LOVE NEVER FELT SO GOOD

By godricgryffin

92.7K 5.6K 9K

Maviler yeşillere bakarken sert bir sesle konuştu. "Ben senin sevgini hak etmiyorum." bunun üzerine yeşil eli... More

"Başlarken.."
"Kamp"
"Madde 2"
"Kibirli Alfa"
"Hançer Ve Gül"
"Mavi Ve Yeşil"
"Sello"
"Tek Sevdiğim"
"Yüzük"
"Huwelijk"
"Korku"
"Adeline & Aron"
"Sonsuz Mavi"
"İki Kalp"
"Büyük Hata"
"Sessiz Çığlık"
"Yeşil Gökyüzü"
"Siyah Gri Tonları"
"Issız Gece"
"Rüya"
"Return"
"Last Time"

"En Kutsalım"

3.9K 219 405
By godricgryffin

Alfa yastığına sarılmış çıplak bedeni izlerken derin bir nefes alıp örtüyü beyaz kalçalara örttü fakat saniyeler sonra küçük incisi bacağını bacağının üzerine atarak örtüyü kaydırdı. Alfa çıplak bedeni kendine doğru çekip kucağına alıp üzerini örttü bu kez. Yumuşacık buklelere öpücük bırakıp sol kolunu incisinin beline sardı.

Saniyeler sonra zümrüt yeşilleri mavileriyle buluştu.

"Alfam?" Louis incisinin şeker pembesi dudaklarından bu kelimeyi duymaya bayılıyordu.

"Güzel incim." Harry gülümseyip dudaklarını eşinin çenesine bastırdı. Saniyeler sonra yerleri değişmiş kollarını alfasının boynuna sarmıştı. Mavilerdeki ışıltıyla gülümsedi.

"Hiçbir fikrin yok değil mi?" Louis o kadar mutluydu ki delirmesine sebep olabilirdi.

"Ne hakkında?"

"Beni ne kadar çok mutlu ettiğin hakkında." Harry gülümsemesi büyürken burnuna değen burun ile kıkırdadı.

Louis küçük bir öpücük için eğilmişti ki kızından gelen çığlık ile irkilip geri çekildi. 

"Ulu Tanrım! Ella, seni küçük yaramaz kurt!" bunun üzerine tatlı bir çığlık daha geldiğinde gülümseyerek yataktan kalktı.

Baksırını bacaklarına geçirip beşiğe doğru adımlarken gülüşü büyümüştü. Bebeğine doğru eğilip alnına nazik bir öpücük bırakıp fısıldadı.

"Seni seviyorum." Ella tekrar küçük bir çığlık attığında Louis kıkırdadı.

"Bunu duymak güzel hissettiriyor küçük kurt." bu kez sarı saçlara öpücük bıraktı. Kokusunu içine çekip doğrulurken uyuyan oğluna gülümsedi.

Bebekleri için her şeyini verirdi.

"Aron hâlâ uyuyor mu?"

"Evet." Ella'ya baktı. Uyuyacak gibi gözlerini kırpıştırmasına kıkırdayıp eşine döndü.

Küçük yaramaz incisi alt dudağını dişleri arasına almış kirpiklerinin altından bakarken bir bacağını karnına doğru çekmişti.

Louis büyülendiğini hissederken incisine adımlamaya başladı. Yatağa çıkıp yastığa dağılmış saçlara burnunu değdirip kokusunu içine çekti.

"Güzelim." boynuna öpücük bırakıp bacaklarının arasına yerleşti.

"Çok güzelsin." beyaz yanaklara düşen kızıllık güzelliğini kutsarken burnunu burnuna değdirdi. Bunu yapmasını seviyordu.

"Seni seviyorum." derin bir ses tonundan dökülen iki kelimeyle ruhu çıldırırken fısıldadı Harry.

"Bende seni seviyorum." ardından çıldırışı kalbini sarıp bedenine yayıldığında yeşillerini çevreleyen mavilerle titredi. Mavilerin yeşillerini kolları arasına alışı güzel hissettiriyordu, çok güzel hissettriyordu.

*

"Aynı bana benziyor değil mi Jay?" Jay gözlerini devirirken Niall ve Liam güldü.

"Dedesinin küçük kurdu o." Louis gülerek babasına bakarken Harry kucağında Ella ile gelirken annesi hemen arkasındaydı.

Gemma ve Zayn ile birlikte gelen Violet, Manuel ve Alex üçlüsüne bakıyordu. En çok ise Alex isimli insana. İncisine olan bakışları hoşuna gitmemişti alfanın.

"Akşam yemeğini burada yiyor herkes ona göre." Jay salondaki genç topluluğuna konuşup mutfağa geri döndü.

