HIRÇIN GÜVERCİN

By sibelgns

2.3M 103K 13.5K

Geçmişin karanlığından kurtulmak isteyen küçük bir kız çocuğuydum sadece. Aynaya her baktığımda gördüğüm kesi... More

TANITIM
1.Bölüm "Bana Aitsin"
2. Bölüm "Ne iz ne de hatıralar..."
3. Bölüm "Ben yaptım, hepsi benim suçum"
4. Bölüm "Bana Güvercin Demeyi Kes!"
5. Bölüm "Birbirinizden Hiç Farkınız Yok!"
6. Bölüm "Güvendesin Güvercin"
7. Bölüm "Buradayım, Yanındayım..."
8.Bölüm "Avare Bir Serçe"
9.Bölüm "Öğreneceğimi Öğrendim"
10. Bölüm "Ufaklık"
11.Bölüm "Pamuk Prenses"
12. Bölüm "Senin Aklını Alacağım Eymen BOZOKLU"
13. Bölüm "Eros ve Ok'u"
14. Bölüm "Demek Seni Delirtmeyi Başardım Ufaklık"
15. Bölüm "Hadi Güzelim Nefes Al!"
16. Bölüm "Sen Öyle San Güvercin!"
17. Bölüm "Sadece Bir Öpücük mü?"
18. Bölüm "Sen Onun İlkisin!"
19. Bölüm "Sen Benim En Zorlu Sınavımsın."
20. Bölüm "Güvercin Sana Emanet"
21. Bölüm "Ben Senin Neyin Oluyorum Güvercin?"
22. Bölüm "Sakın Beni Bir Daha Öpmeye Kalkma!"
23. Bölüm "Eymen Bozoklu'nun Sadizm Tutkusu"
24. Bölüm "Eymen Yağız Buluşması 1"
25. Bölüm "Eymen-Yağız Buluşması,Sürpriz Ziyaretçiler"
26. Bölüm "Fırtına Öncesi Sessizlik." Alıntı
26. Bölüm "Fırtına Öncesi sessizlik"
27. Bölüm "Sorgu Odası"
28. Bölüm "Sakın Yakalanma Güvercin!"
29. Bölüm. "Bazen aşk ilk görüşte insanın yüreğine düşer"
30. Bölüm "Ben de seni seviyorum Güvercin."
31.Bölüm "Sen Ömrümde Gördüğüm En Güzel Kadınsın Güvercin."
32. Bölüm "Sebebi Aşk Yağız, Sebebi Deli Sevda."
33. Bölüm "Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin!"
"34. Bölüm "Korkuyorum Yağız, Çok Korkuyorum Sevgilim."
35. Bölüm "Mutfakta Aşk Başkadır."
36. Bölüm. "Lütfen Yağız, Gitme!"
37. Bölüm "Ne olur Aç Gözlerini Beni Böyle Ağlatma Sevgilim."
38. Bölüm "Sen Ağlamamı Hiç İstemezdin..."
Kısa Bir Ara
Alıntı 1
Alıntı 2
39. Bölüm "DESTUR!"
40. Bölüm "Bunu sana ödeteceğim Fahişe!"
41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."
42. Bölüm "Öpüşmemizi Ateşli Buldun Yani!"
DUYURU
ALINTI 1
ALINTI 2
43. Bölüm "Benden Uzak Durmanı Yasakliyorum!"
44. Bölüm "Bırak Bedenim Bulansın Tenine"
45. Bölüm. "Senin Bir Suçun Yok Güvercin!"
46. Bölüm. "Nefesimi Sevdiğim Adamın Dudaklarına Emanet Ettim"
47. Bölüm "Sen Onu Bile Hak etmiyorsun!"
48. Bölüm "İstediğin Yere Gitmekte Özgürsün!"
49. Bölüm "Bana O Evde Dokundu! Defalarca..."
50. Bölüm "Ne Demek Gitti Lan?"
51. Bölüm (1. Kısım) "Kıskançlık Damarı"
51. Bölüm (2. Kısım) "Vücudun Aklımın Karışmasına Sebep Oluyor."
52. Bölüm " Ağlamandan Nefret Ediyorum!"
53. Bölüm "Seni Deliler Gibi İstiyorum Güvercin! (+18)
Alıntı
54. Bölüm "Ukala Dümbeleği"
55. Bölüm "Kokusuna Bulandım..."
Lütfen okuyun!
56. Bölüm 1. kısım"Orospuluğun Lüzumu Yok!"
56. Bölüm 2. Kısım "Söz Vermişti, Gitmeyecekti!"
57.Bölüm "Durmak İstemiyorum"
59. Bölüm "Herşeyim..."
60. Bölüm "Sen Beni Öldüreceksin Kadın!"
Adsız Bölüm
61. Bölüm "Geçmişin izleri..."
62. Bölüm "Davet"
63. Bölüm "Eskiden De Olduğu Gibi Benimsin!"
64. Bölüm "Nehir Yok Demir! Eymen Onu Kaçırmış!
65. Bölüm "Tadın Güzelmiş. Daha Fazlasını Tatmak İçin Sabırsızlanıyorum"
66. Bölüm "Ruhum Dayanmaz..."
Duyuru
Ön Okuma
67. Bölüm: "Yüreği Yangın Yeri..."
68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."
69. Bölüm "En Kıymetlim"
70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1
Ufak bir not!
71. bölüm
Açıklama

