Korkusuz -Divergent/Uyumsuz F...

By katenight

114K 5.1K 1.7K

Bu hikaye 2 bölümden oluşan bir Eric Divergent Fanfiction'udur. Hikaye içerisinde Arrow'dan da alıntılar vard... More

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-
2 - Pislik
3- Biri Şunu Sustursun
4- Bir Bir
5- PSİKOPAT
6- Açılmaması Gereken Kapı
7- Demek Öyle
8- Korkular
9- Gerçekler Acıtır
10 - Run Joey Run
11- İntikam Dayağı Soğuk Yenir
12- Ne İstediğine Karar Ver
13- Bastardo
14- Wing Man Four
15- Angel Down
16- Benimle Kal
17- İhanet
18- Basic HEEL Turn
19- Keçileri Kaçırmak
20- Mal Paylaşımı
21- Savaş Klubü
Akışına Bırak Tanıtım
22- Kıskançlık Sonsuzdur
23- Tanım: Üçüncü Teker
24- Herşey Değişti
25- Küçük Hırs Canavarı
26- Final
27- Son Sınav
28- Geri Kalan Hayatımın İlk Günü
29- Tek Seçenek (FİNAL PART 1)
30- Vazgeçtiklerimiz (Final Part 2)
EK BÖLÜM - Aitlik
Ek Bölüm: Buzdan Kalp
Ek Bölüm: Acı Bir Kez Daha
Yazar Notu
2. Kitap 1.Bölüm -Sensizlik-
2. Kitap Spoiler..
2. Kitap 2. Bölüm "Açık Yara"
2. Kitap 3. Bölüm "Saydam"
Yazar Notu
2. Kitap 4. Bölüm "Geri"
2. Kitap 5. Bölüm "The Big Bang"
2. Kitap 6. Bölüm Part 1 "Dean"
Yazar Notu

1 - Topluluk

5.8K 189 46
By katenight

Öncelikle Divergent filmini izlemeden yada kitabını okumadan bu kitabı anlamanız zor olabilir, o yüzden önce filmi izlemenizi tavsiye ederim. Karakterleri tanımanız açısından. Açılışı uzun yapayım dedim, şimdiden okuyan herkese teşekkürler. :*

-

-

-

"Evet, çok güzel görünüyorsun." dedi annem. Aynada kendime baktım. Bugün bir teste girecektik ve bu test tüm hayatımızı belirleyecekti. Dürüstlük toplumuna aittik ve bugün ki test, gerçekten Dürüstlük'e ait olup olmadığımı söyleyecekti. Yüzyıl önce yapılan savaş sonrası, kurucularımız bizi karakterlerimize göre beş topluluğa ayırmıştı. Her 16 yaşına gelen kız ve erkek bir teste tabii tutulurdu ve bu testin sonucuna göre ertesi günki Bölüm Seçme Törenininde hangi topluma ait olacağımızı seçerdik. Fedakarlar, kendini asla düşünmeyen ve tüm hayatını başkalarına yardım etmeye adamışlar, Bilgeler, herşeyi bilenler, toplumun zeki parçaları, Barışçıllar, her zaman barışı savunan ve asla kavga etmeyen tipler, Dürüstler, yani biz, her zaman doğruyu söyleyen ve hukuka dayalı yaşayanlar, ve Korkusuzlar. Hiçbirşeyden korkmayan, halkın koruyucuları. Onlara her zaman özenmiştim. Ne seçeceğime karar vermeye çalışıyordum. Test bana söyleyecekti fakat şimdiden bilmek istiyordum. Kendimi Fedakarlık olarak düşünemiyordum, tüm hayatımı başkalarına yardım ederek geçiremezdim, bir bakıma bencildim. Bilgin, ben? Okulda en sonunculardan biriydim. Asla o kadar zeki olamazdım. Ama bu benim için geçerli değildi. Konu bilime ve matematiğe gelince berbattım. Belki Barışçıl olabilirdim. Bu düşünceme gülünce annem bana deli gibi baktı. Anneme "ne var?" bakışı atarak sandalyemden kalktım ve evden dışarı, arabanın beklediği yere doğru ilerledim. 

