile aramıza mesafe koyması... Daha devam edeyim mi?"

"Tamam da komutanım yengem de haklı değil mi? Ben hak verdim aga. Başka kadınla görmüş komutanımı sinirlenmiş, hakkıdır.."

"O konuda haklı Keşanlı ona bir şey demiyorum ama sorabilirdi, bu kadın kim diyebilirdi. Kızabilirdi, bağırabilirdi ama ne yaptı? Sessizce arkasını dönüp gitti. Ben peşinden koşunca da açıklama yapmak için konuşturmadı bile. Allah aşkına siz söyleyin, ben öyle önüne gelenle arkadaş olan bir tip miyim? Elbet İrem'in başka biri olduğunu anlayabilirdi. Tekrar söylüyorum en basitinden sorabilirdi.."

"Tamam da ne olacak şimdi dayıoğlu? Ölene kadar saklamayacağız ya.."

"Bu benim meselem. Baharla benim aramda. Siz karışmayacaksınız. Bahar'a hiçbir şey söylemeyeceksiniz. Bildiklerinizi de unutacaksınız. Son sözüm budur. Bir kere koştum peşinden dinlemeden çekti gitti. Bir daha koşmam."

Hepsi onaylamaz gözlerle bana bakıyordu ama kararım kesindi. O nasıl beni dinlemeden o adamla çekip gittiyse açıklamamı hak etmiyordu.

"Ne yani bir kere de pes ettin öyle mi? Kusura bakma Yavuz Abi ama haksızsın. Ayrıca sevmek de böyle bir şey değil. Seni savunmuştum Bahar'a bugüne kadar ama görüyorum ki belki de sen Bahar'ı hak etmiyorsun.. Ne diyeyim kendin bilirsin. Yürü Ateş!"

Nazlı sinirle içindekileri döktükten sonra bir hışımla kalktı oturduğu yerden ve peşinde Ateşle yürümeye başladı. Telaşla ben de kalktım ve seslendim. "Nazlı" Duraksadı ve bana döndü. Gözlerinden ateş çıkıyordu. Gerçekten sinirlenmişti.

"Merak etme Yavuz Abi, bana abilik yaptığın onca senenin hatrına Bahar'a bir şey söylemeyeceğim ama bu da senin tarafını tuttuğum anlamına gelmez. Umarım en kısa zamanda aklın başına gelir. Çok geç olmadan.."

Arkasını döndü ve yürümeye başladı. Ateş de bana üzgün bir bakış attıktan sonra Nazlı'nın peşinden gitti. Sandalyeme geri çöktüm. Yanlış bir şey mi yapıyordum? Emin değildim. Kalp konuşunca akıl susarmış meğerse.. Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum.

Diğerlerine baktım. Keşanlı bile sessizce oturmuş üzgün üzgün bana bakıyordu. Fethi düşüncelere dalmıştı. Belli bu işi nasıl çözeceğini düşünüyordu. İrem ise Nazlı gibi sinirli ama bir o kadar da hak verircesine bakıyordu. Sanıyorum ne olursa olsun kararıma saygı gösterecekti.

BAHAR

Kapıdaki anahtar sesi ile kimin geldiğine baktım ve ayağa kalktım. Eylem yorgun bir şekilde içeri girdi. Gerçi Eylem'den başka kim gelebilirdi ki? Tam 'İyi misin' diye soracaktım ki benden önce lafa girdi.

"Bahar, iyi misin sen? Ne bu halin?"

Bir an boş boş suratına baktım. Sonra anladım ki kızarmış gözlerimi ve de etrafın dağınıklığını kast ediyordu. İyi olmadığımı anlamak için istihbaratçı olmaya da gerek yoktu zaten.

"Değilim Eylem. Hiç iyi değilim."

Gözlerim doldu. Bunu farkeden Eylem hızla bana doğru geldi ve kocaman sarıldı. Ben de dayanamadım geri sarıldım ona.

"Tamam geçti, ben buradayım. Ne oldu anlat bakayım.."

Eylem'den ayrıldım ve yüzüne baktım. "Gel oturalım önce" Oturduğumuzda nasıl anlatacağımı bilemiyordum. Ya da ne anlatacağımı. Ben de duygularımı katmadan baştan sona sadece gördüklerimi anlattım. Sadece ama sadece gördüklerimi.. Lafımı bitirdiğimde Eylem bana garip bir yüz ifadesiyle bakıyordu.

"Ne yani bunun için mi bu haldesin?"