58. Bölüm "Benimsin (+18)

46.2K 816 36
By sibelgns

Öncelikle hepinize merhaba. İşlerimin yoğunluğundan daha önceki bölüm de bahsetmiştim ve bu yoğunluk hala devam ediyor. Bölümü geç de olsa yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz. Ayrıca bölüm cinsellik içerdiğinden dolayı bu tür şeyleri okumayı sevmiyorsanız sizi baştan uyarmak isterim. Bu bölümü es geçebilirsiniz arkadaşlar. Okumasanız da bu hikayenin gidişinden bir şey kaçırmanıza sebep olmayacaktır inanın bana. Okumak istemeyen arkadaşlar bir sonraki bölümden okumaya devam edebilirler. Hepinize keyifli okumalar :)

"Benimsin." Diyerek dudaklarıma yapıştığında heyecandan bütün vücudum titremeye kalbim güm güm atmaya başlamıştı. Bu akşam sevdiğim adama vücudumu teslim ederken tüm geçmişimi ve korkularımı ardımda bırakacak kendi isteğimle bir erkeğin bana dokunmasına izin verecektim. "Seni seviyorum." Diye fısıldadım dudaklarımız bir anlığına birbirinden ayrıldığında.

Yağız'ın cevabı; "Bu gece Güvercin, bu gece seni ne kadar sevdiğimi iliklerine kadar hissedeceksin." Deyip nazikçe beni yatağa yatırmak olmuştu...

Yağız, dizlerini hafifçe kırarak üzerime uzandığında kalbimin sesinin dışarıdan bile duyulduğuna emindim. Eli saçlarımı nazikçe okşarken dudağıma tüy gibi bir öpücük bıraktı.

"Korkuyor musun güzelim?" Sesi oldukça yumuşak ve sakinleştiriciydi.

Başımı hayır dercesine salladım. "Sadece biraz gerginim sanırım." Dediğimde dudaklarıma bir öpücük daha bıraktı.

"Sen ne zaman dur dersen duracağız biliyorsun değil mi?" elinin tersiyle yüzümü okşayıp dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu.

"Biliyorum." Dedim ellerimi yanaklarına koyup başımı hafiften yükselterek "ve durmak istemiyorum." Dediğim an Yağız'ın gözlerinde gördüğüm arzu, vücudumu titretmeye yetmişti.

"Ah Güvercin, senin bu kararlılığın beni daha da baştan çıkarıyor. Beni çıldırtıyorsun güzelim." Nazikçe beni öpmeye başladığında kendimi onun ellerine bırakmıştım. Bu seferki dokunuşları az önceki acelecilikten uzak, sakin ve güven vericiydi. Vücuduma daha önce de dokunmuştu fakat her defasında bir yerde duracağımızı bilmek daha farklı hissettirmişti fakat bu sefer dönüşü yoktu. Yapılan hatalar bize yeterince acı vermişken bu teslimiyet; sadece bedenlerimizi değil ruhumuzu da sonsuza dek mühürleyecek, birbirine muhtaç kılacaktı.

Biliyordum ki Yağız benim kaderimdi, tıpkı benim de onun kaderi olduğum gibi. Şartlar bir şekilde bizi bir araya getirmiş ve birbirimizden gitmeyi imkânsız kılmıştı. Görünmeyen bir sevgi bağıyla bağlıydık biz. Bir arada oldukça nefes alıyor, yaşadığımızı hissediyorduk. Yağız'dan öncesi yoktu benim için. Ondan öncesi; hatırlamak bile istemediğim koca bir muammaydı. Şimdi sevdiğim adamın kollarında hayata yeniden tutunuyor geçmişe dair bütün acıları tek tek gömüyordum.

Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında gözlerindeki tutku sevgiyle harmanlanmıştı. Aşkı somutlaştırma imkânım olsaydı eğer, bunun en büyük tasviri Yağız'ın şu anki bakışlarının resmedildiği yağlı boya bir tablo olurdu.

Dizlerinin üzerinde doğrulup yavaşça beni kucağına oturttu. Elleri kazağımın eteklerini yakaladığında kazağı nazikçe çıkarttı. Gözleri üzerimdeki sutyende arzuyla dolaştığında nefesim kesilecek gibi olmuştu. Bir an gözleri köprücük kemiğimden göğsümün kenarlarına kadar uzanan kesiklerime kaydığında huzursuz olsam da dudakları boynuma değdiği an o huzursuzluk yerini tutkulu bir heyecana bırakmıştı.

Dudakları boynumu ihtiyaçla öpüyor, dili geçtiği yerleri adeta ateşe veriyordu. Kulağımın yanına geldiğinde içim daha da hoş olmuştu. Ellerimi beline sarıp sırtına tutundum. Heyecanım, hareketlerimi donuklaştırıyor, kafamı daha çok karıştırıyordu.

"Çok güzelsin Güvercin." Bir eliyle belimi kavrayıp beni yatağa tekrar yatırdığında öpücükleri köprücük kemiğimden göğüslerime doğru kaymıştı. İzlerimin her birini çok değerli bir taşa dokunur gibi öpüyor, diliyle nazikçe emiyordu. Bir eli belimden göbeğime doğru süzülürken diğer eli çoktan göğsümün üzerindeki yerini almıştı. Dudakları göğüs aralığıma geldiğinde öyle bir iç çekti ki bacaklarımın arasındaki o mahrem bölgenin sızısı bütün vücuduma yayıldı. "Göğüslerin," Dişlerini sutyenime geçirip göğüs uçlarımın ihtiyaçla sızlattığında belim istemsizce kavislenmiş, vücudum Yağız'ın gövdesine sürtünmüştü. "Bu şekilde saklanmayı haketmiyor güzelim." Diyerek sözünü tamamlandığında Elleri anında sutyenimin kopçasına gitti. "Onlara hak ettiği özeni ve ihtimamı fazlasıyla göstereceğime emin olabilirsin bebeğim." Açılan sutyeni büyük bir arzuyla çıkartıp yere fırlattığında resmen hırlamıştı. "Bunların yeri ancak benim avuçlarım ve dudaklarım olabilir Güvercin." Diyerek dudaklarını göğüslerime gömdü.

