BUM MOMMY

Autorstwa pupilaf

327K 20.2K 7.5K

Sabıkalı Sokak serserisi Oh Sehun,KWAN Entertainment CEO'su Kim Jongin'den hamile kalınca işler karışık bir h... Więcej

TANITIM
Bölüm 1-Tesadüfler
Bölüm 2-İnlemeler (M)
Bölüm 3-Test
Bölüm 5-Ürperti
Bölüm 6-Şiddet
Bölüm 7-Deneyim
Bölüm 8-Eğreti
Bölüm 9-Tanışma
Bölüm 10-Habersiz
Bölüm 11-Şans
Bölüm 12-Hediye
Bölüm 13-Yağmur
Bölüm 14-Bebeğimiz
Bölüm 15-Vurgun
Bölüm 16-Açgözlü (M)
Bölüm 17-Teklif
Bölüm 18-Yenilik
Bölüm 19-İyi
Bölüm 20-Kıskançlık
Bölüm 21-İncelik
Bölüm 22-Kriz
Bölüm 23-Doğum
Bölüm 24-Koku
Bölüm 25-Öğrenci
Bölüm 26-Yemin
Bölüm 27-Trip
Bölüm 28-Sorumsuz
Bölüm 29-Vahşi (M)
Bölüm 30-Okul
Bölüm 31-Kar
Bölüm 32-Diploma
Bölüm 33-Sevinç
Bölüm 34-Mezun
Bölüm 35-Sancılar (The End)
Special Show-Yuvadan Kaçış

Bölüm 4-Vicdan

9K 671 228
Autorstwa pupilaf

Şehir limanına varmak 2 saati biraz geçti.Seul'e gelmeyeli yıllar olmuştu ve kalabalık beni çıldırttı.Dümdüz yolumda ilerleyemiyordum.Omzuma çarpan insanlardan bir ordu kurardım.Kendimi bir an önce Jongin'in yanına atmalıydım zira şimdi cinayet işleyecektim.

"S*ktir!" dedim ayağım tökezleyince. "Önüne baksana!" diye bağıran bir ses işittim.Sahiden belaya bulaşmak istemiyordum fakat bela bana musallat oluyordu.Karaya ayak basalı 10 dakika olmamıştı yahu.

"Ben önüme bakıyordum zaten.Gözleri görmeyen sensin."

Bakın,laf sokmakta pek iyi olduğumu söyleyemeyeceğim.Hazır cevap biriyimdir fakat sözlerim pek süslü çıkmaz ağzımdan.Ben kavgadan anlardım.Kabadayı tarafım yoktur ama insanların fiziksel acıları,manevi uyarılardan daha fazla ciddiye aldığını düşünüyordum.Çoğu zaman böyledir,ben bana bulaşanı sevmezdim.

Fakat çocuk kollarını sıvayıp bana doğru ilerlediğinde etraftaki telaşlı kalabalığın dağıldığını farketmem,beynimde şimşeklerin çakmasına neden oldu.Hak edenleri dövmekte iyiyimdir de,karşımdakinin de elleri armut toplamayacaktı.Biz de birkaç darbeden muzdarip olacaktık elbet fakat şuan hiç de uygun bir durumda değildim.Gözlerim karnıma kaydı.Sinirle nefeslendim.

Yalnız değildim.Şimdilik sorumluluk taşıdığımı farkındaydım.

"Bas git yoluna."dedim.Ardından arkama dönüp ilerliyordum fakat hakkı olmayan bir el omzuma tutundu.

"Dur bakalım," dedi. "Öyle ahkâm kesip gidemezsin."

Yahu nerede ahkâm kestim ben?Sahiden yok yere kavga çıkarmaya ne de meraklılar.

"Uzaklaş." dedim. "Çekil yolumdan."

Genç bir çocuktu.Hafif kirli sakalı vardı ve benim boylarımdaydı.Kıssadan hisse onu benzetirdim,o da beni yamulturdu.

Göze alamadım.Eklemlerim kaşındı ama bir kez daha yanından geçip gitmek için hamle yaptım.Akıllanmadı.İki el kalitesiz saten gömleğimin yakalarını kavradı ardından bir yumruk dudağımın kenarında patladı.Geriye sendeledim.Parmaklarıma kan bulaştı.

