Kanatlı Düşler

By cokguluyombenya

1.6M 77.1K 4.4K

Kalplerden Ritimler Serisi 4- Wattys 2018 The Originals Kazananlarından Azra Solmaz ülkesinin yetiştirdiği en... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 28
Final
Özel Bölüm

Bölüm 27

31.8K 1.6K 49
By cokguluyombenya

Azra bembeyaz gelinliğinin ucunu tutarak kocasına doğru ilerlemeye başladı. Erkam kapının önünde onu bekliyordu. Şimdi onun elini tutacak ve büyük salonda herkese aşklarını göstereceklerdi. Düğünün başında gazeteciler de onlara eşlik edecekti. Yani Azranın üstünde tonlarca yük vardı. Stresten terlemeye başladığını hissedebiliyordu. Halbuki daha düğün yeni başlıyordu. Elif gülümseyerek kapıyı açtı ve Azra'nın tam karşısında Erkam belirdi.

Simsiyah bir takım elbisesinin ceketinin cebinde beyaz bir mendil vardı. Saçları kesilmiş, kısalmıştı. Erkam mükemmel görünüyordu.

Azra derin bir nefes aldıktan sonra elini Erkama uzattı. Erkam kadının yumuşacık elini kavradı. O sırada çalan müzik ile salona girmeleri için gerekli işaret verilmişti. Çift adım adım bambaşka bir hayata yürüyordu.

Azra patlayan flaşlar arasında gözünü açık tutmakta zorlanıyordu. En sonunda genç çift basına bir poz verip basının gitmesini sağladı. İlk dans için müzik çalmaya başladığında Erkam, Azra'yı kollarının arasına aldı.

"Çok güzelsin." diyen adamın sesi müzikten zor duyuluyordu. Azra'nın yeşil gözleri yapılan makyajla daha çok göz önüne çıkmıştı. Ancak Azra dediğini duymuştu ve yüzündeki gülümsemeyi engelleyememişti.

O sırada Elif ailesinin oturduğu masaya oturmuş, bu seste uyuyan bebeğine bir bakış attıktan sonra kayın validesine doğru dönmüştü. "Dila uyumuş anne. Teşekkürler" dedi.

Kayınvalidesi sıcacık bir gülümseme ile Elife baktı. Elif'in elinin üstüne elini koyup "Ne teşekkürü gelinim. Torunum o benim her zaman bakarım ben ona." dedi.

Elif şanslıydı. Melih gibi bir adama sahipti ve bu sayede bir başka güzel ailesi daha olmuştu. Annesi ve kayınvalidesi ona her zaman yardım ediyordu. Elif yavaşça karşısında oturan Melih'e doğru baktı. Melih dikkatli bir şekilde dans eden Azra ve Erkam'a bakıyordu.

Elifte gülümseyerek dans eden kardeşine baktı. Çok güzel bir gelin olmuştu. Az sonra dans edenlerin sayısı artmaya başladığında Melih'in bakışları Elif ile birleşti.

Melih ayağa kalkıp karısının yanına gelip elini uzattı. "Acaba bu güzel kadın bu dansı bana lütfeder mi?"

Elif uyuyan kızına baktıktan sonra Melih'in elini tuttu. Dila'yı tekrardan kayınvalidesine emanet edip kocasıyla dans pistine doğru ilerledi.

Elif, kendini Melih'in kollarına bıraktı. Kocasının parfüm kokusu burnuna dolarken, huzur dolu bir iç çekti."Eğleniyor musun?" diye sordu kocasına. "Bizi bir araya getiren baldızımın düğününde eğlenmemem mümkün değil."

Azra'nın rekabet ruhu Elif'i inatçılık iki kardeşi de bambaşka hayatlara sürüklemişti. Elif şimdi bile Azra'yı Erkam ile görüşmesi için zorladığı anları çok net hatırlıyordu. İlk ayrılışlarından sonra Azra'nın hallerini.

