AŞK GÜLÜŞÜNDE SAKLI

By 1kitap2besiktas

2.7K 352 238

Duyuru: Aynı hikayede üç farklı hayat ve aşk. Nasıl mı? gelin hep beraber görelim. Hem güleceğiniz hem duygu... More

BÖLÜM 1: "ÇOCUKLUK AŞKI"
bölüm 2 : BELAÇEKER
BÖLÜM 3: "HEM COOL HEM ZENGİN HEM VETERİNER HEM AŞÇI"
Bölüm 4: SEVGİLİCİLİK
Bölüm 6:GECE KULÜBÜ
Bölüm 7:"Öptü mü?
BÖLÜM 8:"PSİKOPAT BAYTAR"
BÖLÜM 9:"CADALOZ TAVACI"
Bölüm 10:"BIÇAKLANMA"
Bölüm 11: Minnoş Cafer
Bölüm 12:"Sümüklü Eda"
Bölüm 13: " Ben Seni İstiyorum"
BOLUM 14
BÖLÜM 15"Seninle Olmak..."
Bölüm:16(BENIM KARIM)
BÖLÜM:17"SEN EVLEN BENLE YA!"
18.bölüm"Bu oyun olsa başrol sen olmazdın "
Bölüm 19"Sözlüm"
Bölüm 20"Kaçırıyorum seni"
BÖLÜM 21" Operasyonun adı: Gelin kaçtı "
Selamünaleyküm
Merabaaaaaaaaa

BÖLÜM 5 : GÜLÜŞÜ EN GÜZEL OLAN...

145 26 6
By 1kitap2besiktas

Multimedya: Selim,beyza'mız ve  poncik elbisesi var.
Yukarda ki şarkı:Bilal SONSES-sana bişey olmasın.

Iyi okumalar bol yorumlar hadi canlarım:)

"Siz hiç, birinin gülüşünü sevdiniz mi?...
Ben sevdim. Hemde gülüşü en güzel olanı..."

Havva Sude AKÇAY

Arabayı bindiğimde hemen Hatice'yi aradım.

-Kızım nerdesin sen ?? Telefonların da kapalı .

-kardeşim sen benim telefonlarımı açtıgımı nerde gördün? Her zamanki gibi telefonumun sarjı bitmiş.

Bu kız boşu boşuna yanında telefon taşıyor. Hayır madem açmayacaksın telefonunu ne diye taşıyorsun anlamıyorum ki. Azarlar bir şekilde

-Haklısın kardeşim. Sen ne zaman telefonlarımı açtın ki şimdi açasın? Senin yüzünden kapıda kaldım be!!

Oda bu dediğime biraz kızmış olacak ki şaşalı bir laf sokacaktı.

-Aaa delinin zoruna bak. Kızım anahtarın mı yok? Alsaydın anahtarını, banane. FFurkan'ı akıl edeceğine anahtarını akıl etseydin .

Bi dakika furkan yanımda benim. Nasıl bu kadar rahat konuşabilirim ben? Hatice de bilmiyordu Furkan'ın yanımda olduğunu. İnşallah duymamıştır.

-Evde misin sen şimdi?Diye sordum
-evet, dedi.
-Tamam geliyorum ben, deyip telefonu suratına kapattım.Umarım kızmamıştır.
Evin önüne geldigimizde hatice pencereden bize bakıyordu. Artık furkan'a dönüp teşekkür edecektim. Furkan'a döndüğümde
-Teş...
Deyip kaldım çünkü Furkan'ın işaret parmağını dudağımda hissetiyordum.o anda konuşmaya başladı.
-Şştt... Rica ederim de bu kadar teşekküre gerek yok.

Dediğiyle kalakaldım. Ben şok iptaldim yani. Ama gözlerim gözlerinden hiç ayrılmıyordu. Parmagını dudağımdan yavaşça çekti ve

-Hadi artık git . İyi geceler rahat uyu, sabah zombi gibi okula gelme.
Dedi ve gülmüştü. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Sadece başımı sallamıştım olumlu anlamında. Ve arabadan indim . Arabayı çalıştırıp uzaklaşmıştı. Bense hala onun arkasından bakıyordum.

-Havva!! Nerden kız böyle?

Diye bi sesin ardından korkup sıçramıştïm. Arkamı döndüğümde pencereden bana bakan Fadik teyzeyi gördüm.

Fadik teyze bizim ev sahibimiz , alt komşumuz ve her mahallede olduğu gibi bu mahallenin de vazgeçilmezi.Çocuklarının biri Almanya'da diğeri ise Fransa'da olduğu için burada tek başına yaşıyor niye çocuklarına gitmiyorsun diye sorduğumuzda "Güzel memleketim varken ne yapayım ben elin gevur memleketlerinde ?"diyor ve hep bizi güldürüyor. Yani bir nevi neşe kaynağımız. Bazen tatlı olsa da bazen her şeye karışıp sinir eder. Çocuklarına yapamadıklarını bize yapıyordu, ama en müthiş yanıda sarmaları, börekleri of!! Onlar ne leziz ne muhteşem. Onun sayesinde karnımız da doyuyor . Allah başımızdan eksik etmesin fadik teyzemizi.

-Fadik teyzem sen miydin ? Korkkuttun beni.
Dedim damağımı baş parmağımla kaldırarak.

