KUTSANMIŞ AŞK

By 61ipek

483K 6.6K 239

Hayat ne kadar acımasızsa bir o kadar da yorucuydu . Elimi karnımın üstüne koyup bu hale nasıl geldiğimizi dü... More

2.bölüm -YENİ -
3.bölüm-YENİ-
4.BÖLÜM -YENİ-
5.bölüm - YENİ-
6.bölüm-YENİ
7.bölüm - YENİ
8.bölüm - YENİ
9. Bölüm- YENİ
10.bölüm -YENİ

1. Bölüm -BAŞLIYORUZ

28.8K 859 29
By 61ipek

Güzel yorumların hepsine açığım 😌 eleştiri adı altında haddini aşanlar direk engellenir ! Kendinizi hikayenin akışına bırakın . Açık aramak için benim sayfama gelmeyin . Fikirlere açığım - emirlere değil !

Hadi iyi okumalar 😌

Elimde ki spor tayta ve sütyen kadar şeye bakıp yüzümü ekşittim . "Bu ne ipek  Allah aşkına . Neyin sporu ya . Kızım benim spor salonunda ne işim var ya "

Dudaklarını büzerek gözlerimin içine acınasıca bakmaya başladı"Uzatma Beril . Ben spora geliyorsam sende peşimden gelmek zorundasın. Ben tek başıma nasıl diyet yapayım he . Aynı evde yaşıyoruz kuzum . Nolur destek ol bana "

Siteye taşınalı daha üç ay olmuştu. İpek geçen yıl mezun olmuştu . Bense son senemdeydim . Hayırlısı ile bir bitse şu okulum .

Yüzümü buruşturup kabine girip üstümdeki çiçekli belden oturmalı , kalın askılı elbisemi çıkardım . Spor kıyafetlerimi giyip ayağımda ki sandaletleri eğilerek bayağı bi çekiştirme sonucu çıkarmayı başardım . Ayağımın üstünde ki ip izlerinden bu gün gerçekten çok fazla yorulduğumun ispatıydı .

Kabinden çıktığımda ipek'in hazır olduğunu gördüm . Bu kız bu cüsseyle nasıl bu kadar hızlı hareket ediyordu anlamıyorum .

Gülümseyip birbirimize baktık . Kolunu kaldırdığı an koluna girip odadan çıktık .

Aman Allahım burda ki adamlar resmen yememiş içmemiş kas yapmışlar . Kollara bak ya . Yanlışlıkla bana çarpsalar herhalde direk ölürüm . Gözlerim kocaman açılmış şekilde etrafıma baktım . İpek eliyle çeneme vurup " görmemişlik yapma kızım . Cool takılıcağız "

Gözlerimi devirip dudaklarımı büzdüm " gördük mü ipek  ? He gördük mü ? ben görmedim . Ahanda ilk kez canlı canlı görüyorum . Kızım bunlar ne bak gel etme eyleme bizim burdan ölümüz çıkar . Yanlışlıkla bana çarpsalar geberirim lan "

Kahkahayı basan ipek kollarıyla başımı sarıp " korkma kuzum bak ben burdayım "

Yav he he dermiş gibi kafamı sallayıp kollarımla itekleyip yürümeye başladım.

İpek pilates hocasına yönelirken ben şaşkın ördek gibi etrafıma bakınıp koşu bantlarına doğru yürüyüp boş olan banda çıktım . Önümde ki tuşlara bakıp oflayarak içimden İpek'e en güzel sevgilerimi iletip yavaş tempoda yürümeye başladım .

Yarım saattir yürüyordum ve artık ter içinde kalmıştım . Makinenin tuşlarına basarak yavaşlatıp sonunda durdurdum . Yandaki havluyu alıp yüzümü silip omzuma atıp ensemi silmeye başlarken banttan inip yavaşça yürümeye başladım .

İpek'e bakmalıydım .

Tam odadan çıkıp pilates bölümüne yönelirken merdivenlerden inen öndeki takım elbiseli oldukça uzun boylu , geniş omuzlu heybetli adam ve arkasında ki koruma ordusu ile yerimde kala kaldım .

Adam fırtına gibi önümden geçip gitmişti .

Havaya bak Allah aşkına simsiyah giyinmişler Ali kıran baş kesen gibi salona girmişler . Gözlerimi devirip cafeterya ya yöneldim .

İçeri girip bara oturdum .  hafifçe gülümseyip karşımda ki adama " sıkma portakal suyu ala bilirmiyim . Bide su lütfen " adam çatık kaşları ile hemen kafasını sallayıp arkasına dönüp içecekleri hazırlayıp önüme bıraktı . Adamın hareketleri cüssesine göre oldukça narindi .

Hemen suyumu açıp büyük bi özlemle içtim .
Annem bu halimi görse kalp krizi geçirirdi kesin . Aklıma gelen gözleri pörtlemiş saçları diken diken olmuş annemin görüntüsü ile yüzümde hınzır bi gülümseme oluştu . Cebimden telefonu çıkarıp elimde su ile selfi yapıp anneme gönderdim . Birazdan topuklarının üstünde zıplamaya başlardı .

