MASK | min yoongi

By vaenostica

395K 26.8K 30.6K

" Böyle yapacaksın ve gideceksin. Sadece oynuyorsun. Eğleniyor musun? Ben eğlenmiyorum. Kırılmak istemiyorum." More

0.1
0.2
0.3
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
Final
Yazardan Özlü Sözler

0.4

11.3K 739 580
By vaenostica

" Yoon! Lavaboda mısın?"

" Siktir." diyerek benden bir hızla uzaklaştı Yoongi.

Üstümdeki şoku hala atamamanın etkisiyle duvara yapışmış bir biçimde durmaya devam ediyordum.

Kapının tıklatılmasıyla Yoongi'yi kenera iterek kapının önüne geçtim. Her an annem içeri girmek isteyebilir ve Yoongi ile beni burada görebilirdi.

Ve mükkemmel bir yanlış anlaşılma üzerine azar yiyen ben olurdum.

" Yoon!" diye tekrar seslendi annem.

" Anne buradayım. Iyiyim. Ne oldu?"

Kısa bir süre sessizlik oldu. Kapı kolunun kıpırdanmasıyla kapıya iyice yaslandım ve açılmamasını sağlamaya çalıştım.

" Kapının önünde misin? Ne oldu? Yemekten de bir anda kalktın. Bir sorun mu var?"

" Hayır anne. Sadece lavoboya geldim. Rahat bırakır mısın beni?"

" Tamam, gidiyorum."

Derin bir nefes alıp verdim. Kafamı kapıya yaslayarak ayak seslerini dinledim ve uzaklaştıklarından emin olduktan sonra Yoongi'ye döndüm.

" Git, çık şuradan. Çabuk!"

Bana kısa sürekli bir bakış attıktan sonra önümden geçerek kapıyı açtı. Çıkmadan önce son kez bana döndü.

" Seninle daha sonra görüşeceğiz."

Ve kapı kapandı.

***
Sırtımdaki çantayı çekistirdim ve yürümeye devam ettim.

Hava soğuk olduğu için kızardığından emin olduğum burnumu çektim ve montumun cebindeki ellerimi çıkartarak burnumu kaşıdım.

Ağrıyan gözlerimle yolu takip ediyor, bir yandan da önüme gelen taşlara hafif bir tekme atıyordum.

Tüm gece boyunca aklımdan çıkaramadığım o düşünceler..

" Seninle daha sonra görüşeceğiz."

yüzünden uykusuz kalmıştım.

Esen rüzgardan savrulan saçlarımı umursamadan hızlı adımlarla okula doğru yürümeye devam ettim.

Okul bahçesinden içeri girdigim gibi ise sınıfa çıkmaya başladım. Icimden bir ses bir sey yapamaz dese de baska bir seste öldün sen diyordu.

Kafamı kaldırdım ve kalan bir kac merdiveni daha atladım. Ilk koridor hine doluydu. Herkes gülüyor birileriyle konuşuyordu.

Yürümeye devam ederek sonunda ikinci kata ulaştığımda başım önde yürümeye devam ettim. Koridor hine bomboştu.

Ne yapacağım? Aish. Ya cidden bir sey yapmaya kalkarsa?! Ne yapacağım?!

Aklımdaki düşünceler beynime hücum ederken arkamdan bir ses duydum.

" Ne düşünüyorsun?"

Durdum.

Derin bir nefes alıp verdim ve dudağımın kenarını ısırdım. Gözlerimi sıkıcı yumdum ve tekrar açtım.

Oydu.. Yoongi'ydi..

Yavaşça arkamı döndüm ve yüzüne baktım.

Koridorun en başında, elleri pantolunun cebinde bana bakıyordu. Hiçbir zaman eksik olmayan salak gülümsemesi yine yüzündeydi.

Bana doğru yavaş adımlarla ilerlerken yerimden kıpırdamayarak ona bakmaya devam ettim.

" Dün akşamdan sonra okula gelmezsin diye düşünmüştüm."

" Neden? O kadar korkak mı gözüküyorum?"

