EHVENİŞER

By ZeynepDefne

3.3K 189 31

*TAMAMLANDI* Ehven-i Şer: Kötünün iyisi. 10 bölümlük kısa bir hikaye. Eslem'in Dünyasına hoş geldiniz. More

Cevher
Terfi
Kayıp
Cenaze
Terapi
Sarhoş
Sigara
Aşk
Son

Şehvet

337 17 3
By ZeynepDefne

Volkan gitmişti. Biz Gülçin ile beraber sofrayı toplarken Alpay da odasına çıkmıştı.

Gülçin, Alpay'ın gittiğinden emin olduktan sonra "Kızım sen ne seksiydin öyle ya!" Diyerek bir ıslık çaldı.

"Nerede? Ne zaman?" Diye sordum şaşırarak. Seksi olduğum bir anı şu an hatırlamıyordum.

Gülçin elindeki tabağın içindeki çatalları suyun altına sokarken "Alpay ilk geldiği zaman. O bakışlar, pas vermeden yukarı çıkmalar, zaten üstündeki badi bile sıyrılmıştı valla, içindeki iç çamaşırını çok beğendim."

"Gülçin manyak mısın canım? Yoksa ben sana bir tane geçireyim mi? İçki dokundu sana herhalde."

Elimdeki tabak düşmesin diye sıkı sıkı tutarken "Yoo valla, ben gerçekleri söylüyorum." Dedi. "Ee, nasıl buldun Alpay'ı?"

"Ne bileyim. Tanımıyorum sonuçta. Ancak dış görünüşü hakkında bir şeyler söyleyebilirim."

"Tamam hadi söyle."

Gözlerimi devirdim. "Yakışıklı, hemde çok. Vücudu da güzel. Yani, uzun boylu, geniş omuzlu, fit biri. Ne diyeyim kızım Allah sahibine bağışlasın."

"Amin." Dedi Gülçin gözlerime bakarak. "Amin."

"Sen Volkan hakkında ne düşünüyorsun bakalım canım?"

Gülçin, gülümseyerek "Bilmem ki..." Dedi.

"Ben anladım canım, sen rahat ol."

Gülçin kıkırdayarak kirli tabakları makinaya dizmeye devam etti.

"Ne zaman öpüştünüz?" Diye sordum.

"Daha öpüşmedik, maalesef." Gülçin, kadehleri almak için doğruldu. "Ben atak yaptım ama o çok heyecanlandı ve eli ayağı birbirine dolaştı. Oturduğu yerden düştü."

Koca bir kahkaha patlattım. "Ne?" Gülmeye devam ediyordum. Volkan'ın Gülçin'in karşısında heyecanlanıp düştüğü fikri beni gülme krizine sokmuştu.

"Kendimi lisede gibi hissettim. Eslem, sence bu normal mi? Gerçekten Volkan bana aşık olmuş olabilir mi?"

"Neden olmasın?" Diye sordum. "Bunun olmasından daha doğal bir şey yok. İkiniz çok tatlısınız. Bir an önce bu şeyi birbirinize itiraf etmeniz gerek."

"Ne yapacağım?" Diye sordu Gülçin. Birden yüzü düşmüştü. "Ben ona nasıl güveneceğim? Güvenemem ki. Yine sosyopat bir psikopat olmak istemiyorum."

"Peki senin içindeki duygular ne? Sen o kadar heyecanlanıyor musun? Neler hissediyorsun?"

"Hemde çok!" Dedi Gülçin. Derin bir nefes alıp elini kalbinin üstüne koydu. "Burası varya burası... Volkan'ı görmesi değil adını duyması bile yetiyor depar atması için. Ayrıca ben, onu öpmek de istiyorum. Hatta sadece öpmek değil... Sarılmak, o çok merak ettiğim kokusunu içine çekmek, her dakika yanında olmak, teninde kaybolmak..."

Gözlerimi kocaman açıp Gülçin'e baktım. "Kızım sen bayağı yakmışsın abayı!"