Portakal suyumu elime alıp pipetiyle bir iki tur karıştırdım . İçmeye başlayıp ayağa kalktım . Şimdi bizim deliye baka bilirdim işte .

Pilates odasına girip koltuğa oturup izlemeye başladım . Eğer benim tanıdığım ipekse şuan ana avrat içinden ne geliyorsa sayıp sövüyordur . Surata bak pancar gibi olmuş nefesi bilmem neresinden alıyor .

Hoca arkaya dönüp benimle göz göze gelince gülümsedi . Tövbe yarabbim o nasıl bakış öyle gözlerimi açarak Derince yutkundum . " pardon yanlış geldim . " diyerek suyumu koltuk altıma sıkıştırıp ayaklarım götüme vura vura kaçtım .

Kadın resmen beni gözleriyle dövmüştü . Ama İpek'in o pancar suratı aklıma geldikçe kıkırdamadan edemedim . Telefonu arka cebimden çıkarıp yaramaz çocuklar gibi pipetten portakal suyunu içtim .

Dilimi hafifçe dışarı çıkarıp dudaklarımla ısırdım . Mesaj bölümüne girip İpek'in üstüne tıkladım " kanka ben kaçar . Sana iyi geriden nefes almalar " kısık sesle kahkaha atıp elimdeki bardağı kapı yanındaki sehpanın üstüne koydum . Suyun kapağını açıp kafama dikip doyasıya içtim .

Hızlıca soyunma odasına girip havlumu , şampuanımı alıp kendimi duşa attım . yıkanıp havluya sarınıp odaya geçtim . Dolaptan kıyafetlerimi alıp kabine girip oldukça hızlı bir şekilde hazırlanıp sıcaktan komaya girmek üzereyken kendimi dışarı attım . Islak saçlarımı havluyla bir hırpalayarak suyunu aldırdım .

Tepede asılı duran fön makinesinin altına girip uzun saçlarımı savura savura kurttum .

Haziran ayından nefret ediyorum !

Çantamı koluma takıp hızlıca odadan çıktım . Bu gün ne kadar çok hızlı hareket ediyordum ya . Of o kadar yorgun hissediyorum ki kendimi . Salonun dönen kapısının önüne gelip elimle itekleyerek ilerlettim . Tam araya geldiğimde sıkışıp kaldı. Elimle tekrar itekledim ama milim ilerlemedi . Şaşkınlıkla üste alta baktım elimle iki kere avuç içlerimi vurdum . Yok gitmiyor kapı .

Tam arkamı dönecekken omzumun üstünden uzanan kolla irkildim . Etrafımı saran koku ile nefesimi tuttum .

Yutkunup yavaşça bedenimi arkaya çevirdim . Karşılaştığım siyah gömlek ve geniş göğüsle hafifçe kaşlarımı çatıp kafamı yukarıya kaldırdım. Köşeli çene , kalın dudaklar , düz kemikli burun , koyu kahve rengi gözler , oldukça siyah gür çatılı kaşlar.

Hızlıca tekrar gözlerine baktım. Bu sabah önümden geçip giden adamdı . Gözlerimi devirip önüme dönüp kapıyı ittikçe küçük adımlarla ilerledim .

Salonun dışına çıkıp merdivenlere yöneldim. O sıra çalan telefonumu çantamın içinden çıkarmaya çalışarak merdivenleri inmeye devam ettim .

Son iki basamak kalmışken birden ayağım boşluğa geldi . Hafifçe sendelediğim an arkadan belimi saran kalın kollarla can havliyle karnımın üstündeki kola sımsıkı tutundum .

" tamam iyim ." Sözlerimden sonra ayaklarımın üstüne sağlam bastığımı fark edip serbest bırakıldım. Kafamı hafifçe omzumdan arkaya çevirdiğim an tekrar aynı gözlerle karşı karşıya geldik . Kaşlarımı çatıp hafifçe başımı salladım . " teşekkür ederim "

Aynı donuk bakışlar , çatık kaşlarla bir süre yüzümü inceledi . Sonra gözleri bedenime kaymıştı . Hızlıca göz gezdirip "bu narinliğinizle çok yanlış yerde bulunuyorsunuz . Görüldüğü üzere Spora ihtiyacınız yok. "

Bayık gözlerle gözüne bakarak " haklısınız . İki sefer de yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. İyi günler "

Arabama doğru ilerleyip çantamdan anahtarı çıkardım . Şuan bu adama takılıp kalacak değildim . Arabanın kapısını açıp koltuğa oturdum . Çantamı yan koltuğa koyup , anahtarı kontağa takmıştım . Aracı hareket ettireceğim an çantamdan gelen mesaj sesi ile duraksadım .

Çantamdan uzun uğraşlar sonucu çıkardığım telefonun ekranını açtığım an İpek'in pancar gibi suratı ile karşılaşınca kahkahayı bastım . Salak sucuk gibi olmuştu . Altında ki notsa pek bir manidardı " ağZıma sıçtılar Beril . Vazgeçmemem için benim yanımda olmalısın " tipe bak ya .

