SAPLANTI

By bayansalvatorre

1.2M 42.4K 13.2K

More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~34~
~Instagram Sayfası~
~35~
~36~
~37~
*38*
SAPLANTI 2!
!CEHENNEM MELEĞİ!

~33~

16.9K 707 110
By bayansalvatorre

Instagram sayfamız: @wattpadsaplanti
İyi okumalar❤️

Aras'ın evinden çıktığımda arabayı çalıştıracakken telefonum çalmaya başladı. Bir elim anahtarı çevirirken diğer elim ise yan koltuktaki çantamdan telefonumu aramakla meşguldü. Sonunda telefonu bulduğumda arayan numarayı tanımasamda açtım.

-Merhabalar Delfin Aksoy'lamı görüşüyorum?

+ Evet, benim. Ne için aramıştınız?

- Oğlum Kerim için aramıştım. Terapiye ihtiyacı var. Sizi araştırdım, randevu almak için arıyorum. Bu arada bir şey soracağım,
18 yaş altı hasta kabul ediyor musunuz?

+Şey.. Oğlunuz tam olarak kaç yaşında?

- On üç yaşında.

+Pekala, yarın sizin için uygun mu?

- Bugün halledemez miyiz Delfin Hanım?

+Aslında bugün müsaitim ama ofisime bu aralar uğramadığım için biraz dağınık.

- Hiç sorun değil, sadece kayıt ettireceğim zaten. Gününüde siz seçersiniz?

+Tamam, numaram sizde olduğuna göre ofisimin adresinide biliyorsunuzdur?

-Evet, evet biliyorum. Bugün saat kaçta uğrayalım?

+ Ben şu an dışardayım zaten, sizin için şimdi ofise geçebilirim?

-Harika olur, bende bir saate orada olurum.

+Pekala, görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra arabamın benzin ışığının yandığını fark ettim. Arabaya benzin aldıktan sonra nihayet yarım saat içinde ofisime varmıştım.

İlk müşterilerim ansızın gelmeden önce yerdeki kolileri toparladım. Henüz ofisime adapte olamamıştım... Neyse ki kısa bir süre içerisinde ortam istediğim şıklığa ulaşmıştı. O sırada kapım çalınınca o tarafa doğru yöneldim.

"Hoşgeldiniz" Kadın uzattığım eli sıktı.

"Hoşbulduk Delfin Hanım, oğlum sende hoşbulduk desene..." Dedi oğlunu dürterek. Çocuğa baktım, utangaçtı ve buraya zorla getirilmiş gözüküyordu.

"Sanırım istemeyerek geldin?" Dedim çarpık bir gülümsemeyle.

"Kim bir 'Deli Doktoruna' isteyerek gelirki!"

"Aaa oğlum! Kusura bakmayın, sabahtan beri psikoloğun deli doktoru olmadığını anlatmaya çalışıyorum."

"Gerçekten sorun değil, alıştım artık bu lakaba. Sizden tek istediğim bizi biraz dışarıda bekler misiniz? Önce bi Kerim'le tanışalım, dertleşelim... Daha sonra Kerim beni severse kaydınızı yaparsınız"

Kadın başını olumlu anlamda sallayarak dışarıya çıktı. Bir süre onu arkasından izledikten sonra kapının çarpılma sesiyle Kerim'e döndüm.

"Kerim'cim, öncellikle senden bir ricam olacak.
Beni baskı altında zorla getirildiğin bir doktor olarak değilde bir arkadaş olarak düşün. Çünkü ben hastalarıma o gözle bakıyorum, senden de aynısını rica ediyorum?"

"Sen benim arkadaşım değilsin, zaten arkadaş edinmekte istemiyorum. İnsanlardan nefret ediyorum!"

"Aslında insanlardan nefret etmen çokta garipsenecek bir olay değil. Sonuçta, sana ne faydalarını gördün ki?" Dedim göz devirerek.

"Aynen!"