-Evet benim de, sen söyle bakayım bu delikanlı da kim?

-Kim delikanlı?

Anlamamış gibi yapıyordum ama o yutmadı tabi.

-Kız indirme beni aşağa !! Bacaklarını kırarım senin. Kim bu çocuk?

Offf gel de bu kadına anlat şimdi.

-Okuldan arkadaşım fadik teyzem. Bende okuldaydım beni bıraktı.

Fadik teyze inanmamıştı ve biraz sesini yükselterek pencereyede biraz daha yaklaşıyordu başını iyice cıkartıp.

-Taksi yok mu kızım??

-Fadik teyzeciğim. Ben öğrenciyim, takside ateş pahası. Benim ne işim olur taksiyle. Hem bizim arabayı hatice almış.

-haa!! Hatice demişken haticem nerede kız ?
Diye sordu. Hatice'yi severdi ama tembel olduğu içinde kızardı.

-aaa!! Fadik teyzem yoksa görmedin mi evde ya.
Der demez dış kapı açıldı.

-Havva nerdesin kız sen?

Dedi ve kafasını benim baktığım yöne yani fadik teyzenin bulunduğu pencereye baktı.

-aaa! Fadik teyzem bir sabahtır göremiyorum ben seni. Hani boşnak böreği yapıp getirecektin?

Fadik teyze:
-ayy!! Nasıl da unuttum? Ah be kızım! Ben sana hatırlat demiyor muyum? Bak bunak kafam yine unuttu.

İkimizde omzumuza hafif eğip tebessümle baktık ona.

-Olur mu teyzem. Sen bize taş cıkartırsın valla.

Deyip"Maşallah"ını da ekleyip nazar değmesin diye kafama vurdu. Bu durumda ben"tahta"rolündeydim. Eline vurduktan sonra"napıyorsun be tahtaya benzer yanım mı var benim?"diyemeden edemedim. Oda cevap vermeyip.

-Fadik teyze sen git uyu. Yarın yaparsın artık. Bu mide yarına kadar sabredebilir.fadik teyze gülüp.

- Tamam tamam. Sizde girin içeri kapıyı kilitleyip uyuyun.

Tam başımızı sallayacakken...

-aaaa!! , işaret parmağını kaldırıp

-1,2..aa! Sizin 3.'nüz nerede bakayım?
Dedi. Bende bir Şey var sandım meğer beyza'yı soruyormuş fadik teyze.

-O gelecek şimdi. Biraz işi çıkmış.

-Ne işi gecenin bu saatinde? Hem ona söyle bu saate kadar dışarıda durmasın. Almam yoksa onu evime.

Hatice'yle ikimiz aynı anda hazır ola geçip

-Emredersiniz. Fadik komutanım .

Deyip gülüstük. "Deli kızlar"deyip içeri giren fadik teyzenin ardından bizde içeri girdik. Tam üstümü çıkarmak için odaya girerken hatice kolumu tutup beni kendisine döndürdü.

-Hiç bir yere gidemezsin Avukat hanım. Dökül neredeydin?

-Çok yorgunum hatice.

Deyip üzerimdeki ceketle çıkarmak için boğuşuyordum.

-Yorgunmuş...
Kollarını göğüsüne bağlayıp salona doğru ağır adım yürüyordu.
-Hayret benim bildiğim havva sude olanları anlatmadan uyuyamazdı.

Dogru söylüyordu. Ben olanları heleki furkan'la olanları anlatmazsam uyuyamam.yorgunluk bekleyebilir.

- Tamam. Bir çay koyda içerken her şeyi anlatayım.

Hatice "oleyy" deyip hızlıca mutfağa girdi. O sırada bende pijamalarımı giymiş salonda oturuyordum. Ben salonda oturken birden kapı açıldı. Gelense fadik teyzenin dediği gibi 3.müzdü.

-Hoşgeldin beyzam.

-Hoşbuldum.

Deyip hemen odaya girdi. Çok yoruldu anlaşılan.beyza da pijamalarını giyip gelince hatice çaylarımızı koydu yanında da vazgeçilmezimiz olan çekirdek vardı. Çekirdeksiz sohbet olur mu?

Hatice:
-Ee hadi biri anlatsın
Beyza.
-Benimkini anlatmaya gerek var mı hatice? Sende oradaydın zaten.
Hatice:
-Ayy! Doğru sana gerek yok zaten seni canlı yayın izledim. Sen anlatma.
Hemen araya girdim neyden bahsediyorlardı bunlar? Cevap verin der gibi beyzaya bakıyordum.
-Selim'le ilgili sana anlatırım. Ama şimdi sıra sende. Anlat hadi ne oldu bugün, dedi beyza.

Aa!doğru ya ben furkanın yanına giderken onlar Selim'le beraberdi. Asıl bomba buydu bence.

-Nasıl ya asıl siz anlatın. Selim'le konuştun mu?

Tam beyza bir sey söyleyecek. Hatice girdi araya.

-ayy havva bildiğim şeyleri sorma. Bana bilmedigimi anlat. Sen anlat ki sonra biz patlatalım bombayı. Ama cok merak ediyorsan kücük bir ipucu. Selim Beyza tamamdır.

Benim "o"biçimi açılan ağzım ve haticenin"sakın soru sorma yanarsın"bakışları karşısında kapandı.