Arabamı babam ben üniversiteyi kazandığım sene hediye etmişti . Adamın galerisi var !

Babamla annem ayrıldıklarında 12 yaşındaydım . İnsan anne babasının ayrılmasına sevinir mi ? Ben sevinmiştim . Artık bıkmıştım kavgalarından kıyametlerinden . Her dakika birbirlerini yerlerdi. Bir gün bile kavgasız kahvaltı yaptığımızı hatırlamıyorum ... annem diş doktoru iken babam galeri sahibiydi !

Birbirlerini nerde bulduklarını hiç bir zaman anlamamıştım ! Ayrıldıktan sonra ikisinden de uzaklaşıp adliyeden çıktığımız dakika Bombay'ı patlatmış yurda çıktığımı söylemiştim . İkisi de kıçını yırtsa da diğer türlü yüzümü dahi göremiceklerinin tehditini savurunca el mahkum kabul etmişlerdi .

Babam davaya sevgilisi ile gelmişti ! Annemin yediği darbeler azmış gibi bide ben terk etmiştim ... öyle düşünmüştü uzun bir süre ama babamın annemin canını yakmak için beni kullanacağını o kadar iyi biliyordum ki . Ben annemi korumaya çalışmıştım .

Babam nüfusunu kullanarak velayet davasını kazanmıştı ! Tabi benim onu da reddedeceği mi hesaba katmamıştı .

Şimdi ikisi de İstanbul'da birbirlerinden oldukça uzak köşelerde yaşıyorlar . Kendi hayatlarına bakıyorlardı .

Arabama bir kez daha alıcı gözüyle baktım , Seviyorum bu bebeği . Babam kedi olalı bi fare tutmuştu . Annemle ayrı ayrı her ay oldukça yüklü miktarda hesabıma para yatırmalarını da unutmamak gerek ! Tabi benim o paraya ne olursa olsun dokunmamış olmamı da !

Cafelerde garaonluk mu yapmadım , türlü türlü işlere mi girmedim . Antalyaya ilk geldiğimde tüm yurt başvurularım reddedilmişti . Ne devlet yurduna girebilmiştim ne özel yurtlara . Babam aklı sıra beni kendine muhtaç bırakıp ona gitmemi beklemişti . Ne karısını ne kızını tanımaya tenezzül etmeyen bir adam vardı karşımızda . Üç hafta parklarda , camilerde yatmıştım . En son ipeğin cafesinin önünde düşüp bayılmıştım . Sabah beni kapısının önündeki paspasta kedi yavrusu gibi kıvrılıp kalmış şekilde bulmuş , ateşler içinde yandığımı gördüğü an hastaneye götürmüştü . Bana bakıp iyileştirip resmen hatun beni sahiplenmişti ! Ev kedisi olmuştum resmen ...

Kemerimi çekip yerine oturtup , klimayı açtım , Antalya resmen ateş ediyordu . kontrollü bir şekilde yola çıktım . Yavaşça ilerlerken radyoya uzanıp dokundum . Arabada yankılanan " Tuna Velibaşoğu - sen kal ölene kadar " şarkısı yankılandı .

Direksiyonda parmaklarımı yavaş yavaş oynatarak ritim tutmaya başladım . 21 yaşındayım ama Antalya'ya 3 yıl önce gelmiştim . İpek'i üniversiteye geldiğim gün tanışmıştım . Oda benim gibi parçalanmış bir ailenin geride kalan kaza zedesiydi . Onun babası , annesini başka biri için bırakıp gitmiş . Tabi ipek o zamanlar 16 yaşındaymış . Abileri bi şekilde evi toplamış .

Bense kedi yavruları gibi ortada kalmıştım . Bir başıma ! Annemle kalsam babam anneme olmayan kötülüğü yapacaktı. Zaten benim için onca şeye göğüs germiş bunca yıl benim bir aile hayatım olsun diye bu adama katlanmışken bide boşandıktan sonra onun psikolojik şiddetine mağruz kalsın istememiştim !

Bende kendimi ikisin den de kurtarıp yurtlara atmıştım . Üniversiteye kadar hep yurtlarda kalmış yaz tatillerinde bile eve gitmemiştim. Garsonluk yapmış cafelerde çalışmış yada kuaförde çıraklık yapmıştım . Makyaj saç yapmayı da o sayede öğrenmiş en azından kendi işimi kendim görmeye başlamıştım .

Işık yeşile yanınca daldığım düşüncelerden sıyrılıp hareket ettim . Manavgat tarafına döndüm . Yolu şöyle bi taradığımda boş olması suratımda pis bi gülüşe neden olmuştu .

Vitesi yükseltip gaza yüklendim . Kavşağı arabayı öttürerek döndürüp el frenini çektim . Araba olduğu yerde bir kez dönerek tekrara yola girdi . Hızlıca yola girip aynı hızla devam ettim . Biraz ilerledikten sonra seslice nefesimi salıp hızımı düşürdüm . Sideye geçip halletmem gerek işi artık ertelemeden konuşmalıyım .

