TATLI HESAPLAŞMA|Tamamlandı|

By asilask

910K 39.3K 15.2K

3,2,1 O artık sahnede yalnız,tek başına bırakılmış,ihanete uğramış bir kız . O Mira Soykan. Uçurumun kıyısınd... More

2|Hayallere Kırılan Yumurtalar|
3|Sen Kimsin Oğlum?|
KARAKTERLER
4|Yeni Müttefikler|
5|Oyun Başladı 'Hatırlatırım'|
6|Market Faciası |
7|Kilitli Kapılar Ardında|
8|Osmanlı Tokadı|
9|Özür Dilerim|
10|Benden Kurtuluşun Yok|
11|Sen Ne Yaptın?|
12|Mesela Seni...Öpebilirim|
13●BAY EGO●
! DUYURU !
14●ŞEYTAN ÜÇGENİ●
15●İLK ÖPÜCÜK●
❗❕DUYURU❕❗
16●KAZA●
17●PEMBE●
18●BAKICI●
❤❕ÖNEMLİ❕❤
19●CEZA●
20●TOMBİŞİN KAÇIŞI●
❤😀☺DUYURU☺😀❤
21●PİKNİK MESELESİ●
🍭☺DUYURU☺🍭
22●YİNE KARŞILAŞTIK●
23●KİM BU?●
24●İKİ TATLI BELA●
25●SARHOŞ TOMBİŞ●
26●BAY EGO TOMBİŞE KARŞI●
27●ŞEYTANİ ŞAKA●
28●BENİM SEVGİLİM OLSANA●
29●KABUL ETMİYORUM●
❎KESİT❎
30●İSTEDİĞİMİ ALIRIM●/PART 1
30●İSTEDİĞİMİ ALIRIM● /PART 2
31●YILDIZLARIN DİLİ●
32●SADECE ŞANS●
33●NEREYE GELDİK●PART /1
33●HODRİMEYDAN●PART/2
34●KISKANMA SENFONİSİ●
35●GERÇEKLERİN VAKTİ●
36●YILDIZLAR EŞLİĞİNDE YEMİN●
37●ALDİNÇER GELİYOR●
38●ARIZALI YEMEK●
39●RÜZGAR VAKASI●
40●YALAN●
41●YAĞMUR●
42●BEN GELDİM●
43●MASAL●
44●TANIŞIYOR MUYUZ?●
45●BİR GÜN●
46●BEN KOKUYORSUN●
47●Vazgeçmem●
48●YETER●
49●SİLME VAKTİ●
50●YENİDEN●
|SORU & CEVAP|
51●Sen Geldin.....Anne
52●YAKINDA●
53●BEBEK●
54● Kapıyı Çalan Hisler●
55|Kediye Tutsak Fare|
56|Panzehiri Olmayan Zehir|
57|Güneşe Sarılmayan Ay|
58|Söyledim|
59●Bırakmam●Part 1
59●Sonsuz Sevgi-FİNAL
VEDA

1|Yeni Karanlık Zindan|

75.7K 2.1K 979
By asilask

Multi= MİRA
"Babacığım sen annemi çok seviyorsun öyle değil mi?"dediğimde babam gülümseyen yüzüyle bana döndü.

"Evet kızım ben anneni çok ama çok seviyorum" dedi ve yanağıma bir öpücük bıraktı. Yüzünde yeni çıkmaya başlamış olduğu sakalları tenime batıyordu ve hafif bir acı bırakıyordu.

"Babacığım peki beni seviyor musun?"diye sordum bu kez.

"Seni sevmez olur muyum hiç. Sen benim için bir umut gibi doğdun. Bana bu hayatta yol gösteren ışık oldun. Senin sayende sorumluluk sahibi oldum. Senin sayende mutlu oldum. Kızım benim. Biricik,prenses kızım"dedi ve saçlarımı nasırlı olan elleriyle yavaşça okşamaya başladı.