"Yaktım." Diyerek inledi. "Sadece kalbim de değil. Karnım ve hatta..." Hafifçe bana doğru eğildi. "Kasıklarım bile onu düşününce sızlıyor."

Benim yine gözlerim irice açılırken ve Gülçin'in yüzü pembeleşirken hafifçe kıkırdadı.

"Ne yani? Otuz yaşında kadınım, ne yapayım arzuluyorum Volkan'ı. Seneler sonra bir adamı arzuluyorum. Bence bu şahane bir şey."

"Bence de şahane bir şey. Ben de liseden beridir kimseyi arzulamıyorum. Uzun zaman oldu erkekleri, aşkı, cinselliği hayatımdan çıkaralı."

Gülçin, bulaşık makinasına kirlileri dizmeyi devam ederken bende kalçamı mutfak tezgahına yaslamış, kollarımı da göğsümde bağlamıştım.

"Biz niye böyle kadınlar olduk Eslem?"

Gülçin de işini bitirince ellerini yıkamaya başlamıştı.

"Çok kırıldık." Dedim derin bir nefes alıp. Gülçin de ellerini havluya silerken aklına eski anılar gelmiş olacak ki "Çok..." Dedi.

Mutfağı ve yemek masasını toplamıştık. Gülçin Alpay'ı kahve içmek için çağırmaya gitmişti. Bende bu sırada kahveleri yapmaya başlamıştım.

İki dakika sonra Alpay ve Gülçin aşağı inmişlerdi. Bende kahveyi ocaktan alıp fincanlara koydum. Bol köpüklü Türk kahvesinin yanına su da koyup elime tepsiyi aldım ve içeriye yürüdüm.

Alpay üstünü değiştirmişti. Altında siyah bir şort vardı. Üstünde de siyah bir düz tişört vardı. Ayakları çıplaktı.

İlk önce kahveyi Gülçin'e verip sonra Alpay'a yürüdüm. Hafifçe eğilip kahveyi uzatırken olabildiğince kahveye bakmaya odaklandım. Neden böyle bir şey yaptığımı da bilmiyordum.

"Sağ ol, ellerine sağlık."

"Afiyet olsun."

Bende yerime oturup kahvemi aldığım sırada Alpay, Gülçin'e "İçeride sigara içebilir miyim?" Diye sordu.

"Tabii, küllük mutfakta..." Gülçin tam kalkacaktı ki "Sen dur, ben alırım." Diyerek kalktım.

Mutfağa gidip küllüğü aldım ve içeri yeniden girdim. Küllüğü Alpay'ın önüne bıraktığım sırada bana yine sigara uzattı.

Gülçin "Eslem sigara kullanmaz ki." Dedi hemen.

Alpay'ın bakışları benim ve Gülçin'in arasında gitti. Gülçin'e aldırmadan Alpay'ın kendisine yaktığı sigarayı aldım ve sandalyeyi yanına çekip oturdum.

Alpay sırıtarak yeni bir sigara çıkarıp yaktı. Gülçin sigara içerken beni izliyordu. Yüzünde bir hayret ifadesi vardı.

Kahveden de birkaç yudum aldım. Gülçin, kahveyi içtikten sonra esnemeye başlamıştı.

"Ay benim de uykum geldi." Diyerek oturduğu yerden kalktı. "Hadi size iyi geceler."

"İyi geceler." Dedik aynı anda. Gülçin odadan çıktı ve gitti.

Kahveler bittiğinde onları yeniden topladım ve mutfağa gittim. Suyun altında çalkaladığım fincanları oradaki bulaşıklığa dizerken Alpay mutfağa girmişti.

Yanıma yaklaşıp elindeki küllüğün içindeki izmaritleri ve külleri çöpe boşalttı. Vücudu, vücudumun yanındaydı ve ben neden bu kadar tedirgin duruyordum?

Ellerinin titrediğini fark ettim. Yutkunup, son fincanı da çalkalamaya başladım.

Alpay bu sırada bana iyice yaklaşıp küllüğü suyun altına soktu. Onun yıkadığı küllükten akan su elime kayıyordu.