-Tamam başlıyorum

Deyip konuyu kapattım. Hatice de elini cekirdeğini almış citlemeye başladı.bende çaydan bir yudum aldım.

-Hazır mısınız?

İkiside pür dikkat beni dinliyorlardı. Ve başlarıyla onayladılar.

-Beni biri " taciz" etti.

Dememle hatice az önce yudumladığı çayı daha doğrusu yudumlayamadığı çayı çıkardı. Hemde kimin üstüne? Tabiki de benim üstüme.
Pijama üstümün kollarıyla yüzümü silip" Yarabbi şükür." dedim . Çay Hatice'nin genzine gitmiş olacak ki hala öksürüyordu. Ve domates gibi kızardı. Beyza sırtına vuruyordu. Bende gülmeden edemedim. Haticeye su verdim. Az daha öteki tarafa gidiyordu. Bi beş dakkanın ardından hatice kendine gelmişti.

-iyi misin?

Diye sorduğumda"bi öteki tarafa gidip geldim. sıkıntı yok iyiyim şimdi"dedi. Kızdaki kafa kimse de yok. Sonra elleriyle yüzünü yelledikten sonra

-kız sen deli misin? Kim seni taciz etti? Polis şikayet ettin mi?

Art arda gelen sorulara ben gülerek"evet"diyordum.

Hatice:
-Allahım şaka gibi ya. Biri beni taciz etti diyorsun birde gecmiş karşıma gülüyorsun.ilk tacizin şoku mu bu anlamadım ki?

-Off!! Durun dinleyin. İşte bu sapık beni Furkan'ın evinin önünde taciz etti.O sıra furkan geldi ağzını burnunu dağıttı.Sonra bu sapık kaçtı.Furkan hadi karakola gidiyoruz dedi. Ben dedim boşver sonra gittik işte. Ama aralarda full romantik konuşmalar... Neyse sonra dedi eve bırakayım dedi ben olmaz kendim giderim dedim. Oda olmaz dedi. Bir tartışma daha. Sonra bendeki inat ya binmem dedim. Oda kolumdan tutup soktu.

Hatice'den gelen bir gülmeyle çöktüm kesin az önce dediğim kelimeyi yine bir taraflarından anladı.
- Pardon nereye soktu?

Ben bu gülüşü çok iyi biliyordum . sinsi gülüşü bu. Yalnız arkadaşımı çok iyi tanıyorum dimi? Bak lafı bir taraflarından anladı yine. İtiraf edeyim sapıkca anlayan bir arkadaşım var.

-Kızım salak salak konuşma .nereye sokacak? Arabaya tabiki. Ama kelime yanlış oldu"bindirdi"diyecektim.

"Haa"dedi gülerek"Ben yanlış anlamışım"

-Yok canım sen anlamak istediğini anladın.

Dememle Beyza'yla ellerimizi çarptık.

-Sonra da bana ne dedi biliyor musunuz?

İkiside film izler gibi beni izliyordu. İkiside "ne"dedikten sonra. Ben hemen söze başladım.

-"Çok naz aşık usandırır derler, dedi."romantik değil mi ya ?sanki bana aşıkta usanırım bak der gibi

Hatice"senden utanıyorum"der gibi burun kıvırıyordu. beyza hiçbir şey duymamış gibi bakınıyordu.

-kız ne susuyorsunuz ?gayet romantik.
Dememle. Hatice:

-Ben sandım ki seni seviyorum, Senden hoşlandım ,çok güzelsin gibi itemlarda bulunacak . Neymiş çok naz aşık usandırırmış. Ahh senin romantizm anlayışına. Çocuk romantik bir şey dememiş ki. Senin o nazlıktan keçi inatına kayan huyunu söylemiş.

-Bana diyene bak be! Sende oda yok. Onu napıcaz?

-Olmasını isteyen kim?

Hemen araya beyza girdi. İyiki de girdi. Çünkü küsmesekte darılabilirdik.

-Tamam sakin "tabellalar"

Bu arada bizim grubun adı"Tabellalar"yani"Tatlı belalar"anlamına geliyordu.Birbirimizi telefona öyle kaydetmiştik.

-ya şakalaşıyoruz haralde dimi kanka?

-Heralde kanka. Ama bence hala romantik.

Bu dediğime üçümüzde gülmüştük.

-Kızlar konudan konuya atlamıyalım. Ben devam ediyorum.
Dedim. Onlar da elleriyle"tabi buyur meydan senin"der gibi işaret ediyorlardı.

-işte biz arabaya bindik beni eve bırakacak bende anahtarı arıyorum. Bir baktım anahtar yok. Hemen sizi aradım ama açmadınız. Hadi bu sapık cenabet arkadaşımı anladım. Sen niye açmıyorsun kuzum?

Ben beyzaya genelde kuzum diye hitap ederdim. Ama haticeye cenabet , sapık diye. Bi sapıklığı yoktu Allah şükür ama öyle şeyleri merak edip araştırması ve en kötüsüde bize anlatması ona bu ünvanı layık gördü. Şimdilerden olma bir şey değil çocukluktan böyleydi. Bazı biyolojik şeyleri ama nedense kız erkek ilişkili seyleri aha da bu sapık arkadaşımdan öğrendim. Ama ona normal yani"doğanın kanunu" gibi geliyordu.Öyle tabi ama ben bilmek istemiyordum o zamanlar. Ben dinlemek istemesem de analatıyordu cenabet kız.Ama ne kadar bu şeyleri merak etsede her zerresinden tiksinir.