"Baba bizi hiç bir zaman bırakmazsın öyle değil mi?"diye sorduğumda babam saçımı okşamayı bırakıp kahramanlarınkine benzeyen güçlü kollarını minik bedenime sardı ve aklımdan hiç bir zaman çıkaramayacağım o sözleri mırıldandı.

"Sizi ölmedikçe asla yalnız bırakmam."

Pencereden süzülen rüzgar saçlarımı geriye doğru savururken eski anılar gözümün önünde sahne alıyordu.

Her bir anı sanki yeniden yaşıyormuşçasına gözlerimin önünden geçiyordu.

Sözler. Bir insana verilen sözler önemlidir. Ona bir söz verdiysen elinden geleni yaparak o sözü tutman gerekir. Çünkü sen ona bir kere söz verdin. Kalbinde yeni doğan umutların yeşermesine izin verdin.

. Ne yapıp ne edip o sözü yerine getirmen gerekirken kalbinde yeşeren umutları söndürmen mi gerekir?

Onu mutsuzluğa ve acı çekmeye mi sevketmen gerekir.

Gözlerimden bir damla yaş benden habersiz yanaklarımdan süzüldüğünde ellerimin tersiyle akan yaşı sildim .

Ağlamak çaresizlik midir? İnsanı güçsüz mü gösterir?

Hayır ağlamak güçsüzlüğün göstergesi değil sevginin somut olmuş halidir.
Fakat yalnızca hak eden kişiler için bu gözyaşları yanaklardan süzülmelidir.

Ben eski anılarım için akan her gözyaşımı anında siliyorum. Çünkü değmez bunu biliyorum. Sevgimin değerini bilmeyen bir kişi için ağlamaktansa benim sevgimi gören insanlar için yanaklarımdan süzülen yaşları silmemem gerekir.

💡🕛💡

Uyanalı yarım saat oluyordu fakat ben hala beyaz tavanıma bakıyor ve yatağımla bağımı koparmamakta inat ediyordum. Ne yataktan kalkacak hali ne de kalkmayı düşünecek potansiyeli kendimde buluyordum. Tek istediğim günler,aylar hatta yıllar boyunca bu yatakta yatmaktı.

İstanbula geleli iki gün oluyordu fakat bu iki gün boyunca adeta tembellikte master yapmış ve yatağımdan ayrılmamayı tercih etmiştim. Ne ailem ile vakit geçirmiş, ne de odamdan dışarı çıkıp yeni yaşayacağımız şehri gezmiştim.

Annem her ne kadar bu halimden şikayetçi olsa da üzerime pek gelmiyordu. Çünkü o da biliyordu ne kadar üzgün olduğumu. O da anlıyordu bu ayrılığın bana zor geldiğini.

Halbuki ben bundan öncesinde mutlu ve huzurlu bir kızdım. Yüzümden eksik etmediğim gülümsemem varken şimdi eksik etmediğim somurtkan bir ifadeye sahiptim . Babamın önemli dediği işler yüzünden yüzümdeki gülümsememide beraberinde kaybetmiştim.

İzmir , benim memleketim. Gülümsememi bıraktığım ve sevdiklerimden ayrı kaldığım şehir. Ailem,arkadaşlarım , göbekli bakkal salih amcam,dedikodu yapmakta mahallemizin bir numarası olan fadime teyzem,çiğdem çitleme üstadı masal ve benim can dostum hiradan ayrı kalmaya mecbur bırakılmıştım. Onlar ile o kadar mutluydum ki ayrılmayı aklımın ucundan dahi geçirmemiştim. Böyle bir olayı hesaba katmayı unutmuştum.

İnsanlık hali işte. Mutlu ve huzurlu bir şekilde hayatına devam ederken karşısına çıkan engel karşısında tökezliyor ve bu tökezlemenin sonucunda oluşan hasarlara katlanmak mecburiyetinde kalıyordu. İşte o zaman anlıyordu mutluluğun da sona ereceğini ve her iyi şeyin de bir sonu olduğunu.