Nefesini ensemde hissettim ve o anda elimdeki fincan kaydı ve lavabonun içine düştü.

Fincan ortadan ikiye ayrılınca Alpay hemen elindeki küllüğü bıraktı ve suyu kapattı. Şok olmuş bir şekilde kırılan fincana bakarken Alpay'ın sesini duydum.

"İyi misin?" Diye sordu.

Dayanamadım ve "Neden tanıştığımızdan beri bana sorduğun tek soru 'İyi misin?' neden ikide bir bana bu soruyu soruyorsun?" Diye sordum.

"Bayılacak gibi oldun." Dedi. Gözlerinde korku ve telaş vardı.

"Bayılacak gibi mi?" Yüzümü anından ateş bastı. O kadar mı etkilenmiştim?

Alpay "Ben toplarım." Diyerek ellerini suyun içine daldırdı. Kırık parçaları aldı ve çöpe attı.

"Gülçin canımı okuyacak." Dedim. "En sevdiği takımıydı."

"Yenisini alırız." Dedi Alpay. Geri kalan her şeyi bulaşıklığa koydu ve sonra dönüp bana baktı.

Gözleri yüzümü inceledi birkaç saniye. Sanki bir şey söylemek istiyormuş gibiydi.

Anladım.

"İyiyim." Dedim gülümseyerek. "Galiba şekerim düştü."

Ya da ayakta kendimden geçtim. Sen hiçbir şey yapmadan.

O da gülümsedi. "Ben balkona çıkıyorum. Gelmek ister misin?"

"Gelmesem daha iyi olur." Dedim. "İyi geceler."

Ben mutfaktan çıkmak üzereyken "İyi geceler Eslem." Dedi.

Kendimi hemen merdivenlere attım. Nefes nefese kalmıştım, kendime inanamıyordum. Böyle bir şey nasıl olurdu. Bu yaptığım tamamen kendini kaybetmekti.

Odama çıkıp kapıyı kapattım. Duş almam gerekiyordu. Odamdaki banyoya yürüdüm. İçeri girip kapıyı kapattım.

Üstümdeki gömleğin düğmelerini tek tek çözüp üstümden çıkardım. Kirli sepetine atıp bu sefer altımdaki bordo kumaş pantolonu çıkardım.

Saçlarımı açıp elimle dağıttım. Gereksiz bir biçimde aynada kendimi inceleme zahmetine girdim.

Arkamı dönüp popoma baktım. Sanki büyümüş müydü bu? Bir ay öncesine kadar her gün spor yapan biriydim. Senelerdir de spor yapıyordum. Lisede çok kilolu bir kızdım, üniversiteye geçince kendimi spora vermiştim.

Elimi karnıma koydum. Sanki hafif göbeğim mi çıkmıştı? Ben neden bunları düşünüyordum?

Gözlerim istemsizce göğüslerime gitti. Üstümdeki lacivert sütyeni çıkardığımda acımasız gerçekle yüzleştim.

Göğüs uçlarım kabarmıştı. Gözlerimi devirip altımdaki iç çamaşırımı da çıkarıp duşa girdim.

Ilık bir duş alıp dışarıdaki havluya sarındım. Banyodan çıkıp odaya geçtim.

Havluyla kurulanıp bu sefer siyah renkli iç çamaşırları giydim. Renkli iç çamaşırları severdim, beyaz renk pek kullanmazdım. Beyaz tenli olduğum için kendime yakıştıramıyordum. Koyu renkler tercihim oluyordu.

Üstüme saten geceliğimi giyip saçlarımında havlu sayesinde ıslaklığını aldım. Yatağa yürüyüp içeri girdim ve üstüme pikeyi örtmedim.

Gözlerimi yumup uyumayı diledim. Gözlerimi kapattığımızda saat 01.15'ti.

Gözlerim kapalıydı ama bir türlü uyuyamıyordum. Aklım çok doluydu ve bunun yarısından fazlasını Alpay kaplıyordu.

Bunun olmasını istemiyordum.