Ancak en çokta kardeşinin mutlu olduğu anları hatırlıyordu. Erkam onu çok mutlu ediyordu. Elif kocasının omzuna başını koyup dans ederken bakışları kardeşini buldu.

Düğün Azra'nın hayal ettiğinden daha güzel devam ediyordu. Herkes eğleniyor gibi görünüyordu. Azra da ayaklarındaki ağrıya rağmen çok eğleniyordu.

Pasta kesme vakti geldiğinde iki ayrı pasta geldi. Birinde Azra gibi buz patenci bir kız figürü vardı. Diğerinde de Erkam gibi gazeteci bir adam figürü.

Erkam ve Azra alkışlar eşliğinde pastayı kesti. Düğün tüm hızıyla devam etti. Çift neredeyse hiç oturmamıştı. Halay bile çekmişlerdi. Azra düğünlerde fazla oynamadığı için biraz zorlanmıştı.

Düğünün sonlarına doğru takı merasimi başladığında Azra, yorgunluktan öleceğini düşünüyordu. Melih'in kardeşine taktığı altından sonra Elif kucağındaki Dila ile fotoğraf çektirmeye geldi. İki kardeş yan yanaydı. Melih Elifin, Erkam Azranın yanındaydı.

Fotoğraf çektirdikten sonra kardeşine sarılan Elif "Canım benim. Hep mutlu ol" dedi ve yaşla dolan gözleriyle geriye çekildi. Azra'nın da gözleri hafifçe yaşarmıştı.

Azra sırayla takı takmaya gelen kişiler yüzünden ağlayamazdı. Her zaman kadınların evlenirken ağlamalarını saçma bulurdu. Şimdi kendisi de bu karmaşık duruma düşmüştü. İçinden ağlamak geliyordu.

Herkesle fotoğraf çektirdikten sonra gelin odasına dönen genç çift düğünün bitmesine az bir süre kaldığını biliyordu.

"Ayaklarım ağrıyor." dedi Azra duvağını düzeltirken. Erkam kravatı birazcık gevşetti. "Merak etme az kaldı."

Azra gülümseyerek Erkam'ın elini tuttu. Tekrardan salona gelip oynamaya devam ettiler. Düğünleri gayet sıradan bir düğündü.

En sonunda Erkam ve Azra davetlileri uğurlamak için salonun kapısındaki yerlerini aldılar. Herkese geldikleri için teşekkür ettiler. Birkaç genç hayranları ile fotoğraf çekindiler. Düğünlerinde bile olsalar Azra kimseyi kırmıyordu.

Aileleri ile vedalaştıktan sonra Azra kendini arabanın arka koltuğuna attı. Rahat bir şekilde ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını uzatmaya çalıştı. Duvağını da çıkarmıştı.

Erkam da sona kalan birkaç işi halledip arabaya bindi. Azra'nın arka koltukta yorgun bir şekilde başını yaslayıp dışarıya baktığını gördü. Bitmişti. Aylarca süren hazırlık kurulan hayaller hepsi en güzel şekilde bitmişti.

"Eve gidiyoruz" dedikten sonra arabayı çalıştıran Erkam'a "Sonunda" diyebildi Azra. Gözleri yorgunluktan kendi kendine kapanıyordu. Ancak Azra uyumayacaktı. Uyumamalıydı. Bugün evliliğin ilk günüydü. Her kadın gibi kendini bu güne hazırlamıştı.

"Çok güzeldi değil mi?" diye sordu Azra. Konuşursa uyumazdı. "Evet. Harikaydı. Çok şükür" dedi Erkam.

Azra onun gülümsediğini görebiliyordu. Kendisi de gülümsedi. Gerçekten evlenmişti. Artık bekar değildi. Artık kendine bağlı ve kendisinin de hep bağlı olacağı bir kocası vardı.