" Degil misin?" diyerek tek adım daha atmış ve tam dibimde durmuştu.

" Dün yaptığın seyi aileme, ya da senin ailene söyleyebilirim biliyorsun degil mi? O zaman da böyle gülebilir misin merak ediyorum?"

" Söyleyebilecegine emin misin?"

" Söyleyemeyecegimi sana düşündüren sey ne?"

" Dün akşam ki halin."

Hafif bir kahkaha attı.

İçimden dün akşamki korkak halime söverken bir yandan da gözlerinin tam icine bakıyordum.

" Benden uzak dursan olmuyor mu ha? Ben senin peşinde dolanan o kızlardan değilim. Kendine baska bir eğlence bul."

Bir hızla arkamı döndüm. Sınıfa doğru yürümeye basladım ki kolumdan tuttu.

Yüzümü ona doğru çevirmeden beni kendine çekti ve boynuma doğru egildi.

" Şu ana kadar eğlenmek için seçtiğim en iyi kız olacaksın."

Ellerinden kolumu kurtardım ve ona doğru döndüm. Göğsünden geriye doğru ittirdim ve üzerine doğru yürümeye başladım.

" Oradan bakınca oyuncağa mı benziyorum ha?! Eglenebilecegini mi sanıyorsun benimle böyle?!"

Bir kez daha göğsüne sertce vurdum.

" Öbür kızlara karşı nasılsın ya da onlarla nasıl oynuyorsun umrumda değil ama benimle oynayamayacaksın! Bunu o olmayan beynine sok."

Elimle tekrar göğsüne vuracaktım ki kolumdan yakaladı ve tek hamlede beni kendine doğru çekti.

" Seninle öyle güzel oynanacağım ki, sen bunu engellemek için tek bir sey bile yapamayacaksın."

Sertce yutkundum ve sinirden dolan gözlerimden yaşların boşalmaması için kendimi sıktım.

O benim gözlerimin içine bakarken ben de onunkilere bakıyordum.

Nefeslerimiz dün akşam ki gibi birbirine karışıyordu.

Burunlarımız ise birbirine değecek kadar yakındı..

" Ne oluyor orada?!" diye gür bir ses isittigimde Yoongi tuttugu kolumu bırakmış ve benden az da olsa uzaklaşmıştı.

Ne olduğunu anlamak adına kafamı koridora doğru çevirdigimde bize sinirle bakan bir hocayla karşı karşıya geldim. Hızlı adımlarla üzerimize doğru yürüyordu.

Elinde tuttugu siyah çantası ve siyah beyaz takım elbiseleriyle, genç bir öğretmendi. Koyu kahverengi saçları, beyaz bir teni vardı.

Çok geçmeden yanımıza geldiğinde ikimize de sinirle baktı.

" Okulun ikinci gününden ne oluyor burada?! Olay çıkarmaktan bıkmadın mı Yoongi?! Akıllanmayacak mısın sen ha?! Büyümüyor musun sen?!"

Kafamı çevirip Yoongi'ye baktım. O da dönüp bana bakmıştı.

" Ortada olay falan olduğu yok. Yoon düşüyordu az kalsın, bende tuttum. Değil mi?"

" E-Evet." diyerek onayladım.

Müdür odasını ikinci günden boylamak istemiyordum.

Hoca ikimizide tek kaşı havada süzdükten sonra sınıfa gecmemizi söyledi ve gitti.

Koridordan tamamen ayrıldığında sadece ben ve Yoongi kalmıştık hine.

Dönüp bana bakmasıyla ben de ona döndüm.

" Seninle oynayacağım zamanları merakla bekle."

***
Gözlerimi açmak icin zorladım kendimi ama uykum vardı ve gözlerimi acmak şu an için yapması en zor şeydi.

Burnuma güzel bir koku geliyordu.

Çikolatayı andıran bir koku..

Gözlerimi zor da olsa açtım ve sıraya gömdüğüm kafamı kaldırdım.

