Korkusuz -Divergent/Uyumsuz F...

By katenight

114K 5.1K 1.7K

Bu hikaye 2 bölümden oluşan bir Eric Divergent Fanfiction'udur. Hikaye içerisinde Arrow'dan da alıntılar vard... More

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-
1 - Topluluk
2 - Pislik
3- Biri Şunu Sustursun
4- Bir Bir
5- PSİKOPAT
6- Açılmaması Gereken Kapı
7- Demek Öyle
8- Korkular
9- Gerçekler Acıtır
10 - Run Joey Run
12- Ne İstediğine Karar Ver
13- Bastardo
14- Wing Man Four
15- Angel Down
16- Benimle Kal
17- İhanet
18- Basic HEEL Turn
19- Keçileri Kaçırmak
20- Mal Paylaşımı
21- Savaş Klubü
Akışına Bırak Tanıtım
22- Kıskançlık Sonsuzdur
23- Tanım: Üçüncü Teker
24- Herşey Değişti
25- Küçük Hırs Canavarı
26- Final
27- Son Sınav
28- Geri Kalan Hayatımın İlk Günü
29- Tek Seçenek (FİNAL PART 1)
30- Vazgeçtiklerimiz (Final Part 2)
EK BÖLÜM - Aitlik
Ek Bölüm: Buzdan Kalp
Ek Bölüm: Acı Bir Kez Daha
Yazar Notu
2. Kitap 1.Bölüm -Sensizlik-
2. Kitap Spoiler..
2. Kitap 2. Bölüm "Açık Yara"
2. Kitap 3. Bölüm "Saydam"
Yazar Notu
2. Kitap 4. Bölüm "Geri"
2. Kitap 5. Bölüm "The Big Bang"
2. Kitap 6. Bölüm Part 1 "Dean"
Yazar Notu

11- İntikam Dayağı Soğuk Yenir

3K 150 80
By katenight

İlk tepkim NELER OLUYOR olsa da bir kaç saniye sonra istemeden karşılık vermeye başladım. Eric dudaklarını geri çektiğinde derin bir nefes aldım. Kafamı geri çekmek üzereyken tekrar dudakları benimkilere kapandı. Ellerimi kaslı kollarına koyduğumda belimi biraz daha sıktı. Bunun nereye gitmek üzere olduğunun farkına vardım. Ellerimle onu itmek istesem de beynim bana karşı çıktı ve sert ama ateşli öpücüğün tadını çıkarmam için bana emir yolladı. Kendimi Eric'e daha çok bastırdım. 

"Eric! Hemen o kıçını kaldır ve kapıya bak!" diye bağırdı birisi. Eric dudaklarını bu sefer daha uzağa çekti ve pozisyonu bozmadan kafasını kapıya çevirdi. 

"Birazdan gider." dedi ve ben gülümsemeye başladığımda suratının kenarında minik bir sırıtmayla tekrar dudaklarıma eğildi. Tam dudaklarımız değerken bir çığrınma daha duyduk.

"ERİC!" Eric burnundan nefes verdi ve ellerini belimden çekti. Vücudunu benimkinden çekince istemeden titredim. Suratımızın yakınlığını bozmadı.

"Burada kal." dedi ve kaslı vücudunu mutfaktan çıkardı. Kendimi istemeden tezgaha yasladım ve elimi alnıma koyup nefesimi düzenlemeye çalıştım. Az önce ben liderimle mi öpüşmüştüm? Doğrulama, o beni öpmüştü. Benim sinir olduğum ve eğer şansım olsaydı Pit'teki uçurumdan atacağım psikopat beni öpmüştü. Peki neden bu kadar hoşuma gitmişti? Gözlerimi kırpıştırdım ve derin derin nefes almaya devam ettim. Cevabı bilmiyordum. Birkaç konuşma sesi duyunca dikkatimi kapıya verdim. Birşey anlayamadan kapı kapandı ve mutfağa doğru gelen adımlar duydum. Ne yapmam gerekiyordu? Hiçbirşey yapmadan haraketi ondan mı beklemeliydim yoksa çıkıp gitmem mi gerekiyordu? Ben karar verene kadar Eric'in aynı sırıtışla içeri girdiğini gördüm. 