"Merhaba sevgilim. Heyecanlı mısın?" dedi Aiden yanıma gelerek. Zoraki gülümsedim. İkimizin ailesi Dürüstlük grubunun en seçiçi ailelerinden biriydi ve tüm Dürüstlük topluluğu bizim evlenip ailemizin mirasını devam ettirmemizi bekliyordu. Aiden kolunu omzuma attı ve arabaya doğru devam ettik. 

"Evet, sen?" dedim arabaya binerken. 

"Hayır, nereyi seçiceğimi biliyorum. Dürüstlükte devam edeceğim. Pardon, edeceğiz." dedi bana göz kırparak. Yine zoraki gülümsedim. Bu manyakla neden çıkıyordum? Doğru, ailem beni zorluyordu. Her ne kadar karar bende olsa da, hayatımın ipleri benim elimde değildi. Aiden yanıma oturdu ve kapıyı çekti. Sonra sıkıca kolumu tuttu ve beni kendine çekip kulağıma eğildi.

"Umarım konuştuklarımızı unutmuyorsun Katelyn. Sen de ben de Dürüstlüğü seçeceğiz. Aptal testin bize ne söylediğinin önemi yok. Dürüstlükte devam edeceğiz ve birlikte olacağız." dedi fısıldayarak. Sertçe yutkundum. Göğsümün sıkıştığını hissettim, nefes almak zorlaşıyordu. Sonra gülümseyip kolumu bıraktı. Kendimi ondan uzaklaştırdım ve cama yaklaştım. Kafamı cama koydum ve test olacağımız yere doğru giderken yolu izledim. Kendimi sonsuza kadar Dürüstlükte düşünemiyordum. Hiçbir zaman Dürüstlüğe ait olmamıştım. Dürüst değildim, herkes doğruyu söylerken ben hep yalan söylerdim, ve kimse farketmezdi. Çünkü Dürüstlükte yalan söyleyen kimse yoktu. Benden başka. Barışçılları tekrar düşündüm. Belki çiftlikde kendi başıma huzurlu bir hayat sürebilirdim. Barışçıllar çiftçilerdi, her zaman mutlulardı. Tüm hayatımı tarlada geçirdiğimi düşündüm. Belki de test sonucumu umursamadan Barışçıllığı seçebilirdim. Karar benimdi. Ama çok dikkatli seçmem gerekiyordu, bir kez topluluk seçtiğinde bir daha geri dönüşü yoktu. Bir de "Cesurluk" vardı. Korkusuzlar. Kendimi hep cesur hissetmiştim, ayrıca normal kızlara göre güçlüydüm de. Kavga etmeye bayılırdım. Ama bütün hayatım boyunca öyle geçirebileceğimi zannetmiyordum. Arabanın yavaşça durduğunu hissettim. Aiden kendini arabadan aşağı attı ve benim tarafıma gelip kapıyı açtı. Arabadan inip onu beklemeden yürümeye başladım. Bana yetişip sıkıca elimi tuttu. Annemle onun annesinin birbirimize ne kadar yakıştığımızı söylediğini duydum. İçimden kusma haraketleri yaparken Dürüstlük sırasına geçtim. 

-

"Ve bu test size nereye ait olduğunuzu söylecek. Her nasılsa, sonucu size bırakıyoruz. Fakat dikkatli olun, bir kez seçtiğinizde bir daha dönüşü yok. Eğer o topluluğa uyum sağlayamazsanız, Evsiz olarak yaşamak zorunda kalırsınız. Şans sizinle olsun." dedi başkanımız. Yerlerimizden kalktık ve bizi test edecekleri yere doğru yürüdük. Aiden yine koluma yapıştı ve ondan hızlı yürümemi engelledi.

"Konuştuklarımızı unutma. Test önemli değil." dedi ve en iğrenç haliyle gülümsedi. Kolumu kurtardım.

"Konuşan tek kişi sensin." dedim ve bir şey demesine izin vermeden adımın söylendiği odaya daldım. 