Araba büyük oldukça lüks otelin önünde durunca direksiyonu Hırsla sıkıp kemerimi açtım . Çantamı elime alıp güneş gözlüklerimi taktım .

Arabadan inip derin bi nefes aldım . Hadi bakalım Beril çözersen bu işi sen çözersin .

Otelin otomatik açılan kapısından içeri girip gözlüklerimi çıkardım . Elbisemin kısalığı yüzünden bacaklarıma vuran klima ile hafifçe yüzümü ekşittim . Ulan dışarısı cehennem içerisi morg .

Lobiye ilerleyip veznede duran kıza donuk bakışlarımı gönderdim " Cengiz odasında mı ? "

" kim bakmıştı efendim ? Randevunuz var mı ? "

Gülümsemem o kadar soğuk ve ürkütücü olmalıydı ki kızın irkilerek gözlerime bakmasından belliydi . " Beril dersen kendisi tanır "

Hemen telefona sarılıp bi kaç görüşme yaptı . Sıkıntı ile " Beril hanım , Cengiz bey müsait değillermiş ."

Dudaklarımı büzerek kaşlarımı kaldırdım . Hafifçe başımı sallayıp asansöre yönelip bindim . En üst kata çıkıp asansörden indiğim an etrafta ki siyah giyinimli adamlar dikkatimi çekti . Zengin piç ! Göt korkusu da tavan mübarek .

Odasının önüne gelip sekreterin beni durdurmasına izin vermeden balıklama daldım .

Hızlıca ilerleyip " ulan sen ne adi itsin be . Şerefsiz sen kimsinde benim arkadaşımın kilosuna laf edersin . Lan sende hiç mi insanlık kalmadı . Üç ay çıktın o kilosuna laf ettiğin kızla . Hayvan herif "

Cengiz beni gördüğü an koltuğundan fırlarcasına ayağa kalkıp bir iki adım geriledi . Ellerini havaya kaldırıp başını hızlıca iki yana salladı . Elimdeki çantayı Hırsla yüzüne fırlatıp " senin ağzına sıçarım . O kızdan özür diliceksin Cengiz yoksa senin kabusun olurum . Anla...."

" yeter ! " arkadan kulaklarımı dolduran davudi sesle irkilerek arkamı döndüm.

Yok anasını burda bu adamın ne işi var !

❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️

Sabahtan beri karşılaştığım adam şuan tam karşımda tüm heybeti ve çatık kaşları ile duruyordu . Gözlerimi kısarak yüzüne baktım . Bu adamın burda ne işi vardı ?

" neye yeter ? Arkamda ki angutun yediği nanelere mi yoksa benim konuşmayı kesip direk saldırıya geçmeme mi ? " sözlerim biter bitmez bir an başımı sola yatırıp " haklısınız bence de yeter " diyerek hemen arkamı dönüp Cengiz'le göz göze geldik. Dişlerimi sıkarak hızlıca üstüne yürüyerek masanın etrafından geçip üstüne atladım .

Hayvana bak sen hem kızı aldat hemde geç kilosuna laf et bu angut yüzünden spora başlamak zorunda kaldım .

Saçlarını Hırsla çekip aynı anda kafasına vurmaya başladım . " seni enbesil senin yüzünden bende spora başladım . Benim suçum ne lan . Ağzına tükürdüğüm sen kimsinde benim arkadaşıma o lafı söylersin . " hırsımı alamayıp kafasını geri itip bacaklarının arasına tekme atmak için ayağımı kaldırdığım an kendimi havada buldum .

Odada ki adam beni belimden kavrayarak tek koluyla havaya kaldırmıştı . Ayaklarımı havada sallayıp gene de Cengiz'e vurmak için debelendim .

Kapının önüne kadar getirilip ayaklarım yere kondurulduğu an Hırsla arkamı dönüp adamın gözlerine kaşlarımı çatarak baktım .

Kollarımdan tutup tek seferde yerlerimizi değiştirip sırtımı kapıya yasladı . Şaşkınlıktan açılan gözlerle yüzüne baktım . Etime batan parmakları yüzünden hafifçe inleyip yüzümü ekşittim . Kaşları her zaman ki gibi çatık haliyle gözlerime bakıp " uslu durmayı beceremezmisin . "

Çenemi sıkıp havaya diktim " usluyum ama adamına göre . O arkanda ki angut arkadaşımın canını yaktı napsaydım alkışlayıp afferin mi diyecektim "

Gözlerini kısarak yüzümü taradı . Ne bakıyor bu adam yüzüme böyle . " işime engel oluyorsun . " dişlerini sıktığını çenesinde atan kas ve yanaklarının dalgalanmasından anladım . "Hesap soracak bu günümü buldun lan . " yüzüme doğrudan kükremesi ile korkuyla gözlerimi kapattım . Titrek bi nefes alarak yavaşça gözlerimi açtım .

