Beeen geldim .Bu bölümü okulda derslerde yazdım şkmvcwmşw.Artık heyecanlıyım olaylar gelişmeye başlıyor.Teşşeküler İyi okumalaar.
Elimdeki balo kıyafetlerimle güç bela odaya ulaştıktan sonra kapıyı açamadığım için , arada sırada canım sıkıldığı zaman uyguladığım taktiği uygulayarak ayağımı kaldırıp açtım.Biraz nefes nefese kalmıştım ki kızlarım hepsi açık ağızlarla bana dönmüşlerdi.İçlerinden en insancıl olanı Duru tabiki ilk yardımıma koşan kişi olmuştu.
Elimdeki koca elbiseyi alıp yatağın üzerine serdi.''Ayy Alesyaa.Poyraz'ın aldığı elbise bu değil mi ?''
''Evet o elbise Kumsalcığım sakin olursan bakabilirsin.''Kumsal elindeki telefonu yatağın üzerine fırlatarak hemen elbisenin kılıfını çıkardı.
Elbiseyi havaya kaldırınca hepsi birden "oha" yaptı.Bu neydi ?Abartı canım.Ne var bunda büyütülecek alt üstü bir elbise.''Abartmayın kızlar ya.Ne kadar güzel olabilir ki ?''
Benay yatağın üstünde duran küçük yaslardan birini bana fırlattı.''Alesya Poyraz bu gece seni bu şekilde görsün , dibi düşecek bakta gör.Eğer öyle olmaz ise ben de Benay değilim.''
Fazla uzatmadan yanlarına gidip oturdum.Elimdeki topuklu ayakkabıları da komidinin kenarına bırakmayı ihmal etmedim.''Bu kadar heyecan yeter birazını da akşama bırakın.''
Hepsi daha da abartırlarsa kızacağımı bildiklerinden yanıma gelip oturdular.Tam konuşmaya başlayacaktım ki odanın kapısı çalınmasıyla sustum.
''Gel !''
İçeri giren kişi evlerinde çalışan hizmetli Fatma Teyzeydi.Kendimi bildim bileli burada çalışırdı.Tabii eskiden daha gençti orası ayrı.Şimdi de benim en sevdiklerimden kiviyi getirmişti.Hemen yataktan atlayıp elinden tabağı kapıp yanaklarına öpücük kondurdum.''Eline sağlık Fatma Sultan.''
''Afiyetle ye canım benim.''Daha fazla birşey demeden odadan çıktı.
Yatağa otururken ağzıma attığım kivi tişörtüme bulaşmıştı.Refleksim kuvvetli olmasaydı şuan yere düşüp halıyı kirleticekti.
''Aferim Alesya.Şimdi de bebek ol ve akşam balo yerine sütünü içip uyursun.Hem sen neden beyaz giydin ?Aslında bu aralar beyaz giyiyorsun farkettim de dikkat etmemiştim.''
''Hıı çok komik.Baloda görün siz beni o zaman bebek kimmiş görürüz.Beyaz konusuna gelirsek siyaha olan bağlılığımın önüne hiçbirşey geçemez ama bu aralar beni biraz boğdu.Beyaz takılacağım.''
''Saat daha 14:00.Bence film izleyelim.Bizimkilerde 20:00 de geleceklerine göre 17:00 kadar eğer üç saatte hazırlanabilirsek, boşuz.Hadi kalkın film izleyelim.''Kumsal'ın önerisine katılarak hepimiz salona büyük Tv'nin olduğu koltuğa oturduk.Televizyonu internete bağlayıp 'Sweney Todd' filmini açtık.
***************************
Tam tahmin ettiğimiz gibi saat 17:00 da kalkıp yukarıya çıktık.Önce ben yatağa atlayıp uzandım.''Ya biz baloyu boşverelim.Benim uykum geldi.''Kafamı yastığa güzelce yerleştirip uyuma pozisyonunu aldım.