-Hatice'yi kınarken benim telefonun sarjı bitti.

Hatice hemen kendisine savunmaya geçip.

-Yılann! Selimle konuştum da sarjım bitti demiyorda.

Kınadım başıma geldi demeye getiriyor. Kız korkulur valla senden.
Ben ağzım "o"şekli almış.

-OHA!Beyza ne ara aldın kuzum Selim'in numarasını? Valla bugün yoktum yanınızda neler neler olmuş.

-Bakma sen ona boş boş konuşuyor. O beni aradı ben değil.

-Ha yani konuştun Selim'le?

-eh biraz.

"Biraz mı dedin?" Dedi hatice. Sonra da devam etti.

-Yetmiş dk'ya biraz mı diyorsun?

İsaret parmağıyla baş parmağını yakın tutarak. Tabi mimikleri söylemiyorum.

-Birazmış.peh!! Onlar kapatmadı diye telefon kendi kapattı hala biraz diyor ya. O yetmedi bide aradı telefon kendi kapandı diye bi on dk daha konuştular yani seksen dk.

-Abartma yetmiş altı dk konuştuk sadece.

-Senin icin büyük kayıp tabi.dört dakika da öylece boş boş telefona bakıp öpüyordun ama.

Dediginde hala mal gibi onlara bakıyordum. Pardonda bunlar ne diyordu?
-Ask olsun beyza! Benim niye haberim yok.

-Haber verecektim sana havvam.
Ben triplerin tribini yaparken bizim deli kız konuşmaya başladı.

-La başlayacağım şimdi tribinize. Anlat artık havva. Uyuyacak bu kız
Dedi kendini işaret ederek.

-İşte siz açmayınca oda beni evine davet etti.

Bu sefer de beyza öteki tarafa gidiyordu.
-Gitmedin dimi? Diye sorusunun ardından benim"malesef gittim"bakışlarım vardı.
-gitmedim de havva.

Bakış atıyorum anlamıyor en iyisi söylemek deyip
-Gittimmm!!! Hem ne olmuş canım gittiysem? Bir şey yapmadık ki?

Beyza birden kükredi.Hatice ise bana eliyle"Allah belanı vermiye"diye sallıyordu.
-Ay bide yapsaydın havva hanım.

Beyza bizim evimizin koruması olduğunu daha önce söylemişmiydim. Bize zarar gelmesini istemez. Biz bir sey yapsak arkamızda durur kendine acımaz . Bizim dertlerimizle uğraşır. Tabi dert dediysem öyle büyük dertler değil. Can sıkıntısı, vizeler, finaller, hayat vs.Yani bir nevi bizim evin"songül"ydü.

-Yaaa dinleyin işte sonra eve girdik off anam o ev ne?? Ev ev değil kralliyet sarayı hayvanat bahçesi mübarek.

-O ne demek gı?
Diye Soran haticeye döndüm.

-Yani evin her yerinde vahşi hayvan tabloları, tablo yoksa hayvanın ta kendileri. Neyse ben tabi ilk kez böyle eve girmenin mutluğuyla salona ilerliyorum.TV komidini ve CD ler var. Baktım işte hani izleyebileceğimiz romantik şeyler var mı diye. Ben sanıyorum ki romantik şey olmaz vurdulu kırdılı , savaşlı ya da koru komadi tarzı bir şey var. Ama olumsuz ,ne var dersiniz?

İkiside pürdikkat beni dinliyordu.ve iyice bana odaklanıp yine bana"Ne?"diye soruyorlardı.ben de onları çok bekletmeyip.

-HAYVAN BELGESELİ.dememle ikiside gülmeye başladılar.

-Desene furkan enişte kafayı hayvanlarla bozdu.
Dedi hatice.Bende öyle sanmıştım.

-furkan değil ev arkadaşı bozmuş kafayı. Meğer ev arkadası veterinermiş.

İkisede "şimdi anlaşıldı"der gibi başlarını salladı. Bir sessizlik ardından beyza gülmeye başladı. Galiba komik bir şey düşünüyordu.

-Ne gülüyon kız? Söyle bizde gülelim.
Diyen haticeye bende katılarak baş salladım.

-Düşünsene haticeyle furkanın ev arkadaşı sevgili oluyorlarmış. O kedi istemedikçe cocuk ona kedi getiriyormuş. Haticenin ömrü hayvanlarla geçiyormuş.

Şöyle bir hayal ettim de hakikatende çok komik olurdu. Kedi okşanmaya geldiğinde hatice"pist pist git diyorum bak gelme diyorum. Hoşt ya bi git"diye diye kaçması çok komik olurdu. Arkadaşım özellikle kedilerden hiç haz etmez yani bir numaralı düşmanı kedilerdir.
Ben gülmekten karnıma sancılar giriyordu. Hatice ise "Çok bakarsınız"deyip işaret parmağını gözünün alt kısmını getirip aşağı doğru gerdirttiriyordu. Sonra da bagırdı.

-Allah yazdıysa bozsun. Ne yapayım ben o veterineri? Ben siyasetçi yani benim kafa yapıma uyan biriyle evleneceğim canım.