O kadar korkak bir yapım vardı ki , babamın evde kopardığı kıyamet yüzünden kaos ortamlarında istemsizce bedenimi korku abluka altına alıyor , titremeye ve ağlamaya başlıyordum . Bunu gizlemek için yıllarca kendimle mücade ettim . En son bende karşı atağa geçmeye başlayınca bu korku dolu tarafımı insanların görmesini engellemiştim .

Kollarımda ki baskılar artınca fısıldayarak " canımı acıtıyorsun " sözlerim bittiği an kollarımda ki baskı daha da arttı . Adeta Kağıt ezermiş gibi iki kolumdan da sıkıştırarak ezmeye çalışıyordu . Canım o kadar çok yandı ki hafif bir inilti kaçmıştı dudaklarımdan ... gözümden yaş düştü.

Titriyerek karşımdaki gözleri sinirden siyaha dönen adama baktım . Savururcasına kollarımı bıraktığında kafam kapıya tüm şiddeti ile çarptı. Usulca hıçkırarak elimi kafamın arkasında oluşan keskin acıya dokundurdum . Elime gelen ıslaklıkla kan olan elime baktım .

Kendimi hiçbir zaman bu kadar savunmasız ve aciz hissetmemiştim ... adamın göğsüne anca geliyordum ve heybetinden arkasında ki kişi beni kesinlikle göremezdi . Arkasını döndüğü an gözleri ilk parmağımda ki kana takıldı . Gözleri hemen yüzüme çıktığında iki yanda sallanan ellerini yumruk yaptı .

" sikiyim böyle işi " Hırsla Cengiz'in üstüne yürüyerek masanın üstündeki çantamı alıp ayaklarımın önüne fırlattı . Önüme düşen çantayla irkilerek olduğum yere iyice sindim . Bu adamda kimdi böyle !

Cengiz'den gelen acı dolu yakarışla kafamı kaldırıp karşıma baktım.

Aman Allahım ! Cengiz'in suratında ardı ardına patlayan yumruklar oda da yankılanmaya başladı . Adamın gözü dönmüş gibi Cengiz'i evire çevire dövmesini nefesimi tutarak izledim . Aralarına girmeye çalışsam kim vurduya gideceğim aşikardı . Korkuyla sağıma soluma baktım ama bu adama bişey atsam onun iki mislini bana yediriceği belli !

Kapıda ki adamlar aklıma gelince hemen kapıyı açıp avazım çıktığı kadar haykırdım " yardım edin " çığlığımı duyan korular hızlıca odaya girip cengizlere taraf yürüdüler ama adama müdahale etmediler .

Bunu gördüğüm an ağzım açık kala kaldım . Adamlar Cengiz'e yardım etmiyor aksine izliyorlardı " ne duruyorsunuz ayırsanıza . Öldürücek Cengiz'i görmüyormusunuz " hiç birinin kıpırdamadığını görünce artık daha fazla bekleyemezdim.

Zira Cengiz'in ağzından yüzünden kan gelmeye başlamıştı . Yerde iki büklüm yatan Cengiz'e ayağını kaldırıp vuracağı an önüne atlayıp kollarımı göğsüne koyarak geriye itmeye çalıştım " yeter öldürüceksin çocuğu " korkuyla söylediğim sözlerle adam bir anda durdu .

Benim sözlerim yüzünden mi yoksa ona dokunmam yüzünden mi durmuştu bilmiyorum ama ayağı havada kala kaldı .

Gözlerini gözlerime kenetlediği an iki gözümden de aynı anda kocaman yaş akıp çenemden aşağıya düştü . Ellerim göğsünde hıçkırarak burnumu çektim .

Ayağını yavaşça yere indirip göz temasını hiç bir şekilde kesmeden "kaldırın bu iti . Götürün evrakları imzalasın "hırlayarak verdiği emirlerle etrafımızda hareketlenme oldu .

İkimiz de donmuş  gibi aynı pozisyonda durmaya devam ediyorduk . Kapının kapanma sesi ile Derince yutkunarak gözümden akan yaşla gözlerimi kaçırdım . Ellerimi göğsünden yavaşça çekerken yüzüme değen parmaklarla , gözlerimi korkuyla kapattım .

Ben korkudan ağlarken asla babam o halime merhamet göstermez annemle kavgasına tam gaz devam ederdi . Annem çocuğun yanında bağırma , kavga etme , bana vurma diye yalvarsa da babam asla dinlemezdi .

Yüzümü kocaman iri parmakları ile temizleyerek sol elini yüzüme bastırdı . O an hissettiğim şefkatle , gözlerimi açmıştım . Gözlerim gömleğine takılı kalmış şekilde titriyerek karşısında durdum .

Şimdi birazdan kafamı yandaki masaya vurup patlatırsa hiç şaşırmam !

Sağ elini uzatarak başımın arkasında ki yaraya dokundu . Keskin bi nefes içime çekerek gözlerimi kapattım . Gerçekten başıma feci sızı girmişti .