"Daha ne olsun Eylem? Dinlemedin mi beni? Kızın biri geldi, gözlerimin önünde sarmaş dolaş- Bak hatırladıkça bile kötü oluyorum, anlattırma tekrar.."

"Tamam da kuzum sen kızın kim olduğunu biliyor musun?"

"Hayır bilmiyorum. Dediğim gibi diğerleri de bilmiyor. Herkes şaşkın şaşkın baktı suratına kızın"

"Bizimkiler de bilmiyorsa ve de anlattığına göre o kadar yakınlarsa demek ki bu kız Yavuz'un geçmişinden biri. Yoksa Fetih kesin tanırdı. Ki Ateş de öyle.."

"Yani.."

"Yanisi şu canım, bu kız herhangi biri olabilir. Eski dostu, çocukluk arkadaşı, belki akrabası bile olabilir. Niye böyle bir tepki verdin ki?"

Eylem'in dediklerini düşündüm. Haklı mıydı? Haklıydı.. Yani herkes olabilirdi ama bilemiyordum. Neden öyle bir tepki verdiğimi de, neden şu an kalbim yerinden çıkıyormuş gibi hissettiğimi de bilmiyordum.

"Ne bileyim Eylem.. Ben onları öyle karşımda görünce.."

"Görünce kıskandın tabi.." Eylem gözlerini devirdi. "Bence insanlar bu kıskançlık olayını fazla abartıyor. Hele bunun yüzünden birbiriyle konuşmadan birbirlerini anlamaya çalışmaları beni öldürüyor gerçekten. Bak kurşunla da ölüyorum böyle de ölüyorum haberin olsun"

Dayanamayıp gülmeye başladım. Eylem de 32 diş gülüyordu. Zaten amacı da beni güldürmekti.

"Ya Eylem saçma saçma konuşma sırası mı şimdi"

"Ne yapayım kuzum, burada oturup beraber ağlayalım mı? İstersen arayıp bizimkilerden birine sorayım. Bakalım kimin nesiymiş bu kız gerçekten.."

"Yok ya şey.. Karışma şimdi sen. Hem onlar biliyor mudur ki?.."

"Yani sen gittikten sonra büyük ihtimalle Yavuz anlatmıştır. Yani sormuşlardır. Hele sen Keşanlı'ya yeni yenge falan dediysen o hayatta bırakmaz bu işin ucunu. Kesin sormuştur kesin"

Gülümsedim. "Doğru diyorsun.. Sonuç olarak Keşanlı'nın yengeleri belli." Bugün hastanede konuştuğumuz şey geldi aklıma. Eylem bunu bilmediği için gülerek ona baktım. Biraz olsun keyfim yerine gelmişti. O da ruh halimdeki bu değişikliği fark edince bir kaşını kaldırarak sorgularcasına bana baktı. "Bugün sen yokken hastanede Keşanlı 5 yengesi olduğunu ve isimlerini söyledi, biliyor musun?"

"Nasıl yani?"

"Yani Keşanlı dedi ki benim dedi, 5 tane yengem var dedi. Biz de isimlerini sorduk. Fatma Ablayı söyledi, beni söyledi, Nazlı'yı söyledi, Su'yu da söyledi. Bir bakalım bir de kimi söyledi?"

Eylem anlamayan gözlerle bana bakıyordu. "Kimi söyledi?" Ağzım kulaklarıma varıncaya kadar güldüm. Hâlâ anlamamıştı. "Kızım kimi söyledi  diyorum?"

"Yani işte Fethi'ninki.."

"Fethi'ninki mi? Bahar doğru düzgün anlatsana şunu"

"Tamam tamam kıyamam nasıl da meraklandın hemen Fethi deyince" Eylem bana hadisene bakışı atarken dayanamadım gülmeye başladım ve devam ettim konuşmaya. "Seni söyledi kızım seni! Kimi söyleyecek başka, beni mi? Tabi seni.."

Eylem de benim gibi gülmeye başladı. "Ee.. Peki ne dedi ordakiler?.."

"Diyorsun ki Keşanlı öyle söyleyince Fethi ne yaptı? Doğru mu anlıyorum?"

"Yok canım..Ben genel olarak soruyorum. Sonuç olarak seni de saymış. Yavuz bir şey demedi mi buna?"

Yavuz'u hatırlatmasıyla gülümsemem silindi. Tekrar sinirlendim. "Demedi. Baktı sadece böyle bön bön suratıma. Fethi 'Eylem nerden yengen oluyor senin' diye atarlandı çocuğa. Ama hepimiz güldük. Çünkü içten içe sevindiğini biliyorduk. Şu an senin sevindiğin gibi.."