Bir süre düsündü ve elleriyle kollarını silkiyordu.
-Iyyy!!düşünmek bile istemiyorum. Her yer kedi köpek kuş tüyü. Allahım sen koru.

-Ha yani veteriner olmasa oluruz diyorsun?
Beyzanın sorusuna karşı hatice bir artist havalar.

-Valla çocugu gormem lazım eli ayağı düzgün mü ? Huyu suyu nasıl? Yani bunları bilip ona göre karar vermek lazım. Ama veteriner olmaz. Biz evlensek bile dakikasına boşanırız.

Bizim kız degişiktir. Cocuğa yakışıklı mı değil mi bakmak lazım demiyorda eli ayağı düzgün mü diyor. Napacaksın hatice bu. Beyza da hem gülüyor hemde laf yetiştiriyor.

-O kadar büyük konuşma haticecim. Bakarsın veterinere aşık olmuşsun.

Beyzanın demesiyle bende sırıtmaya başladım. Bakalım hatice buna ne diyecek? Tamda tahmin ettiğim gibi "kaba kuvvet" hatice kırlenti alarak beyzaya fırlattı.

- Kız sen hala konuşuyor musun?

Sonra da bana döndü.
-Bana bak havva! Furkanla sevgili olursanız eğer, sakın beni o çocuğa yapayım deme.!! Bak fena bozuşuruz.

Bu tehititi şok etmişti beni. Neden öyle dedi ki? Bence ikisi gayet iyi yakışıyorlar. Hem ikiside esmer, yani kumral da olabilir ama yüzleri süt beyaz olmasa beyaz.ikisinin gözleri de kahvenin en koyu tonu. Tabi hakanı bilemiyorum ama kahverengi gözleri olduğu kesin. İkise siyah saçlı. Hatice biraz da koyu kahveye kaçıyordu saç rengi ama bazen siyah oluyordu. Neyse bu kızın saç ve göz rengini 9 yıldır kararlaştıramadık. Ama tip olarak yani fiziken çok yakışıyorlardı. Ayy ben valla yapacağım bu ikisini.Yuva yapmak sevaptır.

-Tamam tamam.
Deyip ellerimi teslim olmuş gibi kaldırdım.

-Ben sana siyasetçi birini bulacağım.

Tabi yalan söylemiştim. Ama bu yalan sayılmazdı. Haticede güldü.

-Sana gerek yok canım. Bu kız vakti gelince onuda bulur.

Ben"vayy"hareketleri yaparken beyza konuştu.
-Nasıl bir vakitse artık gelemedi gitti.

-Belkide gelmiştir. Ben bekletiyorumdur. Olamaz mı?
Vay hele vay. Haticede bazen iyi laf yapar.

-Valla bekletmesen iyi olur. Çünkü vakit geçti mi bir daha geri gelmez.
Laa bunlar kavga mı ediyor? İnceden inceye bir laf sokmalar. Bir sürtüşmeler.

-Kankalar onu bırakın. O ev de o veterinerinmiş. Kızlar çocuk nasıl kibar nasıl misafirferver. Zengin ama zübbe değil. çocuk furkanın esmer hali ve çok yakışıklı.

Hatice:
-Kız çocuğa mı sulanıyorsun.

-Ne alakası var be. Çocuk yabancıya gitmesin diyorum.

-Allahım sanki ikinci el eşya ,yabancıya gitmesin diyor.
Beyza gülmeye başladığında jeton düşmüştü benim. Aynen dediği gibi cocuğu ikinci el eşya yapmıştım.

-Yaa kızım. Valla cocuk on numara diyorum.

-Ayyhh on numaraymış. Banane kızım isterse bir numara olsun.
Bizim bu tartışma bitmezdi. Ama ben ne yapıp edip bunları tanıştıracaktım.

-Yaa hatice havva yeter. Bırakın şu çocuğu da ben yarın ne halt edeceğim.

Hatice"Ne halt yiyeceksin, tıpış tıpış o yemeğe gideceksin hepsi bu."demişti beyzaya.
Bir dakika ama benim hiçbir şeyden haberim yok bunlar yemek bile ayarlamışlar.

-Biri bana her şeyi anlatabilir mi acaba?
Dememle hatice ince ayrıntısına kadar anlattı. Bense sadece"OHA"diyebiliyordum. Saat gece iki olmuş mahallede ışığı yanan tek ev biziz. Ve benim çok uykum gelmişti. Yatmamız gerektigini söyleyip bende dahil herkesi yatağa postaladim.

BEYZA YILDIRIM

Sabah olmuş zar zor uyanmıştım. Kızları kaldırmak ölümdü, ikisi de kalkmak bilmiyordu. Ama "bugun kimse beni üzemez" deyip haticeyi yatağından ittim. İtmemle yataktan düştü.

-Demprem oluyor. Havva kalk kız deprem oluyor.
diye yapıştığı yerden doğrulup uzun saçlarını geriye atıp beni gülerken görünce.

-Sen...sen mi ittirdin beni yatağımdan?
"Evet"deyip gülüyordum.oda tavşanlı panduflarını yatağının kenarından alıp bana attı. Bense kendimi korumaya çalışıyordum.

-Allah belanı versin beyza. Kaburgalarım kırıldı be.. Uykulu insanı yılan bile dokunmaz.
Son panduf kafama gelmeseydi iyiydi. Ama ben o acıyla.

