Kanatlı Düşler

By cokguluyombenya

1.6M 77.1K 4.4K

Kalplerden Ritimler Serisi 4- Wattys 2018 The Originals Kazananlarından Azra Solmaz ülkesinin yetiştirdiği en... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Final
Özel Bölüm

Bölüm 11

39.9K 2.3K 129
By cokguluyombenya

Genç adam daha hızlı olmalıydı. İşleri her gün daha fazla yoğunlaşıyordu. Belki de televizyon programı teklifini kabul etmemeliydi. Her akşam spor yorumculuğu yapmak yorucu olmaya başlamıştı. Üstelik bu işe başlayalı sadece iki ay olmuştu. Bu sürede işe ayırdığı vakit artarken Azra ile geçirdiği vakitte bir o kadar azalmıştı.

"Televizyona mı gidiyorsun?" diye sordu Azra sadece yarım saattir gördüğü sevgilisine. "Evet. Üzgünüm. Bugün yine istediğim gibi gitmedi" dedi Erkam mahçup bir şekilde. "Sorun değil" diyerek anlayışlı olmaya çalışan Azra arabaya doğru yürüdü. "Seni bırakmak isterdim ama..." diyerek iç çeken adama bakıyordu Azra.

"Kendim giderim. Merak etme" dedi Azra. Erkam sevgilisinin yanağına öpücük kondurup "Görüşürüz" dedi ve arabasına bindi. Azra ise son birkaç haftadır olduğu gibi olanları sadece izledi.

Erkam ile geçirdiği vakit haftada iki saati bulmuyordu. Aynı şehirdelerdi. Ancak o farklı ülkedelermiş gibi hissediyordu. Kalbi hala onu görünce deli gibi atsa da Erkam ile vakit geçirememek onu mutsuzluğa sürüklüyordu. İlgisizlik canını sıkıyordu.

Genç kadın arkadaşları ile buluşmaya giderken Erkam erkene alınan çekimine gidiyordu.

Melih bugünkü yoğun programını atlatmak için cam atıyordu. Birçok hastası arka arkaya sıkışmıştı. Ne var ki sadece öğle yemeği için vakit bulabilmişti. Elif hala daha ona mesaj atmakta çekiniyor olmalıydı. Genelde genç adam mesaj attığında konuşuyorlardı. Yine de ilerleme kaydettiği belirgin bir şekilde görünüyordu. Artık öncekinden daha fazla buluşabiliyorlardı.

Yine de Melih'in istediği kadar yakın değillerdi. Elif'in her şeyi akışına bırakmasını istiyordu. Onun kendisine güvendiğini hissetmek istiyordu. "Yüzünde yanık olan hastanın ameliyatına hazırlanmalısınız." dedi asistanı. Genç adam başını olumluca salladı.

"Pekala. Gidelim" dedi ve ameliyathaneye doğru yol aldı. Yolda arkadaş gibi olduğu asistanına danışmaya karar vermesi saniyelerini aldı. "Seher sana bir konu hakkında soru sorabilir miyim?" diye sordu. Kendinden yaşça küçük olan genç kıza. "Elbette Melih Bey." dedi kibarca Seher.

Melih iç çekti. "Bir kadın var. Ve bu kadın beni eski nişanlısına benzetiyor. Eski nişanlısı onu aldatıyormuş. Ve o nişanlı şuan ölü. Yaklaşık üç aydır onun peşindeyim." diyerek durdu Melih. "Sence ben ne yapıyorum?" dedi kafası karışık bir şekilde.

Seher gülümsedi. "Melih Bey bence çok tatlısınız. Eminim o kadın değerinizi anlayacaktır ve sizi çok sevecektir." Melih çocuk gibi dudağını büzdü.

"Tabi öncelikle güvenini kazanmalısınız. Önceden aldatılmış bu yüzden kimseye güvenmiyor olabilir. Ben olsam ona değerli olduğunu hissettirmeye çalışırdım. Bir demet çiçek veya arkadaşlarla bir buluşma bu tarz şeyler" dedi Seher adama tavsiye verirken.

Melih başını bir aşağıya bir yukarıya salladı. "Dünyanın en iyi asistanısın" dedi göz kırparak. Ve ameliyathanenin kapısını açtı. Şimdi işini yapma vaktiydi. Tavsiyeleri iyice düşünecekti.

Azra arkadaşı İlayda'ya doğru döndü. "Bana sorarsan çok yakışıyorsunuz. Ancak ilgisizlik büyük sorun" diyen İlayda'yı dinledi. Olanları onlara her zaman anlatıyordu. En yakın arkadaşları onlardı. "İlayda'ya katılıyorum" dedi Seray. Azra sıkıntılı bir iç çekti.