''Alesyaa !''Hem korkudan hem de üstümdeki Kumsal yüzünden koskocaman bir çığlık odamı doldurdu.Ben çığlık atarken Kumsal da birden çığlık atınca üstümden onu atıp ağzını tıkadım.''Sen niye bağırıyorsun kızım ?''Ağzımdaki ellerini çekip baş parmağını damağına koyup geleneği yerine getirdi.
''Korkuttun Alesyaa !''Kafasına hızlı olmasada bir tane vurdum.''Şapşal sen ilk beni korkuttun ya ?!''Haklısın diyip kafasını salladı.
''Alesya kalk önce seni hazırlayacağız.''Duru'nun yönlendirmesiyle çıtımı bile çıkarmadan elindeki elbiseyi alıp banyoya girdim.Ben girerken ayakkabılarımı da elime tutuşturmayı ihmal etmemişti.Önce üzerimdekileri çıkartıp dolabın üstüne bıraktıktan sonra Benay'ın bu tarz elbiseler için verdiği sütyeni giydim.Biraz rahatsız ediyordu ama elbiseyi giyince onu destekleyeceği için umursamadım.
Elbiseyi askısından çıkartıp bacaklarımdan geçirdim.Saten elbisenin verdiği his tüylerimi diken diken yapmıştı.Elbiseyi vücuduma tam oturttuktan sonra ayakkabıları da ayağıma geçirip aynada kendime baktım sadece üst kısmımı görebiliyordum ama yakıştığını hissetmiştim.
Kapıdan önce kafamı çıkartıp onlara seslendim.Biraz nazdan kimseye zarar gelmezdi.''Gelsem mi kızlar ?''
Kumsal ayağa kalkamıyordu çünkü o çoktan elbisesini giyinmiş Benay'ın saçlarını yapmasıyla oturmak zorundaydı.''Alesya hemen çık beni ayağa kaldırma.''
Fazla naz arkadaş usandırırmış bildiğimden kapıyı açıp vücudumu dışarıya attım.Kollarımı açıp etrafımda döndüm.Topuklular ne kadar izin verdiyse onlara sunum yaptım.
''Alesya sen ilkokul çocuğu musun da pileli elbiseni göstermek istercesine etrafında dönüyorsun kuzum ?Birazcık bizden birşey gör ya rezil seni.''
Omuzlarımı silkip bana laf atan Duru'ya yastık fırlattım.''Her ne kadar son sınıf olsam da içimde küçük bir çocuk var siz anlamazsınız sizi gidi yaşlılar.''
Kumsal ağzını büzerek beni taklit etti.Sanırım elbisemin yeni farkına varacak oldu ki 'yuh'ladı.''Lan Poyraz varya hiç göründüğü gibi değilmiş.Seçimi o kadar güzelken üstünde de harika durması kesinlikle özel yetenek.''
Daha fazla beni övmelerini dinlememek için Duru'nun önündeki sandalyeye oturup saç ve makyaj için kendimi ona teslim ettim.
************ *************
Saat sekize on kala hepimiz hazırdık.
Ben Poyraz'ın benim için seçtiği siyah elbiseyi giymiştim.Sırtı omuzları hariç açıktı.Sol bacağında ise kocaman bir yırtmacı vardı.Bu elbise benim için fazlaydı ama bugün hayatım için özeldi işte.
Benay ; pudra renginde omuzları açık , kısa bir elbise giymişti.Esmer tenine o kadar uyumluydu ki yurtdışındaki kızlara taş çıkartırdı.
Kumsal ; Belinden boynuna doğru yükselen taşlı kısımdab oluşan elbisenin alt kısmı mini etekti.Beyaz elbisenin üstüne belinden itibaren tül eklenmişti.Kesinlikle çok zarifti.
Duru ise ;Dantel şeklinde üst kısmı olan elbisenin omuzlarında açık detaylı tül beyaz bir elbise giymişti.
Hepsi açık renk giyinirken aralında siyah olarak ben dikkat çekiyordum.Ama benim seçimim çoğu zaman siyahtan yanaydı.Bu yüzden sorun etmemiştim.