-Tövbe de,tövbe.
-Tövbe
Deyip. Elektriklenmiş saçlarını düzeltiyordu. Kendime gelip

-Öncelikle günaydın tatlım. Sonrasında saat dokuz ve sen ilk dersi kaçırdın canım.

Başından kaynar sular döküldü sanki birden sıçrayıp dogruldu.

-Ne demek dokuz.
Havvaya dönüp bağırıyor ve pijamalarını çıkartmaya çalışıyordu.

-Havva kalk, havva geç kalmışız.

-Biraz daha uyuyayım nolur.

Havvanın yalvarır gibi çıkan sesin ardından hatice yastığını alıp havvanın kafasına attı. Ve tam isabet.

-Kızzzz kalkkkk!

Havva olayın şokuyla kalkıp
-Anne valla uyumuyordum. Geliyorum.

Diye korkuyla bağırdı. Hemen üzerini giyindi. Kahvaltı yaparken havva.
-Kızlar aksam hepimiz altıda buradayız beyzayı hazırlıyoruz.

-Ben okayim
Diyen haticeye karşı bende

-Yaa gerek yok alt tarafı yemek.

Haticenin kafama vurmasıyla
-Salak bu kız ya. Kardeşim çocuk sana dürümcüye götürmeyecek heralde. Bakalım ankaranın hangi lüks restorantlarına gedeceksiniz. Hadi kaptın zengin cocuğu.
Havva haticenin bu söyledigine koca bir iç cekmisti.

-Ben furkanla degil dürümcü, pilavcıya gitmeye bile razıyım.
Bu dedigine gülsemde hatice,

-Allah sizi bildiği gibi yapsın. Ne bu canım? Biraz kendinizi ağırdan satın. Erkekler iki tatlı lafa kapacaklar sizi haberiniz olsun.

-Kapmasınlar diyen kim?
Diye soran havvaya katılmıştım.
-Dogru siz dünden razısınız. Unutmuşum.
Haticeye "Aynen"dedikten sonraBiraz sessizlik oluştu. Sesizliğin ardından.

-Beyza bugun Allah askına erken gel, bugun senin çok güzel olman lazım.

Naz etmeyecektim artık. Bugun biran önce bitmesi için dua edecektim.

-Tamam geleceğim
💃💃💃
Nihayet okul bitmiş ve ilk kez eve bu kadar erken gidecektim. Heyecanlıydım çünkü az önce selim aramış ve bana adresimi sormuştu.
Ve "Saat sekizde seni evden alırım. Hazırlan"demişti. Kalbim onunla konuşurken küt küt atsada belli etmemeye çalışıyordum.

Ben saf saf tospigi beklerken yani havva ve haticeyi. Bir kedi sesi duydum ve sesin geldiği tarafa gittim. Bu kediyi sürekli uzaktan görüyordum. o kadar tatlış o kadar minnoştu ki yanına gidip onu okşadım. Anladığım kadarıyla ev kedisiydi. Ama galiba terk edildi. Kahveli beyazlı tüyleri cok hoşuma gitmişti. Ama ben bu kediyi alırsam evde kıyametlerin kopacağını da iyi biliyordum. En iyisi yarın haticenin gönlünü edip bu kediye eve almaktı. Ama hatice kabul etmeyecek gibi duruyordu. Nedeni ise küçükken yaşadığı bazı ufak aksiliklerdi.

Ben kediyi okşarken bizim tospik gelmişti. Eve vardığımızda beni hemen duşa sokup. Kendileri benim diktiğim elbiseleri inceliyorlardı.
Duştan çıkar çıkmaz hatice kolumdan tutup odaya dogru sürükledi. Odaya girdiğimizde hatice ve havva daha bir hafta önce dikilen elbiseleri bana gösteriyorlardı.Hatice ise konuşma yapıyordu.

-Bu nasıl?

-fazla sade

-Peki ya bu?

-Fazla gösterişli

-ya bu?

-Fazla renkli

-Peki bu

-fazla taşlı.

En sonunda hatice bıkmış bir sekilde.
-Kıza bak ya. Sanki alış veriş merkezinde kıyafet deniyor. Kızım hatırlatırım bunlar senin çizdiklerin!! Kıza Begendiremiyoruz.

-Başka yok mu?

-Var hanfendi. Depo ful elbise dolu. Bizzat sizin için size diktirdik.

-Ya ciddiyim.

-kızım sana sormak lazım. bunların hepsi senin.

Ben daha kurumamıs saçlarımı kurutmaya çalışırken havva
-İşte bu

Demesiyle arkamı döndüm. Gerçektende işte buydu. Ve yemek için muazzamdı.

Kıyafet gerçekten benim istediğim tiptedi.yani ne abartılı nede sade tam ortası açıkçası Havva yine turnayi basindan vurmuştu yada gözümüydü? Neyse.

Elbisenin boyu diz kapaklarımin biraz üstündeydi ve rengi toz pembeydi ve en güzel tonundaydı.boyunn kısmındaki kolye detayı daha şık gösteriyordu.ve en sevdiğim yeri ise balon etek gibi olan etek kısmıydı.etek kısmında aynı renkte zebra desenine benzer yatay fileler vardı.Bu elbiseyi ne zaman tasarladığımi hatırlamıyorum ama kesinlikle harika bir iş çıkarmışim.