Beni zorladılar.Benim suçum yok.Siz de gördünüz.

Geçen 5 dakika da ansızın rastladığım bir herifle asfaltta yuvarlanıyordum.Adam kaşımı patlatmıştı.Eli fena kuvvetliydi.Hamlelerine karşı koymak için direniyordum ama çok hızlıydı.Zevk için adam dövüyordu bildiğiniz.Beni altına aldı.Ardından ben onu yere yapıştırdım ve kasıklarına sertçe dizimi geçirdim.

İlkelerimize göre belden aşağı çalışmak şerefsizliktir fakat çocuk son 5 dakikadır bacaklarıma geçiriyordu ve ben de ilkeleri s*ktir ettim.İyi çocuk olmanın sırası değildi.

Sonrasında polis sirenleri cereyan etti kalabalık sokakta.Biri beni yerden kaldırdı.Sol gözümü yarısına kadar anca açabiliyordum ve sağ gözüm zaten iyi görmezdi.Görmem gereken tipler olmadığını düşündüğüm için boşverdim.

"Sorununuz ne gençler sizin?Götürün bunları!"

Bizi oradan apar topar bindirdiler bir arabaya.Genç çocukla aramıza bir polis oturtmuşlardı ve söylenip duruyordu.

"Sus artık." dedi,Polis Memuru kıl çocuğa. "İşiniz gücünüz yok, kavga çıkarıyorsunuz."

Azarlamalarını dinleyerek karakola kadar uyukladım.Araştırmadım diyemem,bu hamilelik durumlarını baya araştırdım.Sık sık yaşanan uyku halleri,gereksiz açlıklar,yersiz duygu değişimleri başlıca dertlerindendi.Tüm bu maddeler ben de doğduğumdan beri vardı zaten.Bunlar kimi kandırıyordu?

Nitekim teneke masanın başında,bir polis memuru neden kavga etmeye başladığımızı sorarken de açlıktan midem bulanıyordu.

"Ben şikayetçi değilim." dedim. "İşlerim var.Bırakın gideyim."

"O ne demek be!Ben şikayetçiyim Polis Bey."

Gerçekten bok gibi bir durumun içindeydim.Kendimi tutamayıp karşımdaki herife hamle yapınca ayaktaki polislerden biri beni geri çekti.

"Bir gece misafir edelim sizi gençler." dedi masa başındaki polis. "Siz de bize yakınlarınızın telefonlarını verin.Haberdar edelim."

"Ben reşitim." diye konuştum. "Arayacağınız kimsem yok."

"Sen yine de birinin telefonunu bize ver.Üstelik sicilin kirli.Bizi bir ziyaret etsinler."

Rüşvetçi p*zevenkler.

Afedersiniz fakat hakediyorlar.

Kimi arayacaktım ki?Kimseyi kendi işim için rahatsız edemezdim.Halamı arasam telaşlanır buraya gelene kadar kriz geçirirdi.Lay olmazdı,Suho olmazdı,Sungjae hiç olmazdı.Onları ciddiye almazlardı.Karşımdaki çocuk çoktan aranacaklar listesini doldurmaya başlamıştı bile.

Yapacak bir şeyimin olmaması kalbimi acıttı.Yalnızlık yine yüzüme çarptı ve ağrımaya başlayan karnıma kollarımı doladım.Bir sorun olabileceği düşüncesiyle biraz sıcak bastı.

"Bakın," dedim. "Nasıl ulaşırsınız bilmiyorum ama," yerimde kıpırdandım.Kıdemli polis bana doğru eğildi. "Kwan Entertainment'ın Başkanına ulaşın.Adımı verin.Gelirse sizin yararınıza,gelmezse 2 gün daha geç çıkarım buradan,benim için dert değil."

Herifin gözleri parıldadı.Ciddiyim.Bana inanmayacağını düşünüyordum çünkü pek şekilli göründüğüm söylenemezdi ama daha önce bu tür olaylara şahit olmuş gibi gülümsedi.Ellerini biribirine sürtüşü gözümde canlandı.Bu benim de işime gelirdi.Jongin'e daha kolay ulaşmış olurdum.

"Gençleri nezarete götürün." dedi.Ardından yan masada kafasını klavyeye gömmüş bir çocuğa,"Kwan Entertainment'ın başkanına ulaşın." diye seslendi. "Bana bağlayın,ben konuşacağım."