"Ondan hoşlanıyorum. Gerçekten nazik ve düşünceli biri. Bir daha onun gibi biri bulamayabilirim" dedi Azra. Seray başını olumluca salladı. "Tamam Erkam'ı seviyorum bende. Gerçekten nazik ve çekici biri." dedi. İlayda ise Seray'a onay vermedi. "Karakteri çok düzgün ancak bu ilişki yürümez. Ayrıl ondan. En azından çekeceğin acı hafifler." dedi İlayda.

Seray ve İlayda birbirlerine laf yetiştirirken Azra onları izliyordu. İkisi de mantıklı konuşuyordu. Ancak burada sorun aklının ve kalbinin mantığıydı.

"Azra sen dinleme bunu. Erkam bu sıralar biraz yoğun. Herkesin başına gelir böyle şeyler. İlişkiler anlayışla yürür." dedi Seray. İlayda ise yan yan baktı arkadaşına. "Azra yoğun olduğu zamanlarda bile bize zaman ayırırdı" dedi İlayda dil çıkardı Seray'a.

Azra iki genç arkadaşının arasına girdi. "Tamam. Tartışmayın artık. Aklımı karıştırıyorsunuz" dedi umutsuz bir şekilde. Herkes susarken Azra "Çok özledim onu" dedi sessizce. Erkam'ı çok özlemişti. Halbuki biraz önce görüşmüşlerdi.

Elif alışverişe çıkmıştı. Birkaç düğün elbisesi alacaktı. Yaz yaklaşıyordu. Bu da düğün sezonunun yaklaştığı anlamına geliyordu. Bir yıl daha evlenmeden bitiyordu onun için. Artık inatçılığı bıraksa iyi olurdu. Melih iyi biriydi. Elif her zaman böyle söylüyordu kendine. Ancak Melih ile buluştuğunda hep ters bir şekilde konuşuyordu. Nedenini kendisi de bilmiyordu. Bildiği tek şey kendisi kendi gibi biriyle birlikte olmak istemezdi.

Birkaç mağazadan eli boş çıkmıştı. Kolay beğenen biri değildi. Evleneceği zaman -tabi o gün gelirse- gelinlik seçmek onun için zor olacaktı. Telefonunu alıp Melih'i tuşladı. Genç adamın telefonu çalıp dururken açan yoktu. Durum böyle olunca Elif mesaj atmaya karar verdi. Mesajda bugün buluşmak istediği yazıyordu.

Erkam aceleyle kıyafetlerini değiştirdi. Bugünkü gündemin yazılı olduğu kağıdı eline tutuşturmuşlardı. Erkam bir yandan ona bakıp bir yandan üstünü düzeltiyordu. Belki de yirmili yaşlarında bu işlere bulaşması doğru bir karar olmamıştı. Gazetecilik işi tek başına oldukça zordu. Üstüne yorumcu olmak başına başka bir iş açmıştı.

"Canlı yayına son beş dakika!" denildiğinde adam telefonunu sessize aldı. Koltuğuna oturup karşısındaki diğer yorumcu arkadaşlarına baktı. Bugün onun için bir başka bunaltıcı gündü.

Melih ameliyattan çıktığında biraz dinlenmek için odasındaki koltuğa uzandı. Başını eliyle ovmaya başladı. Ameliyat o kadar zor geçmemişti. Yine de yorgundu. Telefonunu eline aldığında telefonun yanıp sönen ışığı genç adamı heyecanlandırdı. Hızlı bir şekilde ana ekrana giren Melih gelen mesaja tıkladı. Mesaj Elif'ten gelmişti. Melih'in şaşırması için herhangi bir şey olabilirdi. Ancak onu en çok Elif'ten gelen mesaj şaşırtırdı.

Elif'e olumlu yanıt verdiği mesajı yazıp gönderdi. Ardından duvarda asılı saate baktı. Hastalarını hemen bitirsek harika olurdu. Koltuktan kalkıp odasının hemen dışındaki asistanına hastaları göndermesini söyledi. İşte şimdi tüm yorgunluğunu unutmuştu.

Akşam güneş battığında Elif, Melih ile vakit geçirmek için hazırlanmıştı. Biraz gezip birbirlerini daha iyi tanıyabilirlerdi. Rahat bir pantolon ve bluz giyen genç kız kahve gözlerini yanında yürüyen genç adama dikti. "Anlayacağın Azra'nın ilişkisi pekte iyi gitmiyor. Belki de Erkam konusunda yanıldık." dedi Elif iç çekerek. Melih mavi gözleriyle ileriye doğru bakıyordu.

"Azra ve Erkam birlikte iyiler. Umarım sorunlarını halledebilirler." dedi Melih iç çekerek. Sonrasında çekingen bir şekilde genç kıza doğru kaydırdı gözlerini. Elini Elif'in eline doğru uzattı.

Yumuşak ve kendinkinden küçük elleri yavaşça kavradı. Elif'in gözleri hızlı bir şekilde onunkilerle buluştu. Melih'in beklediğinden farklı bir bakış o gözlerde. "Elini tutmamın sorun olmayacağını düşündüm." dedi Melih açıklama yaparak.