Aynı durumu şuan bende yaşamaktaydım. Hesaba katmadığım engeller yüzünden tökezlemiş ve ayrılığın damağıma bıraktığı acı tat ile yatağıma uzanıyordum.

Halbuki aşağıda beni bekleyen ve midemin gönlünü almamı sağlayacak bir kahvaltı masasının var olduğunu tahmin edebiliyordum . Ki ben yemek yemeyi büyük bir meziyet olarak görürken aşağıya yıldırım hızıyla inmemem oldukça tuhaf bir durumdu.

Karnımın açlığını hissettiğimde yatağımda huzursuzca kıpırdandım ve 2 gündür su değmeyen saçlarımı gözlerimin önünden çektim. Geride bıraktığım günler içerisinde çöpçülerden daha beter bir hale geldiğimin kalıbına basabilirdim.

Yatakta hafif bir şekilde doğrulup kendimi koklama çabalarına giriyorken odama dalış yapan merve sayesinde küçük çaplı bir korku yaşadığım için yatağa tekrardan düşmüştüm.

"İnsan bir kapı çalar girer ama pardon sen insan değildin unutmuşum" dediğimde yatakta yeniden doğrulmuştum. Kaç gündür yatakta yatmaktan başka bir iş yapmadığım için her yerim uyuşmuştu ve bu bende büyük rahatsızlık uyandırıyordu.

"Ya kızım bir sus da in aşağı. Bu ne hal . Evde kalmış kızlar gibi odaya tünedin. Çıktığında yok. Hem babam bizimle konuşmak istiyor" dediğinde kaşlarım anında çatılmıştı. Ne babamla konuşmak ne de görüşmek istiyordum. İzmirden ne kadar ayrılmak istemesemde beni bu şehre getirmiş ve oldukça üzmüştü.

"Ben aşağıya inmek istemiyorum. Biliyorsun babama oldukça kızgınım." Dediğimde merve eliyle kafama bir tane vurdu.

"Bu kızgınlık nereye kadar sürer veya düşün kardeşim. Sence annem seni daha ne kadar bu odada tutar. Bir düşünüyorumda bence annemin de buraya gelmesi an meselesi. Kadın kaç gündür senden yakınıyor. " dediğinde haklı olduğunun farkına varmıştım. Annemi biraz oldun tanıyorsam en az beş dakika sonra elinde 39 numaralı terlikleriyle odaya dalıp beni evin içerisinde tavaf ettireceğini hayal edebiliyordum.

Mervenin bu konuda haklı olmasına ise şaşırmıştım. Bu zamana kadar hep mantıksız konuşan taraf o olurdu. Kardeştik. Ama üvey kardeştik. Annem benim tabirimle biyolojik babamdan boşandıktan sonra mervenin babası yani selim amcayla evlenmişti. Merve ise benim en değerlilerimden birisi haline gelmişti. Şimdi ise o benden daha mantıklı konuşmaya başlamıştı. Kesin evren tersine dönüyor ve kıyametin kopma süresi yaklaşıyordu.

"Ya ama ben küsüm onlara. Biz ne kadar da mutluyduk halbuki. İnmiyorum işte" dedim ve dudaklarımı olabildiğince büzdüm. Böyle yapınca ne kadar çirkin olduğumu ve şempazeye benzediğimi tahmin edebiliyordum fakat öyle yapmak oldukça hoşuma gidiyordu.

"Mira sana 2 şık sunuyorum. Ya benim uyarımla bu kokuşmuş yataktan kalkarsın. Ya da annemi çağırır 39 numaralı terlikleriyle kıçına vura vura tavaf yaparak bu yataktan kalkarsın."dediğinde şaşkın bir balık misali gözlerim kocaman olmuştu.

Bir kardeş hiç kardeşine böyle cani bir plan uygular mıydı? Tabi konu merve ise uygulardı. Ben burada bir adalet göremezken mervenin bana hala sert bir şekilde baktığını farkettim.