Harry kucağındaki Ella'yı yavaşça sallarken Louis gözlerini kısmış sarı saçlı insana bakmaya devam ederken kaşlarını çattı. İncisine bakarken dudaklarını ıslatması rahatsız ediciydi. Öfkenin bedenini sardığını hissetti.

"Dışarı çıkalım mı biraz?" Alex doğruca yeşil gözlere bakarken yeşillerin sahibi eşine baktı.

Maviler alev alevdi.

Alfasının yanağını kavrarken sordu.

"Sorun ne?"

"Bugün yanımdan ayrılma olur mu incim?"

"Lou bir şey mi oldu?" alfa yeşillere sevgiyle gülümsedi.

"Bir şey olmadı incim."

Alex ise sinirle önündeki sahneyi izliyordu. Zayn bunu fark ederken kaşlarını çattı. Bu çocuğun takıntısından hoşlanmıyordu.

"Çıkalım mı?" Alex tekrarlarken Liam ayağa kalktı. Bunun üzerine Niall ve Zayn ayaklanırken Harry eşinin saçlarına öpücük bırakıp bebeğini omzuna yatırırken mutfağa adımladı.

Louis ayağa kalkıp koridora ilerlerken Mark arkasından yürümeye başladı.

"Louis."

"Eşime bakışlarını sevmedim."

"Sakin ol evlat." misafir odasına girdiklerinde kapıyı kapattı.

"Sakin falan olmayacağım."

"Alfa!"

"Benim eşime kimse öyle bakamaz. Hiç kimse ama hiç kimse rahatsız edici bakışlarla kirli zihininde hayal edemez. Anlıyor musun? Ben incime kıyamıyorum bakarken. Aklım gidiyor bir şey olacak diye. O nasıl o kadar kötü bakabiliyor peki!?"

"Seni anlıyorum evlat ama öfkeni kontrol etmelisin."

"Baba anlamıyorsun." mavi gözlü alfa derin bir nefes aldı.

"Anlıyorum Louis. Ama insanlar bilmemeli. Öfken seni dönüşüme zorluyor. Bu olmamalı." birkaç saniye süren sessizliğin ardından konuştu baş alfa.

"Kurtlarıma iyi bakın." Mark oğlunun başına vurdu.

"Seni ve kardeşlerini kim büyüttü sanıyorsun?"

"Baba! Ben bir alfayım." Mark bir kere daha vurdu.

"Kıçımın alfası."

"Baba!" oğlunu kolunun altına alırken gülmeye başladı. Mavi gözlü alfa da gülmeye başlarken odadan çıktılar. Mutfağa geldiklerinde Harry nefes bile almadan konuşuyor. Jay ve Anne arada birbirine bakıp gözlerini deviriyorlardı.

"Harry, canım bizde çocuk büyüttük. Eşini ben büyüttüm hatta." Louis kıkırdarken Harry kızının saçlarını kokladı.

"Üzgünüm."

"Ella Aron'a göre daha huysuz." Louis incisine bakıp konuştu.

"Huysuz mu? Tam bir cadı."

"Lou!"

"Seni benden kıskanıyor Tanrım!" Mark oğluna doğru eğilip konuştu.

"Senin bana yaşattıklarını şimdi sen yaşıyorsun." Mark kahkaha atarken Harry gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış Jay ve Anne ise kıkırdamışlardı.

Louis ise kollarını göğsünde kavuşturup somurtmaya başladı.

*

Alex Harry'e yakın olmaya çalışırken Louis öfkesini dizginlemeye çalışmakta her geçen dakika zorlanıyordu. Küçük bir gezintiden sonra Hyde Park seçeneğini kabul etmişlerdi.

Klasik ama güzeldi. 

"Ne zamandır evlisiniz?"

"Bir yıl iki ay." Liam Louis'e dönerken öfkesini ne kadar daha kontrol edebileceğini merak ediyordu.

"Kaç yaşındasın Louis?"

"Yirmi sekiz."

"Harry'den büyüksün." Harry eşinin elini daha sıkı kavradı. Alex bunun üzerine gözlerini devirdi.

"Ne zamandan beri yaşlılarla takılıyorsun?"

"Alex sözlerine dikkat et lütfen." Harry parmak ucuyla eşinin elinin üzerini okşarken burnunu yanağına değdirdi.

Alfanın sessizliğine rağmen gürültülü öfkesini görebiliyordu.

"Hayatını değiştirmene değdi mi merak ediyorum." Louis daha fazla dayanamazken sarı saçlı bedenin karşısında durdu.

"Liam duydun mu insancık merak ediyormuş." Niall ve Liam sarışının arkasına çapraz olarak geçerken Harry derin bir nefes aldı.

"Lou?"

"İnsancık mı? Ne saçmalıyorsun sen?"

"Basit konuşuyorum anlayamıyor musun insancık?" Alex kaşlarını çattı.

"İnsancık demeyi bırak. Sen başka bir türmüşsün gibi sanki." 