"Bu konuda hemfikir olmamız güzel... Tabi ben bütün insanları kastetmiyorum. Mesela ailen, özelliklede annen seni çok önemsiyor. "

"İşte sinirimi bozan da bu!"

"Sevilmek, önemsenmek güzel bir şey...
Tabi sahte olmadığı sürece. Ama annenin sana
karşı beslediği duygular gerçek."

"Nasıl bu kadar eminsin?!"

"Ben insanları gözlerinden tanırım. Annenin gözlerindeki o telaşı ve hüznü az önce gördüm ve
ona yardım etmek için elimden geleni yapacağım.."

"Beni önemsiyorsa, bilgisayarım ve PlayStation'ımla tehdit etmez!"

"Günde kaç saatini bunlara harcıyorsun?"

"Neylere?!"

"Teknolojik aletlere"

"Yemek molalarını  ve okulu çıkartırsak... 6-7 saat!"
Kerim'in söylediği rakamlar üzerine ağzımı hayretle açtım. Can sıkıntısından kendini oyunlara vermiş olmalıydı...

"Hiç arkadaşın var mı?"

"Hemde çok... Ama hiç biriyle tanışmıyorum."

"N-Nasıl yani?"

"Bir çoğuyla Clash of Clans yoluyla tanıştım."
Aklıma Emir'in oynadığı oyun geldi. Evet, evet emindim. Onun ismide Clash of Clans'tı.

"Bu bahsettiğin bir oyun, öyle değil mi?"

"Evet. Hatta YouTube kanalım var, bunun üzerine videolar yapıyorum. YouTube'dan da edindiğim bir sürü arkadaşım var."

"Hmm, ne kadar güzel. En azından sevdiğin uğraşların var."

"Eh, bir de rahat oynayabilsem.. Şu an şurada olmak yerine o oyunu oynasaydım seviye bile atlardım belki!"

"Sana ilginç bir teklifim var Kerim."

"Neymiş o? Eminim çok ilginçtir!"

"Eğer her görüşmemiz sağlıklı bir şekilde geçerse ve uslu bir çocuk olup soracağım sorulara düzgün cevap verirsen... Bazen annenden gizli yaramazlıklar yapabiliriz?"

"Nasıl?" Bilgisayarımı gösterdim ve çekmecemdeki tableti gösterdim.

"Bak, benimde bilgisayarım ve tabletim var. Bahsettiğin oyun indiriliyorsa eğer bunlarada indiririz? Ayda sekiz kere terapi göreceksin.
Dediğim gibi, eğer isyan etmezsen bu 8 saattin duruma göre 1-2 saatini oyun oynarak geçirebiliriz.
Nasıl olsa annen dışarıda bekliyor olacak, yakalanmazsın?"

Kerim hayretle gözlerini kamaştırdı, teklifime inanamıyor gibiydi. Aslına bakarsak bende yaptığımı doğru bulmuyordum ama diğer türlü verimsiz geçecekti her saat. Başka çarem yoktu.

"Sen... Gerçek misin ya?"

"Gerçeğim. Çok ciddiyim ufaklık. İstersen git annene psikolojik tedavi görmek istemiyorum, burayıda beğenmedim de. Annende bende sorun olduğunu umarak seni başka bir yere yazdırsın, onu da beğenme... Ama en sonunda annen senin görüşlerini umursamayacak ve yine oyun konsollarınla tehdit ederek başka bir psikoloğa yazdıracak. Belki de o kişi benim sana sunduğum teklifleri sunmayabilir.."

"Ben... Sadece teklifine inanamadım. Gerçekten harika! Beni anlayan bir psikoloğu bulacağımızı aklımın ucundan bile geçmezdi!"

"Sana demiştim en başında, ben hastalarımı arkadaş gibi görüyorum diye. Sana kendimi ispatladığıma göre, şimdi sende beni arkadaşın olarak gör?"

Elimi uzattım ve hiç beklemediğim bir şekilde uzattığım eli kavradı.

"Anlaştık! Umarım beni kandırmıyorsundur..."

Gülümseyerek ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırdım.