"Merhaba, ben Drew. Testini ben yapacağım. Lütfen şuraya otur." dedi eliyle sedyeyi göstererek.

"Sonunda nazik biri." dedim. Dürüstlükten kaptığım tek bir özellik varsa o da içimden geçen herşeyi söylememdi. Dürüstlükteki herkes doğruyu söylediği için, insanlar kırıcı olabiliyordu. Drew gülümsedi.

"Birileri kötü bir gün geçiriyor." dedi gülümsemeye devam ederek.

"Daha çok kötü bir hayat diyelim." dedim ve kafamı iki başlığın arasına koydum. Bana mavi bir sıvı uzattı.

"Bunu iç. Bu test sana nereye ait olduğunu anlatacak. Davranışlarına göre bilgisayarda bir tablo oluşacak. İyi şanslar." dedi. Sıvıyı kafama diktim. Birkaç saniye sonra kendimi aynalı bir odada buldum. Oda full aynalarla kaplıydı. Fedakarlara benzemeden, bizde aynaya bakmama gibi bir kural yoktu. Dış görüntümüze önem verirdik çünkü gerçekler acıydı. Eğer kilo almışsan, en yakının bile kalbini kıracak şekilde bunu dile getirebiliyordu. 

"Birini seç. Acele et." dedi aynadaki yansımam. Kafamı çevirmemle beş tane kasenin içinde eşyalar olduğunu gördüm. En yakınımdaki bıçağa uzandım. Göz kırpmamla kaseler kayboldu ve karşıma bir köpek çıktı. Sanki kuduzmuş gibi ağzından salyalar akıyordu. Birkaç adım geri gittim. Köpek hırlayarak bana doğru koşmaya başladı. İstemeden de olsa kendimi kormuak için bıçağı tam önüme geldiğinde ona sapladım. Birkaç acılı ses çıkardıktan sonra yere yığıldı. 

"Köpeğime ne yaptın?" dedi minik bir kız sesi. Gözlerimi ona çevirdim. Saçları iki kulak şeklinde yandan toplanmıştı ve gözleri yaşlıydı. Kafamı yerde sessiz yatan köpeğe çevirdim. O bana saldırmaya çalına köpek yerine minik bir süs köpeği vardı. 

"Ben... Senin olduğunu bilmiyordum." dedim kekeleyerek. 

"Yalancı!" dedi ve beni ittirip köpeğine eğildi. "O kimseye zarar vermez." dediği anda köpek tekrar kurt haline dönüştü. Küçük kız çığlık attı ve kaçmaya başladı. Köpeğin arkasından koştum ve kıza ulaşmadan önce bıçağı tekrar sapladım.

"Eğer bir daha bana karşı çıkarsan seni kurtarmam." dememle tekrar sandalyede uyandım. Drew bana bakıp gülümsedi.

"Peki sonuç nedir?" dedim elimi saçlarımdan geçirerek. Lütfen Dürüst olmasın, Barışçıl olsun. Lütfen, lütfen.

"Dürüst." dedi gülümseyerek. Suratımı dizlerime dayadığım koluma sardım ve yanaklarımın ısındığını hissettim. 

"Hayır. Hayır." diye fısıldadım. Hiçbirşey demeden hızla odadan çıktım. Aiden beni yine o yılışık gülümsemesi ile bekliyordu. 

"Sonuç neydi?" dedi beni kollarının arasına alırken.

"Sonucum hakkında konuşmamam gerek." dedim. Beni daha fazla sıktı. Nefes alamamaya başladım.

"Ama bana söyleyeceksin." dedi daha fazla sıkarak. 

"Aiden... Nefes alamıyorum." dedim kurtulmak için çırpınırken. Evet güçlüydüm, ama Aiden benden daha güçlüydü. 

"Söyle." dedi ciddileşerek.