"Ya Bahar saçmalama kim sevinmiş?"

"Ağzın kulaklarında, görebiliyorum Eylem"

"Tamam tamam biraz sevinmiş olabilirim"

Sustuk. Düşüncelere daldım tekrar. Eve geldiğimden beri aynı şeyler kafamda dönüp duruyordu. Fazla mı tepki vermiştim? Olabilirdi. İçim içimi yiyordu. O kız da kimdi?

Keşke sorsaydım..Aslında açıklama yapmak için peşimden bile koşmuştu. Dinlese miydim? Ne söyleyecekti ki? Hem açıklama yapmak demek açıklanması gereken bir şey yaptın demek değil miydi? Neyi açıklayacaktı? O kızın kim olduğunu söyleyecekti tam ama araya Keşanlı girdi. Gerçi istese tekrar söyleyebilirdi. Çok vakti vardı. Herkesin önünde de söyleyebilirdi.

Kızın adını öğrenmiştim en azından. İrem.. Güzel isimmiş.. Kız da güzeldi. Kafayı yemek üzereydim. Acaba..acaba gerçekten kimdi? Yavuz'un nesiydi? Neden bu kadar değerliydi onun için?  Değerliydi biliyordum çünkü degerli olduğunu anlamamak için kör olmak gerekirdi.

O nasıl bir sarılıştı.. O nasıl bir gülüştü.. O nasıl bir bakıştı.. Bana hiç öyle bakmış mıydı? Bana hiç öyle gülmüş müydü? Bana hiç öyle sarılmış mıydı? Bilmiyorum. Kafam gerçekten allak bullak.. Belki de çok ufak bir şeydi. Belki de bu kadar büyütmemem gerekiyordu. Bilmiyorum.

Yağız gelmeseydi eğer ne söyleyecekti merak ediyordum. İyi mi olmuştu Yağız'ın gelmesi yoksa kötü mü.. Nasıl da sinirlenmişti ama Yağız'ın sesini duyduğunda. Oh canıma da değsin!.. İçimin yağları eridi. İşte can öyle yakılmaz böyle yakılır Sarı Komutan.

Hayır yani, telefon denen bir şey de var. Madem açıklama yapmak istiyorsun, arayabilirsin. Bir saati geçiyor ama ne bir ses var ne bir seda. Diğerleri de hiçbir şey söylemedi. Nazlı'yı mı arasam acaba? Yok yok, o zaten arar beni. Yani umarım arar..

Ben düşüncelere dalmışken Eylem'in telefonu çalmaya başladı. İkimiz de beklemediğimizden ürkmüştük. Eylem sehpadaki telefonuna uzandı. Bir yandan da bana bakıyordu. Arayan kişinin kimliğini görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Kimin aradığını anlamak zor değildi. Bana döndü. "Bak Fethi arıyor. Ben şimdi ağzından alırım lafı."

Ben "Eylem dur, boşver" demeye kalmadan açtı telefonu. Ben de susmak zorunda kaldım.

EYLEM

"Alo, efendim Fethi?"

"Naber Eylem? Nasılsın?"

"İyiyim. Ne yapalım biz de Bahar'la oturuyoruz işte evde öyle. Bizimkinin biraz morali bozuk. Sen biliyorsundur gerçi. Hadi anlat bakalım merakla bekliyoruz"

"Biliyorum biliyorum bilmez olur muyum.. Ben de Yavuz'un yanındayım. İşte Keşanlı, Yavuz, ben oturuyoruz. Nazlıyla Ateş yeni gitti. Buraya gelebilir misin? Hem sana neler dönüyor anlatırım hem de.."

Fethi'nin susması şüpheli gelmişti bana. Sordum. "Hem de ne?"

"Hem de bunların işine bir el atmamız lazım artık. Böyle olmuyor." Söylemek istediği bu değildi sanki ama bir şey demedim. "Bahar'a bir şey çaktırma. Yavuz sıkı sıkı tembih etti bizi, anlatamıyoruz."

"Aa Neden ki?"

"Anlatacağım, hepsini anlatacağım. Sen gel ama Bahar'a söyleme olur mu?"

"Tamam, geliyorum" Telefonu kapattım ve bana merakla bakan Bahar'a döndüm. "Şöyle ki bizimkiler çay bahçesindelermiş ve Yavuz durumu onlara anlatmış."