Sıkıntıyla gözlerimi açıp saate baktığımda 02.25 olduğunu gördüm.

İnleyerek oturduğum yerden kalktım. Canım sigara çekmişti! Acaba Alpay sigara paketini aşağıda bırakmış mıydı?

Üstüme sabahlığımı geçirip odadan sessizce çıktım. Merdivenlerden aşağı sessizce indim.

Mutfağa geçip ilk önce bir bardak su doldurdum. Bu sırada etrafa bakıp acaba sigara paketi buralarda mıdır diye düşünüyordum.

Sonra aklıma salon geldi. Odadan çıkıp salona geçtiğim zaman tekli koltukta oturan Alpay'ı gördüm. Oda zifiri karanlıktı ve o sessiz bir şekilde sigara içiyordu.

Yutkundum.

Yanına gitmeli miydim? Gitmesem de ayıp olurdu sanki. Gizli gizli adamdan sigara aşıracaktım o burada olmasaydı. Şimdi merhaba dememek ayıp olurdu.

O değilde kahretsin, üstümde yine hiç uygun şeyler yoktu. Saten lacivert geceliğim dizlerimin bir karış üstündeydi.

Sabahlığın önündeki kayışları bağlayıp biraz kamuflaj etmeye çalıştım. Elimle saçlarımı düzeltip kendimi hazırladım.

Allah da beni kahretmesin! Makyaj niye yapmadım ki?

Kendi kendime kızıp Alpay'ın yanına doğru yürüdüm. "Alpay?"

Beni duyunca kilitlendiği noktadan uyandı. Gözlerini bana çevirdi. "Eslem."

Eslem demişti, adımla seslenmişti. İsmimi ikinci kez kullanıyordu.

"Ne yapıyorsun burada?" Diye sorup hemen yanındaki sandalyeye oturdum. Bu sefer o sormadan sigara paketine doğru uzandım.

İçinden bir tane çıkarıp dudaklarımın arasına koyduğumda yine beni izliyordu. Gözlerimin üstüne gelen saç tanesini alıp kulağımın arkasına attım.

Zippoyu ararken Alpay bana doğru uzandı. Bir an heyecanlandım. Zippo Alpay'ın elindeydi ve yine sigaramı o yakmıştı.

Bu sefer tüm cesaretimi toplayıp o sigarayı yakarken gözlerinin içine baktım.

Sonra aklıma şarap geldi. Oturduğum yerden kalkıp yine mutfağa gittim.

İki kadeh ve beyaz şarap şişesini alıp salona döndüm. "Gel koltuğa geçelim." Diyerek karşıda duran ikili koltuğa oturdum.

Dizlerimi kendime doğru çekip ona yer açtım. Alpay da kalkıp yanıma gelmişti. İlk önce kadehi ona doldurdum ve uzattım. Kadehi alıp önümüzdeki sehpaya koydu. Bende kendi kadehimi doldurdum ve sonra şarabı da yere bıraktım.

Sigarayı elime alıp derin bir nefes çektim. İnanamıyordum. Daha bugün tanıştığım bir adamla üstümde gecelikle, gecenin bir yarısı sigara ve şarap içiyordum.

"Niye bu kadar sessizsin?" Diye sordu Alpay.

Yüzümü ona cevirip "Aslında eskiden hiç sessiz biri değildim." Dedim. "Kardeşim bazen çok konuştuğumdan şikayet ederdi. Artık çok konuştuğum için şikayet edecek kimsem yok. Bu yüzden bende konuşmuyorum."

Alpay, ilk önce bir şey demedi. Sonra hafifçe gülümseyip "Çok konuşuyorsun." Dedi.

O an kalbimin çok değişik bir şekilde çarptığını hissettim. Sanki ritmi değişmişti. Gözlerimi Alpay'dan çekemiyordum. Ve işin kötü tarafı, o da bana bakıyordu.

"Nişanlınla neden ayrıldınız?"

Ah! Çenen kopsun Eslem, sana ne? Sen niye soruyorsun!