"Dürüstlük." dedim. Tekrar gülümsemeye başladı ve beni bıraktı. Suratımın kızardığını hissederek nefes almak için çırpındım. Arabanın kapısını açtı ve içeri binmemde yardım etti. Diğer tarafa binip kapıyı kapadı. Ailem Aiden'ın bana çektirdiklerini görüyordu, ama hiçbir şey yapmıyorlardı. Onlar için ikimizin evlenmesi, sonra Dürüstlüğün başına geçmemiz daha önemliydi. Saçlarımı suratımdan çektim ve tekrar dışarıyı izlemeye başladım. Eğer test sonucum Dürüstlük çıkmıştı, kaderim Dürüstlüktü.. Eğer Dürüstlükten başka birşey seçersem evsiz kalacaktım. Gittiğim topluluktaki uyum sınavlarını geçemeyecektim. Bütün hayatım boyunca Aiden'a sıkışmıştım. Yarınki seçme töreninde kanımı Dürüslük kasesine damlatacak ve tüm hayatımın ellerimden gitmesini izleyecektim. Gözlerimin dolduğunu hissetmeme rağmen birşey belli etmedim. Eve döndükten sonra kendimi arabadan attım ve Aiden'ı beklemeden eve girdim. Evin içinden geçip arka bahçemize çıktım. Aynı sözleştiğimiz gibi en yakın arkadaşım Cece beni ağacın altında bekliyordu. 

"Hey." dedim yanına giderek. Yanına oturdum ve dizlerimi kendime çektim.

"Hey. Birileri test sonucundan memnun değil sanırım." dedi bana bakarak. Kafamı salladım.

"Seninki ne çıktı?" dedim kafamı dizlerime yaslayarak. 

"Barışçıl." dedi gülümseyerek.

"Tebrik ederim. Demek ki buradan kurtuluyorsun." dedim tekrar gözlerimin dolduğunu hissederek.

"Peki sen? Sen kurtuluyor musun?" dedi. Gözyaşlarımın daha fazla dayanamadığını hissettim. Dizlerimin üstü ıslanmaya başladığında kafamı hayır anlamında salladım. Cece kaşlarını indirerek elini omzuma koydu.  "Çok üzgünüm Katelyn."

"Üzülme." dedim ve kafamı kaldırıp yaşlarımı sildim. "İyi olacağım."

"Hala karar senin elinde Katelyn. Herşeyi değiştirebilirsin. Her zaman istediğin gibi Barışçılı seçip huzur içinde yaşayabilirsin." dedi bana sarılarak. "Sadece 10 saniyelik bir cesaret. Herşey senin elinde."

"Teşekkür ederim." dedim ve ona sarıldım. "Sanırım eve gidip uyusak iyi olacak. Yarın büyük gün." 

"Evet, öyle. Unutma Katelyn. 10 saniyelik bir cesaret." dedi. Ayağa kalktıktan sonra birkez daha ona sarıldım.

"Görüşürüz." dedim. Ağaçların arasından kendi evine doğru ilerlerken eve girdim. Eve girdiğimde annem ile babam beni yemek masasında bekliyordu.

"Yemeğe gel Katelyn." dedi babam. Kapının eşiğinde durdum.

"Aç değili..."

"Buraya gel. Konuşacağız." dedi sert bir sesle. İç çektim ve masaya oturdum. 

"Dinliyorum." dedim kollarımı bağdaştırarak. 

"Sonucun neydi?" dedi annem. İkiside ciddi bir surat ifadesi ile kaşlarını çatarak bana baktı.

"Dürüstlük." dediğimde annemin yüzünün ışıldadığını gördüm. 

"Ve Dürüstlüğü seçeceksin. Sonra Aiden ile evlenip bizim bıra..." diye başladı annem ama elimi kaldırıp onu susturdum.

"Bunların hepsini biliyorum. Doğduğumdan beri bana bunu söylüyorsunuz." dedim. Babam tekrar kaşlarını çattı.

"O zaman güzel. Odana gidebilirsin." dedi. Kaşlarımı çattım ve hızla sandalyeden kalktım.

"Birşey söyleyeyim mi? Hayır. Ne istersem onu seçerim ve bana karışamazsınız." dedim ve hızla odama çıkıp kapımı kitledim. Merdivenlerden hızla çıkma sesleri duydum. Babam geliyordu. Kapıya yaslandım ve önüne oturup ağlamaya başladım.