"Kimmiş kız?" Bahar merakına yenik düşüp sormuştu, bunu fark edince toparladı kendini. "Yani banane canım.. Kimse kim.." Gözlerimi devirdim hiç inandırıcı değildi.

"Orasını daha bilmiyorum. Gidince anlayacağım. Sen şimdi burada kalıyorsun. Aklına saçma sapan düşünceler getirmiyorsun, tamam mı? Ben kız kimmiş, soyu sopu neymiş, hepsini öğrenip geleceğim. Sen hiç merak etme. Arkadaşına güven"

Gülümsedi. Ben de gülümsedim. İnsanların mutluluğuna sebep olmak hoşuma gidiyordu. Gülümsemelerini görmeyi seviyordum.

"Tamam anlaştık. Seni bekliyorum ve saçma sapan şeyler düşünmüyorum."

Ayaklandım. Zaten eve daha yeni girdiğim için hazırdım hemen çıkabilirdim. Telefonumu çantamı aldıktan sonra dışarı çıkarken "Birkaç saate gelirim merak etme" diye seslendim içeri.

"Tamam" dedi Bahar da ve kapıyı kapatıp çıktım. Hızlı adımlarla çay bahçesine doğru yürümeye başladım. Bahar'ın evi daha doğrusu artık ikimizin evi çay bahçesine oldukça yakındı. 10 dakika sonra gelmiştim. Uzakta bir köşede oturan Yavuz,Mücahit ve Fetih üçlüsünü gördüm. Hızlı adımlarla yanlarına ilerledim. Beni gören Fethi ayağa kalktı.

"Hoşgeldin"

"Hoşbuldum"

Diğerlerine de başımla selam verip boş bulduğum bir sandalyeye oturdum. İlk dikkatimi çeken yanımdaki sandalyede asılı duran kadın çantasıydı. Anlamaz gözlerle çantaya baktığımı fark eden Fethi açıklama yaptı.

"İrem lavaboya kadar gitti. Gelir şimdi tanışırsın"

"İrem derken? Şu meşhur kız mı?"

Bunu söylerken mânalı mânalı Yavuz'a bakmıştım gözlerini devirdi. "Evet, o meşhur kız.. Nesi meşhursa artık.."

"Orasını ben bilmem. Siz söyleyeceksiniz. Dökülün bakalım."

"İrem de geliyor zaten. Otursun başlarız anlatmaya"

Karşıdan bize doğru gelen kıza baktım. Bahar'ın söylediği kadar güzeldi. Fakat yine de hem Fethi'nin hem Yavuz'un hareketlerinden ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyordum. Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle gelip yerine oturdu.

"Selam. Eylem?" Adımı soru sorarcasına söylemişti.

"Evet, Eylem ben. Sen kimdin pardon?" Benim bu sert çıkışıma sadece gülümsedi. Belli ki benden önce yeterince çekmişti bu halleri.

"Memnun oldum. İrem ben. Yavuz'un kuzeni"

"Ne?" Gözlerim kocaman açılmış Yavuz'a baktım. O da bıkkın bir ifadeyle bakıyordu.

"Al sana meşhur kız.."

"Siz benle dalga mı geçiyorsunuz? Komik değil çünkü. O kadar yaygara bunun için mi koptu? Arıyorum ben Bahar'ı"

Elimden bir anda çekilen telefonla kalakaldım. Yavuz elinde benim telefonum ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Sadece operasyonlarda kullandığı o ifadesiyle. Demek ki konu ciddiydi.. Ve kararını çoktan vermişti Yavuz.

"Bahar'a bir şey söylemeyeceksin Eylem. Çok istiyorsa öğrenmek kendi sorsun. Hoş hiç zannetmiyorum. Artık Yağız Beyle nerede ne yapıyorsa aklına bile gelmiyorumdur.."

Anlaşılan bugün herkes delirmişti. Neden bu kadar mantıksız davrandıklarını anlayamıyordum. Aşk böyle bir şey miydi.. Ne olursa olsun bu kadar kör ve aptalca davranmayacağıma kendime söz verdim.

"Sen ne dediğinin farkında mısın Yavuz? Kız şu an evde ve ne hâlde haberin var mı? Yok tabiki! Anca kendini düşün sen. Erkek değil misiniz hepiniz aynısınız"

"Yenge ayıp oluyor" Fethi, Keşanlı'ya cevap veremeden araya girdim.