Göğüslerimi okşuyor, öpüyor ve iştahla emiyordu. Her dokunuşunda kendimi ona daha çok bastırıyor ellerimi saçlarında, boynunda hoyratça dolaştırıyordum.

"Ah." Diye inledim göğsümün ucunu hafifçe dişlediğinde. Bir yandan da istemsizce saçlarına asılıp kafamı onu görmek için hafifçe kaldırmıştım. Yağız dudaklarını, bulunduğu yerden ayırmamıştı ama gözlerini de gözlerimden çekmemişti. Gözlerimin içine bakarak göğsümün ucunu bir kez daha ısırdığında ellerim yine saçlarına asıldı. "Sakin ol bebeğim. Kendini bana bırak." Deyip az önce dişlediği yerleri diliyle yumuşatmaya başladığında bende kayış kopmuştu.

Küçük bir çığlık atarak başımı yatağa bıraktım. Yağız'ın dudakları göğüslerime arsız şeyler yaparken kendimi ona bastırmaktan başka bir şey elimden gelmiyordu. Saçlarını çekiştirmek yetersiz geldiğinde ellerim, omuzlarına sımsıkı tutunmuş bedenim, göğüslerimi daha fazla ağzına alması için Yağız'ın dudaklarını doğru kavislenmişti. Yağız'ın elini vücudumda dolanırken kalçamın üstüne geldiğinde kalçamı sıkı bir şekilde avuçladı. Dudakları göğüslerimden ayrılıp yavaş yavaş aşağı inmeye başlamıştı bile.

Vücudum resmen tatlı bir ihtiyaçla kıvranıyordu. Yağız'ın dudakları göbeğimde bir müddet oyalandığında hem huylanmış hem de tahrik olmuştum. Dişlerini pantolonumun bel kısmına geçirdiğinde inleyerek çekip bıraktı. "Bundan da kurtulmamız gerek güzelim." Bir yandan da pantolonumun düğmelerini açmaya başlamıştı. Düğmeleri tamamen açtığında pantolonumu çıkarmadan önce kalçalarımı iki yandan da avuçlamış beni sertliğine bastırmıştı. "Her bir noktana dokunmak ve tadına bakmak için çıldırıyorum." Pantolonumu çekip çıkarttığında karşısında sadece külotumla kalmıştım.

"Bebeğim." Diye fısıldadı elleri külotumu yakalarken. Kalbim artık yerinden çıkacak gibi atıyordu. Vücudumun hafifçe titremeye başladığını hissediyor, sakinleşmek için derin nefesler almaya çalışıyordum. "Kalbinin benim için heyecanla attığını buradan bile duyabiliyorum ve bu beni acayip tahrik ediyor." Bir çırpıda külotumu da çıkarttı. O da diğer eşyalarım gibi yeri boylamıştı. Artık tamamen çıplaktım. Ellerim istemsizce üstüme kapandığında Yağız engel oldu. Nazikçe bileklerimi vücudumdan uzaklaştırıp başımın üzerinde topladı.

"Utanma." Dedi güven veren sesiyle. "Vücudun artık benim de bir parçam. Onu benden gizleyemezsin." Diyerek burnuma küçük bir öpücük bıraktı. Yüzüm alev alev yanıyor, bacaklarımın arası öyle bir sızlıyordu ki bu sızıyı söndürmek ve rahatlamak için debelenip duruyordum.

"Ama bu haksızlık." dedim bütün gücümü toplayarak. Yağız Ellerimi hala başımın üzerinde tutmaya devem ediyor, bakışları ne demek istediğimi çözmeye çalışır gibi yüzümü tarıyordu. Kaşları hafifçe çatıldığında "Haksızlık olan ne bebeğim?" diye sordu merakla.

"Tabi ki ben bu kadar çıplakken senin giyinik olman." Dediğimde kahkahayı patlatmıştı.

"Beni çıplak görmek istemen gururumu okşadı yavrum." Diyerek ellerimi bırakıp ağırlığını üzerime vermeden oturur pozisyona geçti. "İsteklerin benim için emirdir güzelim. Seni merakta bırakmak istemem."

"Ya Yağız. Beni utandırmaya bayılıyorsun." Diye isyan ettiğimde çoktan kazağını çıkartıp fırlatmıştı bile. Elleri kemerine gittiğinde heyecandan kuruyan dudaklarımı farkında olmadan yaladım. Dirseklerimden destek alarak hafifçe doğrulmuş Yağız'ı izliyordum.

"Ah Nehir. Biraz daha o dudaklarını yalamaya devam edersen seni daha fazla utandırmak zorunda kalacağım. İnan bana sabrımın sonlarındayım güzelim ve sana şu anda sahip olmamak için kendimi zor tutuyorum."

"Bana sahip olacağını sanıyordum." diyerek dirseklerimi serbest bırakıp başımı yastığa koydum. Amacım sadece Yağız'ı birazcık kışkırtmaktı.

Üzerimden kalktığında bir an hayal kırıklığına uğradıysam da sözlerini duyduktan sonra onu kışkırtmakla iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi yaptığıma karar veremedim.