"Nerede kalmıştık?" dedi bana doğru yaklaşırken. Ateşin yanaklarıma bastığını hissettim. Bana doğru geldiğinde ellerimi göğsüne koyup daha fazla yakınlaşmasını engelledim.

"Bunu neden yaptın?" dedim gözlerimi ondan ayırmayarak. 

"Çok soru soruyordun." dedi. Sırıtışı tekrar kaybolmuştu. Tezgahla onun bedeninin arasından çıktım.

"Sanırım gitmem gerek." 

"Kalabilirsin." dedi kollarını birbirine bağlayıp tezgaha yaslanırken. 

"Her az daha tecavüze uğrayan acemiyi odana getirip öper misin?" dedim aynı onun gibi kollarımı bağdaştırarak.

"Hepsini değil." dedi ve tekrar sırıttı. Derin bir nefes verdim ve kapıya yöneldim. "Hey!"

"Ne var?" dedim arkamdan geldiğini hissettiğimde. 

"Bunu... Yani içerde olanı. Kimseye söylememelisin." dedi. Açıkçası beni durdurup gitme diye yalvaracağını ve tekrar öpeceğini bekliyordum. Hayal kırıklığıyla ona doğru döndüm.

"Neden?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Bir lider ile aceminin böyle şeyler yaşaması hoş karşılanmaz." dedi ciddiyetini koruyarak. HA ÖYLE Mİ ERİC? 

"Neden birine söyleyeceğimi düşündün ki? Benim için bir önemi yoktu." dedim. Yüz ifadesinin değişimine kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Katy 2 Eric 0. En azından benim açımdan. Hıh şeklinde ses çıkarıp saçlarımı savurdum ve kaşlarını kaldırmış Eric'i odasında bırakıp koridora çıktım. Gol. İçimde hem hayalkırıklığı, hem de kızgınlık vardı. Hayalkırıklığına uğramıştım çünkü öpücük mükemmeldi ve devamının olmayacak olması çok zoruma gidiyordu, sinirliydim çünkü benim için önemi vardı ama Eric için olmadığına emindim. Omuzlarım çökük bir şekilde yatakhaneye doğru yürüdüm. Bütün gün izinliydim. Fakat yatıp uyumak istemiyordum. Yatakhaneye girdiğimde saate baktım. Yemek saati neredeyse gelmek üzereydi. Saçlarımı ıslak bırakdığımı hatırladım ve aynaların olduğu yere ilerledim. Saçlarımı açtım ve tarağı elime aldım. Düzene sokmak zor olacak gibiydi. Saçlarımı rahat on beş dakika boyunca düzene sokmaya çalıştım sonra açık bırakmaya karar verdim. Üstüme hırkamı giydim ve milletin toplandığı yemekhaneye yürüdüm. Gözlerimi masalarda gezdirdim ve James ile Alice'i buldum. Onlara doğru ilerleyip James'in yanına, Alice'in karşı çaprazına oturdum. 

"Hey." dedim masaya kollarımı koyarken.

"Katy!" dedi James tek koluyla bana sarılırken. Yavaşça gülümsedim.

"İyi misin?" dedi Alice elini bana uzatırken. Masanın üstünden elini tuttum ve birkaç saniye sıkıp bıraktım.

"Evet, merak edilecek birşey yok." dedim dudağımı ısırırken.

"Eric sana ne yaptı?" diye sordu James gözlerini üstümde gezdirirken. Tedirginlik duygusunun tüm göğüs kafesimi kapladığını ve sıkıştırdığını hissettim. 

"Ne demek istiyorsun?" dedim aceleyle. James deliymişim gibi bana baktığında Alice'in kıkırdadığını hissettim.

"Diyorum ki ne yaptı? Nereye götürdü?" dedi çatalını tabağına bırakırken. 

