Korkusuz -Divergent/Uyumsuz F...

By katenight

114K 5.1K 1.7K

Bu hikaye 2 bölümden oluşan bir Eric Divergent Fanfiction'udur. Hikaye içerisinde Arrow'dan da alıntılar vard... More

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-
1 - Topluluk
2 - Pislik
3- Biri Şunu Sustursun
4- Bir Bir
5- PSİKOPAT
6- Açılmaması Gereken Kapı
7- Demek Öyle
8- Korkular
9- Gerçekler Acıtır
11- İntikam Dayağı Soğuk Yenir
12- Ne İstediğine Karar Ver
13- Bastardo
14- Wing Man Four
15- Angel Down
16- Benimle Kal
17- İhanet
18- Basic HEEL Turn
19- Keçileri Kaçırmak
20- Mal Paylaşımı
21- Savaş Klubü
Akışına Bırak Tanıtım
22- Kıskançlık Sonsuzdur
23- Tanım: Üçüncü Teker
24- Herşey Değişti
25- Küçük Hırs Canavarı
26- Final
27- Son Sınav
28- Geri Kalan Hayatımın İlk Günü
29- Tek Seçenek (FİNAL PART 1)
30- Vazgeçtiklerimiz (Final Part 2)
EK BÖLÜM - Aitlik
Ek Bölüm: Buzdan Kalp
Ek Bölüm: Acı Bir Kez Daha
Yazar Notu
2. Kitap 1.Bölüm -Sensizlik-
2. Kitap Spoiler..
2. Kitap 2. Bölüm "Açık Yara"
2. Kitap 3. Bölüm "Saydam"
Yazar Notu
2. Kitap 4. Bölüm "Geri"
2. Kitap 5. Bölüm "The Big Bang"
2. Kitap 6. Bölüm Part 1 "Dean"
Yazar Notu

10 - Run Joey Run

2.8K 145 47
By katenight

Bölümü yazarken dinlediğim şarkı Ben Cocks- So Cold'du sizin de o şarkıyla dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar :D

-

-

"Korkusuz." dedi Bill tek nefeste. Gözlerimin dolduğunu hissettim ve koşarak perdeyi açtım ve çıktım. 

"Katy bekle!" diye bağırdı Eric ama bekleyemezdim. Ailem sandığım kişiler az daha hayatımı karartacaktı ve ne için. Dürüstlüğü yönetmek için. Nefes alamıyordum. Biryerlere varana kadar koştum. Koridordan koridora geçtim. Sonunda daha fazzla dayanamayacağımı hissettim ve duvara yaslandım. Birkaç saniyede Eric koşarak geldi ve önümde durdu.

"Cidden hızlı koşuyorsun." dedi fakat koşmak onda pek etki etmiş gibi görünmüyordu. Duvarın dibine çöktüğümde bütün görüntüm bulanıklaşmıştı. Sıcacaık göz yaşları yanaklarımdan aşağı süzülmeye başladı. Eric hiç beklemeyeceğim bir haraket yaptı ve benim yanıma çöktü.

"Kim onlar?" dedi bana bakarak.

"Babam ve nişanlım." dedim. Dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerime koydum.

"Sen nişanlı mıydın?" dedi. Sesindeki şaşkınlık tonunu ilk defa duyuyordum.

"Evet." 

"Ama sen kü..."

"Evet. Küçüğüm." dedim sözünü keserek. Normalde olsa büyük ihtimalle sözünü kestiğim için azar yerdim. Ama tuhaftır ki bu sefer birşey demedi.

"Burada güvendesin." dedi sadece. Anlatmamı beklediğini biliyordum, ama anlatmayacaktım. James ya da Alice'e anlatabilirdim. Ama Eric'e hayır. Bir iyi bir kötü olan birinin sonra ne yapacağını bilemezdim. O yüzden sadece kafamı dizlerime koydum ve ağlamaya devam ettim. Birşey yapmıyordum, gözyaşları kendi dökülüyordu. 