"Asla" Kerim cevabımdan memnun bir şekilde sırıttı.

"Anneni daha fazla bekletmeyelim istersen, çünkü bugün sadece tanışacaktık. Bu kadar uzun süre benimle konuşmana pek de inanmayabilir."

"Doğru söylüyorsun." Kerim telaşla kapıya doğru yöneldi ve koridorda gezinerek annesini aramaya başladı.

Kısa bir süre sonra annesiyle birlikte gelince ayağa kalktım ve yanlarına doğru ilerledim.

"Delfin Hanım, ne yaptınız bilmiyorum ama çok teşekkür ederim. Oğlum terapi görmeyi kabul etti!"

"Sizin adınıza sevindim. Ama Kerim sandığınız kadar zor ve içine kapanık bir çocuk değil."

"Bu arada bundan sonra ben sık sık getiremeyebilirim. Deniz abisiyle gelecek.  Ödemeyide o yapar zaten. Sizin için bir mahsuru olmazsa tabi"

"Hiç mahsuru yok, zaten dışarıda bekliyorsunuz. Yani benim için fark etmez."

"Tekrardan teşekkürler, iyi günler!"

"İyi günler" Gülümseyerek kapıyı kapattım. Neyse ki Kerim'i bir şekilde ikna edebilmiştim. Koltuğa oturup biraz telefonla vakit geçirecekken aklıma Aras gelmişti. Ah, onu aramayı unutmuştum! Acaba bitmiş miydi toplantısı? Belkide şu an toplantıdadır diye düşünerek aramaktan vazgeçtim, daha sonra arardım.

Ofisime göz gezdirdim bir süre. Yüksek lisans yaptıktan sonra tekrardan psikolog olmak harika bir duyguydu. Geriye tek bir şey kalmıştı; Güvenilir bir sekreter bulmak. Bu konuda babamdan yardım almak en doğrusuydu. Onun holdinginde fazlasıyla sekreter vardı. Bir tanesini de bana ayarlayabilirdi.

Babamı aramaya koyuldum. Çalıyor... Çalıyor..

-Efendim kızım?

+Baba senden bir yardım isteyecektim.

-Söyle bakalım

+ Ben tekrardan ofise döndüm, artık kendimi hazır hissediyorum. İhtiyacım olan tek şey sekreter. Bana gerçekten güvenilir birini ayarlar mısın? Hemen yarın işe başlayabilir.

-Sen ne ara bu kararı verdin? Her neyse, işinin başında olman beni gururlandırdı. Tamam kızım sen merak etme ben ayarlarım birini ama hemen yarına olmayabilir.

+ Sorun değil, aslında zaten bende yarın ofise uğramayacaktım. Ama bu hafta mutlaka birinin yardımına ihtiyacım var

-Tamam kızım sen merak etme.

+Öptümmm

Telefonu kapattıktan sonra rahat bir şekilde arkama yaslandım. Acıkmıştım, ama dayanabilirdim. Bugün Aras'ı yemeğe çıkaracaktım. Hem onun toplantısı hakkında konuşurduk hemde benim tekrardan işe başlamamla. Bugün çok güzel geçecekti..

Continue Reading

You'll Also Like

10.2K 757 44
739 : Kıza öyle davranman gerekmiyordu. Jennie : Nasıl davranmışım? 739 : Üstüne yanlışlıkla kahve döktüğü için bağırmana gerek yoktu. 739 : Onun üze...
3.5K 210 5
Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, Ya da şehre bir yabancı gelir. Ve , hiçbir hikaye yarım kalmaz.
401K 35.1K 33
kim taehyung, erkek arkadaşı jeon jeongguk'un beş yıllık ilişkilerini bitirmesinin ardından oldukça üzgündü ve iki yıllık ayrılığın ardından gelen me...
2.3K 177 9
Caroline Forbes, büyük kötü kurtun tek zaafı olmasının başına ne gibi sıkıntılar açacağından habersizdi. Marcel Gerard'ın hükümdarlığını ilan ettiği...