"Mücahit sakın girme araya, seni de kaynatırım" Tekrar Yavuz'a döndüm. Bakışları yumuşamıştı. Sanırım Bahar'ı neyle suçladığını yeni fark ediyordu. "O adamla kimbilir nerede dediğin kız evde ağlıyor. Neden biliyor musun? Senin gibi bir odunu sevmiş de ondan. Ya Allah aşkına biraz aklınızı başınıza alın. Böyle ufak bir nedenden böyle büyük bir olay nasıl yaratabildiniz hayret! En kısa zamanda git söyle gerçeği. Saklamak da ne demek.. Sanki bu kızla bir ilişkin varmış gibi görünür. Bahar'ı daha fazla üzmene izin veremem. Sen söylemezsen ben söylerim. Kimse de tutamaz."

Fethi'nin attığı bakışı görmezden geldim. Söz konusu benim arkadaşımsa beni kimse tutamazdı gerçekten. Zaten yeterince üzülmüştü Bahar. 1 yıl boyunca bütün dertlerini dinlemiştim. O da benimkileri. Dert ortağı olmuştuk. Hele artık ben buradayken -yanındayken- kimse üzemezdi onu. İzin vermezdim.

Yavuz'un elinden telefonumu kaptığım gibi çantamı da alıp bir hışım orayı terk ettim. Ben hızlı hızlı oradan uzaklaşırken arkamdaki ayak seslerini duyuyordum. Bizimkilerden biri olabileceği gibi mesleğim gereği riske girmemek için ilk sokağa döndüm ve hazır vaziyette peşimden kimin geldiğini görmeyi bekledim. Bir hareketlilik görmemle o kişiyi tutup duvara çarptım. Karşımda gördüğüm kişiyle ise şaşırmıştım. Peşimden gelmesini beklemezdim.

"İrem?"

"Ahh sırtım.. Eylem napıyorsun.. Supergirl falan mısın sen?"

"Öyle de diyebiliriz tatlım" Güldüm. İrem'in yüzünü buruşturmasıyla biraz ters çıktığımı fark ettim. "İrem iyi misin? Ya ben özür dilerim. Alışkanlık işte.. İstemeden oldu."

İrem bir şey diyemeden gelen sesle yana döndük. "Noluyor burada?"

"Fethi senin ne işin var burada?"

"Baktım İrem senden sonra kalktı peşinden, merak ettim. Napıyorsunuz siz? İrem, iyi misin sen?"

Yüzümü buruşturdum. İremle bu kadar ilgili olması hoşuma gitmemişti. Kimin nesi olursa olsun Bahar'ın dediği gibi damdan düşer gibi hayatımıza girmişti bu kız. Hadi Yavuz'un kuzeniydi. Peki diğerlerine ne oluyordu?.. Neden herkes Yavuz'un tarafında duruyordu? Hele Fethi... Fethi'ye ne oluyordu?..

"İyiyim iyiyim. Anlattığın gibiymiş gerçekten Fethicim. Korkulur bu kızdan"

Pardon.. Fethicim derken.. Anlattığın gibiymiş derken.. Diğerlerini bilmem ama ben bu kıza hiç ısınamamıştım. Daha geleli iki saat olmamıştı ama 'cim' eklerine geçilmişti bile. Hayır yani Yavuz'un kuzeni olması otomatikman önemli mi yapıyordu kızı.. Ben Bahar'ın ya da Nazlı'nın kuzeniyle bu kadar yakın olduğumu hatırlayamıyordum. Hem ona hem kıza olan sert bakışlarımı fark eden Fethi konuşmaya başladı.

"Seni aramadan önce biraz bahsetmiştik de.. Yani herkesten bahsettik. Kim kimdir diye anlattı Yavuz kısaca. Başka yanlış anlaşılmaya yer vermeyelim diye.." Tek kaşım havada Fethi'ye bakmaya devam ettim. Sinirim geçmemişti.

"Beni tanımadığın için böyle sert duruyorsun anlıyorum fakat merak etme Eylemcim, benden zarar gelmez. Bir başka yanlış anlaşılmaya daha neden olmaya hiç niyetim yok" İrem yüzünde neredeyse samimi gözüken bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Neredeyse.. Bir türlü o samimiyet hissini alamıyordum bu kızdan.

"Merak etmiyorum tatlım, sen canını sıkma. Seni tanımamıza da gerek yok zaten. Nasıl olsa kalıcı değilsin, değil mi?"