"Hiç şüphen olmasın Güvercin. Sana sahip olmakla kalmayıp kendimi de sana ait kılacağım." Pantolonunu çıkartıp iç çamaşırıyla kaldığında gözlerim önündeki çıkıntıya kayar kaymaz gördüğüm şeyin etkisiyle anında gözlerimi kaçırdım. İç çamaşırıyla bile bu kadar büyükse aman Allah'ım o şeyin çıplak halini düşünemiyordum bile hele de içimde olacak olması birden paniklememe sebep olmuştu.

Yağız durumu anlamış olacak ki pis pis sırıtıyor, arsızca beni süzüyordu. "Hala beni çıplak görmek istediğinden emin misin Güvercin, zira yüzün kıpkırmızı oldu. Boxerimi çıkarmakta tereddüt yaşıyorum güzelim" Güzel dişlerini göstererek gülümsemesi her ne kadar beni mest etse de girdiğim şoktan hala çıkamamış aval aval bakmaya devam ediyordum.

"Hı hı." Diyerek kafamı saçma sapan salladığımda Yağız'ın kahkahası ve sözleri beni kendime getirmeye yetmişti.

"Sessiz, utanmış ve çıplak bir Güvercin." Dedi dudaklarını yalayarak. "Tam ağzıma layık." Alay eder gibi konuşsa da gözlerindeki tutku ve arzu onu ele veriyor beni daha da heyecanlandırıyordu.

Üstümü örtmek için yatağın kenarındaki pikeye uzandığımda Yağız bunu onaylamadığını gösteren bir ses çıkarttı. "Sakın aklından bile geçirme yavrum. Göz zevkimi hiçbir şeyin bozmasına izin vermem. Seni yatağımda çıplak istiyorum." Diyerek üzerindeki son parçayı da çıkarttığında gözlerim yerinden fırlayacak gibi olmuştu. Ufak bir çığlık atarak başımın altındaki yastığı kucağıma alıp oturur pozisyona geçtim. Bulunduğum bu şaşkın durum Yağız'ın çok hoşuna gitmiş olacak ki karşımda arsızca gülüyor bir yandan da yatağa doğru geliyordu.

"Sakin Güvercin sakin."

"Bunu yapabileceğimden emin değilim." Dediğimde adımlarını durdurdu. Gözlerindeki hayal kırıklığı içimi sızlatmıştı. Ellerimi sağa sola saçma sapan bir şekilde sallayıp derdimi anlatmak için çaba sarfediyordum. "Yani öyle demek istemedim. O, o şey çok büyük. Bi... bir anda pa... panikledim." Diye kekelediğimde Yağız'ın yüzündeki rahatlama yerini bir anda arzuya bıraktı.

"Bu kadar gözünü korkutacağını bilseydim alıştıra alıştıra soyunurdum bebeğim."

Kucağımdaki yastığı ona fırlattığımda küçük çaplı bir kahkaha attı. "Bu şekilde elimden kurtulacağını sanıyorsan yanılıyorsun güzelim. Çoktan pençelerimin içine düştün bile." Diyerek yatağa geldiğinde gözlerim ister istemez önümde tüm heybetiyle dikilen aletine kayıp duruyordu. Yağız tedirginliğimi farketmiş olacak ki sırtını yatağın başlığına yaslayıp nazikçe beni kucağına çekip bacaklarının üzerine oturttu. Göbeğimi zorlayan aleti bir yandan beni heyecanlandırıyor bir yandan da gerilmeme sebep oluyordu. Bir eli sırtımdan belime doğru okşarcasına inerken diğer eli de şefkatle yanağımda dolaşıyordu. Başparmağını dudaklarımın üzerinde gezdirip güven vermek istercesine konuştu. "Gerginliğini anlıyorum güzelim ama inan bana ortada tedirgin olmanı gerektirecek bir durum yok. İstemediğin hiçbir şey olmayacak sana söz veriyorum." Diyerek dudağıma küçük bir buse kondurdu.

Sırtımda dolaşan parmakları yavaş yavaş göğüslerimin üzerine geldiğinde bacaklarımın arasındaki sızı tekrardan varlığını hissettirdi. Elimi ben de onun yanağına koyup sakallarını okşamaya başladım. "Sana güveniyorum."

"Seni seviyorum." Diyerek bana karşılık verdiğinde çoktan dudaklarımız arzuyla birleşmişti.

Birbirimizi tutku ve şehvetle içerken Yağız beni tekrardan yatağa yatırıp üzerime uzandı. Dudakları boynumda dolaşmaya başladığında vücudumun kontrolünü kaybetmek üzereydim. Dokunuşları ve öpücükleri başımı döndürüyor beni tatlı bir heyecanın içine çekiyordu. Bacaklarımın arasına sürtünen sertliği kalbimin ritmini bozsa da yavaş yavaş ona aşılmıştım.

Göğüslerim, öpülmekten ve emilmekten dolayı sızlasa da daha fazlası için kendimi Yağız'ın dudaklarına doğru bastırmadan edemiyordum. Arzu aklımı başımdan almıştı resmen. Dokunulmak bu kadar mı güzel hissettirirdi insana. Hele de sevdiğim adam tarafından dokunulmak, daha fazlasını istememe sebep oluyordu.

Yağız'ın dudaklarını tekrardan dudaklarımda hissettiğimde günlerce susuz kalmış gibi kana kana içtim nefesini. Onun tadının, benim tadımla karıştığını bilmek bile aklımı başımdan alıyordu. Bacaklarımın arasını zorlayan sertliğini hissetmemle bir an afallasam da Yağız'ın sözleri sakinleşmemi ve kendimi bu büyünün içine bırakmamı sağladı.