Artık aşağıya inme vaktimiz gelmişti.Hepimiz bu gecenin herkes tarafından güzel ve heyecanlı geçeceğini bildiğinden Kumsal dahi suskunduk.Salona indiğimizde Kumsal telefonuna odaklanmış ,Benay aynadan hala kendine bakmakla meşgul ben ise onları izliyordum.Duru çalan telefonu nefes vererek açınca hepimiz ona kitlenmiştik.
''Bizimkiler gelmiş.Hepsi kapıda bekliyormuş.Kızlar gazamız mübarek olsun.Ben sevgilimi daha fazla bekletemem hadi hızlı olun.''
Duru bizi beklemeden önden kapıya ulaştı ve dışarıya çıktı.Kumsal ise kapıya ilerlerken söylediği şeyle daha çok gerildim.
''Handan Teyze ve anne , öncelikle hoşgeldiniz ama artık güle güle.Kızın içeride Handan Sultan !''Kıkırdayıp o da çoktan dışarıya çıkmıştı.Benay destek vermek istermişcesine koluma dokunup o da önümden kapıya doğru ilerledim.Ben de artık gitme vaktim geldiğini kendime söyleyerek kapının önüne geldim.Önce annemle konuşacaktım ama annem benden önce davrandı.
''Poyraz seni arabasının önünde bekliyor kızım.Yani kavalyen o olmalı herhalde.Yanlız kendini sakın kaybetmeye kalkma sana güveniyorum ve bunu sakın boşa çıkarma annecim.İyi eğlenceler.''Yanağıma öpücük kondurup beni kapıya yaklaştırdı.Artık durmayı kesmeliydim bu yüzden durmadan kapıdan çıktım.Hepsi sanki beni bekliyormuşcasına izliyorlardı.Nefesimi bırakıp hepsine gülümsedim.Bakışlarım Ali'de durunca ona özel gülümsedim.Artık bakma sırası Poyraz'daydı.Bakışlarımı ona çevirmemle gülümsemem yüzümden silindi.Zaten o da gülmüyordu.
Çok nefes kesici olmuştu.Nasıl giyinmesi gerektiğini bilmiyorum ama Poyrazın giydikleri beni aşırı derecede etkilemişti.Sanırım Poyraz beni fazlasıyla etkiliyordu.Yanına yaklaşınca durdum.
''Merhaba.''Gülümsedim.
''Merhaba prenses !Buyurun lütfen.''Range-over'ın ön kapısını açmasına mı şaşırsam yoksa bana prenses diye hitap etmesine mi bilememiştim.Belki de kavalyem olduğundan böyle davranıyordur ya malum.
''Tabii.''Gülümsememi yüzümden silmeden koltuğa oturdum ve elbisenin etekleri sıkışmasın diye topladım.Kapımı kapatım sürücü koltuğuna geçtiğinde diğerlerinin çoktan gittiğini görmüştüm.Arabayı çalıştırırken kemerini takmayı ihmal etmediğini görünce tekrar gülümsedim.Ben de asla takmadan yola çıkmazdım ama bugün es geçebilirdim çünkü elbisem kırışabilirdi.
''Yakışmış.''
''Hı ?Efendim.''
Bana söylediğinden emin olmak istercesine tekrarladım.Arabada yanlızdık ama alışkın değildim işte.
''Elbise yakışmış ve güzel olmuşsun.''
''Teşekkür ederim bu konularda fazla iyisin.''Gerçi onu her konuda beğeniyordum ya.
Yol boyunca aramızdaki konuşma bundan ibaretken yanlızca nefes alışverişlerimiz hayat buluyordu o kadar.Balonun yapılacağı büyük salona geldiğimizde gözlerimi büyütmeden edemedim.O kadar büyük olmasına rağmen hem bahçesi kocamandı hem de kocaman terası vardı.