"Dürüstlüğü seçeceksin anladın mı beni! Senin için başka bir yol yok! Yoksa evsiz yaşar ve hayatının sonuna kadar sefalet çekersin!" diye bağrınmaya başladı. Sesi duymamak için ellerimle kulaklarımı kapadım ve dizlerimi kendime çekip ağlamaya devam ettim. Birkaç yumruk ve tekmeden sonra kapıdaki sesler durdu. Yatağıma gittim ve uyumaya çalıştım. Yarın büyük bir gün olacaktı. 

Sabah uyandığımda hala aç hissetmiyordum. Odamın kilidini açtım ve aşağı indim. Annem ve babam kahvaltı masasında yemek yiyorlardı ve ikiside odaya girmemle bana baktı. 

"Günaydın." dedim sessizce. Annem gülümsemeye çalıştı. 

"Hadi gidiyoruz. Gidip giyin. Törene geç kalmak istemeyiz." dedi babam yemeğinden gözlerini çekmeden. Yukarı çıkıp giyindim ve kendimi arabada buldum. Ne yazık ki Aiden ile birlikte.Yolda giderken hala ne yapacağımı düşünüyordum. Arabadan indim ve yine Aiden'ı beklemeden kendimi aşağı atıp seçim yapacağımız salona doğru ilerledim. Aiden beni koridorda yakaladı ve sıkıca kendine çekti.

"Umarım ne yapacağını anlamışsındır Katelyn." dedi yüzüme doğru. Sonra dudaklarıma uzandı ve sertçe öpmeye başladı. Kendimi geri ittim ve suratına tokatı geçirdim.

"Seni iğrenç, pislik, göt herif!" dememle suratıma tokadı yemem bir oldu. Benim ona attığım tokat, onun bana attığından on kat zayıftı. Darbenin etkisiyle kafam yana döndü. Bana herkesin, tüm ailemin, tüm topluluğumun önünde tokat atmıştı. Ve ben susup konferans salonuna geçmekten başka birşey yapamıyordum. Hayatımda ilk defa bu kadar güçsüz hissetmiştim. Gözyaşlarımı tutmaya çalışırken yerime oturdum. Gözlerim Cece'yi aradı. İki ön sırada oturuyordu. Ona gülümsedim. Bana el salladı. Başkan sahneye çıktığında herkes sustu. Tüm bölümler buradaydı. Başkanın konuşmasını dinlemedim. Her zaman aynı şeyler... İsimlerin okunmaya başladığını hissettiğimde gerildim. Yanımdaki göt lalesi Aiden ise gayet rahat bir şekilde gülümsüyordu. İğrenmiş gibi suratına baktım. Birkaç isim sonra başkan bizim bölümün isimlerini okumaya başladı.

"Cece Jane." dedi. Cece yerinden kalktı ve koşar adımla sahneye çıkıp beş kasenin bulunduğu alana gitti. Güşüm bıçakla elinin içerisini kesti ve tereddüt etmeden Barışçıl kasesinin içine döktü. Barışçıl grubu alkışlamaya başladı. Cece bana gülümseyerek Barışçıllığa ilerledi ve birkaç kişiyle tokalaştıktan sonra en ön sıraya oturdu. 

"Aiden Black." Aiden tüm özgüveni ve "dünyaları ben yarattım" yürüyüşüyle ayağa kalktı ve sahneye çıkıp kaselerin olduğu yöne ilerledi. Elini çabucak kesti ve Dürüstlük kasesine damlattı. Tüm ailem ve topluluğum alkışlamaya başladı. Huzursuzca yerimde kıpırdandım. Aiden sahneden indi ve bizim olduğumuz yere geldi. Ailem ve ailesi ile tokalaşıp yerine oturdu.