"Korkma güzelim, daha değil. Önce seni biraz hazırlamamız gerek. Hareketlerini kısıtlama ve kendini bana bırak. Seni hissettiğim gibi sen de beni hisset." Mahrem bölgeme sürtünen sertlik içimi garip bir istek ve arzuyla doyurmuştu. Bacaklarımı daha rahat hareket etmesi için açtığımda Yağız istekle hırladı. "Ah bebeğim beni öldürüyorsun." Eli yavaşça aramızdan süzülüp bacaklarımın arasına geldiğinde kendini biraz geri çekmişti. "Şimdi sana dokunacağım Güvercin. Bunu daha önce de yapmıştık." Dediğinde aklım, parmaklarıyla beni ilk orgazmımı yaşattığı ana gitti. Bu hatıra, arzumu daha da körüklemişti.

Elleri bacak arama değdiği an kendimi yatağa bıraktım. Daha fazla gücüm kalmamıştı. İçime dolan istek ve şehvet düşünme yetimi tamamen elimden almıştı. "Ah." Diye inledim Yağız'ın parmaklarını oramda hissettiğimde.

"Islaklığın beni delirtiyor bebeğim. İçinde olmamak için verdiğim mücadeleyi bir bilsen." Fısıldarcasına çıkan sesi bile içindeki tutkuyu gizlemeye yetmemişti. Beni okşamaya devam ettiğinde neredeyse kendimden geçmek üzereydim.

"Kendini rahat bırak güzelim. Parmaklarımın keyfini çıkart keza birazdan parmaklarımın yerini seni sabırsızlıkla bekleyen aletim alacak." Dediği an parmağını yavaşça içime itti. Ağzımdan kaçan çığlık, hareketlerini hiç engellememiş hatta daha da körüklemişti. İçimdeki istek o kadar yoğundu ki bir an evvel rahatlamaya ihtiyaç duyuyordum. Beni tekrar tekrar uçurumun kenarına götürüyor ama bir türlü rahatlatmıyordu.

Parmaklarının hareketlerine kalçamla eşlik etmeye başladığımda bende artık utanma arlanma kalmamıştı. Zaten utanacak kadar aklımın başında olduğundan bile emin değildim. "Ah bebeğim işte böyle. Parmaklarımı hisset ve ne istediğini söyle bana." Bir eli göğsümü yoğururken diğer eliyle beni kendimden geçiriyordu.

"Lütfen Yağız." Diye ihtiyaçla inledim.

"Lütfen ne bebeğim?" diye beni kıvrandığında bu sefer iki parmağını da içime itti. Başparmağı ile hassas noktama masaj yaparken parmakları da içimde gidip geliyordu. "İşte şimdi benim için hazırsın Güvercin." Diyerek parmaklarını içimden çektiğinde arzudan ağlayacak vaziyete gelmiştim. Rahatlamak huzura ermek istiyordum.

"Hayır." Diye itiraz ettiğimde bacaklarımın arasından çekilen elini tutup devam etmesini istediğimi belirttim. Yüzüm alev alev yanıyordu. Kafamı, yüzünü görebileceğim şekilde kaldırmış yalvarırcasına gözlerine bakıyordum. Gözleri, arzuyla parlarken elinin üzerindeki elimi avucuna alarak sertliğine götürdü.

"İstediğini alacaksın Güvercin. Seni öyle bir rahatlatacağım ki bulutların üzerinden inmek istemeyeceksin. Dokun bana ve seni ne kadar istediğimi hisset."

Avucumun altında hissettiğim sertlik, nabız gibi atıyordu. Duygu karmaşası içindeydim ve resmen kıvranıyordum. Kafamı tekrar yerine bıraktığımda ellerim de yanıma düşmüştü. "İçimde olmana ihtiyacım Yağız." Dediğim an bacaklarımın arasına kendini yerleştirdi. Dudaklarımı öpmeye başladığında ellerim saçlarını karıştırıyor, dudaklarını doya doya hissetmek için dilimi diliyle harmanlıyordum. Dillerimiz ve nefeslerimiz birbirine karıştığında bacaklarımın arasındaki sertlik de kendini hissettirmeye başlamıştı.

Bacaklarımın arasındaki o hassas noktayı zorlamaya başlayan aletini, girişimde hissediyorsam da beni o kadar güzel öpüyordu ki endişeye yer bırakmıyordu. Ellerimi saçlarından çekip destek almak istercesine omuzlarına koydum. Dilimi dudaklarının arasına alıp emmeye başladığında sertliği beni iyice zorlamaya başlamıştı. Bir an dudaklarımızı ayırdığında kendimi boşlukta hissettim.

"Şimdi içine gireceğim bebeğim." Dediği an paniklemiştim. Kalbim deli gibi atarken bir şey söylememe izin vermeden dudaklarıma yapıştı. Bu seferki öpüşü içimdeki endişeyi bile unutturacak şekilde şehvetli ve erotikti. Alt dudağımı dişlediği gibi arzuyla inledi. Isırdığı yerin üzerinde dilini gezdiriyor ve nazikçe emiyordu. Dili dilime karıştığında kendini biraz daha bana bastırdı. Ellerim bu sefer kollarının altından dolanıp omuzlarına yapışmıştı. Sert ama bir o kadar da tutkuluydu. Dilini yakaladığımda az önce onun bana yaptığı gibi nazikçe emip içime çektim. Ağzından boğuk bir hırlama yükselmişti. Üst dudağımı öpüp hafifçe ısırırken dillerimiz birbirine dolandı. Dillerimiz tutkulu bir oyunun içinde delicesine dans ederken Yağız yavaşça kendini içime ittirdiğinde dudaklarımdan küçük bir çığlık firar etti. Ellerim omuzlarına öyle bir sarılmıştı ki tırnaklarımı derisine batırdığıma emindim.