Elbiseyle kısa süre bakistiktan sonra Sıra makyaja gelmişti.hatice butun makyaj malzemelerini getirip makyaj masasını hazırlıyordu.
-Fazla makyaj istemiyorum.

-Ağzının ortasına bir tane çarparım beyza. Ne demek fazla makyaj istemiyorum.

-Yaa istemiyorum.

-O iş bende.

-İşimiz sana kaldıysa bittik

-O ne demek o?

-Yani kendine yaptığın gibi iki ton makyaj istemiyorum suratımda.

-kız ben iki ton makyaj mi yapiyom? Hem ben doğallığın yanındayım.

-Belli belli.

-Yaa uzatma işte yapıcam sana doğalından sadesinden.

Bende kendimi haticeye bırakkıp sandalyeye dayanmıştım. Makyaj yapmasına diyecek sözüm yok ama fazla yapmasına karşıyım.
Makyaj bittikten sonra haticeden bir çığlık koptu.

-Aaa!! Eyvahlar olsun.

-Ne oldu?

-Kızım saçını unuttuk.

-Bu muydu? Ben böyle giderim.

-Biri şu kıza köydeki çobanın yanına gitmediğini söylesin. Ben böyle giderim diyor bide. Allah aşkına çıkar şu üstünü de eşofmanla git. Bütün hevesimi giderttin. Senden bişi olmaz.

-Yaa ne var bence gayet hoş. Hem sen saçlarımı çok beğeniyordun ne oldu?

-Saçını zaten beğeniyorum. Ama bu güzel maşa tutan dalgalı saçı değerlendirmek lazım. Bide benimkine bak odun gibi maşa bile tutmuyor.

Diye hayıflanıyordu hatice. Doğru söylüyordu. Saçını dalgalı yapmak için saatlerce uğraşıyordu. Ama boşuna. Çünkü saçları yine eski haline yani düz haline alıyordu. O düz saçlarını sevmesede ben onun saçlarını seviyordum.

-Yaa niye öyle diyorsun saçların gayet hoş. Ben beğeniyorum.

-Sen beğeniyorsun da sahibi beğenmiyor. Hem al senin olsun. Şekillenmeyen saçımla mutluluklar.

-Yaa saçmalamayın. Saçınızı değiştiremeyeceğinizi bildiğiniz halde niye hala konuşuyorsunuz?

Diyen havvaya hak veriyordum. Bizimki laf olsun işte.ikimizde sustuktan sonra hatice saçımı yapmaya başladı. Kuzeni kuaför olduğu için bir kaç şey kaptığını söylüyordu. Bakalım gerçekten kapmış mı?
Yarım saatin ardından hatice

-Tata tatamm!! İşte hazırız.

Saçlarımı örgülü topuz yapmış ve önlerden perçem çıkarmıştı. Bence harika gözüküyordu. Havva ağzını açmış" vayy canına"diyordu.

-susmayın kız öyle yorum yapın. Nasıl olmuş?

Havva birden alkışlamaya başladı.Tepinerek "muhteşem"diye bağırıyordu. Bense aynadaki benle bakışıyordum. Bu ben miydim gerçekten? İlk kez bu kadar güzel olduğumun farkına vardım.

-Ayy hatice çok güzel olmuş. Çok teşekkür ederim.

Kızda bir naziklik yok. Hemen ne dersen katılır ego tavan yapar. "Ne demek efendim o sizin güzelliğiniz" demez.

-Tabi kızım. Sen beni ne sandın? Ben yılların kuaförlerine taş çıkartırım be. Hey yavrum hey!!

Size demiştim. İşte hatice de böyleydi. Bazen kamyoncu dayı,bazen sokak serserisi. Bazen yufka yürekli anne.bazen korumacı bir abi. Bazende ki genelde bu aşka zerre inanmayan ruhsuzun biriydi. Ama tatlıydı da hakkını yemeyelim şimdi.

Haticenin dediğine de üçümüz gülerken telefonumdan gelen mesajla kendimize gelip birbirimize baktık. Sonra küme olup deliler gibi çığlık atıp zıplıyorduk. Çığlık bittikten sonra hemen telefona baktım. Gelen mesaj ise beklediğim kişiden değildi. Aykut hocadan gelen mesaj yıktı beni.

"Yarın seni modacı bir arkadaşımla tanıştıracağım. Çizimlerine bakacak. Çizimleri yine unutayım deme."

-Selimden mi ne diyor?

-Aykut hocadan.

Havva beklemediği bir cevabı alıp susmuştu. Gerçi hepimiz susmuştuk. On beş dakika boyunca tık çıkmamıstı hiçbirimizden.Sessizliği bozan hatice olmuştu.

-Ayhh! Yeter be! Geleceksen gel artık. Ne bu canım? Ağaç olduk burada saat kaç oldu.

-Gelmeyecek.

Sesim bile zor çıkmıştı. Gerçekten ya gelmezse? Ya unutulduysam? Ama ben o kadar hazırlandım boşu boşuna beklemek için miydi bunca hazırlık? Havva hemen yanıma oturup bana sarıldı.

-kuzummm öyle deme. İşi çıkmış olabilir. İnsanız sonuçta.

Ben olumsuz anlamında başımı sallıyordum. Bir beş dakikanın ardından. Bir mesaj daha geldi hemen koştum. Hatice ellerini semaya açıp dua ediyordu. Selim olsun diye.gelen mesaj selimdendi.