Elif bu tatlı hareket karşısında gülmeden edemedi. Melih liseliler gibiydi. "Neden gülüyorsun?" diye sordu genç adama dayanamayıp. Elif gülen bir yüzle "Sadece daha önce hiç ilişkin oldu mu merak ettim." dedi. Ve sonrasında dediği şeyin farkına varıp gülmeyi kesti. Neden böyle bir şeyden bahsetmişti. Aklından geçen bu değildi. Yoksa bu muydu?

Azra yavaş adımlarla adamın evine yöneldi. Işık yandığında göre Erkam eve gelmiş olmalıydı. Buraya bir kere gelmişti. Daha fazla gelse garip olurdu. Boğazını temizledikten sonra Zile bastı. İçeriden gelen ayak seslerini duyuyordu.

Kapı açıldığında özlediği o yüz karşısındaydı. "Azra?" diyen Erkam şaşkındır. Üzerinde sade tişörtü ve eşofmanıyla Azra'ya ilk defa yakalanıyordu. "Girebilir miyim?" diye sordu genç kadın.

Erkam kapının önünden çekilip yol verdi. "Hoş geldin. Tam bir sürpriz yaptın." dedi gülümseyerek. Azra koltuğa oturup daha önce bir defa geldiği evin aynı olup olmadığına baktı. Tabi ki aynıydı. Erkam'ın ev ile uğraşacak vakti mi vardı?

"Çay mı kahve mi? Veya başka bir şey mi istersin?" diye sordu Erkam. Ellerini birleştirdi. "Gazoz" dedi Azra gülerek. Genç adam mutfağa girerken Azra ceketini çıkardı. Arkadaşlarının söylediği şeyler aklını karıştırmıştı. Keşke onlarla buluşmasaydı. İkisi de haklıydı. Ancak Erkamdan ayrılma fikri mantıklı değildi. En azından ara verebilirlerdi. Ancak ayrılık olmazdı. Ondan ayrılacak gücü kendinde bulamıyordu. Daha doğrusu istemiyordu.

Erkam'ın çalışma masası kalabalık görünüyordu. İki iş onun için yorucu olmalıydı. Genç adam elinde iki bardakla tekrar geldiğinde "Çalışıyordun sanırım?" dedi Azra.

Erkam masaya göz attı. "Evet. Spor köşesi için yazı yazmaya çalışıyordum."

Azra iç çekti. "Aslında seninle konuşmam gereken şeyler var." dedi. Erkam'ın saçı dağınıktı. Tişört ona yakışmıştı ve ev hali Azra'nın hoşuma gitmişti. Yine de bunu söylemeli miydi?

"Ben... Bu sıralar zorluk çekiyorum. Ve aklım çok karışık." diyerek başladı Azra. Erkam hemen lafını böldü. "Yoksa kaymanı engelleyecek bir şey mi oldu?" diye sordu endişe dolu yüzüyle.

"Hayır. Öyle bir şey değil" dedi genç kız ve devam etti. "Biliyorsun. Sen sürekli çalışıyorsun ve ben bunu anlayışla karşılıyorum. Ancak bu seninle daha çok vakit geçirmeyi istememe engel olmuyor. Ben diyorum ki..."diyerek duraksama genç kadın Erkam'a baktı. Dikkatle onu dinliyor gibiydi.

"İşlerin daha az yoğun olana kadar en azından yoluna girene kadar ilişkimize biraz ara vermek istiyorum." dedi Azra zorlukla. Gözleri dolmuştu. Kendini zorlamıştı. O sözler ağzından nasıl çıkmıştı? Erkam kırılmış mıydı?

Genç adam sessizliğini koruyordu. Boğazı düğümlenmişti. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Birkaç ayrılık yaşamıştı. Ancak ayrılan hep o olmuştu. Şimdi Azradan bunları duymak onun suçuydu. Çok yoğundu. O haklıydı. Yine de bir şey söyleyemiyordu.

En sonunda genç kadın gitmeden önce söylediği tek kelime 'Peki' olmuştu.

Continue Reading

You'll Also Like

151K 9.6K 9
Çilli ve Üsame'nin birkaç bölümlük güzel serüvenine davetlisiniz efendimiz. #olricsular 12.10.2019
222K 9.5K 21
O güne kadar sevgili Eros'un attığı oklardan kaçmayı başarmıştım. Ta ki onunla tanışıncaya dek! Berika, adının anlamı gibi göz kamaştırıcı birisiydi...
26K 982 43
Hayatta tek amacı ailesinin mutluluğu için kendisini aldatan biriyle evli olan adamın,kendisine hep aşkık olan sapık öğrencisiyle başlar güzel geçird...
1.2M 97.6K 47
Gelecekten, geçmişe engebeli bir serüven! 27 yaşında olan Feride gittiği Topkapı Sarayında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Gözünü açtığında...