Gelin görün ki saat akşamın 8'ini buldu.Kimse bana bir şey söylemedi.Karşı nezarete tıktıkları kan davalımı serbest bıraktılar.Giderken bana orta parmağını öyle güzel salladı ki onu kıskandım.

Önümdeki buz gibi erişteyi de çaresizlikten yemek zorunda kaldım.Daha kötülerini yemişliğim de vardı.Böyle şeylerden asla yüksünmezdim.

Ardından bir memura saatin kaç olduğunu sordum ve bana gece yarısını geçtiğini söyledi.Buz gibi nezarethanede dondum.Ben bir sahil kasabasında büyümüştüm ve soğuğa dayanma eşiğim düşüktü.Artı battaniye istedim ama vermediler.Biraz daha yemek isteyesim de vardı ama işe yaramayacağı belliydi.Açlıktan kudurdum.Yaralarım deli gibi sızladı.Pamuk ve alkolden başka bir şey tutuşturmadılar elime.

Ve sabahı ettim.

Gelen olmadı.Uykuya hiç dalamadım.Mide bulantım öyle arttı ki,koyu gri duvarın köşesine bir yere çöküp kusunca bir polis memuru beni farketti ve diğerlerine de haber verdi.Ayağa kaldırıldım ama başım döndü.Kendimi geri çektim.

"İnsafsız mısınız,s*keyim!Dokunmayın!Bir parça ekmek getirin!Suçsuz birini yok yere tıktınız buraya!"

Beni yandaki nezarethaneye soktular.Az sonra biraz da yemek getirdiler.Tepsiyi de yiyeceğimi düşündüm.

Hiç gelmemeliydim.

Kim Jongin bu haberi öğrenmeye değecek biri değildi.Buradan çıkar çıkmaz geri dönecektim.Sahiden onu aramışlarsa ve o kayıtsız kalmışsa ne diyebilirdim ki?Herifle tek gecelik seks yapmıştık işte.Ebeveynim falan değildi ya.

Biraz uyudum.Tuvalete gittim ve bir polis memurunun parmaklıklara yaklaştığını gördüm.Ardında biri daha vardı ve ağzım açık kaldı.

Jongin,koyu kahverengi takımıyla bana doğru seri adımlarla ilerledi.

"Sehun?" dedi. "Senin ne işin var burada?"

Ayağa kalktım ama ona adımlayamadan sarsıldım.Başım döndü.

Jongin, "Kapıyı açın!" diye bağırdı. "Hemen!"

Geri çekilip tahta banka çöktüm.Kapı, ardındaki duvara çarparak sertçe açıldı.Jongin'in omzuma dokunan eline baktım.

"Sehun,iyi misin?" dedi.Ardından,"Hadi gel." diyerek beni ayağa kaldırdı.

"Gözün acıyor mu?" diye sordu.Çoktan sorgulandığım odaya girmiştik.Bir polis memuru sırt çantamı getirdi ve Jongin onu yanındaki bir adama verdi.

Departmandaki polisler sırasıyla Jongin'e yalakalık etti,sessizce yanında durdum.Ardından o komiser bana öyle bir baktı ki,kendimi feci rahatsız hissettim.

Jongin,"Çocuğun halini görmüyor musunuz?" dedi.Sesindeki kibirli siniri hissettim.

"Bu haksız muameleyi unutmayacağım.Hesabınızı gerekli mercilere verirsiniz."

Ve oradan çıktık.Jongin beni pırıl pırıl bir arabaya bindirdi.Koltukları yumuşacıktı.Yola odaklandı ve beni kaliteli görünen bir restoranda götürdü.Karşılıklı oturduk.

"Bir şeyler yiyelim,sonra da bir hastaneye gidelim.Yaralarına baksınlar."

Omzumu silkerek, "Ben temizledim." dedim. "Gerekirse hastaneye de giderim."

Jongin bir süre öylece bana baktı.Sonra ikimize de bir şeyler sipariş etti.Garson bizi tekrar rahatsız edene kadar konuşmadık.Yemeklerimiz geldi,Jongin şarap istedi ben bir şey içmedim.