-Selim.

Deyince. Hatice "Şükürler olsun" deyip semaya kalkan ellerini yüzüne sürdü.Bense heyecandan telefonun sifresini bir türlü giremiyordum. Mesajlardan selime tıkladığımda hala ellerim tir tir titriyordu. Sonuçta ilk kez biri beni yemeğe götürüyor. Tamam arkadaşları da var ama olsun. Baş başa gitmekte nasip olur inşallah. Mesajı sesli okumaya basladım.

"Aşağıda seni bekliyorum."

Aradığım mesaj olmasada mesaj mesajdır deyip haticelere döndüm.

Havva:
-Hadi koş bekletme aşkitonu.
Diyordu.Aşkito ne ya?

İkisinin de yanağına koca bir buse kondurup aşağı inmiştim. Onlarda gelin uğurlar gibi peşimden geldi.

-Bana bak kız. Çocuğun ağzına düşme. Düşersen o zaman çantada keklik olursun. Haberin olsun

Abla nasiyatları veren hatice sadece baş sallıyordum.

-Dua edin de her şeyi mafetmiyim.

-Dualarımız seninle beyzam da. Azıcık şu eteğini indir. Deminden beri diyeceğim diyeceğim diyemiyorum. Aile var burada.

Havva mini etekli elbiseleri hayattta sevmezdi. Kız daha çok pantolon giymeyi tercih ediyor.Eteğimi indirip dış kapıdan çıkmıştım artık.

Ve selim spor kıyafetlerle karşımda. Lacivert bir T-shirt gece mavisi spor ceket koyu kahve pantolon ve pantolonun iki tık açığında bir kemer. Ve de beyaz spor ayyakkabı. Bir erkeğe göre fazla tarzı. Zaten yana yatırmış açık kahve saçlarını söylemiyorum. Beni görünce dayandığı mavi ve yine spor arabasından dogruldu ve şöför koltuğunun yanındaki kapıyı açtı. Bakışlarını bir saniye olsun çekmiyordu benden. Bu biraz hoşuma gitsede rahatsız oluyordum. Ona çok yaklaşmıştım. Ve haticenin verdiği koca topuklu ayakkabıyla selimle boyumuz neredeyse aynıydı. Beni baştan aşağı süzdü. Tövbe yarabbim alacaklılar gibi. Kendimi şey sandım işte anladınız siz. Ama öyle bakılmaz ki. Sessizliği bozmam lazım.

-Niye öyle bakıyorsun.

-Nasıl bakıyormuşum?

Sessizliği bozmak derken "Hadi gidelim" diyecektim.Ama nasip bu soruyaymış.

-Yiyecekmiş gibi.

Benim cevabım karşısında selim gülmeye başladı.Ay kalpten gideceğim selim bana mı güldü? Hep başka kızlarla konuşurken gülüyordu şimdi ise sadece bana.

-Ben mi sana yiyecekmiş gibi bakıyorum?

-Evet

-Beyza her zaman böyle komik misin? Yoksa arada mı?

-Komik bir şey söylemedim ki ama.

Ama ben bu konuşmayı böyle hayal etmemiştim ki. Bana cok guzel olduğumu söyliyecekti sonra ben gozlerine bakacaktım. Harika bir yemeğin ardından dans edecektik. Sonra haticenin dedigi gibi bammm!! Beni öpecekti.
Kendine gel beyza abartma beyza! Ben bunları düşünürken selim eliyle binmem için işaret verdi. Ben başımı tamam der gibi salladığımda tam ayağımı atmışım oturacağım kolumu bir el kavradı. O anki panikle selime döndüm. Selimse gözlerimin taa içine bakıyordu. Ve gülümsüyordu.

"Siz hiç, birinin gülüşünü sevdiniz mi?"...
Ben sevdim... Hemde gülüşü en güzel olanı.

-Çok güzel olmuşsun.

Selamlar🤗işte yeni bölüm! Karakterlerimizin hepsi ortada olmasada olaylar başladı bile!! Umarım beğenirsiniz. İnşallah çok güzel yerinde bitirmişizdir bu bölümü.😁😂
Bölümler hız kesmeden daha komik daha maceralı ve daha romantik bir şekilde gelecek.
Lütfen görüşlerinizi de yorum atmayı unutmayin!
Ve son olarak oy verirseniz çooook mutlu oluruz. Son degilmiş pardon, iyiki varsınız...

Bu hikaye 3 deli kızın hayal ürünüdür!

Continue Reading

You'll Also Like

624K 27K 38
Ne demiş atalarımız "En büyük aşklar nefretle başlar." Nefretten doğan aşkı okumaya hazır mısınız? @bora_atalarr: beni dikizlemeyi kes @selinnozgur:...
370K 27K 88
Şuan sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağm...
158K 7.2K 30
0553******* kişisi sizi "DOLABIMDA Kİ PREZERVATİFİ HANGİNİZ ÇALDI LAN!"adlı gruba ekledi. 0537******* kişisi grubun adını "ÜZERİNDE DENEMEK İÇİN BAB...
54.1K 2.1K 28
bu sefer karışan bebekler bir değil ikiyse ikizler doğum da karıştıysa ? merak ediyorsan ikizlerin eğlenceli mizah dolu maceralarını okumak istiyor...