"Birincisi yatağım hakkında düzgün konuşmalısın. Çünkü gelecekteki enişten. İkincisi sen nasıl bir kardeşsin yaa. İnsan kardeşine karşı bu kadar acımasız olabilir mi? Üçüncüsü ise bana böyle bakmayı keser misin?" Dedim ve derin bir nefes aldım. 2 gün boyunca uyuduktan sonra bu kadar çok konuşmak bile beni bir hayli yormuştu. Bu yaşıma kadar nasıl yaşadığım ise meçhuldü.

"İyi sen bilirsin. Annee(!)" Diye bağırmaya başladığında üzerimdeki yorganı üzerimden fırlattım ve hızlıca yatağımdan kalktım. Anne korkusu insana her şeyi yaptırmaya yetiyordu.

İki ayağımın üzerinde sağlam bir şekilde durabildiğimde karşımda zaferle sırıtan merveye sert bakışlarımdan attım ve tam kafasına vurmaya yeltenecekken annnemin paldır küldür odaya girmesiyle tüm hayallerim yerle bir olmuştu.

"İndir o eli mira. Hemde hemen. Yoksa ne olacağını en iyi sen biliyorsun" dediğinde kaldırmış olduğum elimi gerisin geri indirdim ve sessizce yatağıma geri oturdum.

"Mira kızım niye oturdun evladım. Evde ayı gibi yatmadığın yetmedi mi? " dedi ve koluma bir çimdik attı. Kolumda hissettiğim acı ile yüzümü buruştururken oturduğum yatağa iyice sindim.

"Yetmedi anne ve bence hiç bir zaman yetmeyecek. Onun için ben kapımı kilitleyip izdivaca çekilmek istiyorum. Hiç kalkmamak üzere"dediğimde bu sefer kafamda ağır bir darbe hissetmiştim.

"Derhal yataktan kalkıp iyi bir temizleniyor ve aşağıya inip bizimle kahvaltı ediyorsun" dedi ve en kararlı bakışlarından attı. Notmalde olsa ona karşı gelmez ve dediklerini yerine getirirdim fakat bu yatakta yatmayı her şeyden çok istiyordum. Hatta yemek yemekten bile.

"Ya ama anne yaa..."diye itiraza geçtiğimde annemin keskin ve kararlı sesi aniden kulaklarıma doldu.

"Aması felan yok. Sana ne diyorsam o(!) Eğer kalkmazsan sütümü helal etmem" dediğinde bıkkınlıkla ofladım. Annemin terlikle vurmaktan sonraki en büyük tehdidi buydu ve söylemem gerekirse benim üzerimde oldukça etkiliydi.

"Sende tam kalpten vuruyorsun handan sultan. Aşk olsun" dedim ve iyice sindiğim yataktan kaplumbağaları kıskandıracak bir yavaşlıkta kalktım ve tam aya ayak basar gibi adım atacakken bir ayağa takıldım . Sonrası ise adeta yere kapakandım.

Yerdeki görüntüm sudan çıkmış bir balığın çırpınışlarını anımsatırken kulağıma merve ile annemin kahkahaları doldu.

"Merve(!)" Diye cırlamaya başladığımda kahkahalarının arasından "Ben suçsuzum" dedi ve odadan ayrıldı.

Annem ise benim halime son kez bakıp hızla yanımdan ayrıldı. İşte benim mükemmel ailem.
*****
"Baba ben gitmek istemiyorum ve kesinlikle okumaya karşıyım"dediğimde babam ve annem bıkkınca ofladılar. Ama ben bu konuda kesinlikle haklıydım. Okula karşı ve evde yatmaya evet diyen bir vatandaştım.

"Mira boşuna uğraşma. Okula gideceksin. Hem ben okuluda araştırdım. Çok başarılı ve güzel bir okul" dediğinde oflayan taraf bu sefer ben olmuştum.

"Ya ama beni anlamıyorsunuz. Bu kızınıza hiç acımanız yok mu?" Dedim ve tabağımdaki salatalığa çatalımı bir katil edasıyla batırdım. Tam ağzıma atmak için hazırlık yapıyorken annemin sesi kulaklarıma doldu.