Yuvamdan çıktığım andan beri başım beladan kurtulmuyordu.Şöyle bir düşününce ne gerek vardı ki tüm bunlara?Öyle emindim ki,Jongin nazik kişiliğinden kestirip atmasa bile bu bebeğe mırın kırın edecekti.Kendi başımın çaresine bakamayacak olduğumdan falan değil ama bu sorundan kurtulmak için benimle hastaneye gelmesini tercih ederdim.Zira 2 günde bir bebek aldırdığım falan yoktu.

"Seni aradılar öyle mi?" diye sordum.Tabağındaki eti keserken beni süzdü.

"Evet,fakat hemen gelemedim.Yurtdışındaydım.2 saat önce indim uçaktan."

Hadi ya.

Saatler boyu herife etmediğim küfür kalmamıştı.Umursamadığını,beni takmadığını düşünmüştüm kaldı ki hakkıydı da fakat o gelmişti.Hem de yurduna döner dönmez.

"Sen neden Seul'desin?" diye sordu. "Neden kavgaya karıştın?"

Lokmalar boğazıma takıldı.Burada mı söyleseydim yoksa beni daha tenha bir yere götürmesini mi isteseydim karar veremedim.

Sakinlikle ve biraz da yalanla sorularını cevapladım.Patlamış dudağım eti çiğnerken acıyınca,benim için küçük parçalara ayırmasına izin verdim.En azından bunu yapsın,herif beni hamile bıraktı yahu.

Yemeğimiz bitti.Ardından dışarıda dikiliyorduk.

"Arabana binelim." dedim. "Konuşacaklarımız var."

Jongin saatine baktı. "Sehun," dedi. "Yoğun bir programın içindeyim.Yönetmenlerle bir toplantım var.Seni hastaneye bırakayım ve istersen bir miktar para vereyim.Telefonumu da al.Bir ihtiyacın olduğunda arayabilirsin."

Bakın.Bu durumu tek başıma sırtlamayacaktım tamam mı?Beni başından atmaya çalışır gibi davranması asabımı bozdu.

"Paranı ya da yardımını isteyen kim?Seni aramalarını istedim çünkü öyle daha rahat ulaşırdım sana.Diyeceklerim var,dinle de yolumuza gidelim."

"Tamam,Sehun.O zaman programıma bir bakacağım ve-"

"S*keyim programını!"

Muhtemelen bilmem kaç bin dolarlık gömleğine yapıştım ama Jongin kımıldamadı.

"Beni hamile bırakırken de baktın mı o programına,ha?!Senden hamile kalmak için randevu mu alsaydım?!Beni sol elim değil sen hamile bıraktın!Neden susuyorsun,konuşsana puşt herif!"

Hamile olduğumu defalarca tekrar etmek bana da hiç iyi gelmedi.

Kim Jongin konuşmadı.

Göz bebekleri titreşti ardından öylece kaldı hiç konuşmadı.Geri çekildim.Sırt çantamı karıştırdım ve elime geçen çubukları sağ avucuna koydum.

"Hamileyim,Kim Jongin.Sakın bana 'benden mi?' gibi adice bir soru sorma seni öldüresiye döverim.Buraya geldim çünkü gece başımı yastığa koyduğumda rahatça uyuyabilmem için vicdanımı rahatlatmam şarttı.Belki tüm bu şeylerden kurtulurken bana destek olursun demiştim ama cidden sana gerek yokmuş.Çubukları da hatıra olarak saklarsın.Endişe etme.İşedikten sonra hepsini yıkadım.İşte şimdi yönetmenlerle olan toplantına gidebilirsin.Boktan günler dilerim."

Süratle oradan uzaklaştım.Bu benim Seul'e son gelişimdi.Bir daha kasabamdan ayrılmayacaktım.O kasabadan 2 kişi çıkmıştım tek başıma dönecektim.













Czytaj Dalej

To Też Polubisz

193K 11.2K 25
Ailesi dağıldıktan sonra Sehun hep üvey kardeşi Luhan'dan nefret etti ama Sehun'un ablası Hannah üvey kardeşleri Luhan'ı geri getirdiğinde her şey d...
890K 71.2K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
536K 18.6K 62
Bambaşka bir şehirde hiç beklemediği bir hayat Alevi bekliyordu. Annesi ve babasının boşanması ile Bursa'ya taşındılar. Şan şöhret hayatlarını İstanb...
217K 22.6K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️