"Ha şey. Odasına. Uyudum." dedim gözlerimi tabağıma kaçırarak. James kaşlarını kaldırarak bana baktı. Sıkıştığımı farkedince yardım et diye çığlık atar gözlerle Alice'e baktım. Alice durumu anladığı anda öksürdü.

"Evet, Eric hatta tüm gün kontrol odasında Steve'in yaptığını doğruluyordu." dedi. İçten ve teşekkür eden bir gülümsemeyle Alice'e baktım. James görmeden göz kırptı. 

"Benim kaçmam lazım. Duş alıp yatacağım. İyisin değil mi?" dedi James bana bakarak. Kafamı sallayıp gülümsedim. Yine tek koluyla bana sarıldı ve sonra Alice'e göz kırpıp masadan kalktı. Alice James gidene kadar bekledi ve koşarak yanıma gelip James'in boşalttığı yere oturdu.

"Neler oldu?" dedi heyecanla. Elimi masaya yaslayıp suratımı içine koydum ve derin bir nefes verdim.

"Buradan nefret ediyorum. Aiden'dan buraya kaçtım, halime bak." dedim fısıldayarak. 

"Aman tanrım. Yoksa...?" dedi kaşlarını kaldırıp bana bakarak. 

"HAYIR!" dedim kafamı kaldırıp. "Merak etme barış yapmadık." dediğimde koluma vurdu ve kızarmaya başladı.

"Katy! Hala o olaydan utanıyorum." dedi gözlerini kaçırarak. Haline gülümsedim. 

"Aramızda soğuk bir savaş var, ve Eric hiç yardımcı olmuyor." dedim kafamı tekrar elime yaslayarak. 

"Ne demek istiyorsun?" dedi şüpheyle bana bakıp.

"Önce bana bıçak fırlatıyor,  sonra bana yardım ediyor, sonra beni tersliyor, sonra beni kurtarıyor, sonra beni öpüyor ve sonra neredeyse odasından kovuyor." dedim. Alice gözleri uzağa bakıyor gibi kısıp arkama baktı.

"Sonra da bir kızla flörtleşiyor." dedi. Alice'in baktığı noktaya döndüm. Bir kız Eric'in yanında oturmuş FAZLASIYLA yakın oturuyordu. 

"Heh, dakika bir gol bir." dedim önüme dönerek. Katy 2- Eric 1.

"Bir dakika! Seni öptü mü!" diye bağırdı. Kimse bizi duymasın diye öptü mü kısmında ağzını kapadım.

"Sessiz olur musun? Eric kimseye söylememem konusunda uyardı." dedim elimi ağzından çekerek. Alice şaşkınlıkla bana bakmaya devam etti. 

"Peki ne yapacaksın?" 

"Ne yapacağımı söyleyeyim. Eric böyle oynamak istiyorsa, onun istediği gibi oynayacağım."

-

Sabah herkesten birkaç dakika erken kalktım ve Alice'i uyandırdım. Alice'e planımın ne olduğunu söylememiştim, aslında tam da bir plan sayılmazdı. Sadece Eric'e benimle oynamaması gerektiğini anlatmak istiyordum. Bir gün beni öpüp akşamına başka bir kızla oynaşması beni deli ediyordu. Tanıdığım iki erkek Dean ve James'ti ve Dean yakınlaşmak istediğim son kişiydi. Normalde James'i bu durumlar için kullanmazdım, ama durum farklıydı. Alice ile birlikte Pit'e girdik ve James'in yanına ilerledik. 

"Günaydın." dedi James bizi görüp gülümserken. 

"Günaydın." dedik Alice ile. James bana baktı.

"Daha iyi misin?" dedi kaşları hafif çatık bir şekilde. Kafamı evet anlamında salladım.