"Eyleemm" Adımı söylemesiyle Fethi'ye döndüm. Sesi hafif sinirli çıksa da yüzünde ufak bir sırıtış vardı. Kız da hiç alınmamış bir şekilde gülümsüyordu. Bunlar resmen beni takmıyordu...

"Neyse ne sen neden benim peşimden gelmiştin?" Sokağın ortasında üçümüzün ayakta beklediğini hatırlayan İrem birden heyecanlanarak bana baktı.

"Şu yüzden Eylemcim; harika bir fikrim var. Ve sizden yardım istiyorum. Özellikle sen Eylem.. Sen plana uymazsan başaramayız."

14.Bölüm Sonu 😏

~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
15.Bölümden Kesitler;

Fethi'den Eylem'e: "Tamam, anladım. Görev diyorsun.." Eylem sessizce yürümeye devam ederken birden durdum. O da bunu fark edince durup bana döndü. Dayanamadım sordum. "Yine karşı karşıya mı geleceğiz Eylem biz?"

Yavuz iç ses: Dün sıkıntıdan okuduğum Cemal Süreya dizeleri geldi aklıma. Yine anlatıyordu, bizi anlatıyordu. Bizim ilişkimiz Cemal Süreya'ydı. Biz Baharla Cemal Süreya dizeleriydik..

Yavuz iç ses: Ben ne olduğunu anlamadan İrem telefonunu çıkarttı ve dün çekildiğimiz fotoğraflar arasından belki de en samimi gözükeni Bahar'ın gözüne soktu. Bahar'ın bir telefona bir İrem'e bir de bana olan bakışları kesinlikle alev çıkarıyordu.

Bahar iç ses: Acı bir gülümseme yayıldı suratıma. Kendimi kandırıyordum. En başından beri biliyordum. Biz diye bir şey anca bir mucize olurdu. Bunu bile bile sevmemiş miydim ben Yavuz'u? Canım yanıyordu evet ama ben zaten bu acıyı sevmemiş miydim?
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~

Bir bölümün daha sonuna geldik 😀
O zaman hemen yorumları alayım.. 🙈

Bahar / Yavuz / İrem / Yağız / Eylem / Fethi / Nazlı / Ateş / Keşanlı
Bu bölümde yer alan ve adı geçen karakterlerimiz bunlardı. Özellikle karakterlerle ilgili ne düşündüğünüzü merak ediyorum.
Kime kızıyorsunuz? Kime hak veriyorsunuz? Kime yürü be arkandayım diyorsunuz?
Ya da diyor musunuz? 😅
Arada bazı arkadaşlarımız yorumlarında Eylem'i senin hikayende seviyorum diyor, hâlâ seviyoruz değil mi?
Sevelim Sevelim Hatta Sevdirelim ❤
Hepimiz Bir Arada Güzeliz ❤

Diğer bölüm için;
Sizce İREM'İN PLANI ne olabilir?
Eylem plana tamam diyecek mi?
Fethi ne yapacak? EyFet'in hali ne olacak?
Peki ya YavBah asıl YAVBAH ne olacak? 🙈

O zaman hadi size ipucu 👇

Haftaya dizimizin ilk yılı dolduktan sonra bunun şerefine "Kıskandırma Operasyonu" kod adlı hem eğlenip hem sinir olacağımız hem gülüp hem kızacağımız hem hak verip hem bu kadar da olmaz diyeceğimiz bir kıskandırma bölümü gelsin mi ha gelsin mi??? 😇😈😇😈😇😈
Sanırım çok yükseldik 😅 O zaman ne yapıyoruz??

OY VERMEYİ
VE
BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMUYORUZ
😍😍😍😍

Ben de kapanış cümlemi unutmuyorum ve içten bir şekilde söylüyorum;
İYİ Kİ VARSINIZ ❤

Continue Reading

You'll Also Like

2.1K 275 11
şeytan yasak elmayı havva'nın parmakları arasına bırakmıştı. mythology au!
ABRAKADABRA By Beyza_sari_

Historical Fiction

84.6K 4.1K 41
Gözlerinizi kapatın ve kendinizi yolculuğa hazırlayın. Çünkü onlar hazırlamadı. Angelina ve Kyle. Ne olduğunu anlamadan kendini 18. yüzyıl Fransa'sın...
466 70 9
Ve sonunda Hyunjin teşekkür etti Felix'e, onu dansa ve hayata bağladığı için. Yeniden teşekkür etti Yıldızlara ve Güneşe bakarken, onlara Felix'i get...
46.5K 2.3K 14
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...