Newyork-Manhannten -7 Nisan 1986
Rockefeller Malikhanesi ..
Richard Rockefeller
- Ölmek için Güzel bir gün..
Öyle değilmi peder?
- Efendim verdiğiniz bu karar hakkında bir kez daha konuşmak istemediğinizden eminmisiniz?
- Endişelenme peder kurduğumuz bir düzenin dış dünyanın içindeki bir çatışma yüzünden mahfedilmesine müsade edecek kadar ahmak değilim.
- Ama efendim dışarıdan bakan insanları konseyimiz içindeki bir iç savaş düşüncesi sarmasına müsade ediyorsunuz.
- Bu kadar erken bir kıyamet Üstadımızdan başka kimsenin işine gelmez böylesine bir bencilliğe asla müsade edemem. Ayrıca babam isterse kimse hiç birşey düşünemez peder!
-Fakat bay David oldukça yaşlandı efendim konseyin işlerini yürütecek daha olgun beyinlere ihtiyacımız var ve siz ölürseniz toparlanmamız yıllarımızı alır..
- Peder ,peder, peder. Babam konseyimizin temeli ve oldukça akıllı , yaşaması gereken birisi varsa oda babam..
Peder ile kendi odasında bu derin konuşmayı derin iç çekişleri ile devam etme niteliğinde istekli olan Richard çok geçmeden odasının kapısın çalındığını duydu
- İçeri gel!
- Efendim uçağınız pistte hazırlandı uçuş için pilotunuz talimatlarınızı bekliyor.
-Pilot yok Henry. Yalnız uçacağım
-Peki efendim nasıl isterseniz ..
Richard son hazırlıklarını yaptıktan sonra yanına siyah bir şifreli çanta alıp özel aracına doğru yol aldı. Arabasına binmeden son kez malikhaneye dönüp;
- Yeni dünya düzeni için.. Cehennemde görüşürüz Baba...
Richard Rockefeller .Babası David Rockefeller in üç evladından en yetişkini olup, bilinen kimliği ile medyada Sınır Tanımayan Doktorlar derneği başkanı aynı zamanda da dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından birisi olan fakat medyada yeri olmayan gizli bir kuruluş olarak babası David Rockefeller tarafından yeni dünya düzeni adı altında kurulmuş ailevi konseylerinin en üst düzey üyelerinden birtanesidir.
Yılan Adası - Brezilya..
Adanın kıyı kesimlerinde her ihtimale karşı misafirleri karşılamak için bir grup maskeli silahlı tim bekliyordu. Çok geçmeden timinde dikkatini çeken , ve piste doğru yaklaşan özel uçağı karşılamak için tim esas duruşta yerini aldı.Uçağın kapısını kendisi açıp elinde siyah çanta ile inen Richard Rockefeller pistte bekleyen maskeli timi selamladıktan sonra tim komutanını yanına çağırıp;
-Durum nedir.
-Efendim geliceğinizi neden bildirmediniz?
-Burda soruları ben sorarım.! Durum nedir.
-Afedersiniz efendim , iradesi çok güçlü halâ büyülü zincirler ile tutabiliyoruz.ama eski gücünü yitirmek üzere . Birdaha asla yolumuza çıkamayacak efendim.
-Adanın güvenliği ne durumda. ?
-Bu zamana kadar ruhani bir saldırıya maruz kalmadık Efendi Ebyaz. Mikail ve Azrail için gerekli tedbirleri aldı güvenliğin geri kalanını Armegedon timi yeterince sağlamakta.
-Beni ona götür.
-Emredersiniz efendim.
Gerekli bilgiyi aldıktan sonra Richard. Tim komutanını takip etmeye başladı . Yolun sonunda kuytu bir mağaradan içeri girdikten sonra mağaranın içinden gizli bir kapıyı açıp asansör ile yerin altındaki üst bölgesine ait zindanlara doğru indiler..
Zindanın girişinde kulakları çınlatan o yaratık sesi Richard 'ı oldukça etkilemiş olsa gerek tim komutaının uzattığı özel bir kulaklığı kullanmayı seçti. Zindanda iki adet kafes bulunuyordu.Birisi dört bir taraftan zincire vurulmuş tek gözlü garip bir yaratığa aitdi diğeri ise . Siyah kanatları birbirine bağlanmış kollarından yere zincirlenen yaralı bir Meleğe ait idi.
Richard meleğe doğru yaklaşıp yanındaki tim komutanına ;
- Bizi yalnız bırak.
- Ama efendim bu çok tehlikeli Dediğini duyan Richard belinden tabancasını çekip tim komutanının kafasına bir el ateş etti
Silah sesi ve tim komutanının öldüğünü hisseden tek gözlü yaratık kafesin içinde derin çığlıklar atarak olduğu yerden zıplamaya çalışıyordu. Oldukça mütevazi bir tavırla Meleğin kafesine yaklaşan Richard ;
-Ölüm.... onun en çok görmek istediği şey ..
Nasılda aç görünüyor öyle değilmi ? Senin bizlere yaptığını zevkine vara vara oda diğer insanlara yaşatmak istiyor..
Konuşma sesini duyan bitkin Melek kafasını kaldırıp Richard'a doğru baktı. Ve ekledi..
-Buraya Deccal'ı salmaya gelmedin öyle değilmi?
- Oh hayır Mark tabikide öyle değil. Ben bugün buraya iyi adam olmak için geldim
-Ne zırvalıyorsun sen ..dedi kısık bir sesle Mark
- Bilirsin işte iblisler.. sizin alemde nasıl derler .. ikili oynamayı severler . Yani kıyamett!! Erken kıyamet.. !!!henüz insanları istediğimiz gibi kullanamadık. Bu bencilliğie müsade edemem seni ucube piç kurusu.
Mark kafasını tam anlamı ile kaldırıp Richard'ın konuşmalarını dinliyor bir yandanda hal ve hareketlerini takip ediyordu;
-Bana neden dahi diyorlar biliyormusun Mark? Çünkü ben mükemmelim ,zekiyim . İstediğimi öldürür istediğimi diriltirim. Ben Tanrıyım Mark ? Bunu Duydunmu Ben tanrıyım.
- Sen bir ruh hastasısın aşşağılık herif. Ölmek için can atıyorsun. Dedi Mark
- Tabi ,tabi ,tabi sana hak veriyorum Mark . Ben de olsam kurbanım ayağıma geldiğinde bu kadar seviniyor olurdum.. Ne Fark ederki pislik herif. O listenin bilmem kaçıncı sırasında olduğumu adım gibi biliyorum. Eninde sonunda gelip arkama tekmeyi basacaktın.
- Şüphen olmasın piç kurusu..
- Üstad seni buraya tıktığından beri kıyamet için gün sayar oldum. Tabiki boş durmadım seni bu sikindirik büyülü zincirlerden kurtarmak için bir kapsül hazırladım . Birazdan bunu kanına enjekte edicem. Ve sen eski gücüne kavuşuyor olucaksın. Şşşt bana baksana yerinde olsam bu adada kimseyi sağ bırakmazdım..
- Seni öldürenin ben olmayacağını biliyorsun değilmi ahmak herif..?
- Yapma ama Mark beni duygulandırıyorsun ikimizde biliyoruzki.. Şeytan akıllıdır. Ama tanrı onu sevmez...Sen Tanrının Oğlusun Mark onu kızdırmak birtek şeytanın işine gelir..
Elindeki siyah çantayı yere çömelip dizinin üstünde açan Richard çantanın içindeki kapsül ve şırıngayı alarak çantayı kapattı kapsülü kırıp içindekini şırıngaya çektikten sonra;
- İşte bu bir dahihane eseri... Beni damarlarında hisset seni ucube Melek..
Diyerek yaklaştığı kafesin kapısını açıp Mark'ın boynuna iğneği geçirdi Mark acı içinde bağırarak;
-Ağğğğh huğğğa pislik herif.. dedikten sonra gözlerini kapatıp baygın düştü.
Richard siyah çantasını alıp kahkaha atarak zindandan dışarıya doğru çıkmaya koyuldu.Kapıda içeride olan bitenden habersiz timin diğer askerleri Richard'ı karşılayıp uçağına kadar eşlik ettiler. Uçağa binen Richard motoru çalıştırdıktan sonra havalanmak için yola koyuldu. Uçak Yılan adası semalarından oldukça uzaklaşmıştı.
2 Saat sonra..
Richard Florida eyaleti yakınlarındaki adalara gözle görülür bi şekilde yakınlaşmıştı.Fakat Richard'da bir tuhaflık vardı . Uçağın içinde olur olmaz terlemeye başlamıştı. Gömleğinin düğmesini açıyor tek eli ilede uçağı kontrol etmeye çalışıyordu. Fakat durumunun ciddi olduğunun farkında olan Richard.;
- Lanet olsun hadi yap şunu..
Dedikten sonra uçağın içinde bir ses yankılanmaya başladı..
-Neden .. ölmek için bu kadar aceleci davrandın Richard..
-Canın cehenneme pislik . Dediği anda uçak kontrolünü kaybetmeye başladı Richard kafasını tutuyor ,uçak Florida kıyılarında kaya parçalarına doğru çakılmak üzere idi . Çok geçmeden büyük bir gürültü ile uçağın enkazından alevli dumanlar yükselmeye başladı..
New york - Polis Departmanı- 8 Nisan 1986.. Saat 01:45
Şimdi sırada bir son dakika haberi ile karşınızdayız.
- ABD'nin ilk milyarderlerinden Standard Oil'in kurucusu John.D. Rockefeller'in torunu, ünlü hayırsever David Rockeffeler'in (99) oğlu Richard Rockefeller (65) kendi kullandığı tek motorlu uçağın Florida yakınlarında belirlenemeyen bir sebebten dolayı kayalıklara çakılması sonucu yaşamını yitirdi.
New York'un Manhannten bölgesinde yaşayan ve yaptığı keşif uçuşundan dönmek üzere kendi kulandığı uçağı ile kalkış yaptıktan saatler sonra Florida kıyılarının hemen yanındaki kayalıkların üzerine çakıldığı belirtilen Richard Rockefeller, ''Sınr Tanımayan Doktorlar Derneği'''nin Başkanıydı. Rockefeller ailesinin sözcüsü Fraser Seitel'in yaptığı açıklamaya göre; Baba-oğul perşembe gecesi başbaşa akşam yemeğinde yaptıkları aile toplantısından saatler sonra Doktor Rockefeller'ın Malikhaneye uğrayıp ardından tek motorlu Piper PA-46 uçağı ile Ani bir keşif uçuşu istemesi durumundan kalkış yaptıktan saatler sonra düştü.
Seitel; kazayı kötü bir trajedi olarak açıklarken, Rockefeller ailesinin büyük şoka girdiğini, Richard 'ın mükemmel bir insan ve ailenin bağrına bastığı bir üyesi olduğunu kaydederek, çok tecrübeli ve uzun yıllardır uçuş tecrübesinin bulunduğunu kaydetti. Sırada spor haberleri...
Elindeki kumanda ile televizyonu kapatan Dedektif Julliyn masasının üstündeki dosyaları eline aldığı gibi Müfettiş Clark'ın odasına koştu;
-Haberi izledinizmi sayın müfettiş?
-Ha evet tipik bir uçak kazası işte yine ne oldu dedektif ?
-Bakın anlamıyorsunuz. Bu cinayetlerde paralel giden birşey var. Elimde soruşturma açabilecek kadar yeterince delil var efendim.
- Dinle dedektif . Burası polis merkezi . Hayalet avcıları karargahı değil. Şu ruhani zırvalıklarınızı bir kenara atıp işinize dönün lütfen.
-Bakın müfettiş Clark. Ben işimi yapıyorum. Siz dinlemiyorsunuz bile. Kayda deger birşeyler var elimde.
-Dinliyorum dedektif dinliyorum. Kurtuluş yok anlaşıldı.
- Enver Sedat suikasti bakın herşey bunun ile başlıyor. Olay yerinde işi aşırı dinci terör örgütü üstlenmiş. Fakat orada sıkılan hiç bir silahta 45 kalibrelik bir Mermi yok tu. Enver Sedat'ın kafasının yarısını uçurup götüren bir mermi çekirdeğinden başka.
-Ee dedektif. Hepsi bu kadarmı
-Hayır değil Paul Wick Eduardo...şu meşhur mantar ticareti yapan uyuşturucu kaçakçımız. Yanına yerleştirdiğimiz iki istihbarat adamının kafasına sıktırıyor. Fakat ölümü bir doğalgaz patlaması ile oluyor. O günkü toplantı salonunda bulunan şarablen parçaları 1950 yapımı bir el bombasına ait. Ve son kahramanımız. Richard Rockeffeller.. Usta bir pilot olmasına rağmen sıfır sıkıntılı bir uçak ile yere çakılıyor..
- Dedektif bu cinayetleri paralel kılan ne ?
- İlginç olan şu müfettiş bu öldürülen üç elemanımızda Yeni dünya düzeni adı altında kurulmuş bir konseyin üyesi. Konseyin varlığını henüz kanıtlayamasakta bir çok soyut delil gözler önüne sürülebilir.
-Yani ?
-Yani şu demek oluyor . Bir liste, bir katilin elinde bu cinayetlerin yeri saati ve zamanı olan bir liste var. Ve işini çok profesyonel yapıyor.
- Peki dedektif peki. Soruşturmayı açacağım.
- Anlayışınız için teşekkür ederim Bay Clark...