Porn Link 2 | Jikook

By ddevonneily

474K 40.7K 64.8K

Yağmurlar sahiden de, Olmasaydı eğer Hasret kalır mıydı güneşe insan? -------------------------------- #3 Po... More

-1-
-2-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
umut şimdi, hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız

-3-

18K 1.5K 1.3K
By ddevonneily

"Jungkook haklı Jimin, iyi beslenmen gerekiyor."

Hoseok'un dediğine gözlerini devirdi.

"İyi beslenmek ile günde 8 öğün yemek aynı şey değil!"

Oturdukları kafeden Jimin için aldığı limonlu kekten bir parça alıp ağzına uzattı.

"Bebek değilim ben, yiyebilirim."

Ters ters baktıktan sonra Hoseok'un elinden çatalı almış ve zorla kendisi yemeye başlamıştı. Jinyoung her hareketini kontrol ediyor, bir sorun çıkarırsa Jungkook'a haber vermek için hazırda bekliyordu. Kollarını birbirine bağladı;

"O limonlu kek bitecek. Hem normalde hamile insanlar aşerir, biz niye sana zorla yediriyoruz?!"

Jimin ağzındaki lokmayı zar zor yuttuktan sonra sinirle söylendi;

"Hamile insanlar yeri geldiğinde aşerir, her saniye yemek yemez Jinyoung."

"Bunu Jungkook'a söyle."

"Pekala, söyleyeceğim. Eğer Jungkook size böyle bir talimat vermediyse yediğim tüm limonlu keki üstünüze kusarım."

Hoseok iğrendiğini belirten sesler çıkardı. Jimin'in buna da bir cevabı vardı elbette;

"Hah, lisede her gün sıraya fındık kusan insan şimdi limonlu kekten mi iğreniyor?"

Jinyoung ellerini birbirine çırparak bağırdı;

"Oyş girdi!"

"Kes sesini Jinyoung."

Hoseok Jinyoung'a öldürücü bakışlar atmaya başlamıştı.

İkili didişirken Jimin Jungkook'u aradı;

"Jungkook, bunlar bana zorla yemek yedirmeye çalışıyor."

"Evet çünkü ben öyle istiyorum."

"Ama Ju-

Cevap veremeden kapanan telefon ile sinirle soludu. Hoseok yeni bir lokma için çatalı hazırladıktan sonra sordu;

"Jimin, hastanede Jungkook'a zorla yedirdiğin çorbayı hatırlıyor musun?"

"Evet?"

Çatala doldurduğu keki Jimin'in ağzına tıktı;

"Bak adamcağızın içinde ukde kalmış, şimdi senin yemeni istiyor."

Sinirlendiği için daha sert çiğniyor ve bu durum çene kaslarını yoruyordu. Jinyoung tabağın bittiğini farkedince garsona elini uzattı;

"Garson bey, bir tabak da-

"Hayır!"

Garson tuhaf bakışlar atmaya başlayınca boğazını temizledi;

"İstemiyoruz, sağolun."

"Ama Jung-

"Mide denen bir şey var Hoseok."

"Pekala."

Çok yediği için nefes almakta bile zorlanıyordu. Eve gitmek için ayaklandı. Hoseok'ta onun kalkmasıyla kalktı;

"Daha oturuyorduk!"

"Yoruldum."

Aslında yorulmasının yanında daha fazla kafede durursa bir şey yedirmelerinden korkuyordu.

---
"Evet, sabahtan akşama kadar ben okuldayken yediklerini say."

Jungkook ellerini birleştirmiş Jimin'e bakıyordu. Jimin bıkkınlıkla nefes verdi;

"Sabah 4 haşlanmış yumurta, öğlen ramen, kafedeyken tadı berbat olan bir limonlu kek, gelmeden öncede çilekli yoğurt yedim."

"Tch tch tch.."

Onaylamasını beklerken kafasını sallamasıyla dişlerini sıktı;

"Dünyayı yedim, daha ne yiyeyim!"

"Ivır zıvır yemişsin Jimin."

"Ivır zıvır mı?! Tamam o limonlu kek iğrençti ama diğerleri yemek sayılabilir bence."

Onu dinlemiyordu. Salonla birleşik olan mutfağa girdi ve masaya oturmasını işaret etti. Jimin tüm dikkatiyle yaptıklarını izlerken o önceden kızarttığı ama hala sıcak olan köfteleri tabağa koyduktan sonra, özenle yaptığı makarnayı yanına döktü. Tabağın boş kalan kısmına salata koyduktan sonra tabağı havaya kaldırarak gülümsedi;

"Ünlü şef Jeon Jungkook'un en bilindik menüsü! Buyrun efendim afiyet olsun."