"Katelyn Stren." dedi başkan. Karnıma kasılmalar girdi ve yerimden kalkıp sahneye çıkarken birşey yemediğime şükrettim. Yoksa şuraya kusabilirdim. Kaselere doğru ilerledim ve başkana gülümsemeye çalıştım. Bıçağı elime aldım. Etime batırdıktan sonra kan çıkana kadar bekledim. Tüm salon sessizce beni izliyordu. Kafamı arkaya çevirdim ve ailem ve Aiden ile gözgöze geldim. Kaşlarını çatmış bana bakıyorlardı. Dedikleri şeyi gözlerinden anlayabiliyordum. "Dürüstlüğü seçeceksin." Derin bir nefes almaya çalıştım ama oksijen nefes borumda takılı kaldı. Kafamı çevirecekken gözüm Cece'ye takıldı. 

"10 saniye." diye fısıldadı. Önüme döndüm ve dürüstlük kasesine baktım. Kimse zamanı harcıyorum diye şikayet edemezdi çünkü herkes durumun farkındaydı. Burada hayatımızı değiştiriyorduk. Kan avucumda toplanmıştı ve dökülmeyi bekliyordu. Elimi yavaşça Barışçıla doğru uzattım. Ama sonra geri çektim. Aklımda Aiden'ın tokat sesi yankılanıyordu. Hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim. Hayır, ben Barışçıl olmak istemiyordum. Dürüst olmak istemiyordum. Ben savaşçı olmak istiyordum. İçime bir özgüven doğduğunu hissettim ve elimi hızla Korkusuz kasesine uzattım. Kararımı değiştirmeme fırsat bırakmadan avucumu açtım ve avucumda toplanan kanın kömürlere dökülmesine izin verdim. Kömüre dökülen kan cızırdadı ve Başkan bana gülümsedi. 

"CESURLUK." dedi. Tüm Korkusuz topluluğu alkışlayıp tezahurat yapmaya başladı. İstemeden gülümsedim ve sahneden inip onların olduğu tarafa yürüdüm. Sonra gözlerim sinirden suratı morarmış Aiden'a kaydı. Derin derin nefesler alıp veriyordu. O haline güldüm ve simsiyah giyinmiş olan Korkusuz bölümüne ilerledim. Birkaç kişi elini kaldırdı bende onlara vurdum. Gülümsedim. Sonra biri kolumu neredeyse çığlık attıracak şekilde tuttu ve beni döndürdü.

"Bırak beni Aiden." dedim dişlerimin arasından. 

"Seni aptal! Neye mal olduğunu biliyor musun?" diye bağrınmaya başladı. 

"Bir sorun mu var?" dedi bir adam. Adama yardım et der gibi baktım. 

"Evet bir sorun var." dedi Aiden. O sırada arkamdan iki kişi daha geldi ve Aiden'la benim arama geçtiler. Korkusuz is on bitches. Aiden üç kişiyle karşı karşıya gelince kolumu bırakmak zorunda kaldı. 

"Hadi Aiden gidelim."dedi annesi Aiden'ın yanına gelerek. Aiden sinirden mosmordu ve bu o kadar çok hoşuma gidiyordu ki. Biz bu tartışmayı yaşarken neredeyse herkes seçimini yapmıştı. 

"İyi misin?" diye sordu biri. Korkusuz kıyafeti giymiyordu. Ama yine de bana yardım etmişti. Diğerlerini aradım ama çoktan yerlerine oturmuşlardı.

"Evet, teşekkür ederim. Yani beni kurtardığınız için."dedim. Çocuk gülümsedi ve boş olan iki yeri gösterdi. Yavaşça gidip oturdum. Yanıma oturdu ve gülümsemeye devam etti.

"Önemli değil. Topluluk kandan önce gelir değil mi?" dedi. Gülümsedim. 

"Ben James. Bilgelikten." dedi. 

"Katy. Dürüst." dedim. El sıkıştık. 

"Korkusuzlar! Gidiyoruz." dedi biri. Hepimiz ayaklandık ve arkama bakmadan salondan çıktım. Sonunda özgür hissediyordum. Artık Katelyn Stren değildim, Katy'ydim. Sadece Katy. 

Continue Reading

You'll Also Like

73.5K 5.6K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
46.3K 3K 42
-Kimsiniz? -Ben senin kocanım, karıcım. Kai OC
475K 54.8K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.
29.4K 2.7K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !