ZEHR-İ VİRAN

Od AsiMavera

737K 30.5K 20.4K

Yasak olanın verdiği haz mıydı; bizi günaha iten? Ya da aşk mıydı; yasak olmasına rağmen günahını göze aldır... Více

ZEHR-İ VİRAN
❦1❦ ↑ ENKAZ ↓
❦2❦ ↑Gece Gözlü↓
❦3❦ ↑Samira SANCHEZ ↓
❦4❦ ↑İÇİNDE KALAN↓
❦5❦ ↑O BENİM KARIM!↓
❦6❦ ↑AFFET BENİ ARAP KIZI..↓
❦7❦ ↑BEN HEP SENİN YANINDA OLDUM..↓
❦8❦ ↑ZEHR-İ VİRAN↓
❦9❦ ↑İZİN VERİR MİSİN?↓
❦10❦ ↑GEÇ KALMAK İSTEMİYORUM!↓
❦11❦ ↑SEN VE BEN, BİZ OLDUK MU Kİ ?↓
❦12❦ ↑SENİ TANIMAYACAĞIMI MI SANDIN ARAP KIZI..↓
❦14❦ ↑BİZ TEHLİKELİYİZ↓
KARANLIK OKYANUS
❦15❦ ↑GECENİN SEVGİLİSİ↓
❦16❦ ↑BİR SON - BİR BAŞLANGIÇ↓
WhatsApp Grubu
❦17❦ ↑ACI VE TATLI↓
❦18❦ ↑DEĞERSİZ↓
DESTİNA
❦19❦ ↑MAZİNİN YARALI İZLERİ↓
❦20❦ ↑ M E Y U S ↓
❦21❦ ↑UFAK DOKUNUŞLAR↓
❦22❦ ↑ RİYAKAR GECE ↓
❦23❦ ↑ KELEPÇE ↓
❦24❦ ↑MEZARLIK↓
❦25❦ ↑ İDAM ↓
❦26❦ ↑ ÖFKENİN YANKISI ↓
❦27❦ ↑ DÜĞÜN ↓
❦28❦ ↑ İNTİHAR VE GÖZYAŞI ↓
❦29❦ ↑YERLE BİR↓
❦30❦ ↑ GECENDE BENİM GÜNDÜZÜNDE ↓
❦31❦ ↑ HAKİKATLER ↓
❦32❦ ↑ ZİHNİN MECRUH TUTSAKLIĞI ↓
❦33❦ ↑KIRILAN ZİNCİRLER↓
❦34❦ ↑ İLK TEMAS ↓

❦13❦ ↑SENİNLE OLMAYACAĞIM↓

23K 1.1K 808
Od AsiMavera


Medya: Araz ve Elly

İnstagramdan alıntılar paylaşıyorum. Eğer sizde görmek istiyorsanız; 'asimavera' dan ulaşabilirsiniz.

13. BÖLÜM: "SENİNLE
OLMAYACAĞIM."

"Senin sadece aklın karışık. Daha az önce yeni adamlar diyordun. Ne istediğine karar verdiğinde yeniden görüşürüz."

Kapı kapanıp yanından hızla uzaklaşırken Samira öylece kalmıştı. Kendisini o halde bilmediği bir yerde nasıl bırakırdı. Ettiği itiraftan sonra bunu ona nasıl yapardı? Gözünden düşen yaşı hızla sildi. Kendisine verdiği sözü sonuna kadar tutacaktı.

'Yemin ederim Cesar, bundan sonra sana gelen ben olmayacağım.'

Arkasını dönüp birkaç adım attığı sıra da duyulan ani gaz sesiyle olduğu yerde kalmıştı. Gözünün ucuyla duran arabaya baktığında camın ağır şekilde indiğini ve o zifiri karanlık gözlerde kendisine ait saf bir öfke görmüştü.

Cesar.

Kendisini şüphesiz darmaduman ediyordu. Anlayamıyordu bir türlü yapmak istediği şeyi. Daha dakikalar öncesine kadar orada bir başına bırakırken şimdi tam karşısında gözlerinin içine bakıyordu.

"Arabaya bin!"

Aksini kabul etmeyen ses tonuna karşı Samira kararlılıkla baş kaldırdı. Eskisi gibi onun her dediğini kabullenen kız yoktu artık.

"Artık sana ihtiyacım yok."

Buz gibi ses tonu ortama yayılırken Cesar sinirle gözlerini yumdu. Sinirden dişlerini sıkıyordu. Bu kız onu gerçekten sınıyordu.

"Sakın Samira. Sakın beni sınama."
Sakin ses tonuna karşın keskin ses tonu kızı korkutsa da umursamadan arkasını döndü. Kendisine inanmayan bir adamın yanında işi yoktu. Birkaç adım atmıştı ki kapının o tok sesi yankılandı kulaklarında. Birkaç saniye sonra ise koluna sarılan parmaklar. Alt dudağını dişlerinin arasına alıp var gücüyle sıktı genç kız.

Anlamıyordu. Anlayamıyordu bir türlü. İnsanların kendiyle alıp veremediği şey neydi? Kendisinden ne istiyorlardı? Kendisi kimsenin kalbini bile kırmazken neden herkes ona zarar veriyordu.

"Sen zor bir kızsın Samira." Dedi Cesar kolunu sıktığı kızı kendisine dönderirken.
"Ama ben de hiç sabırlı bir adam değilim."

Dişlerinin arasından söylediği sözcüklerle kız önce kaşlarını çatıp, sonra gülümsedi.

"Senden beni çekmeni istemiyorum Cesar. Bırak peşimi. Bana sahip çıkacak sözde bir kocam var benim."

Cesar duyduğu sözcüklerle kızın kolunu tutan parmakları saklaştığında Samira acıyla gözlerini yumdu.

"Bak o sana sahip çıkacak olan kocana!" deyip çıkış kapısını gösterdi. Samira' nın gözleri ağır ağır kapıya dönerken duyduğu sözcükler içini yara yara doluyordu kulaklarına.

"Saçmaladığının farkına var artık Elly! O kıza yaptığım son iyilikti o ev ve iş. Bundan sonra hayatımın hiçbir karesinde zerre kadar rolü olamaz!"

Sonra Cesar kolunu bıraktı. "Gitsene hadi kocanın yanına Samira."

Alaylı sesi kulaklarına dolduğunda Samura' nın gözleri doldu. Araz' dan medet umduğu falan yoktu. Sadece karşısındaki adama haddini bildirmek istemişti ama sonuç belliydi. Kimsesizliği ortadaydı.

"O eve asla gelmem!" dedi Cesar' ın evini kast ederek.
"Arabaya bin." Deyip arkasını döndüğü sıra adamın dediğini yaptı kız. Yapacak bir şeyi yoktu. Koskocaman yabancı bir ülkede elinden gelen hiçbir şey yoktu.

Kapıyı kapattıktan sonra başını cama yasladı genç kız. Gözlerini yumup içini çekti. Hayatının iğrençliğine yandı bir kez daha.

Cesar ise kıza fark ettirmeden onu izliyordu. Güzel olduğunu biliyordu fakat Samira bugün onu bir kez daha şaşırtmayı başarmıştı. Öyle bir elbise ve makyaj seçmişti ki bir insanın içini eritecek kadar güzel olmuştu. Ve öylesine saftı ki davet boyunca yanlarındaki eşlerine rağmen gözleri sadece Samira' ya odaklanmış onlarca adamın tekini bile fark etmemişti. O suçsuzdu biliyordu ama yediremiyordu işte. Belki de korkuyordu. Kalbini o adama vermesinden deli gibi korkuyordu.

Gözlerini küçük melekten çekerek yola odakladı. Şimdi onu serbest bırakma vaktiydi. Ona âşık değildi. Sadece ilgisini çekiyordu sebepsizce. Aralarında tam yedi yaş vardı. Küçüktü Samira. Kendisinin katı, kötü kalbinin aksine fazla masumdu o. Şu iğrenç dünyanın içindeki sayılı güzelliklerdendi. Sayılı yaşanmaya değer şeylerden.

Geldiklerini fark ettiğinde genç kız sesini çıkarmadan indi arabadan. Burası farklı bir yerdi ama. Anlamıştı hemen. Gözleri Cesar' ı bulduğunda yorgun bir şekilde baktı o zifiri karanlığa. Mücadele edecek gücü kalmamıştı artık.

Cesar konuşmadan ilerlemeye başladığında arkasından devam etti. Tanımadığı bu evin anahtarını cebinden çıkarıp girerken merakla etrafını inceliyordu. Bu ev Cesar' ın evine çok benziyordu.

Adam kızı eve soktuktan sonra tam karşısına geçip elini tuttu. Samira bu atak karşısında şaşırsa da tepki vermeyip uzattı elini.

Cesar ciddi yüz ifadesini bozmadan elindeki anahtarı kızın eline bıraktı.

"Yeni evin. Yeni hayatın. Linda alışmanda sana yardımcı olacaktır. Mutfak dolu. Bir şeye de ihtiyacın olduğunda kapıda bir adam bunun için sana hizmet edecek. Şimdi." Deyip elini kızın saçlarına götürdü.

"Kısada olsa yaşadığımız hiçbir şey yalan değildi. Sana yaşattığım, söylediğim her şeyde hala kararlıyım. Her zaman arkandayım."

Bir adım uzaklaştı kızdan.

"Her zaman yanında olacağım. Bir arkadaşın olarak."

Samira duyduklarına inanamazken yüreği sıkışmıştı. Bu adam ne saçmalıyordu? O kadar şeyden sonra kendisini nasıl bırakabilirdi?

Kapıdan çıkacağı sıra da gözleri tekrardan Samira' yı buldu.

"Bu arada Araz benden öğrendiği bilgilerle seni yanına almak istemişti ya. Unut onu. Şirket arabası seni getirmek için belirttiğim gün burada olacak."

Boğazı düğümlendi. Konuşamadı. Bu kadar mıydı yani? Her şey bu kadar basit miydi?

"Cesar?" dedi mırıldanır bir şekilde. Adamın ismi zorla çıkmıştı sanki ağzından. Öyle bir ağırlık oturmuştu ki sol tarafına, ciğerleri sızlıyordu sanki. Ama adam duymadı. Arkasındaki yıkımdan habersiz bir şekilde devam etti yoluna. Sebepsizce onunda canı yanıyordu Samira gibi. Şu kısacık zamanda ne olmuştu böyle kendisine anlayamıyordu.

'Geçecek.' Dedi adam kendi kendine. 'Önceden omu vardı? Bu da geçecek.'

_

"Elly." Dedi Araz doğrudan kadının gözlerine bakarken. "Sakın. Sakın beni dinlemeden yargılama." Deyip birkaç adımda ağlamaktan gözleri kızarmış kadının yanına ulaştı.

"Anlatacağım sana. Söz veriyorum ama buradan gidelim."

Elly yanıt veremedi. Korktuğu başına gelmişti işte. Sevdiği adam kıskacından çıkıyordu. Ona ait olmaktan çıkıyordu. Yavaş yavaş gidecekti kendisinden hissediyordu.

"Çok sevmiştim ben seni." Dedi kısılmış sesiyle. "Canıma katmış öyle sevmiştim. Nasıl yüreğin el verdi söylesene?"

Araz sinirle gözlerini yumdu. Planını uygularken Elly' nin göreceği aklının ucundan dahi geçmemişti ki. Şimdi bunu nasıl anlatacaktı ona. Kısa yolu tercih etti Araz. Yüzünün içinde ufacık kalan yüzünü avuçlarının içine alıp dudaklarına uzandı. O sıcacık dudaklar, bu ten adamın tek zaafıydı. Tek sığınağı. Bu kadın onun her şeyiydi.

Fakat Elly gördüklerinden sonra bunu kaldıramadı. Beklide hayatının hatasını yaptı ama bunu anladığında çok geçti. Hayatında ilk defa böyle bir şeyi yaşıyorlardı. İki elini adamın göğsüne koyup itmesiyle tokadı yüzüyle buluşması bir oldu. Kaçıyordu Araz kadına göre. Zaafını kullanıyordu. Bu zamana kadar tüm kavgaların üstünü bu yöntemle kapatıyordu ama bu sefer olmazdı. Araz böyle bir hamle kesinlikle beklemediğinden yediği tokadın etkisiyle başı yana döndü ve gözlerini sıkıca yumarken iki eli birden sert bir yumruk oluşturdu. Şu an bunu yapan başka bir kadın olsa muhtemelen şu an canından olmuştu ama kadınına asla kıyamazdı. Araz' ın sessiz kalışı üzerine iyice korkan Elly elini koluna uzatarak "Araz.." dedi zorla çıkan sesiyle.

"Ben bilerek yap.."

Araz öyle ani bir şekilde kadına döndü ki Elly tüm söyleyeceklerini unuttu. Araz sinir krizi geçirmek üzereydi. Bal sarısı gözleri koyulaşmış kaşları çatık bir şekilde daha önce kadının hiç denk gelmediği bir ağırlıkta bakıyordu.

Bu sefer Elly ellerini uzatarak yanaklarına dokundu.

"Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim sevgilim."

Araz konuşturmadı. Kadının kolunu yakaladığı gibi arabaya doğru ilerlemeye başladı. Canını acıtmamaya özellikle dikkat ediyordu ve kadın bunun gayet farkındaydı. İtiraz etmeden ilerlemeye başladı sevdiği adamla.

Pürüzsüz yolda hızla ilerlerken Elly ağlamamak için büyük bir çaba veriyordu. Bugün bir şeyler olacaktı biliyordu ama bu kadar ağır olacağını tahmin bile etmemişti. Her şey bu kadar hızlı gelişemezdi.

"Eve gitmek istiyorum." Diye mırıldandı adama bakmadan. Araz cevap vermedi çünkü zaten tam olarak oraya gidiyorlardı. Motorun sesi kesildiğinde kadın kapalı gözlerini açıp ağır ağır indi arabadan. Kapıdan girdikten hemen sonra Elly adama döndü.

"Kendi evime gitmek istiyorum."

Araz daha fazla sabrının sınanmasına izin vermedi. Kadını iki kolundan tutarak duvara canını acıtacak şekilde duvara yasladı. Elly' nin gözleri şaşkınlıkla açılırken iki eli anında kavranıp arkasına götürerek kalçasının üstünde adamın tek eliyle sabitlendi. Araz hırsla kızın dudaklarına eğildi. Öyle bir öpüyordu ki duygudan yoksun, canını acıtmak istercesine..

Elly' nin gözünden akan bir damla yaşla Araz kendine gelmeye başlamıştı ama açıkçası umurunda bile değildi. Ayrıldığında fazla uzaklaşmadan çenesine değdi sıcak dili.

"Bu tenden.." dedi Araz. Hemen sonra şah damarına bastırdı dudaklarını.

"Bu nefesten başkası yasak bana."

Fısıldayan sesi Elly' i baştan çıkarmıştı bile. Ellerinden kurtulmak için kendini iyice adama yaslarken Araz gülümseyerek ona istediğini verdi.

Elly ellerini adamın saçlarına geçirerek kendisine çekti. Sevdiği adama güveniyordu. Ne pahasına olursa olsun aşklarını böyle saçmalıklara kurban etmeyecekti. Tokat attığı an gözlerindeki ışığı görmüştü. O suçsuzdu. Sadece her zaman ki Araz'dı işte. Bir şeylerin peşine düşmüştü belli ki. Büyüterek kendilerini mutsuz etmeye niyeti yoktu.

_

Samira yalnız geçirdiği bir haftadan sonra kendisini arayan Linda' dan bugün için şirkete gideceğini öğrenmişti. Kısa süre sonra dolabı açarak kıyafet seçmeye çalıştı. Hayatında bir ilki daha bugün yaşayacaktı. Samira, gerçekleşmesi imkânsız bir hayalini bugün gerçek anlamda yaşayacaktı. Çok mutluydu bu nedenle.

Dolaptaki kıyafetlere göz gezdirirken gerçekten kimin hazırladığını çok merak ediyordu. Bu kumaş parçaları sanki hiç yok gibi miniciklerdi. Hepsinin gereğinden fazla dekoltesi vardı. Tamam, kapalı değildi ama bu kadar açık giyinmek de istemiyordu. İyice karıştırmanın sonucunda kırmızı bir tulum bulduğunda yüzüne nihayet kaybettiği gülümsemesi geri geldi. Çapraz yaka ve göbeğindeki küçük dekolteyle muhteşem görünüyordu. Bilek boy olduğu için güzel bir ayakkabı seçimi gerekiyordu tabi.

Sonunda hazır olduğunda doğal bir şekilde bukle bukle olan saçları yüzüne dökülüyor ve hafif makyajıyla o kadar güzel görünüyordu ki bir ara abarttığını düşündü ama dolaptaki en sade kıyafeti seçmişti zaten. Elinden gelen başka bir şey yoktu. Komodinin üzerindeki telefonu eline aldığında şirket arabasının çoktan kapının önünde olduğunu anladı. Küçük boy çantasını da aldığında tamamdı.

Samira limuzine ne zaman bindi ne zaman şirketin önüne geldiler bilmiyordu ama heyecandan neredeyse bayılacağının gayet farkındaydı. Adam kapısını açarken stresten inmeyi bile unutmuştu. Ta ki adamın sesini duyana kadar.

"İyi misiniz efendim?"
Samira gülümseyerek başını salladı.

"Bir şeyim yok, teşekkür ederim."

İndikten sonra kendisine eşlik edecek olan adam eliyle yolu gösterirken her adımda içinde bir şeyler kaynıyordu. Acaba Cesar' ı görebilecek miydi mesela? Kendisine ne tepki verecekti? Nasıl davranacaktı? Şirketten adımını attığı an heyecanı katlanırken adam kendisini büyük bir asansöre bindirdi. Kız hayretle izliyordu etrafı. Asansör tamamen şeffaftı. Canada' nın akıl almaz manzarası gözler önündeydi. Bakışları ayaklarının altına kaydığında başının döndüğünü hisseti. Bina fazla yüksekti ve sanki Samira her an aşağı düşecekti. Eliyle bir yere tutunurken duyduğu sesle geldiklerini anlamış ve daha fazla bakmadan inmişti.

"Buradan efendim."

Ulu orta bir tane bile masa yoktu. Herkesin kısa camlarla bile olsa çevrelenmişti. Bir şey daha vardı tabi. Herkes Samira' ya bakmıyordu. Herkes işinin başındaydı. Cesar' ın otoritesi fazla hâkimdi demek ki herkese.

Bir odanın önüne geldiklerinde adam kapıyı açarak kıza yom verdi.

"İncelemeniz gereken her şey masanın üzerinde. Mr. MASSİMİLİANO yanınıza uğrayacağını bildirdi."

Adının geçmesiyle içini çeken kız olumlu bir şekilde başını salladı.

"Anladım. Teşekkür ederim."

Samira yalnız kaldığı için tedirgin olsa da umursamamaya çalışarak masaya doğru ilerlemeye başladı. Topuklular kendisini fazlasıyla rahatsız ediyordu ama bunu da pek umursadığı söylenemezdi.

Gözüne duvarın olmadığı, boydan boya camla döşenmiş yer iliştiğinde rotasını oraya çevirdi. Tüm Kanada önündeydi. Ve birçok okyanus. Kanada zaten okyanuslarıyla ünlü bir ülkeydi. Ülkenin yüzde dokuzunu okyanusların kapladığı yalancı bir cennet. Okuduğu kitaplarda öğrendiği bilgilerin sonunda çokça görmek istediği bir ülkeydi. Göreceğinden ümitliydi hatta. Fakat şu an olduğu durum sonucu olacağı aklının ucundan dahi geçmezdi. Okyanusun heybetli görünümü karşısında aklına düşen adamla sinirle gözlerini yumdu. İstemiyordu. Onu düşünmek istemediği gibi, kendisine söylediği sözcükleri unutmak istiyordu. Tek bildiği böyle olmamalıydı. Hikâyede ki tek iyi adam oyken kendisine böyle davranmamalıydı.

İçi yandı kızın. Tek kahramanını da böylelikle kaybetmişti. İlk öpücüğünü, ilk desteğini, ilk dokunuşlarını, ilk sızısını hissettiği adamı gerçekten kaybetmişti. Yemin etmişti. Ona giden bu sefer o olmayacaktı. Duygularını alenen yaşamayacaktı. Samira. O her şeyin bilincindeydi. Cesar' a kapıldığının farkındaydı fakat buna engel olmasını bilecekti.

Saniyeler içinde ensesinde hissettiği nefesle çığlık atıp arkasını dönerken Cesar hafif bir şekilde gülümsedi.

"Böyle heyecanlanacağını düşünmemiştim."

Samira kokuyla elini kalbine götürdü.

"Delirdin mi sen? Kafayı yiyecektim?"

"Böyle korkacağın aklıma gelmedi."

Cesar hala alayla gülümserken Samira cevap vermedi. Bu adam hangi ara bu kadar uyuz olabilmişti? Gözleri giydiği gri takımda takılınca fark etmeden adamı süzdü bir süre. Üzerine tam oturan beyaz gömleğin üzerine bordo bir kravat, gri bir cepken giymişti. Samira yutkundu. Cepkenlere karşı ciddi bir zaafı vardı. Gözleri gözlerine tırmandığında adamında aynı yoğunlukta kendisini süzdüğünü gördü.

Cesar odaya girerken böyle bir görüntü asla beklemiyordu. Samira manzarayı izlerken bir elini dudaklarına götürmüş rahat bir şekilde ayakta duruyordu. Altın sarısı saçları dalgalar halinde beline dökülürken giydiği kırmızı tulumla fazla seksi duruyordu. Her zaman geniş siyah elbiseler içinde olan kızla alakası yoktu bunun. Hangi ara yanına gittiğinin farkında bile değildi. Kendisini kıza yaklaşmış kokusunu içine çekerken bulmuştu. Tabi Samira kendisini fark edip çığlığı basana kadar. Korkuyla kendisine dönen kızla adamın şaşkınlığı boyut atlamıştı. Kırmızının hafif tonunu dudaklarına sürmüş görüntüyle Cesar daha önce hiç kız görmemiş gibi görüntüyü izledi bir süre. Fakat Samira bu sessizliği bozana kadar. Hemen kendini toparlamıştı. Kıza söz vermişti. Bu saten sonra arkadaştan başka hiçbir şey değillerdi. Kendisini tutabildiği kadar da olmayacaklardı.

"Ne durumda olduğunu bilmiyorum." Dedi Cesar masanın karşısındaki koltuğa yayılırken.
"Bu nedenle bir çalışma istiyorum senden. İki haftalık bir sürede ne yapabilirsen. Buna sen karar vereceksin. Sonra bulunduğun yere göre konumlandıracağım seni."

Samira adamın karşısındaki koltuğa oturmuş dikkatle adamı dinlerken onaylarcasına başını salladı.

"Çok iyi olduğumu sanmıyorum. Bildiğin gibi dışarıdan okuduğum için erken bitti okulum. Yaşıtlarım üniversiteye yeni başlarken ben geçen yıl mezun oldum."

Cesar onayladı. Samira küçüktü. Bunu biliyordu.

"Küçük bir CEO." Dedi Cesar gülümseyerek. "Kulağa fena gelmiyor."

"Elbette yardımcı olacağım. Tek başına başarman zor olacaktır. Şimdi masandaki ekipmanla başlayabilirsin. Masandaki palana göre eve dönmek için araban aşağıda seni bekliyor olacak."

Adam gitmek için ayağa kalktığında kız sessizce onu izliyordu.

"Görüşürüz Gece gözlü.."

Samira anlayamıyordu. Gündüz vaktiyle bu yeşil gözlerde bulduğu gece tutkusu da neydi? Nerden görüyordu anlayamıyordu? Saniyeler sonra Samira silkelenip kendine geldi. Neydi bu hali? Neydi bu küçük bir kız gibi saçma düşünceler. Hızla oturduğu yerden kalkarak masasının başına geçti. İşinde iyi değildi bunu biliyor ve karşılık olarak daha fazla çalışması gerektiğini düşünüyordu. Saatler sonra başını çizimlerden kaldırdığında gidiş saatinin gelmiş olduğu düşünerek masadan kalktı. Samira şüphesiz gerçekten yorulmuştu.

Haftalar çabucak geçerken Cesar' ı bir kere dahi görmemişti. İkinci haftanın sonunda Samira' ya dediği üzere genç kız geleceğini düşünmüştü ama yoktu işte. Gelmemişti. Samira' nın daha iyisi olması için eve dahi getirdiği çizimler bitmiş olmasına rağmen yoktu. Samira evinde, yatağının içinde öylece tavanı izliyordu. Sonunda kavuşmuş muydu istediği o sakin hayata? İstediği gerçekten bu muydu? Kesinlikle buydu. Sakinlik onun için bulunulmaz bir nimetti son aylardan sonra. Kapı sesinden sonra inanamazca gözlerini açtı kız. Bu saate kim gelmiş olabilirdi ki? Bu eve gelen tek kişi Linda idi. Ama o asla bu saatte gelmez, gelse bile mutlaka haber verirdi? Bakışlarını yanı başındaki telefonun ekranına çevirdiğinde sabahın üçüne geldiğini gördü. Korkarak ayağa kalkıp ağır adımlarla kapıla ilerlemeye başladı. Gözleri kameradaki adamı bulduğunda şaşkınlığı hayli artmıştı. O gelmişti.

Elleri kapının kulpunu kavradığında sıkıntıyla indirdi. Olacaklardan, duyacaklarından habersiz.

"Geceleri erken uyumadığını biliyorum. O yüzden sorun olmaz umarım?"

Adamın yorgun sesine karşılık başını sallayarak içeri geçmesine izin verdi. Gözlerine değen bal sarısı renkler donmuştu sanki. Eski ışığını kaybetmiş.

Araz odayı kendiliğinden bulduğunda kız adresi nerden bulduğunu merak bile etmedi. Onlar büyük adamlardı biliyordu.

"Neden geldiğimi soracak olursan Arap kızı.." deyip oturduğu koltukta omuz silkti. "Açıkçası bende bilmiyorum. Sadece konuşmak istedim."

"Konuş Araz."

Samira' nın o buz gibi ses tonuyla adam afallasa da kendini toparladı. Alışık değildi onun bu hallerine. Eski Samira değildi karşısındaki. Kısa zamanda büyük değişmişti. Kendisini hayranlıkla izleyen kız yoktu artık.

"Elly ile aramız kötü." Dedi bıkkın bir sesle.

"İlişki terapistine benzer bir tarafım olduğunu düşünmüyorum?"

Ciddi bir tavırla söylemiş olduğu sözcüklere Araz fazlasıyla kızmıştı. Sonra bakışları üzerine giydiği geniş uzun pijama altı ve askılı sade atlete kaydığında kızın gerçekten küçük olduğunu ve hayal kırıklıklarıyla hareket ettiğini fark etti.

Araz dalgınca gülümsedi.

"Öyle bir düştün ki hayatıma, bomba olsa patlamıştı be Arap kızı. Kızmıyorum sana da."

"Senin hayatına girmeyi isteyen ben değildim." Dedi sert bir şekilde.

"Bunun için özel bir çaba sarf eden sendin."

"Onunla evlensen mutlu mu olacağını sanıyorsun sen? Onun seni mutlu edebileceğine emin misin Arap kızı?"

Sesini yükseltmesine karşılık kız korksa da altta kalmaya niyeti yoktu.

"En azından sende aldığım iyileşmez yaraların yerine ufak sıyrıklarla atlatırdım be Araz. Bu kadar hırpalanmaz, bu kadar küçük düşmezdim?"

Araz sinirle gülümsedi. "O kadar safsın, o kadar masumsun ki çevrendeki herkes senin gibi sanıyorsun. Aç gözünü. Herkes sen değil. Herkes senin gibi temiz değil. Ben senin üzerine gelirken o iki tane güldü yanında oldu diye kahramanın mı ilan ettin hemen?"

Samira adamın dediklerinden hiçbir şey anlamıyordu.

