LOVE NEVER FELT SO GOOD

By godricgryffin

92.7K 5.6K 9K

Maviler yeşillere bakarken sert bir sesle konuştu. "Ben senin sevgini hak etmiyorum." bunun üzerine yeşil eli... More

"Başlarken.."
"Kamp"
"Madde 2"
"Kibirli Alfa"
"Hançer Ve Gül"
"Sello"
"Tek Sevdiğim"
"Yüzük"
"Huwelijk"
"Korku"
"Adeline & Aron"
"Sonsuz Mavi"
"En Kutsalım"
"İki Kalp"
"Büyük Hata"
"Sessiz Çığlık"
"Yeşil Gökyüzü"
"Siyah Gri Tonları"
"Issız Gece"
"Rüya"
"Return"
"Last Time"

"Mavi Ve Yeşil"

4.6K 338 620
By godricgryffin

Harry kelebeğin peşinden koşarken önündeki taşı görmeyip yere düşünce uzun, sarı, kıvırcık saçları yüzüne gelmişti. Küçük çocuk acıyan dizine elini bastırdı. Neyseki çok kötü bir şey olmamıştı. Saçlarını yüzünden çekerken ayağa kalktı ama kelebeği görememişti. Etrafına bakınırken babasını göremeyince korktu. Babası nereye kaybolmuştu şimdi?

Bu sırada Nehemiah ve Louis ormandaydı. Nehemiah küçük alfanın doğumundan beri yanındaydı. Dönüşümlerinde ona yardımcı oluyordu. Nehemiah üzerine atlayan alfa ile gülümsedi. Bembeyaz kürküyle küçük kurt farklı olduğunu belli ediyordu.

"Louis!" küçük kurt hırlarken koşmaya başladı. Çok hareketli bir kurttu. Bebekken bile sürekli kurt formuna dönüşür yerde yuvarlanırdı. Nehemiah onu takip ederken alfa koşmaya devam etti.

Alfa hızla koşarken karşısında küçük bir çocuk gördü. O kadar güzeldi ki. Uzun sarı saçları vardı. Güneş vurdukça parlıyor ortaya büyüleyici bir görüntü çıkarıyordu. Ona doğru koşmaya başladı küçük kurt. Harry ise karşıdan gelen beyazlıkla korkmuştu. O gelen şeyde neydi öyle? Bembeyaz tüyleri vardı. Yaklaştıkça Harry onu komşuları Bayan Barnes'in köpeğine benzetti ama dişleri onun gibi değildi. Kulakları da.

Louis çocuğun üstüne zıplarken Harry yere düştü. Küçük çocuğun korkudan gözleri dolmuştu. Alfa ise çocuğun kokusu ile mayışmış gibiydi. Çok tatlı bir kokusu vardı ve o gözleri. Mavi yeşil karışımı gözleri insanın baktıkça bakasını getiriyordu fakat yeşil renk daha baskındı. Burnunu çocuğun yanağına sürterken Harry kıkırdamaya başladı. Alfa bununla birlikte daha çok sürünmeye başladı. Burnunu boynuna değdirip kokladı çocuğu. Kokusunun asıl kaynağına ulaştı. Çocuğun ellerini kürkünde hissediyordu. Dilini yanağına değdirince Harry kahkaha attı.

Nehemiah ise uzaktan onları izliyordu. Anlaşılan alfa hâlinden çok memnundu.

Gözlerini kapattı Harry. Yanağında hissettiği dokunuşla kirpikleri titreşti ve Louis'e parlak yeşilleri sundu. Harry üzerindeki çocukla şaşkınlığa uğrarken bağıracaktı ki alfa elini ağzına kapattı.

"Şimdi elimi çekeceğim. Sakın bağırma ama tamam mı?" Harry başını salladı. Alfa da elini çekti nazikçe.

"S- sen az ö- önce neydin?"

"Kurt." Harry'nin parlak yeşilleri irileşti.

"Kurt mu?" alfa gülümsedi.

"Hemde bir alfayım." küçük Harry kaşlarını çattı.

"Alfa mı?"

"Evet. En güçlü kurt." Harry hayranlıkla bakmaya başladı. Alfa ise altındaki güzel çocuğa doğru eğildi. Alfanın kalbi çok hızlı atıyordu ve çocuğun da kalp atışlarını duyabiliyordu. Onunki de çok hızlıydı.
Nehemiah ise onlara doğru yürümeye başladı. Alfa ve insan arasında kurulan bağı hissediyordu yaşlı kurt.

Louis çocuğa doğru biraz daha yaklaşırken fısıldadı.