"Odama gitmem gerek." dedim bir anda ayağa kalkarken. O da ayağa kalktı ve karşımda durdu. Bir anda ona sarıldım. Önce şaşırdı fakat sonra iki elini belime koydu. Sonra ne yaptığımı farkettim ve hemen geri çekildim. Özür dilemek için ağzımı açtım ama sözümü kesti.

"İyi olduğuna emin misin?" dedi. Gözünde bir alay yada aşağılama aradım ama bulamadım. İlk defa gerçekten soruyordu. 

"Umrunda mı?" dedim gözlerimi ondan ayırmadan. Yine cevap vermedi. Derin bir nefes aldım ve daha fazla beklemeden yatakhaneye doğru ilerledim. Saat zaten geç olmuştu ve yatakhaneden ses çıkmıyordu. Kendimi direk yatağa attım ve gözlerimden akan yaşları durdurmaya çalışırken uyuyakaldım. 

Sabah uyandığımda yatakhane bomboştu. Etrafıma bakındım. Sanırım geç kalmıştım. Hala kendimi çok kötü hissediyordum. Gözlerim şiştiğine de emindim. Ne kadar geç kalmış olsam da kendimi hızla duşa attım. Azar yemek pis olmaktan daha iyiydi. Suyu ılık ayarladım ve vücudumun ıslanmasına izin verdim.(Hola) İşimi halledince suyu kapadım ve havluyu vücuduma sardım. Duştan çıktım ve dolapların olduğu yere doğru yürüdüm. O sırada bir ayak sesi duydum.

"Kimse var mı?" dedim sesin geldiği yöne. Hala ses yoktu. Aldırmadan dolaplara yürüdüm ve dolabımı açtım. Tam o sırada biri arkadan eliyle ağzımı kapadı ve beni dolaba yapıştırdı. Ayağımla tekme attım beni tutan kişi biraz gerileyince bir tekme daha attım.

"Stevee! Ne yapıyorsun?" diye bağırdım gerileyen Steve'e. Steve suratıma bir yumruk attı ve dolaplara yapışmama neden oldu.

"Dün gece sizi gördüm. Eric'in altına yatabiliyorsan, benim de altıma yatabilirsin değil mi?" dedi bir eliyle beni tekrar dolaplara yapıştırırken. Elimi kurtardım ve saçını çektim. Bir elimle de havlumu tuttum. Hızlıca toparlandı ve beni tekrar dolaplara yapıştırdı. 

"Sesini çıkarma yoksa seni gebertirim." dedi elini ağzıma kaparken. Kurtulmak için çırpınmaya başladım. Elini havluma doğru götürdü ve çekmeye başladı. Neyse ki tam çıkaramadan biri onu üstümden aldı ve yere fırlattı. Nefessiz kalmanın etkisiyle yere düştüm ve boğazımı tutarak derin derin nefesler almaya çalıştım. Biri koşarak beni yerden kaldırdı ve sarıldı. Alice. 

"Geçti tamam." dedi bana sarılırken. Nefesimi düzenledim ve havlumu daha fazla sıktım. Yerdeki Steve'i dövene baktım. Eric. Yine. Bu adam nasıl heryerden çıkabiliyordu ki. Eric Steve'in üstünden kalktı ve bağırışmayı duyan iki görevliye doğru ittirdi.

"Onu Max'e götürün." diye bağırdı. Sonra beni ve benim korkarak bakan gözlerimi farkedip bana doğru geldi.

"İyi misin?" dedi. Kafamı evet anlamında salladım.

"Birşey yapamadı." dedim. Alice bana daha sıkı sarıldı. 

"Giyinmesine yardım et." dedi Eric ve Steve ve onu götürenler ile birlikte odadan çıktı. 

"Bunun olduğunu nasıl bildiniz?" dedim Alice beni bırakırken.