"Öyleyimdir belki." alfanın gözleri çarpıcı bir parlamanın ardından grileşmeye başladı. Alex korkuyla geriledi.

"Sikeyim o neydi!?" parka yayılan güç gözle görünür hâle gelmiş gibiydi. Zayn Gemma'ya dönüp konuştu.

"Onları buradan götür." Gemma korkuyla irkilirken başını salladı. Violet'i kolundan kavrarken Manuel mavi gözlü alfaya hayran bir bakış atıp yürümeye başladı.

Louis Alex'e doğru bir adım atıp başını hafifçe sağa doğru eğdi.

"Eşimden uzak duracaksın." Harry alfasına doğru adımlamıştı ki Zayn arkadaşının kolunu kavradı.

"Durmazsam?"

"Duracaksın." Alex öfkelenirken mavi gözlü alfaya adımladı.

"Emir mi veriyorsun sen bana? Kim olduğunu sanıyorsun sen!?"

"Sesini yükseltme." alfanın buz gibi sesinden çıkan kelimeler ürperticiydi.

"Harry bir gün anlayacak nasıl bir hata yaptığını." alfa sarışını deri ceketinden kavrarken başını kütletti.

"Biliyor musun?"

"Ne?"

"Aptallık ile cesaret arasında çok ince bir çizgi vardır. Sen o ince çizgiyi fazla geride bıraktın küçük Alex." Alex afallarken ceketini kavrayan eli tutup kurtulmaya çalışırken bağırdı.

"Çek ellerini!"

"Bir alfaya emir vermek daha büyük bir aptallık tabi."

"N- ne?" Alex irileşen gözleriyle mavi gri karışımı gözlere baktı.

Alfa mı?

Siktir ne!?

"Ben Louis William Tomlinson."

"Bı..."

"İngiltere'nin alfası. Osborne sürüsünün alfası. Gözleri gri kürkünde beyaz renk hâkim olan tek alfa."

"B- bırak."

"Sen kimsin zavallı Alex?"

"B- ben.. bırak!"

"Eşimden özür dileyeceksin." Harry alfasının karşılaştığı yeni yönüyle gözlerini kırpıştırdı.

"Eşimi rahatsız ettiğin için ondan özür dileyeceksin." Alex korkuyla titrerken dudakları arızalanmıştı ki omzundaki yanma hissiyle dizlerinin üzerine çöktürüldü. Acıdan gözlerinin yaşardığını hissetti. Dişlerini bastırırken omzundaki acının şiddeti artmıştı.

"Ö- özür dilerim."

"Daha yüksek sesle."

"Ö- özür dilerim!" acı tenini kızartırken gözlerini yere dikmişti Alex. Louis zarifçe eğilip parmaklarını sarışının boynuna ilerletti. Baş parmağı şah damarını bulurken Alex titredi.

"L- lütfen."

"Titriyorsun." fısıltısı sarışının ensesini yakarken parmağını biraz daha bastırdı.

"Eşimi bir daha rahatsız edecek olursan başın gövdende olmaz."

"Ö- özür dilerim a- alfa." damara sert bir dokunuş bırakıp doğruldu. Alfa herkesi önünde diz çöktürecek konumdaydı. Küçük incisine doğru adımlarken Niall ve Liam yere yığılmış adamı kaldırdı.

Harry alfasının yanaklarını kavrarken Louis kollarını beline sarmıştı.

"Evimize gidelim."

"Evimize gidelim incim." alfa eşinin alnına dudaklarını bastırıp gözlerini kapattı. Öfkesinin buhar olup kaybolduğunu hissederken gülümsedi.

*

Yemekten sonra evlerine gelmiş salonda oturuyorlardı.

"Bugün gördüğüm çok farklı bir Louis'di." alfa gözlerini yeşillere dikti.

"Alfa olan Louis' di gördüğün."

"Çok güçlüsün." Harry iç çekerken aklına gelenle gözlerini yere çevirip başını eğdi.

"İncim?" alfa elini eşinin çenesine getirip başını kaldırdı yavaşça.

"Eğme başını."

"Lou." diye fısıldarken alfa çenesini okşadı.

"İncim."

"Ben sana yemin etmedim. Yemin etmek istiyorum." alfa kaşlarını çattı.

Bu nereden çıkmıştı ki şimdi?

Bu kadar zamandan sonra hemde.

"Bu nereden çıktı?"

"Bugün seni öyle gördüğümde, alfa olarak gördüğümde... Çok geç biliyorum ama yemin etmek istiyorum sana."

"Sana bunu kim anlattı diye sormayacağım çünkü cevabı biliyorum." Harry gözlerini koyu mavilere çevirdi.

"Liam?" Harry başını salladı.

"Onu yumruk manyağı yapacağım bir gün. Her bir şeyi anlatıyor."