Melih bebek çantasını vestiyere koyup Elif'in kucağındaki Dila'yı aldı. Elif ayakkabısını çıkarırken Melih kızını odasına götürmüş, bu sıcak yaz gününde giydirdikleri ince yeleği çıkarmıştı. Dila esniyordu. Elif kocasının yanına gelip bebek halıya oturdu. "Kızımın uykusu mu gelmiş?" diyen Elif ile Melih biraz yana kaydı.

Elif kızının önce bezini değiştirdi. Ardından üstünü değiştirdi. Aç olup olmadığını anlamak için kızını kendi sütünü vermeye çalıştı ancak Dila emmeyi reddetti.

"Güzel kızım uyuyacakmış babası. Hadi uyut" diyerek Dilayı Melih'in güvenli kollarına bırakan Elif kıyafetlerini değiştirmek için dolabı açtı.

Melihte kucağındaki bebeğini uyutmak için tüm evi gezmeye başladı. Kızının poposuna hafifçe vurarak ve 'pış pış' diyerek ses çıkaran Melih en sonunda Dila'nın gözlerinin yavaşça kapandığını gördü. Tamamen uykuya dalmasını beklemeliydi.

Tamamen daldığından emin olduğu da yatak odasına girip kızını beşiği yatırdı. O sırada Elif banyodan çıkmış pijamalarını giymiş ve kocasının yanına gelmişti. Melih kızına bakarken "İyi ki yapmışız biz bu meleği. Şuna bak ne güzel uyuyor." dedi.

Elif gülümsedi. Şükür ki bir çocukları vardı. "Yatalım mı artık?" diyen Elif yatağa doğru ilerledi. Kendini yatağa bırakıp Melih'i izlemeye başladı. Melih ışığı kapatıp karısı gibi kendini yatağa bıraktı. Derin bir iç çekip "Güzel düğündü." dedi.

Elif kocasına doğru iyice sokuldu. Gözünü yumup "Evet çok güzeldi. Sende iyi oynadın ama." dedi. Melihte gözlerini yumdu. Genç çift birbirine sokularak huzurla uykuya daldı.

Azra gülerek Erkam'ın kucağından indi. Çıplak ayağı şimdi halının üzerinde geziniyordu. Azra merdivenlere doğru yönelirken Erkam'a doğru döndü. "Ah Erkam ben biraz acıktım galiba. Bir şeyler hazırlar mısın?"

Erkam kravatını çıkarıp "Pekala. Bende çok acıktım. Tüm akşam ve gece sadece bir çatal pasta yedim." dedi ve gülerek mutfağa geçti.

Azra hızlı adımlarla yatak odasına ilerledi. Önce yüzündeki hafif makyajı sildi. Saçındaki tokaları zor da olsa çıkardı. Ardından dolaptan önceden belirlediği geceliği aldı. Gelinliğinin fermuarını açıp gelinliğin üstünden düşmesini izledi. En sonunda banyoya girip duş almaya hazırlandı.

Erkam ise bir yandan ıslık çalarken diğer yandan tost yapıyordu. Gecenin bu saatinde hemen yapılabilecek ve karın doyuracak çok fazla şey yoktu. Tabaklara koyduğu tostun sonra "Azra!" diyerek kadını çağırdı. Bir süre sonra Azra gelmeyince tekrardan "Azra yemek hazır!" dedi.

Sonrasında merdivenden duyduğu ses ile masaya oturdu. Azra üstüne geçirdiği sabahlığı ile tam karşısına oturdu. Erkam'ın üstünde gezinen bakışlarını fark ettiğinde açıklama yapma gereksinimi duydu. "Çok terlemiştim, banyo yaptım."

Erkam başını olumluca salladı. "Bak bakalım tadı nasıl olmuş?"

Azra tostu afiyetle yemeye başladı. Sonunda bir şeyler yiyebilmişti. "Çok güzel olmuş. Bundan sonra evde tostu sen yapıyorsun."

Erkam kahkaha attı. "Kabul ediyorum."