Binayı incelemeyi bırakınca gözlerim aşağı tarafa kaydı ve kızların hep birlikte bizi beklediğini gördüm.Bu sırada Poyraz arabayı durdurup görevliye anahtarı verip kapımı açmıştı bile.Uzattığı elini tutmakla tereddüt etsemde fazla uzun sürmemiştim.Bugün herşeyi göz ardı edip Poyraz'ın gerçekten hasretini giderebilirdim.
Arabadan inip yürümeye başlayınca ellerimiz daha güzel bir şekilde birleşti ve bu beni inanılmaz garip hissettirmişti.Kızların yanına varınca Duru ile Kumsal bizim ellerimize odaklanmışken ilk boş boğazlığı yapan Bora olmuştu.''Kimleri yanyana görüyorum ben ya ?Siz ne güzel ikili olmuşsunuz böyle.''Duru'nun kolunu sıkmasını umursamadan 32 diş gülmeye devam etmişti.
''Ya bizi o kadar aksattın ki Aleysa ile arkadaş olduğumuzu bile bilmiyorsun Bora'cım.''Poyrazın iğneleme lafıyla Bora'nın tepkisi herkesi güldürmüştü.
''Hadi canım.Siz ikiniz arkadaş ?!Hayatta inanmam diyeceğim de canlı kanlı karşımdasınız.Tamam halloldu bu iş.''
Bu çocuğun gülümsemesi asla kaybolmuyordu.Duru şanslıydı.Poyraz hep somurturdu yani genelde.Bora susunca Batu eksik kalır mı ?Biliyordu ya sevdiğimi ver gazı Batu ver !
''Umarım bu tabloyu daha beyazlıklar içinde görürüz Alesya Yenge.''Dediği şeyle benim ağzım 32 kat açılırken ağzımdan çıkan kelimeye engel olamadım.
''YAVAŞ BATU !''
Hepsi kahkaha atarken bir tek ben utanmıştım sanırım.
''Neyse çok konuştunuz içeriye geçelim hadi.''Hepsi beni onaylarken sırayla içeri girmiştik.En sonda Poyraz'la ben vardık daha girmeden Poyraz'ın elini bırakıp ters istikamete doğru yürüdüm.Fazla uzaklaşamadan Poyraz elimden tutmuştu bile.
''Alesya ne yapıyorsun güzelim ?''
''Poyraz ben giremem bütün son sınıflar içeride alışık değilim ben böyle ortamlara gideyim ben sen tek gir lütfen.''
''Alesya nefes al !''
''Tamam aldım bak , OH mis hava.Hadi bırak gideyim.''
''Çok konuşuyorsun Alesya.''
Elimden tutup içeriye sürüklemişti.Ellerimiz tekrar kavuşmuşken neredeyse tüm gözler bizim üzerimizdeydi.Biliyordum işte böyle olacağını.Odak noktasını vücudumla çekmekten nefret ediyordum.Poyraz'ın elimdeki elini bırakmak istedim ama izin vermedi.Kulağıma yaklaşıp fısıldadı ;
''Alesya eğer gergin olursan onlar seni daha da sıkar.Kendini rahat bırak dikkatleri dağılsın.Hem hergün yüzyüze geldiğin insanlar bu halini hiç görmediler bırakta rahat rahat şaşırsınlar.''
Dibimden ayrılırken tekrar söylendi.''Zaten biraz daha bakarlarsa ben onlarda bakacak göz bırakmayacağım da neyse.''
Kıskanmış mıydı o ?
''Sen kıskandın mı ?''
Gülerek sorduğum soruya cevap vermemişti.Kıskanmış olabilirdi bence.Böyle olsaydı güzel olurdu.
Güldüğüm için bir nebze de olsa rahatlamıştım.Masaya ilerledikleri gibi bizde bizimkileri takip ederek toplandık.Önce kimse konuşmayıp etrafı izliyordu.Daha sonra garsonlar servis yapmaya başlayınca masamıza konulan içeceklerden içmeye başladık.Önümdeki koyu renkli içeceği alırken alkol olup olmadığından emin olmak istedim.