"Teşekkürler. İkinize de. Yanımda olduğunuz için." dedim. Önce Alice'e sarıldım ve tam Eric'in Pit'ten içeri girdiğini gördüğümde kendimi James'in üstüne resmen fırlattım. James neyse ki, güçlüydü ve beni zamanında yakaladı, böylece düşmemiş olduk. İstemeden kahkaha attım. Kafamı çevirdiğimde Alice yanımızdan gitmişti bile. Gözlerim Eric'i aradı. DEMEK BURADASIN ERİC. Bu kız kimdi? Kesinlikle öğrenmem gerekiyordu. Kızın acemi olduğu belliydi ama daha önce böyle birini gördüğümü hatırlamıyordum. Saçları kıpkırmızı boyanmıştı, kaşında piercing vardı ve kollarını dövme ile kaplatmıştı. 

"James?" dedim James'e dönerek.

"Evet Kedicik?" dedi. Kedicik lafına ne kadar sinirlensemde şuan kırmızı yelloz daha önemliydi.

"Şuradaki kırmızı saçlı kızı tanıyor musun?" dedim kafamla Eric'in olduğu tarafı göstererek. 

"Eva mı? Tam bir afet değil mi?" dedi sırıtıp bana bakarak. Kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Değil." 

"Kıskançlık mı seziyorum yoksa?" dedi ve elini omzuma götürüp silkeledi. "Tam şurada?" 

"Kes sesini!" dedim koluna vurup gülerek. Bembeyaz dişleriyle gülümsedi. 

"Kızma tamam. Sen çok daha güzelsin." dedi ciddileşerek. Gülümsedim. 

"Kim peki o?" 

"Bizimle gelen acemilerden biri. Sanırım Korkusuz doğumlu."

"Peki neden tanımıyorum?" dedim tekrar kızı süzerek.

"İlk geldiğimizde saçları kahverengiydi ve kolları dövmeli değildi." dedi tekrar gözlerini ona çevirerek. Eric'in gözleri bize doğru kaydığını hissettiğim anda James'e döndüm. 

"Sorun nedir?" dedi ben hızlıca kafamı çevirince.

"Hiç. Birşey yok." dedim sırıtarak. Elini kaldırıp burnumu sıktı. 

"Kıskanmadın değil mi?" dedi o da sırıtarak. Poker face yüzümü takındım ve kollarımı bağdaştırdım. 

"Ben. Onu. Phhh. Ben mi?" dedim James'e bakarak. Ellerini suçlu gibi kaldırdı ve sonra güldü.

"Birşey demedim. Siz kızlar.." dedi ve göz devirdi. 

"Ne demek biz kızlar?" dedim itiraz eder gibi sesimi yükseltirken. 

"Sizi anlamak çok zor." dedi ve güldü. İstemeden gülümsedim. James inanılmaz yakışıklıydı, fakat Eric'in yanında benim için sönük kalıyordu. Eric'in dövmeleri, piercingi, buz gibi mavi gözleri... Kafamı salladım ve kendimi bulunduğumuz dünyaya geri döndürdüm. Eric beni istemiyordu. İstemeyecekti de. James kolunu omzuma atınca irkildim ama gülümsemeye devam ettim. 

"Peki güzellik? Akşam yemeğine çıkmak ister misin?" dedi gülümseyip kolunun altındaki bana bakarken. 

"Yemekhaneye mi yani?" dedim gülmemek için zor dururken.

"Kesinlikle." dedi ve sonra devam etti. "Spesiyel olarak da Korkusuz keki veri..."

"Sen. Acemi. Ringe." dedi o alışkın olduğum soğuk ses. Birlikte Eric'e döndük. James kafasını otoriteye karşı tamam anlamında salladı ve kolunu çekip ringe yürüdü.

"İyi şanslar." dedim arkasından kısık ama Eric'in duyabileceği seste. Niye mutluluğumu bozmak zorundayda ki? Eğer o başkalarıyla ilgilenecekse benim de hakkım vardı. Eric benim hiçbirşeyim değildi. James ringe girip Eric'in rakibini seçmesini bekledi. Eric gözlerini bizim üzerimizde gezdirdi. Fakat ringe birini göndermek yerine kendisi yürümeye başlayınca istemeden nefesimi tuttum. 

"Siz beceriksizlere nasıl savaşılacağını göstermemiz gerekiyor." dedi Eric ringe girerken. Gözlerim James'in sıktığı ellerine takıldı. 