Genç çift yemeklerini bitirdi. Erkam duvardaki saate bakış attı. "Burayı ben toplarım." dedi Azra. Erkam'a yukarı çıkması için çağrı gönderiyordu. "Olmaz." diyen Erkam karısının tabakları yıkayıp bulaşık makinesine dizmesine yardım etti. Sonrasında Azra elindeki beze elini silecekken hemen yanındaki Erkam'a doğru su sıçrattı.

Erkam buna hiç şaşırmamıştı. Azra bu tarz oyunları seven biriydi. Birlikte kar oynadıkları anları hatırlıyordu.

"Aa bana savaş mı açıyorsun güzel karım?" diyen Erkam musluğu açıp elini ıslattı. O sırada Azra ses çıkararak mutfaktan çıkmak için hareket geçti. Ancak mutfaktan çıkıp salona geçerken Erkam onu yakalamış, duvara dayamış, ıslak elini karısının yüzüne sürmüştü. Azra gülerek "Of ya! Bu haksızlık." dedi.

Erkam otuz iki diş sırıtırken birden özgür olduğunu hissetti. Artık kendini zorlama, tutma yoktu. Artık karşısındaki aşık olduğu kadın onun karısıydı.

Genç adamın yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken, Azra da bunu fark ederek gülmeyi bıraktı. Saniyeler sonra Erkam'ın dudakları Azra'nın dudakları ile buluştu.

Genç çift birbirini sıkıca kavradı. Azra birden ayaklarının yerden kesildiğini hissetti. Farkında olmadan bacaklarını Erkam'ın beline dolamıştı.

Sırtındaki soğukluğun yok olduğunu hisseden Azra bir an gözünü açıp, kendini hafifçe geriye çekip gözlerini birkaç saniye etrafta gezdirdi. Ardından Erkam tekrar aralarındaki mesafeyi kapattı. Merdivenden çıkıyorlardı. Azra'nın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gerçekten bambaşka hissediyordu. Vücudunu farklı bir duygunun ele geçirdiğini hissediyordu. Ve gittikçe güçsüzleşiyordu.

Şimdi odaya girmişlerdi. Azra yatağın yumuşaklığını hissetti. O sırada Erkam'ın kendini geriye çekmesi ile kendini boşlukta hissedip, gözlerini açıp kocasına baktı. Erkam onu izliyordu. Kocası, onun erkeği.

Genç adamın eli Azra'nın sabahlığına uzandı. Sabahlığı tamamen çıkaran Erkam, Azra'nın bembeyaz teninden bakışlarını alamıyordu. Zorlukla yutkunarak gömleğinin düğmesine uzandı. O sırada Azra birden elini tuttu. "Ben yaparım." diyen kadının sıcacık elleri Erkam'ın gömleğine doğru kaydı. Düğmeleri teker teker açan Azra en sonunda gömleğin Erkam'ın kollarından sıyrılışını izledi.

Sonrasında her anı yaşadılar. Birçok duyguyu birlikte ilk kez keşfedip hissettiler.

Continue Reading

You'll Also Like

635 54 8
"Bir doktor olarak... Sevgilin yoktur değil mi? Oldukça meşgulsün sonuçta?" Tamam, Derya kesinlikle bunu beklemiyordu. Ancak çok hoşuna gitmişti. Bu...
151K 9.6K 9
Çilli ve Üsame'nin birkaç bölümlük güzel serüvenine davetlisiniz efendimiz. #olricsular 12.10.2019
297K 19.4K 26
"...Sen bana abi diyen kıza, yüreğimin çektiği hasretliği nasıl bileceksin?!" dedi Abdullah. ~ Kocaman bir apartman düşünün, birbirine can olmuş Alla...
11.5K 953 30
( TAMAMLANDI ) "Üzgünüm, bir daha olmayacak. Gerçekten, lütfen affedin beni." "Af dilemek istiyorsan evime gelip çalışmaya başla. Zaten anca o kadar...