Kafamı zor ayakta tutarken etrafıma bakmaya başladım ki yanımda oturan, benim gibi kafasını sıraya gömmüş olan çocuğu fark ettim.

Bu kim ve niye benim sıramda?

Elimle sırtından dürtmeye başladım ki anında kafasını kaldırıp bana baktı.
Bu, bu geçen günkü kavgadaki çocuktu. Taehyung. Ismi buydu sanırım.

" Uyanmanı bekliyordum." dedi ve gülümsedi.

Gülümsedi? Dün yüzüme nefret kusuyordu oysa.

" Neden? Neden buradasın ve uyanmamı bekliyorsun?" diye bir soru sordum.

Kafasını önüne eğdi ve ensesini kaşıdı. Ben hala ona bakarken o da kafasını kaldırdı ve bana baktı.

" Dün için ben, senden özür dileyecektim. Biliyorum. Dün biraz kaba davrandım sana. Tamamen sinirli olduğum içindi. Kusura bakma lütfen."

" Ah.. sey önemli değil. Burnumu sokmamam gerekirdi."

Ikimiz de hafifçe gülümsedik.

" Ben Taehyung bu arada." dedi ve gülümseyerek elini bana doğru uzattı.

" Ben de Yoon." dedim ve gülümseyerek elini tuttum.

" Öğlen için bir planın var mı? Yoksa beraber kantinde yiyebiliriz belki. Hem birbimizi tanırız."

" Hayır yok. Beraber yersek mutlu olurum. Yalnız yemek yemeyi sevmiyorum zaten."

" O zaman inelim." dedi ve elimden tutarak kendiyle beraber beni de ayaga kaldırdı.

" Öğlen oldu mu?" diye sordum.

" Evet." dedi ve güldü.

Oha! Amma uyumuşum öyle.

Kendi kendime bir şok icerisindeyken Taehyung beni sürükleyerek kantine indirmişti bile. Ikimiz de bir tepsi alarak bos bir masaya geçtik.

" Kendinden bahsetsene bana." dedi gülümseyerek.

Geçen kavgaya oranla ciddi anlamda tatlı bir çocuğa benziyordu. Cana yakın, samimi biri gibiydi. Tam olarak arkadaş olmak isteyecegim türden biri gibi..

" A sey.. ben mi? Anlatabileceğim çok bir sey yok. Daegu'dan geldik. Babamın isi yüzünden Seoul'e taşındık. Bu okulda yeniyim. Öyle yani."

" Okulda yeni olduğunu biliyorum."

" Nasıl?"

" Aynı sınıftayız."

Hafif şaşırmayla karışık bir sekilde gülümsedim ve yemek soğumadan yemeye başlama kararı aldım.

Elime copstikleri alarak yemeye başlayacaktım ki tam dibimizde duran birileri yüzünden copstikleri bırakarak o kişilere bakmak zorunda kaldım.

Yani Min Yoongi ve çetesine..

Ikimizde göz göze gelince bir süre bana, ardından da Taehyung'a baktı.

" Ah.. böyle ezik kişilerle yemek yememelisin." diyerek kolumdan tuttu bir anda.

Ben ne olduğunu anlamadan beni ayaga kaldırdı ve kendine doğru çekti.
En az onun kadar hızlı bir şekilde Taehyung'da ayaga kalkmış ve öbür kolumdan tutmuştu.

Ikiside birbirine ölümcül bakışlar atarken tam ortada kalmıştım.

" Bırak.."

" Asıl sen bırak."

Continue Reading

You'll Also Like

112K 8.5K 25
" Çantan için akbil basmadıysan, çantanı çeksen de otursam diyorum. " [Tamamlandı] [2. Kitap ile devam ediyor] 05.12.18' rosekook #1 Başlangıç: 13111...
61.2K 8.6K 31
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.
48.5K 5K 22
"MİNHO EZ BENİ"
17.7K 1.7K 15
"Biliyor musun Kookie?" Hitap şeklime ikimizde gülümsedik. "Bir kelime var, Idyllıc; bu kelime insanın kendini cennete gibi huzurlu hissettiği yere d...