"Eğer okula gitmezsen gün boyunca temizlik yaptırır,bununla da kalmayıp bir orduya yetecek kadar yemek hazırlatır ardından tüm evin halılarını sana her gün yıkatırım" dediğinde elimdeki çatal parmaklarımın arasından kaydı ve tabağıma düşerek tok bir ses yarattı.

Annemin cani fikirleri aklımda sahne alırken okula gitmenin daha iyi bir fikir olduğu kanısına vardım. En azından okulda hocayı dinlemeyip yatabilirdim fakat evde bir anne faktörü varken bunu yapabilmem imkansız gibi görünüyordu.

Tekdüze ve kararlı bir ses tonuyla
"Tamam kesinlikle okula gidiyorum" dedim ve mideme girmek için sabırsızlanan salatalığı daha fazla bekletmeyip mideme gönderdim. Annem ile babamın yüksek sesle olan kahkahasını ise görmezden gelemedim.

Aç olan karnımı bir türlü doyuramazken "Hangi okul demiştin baba" dedi merve ve çayından bir yudum aldı. Ardından meraklı gözlerini babama yöneltti.

Bu soru karşısında bende gözlerimi babama çevirdim. Babam merve ve bana minik bir tebessüm bahşettikten sonra

"AKSOY KOLEJİ"dedi. Duyduğum cevap karşısında yüzüme zorda olsa minik bir gülümseme yerleştirdim ve gözlerimi merveye çevirdim. Onun da bana gülümseyerek baktığını farkettiğimde

"Hazır mısın kardeşim?"dedim. Mervenin yüzündeki gülümseme genişlerken

"Hazırım" diye bağırdı.

Duyulan cevaplar herkesi memnun ederken kahvaltıya gür kahkahalar da eşlik etmişti.

Her ne kadar bu şehre gelmeyi istemesemde şuan ailemin yanında güvende ve huzurlu hissetmeme engel değildi.

Onların gülen yüzlerini gördüğümde bulaşıcı bir hastalık misali benim de yüzüme gülümseme yerleşiyordu.

Seviyordum onları. Hem de canımdan daha çok. Onlar olmazsa ben de olmam. Bende yaşayamam.

****
"Merve"

"Hı

"Merve"

"Hı"

"Merve gel kaçalım bu diyardan göçelim göçmen kuşlar gibi. Ben bu zindana girmem" dedim ve okulun giriş kapısının ters istikametine doğru ilerlemeye başladım.

"Ya kızım saçmalama da gel girelim şu okula" dedi merve ve bileğimden tutarak okula doğru sürüklemeye başladı. Fakat ben ne okula gitmek ne de ders işlemek istiyordum.

"Ya ben gelmesem"dedim ve güçlü bir şekilde ofladım.

"Mira o zaman eve git ve annemin sana eziyet etmesine izin ver" dediğinde annemin dedikleri tek tek aklımda sahne almaya başlamıştı.

Aklımda oluşan sahneler karşısından gözlerim sonuna kadar açılırken ,bir saniye bile düşünmeden "Haydi okul zamanı merve" dedim ve benim tabirimle kara zindana ilk adımımı attım.

Okullar benim için her zaman kötü anıların sebebi olmuştu. Bu yüzden ne zaman yeni bir okula gelsem içimde oluşan korkuya engel olamıyordum.Okulun bahçesinden ilerlerken herkesin gözünün üzerimizde ve sessiz fısıldaşmaların olması da cabasıydı.

Bir kaç sıkıntılı dakikaların ardından sonunda zalim müdürün odasının önündeydik. Merveye göz ucuyla baktığımda bana beklentiyle baktığını farkettim. Fakat ben o zalim müdürle konuşacak gücü kendimde bulamıyordum. Merveye olumsuz bir şekilde kafamı salladım ve önüme döndüm. Merve ise büyük bir cesaret gösterek kapıyı tıklattı ve "gir" sesinden sonra içeriye beraber girdik.