"Çok güzel kokuyorsun sen." küçük Harry'nin yanakları kızardı duyduğu iltifat karşısında. Louis çocuğun kızaran yanaklarını görünce kıkırdadı. Sarı saçlarını okşarken konuştu alfa.

"Büyüdüğümüz zaman seni eşim yapacağım." bu da ne demekti? Alfa dudaklarını pembe dudaklara bastırdı. Küçük bir öpücük bırakıp çekildi hemen. Öpücük o kadar masumdu ki. İkisinin de yanakları kızarırken Harry gözlerini kapattı. Nehemiah alfanın ne kadar başına buyruk olduğunu biliyordu. Küçük bir öpücük bırakmıştı. Kurdun ilk öpücüğüydü bu. Eşe verilen ilk öpücük.

Uzaktan gelen adamı görünce adımlarını hızlandırıp alfayı kucakladı Nehemiah. Alfayı sararken sarı saçlı çocuğa baktı. Bileğindeki dövmeyi görmüştü. Dövme birkaç saniye parlarken görünmez oldu.

"Nehemiah bırak."

"Gitmemiz gerek Louis." giderlerken Harry ayağa kalktı. Louis Nehemiah'ın omzundan çocuğa bakarken kalbi hâlâ çok hızlı atıyordu.

Harry omzunda hissettiği elle çığlık attı.

"Harry, benim oğlum." Des oğlunu kucağına alırken saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Nereye kayboldun hemen?"

"Baba beyaz bir kurt vardı." Des kaşlarını çattı.

"Kurt mu?" Harry hevesle başını salladı.

"Evet. Bembeyazdı. O kadar güzeldi ki. Yanağımı yaladı hatta."

"Kurt mu?" Des şaşkınlıkla sordu. Bir kurdun yanak yalaması mı? İmkânsız bir şeydi bu.

"Hazz kurtlar insanların yanaklarını yalamaz. Onlar birer avcı."

"Doğruyu söylüyorum baba." Des oğlunun alnına öpücük bıraktı.

"Hadi bakalım gitme vakti." Harry kollarını babasının omzuna sararken mavi gözlü kurdu düşünüyordu. Onu öpmüştü. Elini dudaklarına koyarken bir yandan da düşünüyordu kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu ki?

*

Nehemiah insanın kim olduğunu biliyordu. İlk gördüğü an anlamıştı. Bu kadar zaman geçmesine rağmen sonunda bir araya gelmişlerdi. Alfa o zaman on iki yaşındaydı ve gördüğü an hatırlamaması garipti. Belki de hatırlıyordu. Meydanda hiçkimseyi umursamadan onu öpmüştü. Daha sonraysa burnunu yanağına yaslamıştı. Bunu o zaman da yapmıştı alfa.

Ona ilk kez o zaman teslim olmuştu. Bir alfa bir insana teslim olmuştu.

Ona mühürlenmişti, en başından.

Bu yüzden alfa hiçkimseyle eşleşmemişti. Bağ kurmamıştı.

Nehemiah eve girdiğinde insanın alfanın yanı başında olduğunu gördü. Elini elleri arasına almış saçlarını okşuyordu. Onlara doğru ilerlerken konuştu.

"Dinlenmesi gerekiyor sadece." Harry irkilirken ellerini çekti. Karşısındaki yaşlı adama bakarken ayağa kalktı.

Nehemiah gülümserken oturdu. Elini zarif bir şekilde eğerken Harry de oturdu.

"Seni korkuttum sanırım." Harry ellerini dizlerine koydu.

"Biraz."

"Ah kusuruma bakma lütfen." tatlı tatlı gülümserken Nehemiah Harry çaktırmamaya çalışarak alfaya bakıyordu.

"Onu çok mu seviyorsun?" Harry beklemediği soru karşısında ne cevap vereceğini bilemedi. Bu ihtiyar neden böyle bir soru sormuştu ki?

"B- ben ne?"

"Bir kurdun önüne atladın. Gardener sürüsünün alfası tehlikeli bir kurt. Seni öldürebilirdi." ama öldürmedi dedi içinden Harry. Sahiden hiçbir şey yapmamıştı. Hırlayıp ormana doğru koşmaya başlamıştı sadece.

"Atlamamalı mıydım?" Harry parmaklarıyla oynamaya başlarken yanlış bir hamle yaptığını hissediyordu ama atlamalıydı. Alfanın daha fazla zarar görmesine göz yumamazdı. Alfaya bakarken kalp atışlarının hızlandığını anlamamasını umdu ama Nehemiah anlamıştı.