Jimin, anlamsız bir şekilde önüne konan tabağa bakıyordu. Jungkook boğazını temizledi ve teker teker anlatmaya başladı. Makarnayı işaret etti;

"Bu, yapımı bir hayli zor olan İtalyan usulü makarna."

"Zor mu? Tek yapman gereken suya koyup haşlamak Jungkook."

Jungkook onu dinlemiyordu.

"Bu köftenin eti Yunanistan'dan geliyor."

Jimin gözlerini kıstı;

"Uydurma, alt sokağımızdaki kasaptan almışsın. Nerde görsem tanırım."

Jungkook sonunda pes etmişti;

"Öğretmen maaşı ile Yunanistan'dan et getiremedim kusura bakma!"

"Ah, senin elinden ne olsa yerim canım~"

Jungkook içine dolan egoyla gülümserken Jimin'in sonradan dediği şey sinirini bozmuştu;

"Şaka, kötüyse sen yiyeceksin."

"Ünlü şef Jeon Jungkook kötü yemek yapmaz efendim."

"Tabi canım!"

O da kendi tabağına yemek doldurduktan sonra karşısına geçti ve yemeğe başlamadan önce gözlerini Jimin'e dikti. Jimin, çatala aldığı makarna ve köfteye şüphe dolu bakışlar atıyordu.

"İçine fare zehri koymadım, yiyebilirsin."

"Sana güvenemiyorum."

Sonunda bekletmeyi bırakıp ağzına attığı lokmayı çiğnemeye başladı. Jungkook hevesle ellerini çırptı;

"Güzel mi?"

Jimin yüzünü buruşturdu;

"Eh işte."

"Yalan söyleme Jimin, anlıyorum."

Sinirle ofladı;

"Mükemmel olmuş tamam mı?!"

Jungkook gururla gülümsedi;

"Ünlü şef Jeon Jungkook'un elinden çıkan her şey lezzetlidir!"

Jimin, içinden dediğini sanarak fısıldadı;

"Çünkü Jeon Jungkook lezzetlidir!"

Jungkook duyduğu cümleyle öksürük krizine girmişti.

Jimin, öksürmekten kızarmış yüzü farkedince hızla ayaklanıp bir bardak su getirdi.

"Ünlü şef dikkat etsin, yemeklerine ihtiyacımız var!"

"Beni gaza getirme, çocuğun sakat doğmasını istemiyorum. Malum babası ilk deneyiminde 1 hafta yürüyemedi!"

"Bu konuyla dalga geçmeyecektin, söz vermiştin!"

"Napayım, seni o yürüteclerle hayal edince çok şey oluyorum."

Jimin yutkundu;

"Ne oluyorsun?"

Jungkook cevap vermek yerine Jimin'in gözlerine bakıyordu.

"H-hayır Jungkook, lütfen. Bak bebek falan düşer sonra."

Onu dinlemek yerine ayağa kalkıp üstüne yürümeye başladığında masayı işaret etti;

"Aaa, daha yemek yiyorduk ama!"

Şu hali o kadar tatlıydı ki, daha fazla dayanamayıp minik bedeni tek hareketle sırtına almış ve yatak odasına koşmaya başlamıştı. Jimin, küçük elleriyle kocasının sırtına vurmaya çalışıyor fakat işlemiyordu.

"Jungkook, kendine gel!"

Dolu elleri dolayısıyla tekme atarak açtığı kapının sesi evin içinde yankılandığında Jimin yutkundu. Korkmaya başlıyordu.

Kucağından indirip yatağa yatırdı ve üstüne çıktı. Kararmış gözleriyle altındaki yüze bakıyordu.

"Mmh, karnında çocuk olmasaydı bitmiştin sen."

Jungkook bu gece çok eğlenecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

345K 27.4K 43
parkjm: telefonumu çalan orospu çocuğu sen misin * to; noreplyand
103K 8.9K 20
❝kiraz rengi dudukları yerini yorgun mora bırakmıştı.❞ jikook, angst
123K 10.6K 22
BlackJJK : Korkuyorum, Yardım et. Kısa bir kitaptır. Okuyan, okumayan herkese teşekkürler~ YoonKook kitabıdır.
329K 35.6K 33
Yalnızlıkla sınandığın her anında, Sana sunulan kanatları hatırla sevgilim Susturma içindeki ahenkle çalan şarkılarını Senin için cehennemi getireceğ...