"Ben...Sizinle mi..." diye başladı James ama Eric bitirmesine izin vermedi.

"Korkuyor musun acemi?" dedi James'e yürüyerek. James kararlılıkla kafasını hayır anlamında salladı. 

"Güzel." dedi Eric dudak bükerek. Başlamasını emreder bir şekilde kafasını salladı ve James'ten ilk hamleyi bekledi. James yumruğunu Eric'in suratına doğru savurdu fakat Eric fazla hızlıydı. Anında yana kaydı ve James'in yumruğunu tutup yere fırlattı. James yerde sürüklenirken dudağımı sertçe ısırdım. James kendini çabuk toparladı ve kalkıp tekrar Eric'e saldırmayı denedi. Eric tek bir harakette yine onu yere serdi ve fena patakladı. James'in burnu kanamaya başlayınca Eric üzerinden çekildi ve ayağa kalkıp üstünü düzeltti. 

"Bugünlük bu kadar." dedi. Göz göze geldiğimizde ringden indi ve Pit'ten dışarı yürümeye başladı. Eric ringten çıkınca yerde yatan James'e ve yanında eğilmiş Alice'in olduğu yere koşturdum. James'in yanına diz çöktüm. Ağzı burnu kan içindeydi ama yine de beni görünce gülümsedi. 

"İyiyim ben. Sorun yok." dedi bizi yatıştırmayı denerken. Tekrar dudağımı ısırıp kalkmasına yardım ettim. Dean ve bir çocuk daha James'in kollarını omuzlarına attılar ve Pit'ten dışarı, revire yürümeye başladık. Pit'ten çıkınca biri beni kenara çekti. Beni kenara çeken Alice'e baktım. 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağrınmaya başladı. Önce ne olduğunu idrak etmem uzun bir süre aldı. 

"Ben birşey yapmadım." dedim savunma mekanizmam harakete geçerken.

"Senin yüzünden oldu. Eric'i kıskandırmak için James'i kullanmamalıydın! O senin oyuncağın değil!" diye bağırdı. 

"Ben..." diye ccümleme başladım ama elini kaldırıp beni susturdu. 

"Dokunduğun herşeyi yıkmak zorundasın değil mi?" dedi ve arkasını dönüp hızla James'in peşinden koşmaya başladı. Kendimi duvara yasladım ve gözyaşlarımı geriye doğru ittirdim. Sonra hızla yürümeye başladım, nereye gittiğimi çok iyi biliyordum. Birkaç koridor geçtim ve hızla Eric'in kapısını vurdum. Bu yaptığının hesabını verecekti. Kapıyı sertçe yumrukladım ve açmasını bekledim. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. İzin bile istemeden kendimi içeri attım ve sinirle Eric'e baktım.

"Sen... Ben... Iggh! Ne diyeceğimi bilemiyorum! Ne yaptığını sanıyorsun!" diye bağırdım Eric kapıyı kaparken. Kollarını birbirine geçirdi ve bana baktı.

"Ne yapmışım?" dedi sakinliğini koruyarak. 

"Bilmemezlikten gelme! Eric, senin yarın eğitimindeki birini dövdün!" dedim bağırmaya devam ederek. 

"Peki neden yaptım?" dedi bana doğru yaklaşırken. 

"Bilsem burada olmazdım heralde!" dedim. Erkeksi kokusu burnuma vurup beni kendimden geçirmesi nedeniyle sesim eskisi kadar çok çıkmadı. 

"Anlaman uzun sürebilir." dedi bana iyice yaklaşırken. O yaklaştıkça bir adım geri gittim. Sonunda birşeye çarptım ve durdum. 

"Bunu yapmamalıydın." dedim geri gitmekten vazgeçerek.

"Bunu mu?" dedi ve bir elini belime koydu. Vücudumdaki tüm kasların kasıldığını hissettim. Beni kendine çekti ve dün yaptığı gibi vücudumuz arasındaki mesafeyi kapadı. 

"Yoksa bunu mu?" derken dudaklarını benimkilere sürttü ve boynuma doğru indirdi. Dudakları yavaşça boynuma değdiğinde titredim. 