"Şiiiittt sakin güzelim." Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp kendini biraz daha ittirdiğinde aradaki o engeli aşmış sonuna kadar içime girmişti.

"A... acıyor." Dedim fısıltıyla. Kollarımdan kuvvet alarak dişlerimi omuzuna geçirdim. Gözlerim yaşarmıştı. Canım fazlasıyla yanıyordu.

"Geçecek güzelim. Birazdan acı yerini eşsiz bir zevke bırakacak. Şimdi gözlerime bak. İyi olduğunu bilmeye ihtiyacım var bebeğim."

Dudaklarımı omzundan çekip kafamı yatağa bıraktığımda Yağız'la göz göze gelmiştik. Bakışları bende sakinleştirici etkisi yaratıyordu. Elini yanağıma koyup okşamaya başladı. "daha iyi misin yavrum?" diye sordu kendini içimden çıkarmadan.

Kafamı aşağı yukarı sallayıp "İyiyim." Dedim. "Geçti sayılır." Onu içimde hissetmek acayip bir duyguydu. Acı gitmişti ve içimdeki doluluk hissi beni daha fazla heyecanlandırmaya başlamıştı.

"Seni seviyorum." Diyerek dudaklarını alnıma yasladı. Nefesi içime işliyordu.

"Seni seviyorum." Diye karşılık verdiğimde yavaşça içimde gidip gelmeye başladı. Ellerim omuzlarını tekrardan kavradığında artık onun büyüklüğüne alışmıştım. Canımın acısı yavaş yavaş yerini garip bir duyguya bırakıyordu; zevke...

"Tanrım bebeğim, çok darsın." Solukları sıklaşmaya başladığında hareketlerini de yavaş yavaş hızlandırmıştı. Daha önce hiç duyumsamadığım bir zevk kasıklarımın etrafında dolanıyor beni şehvet ve arzuyla dolduruyordu. O kadar çok yükselmiştim ki rahatlamam ve bu tatlı işkenceden kurtulmam gerekti.

"Yağız." Diye inledim sertleşen darbelerine ayak uydurmaya çalışarak. "Bu çok güzel."

Daha fazla konuşacak takatim kalmamıştı. Kendimi Yağız'ın darbelerine ve dokunuşlarına teslim ettim. Adeta bulutların üzerine çıkmış arzu ve istek ile dolmuştum. Birkaç darbeden sonra artık dayanamayacağımı anlayıp az önce çıktığım bulutların üzerinden kendimi duygu karmaşası içinde bıraktım. Kalçalarım ve bacaklarımdaki kasılmanın hiç bitmemesi için yalvaracak raddeye gelmiştim. Bu anın sonlanmaması için herşeyi yapabilirdim. Bacaklarım Yağız'ın beline iyice sarıldığında vücudum o eşsiz titremenin hazzını sonuna kadar yaşıyordu. Bu yaşadığım şey hiçbir şeye benzemiyordu. Bu, çok farklı bir duygu, muhteşem bir tecrübeydi. Benliğimi yitirmiştim resmen. Gökyüzünde savrulan bir yaprak misali ahenkle süzülüyordum.

"Beni öyle bir kavradın ki Güvercin, kasılmalarını hissedebiliyorum ve daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum." Yağız'ın git gelleri daha da hızlandığında boğazından yükselen boğuk bir hırıltıyla birlikte sert vuruşları ritimli bir şekilde devam etti. Acı yoktu. Var olan tek şey eşsiz bir zevk ve sürekli harlanan bir tutkuydu. Son darbelerini de vurduğunda içimde hissettiğim sıcaklıkla onun da rahatladığını anlamıştım. Oda, ikimizin nefes ve inleme sesleriyle dolmuştu.

Kendini üzerime bırakıp dudaklarını boynuma dayadı. Hareketleri yavaşlamış neredeyse durmuştu fakat hala içimden çıkmamıştı. Ellerim sırtında okşarcasına dolaşırken ikimizde nefesimizi düzenlemeye çalışıyorduk. Yağız, başını boynumdan kaldırıp dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Eliyle yanağımı okşarken bakışları o kadar sıcak ve şefkat doluydu ki.

"Canını çok yaktım mı?" diye sordu.

"Çok güzeldi." Dedim elimi çenesine koyup sıvazladığımda. "Bir anlık bir sızıydı sadece. Sonrasında herşey o kadar inanılmaz ve muhteşemdi ki."

"Gururumu okşuyorsun güzelim." Dediğinde göz kırpmayı da ihmal etmemişti.

"Ya Yağız."

"Ne?"

"Hiç mütevazi değilsin."

"İyi olduğum konularda fazlasıyla kibirli ve ukalayım bebeğim." Diyerek kendini içimde nazikçe hareket ettirdiğinde gülümsemeden edememiştim.

"Farkındayım hayatım."

"Söylemek istediğin başka şeyler varsa onları da duymak isterim yavrum, keza egomun biraz şişmesinden kimseye zarar gelmez." Küçük bir kahkaha attığımda o da gülmeden edememişti. "Öt bakalım Güvercin." Diyerek dudaklarıma tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Bir düşüneyim bakalım." Diyerek içimden geçenleri söylemeye başladım. "Hayatımda yaşadığım en zevkli şeylerden biriydi."