"Bazen kalbimizin bize yaptırdığı şeylere karşı çıkamayız ne kadar yanlış olduğunu bilsek bile değil mi?" usulca başını salladı Harry.

"Yapmak zorundaydım. Zarar görmüştü ve ben..." derin bir nefes aldı. Alfanın gri gözleri aklından çıkmıyordu.

"Daha fazla yaralanmasına göz yumamazdım." uluması kulaklarında melodi gibi yankılanıyordu. Kalbini acıtan bir melodi.

Nehemiah ayağa kalkarken Harry de kalktı.

"Eve gittiğinizde ona katlanmaya çalış. Bırakma." Harry gülmekle gülmemek arasında kalırken başını salladı.

"Eh onun nasıl bir alfa olduğunu biliyorsun."

"Küstah, sinir bozucu ve kaba evet biliyorum." cümlesini bitirmişti ki elini ağzına kapattı.

"Doğruları söyledin evlat." Nehemiah kolundaki dövmeye bakarken Harry elini ağzından çekti.

"Bir şey sorabilir miyim?"

"Gül dövmesinin karşılığı vardır biliyor musun?" Harry kaşlarını çattı.

"Aslında bende onu soracaktım. Bu dövmeyi ben yaptırmamıştım. Bugün oldu. Yani kulağa çılgınca geliyor ama öyle."

"Gül insanı simgeler."

"Karşılığı ne peki?"

"Sorunun cevabını sen bulmalısın." Nehemiah çıkarken Harry dövmesine baktı.

Gül dövmesi.

Karşılığı ne olabilirdi ki?

*

Niall gözlerini açarken Liam oturduğu yerden kalktı.

"Niall, kendini nasıl hissediyorsun?" Niall kolunda hissettiği sargıyla sağ koluna baktı. Omzundan dirseğine kadar sarılıydı.

"İyiyim." Oliver camdan çekilip Liam'ın yanına geçti.

"Niall neler oldu?"

"Ormanda gezinirken bir uluma sesi duydum. Oraya giderken de bir anda bacağıma bir şey saplandı."

"Uluma mı?"

"Evet. Birisi acı çekiyor gibiydi." Oliver bu işte bir şey olduğunu biliyordu. Louis güçlü bir alfaydı. Nick'i kolayca alt edebilecek bir alfa. Bu işte Nick'in bir parmağı olduğunu hissediyordu. Harry'e olan bakışlarını görmüştü Oliver.

"Dövüş ne oldu?" Oliver Liam'a baktı.

"Belli değil." Niall yatakta doğruldu.

"Bu ne demek?"

"Louis yaralandı ve Nick gitti."

"Abim iyi mi?" mavi gözleri korkuyla irileşti.

"Evet iyi." Liam cevaplarken Oliver odadan çıktı. Kapıda Nehemiah ile karşılaştı.

"Nehemiah?"

"Louis'i evine götür." evine mi? Burada kalması gerekmez miydi?

"Şimdi mi?"

"Evet."

"Nehemiah aklından neler geçiyor?"

"Anlatacağım. Ama önce Louis'i buradan götür. İnsanla birlikte kalacaklar."

"Harry ile yalnız mı?"

"Dediğimi yap Oliver." Nehemiah giderken Oliver öylece arkasından bakakalmıştı.

*

Oliver alfayı ve Harry'i eve bıraktıktan sonra Nehemiah'ın yanına gitmişti. Nehemiah anlattıktan sonra Oliver şaşkın bir şekilde Nehemiah'ın yüzüne bakıyordu.

"Böyle bir şey mümkün mü? Yani daha çok küçük değiller mi?"

"Sen geç mühürlendin diye öyle olmasını bekliyordun?" bu ihtiyarın tatlı dili bazen buharlaşıp gidiyordu.

"Annen ve baban da küçükken mühürlenmişlerdi."

"Ama ikiside kurttu. Harry bir insan."

"Bu çok nadir bir şey olsa bile olabiliyor."

"Bay ve Bayan Tomlinson ne diyor peki?"

"Kabullenmekte zorluk çekiyorlar." Oliver hak veriyordu. Louis gibi bir alfanın küçüklüğünden mühürlenebileceği kimin aklına gelirdi?

Harry'nin çekeceği vardı. İnsan biraz kırılgandı ve biliyordu ki Oliver Louis bunu kabul etmeyecekti. Etmek istemeyecekti. Çünkü kendisi eşi için içindeki kurdu feda edebilecek kadar ince ruhlu bir alfaydı.

*

Alfa gözlerini açarken başını çevirdiğinde yanında koltukta uyuya kalmış bir Harry beklemiyordu. Üzerinde yeşil bir kazak vardı. Saçları ise topuzdu.