"Kahvaltıya gelmedin, seni uyandırmak istemedik. Pit'e geçtiğimizde Eric çok sinirlendi ve nerede olduğunu sordu. Bende uyuyor dedim, buraya doğru gelince peşinden geldim." dedi beni banklardan birine oturturken. Dolabıma ilerledi ve birkaç kıyafet çıkardı. Bana doğru uzattı, elinden aldım ve giyinmeye başladım. 

"İyisin değil mi?" dedi. Hızlıca üstümü giyindim.

"İyiyim merak etme." dedim. Aslında iç sesim HAYIR diye bağırıyordu ama ben birşey belli etmedim. 

"Steve'in böyle birşey yapabileceğine inanamıyorum." dedi ben giyinmeye devam ederken. Saçlarımı taramadan topladım ve çıkışa doğru ilerledik. Kapıdan çıktığımızda Eric'in bizi kapıda beklediğini farkettik. 

"Sen Pit'e." dedi Alice'e bakarak. Alice kafasını salladı ve bana birkez daha sarılıp Pit'e doğru ilerledi. Eric'e baktım. 

"Gel benimle." dedi. Sesindeki sertlik biraz daha olsa yumuşamıştı. Beni daha önce hiç görmediğim bir koridora soktu ve oradan kocaman demir bir kapıya geçtik. Max, başkanımız, bizi içeride bekliyordu. 

"Geç otur." dedi Max bir sandalyeyi gösterirken. Kafamı hafifçe salladım ve oturdum. "Neler olduğunu anlatır mısın?" 

"Ben geç kalmıştım. Uyuyakalmıştım yani. Ama duşa girdim, çıktığımda biri beni dolaba ittirdi, biraz boğuşma yaşadık, sonra Alice ve Eric geldi." dedim kısaca özetlerken. 

"Peki sence Steve bunu neden yaptı?" dedi kollarını birbirine geçirmiş masaya yaslanmış dururken. 

"Paul gittiğinden beri onda bir değişiklik vardı." dedi Eric bana bakarak.

"Evet, Paul onun en yakın arkadaşıydı. Son zamanlarda sinirliydi ama bunu yapacağı hiç aklıma gelmemişti." dedim ellerimle oynarken. 

"Eric, Katy'nin güvende olduğuna emin ol. Bugünlük derslere girmesin." dedi Max ve odadan çıkıp gitti. 

"Hadi gel." dedi Eric ve ben sandalyeden kalkınca odadan çıktı. Tanıdığım koridora girdiğimizi farkettim. Yine mi odasına gidiyorduk? Orası da güvenli değildi ki. Eric varken değildi. Kapısını açtı ve ilk önce geçmeme izin verdi. FAZLA MI CENTİLMENSİN BUGÜN? İçeri geçtim ve eliyle gösterdiği koltuğa oturdum. Dirseklerimi dizlerime dayadım ve suratımı ellerimin arasına aldım. 

"İyi misin?" dedi bana bir bardak su uzatırken. Suyu elime aldım ve gözyaşlarımı tutmaya çalıştım. Başarılı olduğum için çok mutluydum. 

"E...Evet." dedim suyu yudumlarken. Sonra derin bir nefes aldım. 

"Sana bir battaniye getireyim." dedi ve hayır dememe fırsat vermeden kalkıp gitti. Birkaç saniye sürmeden elinde battaniyeyle geri döndü ve battaniyeyi koltuğa koydu. Battaniyeyi açtım ve üstüme sardım. O sırada ayaklandı ve kapıya yürüdü.

"Nereye?" dedim ıslak saçımın verdiği soğukluğu hatırlamamaya çalışarak.

"Bir problemi halledeceğim." dedi ve kapıyı kapatıp çıktı. Kafamı yastığa yasladım ve üstüme battaniyeyi daha sıkı sardım. Babamın bana olan ihanetinden sonra bu olay pek de incitmemişti beni. Gözlerimi kapadım ve uyumaya çalıştım. 