Ağzından çıkan kısık küfürle gözlerimi kırpıştırarak açtım. Gözlerine bakacak cesaretim yoktu . Elini yüzümden çektiğinde adeta bedenim boşlukta sallanmıştı . Neydi beni bu adama çeken şey ...

" yürü kafana dikiş atmaları gerek " sert otoriter sesi ile yavaşça gözlerimi gözlerine çıkardım . Masanın üstüne koyduğum çantamı alarak sıkıca tuttum . " gerek Yok . Ben hallederim " titrek çıkan sesime karşılık sadece yüzüme bakmıştı .

Önünden geçip hızlıca odadan çıktım . Asansör katta kapısı açık bi şekilde görünce koşarak asansöre kendimi attım . Hızlıca zemin kata basarak kapıları kapattım .

Asansöre hareket ettiği an dizlerimin üstüne çökerek hıçkırarak ağlamaya başladım .

Az önceki yaşadığım olayın etkileri şimdi çıkıyordu . Otuzuncu kattan en alta inene kadar ağladım . Asansör zemine gelip kapılar açılınca hızlıca yüzümü kurulayıp , çantamı sıkı sıkıya tutup koşar adım oteli terk ettim .

🎈🎈🎈🎈🎈🎈
🌻 3 gün sonra 🌻
"Ah yavaş be kızım . Dikiş var orda dikiş "

İpek batikonlu pamuğu biraz daha yavaş şekilde yaraya sürüp üstüne beyaz pamuklu gazlı bezi bastırdı . Bantlayıp sabitlediği an sehbaya oturup gözlerime baktı " bana bak ya bana doğru düzgün bu kafanı nasıl yardığını anlatırsın yada diğer tarafı da ben yararım ! "

Gözlerimi bayarak yüzüne baktım " tamam be ne tehdit ediyorsun . " yüzümü buruşturup kaşınan yaraya elimi koydum " zaten canım acıyor . Söylücem ama kızmak Yok "

" ulan Yok Yok üç gündür soruyorum de artık kızmıcam lan " ellerini açarak dizlerine vurup isyanını vurguladı .

" banyoda düştüm " dudaklarımı büzüp gözlerimi kaçırdım .

" nasıl ya bizim banyoda mı "

" cıks benim odamdaki banyoda . Ya orayı çamaşır suyu ile yıkadım . O sıra telefon çaldı bende konuşmaya daldım deterjanlı olduğunu unuttum. Tekrar içeri girdim ama hızlı girmişim ayağım kayınca başım eşiğe denk geldi . Sonuç karpuz gibi yardım kafayı işte "

Gözlerini açarak ağzını balık gibi açıp kapattı sonunda " ohaaa ya oracıkta bayılsaydın .salak sana mı kaldı banyo yıkamak . Kızım her hafta kadın geliyor bu eve ne bok yemeye sen temizlik yapıyorsun "

Haaaah tam oldu . Hadi Beril şimdi bakalım nasıl bi yalan uydurucan . Ortak banyo halı döşeli olduğundan orayı desem hayatta inanmazdı o yüzden kendi odamdakini söylemiştim ama ben kadını tamamen unuttum .

" ya ben bu hafta odamı temizlettirmedim . Biliyorsun odama girilmesi taraftarı değilim şansa evdeyken denk geldik ben kendim yapacağım diye kadına yaptırmadım "

Masanın üstündeki ecza çantasını toplayıp ayağa kalktı " afferin iyi bok yemişsin . Şimdi o yarık kafayla bi kaç gün daha gez ki aklın başına gelsin . Salak "

Söylene söylene odadan çıkıp gitti. İpek üstüme o kadar düşer benimle o kadar ilgilenirdi ki , kendi evimde bulamadığım huzuru bu evde bulmuştum . Asla sesler yükselmez , benim korkularımı tetikleyecek tek bir harekette bulunmazdı . Uçan sinekten korumaya çalışır çoğu zaman benim dalga geçmelerime " işine geliyorsa kızım , tamam seni ben doğurmadım ama doğursam anca bu kadar severdim . Hem fenamı bak nur topu gibi koca kızım var " diye kendini savunurdu .

Derin bi nefes alıp arkama yaslandım . İyi yırttım . İpek'e gerçekleri anlatsaydım beni burdan Manavgat'a kadar kovalar, şelaleye amuda kaldırıp , ters takla attırarak gömerdi .

Hele Cengiz yüzünden başımın patladığını bilse aman Allahım sonunu düşünmek bile psikolojimi bozmaya yetiyor.

Ayaklarımı uzatıp koltuğa iyice yayıldım . Telefonu elime alıp instagrama girip sayfalarda gezmeye başladım . Benim sayfamda kitap ve kahve sunumlar birlikte çekilmiş resimleri vardı . Çok nadir iki üç tane kendi resmimi koymuştum .takipçi sayım 1600K olduğunu gördüğümde sırıttım.