"Hım ondan şüphem yok zaten."

"Ukalasın işte."

"Aksini iddia etmedim zaten güzelim." Dedi gülümseyerek. "Başka?"

"Dudaklarını ve öpüşünü çok seviyorum."

"Başka şansın yok zaten yavrum." diyerek dudaklarını boynuma bastırdı. "Ayrıca ben de senin dudaklarına bayılıyorum."

Nefesi, tenimi karıncalandırıyor beni daha da heyecanlandırıyordu. "Bana dokunmanı seviyorum."

"Sadece dokunmamı mı?"

"İlla cıvıtacaksın değil mi?"

"Huyum kurusun." Dediğinde ikimiz de güldük. "Başka neyimi seviyorsun bakalım?" dediğinde bir müddet sessiz kalsam da boğazımı temizleyip "Onu da sevdim." Dedim.

"Neyi bebeğim?" diye sorduğunda sesli bir of çektim.

"Onu işte Yağız. Utandırma beni." Dedim bacaklarımın arasındaki aletini işaret ederek."

"O da yerini çok sevdi. Baksana hiç içinden çıkmak istemiyor." Dediğinde ikimiz de gülümsemiştik. İçimde tekrar hareketlendiğini ve büyüdüğünü hissediyordum. "İçinde biraz daha kalmaya devam edersem sana çok kötü şeyler yapmak zorunda kalacağım Güvercin."

"Hımm? Dedim parmağımı düşünür gibi çeneme koyarak. Diğer elimin işaret parmağını Yağız'ın göğsünde gezdiriyor tatlı tatlı okşuyordum. "İçimden çıkmanı isteyen kim?" dedim. Sanırım içimde ki tutku tekrar alevlenmeye başlamıştı.

"Birisi bana arlanmaz mı demişti acaba?" diyerek güldüğünde ben de ona eşlik ettim.

"Eee, körle yatan şaşı kalkarmış."

"Farkettim farkettim." diyerek üzerimde doğrulduğunda kafasında bir şeyleri tartar gibiydi. "İnan bana bebeğim ileriki zamanlarda bu isteğini seve seve yerine getirebilirim ama şu anda olmaz."

Yüzüm düşmüştü birden. "Beni istemiyor musun?" diye sorduğumda gözlerim dolmuştu resmen. Yağız'ın ise kaşları çatılmıştı.

"Seni istememem mümkün mü güzelim? Senin için deliriyorum. Sadece daha ilk seferin, canının daha fazla yanmasını istemiyorum." Dediğinde rahatlamıştım.

"Çok da düşüncelisin sevgilim."

"Öyleyimdir ama illa da ısrar edersen kararına saygı duyar, bedenimi emrine amade ederim yavrum." Diyerek göz kırptı.

"Haa herşey benim iyiliğim için yani, kendi çıkarların söz konusu değil?" dedim imalı bir şekilde.

"Herşey müstakbel karım için tabikide." Dediğinde birden herşey kafama dank etti.

"Ay yarın evleniyoruz değil mi Yağız ya? Ben resmen bu işi unuttum. Aklımı başımdan aldın adam." Diye panikle söylenmeye başladığımda yavaşça içimden çıkıp yanıma uzanarak beni göğsüne çekti. Çıplaklığımdan utandığımdan anında pikeyi üzerimize örtmüştüm.

"Bu kadar paniklemene gerek yok Güvercin. Herşey hazır zaten güzelim. Biz gidip imzaları atacağız sadece."

"Ay!" Çığlık atarak bir hışımda ayağa fırladığımda aklıma gelen şey ile moralim birden altüst oldu.

"Ne oldu?"

"Aman Allah'ım aldığımız kıyafetleri dışarıda bırakmıştım. Kesin atmışlardır. Ben yarın ne yapacağım Yağız ya?" Yataktan öyle bir panikle kalkmıştım ki üzerimdeki pikenin düştüğünü ve çıplak bir şekilde kaldığımı ancak Yağız'ın beni yiyecekmiş gibi izlediğini gördüğümde farkettim.

"Çok güzelsin Nehir." Dediğinde hala beni arsızca süzüyor ve pis pis sırıtıyordu. Gözlerinin içi parlıyordu resmen adamın.

Hemen yataktaki örtüyü alıp bedenime sardım. "Ya ben ne diyorum, sen ne diyorsun be adam? Elbisem yok diyorum elbisem." Diye serzenişte bulundum. "Ayrıca bana yiyecekmiş gibi bakmayı da kes lütfen."

"Sıkıysa bunu ona anlat." Diyerek önünü işaret ettiğinde hazırolda bekleyen aletini gördüm.

Küçük bir çığlık atarak ellerimle gözlerimi kapattım. Yağız'ı göremesem de kahkahası bütün odayı doldurmuştu. "Şu üstünü ört Allah aşkına Yağız ya!" diye söylendim.

"Ulan az önce onu sevdiğini söyleyen sen değil miydin? Şimdi öcü görmüş gibi korkup bağırmak niye?"

"O iş başka, bu iş başka. Hem içimdeyken göründüğü kadar korkutucu olmuyor." Hala ellerimi gözlerimin üzerinde tutmaya devam ediyordum.

"Bebeğim, bilmem farkında mısın ama o, seni istediği için bu kadar büyük pardon senin tabirinle; korkutucu!" diye vurgulayıp kahkaha attı. "Ayrıca ellerini gözlerinden çekebilirsin. Üzerine battaniyeyi örttüm, anlayacağın asayiş berkemal."