Alpay ise hiç garipsemeden "Aldatıldım." Dedi.

İçim acıdı. Böyle bir adam nasıl aldatılırdı? Yakışıklıydı, tatlıydı, muhabbeti de sarıyordu, sevdiği insanlara değer verdiği çok belliydi... Say say bitmiyordu. Neden aldatılırdı?

"Üzgünüm." Dedim dürüst bir şekilde. "Bu gece çok içtim ben."

"Yanakların kıpkırmızı oldu."

"Karanlıkta nasıl görebilirsin?"

"Hissettim."

Lanet kalbim, kes şunu.

Yine bir sessizlik oldu ama bu sessizliği bu kez Alpay bozdu.

"İtalyan bir kızdı. Orada tanışmıştık. Birkaç senedir birlikteydik. Evlenmek istiyordu, bende iyi anlaştığımızı düşünüp evlenelim o zaman dedim. Pek de iyi anlaşmıyormuşuz anlaşılan. Beni başka bir İtalyan arkadaşıyla aldattı. En yakın arkadaşıydı."

"Çok üzüldüm." Dedim. "Aldatılmak çok kötü bir şey, gerçekten çok kötü. Gülçin senelerdir bununla uğraşıyor. O güven korkusundan kurtulmak çok zor."

"Haklısın." Dedi. "Ama ben atlattım. Umursamıyorum. Üstünden altı ay geçti zaten."

Yine bir sessizlik oldu. Kendime ikinci kadehi doldurdum. Alpay'a da yeni bir kadeh koyduğumda sarap bitmişti.

"Neden uyumadın?" Diye sordu Alpay.

"Bir aydır doğru düzgün uyuyamıyorum zaten. Ne zaman uyusam kabuslarla uyanıyorum. Bugün de öyle oldu sayılır."

"Aileni mi görüyorsun?"

"Evet." Dedim yutkunarak. "Onlardan başka kimsem yoktu."

"Bir işin var mı? Başka bir hayat?"

"Var." Dedim. "Özel bir şirkette Halkla İlişkiler uzmanıyım."

"Öyle mi? Kafan dağılıyordur."

"İzinliyim şu an. Bir ay daha iznim var. Senelik izin aldım."

"İzinliyken ne yapıyorsun?"

"Bütün gün oturuyorum." Diyerek güldüm. "Kitap okuyorum, film izliyorum, yemek yiyorum, dizi izliyorum hemde Türk dizileri, temizlik yapıyorum bazen de yemek... Evden dışarı çıkmıyorum ama. Bir aydır ya Burcu'nun evindeyim ya da Gülçin'in."

"Kendi evin yok mu?"

"Var ama ailemle yaşıyorduk. Hala daha o eve gidecek gücü bulamadım. Ev de orada öylece duruyor. Bir aydır ne gelen var ne giden."

"Annem öldüğünde bende burada duramadım." Dedi Alpay. "Bana sahip çıkacak bir ailem, dostlarım da yoktu. Tek çare teklifi kabul etmek ve buradan gitmekti."

"Abilerinle neden aran kötü anlamıyorum." Dedim birden. "Senin ne suçun var ki? Sen tamamen suçsuzsun."

Gülümsedi Alpay. "Bende hep bu soruya bir cevap aradım ama bulamadım. Onlara göre ben suçluyum. Sanki doğmak benim suçummuş gibi."

Yüzüm düştü birden. Dünyanın en erkeksi, en seksi, en yakışıklı suratına sahip bir adam böyle konuşmamalıydı.

"O zaman neden geldin?" Diye sordum. "Beni yanlış anlama, yani neden ailenin sana sırtını dönmesine rağmen geldin?"

Başımı koltuğa yaslamış gözlerimle Alpay'ı süzüyordum. Dudaklarının arasındaki sigaradan son bir nefes alıp küllüğe bıraktı. Yüzünü havaya doğru kaldırmıştı. Boynu çok öpülesi duruyordu. Dudaklarının arasından sızanın duman değil, benim nefesim olmasını istedim.