Seviyorum kahveyi , sunumu ama kitaplar adeta çocuğum gibiler . Onlarsız yapamıyorum. Odamda 20 koli kitap var . Bu yıl okulum bittiğin de kendime ev alıp kitaplarımı en özel köşeye koyucam . Tabi bu hayalimden ipeğin daha haberi yoktu . Ondan ayrılıcağımı duyunca beni sağ bırakırsa , bu hayalimide gerçekleştiririm!

Odaya giren İpek'le gözlerimi kısarak baktım . Tövbe bismillah bu ne hal böyle . Altta file siyah çorap , baldırlarını zor kapatan fırfırlı etek , siyah büstiyer ... ayağımda ki kafam kadar topuklu ayakkabıları saymıyorum bile .

Far görmüş tavşan gibi açık gözlerimle İpek'i baştan aşağıya en az beş kere inceledim . İnanamadım gözlerimi ellerimle kapatıp ona kadar sayıp açtım . Yok gene aynı manzara .

" bu ne hal kanka . Pavyondan kaçmış şeyler gibisin . Tövbe Allahım çok tövbe . Ne pok yemeye böyle giyindin lan sen "

Kaşlarımı çatarak elimle üstünü işaret ettim " of sus be gerzek . Olmuş mu onu söyle . Bara gidiyorum " kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı aşağıya büzdüm .

İpek bara gidiyor a dostlar bu günü tarihe altın harflerle kazıyın . " viiiii .... yavrum sen değilmiydin geçen hafta ben bara gittim diye beni arabada yatıran ? Ne iş ? "

Bir anda gözleri süzüldü . Elimdeki telefonu hızlıca koltuğa bırakıp ayağa kalktım . Yanına gidip koluna dokundum " ne oldu bebeğim . Nie doldu gene o boncuklar ? "

" Beril o itin dediklerini biliyorsun . Ben artık ev kızı olmak istemiyorum . Biraz dışarıya açılıp gözümü açmalıyım . Yoksa böyle hayvanları adam sanıp daha çok Canımın yanmasına izin veririm "

Kafamı olumlu anlamda sallayıp " tamam kanka istediğin bu olsun . Dur bekle hazırlanıyım çık..."

" yok kuzum . Küsme ama ben Başka arkadaşlarla çıkıcam . Üniversiteden . Ali'nin Doğum günü bu gün " gülümseyip boynuna sarıldım . " tamam git . Ama bu kılıkta olmaz .hadi gel ben seni hazırlayayım "

15 dakka içinde saçlarını açmış fönlemiş ,güzel bi gece makyajı yapmıştım . Üstüne giydiği mavi kısa elbise ile gerçekten göz dolduruyordu .

" cano şimdi sende göbek var ya bu elbisenin ön tarafı göbeğini nasıl gizledi gördün mü ? Mükemmel oldun ipek işte şimdi gide bilirsin . " eline tutuşturduğu gümüş çanta ile önüne eğilip gümüş bantlı ayakkabılarının kemerini taktım . İşte benim arkadaşım . Kumral saçlarını düzeltip sırtına gelen yerlerini hafifçe taradım .

" hadi bakalım bol şans bebeğim " yanağına kondurduğum öpücükle arabanın anahtarını eline tutuşturup itiraz etmesine izin vermeden kapıyı kapattım . Cafeye yetişmekten , eve yetişmekten kendine doğru düzgün bi araba almamıştı . Eski model araçla oralara gitmesine göz yumacak değildim . Lafta baba olanın yaptığı bir şey işe yaramış oldu !

Ellerimi toz silker gibi birbirine vurup "Bu iş bu kadar. " seslice dile getirip gülümsedim .

Mutfağa geçip makineye kapsülü koyup altına uzun kahve bardağını koydum . Tuşa basıp arkadaki hasır çekmeden küçük tabakları çıkarıp içine lokum , çikolata koyup tepsiye yerleştirdim . Kahve hazır olunca bardağı alıp tepsiyle birlikte salonun balkonuna çıktım . Beyaz, duvara monteli masayı açıp tepsiyi üstüne bıraktım .

Telefonumu içerden alıp , balkona geçip koltuğa oturdum . Yüzüme vuran ılık rüzgarla ayaklarımı toplayıp gözlerimi kapattım .

İpek'in gözlerindeki kırgınlık yüreğime işlemişti . Canım arkadaşım ikimiz de kırıktık ama o hayattan darbe üstüne darbe yemekten yorulmamıştı .

İlk önce annesi , babasını ve ipek daha çok küçükken çocuklarını başka bir adam için terk edip gitmişti . Babası da , geçen yıl vefat etmişti .... Ölüm haberini aldığımız da ipek bir hafta hastanede yatmıştı . Abileri gelmişti ama hiç birini yanında istememişti .

Fikret abi günlük beni arıyıp rapor alıyor ama İpekten bunu gizliyorduk .