-

"Hey." dedim gözlerimi açtığımda bana bakan Eric'i gördüğümde. 

"Hey. Bir an hiç uyanmayacaksın sandım." dedi dudağının kenarında minik bir kıvrılma oluşunca.

"Kaç saattir uyuyorum?" dedim koltukta oturarak.

"3." dedi karşıdaki koltuktan kalkarken. "Aç mısın?"

"Evet." dedim. Aslında ben değil midem söyledi. Kontrolü o ele geçirdi diyebilirdim. Eric kalktı ve mutfak olduğunu anladığım yere doğru ilerledi. Kalktım ve peşinden gittim. Eric minik bir buzdolabından birşeyler çıkarmaya başladığında tezgaha yaslandım.

"Hangi problemi hallettin?" dedim kazağıma sıkıca sarılarak. 

"Steve." dedi kısaca ve konserveden birşeyler çıkardı. 

"Ne oldu ona?" 

"Çok soru soruyorsun." dedi ve konserve kutusunu açıp içindekileri bir kaseye döktü. 

"Merak ediyorum." dedim. Eric bir bana bir de elindekine baktı. Birşey diyecek gibi oldu fakat sonra vazgeçti. Sonra bir kez daha ağzını açtı.

"Şuradan bardak çıkar." dedi. MISIN YADA LÜTFEN DENEN BİR KELİME DUYDUN MU SEN? Üstteki dolabı açtım ve ikinci raftaki bardağa uzanmaya çalıştım. Eric cebelleşmemi görünce göz devirdi ve ben hala uğraşırken uzanıp kolayca bardağı aldı. Bardağı tezgaha bırakıp bana baktığında aramızda sadece birkaç santim vardı. Her ne kadar istemesem de gözlerim dudaklarına kayıyordu. Her zamanki gibi erkeksi kokusu yüzünden bir an başımın döndüğünü hissettim. Sonra bildiğim tek şey Eric'in bir elini belime koyup beni kendine çekmesi ve dudaklarıma yapışmasıydı.

 -

-

-

Gene dayanamadım koydum yeni bölümü :D İstediğiniz gibi yakınlaşmaları başlatıyorum, haberiniz olsun. Bu arada cast'te bir değişiklik oldu, Katy'yi Jemima West olarak düşünmüştüm ama Lydnsy Fonseca olarak değiştirdim, Nikita'daki rolü falan sanki daha çok uydu kafamda. Nikitayı izlemeyenlere tavsiye ederim mükemmel bir dizi. En sevdiğim dizidir kendisi ve Divergent'ta Tori Wu'yu oynayan Maggie Q başrolde. Neyse... 

2 gün içinde 3 bölüm koydum ve elimde hazırda bulunan tüm bölümler ne yazık ki bitti. O yüzden yazmam biraz zaman alacak, zaten pazartesi Geometri sınavım var :/ Salı yada çarşamda yeni bölüm gelir büyük ihtimalle. 

VEEEE 800 OLMUŞUZ VE BEN BUNUN ŞEREFİNE YENİ BÖLÜM YAZMAK İSTEDİM. UMARIM 1K, 5K, 10K GİBİ SAYILARI DA GÖREBİLİRİİİİİZ <3 

Yorumlarınız ve vote'larınız benim için çok değerli bu yüzden fikir , şikayet, öneri belirtmekten çekinmeyin. 

Sizce sonraki bölümde neler olacak? 

Eric ve Katy nasıl bir yakınlaşma yaşayacak? 

Neler olmasını istersiniz? 

Sizi seviyorum... 

Continue Reading

You'll Also Like

169K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
111K 7.5K 38
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
528K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
2K 188 7
Amelia Benoist, Birleşmiş Milletler doktorudur. Savaş bölgeleri ve felaketler gibi tehlikeli yerlerde denizaşırı ülkelerde çalıştığı için ünlü ve tan...