"Cesar sana göre değil Samira. Küçüksün sen. O ise sana göre fazla büyük. Yapamazsın onunla. Baş edemezsin. Şimdi sen beni ister dikkate al ister alma. Ama alırsan senin yararına olacağı gibi almamanda zararına olacak. Her şey senin elinde." Deyip gülümseyerek baktı kıza.

"Aslına bakarsan onunla olman işime bile gelir. Benimle olan bağlantın tamamen kopar ve sen eski mutluğuma geri dönerim ama ben yine de böyle olsun istemiyorum. Bunca şeyden, bunca seneden sonra sende mutlu ol istiyorum."

"Araz, ben seni mutsuz etmiyorum. Hayatında bile değilim. Neden hala böyle başına yük kalmışım gibi konuşuyorsun?"

"Çünkü öylesin Arap kızı. Hayatıma girdiğin andan beri Elly' le, sevdiğim kadınla aramda uçurumlar var neredeyse. Bir türlü kabullenmiyor seninle olmayacağımıza. Sanki her an onu bırakıp sana gelecekmişim gibi düşünüp benden uzaklaşıyor."

Araz, şüphesiz ki acı çekiyordu. Gerçekten seviyordu kadınını. Samira bütün yüreğiyle hissediyordu bunu.

"Araz, benim yapabileceğim bir şey yok anlıyor musun? Burada olmak yerine onun yanın da olmalıydın şimdi. Sevgini, aşkını ona tüm gerçekliğiyle hissettirmeliydin. Yanlış anlama ama sen eksiklik sende. Belli ki uzak duruyorsun kızdan oda böyle düşünüyor."

Araz düşündü de kız gerçekten haklıydı. Ona kızdığı için mutlak bir şekilde uzak duruyordu. Ama bilmediği bir şey vardı. Elly onun bu halini bir nevi trip olarak değil de sıkılmışlık olarak adlandırıyordu. Küçük yaştan beri olan beraberliğinden dolayı kendisinden sıkıymış olduğunu Samira' yı da yeni bir liman olarak görüyordu.

"Tavsiyen için teşekkür ederim. Ve gitmeden önce de eklemek isterim ki kendine dikkat et. Bana yapmış olduğun gibi kendini kimseye ezdirme. Şu anlık onun yanında onun evindesin ama unutma ki eğer bir gün gelirsen seni asla geri çevirmem. Sunduğum tüm fırsatlar her zaman geçerli Arap kızı.."

Araz ayağa kalktı. Samimi bir şekilde gülümsedi.

"Mutlu olmanı çok isterim. Ama onunla değil. Onunla olmaz. Bunu unutma."
Araz kapıyı kapatmış giderken Samira oturduğu yerde hala düşünüyordu. Araz' ın bildiği bir şey vardı. Anlamıştı bunu. Ama öğrenmesinin mümkün olmadığını da biliyordu. O, Cesar tehlikeli bir adam mıydı? Ya da hasta? Duyduğu telefon sesiyle yukarı çıktı. Eli gelen mesajın üzerine tıklarken okuduklarıyla gözleri irice açılmıştı. Bu adam ne yamaya çalışıyordu aklı bir türlü almıyordu genç kızın. Sinirle yumruklarını sıktı.

"Güzel kaçamaklar yapıyorsun Gece gözlü. Fakat benim evimde benim dedikodumu yapmanda ayrı bir hoş. Kafandaki tilkileri sal Samira. Tehlikede değilsin. Seninle olacağım falan yok."

🌩

-TeamCesar? Ne düşünüyorsunuz?

-TeamAraz? Ya siz?

-Bölüm nasıldı?

-Samira ne yapacak veya ne yapmalı?

-Hikâye' nin akışı hakkında düşünceleriniz nedir?

Merak etmeyin yakında bol aksiyonlu bölümlerle karşınıza çıkacağım.

Arkadaşlar diğer kitabımı düzenlemeye aldığım için burada bölüm gecikiyor. Üç hafta sonra uzun bölümlerle geleceğim inşallah. Bölümün başında da dediğim gibi instagram da alıntılar paylaşıyorum. Ve bu ileride sıklaşacak.


İnatagram: 'asimavera'

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

193K 9.5K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
1.1M 39.4K 22
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...
209K 12.9K 26
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
551K 20.4K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...