''Bunlar da alkol yoktur değil mi ?''bardağı kaldırıp sanki öyle bakarsam görecekmişim gibi göz gezdirdim.Neyse ki buna gerek kalmadan Bora cevaplamıştı.
''Endişen olmasın yenge.Alkollü içecek yok.''
Yenge demesine takılmamam lazımdı yoksa kalbini kırabilirdim.Bu yüzden duymamış gibi devam edip içeceğimi yudumladım.Ben konuşmazken ortamın sessizliğinden sıkılan Kumsal sınavlar , gelecek hedeflerinden konu açtı.
Yaklaşık 20 dakikadır boş boş onları dinlerken sıkılmıştım.Hani eğlence ?Bu nasıl baloydu !?
Etrafı izlemeye başlayınca Duru yanıma yaklaşıp kulağıma konuştu.''Ne güzel dans ediyorlar değil mi Alesya ?''kıkırdamıştı.
Saniyeler sonra kendimi Poyraz'la beraber dans eden insanların arasında bulmuştum.Eğlence yok demiştim değiil mi ?Al sana eğlence Alesya !İtildiğimden dengemi kaybettim ama Poyraz sağolsun koluyla belimden destekleyerek engellemişti.
Elimden tutarak düzgün bir şekilde pozisyon aldık.Ben ne yapacağımı en ufak şekilde bilmezken Poyraz boncuk gözlerle bakmakla meşguldüm.O ise sırıtıp kollarını belime sarmadan önce kollarımı boynuna çıkartmıştı.Sanırım dizilerde izlediğim sahneyi sonunda kendimde yaşıyordum.Sevinmeli miydim ?Ağlamalı mı ?Sanırım utançtan yerlere yatabilirdim.
Ben şarkının ritmine ayak uydurmaya çalışırken beni yöneten Poyraz'dı.''Sen eğitimli falan mısın acaba Poyraz ?''
Ne alaka der gibi yüzüme bakınca tekrar konuştum.''Ne bileyim güzel dans ediyorsun.''
''Sen hiç romantik film veya dizi izlemedin mi Alesya ?Senin oradan birşeyler kapman gerekiyordu.''
''Hayır nefret ederim romantik filmlerden sadece korku ve fantastik türlerden hoşlanıyorum.Yani tamam birazcık eskiden izlemiştim.''
Gözlerime inanmadığını belirten bakışlarını yollarken ofladım.''Tamam izliyorum ama hiç erkek arkadaşım olmadı.İlk defa sende uyguluyorum.''
Şarkının ritminin hızlanması ile tek elimden tutup etrafımda döndürdü.İşte burayı çok görmüştüm.Şimdi de belim yer tabanıyla paralel belimden tutuyordu.Yüzümüz karşı karşıya idi.Neyse ki fazla sürmeden ayağa kalkıp eski pozisyonda devam ettik.
O şekilde şarkı hala bitmemişken sadece göz gözeydik.Eli hala belimdeyken çıplak olan sırtım ürperiyordu.Ben de farkında olmadan baş parmağımla ensesini okşadım.Gözleri daha bir farklı bakıyordu.İçimden onu gördüğüm zamandan beri geçen anılarımı düşündüm.4 yıl öncesinde kantinde rastlamıştım.O zamanlar daha çirkindi hatta bayağı çirkindi.Ben de pasaklı bir kızıl inek kızdım.
Diş tellerim vardı bu yüzden de kendimi hep ezmiştim.Yoktan yere uzaktan uzaktan onu izleyip kendime hakaret etmiştim.O da kantin sırasında beni itikleyip benimle dalga geçiyordu.Şimdi ise ikimizde evrime kafa atmıştık.Ben daha olgunlaşmış o ise boy atmıştı.Tabii tipi de onunla beraber değişmişti.Ama güzeldi.Onu severken ki masum düşüncelerime şuan gülsem de küçüktüm işte.Aşkın sadece evlenmekten ibaret olduğunu sanan ergen bir liseliydim.