"Anlatmasın mı yani?"

"Sen bana yemin etmek mi istiyorsun?" incisi başını salladı.

"Odaya çık ve soyun." Harry titrerken yavaşça kalktı. Merdivenleri çıkarken derin derin nefesler alıyordu. Yatak odasına geldiğinde bebeklerine baktı.

Mışıl mışıl uyuyorlardı.

Üzerindeki kazağı çıkarıp koltuğa koydu. Pantolonunu ve çamaşırını da çıkarıp koydu.

Yatağa oturup beklemeye başladı.

Dakikalar sonra alfa odaya geldi. Kazağını çıkarmıştı.

"Ayağa kalk." titreyen bedenini kaldırırken Louis önünde durdu. Alfa incisini sarmalayıp öpücüklere boğmak istiyordu.

"Diz çök." alfasının önünde diz çökerken titreyen ellerini bacaklarına sardı. Bu ses tonunu ve emirleri istemiyordu Harry. Onun Louis' i değildi bu.

Başını eğdiğinde bukleleri yüzüne döküldü. Louis incisinin güzelliğiyle tekrar ve yeniden büyülendi.

"Şimdi benim dediğimi tekrar edeceksin." alfa içini çekerken büyük bir sevgiyle o büyülü iki kelimeyi öyle bir tonda söyledi yeşillerin sahibinin kalbi titredi.

"Seni seviyorum." Harry kalbi deli gibi çarpmaya başlarken başını kaldırdı.

Alfa da dizlerinin üzerine çöktü.

"Sen bana kendini verdiğin gün yeminini ettin. Sen bana o güzel kalbinle tüm sevgini verdiğin gün, önüme atladığın gün, kürkümü öpücüklere boğduğun gün, dokuz yaşında küçük bir çocukken daha kendini bana verdin ve teslim oldun." Harry gözleri dolarken elini alfasının yanağına koydu.

"Mührüm, en değerlim, en kıymetlim, bebeklerimin annesi, kalbimin sahibi." gözyaşları akmaya başlarken Harry titrek bir nefes aldı.

"Benim tatlı incim, körpem, küçük sevgilim benim sen bana yeminini ettin. Sen uğruna ölmeyi göze alacağım tek insan. Sen benim önümde diz çökemezsin. Yeşillerin mavilerime değmezse eğer kalbimin atışı için bir sebep kalmaz." Harry kalbinin bedenini dövdüğünü alfasının onu yerle bir ettiğini hissediyordu. Dizlerinin üzerinde yükselip ellerini alfasının yanaklarına yerleştirdi. Louis incisinin belini sımsıkı sardı. Harry yavaşça fısıldadı.

"Seni seviyorum. Kalbim senin. Ruhum senin. Bedenim senin. Her şeyim senin. Her bir noktam senin. Sadece senin." dudaklarını alfasının dudaklarına bastırdı. Alfa dolu gözlerini kırpıştırıp gözlerini kapattı.

Narin bedeni kucaklayıp ayağa kalktı alfa. İncisini yavaşça yatağa bırakıp geri çekildi.

Çırılçıplak bir hâlde alfanın yatağında onun olmayı bekliyordu.

Ulu Tanrı!

"Şimdi senin önünde diz çökeceğim ve sende beni o tatlı sesinden mahrum bırakmayacaksın küçük incim." Harry heyecanla titrerken karnında hissettiği sıcak nefesle kıkırdadı. Alfa sıcacık bir şeyin içine aktığını hissetti.

Dudaklarını beyaz tene dokundurup tatlı kokusunu içine çekerken kutsandığını hissediyordu.

"En kutsalım." incisinin dudaklarıyla buluşmadan önce dudakları fısıldadı alfa.

"Dudaklarından başlayacağım." Harry gülümserken bacaklarını alfasının beline sardı.

Uzun bir gece olacaktı.

Continue Reading

You'll Also Like

22.8K 3.2K 30
Louis, omegaların maruz kaldığı zorluklar yüzünden güçlü bir alfa olmak istediğinde, bir alfanın ona şefkat göstermesi işleri iyice zorlaştırır. Alfa...
1.1M 76.8K 60
"Ben yüreğimdeki bu sızıya da, yüreğimdeki sana da bir isim bulamadım elma kurdum. O yüzden senin adın kavuşmak olsun." Kapak @Percexes <3
YETİM (VEGASPETE) By Su

General Fiction

54.1K 2.6K 45
YETİMHANEYE GİRDİĞİNDE ETRAFA BAKTI...ONCA ÇOCUK ARASINDAN BİR KÖŞEDE TEK BAŞINA OTURAN ÇOCUĞA TAKILDI GÖZÜ...YANINA GİTTİĞİNDE YÜZÜNÜ İNCELEDİ...KIZ...
759 123 8
"Manyaksın sen." dedim. "Senin için." dedi.