"Eric dur." dedim zoraki konuşurken. Dudaklarını boynumdan çektiğinde hayalkırıklığı içinde nefes aldım. Cidden durmasını beklemiyordum açıkcası. Yine de kızgın surat ifademi bozmadım. 

"Bir gün beni öpüp, ertesi gün başka kızla oynaşıp, bana yakın olan birini dövüp tekrar beni öpemezsin." dedim cümlemin ne kadar karmaşık çıktığına şaşırarak. Gözlerini açarak biraz geri çekildi ama mesafeyi bozmadı. Sonra bir anda kahkaha attı. Kahkahasını ilk defa duyuyordum ve beni inanılmaz etkilemişti. Gülümsememek için kendimi zor tuttum. Sinirli durmam gerekiyordu. Kahkahası biraz uzun sürünce benimle dalga geçtiğini farkettim. Her zamanki ıgghh sesimi çıkardım ve kendimi ondan kurtarıp kapıya yürüdüm. Bir anda dünyam döndü ve kendimi yine Eric'in kolları arasında buldum. Bu sefer daha demin tuttuğundan çok daha sıkı tutuyordu ve kurtulma gibi bir olasılığım yoktu. Bir anda dudaklarını dudaklarımda hissettim. Zaten daha önceden ısırdığım dudağımın Eric'in sert öpüşü ve ısırığı nedeniyle kanadığını hissettim ama Eric durmadı. Ben nefessiz kalana kadar dudaklarını dudaklarımdan ayırmadı. Birkaç santim geri çekildiğinde derin bir nefes aldım. 

"Sana dokunan herkesi öldürürüm."

-

-

-

-

Veeee ben geldiiiim. Gecikme için çok özür dilerim.

Normalde olması gereken son bölümün daha az okunmasıdır, 9. bölümü 8.bölümden, 8.bölümü 7. bölümden daha çok kişi okumuş. Birileri hikayeyi tersten okuyor ama hadi bakalım, umarım öyle de güzeldir :D 

Multimedyada sevgili James'imiz vaar. Çok tatlı değil mi? (birazdan eklicem yanlislikla sildim)

Aşağıdaki ikililerden hangisini destekliyorsunuz? 

Alice/James

Katy/Eric

Katy/James

Katy/Dean

Eva/Eric

Bu bölüm Eda Söğütlü'ye gidiyor, nedeni ise on dakikalık yayınladığım düşüncelerinizi soran yazar notunda neredeyse herşeyi tahmin etmesi... Nasıl bir hayal gücü var ise :D Maşallah diyelim... 

Birkaç sonraki multimedyalarda Eric ve Katy yerine yan karakterli paylaşacağım, Alice, Eva, James, Dean gibi... Four, Eric ve diğerlerini zaten Veronica Roth sağolsun tanıyoruz :D 

Neyse.. Sizi çok seviyorum ve bilin ki tüm yorumlarınız en küçük olanlar bile benim için milyonlarca yorum değerinde. Şikayet veya rahatsız olduğunuz birşey varsa söylemekten çekinmeyin başım üstüne, değiştirmeye çalışırım, bu hikayeyi sizin için yazıyorum sonuçta. 

Siziii çoook çok çok çok çok seviyorum <3 

Continue Reading

You'll Also Like

831 129 9
Bunu nasıl yaparsın Baba beni nasıl hiç tanımadığım insanlara emanet edersin pardon ya ne emaneti sen beni zevklerin için mafyaya sattın.Dedim bağıra...
20.2K 1.5K 33
her hikayede alışık olduğumuz masum kız ve ona eziyet eden bir yan karakter kızımız vardır. Şimdi sizi bu hikayanin yan kararakter denilen kötü kızın...
95.2K 3.8K 31
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
4.4K 258 15
-tamamlandı- Her ilişki gibi onların ilişkisi de bitti. Sonu hüzündü, hem de baya bi' gözyaşı ile doluydu. Çünkü konu onlar için birbirleri oldukları...