İpek , babası dışında ailesinden hiç kimseyle görüşmüyordu . Babasının vefatından sonra da abileri ne kadar çabalasa da görüşmeyi reddetmişti . Bir tek fikret abiyi biliyordum . Cafeye defalarca gelmiş , ipek kovduğu için derdini anlatamadan boynunu büküp gitmek zorunda kalmıştı . Gene aynı olau olduğunda ben artık devreye girmiş , abisiyle tanışmış konuşmuştum . Yıllardır da ipekten gizli abisiyle görüşüp bilgi veriyordum .

Kahvemden koca bir yudum alıp gülümsedim . Benim hayatımın temeli resimdi , resime olan tutukum bambaşkaydı , mesleğimide onun üstüne kurmuştum zaten . Bide huzurlu sessiz saatlerden .

Bir süre balkonda oturup vücudumu , beynimi dinlendirdim . Telefonumun çalması ile küçük huzurlu baloncuğum patlayıp gerçeğe döndük .

" Fikret abi arıyor " ekrandaki yazı ile kaşlarımı çattım . Fikret abi beni gece aramazdı ki !

" efendim"

Telefondaki hışırtı ile bir süre bekledim " Beril . Rahatsız ediyorum gece gece kusura bakma. Müsaitmisin "

Haydaaa ! Şimdi müsait desem İpek'i soracak ! Değilim desem bu adam bu saatte nie aradı diye ben sabah kadar kendimi yiyecem . En iyisi üstü kapalı konuşmak " balkondayım abi . Hayırdır " camın önündeki pakete uzanarak bir dal sigara çekip çıkardım . Dudaklarıma yerleştirip çakmağı çakıp yaktım . İçime çektiğim derin nefesle resmen kendimden geçtim .

Bırakamıyorum şu mereti ! İnsan yıkılmayı öğrenince tutunacak dal arıyor ...

"Beril yarın akşam görüşmemiz lazım , sende müsaitsen yemeğe çıkalım . İpeğin evde olmadığını biliyorum . Neler olduğunu yüz yüze konuşursak daha iyi olur . Hem ipeke araba aldım , sen almışsın gibi onuda bir şekilde ikna edip vermeni rica edicem "

Kafamı olumlu anlamda salladım , adamsın fikret abi ! " tamam abi olur . Merak etme ipek dışarda ama o ne yapmaması gerektiğini bilecek olgunlukta . İçin rahat olsun "

İç sıkıcı nefesi bana kadar ulaşmıştı " biliyorum abicim biliyorum . Neyse yarın akşam konuşuruz , iyi akşamlar "

Olumlu mırıltılarka telefonu kapatmıştım. Sigaramla kahvem bitince bir süre daha Antalya'nın ılık havasında oturdum . Antalya burası her an yağmur bastırıp sırıl sıklam eder insanı . Tepsimi elime alıp içeri geçtim . Mutfağa gidip bulaşıkları makineye koyup ılık sütümü bardağa döküp odama geçtim . Her gece süt içmek yurtlardan kalan bi alışkanlıktı .

Bardağımı bitirip komidinin üstüne koyup yatağın içine girdim . Kafamın bir yanında koca adamı düşünmeden duramasamda mümkün oldukça unutmaya çalışıyordum . Elim istemsizce dikiş olan yere gitti . Gözlerimden akan yaşları silen koca parmakları, o an ki bakışları ...

Kafamı iki yana sallayıp gözlerimi kapattım . Kes sesini Beril artık ! En düşük ayarda çalışan klima odayı yeterince serinlettiğinden kısa sürede uykuya daldım .

🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈

Bangır bangır çalan zille kafamı yastığın altından çıkardım . Gümbür gümbür atan kalbime elimi koyup hızlı nefesler almaya başladım . Ayaklarıma dolanan pikeyi tekmeleyerek açıp odadan koşar adım çıktım . Karanlık koridorun ışığını açıp ,Kapıya yaklaştım . "Kim o ?"

" polis aç kapıyı "

Duyduğum şeyle uykum tamamen açıldı . Kapının kilidini açıp kapıyı açtım . Karşımda dört tane polisle bakıştım . "Beril hanım karakola kadar bizimle geliyorsunuz "

" n-neden ? Ne oldu "

" Cengiz beyi yaralamaktan tutuklusunuz "

Cengiz mi ? Ne diyor bu adamlar böyle ben mi Cengiz'i yaralamışım . Ağzım balık gibi açılıp kapanırken kollarıma kelepçe takılmıştı bile . Üstümdeki şortlu tulum pijamam ile , ayağımda ki parmak arası terliklerle polis aracına bindirildim . Yapmadığım bi şey için şuan tutuklanmıştım . Gözümden akan yaşla burnumu çekip sol omzumla yüzümü sildim .

Daha kim bilir başıma neler gelicekti !

Continue Reading

You'll Also Like

74.9K 8.1K 16
Etine dolgun, bol kıvrımlı ve birazcık, çok azıcık tombul bir kız olan Evrim ile sporu takıntı haline getirmiş, sağlıklı yaşam gurusu ve kas yığını D...
748K 28.5K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
482K 4.1K 25
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
807K 34K 50
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...