Alfa ayağa kalkarken üzerinde bir şey olmadığını fark etti. Ve yarasını. Sağ göğsünde uzun bir dikiş vardı. Omzunun biraz altından başlayıp karnına kadar geliyordu neredeyse. Harry'e bakmadan odadan çıktı. Biliyordu ki bakarsa onu kucaklayıp yatağa yatıracaktı. Louis meydanda olanları hatırlıyordu. Onun önüne geçişini, ağlamasını, kürkünü okşayışını, öpücüklerini.

Kendisininse burnunu yanağına dokundurmasını. Ağlamasını istememişti alfa. İnsanın kalp atışlarını duymuştu. Onunla aynı ritimde atışı çok güzeldi. Aşağı inerken kapıyı açıp evden çıktı. İlerleyip yere oturdu. Alfa yıllar öncesine gitti. Sarı saçlı çocuğa. Mavi yeşil karışımı gözleri olan ama yeşilleri baskın gelmiş olan çocuğa. Güzel kokulu olan çocuğa.

Alfa hatırlamıştı. Eşini hatırlamıştı ama böyle bir şey olmamalıydı. O bir insandı. Narindi, hassastı, inci tanesiydi.

Bu sırada Harry uyandı. Yatakta alfayı göremeyince koltuktan kalkıp odadan çıktı. Merdivenlerden inerken açık kapıyı görünce alfanın dışarı çıktığını anladı. Üzerine siyah hırkayı geçirirken alfayı yerde otururken buldu.

"Alfa?" Louis duyduğu sesle gözlerini kapattı.

"Burada ne yapıyorsun?"

"Sence insan?" Harry alfanın soğuk sesiyle ürperdi.

"Louis." alfa ayağa kalktı.

"Bana adımla seslenme demiştim sana." Harry bir adım geri atarken hırkasına daha sıkı sarındı ama onu üşüten soğuk hava değildi, alfanın sözleriydi, soğuk sesiydi, buz mavisi gözleriydi.

"Neler oluyor?" sesi titremişti Harry'nin.

"Ne oluyor biliyor musun?" Louis ona doğru bir adım atarken Harry daha sıkı sarındı hırkasına.

"Seni bulduğum günden beri her şey ters gidiyor." Harry bir şey söyleyemedi. Ne diyebilirdi ki?

"Ama o son yaptığın şey de neydi? Sen kendini ne sanıyorsun? Benim önüme geçmek ne demek oluyor!?" Louis içi sızlarken bağırmaya devam etti.

"Ben bir alfayım. Korunmaya ihtiyacım mı var!?"

"B- ben zarar görmeni i- istemedim d- daha fazla."

"Sen kimsin peki? Bir insan." Harry'nin gözleri dolmaya başlarken kalbi acımaya başlamıştı.

"Anlaşma falan umrumda değil. Derhal gideceksin." alfa kalbinin acısını bastırırken dolu dolu olan yeşillere bakmaya zorladı kendini.

"Gi- gidemem." burnu da kızarmıştı. Rüzgârdan dolayı topuzundan bir bukle fırlamıştı. Louis onu kolları arasına almak istiyordu.

"Neden?"

"Gidemem işte." sesi kısık çıkmıştı Harry'nin. Yorgundu. Louis bir adım daha attı.

Mavi gözler yeşillere bakarken konuştu. Sesi sertti.

"Ben senin sevgini haketmiyorum." bunun üzerine yeşil elini kalbine koyup fısıldadı dudakları titrerken.

"Sen bunu benim kalbimden daha iyi mi bileceksin?"

Alfa hiçbir şey demedi. Öylece gözlerine baktı. İnci taneleri dökülmeye başlarken Harry elini kalbinden çekip gözyaşlarını sildi. Utanmıyordu gözyaşlarından.

O çok cesur bir insandı.

Hırkasına biraz daha sarınırken yürümeye başladı. Alfa ise titreyen kalbine hiçbir şey yapmadı. Eşini tutup durdurmadı. Onu kolları arasına almadı.

Sadece gidişini izledi.

Continue Reading

You'll Also Like

2.8K 122 14
Jongin kuşu ötmeyen zavallı bir adamdı. Kyungsoo ise sadece Jongin için inlerdi.
29.1K 1.1K 24
Bilirsiniz, ünlüler... Bazıları bizim kişiliğimiz ile aynı bazıları yüzümüzün gülme sebebi... Sizde kendi idolünüzün sözlerini ve bilinmeyenlerini ö...
32.3K 2.8K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
8.5K 653 16
"seni istiyorum." •lovestory•