"Cidden Yağız çok komiksin." Dedim kinayeli bir şekilde. Ellerimi yüzümden çektim. "Hem söyle ona bu saatten sonra hiç heveslenmesin kendi boyutlarına geri dönebilir çünkü evlenmeden önce şeftalinin tadına bakmak yok!"

Söylediğim şey ile Yağız'ın yüzü birden asılmıştı. "Bu gece itibariyle çoktan mercimeği fırına vermiş bulunmaktayız. E bu saatten sonra bu işe bir kısıtlama getirmenin de hiçbir anlamı kalmıyor haliyle Güvercin. O şeftalinin tadına çoktan bakıldı ve karnım yine acıkmaya başladı bile."

"Evlendikten sonrasına da yasak getirmemi istemiyorsan susmalısın bence Yağız."

"Ne!" diyerek yatakta doğrulduğunda üstünde battaniye falan kalmamış malzeme tüm heybetiyle gözler önüne serilmişti."

"Aman Allah'ım Yağız kapat şunun üzerini." Diye geri geri gitmeye başladığımda o da ayaklanmış gülerek üzerime geliyordu.

"Ona üçüncü şahıs muamelesi yapmayı keser misin lütfen Güvercin. O benim bir parçam ve biz bir bütünüz."

Hala benimle dalga geçtiği yetmezmiş gibi birde utanmazca beni köşeye sıkıştırmıştı. "O halde sen de o değerli parçana sahip çık çünkü her an üzerime atlayacakmış gibi sürekli karşımda dikilip duruyor." Dedim yutkunarak.

Sırtımı duvara yaslayıp büyük bir keyifle kollarımı tepemde birleştirdiğinde üzerimdeki pike vücudumdan sıyrılmıştı. "Gerçekten üzerine atlamak istiyordur belki. Hatta üzerine atlamakla kalmayıp derinliklerinde arsızca süzülüp aklını başından almak istiyordur belki Güvercin?" diyerek kendini bana bastırdığında kasıklarımın sızladığını ve yavaş yavaş ıslandığımı hissettim.

"Bu hiç adil değil." Diye fısıltıyla konuştuğumda dudakları dudaklarıma küçük küçük öpücükler bırakmaya başlamıştı bile.

"Adil olmayan ne güzelim?" derken bile öpücüklerine devam ediyordu.

"Sen tecrübelisin ve beni baştan çıkarmayı çok iyi biliyorsun."

"O halde biraz sana da tecrübe kazandırmaya ne dersin? Böylece durumu eşitlemiş oluruz." diyerek bacaklarımı beline sarıp beni kucakladı.

Kollarımı boynuna doladığımda Yağız'ın benden onay bekleyen bakışlarıyla karşılaştım. Yeşilleri tutkuyla harmanlanmış alev alev yanıyor, sınırları ihlal etmek için benden geçiş izni bekliyordu. "Öyleyse durma." Dedim gözlerine bakarak. "Ne kadar çok pratik yaparsak o kadar çabuk öğrenirim. Belki o zaman ben de senin bana yaptığın gibi aklını başından alabilirim." Dediğimde kahkahayı patlattı.

"Ben de akıl mı bıraktın ki alacaksın yavrum? Bu halinle bile benliğimi kaybetmeme, çıldırmama sebep oluyorsun. Aklım başka yerlerimde çalışmaya başladı bile ve biraz daha konuşmaya devam edersek başlamadan bitirmek zorunda kalacağız keza erkekliğim fazlasıyla sertliğinin sınırlarını zorlamaya başladı bile. Sözlerinle bile boşalacak raddeye gelmeden bu işe bir çözüm bulmalıyız." Diyerek beni yatağa yatırdığında birbirimizin bedeninde tekrar tekrar kaybolmaya gönüllüydük.

Dokunuşlarımız tenlerimizde karışırken bu seferki birleşmemiz fazlasıyla ateşli ve dayanılmaz olmuştu. Bedenlerimiz aldığı hazzın etkisiyle titrerken sesimiz, odayı fazlasıyla dolduruyordu. Sevilmek hiç bu kadar muazzam olmamıştı. Yağız'ın her dokunuşu aramızdaki aşkı daha da alevlendiriyor bizi tutkuyla harmanlıyordu...

"Benimsin." Dedi beni göğsüne yatırıp sevgiyle sarılırken. "Seni seviyorum Güvercin."

"Seninim." Diye cevap verdim gözlerim yorgunlukla kapanırken. "Seni hep seveceğim..."

"Uyu bebeğim. Yarın güzel bir gün bizi bekliyor." Dediğinde çoktan kendimi uykunun kollarına bırakmıştım...

@UH Hf

Continue Reading

You'll Also Like

964K 14.3K 55
Ne yani kendinizi ne zannediyorsunuz? İstemiyorum gerekiyorsa hem dersten bırakın , hem okuldan atın... Bu kadar asabi olunmaz didem , o çok konuşan...
186K 9.2K 36
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
20.7K 1.2K 20
Bir araba kazası her şeyi değiştirir. Tıpkı Bulut Akın'ın hayatını değiştirebileceği gibi. Araba kazasından sonra Bulut hastaneden kaçma girişimind...
40.8K 1K 33
Alıntı; Kulağıma yaklaşıp ürkütücü sesi ile konuşmaya başlamıştı. "Asıl Berzan Şahmaran ile tanışmaya hazır ol Farah Şahmaran." *** Bir berdel hikaye...