İçeriye geldiğimizde bir çift göz yerine 2 çift göz üzerimizdeydi. Birisi son derece yakışıklı görünen takım elbiseli , tahminen müdür sandığım kişi iken diğer gözün sahiplerini tanımıyordum. Sadece koyu kahve gözlere sahipti. Biçimli kaşları ve şekilli burnu yüz hatlarını güzel gösterirken siyah saçları onu bir hayli daha havalı hale getirmişe benziyordu.

"Hoşgeldiniz kızlar buyurun" diyen yakışıklı müdürümün sesini duyduğumda gözlerimi son derece tehlikeli görünen kahve gözlerden ayırdım ve müdüre çevirdim.

"Biz hangi sınıfta olduğumuzu öğrenmeye geldik. Biz bu okula yeni gelecek olan öğrencileriz" dedi merve ve tatlı bir tebessümle müdüre bakmayı sürdürdü.

"Tekrardan okulumuza hoşgeldiniz kızlar. Ben bu okulun müdürü Kıvanç Yaman"dedi ve tatlı bir şekilde tebessüm etti.

"Peki sizin adınız?"

Bu sefer mervenin üzerindeki yükü aldım ve "Benim ismim Mira Soykan. Kardeşiminki de Merve Soykan. " dedim . Ardından tatlı bir şekilde gülümsemeye çalıştım fakt zoraki bir tebessümden ilerisine gidememişti.

Bunda üzerimde olan kahve gözlerin de etkisi oldukça büyüktü. Odaya geldiğimizden beri gözlerini bir türlü bizden ayırmamıştı ve bu bende huzursuzluk yaratıyordu.Bir an önce yakışıklı müdürümün odasından çıkmak ve bana bakan kahve gözlerden kurtulmak istiyordum.

"Hmm sınıfınız 11/A. Bir üst katta bulunuyor" dedi ve gülümsemeye devam etti.

Merve ile müdüre teşekkür edip odadan ayrılmayı düşünüyorken kulaklarımıza yeniden müdürün sesi duyuldu.

"Ayaz hadi sen kızları sınıfa götür. Hem ders de başlamak üzere" dediğinde adının ayaz olduğunu öğrendüğüm kahve gözlere sahip olan çocuk

"Elbette" dedi ve oturduğu koltuktan yavaş bir şekilde kalktı. Bir kaç büyük adımın ardından yanımıza geldi ve yüzündeki sırıtış eşliğinde

"Buyurun kızlar" dedi ve müdürün odasından ayrıldı. Tabi bizde arkasından.
*****
Sessizlik ve üzerimde olan bakışlar beni bir hayli ürkütüyordu. Bana bakan kahve gözleri keskin bir bıçağı simgeliyor gibiydi.
Son anda gözlerini benden ayırdı ve önümüzdeki kapıyı gösterdi.

"İşte sınıfımız" dediğinde merve gözlerini ayaza çevirdi ve tatlı bir tebessüm eşliğinde

"Peki. Teşekkürler getirdiğin için. "Dedi ve yeni sınıfına girdi. Bende sınıfa girmeyi planlıyorken bileğimden tutulmasıyla afalladım. Kim olduğuna baktığımda kahve gözlerin sahibini gördüm.

Ayaz bana bir kaç adım daha yaklaştıktan sonra kulağıma eğildi. Tenime değen sıcak nefesi kanımın donmasına neden olurken fısıldadığı sözler aklımı sorulara boğmuştu.

"Karşılamaya hazırlıklı olun ....YENİ KIZ"

ARKADAŞLAR TEKRARDAN KARŞINIZDAYIM VE SİZLERİ ÖZLEDİĞİMİ BELİRTMEK İSTERİM. UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ .

SİZLERİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM. 1. BÖLÜM HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİDE DÖRT GÖZLE BEKLİYORUM.

Continue Reading

You'll Also Like

2.5M 81.5K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
25.4M 905K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.6M 60.3K 56
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
117K 7.5K 29
Her şeye rağmen avutulmayı bekleyen kız çocuğuna... Başlangıç: 28/11/2020 Bitiş: 30/07/2023