Şimdi ise o günlerin dört yıl sonrasını yaşıyordum.Dört yıldır yanımda olmasının hayalini kurduğum adam kollarımda sarılıyorduk.Seviyordum işte.Dört yıl önce kalbim nasıl attıysa şuan da belimde olan elleri onu sadece daha da fazla artırıyordu.Bu hissi seviyordum.
Bu lise hayatımı da sevdiğim adamın kollarında noktalıyordum.Bu herkese nasip olmazdı cidden.Mutluydum.Elimde olmadan düşündüklerim yüzünden gülümsedim.
Ben gülümseyince Poyraz da gülümsedi.Çünkü göz gözeyken bunları düşünmüştüm.Gözümü bir kere kırpmadan gözlerinin açık kahvesinde onu hafızama tekrar kazımıştım.
''Neden güldün ?''diye sorunca sanki dünden hevesliymişim gibi hemen cevap verdim.
''Hani lise birden beri senden hoşlanıyorum.Bugün de o dört yılın sonundayız.Pek bir şey yaşamasakta kollarımdasın.''Tekrar gülümsemiştim.
Poyraz dudağını ısırarak gülmesini engelleme çalıştı.Neden güldüğünü düşünürken ben de güldüm.Kendi halime güldüm.Ben aptaldım.Az önce Poyraz'a onu sevdiğimi söylemiştiö değil mi ?
''Bunun böyle olmaması gerekiyordu Poyraz.İlk söyleyen taraf sen olmalıydın.İnanamıyorum kendime ya !Senin yüzünden düşünürken neden beni bölüyorsun !?Ben sana az önce bildiğin yürüdüm değil mi ?''
''Eğer bana aşkından bahsediyorsan ona yürümek değilde bildiğin bodoslama daldın diyelim.''
Kulağıma fısıldayarak söylediği şey yüzünden vücudum titremişti.Hayır zaten çok gergindim.Üstüne bir de yaptığı hareketler beni çileden çıkartmaya yetecek boyuttaydı.
Boynuma yakın olduğu için verdiği nefesten güldüğünü anlamıştım.Kafamı eğerek ayaklarımızı izlemeye başladım.O ise eski pozisyonuna geri dönmüştü.
''Alesya bana bak güzelim .''Bakmayacaktım.Ama o güzelim demişti.Başım benden habersiz çoktan yerden kalkarak gözlerimi gözlerine sabitledim.
Dudaklarımı deminden beri ısırmaktan sinir olmuştum.Yazı yazarken ,sinirlendiğimde ve utandığımda orada olmalarından nefret ediyordum.
Ben gözlerimi ona dikmişken onun gözleri dudaklarımı bulmuştu.Heyecandan dudaklarımı serbest bırakıp derin bir nefes verdim.Bir anda ne olduğunu anlamadan Poyraz'ın elimden tutup ilerlemesiyle dans eden bizimkilerle göz göze gelince utançtan mahvolmuştum.
Poyraz'ın sürüklemesi sona erince çatı katına geldiğimizi farkettim.Ve yine kurban ben olarak birden kendimi Poyraz'ın kolları arasında buldum.''Immm çikolata.En sevdiğim koku ve sevdiğim kadın ikilisi.Güzel.''
Duyduklarımı idrak etmeye çalışırken mutluluktan kollarımı Poyraz'ın boynuna doladım.Sanırım benden mutlusu yoktu şuan.
Bu yıldızlı gecenin altında sevdiğim adamın kolları arasındaydım.Bana sevdiğini söylemişti.Önce söylemesi gereken o iken ben söylemiştim ama sonucunda ikimizde itiraf etmiştik.İlk adımı atan ben olsam bile.
Belimdeki elleri biraz daha sıkılaşmıştı.Baş parmağı belimi açıkta bırakan elbiseden itibaren bel gamzemi okşuyordu.Bedenimde oluşan ufak titreme dalgasını kenara bırakıp , parmaklarımı saçlarında dolaştırdım.İpek gibi olması cabası.