Ben onu hiç çekinmeden arsız bir şekilde süzerken Alpay da düşünüyordu. Galiba sorduğum soru yüzünden böyle olmuştu.

"Alpay?" Diye fısıldadım.

Yüzünü bana çevirdi. Gözlerimiz yine buluştu ve ben ne yaptığımın farkında olmadan doğruldum.

Dizimi koltuğa bastırıp ayağımı Alpay'ın diğer tarafına attım ve ata biner gibi kucağına oturdum. Ellerim omuzlarını bulurken üstümdeki sabahlık sıyrılmış kucağıma düşmüştü.

Şu an aklım tamamen altımda hissettiğim o sertlikteydi. Alpay benden tahrik mi olmuştu?

Alpay'ın gözleri gözlerimdeydi. Başka hiçbir yere bakmıyor, sadece gözlerime bakıyordu. Yüzümü, hatta bütün bedenimi yine ateşler basmıştı.

Kucağına oturmuştum. Geceliğim kucağıma düşmüştü. Saten geceliğimle karşısında duruyordum ve Alpay sadece gözlerime bakıyordu.

Ellerim göğsündeydi. Fit olduğunu söylemiştim. Ellerimin altındaki kaslar çok gergindi.

"Özür dilerim." Dedim birden. "Çok özür dilerim."

Yutkundu. Adem elması öyle güzel hareket etti ki. İçime çok derin bir nefes çektiğimde hareketlenen göğüslerime istemsizce gözleri kaydı.

"Eslem." Diye fısıldadı. "Pişman olmanı istemiyorum."

"Olmayacağım."

"Olacaksın. Sarhoşsun, hayallerin yıkık ve kalbin kırık. Bende öyleyim..."

Gözlerimdeki kırgınlığı görmüş olacak ki dudaklarını ısırıp ellerini belime koydu ve beni o sertliğin üstüne bastırdı.

Dudaklarımızın arasından birer inleme kaçarken "Seni istemiyorum diye düşünme." Dedi. "Çünkü istiyorum."

"O zaman neden?"

"Çünkü bu şekilde istemiyorum. Böyle değil. Kafan tamamen ayık bir haldeyken, ruh halin normale dönmüşken seni istiyorum. Eğer şimdi seninle olursak seni kullanmış olacağım. Lütfen, bunu yapmak istemiyorum."

Mest olmuştum. Bütün bedenim karıncalanırken oturduğum yerden kalkmak için harekete geçecektim ama beni durdurdu.

Belimdeki bir elini sırtıma çıkardı ve beni göğsüne doğru çekti. Yüzünü boynuma yasladı. Kendisi de yavaşça koltuğa uzandı.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordum sessizce.

"Uyuyorum." Dedi.

"E, beni bırak? Rahatça uyu. Geceleri ben çok dönerim, hareket ederim, uyuyamam zaten."

"Uyursun. Hadi, kapat gözlerini."

Alpay'ın üstünde uzanıyordum. Yüzüm boynuna yaslanmış bir haldeydi. Elleri belimde duruyordu. Kokusu ciğerlerimi doldurmuştu.

"İyi uykular Eslem."

Yine adımı fısıldadı. Yine kalbimin ritmi değişti.

"İyi uykular Alpay."

Continue Reading

You'll Also Like

KEKRE By Aden

Non-Fiction

5.5K 493 34
Kekre: Senden nefret ediyorum. Osi: Biliyorum. Kekre: Senden hep nefret edeceğim. Osi: Buna izin veremem, kekre. Yayımlanma Tarihi: 15.01.2024
18.8M 1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
382K 29.1K 23
KURTALAN MAHALLESİ SERİSİ - 1 İnsanın hayatında kimi anlar vardı ki, bir dönüm noktası ya da sıfırdan başlangıcı olabilirdi kişinin. Tek bir durum, t...
132K 7.4K 35
Yaşamdan vazgeçmiş bir kız, ölümden daha derin birine el uzatırsa ne olur? Kanatları kırık kelebek, görkemli büyük denize uçabilir mi? Peki ya bu de...