Kafam karmakarışık ne yaptığımdan habersizdim.Poyraz şuan kollarımın arasında o kadar masumdu ki.Bakmaya kıyamıyordum.
Durumuzu bozan Poyraz oldu.Başınu boynumdan kaldırıp yüzümü incelemeye başladı.Sanki hafızasına kazımak ister gibi.Kaşları çatılıyordu.Beni korkutmuyor değildi ama en son zarar vereceği kişinin ben olduğumu bildiğim için rahattım.
O benden uzundu ama ayağımdaki topuklu ayakkabılar sayesinde eşitlenmiştik.Olası olay koşulları eşitlenmişti.Benim ellerim boynunda onun elleri ise belimdeydi.
Yüzlerimiz fazlasıyla yakındı.Olacakları tahmin etmem zor olmadı.Dudaklarımın üstünde hissettiğim dudaklarla gözlerimi yumdum.Belimdeki elleri artık yerini terketmiş çoktan yüzümü kavramıştı.
Ellerimi saçlarına çıkardım.Bunu sevmiştim.Hatırı sayılır derecede nazik ve uzun bir öpücüğün ardından dudaklarımız ayrılmıştı.Alnını alnıma yaslayıp nefes verdi.Daha sonra ben tekrarladım.
"Beni sevilmeye layık gördüğün için teşekkür ederim , kızıl kafa.Ve senden özür dilerim."
İçime kurt düşürmeyi başarmışken sesimi çıkarmadım.Bu sefer ben kollarımı beline doladım.Başımı göğsüne yasladım.Saçlarımı okşamaya başlayınca huzuru tattım.
"Seni seviyorum Alesya."
Göğsünde oluşan kıpırtı ve itirafı karşısında sırıttım.Olmuştu işte.Bir zamanlar imkansız olan olaylar şu anda merkezinde ben olarak yaşıyordum.
"Artık gidelim mi ? Çok uzak kaldık.Yanlış düşünürler."
Soruma karşılık elimi tutup içeri yürümeye başladık.Lavabonun önünden geçerken duraksadım ve lavobaya girdim.
"Sen git ben geleceğim."
Kafasını sallayıp uzaklaştı.Aynanın karşısına geçince suratımın kıpkırmızı olduğunu gördüm.Ne kadar cildim beyaz olsa şu anki fondöten bilr onu kapatamamıştı.Domateslesmiştim.
Elimi yüzüme su vurup kuruladım.Lavobadan çıkmak için kapıya yöneldiğimde dışarıdan gelen sese kulak kabarttım.
Bu bir kızın ağlama sesiydi.Hemde normalinden değil de en beterindendi.Hıçkırarak ağlıyordu.
Sesin nereden geldiğini takip ettiğimde yangın merdiveninin kapısının aralık olduğunu gördüm.
Yavaş adımlarla kapıya ilerdiğimde içerisi karanlıktı ve girmeye cesaret edemedim.
"Lütfen yardım edin !"
Kızın yardım istemesine rağmen burada kalamazdım.Kapıyı sonuna kadar açıp içeriye az da olsa ışık girmesini sağladım.Demir kapının yanlarına tutunarak içeri girdim.Burası bina boşluğuydu.
"Kim var orada ?Neden ağlıyorsun? "
Kızın gölgesini gördüğümde ona doğru ilerlerken arkamdan gelen sesle irkildim.Korkudan kalbim çarpmaya başlamıştı.
Yanına vardığımda kız ayağa kalkıp bana sırıtmaya başladığında bu işte birşeyler olduğunun farkına vardım.Ama her şey için çok geçti.Kalbimin sıkışmasıyla bilincimin kapandığını hissettim.Kızın söyledikleri ise bilinçaltıma yerleşmişti.
"Biz bayıltmadan kendini bize teslim etti.Düşündüğümden de kolay oldu değil mi Boray ? "
Ummmarımm beğenirsiniz.10.02.18
02.08